26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SATFA DÖRT: sCÜMHURlYET: NTTLABIMIZ, eamilerlmlz, muzelerimız... Boğaziçi, Kapaii çarjı, gecs kulüplerinde onyaatal seyri. B a kadar «fefMir îstaabuhın turistik fekfcüDderl ve eğer daha uzunca bir för» kalıjorsa turist, •Ksradeniz'd* jıkavmıs otmak» lçin KilyOT*» inmck, Adalan ziyaret cderek «raba veya eşek safası yapmak, bir TSrk hamaımnda ince deriami TSrk uiulü masaja tesüm etmek giU çeşitii ilgi çekici teerübeler gegirebilir.. Ama, bir gön, tatil biter, herjey sona erer, »IHIITHTJ y» §axa düzenine, teknoloji çağunn gît^da makinele^eıı temposuaa 7* niden doner tıırisL.. Heoüz bu teapoya gumemiî, dogu ile batı nıa birleıtLİi, çe&ıkilerl» dafa bu olağanüstü ulkede, batı uygarlıgı İle doğu mistisizminin ve insancıl lığının içiçe yaşadığı «bin kocadan arta kalmış» bu dünyanın en eski şehrinde kendi ülkesinden çok farklı, değijık bir âlemle karşı karşıya gelmiştir... Istanbul, Iki ayrı dünyanın, eski H« yeninin, guzel ile çirkinin karsıbsCajfc, m> dern bir kentle bir biıyiik kögAav kanşımı bu garip jehir, sevilir veya sevilmez, ama mutlaka h«r kesi etküer, «desck büyUer.. Â Caddelerdeki işporlacı bolluğu, lom bir tt özel teşebbüs,, ülkesi olduğumuzu göslerir nueuna lter.. Genel helilarm yokluğu Ue, cüafip da ne yapaeagmı bilemlyen turiste, Insanlanmızın Avrupalılara kıyasla daha az helâya gitme özelliği olduğunu düfundurur... nun (tttm Doju'da oldufu glbi) aonnal bir doatluk cOstarisi olduğuna kolay kolay lnanma». • «ÖZEL TEŞEBBÜS» BOLLUĞU... NSANLAKIMIZIN «öt*l t«aebbüsse olan mersk ve yeteneği, kijisel inisiyatifinl kullanmadaki bajansı da turistl şaşırtır: Herkes bir ?«yler kapmı? ve satmak için sokaga fırlamıştır: îşportacıların çokluğu, «atılanlann çeşitliliğl hayret veriddir... Bu mudur, bir «manlar tlcarete yeteneti olmadığı söylenen TUrk miUeti? TurUte, «yurttakl 30 mllyon özel te?ebbüs sahibinnden 1Ö1 eden ünlü siyaslmizin Unlü demecinl hatırlatarak, gördüklerinln göremedikleri yanında önemslzllğlnl anlatmanın tam yeridlr Ortalıkta işsiz gezenlerin çokluğu. okul çağmdakl kiiçük çocuklann bolluğu turisti şaşırtır. Rel* bunlann hayatlarmı kasanmak için çe?ltll turlstik eşya satmalan, bunu yaparken de her dill kusursuz konufmalan, turistl hayran bırakır. Zaten Bzellikls ticarl çevrelerda rastladığı TUrklerin yabancı dıl konutma seviyesı, Batıüyı hayran bırakan ölelliklerimirden biridir... KADIN tLİŞKİLERİ PfSANLARIMlZIN fiziksel Ozellllcleri hakkındaki bu lzlenimlerl yanında, karakterlerinin birçok yanı da turist içia ?aşırtıcıdır. ömeğin, yabancıya karşı olan llglmiz, misafirperverlığimiz, onun derdinl l?iml 2d gücumüzü bırakarai kendımize dert ecür.memiz, lnsanlann davranışlarındakl doğuya ö'zgü karşıhklı Ugl, blrblrine dönüklük, kendi dlinyasında ve kendl çıkarlarmın sırırlılığı içinde ya?ayaa Avrupalı veya Amerikalı lçin şaşırtıoıdır, sempatiktir... Yollarda erkeklerin çokluğuna karşı kadınlann azlıji, yalnız erkeklerin bulunduğu kahveler, lçkl masası dostlugunu erkeklere bırak&n kadınlann gözükmediğl Çiçek Pasajı, vs., turistı şaçırtır; Atatürk'un kadını toplum yaşamına sokmu? olduğuna dair duyduklanndan şupheye düşürtür. Yollarda erkeklerin kolkola, zaman zaman elele yürümesl, boyle bir davranışın kötü yorum lanacagı Batı Ülkelerinden gelen turistl saşırtır, Türklye'de bu .Türk gibi kuvvetli» sözünü Ispat etmek istennisçesine, koca ynkleri sırtlanmı?, veya kocaman bîr karyolay! tek eU>le kavramış götüren i»tandaşlanmız, turist için saşırtıcıdır. Bu sozun doğrnlut» na bazan kadınlanmız da ispat eder. İ t • «TÜRK GtBİ KUVVETLÎ...» • ZLENİMLER, genelEkle ırUaI ra uluslara göre değişur el" bette... Istanbul'un aAmbjji bir çelışkiler kenti olmasmm. tadı na, yaşlı Avrupa'nın sâkmleri daha bir varır: kerşsyin pitarrdt, tl pik yanını görmesîni bilen Fransızlar başta olmak üzere... Aan rıkalı için, bunca eski, tarihî ya pı, kalınh, meydan, sutun, inanıl maz birşeydir, bir mucize.. Atmeydanı'ndaki Teodos sütununun, M.Ö. 16. yuzyıldan kalma brr Mısır obeliski olduğunu söylcdiğinizde, M. Ö. mi, sonra. m drje tekrar bir sorar. Surlardan veya herhangi bir tarihi 3 i|mlın alıp gizlice çantasma koyacagı (va muhtemelen binadan çok daha 79ni olan) bir tas parçau, ulkeara* Asya steplcrinden beri atını bırakaaumıştır Türk» Ve onu, modern kerrt yaşamının içine bile sokmustur. tste, blr eski tstanbnl atına su veren bir mctlera siivari.. döndiifgünde herkese göstereceğl bir değerli anı olacaktır. Tarıh» T T . H I tngılİ7, pıposunu yakarak ırkdaşlarınm yüzyıllardır dünyanın her yanında tarihi kazı ve araştırmalarda cneölnk etmiş, ba arada birçok önemli buluntuyu el altmdaa British Museum'a taşımıj oUn geçmi; bajarılaıını hayal eder... Almanlar v Kuzey Avnıpa ülkelerinden çrhnİprİB akh fıkri günef ve denizde, îtalyan ve tspanyollan a ia» alifreriştedir.. Insanlarımız iıe, nereden gelırse gelsin, yajam biçimleriyle zaman zaman hepsinl hayrete düşürur: her şey bir yana bırakılır, «Türk gibi kuvvetü» sdzünü en canlı biçımde yansıtan sırt hammallarının resmi çekilır. Akılcı baü zekin, bu ağır yüklerin niy* iki yanından tutularak iki kiji ta rafından tajınmadığını anlıyamaz bir türlü. Çop yığınlannm önünde, toz toprak arannda açıkta saülan yiyecek maddelerini korkusuzca alıp gövdeye indirea vatandaşlanmızın bolluğu, yabancıyı, Türk'ün mikroplara karjı da özel bir dayanıklılığı olduğu «o Emcğin değerinin gitgide arttığı Avmpa'da, bizde yaygın olan birçok meslck, artık tarıhe kansmiftır. Onnn için, bizde sıra nra diıilip mesleklerini icra eden ayakkabı boyacıları, tnrist için sasırtıcıdır. Ama bir ayakkabı boyacısıoın, bir deNİet memurandan daha çok para kazanabüecefini bilıe, belki daha da çok sasınr... • tNSANLAR VE HATVANLAR... YAĞMURnn İNCEDEN 1 !• !• Yazan: 20 «Ankara'da kocaman bir evimiz, buradakijl* ölçüleneyecek kadar çok ve değerli esyamız vardı. Gene de var. Orada. Duruyor. Benim koeam budaladır. Ben ondan soğuyunca, arkadaşları ne dcmişler biliyor musun, aman eşyanı koru demişler. kaçınr falan. Sezdim bunu, sonra da öğrendim. Gerçckten, tümünü o satın aldı evlenlrken. Yoktu kl bende. Kocamda eşyajı kollayan bir ta\« buldum. Çok ağıruna gitti bu. Götürecek yerim >ok , tu ki aşıraydım. Sonra, nasıl bağdaştırabilirdi be* nlmle! Haberii çıktım. Küçiık bavnlumu aldım. Bak, dedi, içinde sana yarar hiç bir şey yok. BunIan baska kadın giymcz, onuruna dokunur, dedim. Bir sardunya saksıları benimdi, onlan da ona bıraktım. Ne olur bir seyler götür, utanıyorum, barl bir feyler götür, dedi. tyiydi ama, budalaydj. Anlamıyor musun, dedim, götürecek yerim yok, götiirecek yerim olsa hepsini aşıracaktım. ttıanmıyoV1 ' nun dedi. inanmıyorum. O zamandan beri esya korkunç bir sey gibi gorıinur göıume. Geldiğiııde, barl dedi, saksılarmı getirsem. Ankaradan mı? tjiyim ama, budalamn biriyim ben, dedi. Hep öyl« derdi. Gerçekten, iyidir ama budaladır.» «Donmeyecek misin onun yanına?» •Neredcn çıktı bu soru? Ne olursun. bir daha sorma. ikide bir bu konuyu karsunıza getirme. Ben getinem bile sen unuttur, ben söylesem bile duymazdan gel. Yasanmıj bir fC7 var, ne olursa olsun, elbette iz bıraktı. Taşm üstüne yağmur yafar gibi olup bitmedi bütün bunlar. Onlarm budalalığı, birim budalahgunız, haşka seyler, hepsl bir ara>a geldi. Yapılacak şey, tek şey, unutmak. Yenl kuşkular, yenl tedirginlikler nereye gotürür? Evct, meyvalar, dallar ve hep senin için carpacak bir yürek. Sürebilirse, ya«ayabilirse.» «Kızma bana. Daha elim ellerinl tanımadı. Ne önemi var, kırk yıllık yakınun gibisin! Seni kaçır. mak İstemiyorum. O zaman bojluğa duseceğim.» «Evet ama, seni Hgilendirir bunlar.» «O açıdan alırsan elbet beni ilgilcndlrir. Ama söyle düşiin: Ne diye uzak olscakmışım sendcn! Seni ne diye kavbedecckmljlm! Kolay bulunur bir sey misin? tnsan. bulduğunu görmezdcn gelmeıneIL Senden uzak dıişmek istemem. Benim tesam «ıldu bu, inancım oldu. Elbette korkuyorum, blr gölge var aramızda. Bir gün seni benden koparabllecek MâLKOÇOĞLU ÇALINAN TAÇ jzen: AYHAH üRKtTE'DEKt lnsan • hayvan üişkıleri de, turistl bir hajli etkiler. önceUkle kedilerin bolluğu onu şasvtın Kim bakar, kira besler bu kedil e n ' Yazın, sık sık, özellikle turistik yerlerin civannda karsııına çıkan ayı o>natıcılan da hayret verir ona: Bunun (birçoklan gibi) uygulanamıyan bir Beledlye yasağı olduğunu söylememisin hiçbir yaran yoktur. Türkün tarihi boyunca en çok değer verdiği üç şeyin «at, silâh, avrat» olduğunu biliyorsa lyl.. Ama bilmiyorsa, modern bir kenün ortasında bıle günümüz Türkünün hftlâ vazgeçemediği atının salına salına dolasmasına sasınr. Vırc vınr dola?an atlılar, at atabalart, bu arsbalann üstünda ayağa kalkmış modern BenHur* lar tunsti hayretten hayret» düçürür.. Trafik, zaten vasıtaların, at ve el arabalannın, yayalann vesair hayranlann birbinne kanştığı bir garip düzendlr ve turist, bu işe bir türlu akıl aır erdıremez. T ÂfsOT TİmUCİn •• •• bir gölge. Yanlıs anlama, ucuz bir nedenle eskiye dönersin demek istemiyorum. İnsan yanın uyarıln \e dönmek zorunda kalırsın diye korkuyorum. Bu yuzden sakınıyorum, sana dokunmaktan çekinijonım. tnanmak isterim o golgenin aramızdan fideceğine. Gitmell, değil mi?» •Korku a;kı unufak cderj» «Neysc susmak isterim. Bötün gece hudm, degU mi?» •Ne kadar güzel. Telaşh değilsin, acele etmlyorsun. Su köhne dünyada Uk olarak blr dala tuta nuyoçum.» «Gerçekten bir dal riblylnj, kujn kaçirmaktan korkuyorum, bu Mİzden kıpırdamıyornm bile^ •Korkma rüzgârlanmaktan, basunı döndünnek ten.» •Caym var mı?. •Yar. gcrçekçl ve çaidaj yakınun benim, tuttâ «peynir da rrtireccğim sana.» XV «Çayına seker koy. Erkek hlzmet bekler Ilkesine yfiz verme. Ha, ona anlatıyordam, ilk kavgamızı Frankfart'ta yaptık. Frankfnrt kara ve bantal bir şehirdir, hele istasyonnyla. Dfinyanın en karanlık sehirlerinden biri. tspanya'run günesinden sonra sojuk dns gibi geldi. Sokaklarında dolssmak istedim. Kocam hem kendine hem bana bir seyler almak istiyordu. Alısveris etmeyi hiç sevmem ben. Hele o tüylü şapkayı kafasırra geçirince onun tepesi atacsğına benimki attı. «Çok kötü bir sapka, banon» İa palvaçova döndün» dedim. Onun kadar ö nemli bir kişiyi palvaçova benzetmek! Tam Uri gün konustu. Bir *ün, daha dogrosiı bir sabata, daha o ayanroadan sckağa çıktım, sapkayı «a. tın alıp geldira. Sırt üstu yatıyordu. Katasına koydum. Uyandt. Şapkayı görür görmes çılgına döndü. Çayına seker koysana eanım. B a . na kannlık, bana bir seyler aldı, hepsi uyarsızdı bana, ama hepsine sevinmh) göründüm. Ve o gergin hava sOrdü. Onun tasarladığı alifverisi yapamadan döndük. tlk sarsıntı birkaç çatlak vermisti. Sonra toparlanamadık. Ama, ne diye anlattırıyorsan bunlan bana.» «Ben anlattırmıyorum dikkat edersen. Sen anlatıyorsun, Benim tuçnm yok bnndaj» > » B (Arkast var) • MÜZELERDE.. t'ZELERtN, tarihi annlann çevresinin ve içinin pUliğine, perişanlığuta akıl erdiremez tunst: Bu değerli hazineler onun tilkesinds olsa öyle bir kıy metıni bilecektır ki!.. Topkapı Sarayının Hazıne Daıresini g«zerken, bunca mücevherin gerçekliğıne ve bunca hazinenin boylesme az korunmasına şaaar da şaşar... Bu durumda yapılacak tek şey, ona mânilı mâniU göz kırparak, Sultaniarın efsanevi zengınliğinın, en modern elektronik sıstemlerle korunduğunu ihsas ettnektir. Ve Topkapı'yı tezerken, Hazin* önUndeki terastan veya Mecidıye kö?kü önunden Boğaz'a balayorsanız, ço gu zaman göriilen bir mansara vardır: Tsun Sarayburnu önünde, mavnalar denize talas yıgınlan bırakırlar.. Turist bunun na olduğunu mutlaka sorar va ona, bunun, Boğaz akıntısına bırakılarak defedılen imalit artığı tt> lâ? olduğunu söyleseniz de hayreti geçmez: Kendi Ulkesınde, <pollutıon> denılen hava ve «u kirlenmesi öylesine büyük bir sorun halini almı?, kamuoyuna öylesine raal olmustur ki, boyle bir hareketin gözönUnde yapılmasını turist aklı bir türlü kabul etmez .. M DİŞİ BOND . Yazan: BIU NAUGHTOH 22 Çeviren: NİHAL YEĞİNOBAU TIFFANY JONES • ÇEŞİTLİ SORULAR... E TURİSTİN soruları elbette ki bltmez... Gerçekten meraklı bir yaratıktır turist ve genel kültür duzeyi olsun, Türkıye hakkındaM bilgtteri olsun, elbet te ki, çok değişiktir. Bu yuzden kimi (özellikle A n » rıkalı) Türkiye'de h i l t padişahların olup olmadığını, Türklerin konuştuğu arapçanın ( ' ) Araplannkinden farklı olup olmadığını pekalâ sorabilir. Karadeniz'in gerçekten kara olup olmadığını, bir dılencınin gunluk karancını, son padlşahm kaç kansı olduğunu veya Sultan Ahmet camil avlusundakı çınann yasını da sorması mürakUndür. Turistlerle meşgul olan bir tercilman refaber, bir ecente sorumlusu veya amatör bir turizm göoüllusü isenis, bu konuda sonsuıs bir sabra ve bir hayli yüklü bir bilgi da> ğarcığma ihtiyacınız olacaktır ve hiçbir sorudan yılmamak turetiyle gostereceğiniı azim, yorucu da olsa, sızlere ülksnlıi dogru olarak tanıtma çabasının iç huzurunu letireoaktir. V Hfw^ .1 GARTH l â B I N : oLDoâu NU 4MU0. tstanbul Belediyeri ve yeşll alanlar Ben çocuklan hep analanyla da neier düşUndüğünü.. bir arada görmüştüm. Safi dırHer seferinde de masal tilan Sonra Malcolm öyle şen, öy dırla zırzır. Böyle çartlar altın söylemem şart! Bu sefer blr şiir le ele avuca sığmaz bir yumur da çocuğa bakmak değil, kıçma okudum onabize okulda öğretticaktı kl, durraadan sıçrayıp, bir tekme yapıştırmak gelir ada lerdi, Abu Ben Adera diye biri»playıp, gülüp duruyordu. Gil mın içinden!. ne dair. Bu Abu denilen herif da onu pek güzel de giydirmişAma bir kere, blr eocukla bas gecevansı uyanıyor kl bir de ne ti. Neme l&zun, her seyin doğ basa kalmca. Yani yanınızda ço görsün: Odasmda bir mel&ika rusunu söylemek gerek. cuğun anası olmadan, sadece soru altından blT deftere bir Beri taraftan, madem kl her ikiniz. O zaman işler tamamen seyler yazmakta. Abu'cuk, n« şeyin doğrusunu söylüyoruz, bi değişiyor. Çok geçmeden bir de oluyoruz diye sordugu raman zlm Gilda kendini bırakmağa baktım, velede basbavağı alış melek diyor ki. Tannyı sevenbaslamıştı bıraz. Blra fabrika mağa baslıyorura!. Halbukı bu lerin adlanm yazıyorum. dlyor, sında çalışmak ağır !ş olsa ge benim daima önlemeğe çalıştı Falan, fılân. Zaten daha ben sil rek. bunu kabul ederim. Onun ğım blr şeydir. Ta çocukluğum rin orta yerindeyken Malcolm için hafta sonlannda yorgun ol dan beri ömrüm boyunca her cuk uyuya kaldı, bendeniz da ması belki tabildlr. Ama canım, hangi blr şeye bağlanmamak avaklanmın ucuna basa basa adamın 111e de malul, meyus lçin tetikte durmusumdur Zira Gilda'nin yanına döndüm. gezmesi şart mı' bir kere. birine dağlandın mı, Gilda sofrayı kaldırmıs, Malpninde sonunds acı çekersin. Şu günlerde hftrnen her cuGün gelir, uykulannı dağıtırsın coim'un minık giyeceklerinden martesi günll onu görmeğe gibu yuzden. îşte böyle kadın bazılarını Utüleyip duruyordu. dlp, çofunlukla pazar gecesikısmı adamı bir vönden serbest «Ne Herif!» dedim. cGozkapakla ne kadar kalıyordum. Her haîbıraksa büe ba;ka yönden kıs n düşüyordu ama gece de uvkuta sonu söyle tatlı tarafından kıvrak bağlamasını becerir. Zi ya maglup olmağa ni^eti yokru. bir tadımlık aile hayatı sizin ra hiç düşündilnüz mü? Dünya Bir kaç ay sonra ele sığmaz olaanlayacağınız. Aslını ararsanız nın ne çlrkin bile tutar ay par cak. önunde konuştuklanmıza bu kadan da adaın olant yster çası gibl blr çocuk doğuruverir. fılân dikkat etmemlz gerekecek. de artar bile.. Ama Malcolm'den konusuyorduk. Dedira ya, Şimdl, ne dlyordum, bu sabah Zehir gibi zekl massallah.Ji yaman bir oglan olup çıkmıstı. Malcolmia öyle tatlı Wr sabah Hanl bazan sen konusursun Cumarteil jünleri yolumu go*> prçSrmistik ki! DondUgUmüzde da karşındaki kad:n dinleme», lUyordu ideta. Bu sebeple onu Gilda da nefls blr sofra hanr içüne o zamanlardaki gibl bir bekletmeyl hiç lstemlyordum. lamıstl, roîbif, puding, şeftall his peldl. Zaten Cumartesi geSırada onun anasından daha gü kompostosuyla dondurma 7e cesi de sezmlştim. onun aklırnn Mİ bir parça olsa bile. yip kalktığımız zaman Malcolmu vüzde vil* bende olmadığınu N« v«r kî çocuklann yanında o minldk odasındakl küçUk va Bir insanın gizllden gizliye blr adamın gözüntl dort açması (e> tacığına yatırdım. Ben yanın seylerle mesgul olup olmadığını rek. MUbarek seytere ftdeta a* dayken anneslnin yatırmasına anlamak lçtn şu yatak lslnden lışıyor lnsan. Demak tstediğira lmkanı yok, razı olrnuyor. tlle lyl çare yoktur zaten. Şbndi d* hayatına bir kere blr çocuk ka> ben yatırayını diy» <JIr«nlyor. Gilda'nin dglgınlığını dahl çok rıştırmayagör artık senln ken Îşte buradan az buçuk anlıyabl hissedebiliyordum. llrılnis, çocuğun benim hakkım di hayatm olmaktan çıkıyor ol (Arkaai var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear