26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SSTFADÖRT: = 17 Mart 1972 ADİSENİN buraya kadar cereyan etmiş olan kısmı, bu fa« ciayı teşkfl eden bölümlerin şahsî veya nakli izahıdır. Bundan sonraki Vistnıtn ise ben, bizzat yaşadım. H tnfilâkm vukuunda. çok âni, • nisbctte korkunç ve dehşet . engiz oluşu dolayısiyle, ilk birkaç dakikalık şaşlunlığı müteakip, iç limanda bulunan Komutanlığunıza ait bütün teknelerin, faal olma yanları veya limandaki diğer yarduna muhtaç tekneleri de yedeklerine alarak, o an için rüzgâr üs tünde bulunan Fener Burnu'na doğru gitmeleri ernrini verdim. Li manda bulunan dığer gemiler de eminim kı aynt endişe ile yani yangının limanı yakması düşüncesi ile . alelacele «FireUp» edi yor, dcmir alıyor, ve demirini to parlayan, günese, rüzgâr ustune, Fener Bumu'na doğru kaçıyordu. Bu sırada, çalmaya başlayan telefona koştum. Üs Komutanhğından, infilâk ederek bir anda sulara gamulmuş olan tankerden su üzerine sür'atle yayüan yakıtın, liman dahilini yanarak kaplaması îhümalıne karşı gereken tedbirin almması isteniyordu. durumunu ve vakl r İç T.imamn oUcak karışıklığı az çok tahmin etüğım için, hemen iç limana geçtim. Bu arada limanda mevcut vasıtalarımızdan birine binerek denize açılmak ve denizde bulabi leceğımizi tahmin etüğim kazaze delerin yardımma ko§mayı da düSünüyordum. İç Liman ağn fmendirek ile tahdıt edflmis, giri? çıkıs yeri> tahmin ettiğim gibi, sym anda dışarı çıkmak için acele eden, ağtr manevrah veya ancak yedrt lenebılen tekneler, sat ve römorkorler yüzünden tıkanmı?, içerdekıler dışarı çıkanıaz veya dışar dakiler, içerde kalanlara herhan gi bir yardım yapamaz hale g d mişlerdl. Şaşkınlık ve telâj, bağırma . çağırma içinde devara e Cemide dinamit var İnfilâk sırasında Mirador'dan sirayet alarak yanmağa başlayan İmroz da dinamit bulunduğu anlaşılınca durum çok tehlikeli bir hal almıştı diyor, gittikçe de artıyordu. Tam bir «Panık» başlanuştı. Kimsenin deniz üzerinden yayıla rak gelmesi muhtemel yangında, yanarak «siş kebap» olmak isteme diği muhakkaktı. Ancak bu gıöiş le ve bu şuursuz. telaj içinde bütün vasıtalar limanda tıkılıp kalmış, neticesi herhalde yanmak ol mayan. fakat çarpışmak vesaıreden mütevellit hasara yol açabilecek bir durum başgöstermişü. İnfilâk eden tanker tarafınd?, çok uzaklarda dahi sakin deniz uzerinde, birden hâsıl olan yanar dağlar gibi yangın ruplan fı§kırı yor, sanki deniz a!ev püsküruyordu. Manzara, değıl bu gibi hâllere alısık olmayanlar için birçok defa böyle vak'alar ile karşılaşmı} olanlar için dahi hakikaten detışet verici ve mahdut imkânlı bir liman için de ciddi bir şekilde teh lıkeli gorünüyordu. " Ç LİMANDA, traEği, daha doğrusu rüzgâr üstüne kaçma çabası ve acelesi sebebiyle biribirine dolanan tekneleri, liman idaresi yetkililerinin de yar dım ve gayreüeri ile kısa bir zamanda intizama soktuktan sonra, limandan çıkmaya muvaffak olan ve yedeğine de ârızalı bir gümruk motorunu almış vaziyetteki ponton tip bir römorkörümü zün yedeğindeki bu tekne, ba*ka bir çekiciye kavanca edilerek rienızde bulunması muhtemel oian yarah veya kazazedelerin yardınu na gitmek kasdi ile limandan çı kıldı. Esasen, butun bu işlerin tedvıri ve derlenip toparlanmssı için geçen sürede. yangının sur'at le değıl ya, hiç bir zaman liman tamamen istilâ etmesi mümkün olmadığı ancak birkaç yüz metrelık bir çevrede bu ihtimalin düşü nulmesi gerektiği kanaati de hâsü olmuştu. nar Şamandıra botu da, vak'a mahalline doğru yol alıyorlardı. Alev ve duman sütunları arasa>da kısa fasılalı mükerrer infüâklar ile yanmakta olan gemilere yaklaştıkça, hadisenin dehşet ve fecaati daha iyi farkedılıyordu. Sür atli olan dığer tekneler denizde rastladıkları yaralıları veya cesetleri sahile doğru götürüyorlsrdı. Adamakıllı yaklaşmış olduğumuz Mirador'un yanmakta, <niilâklar ile sareılmakta ve biz» de korkulu anlar geçırtmekte olan ba kiyesinin yanındaki îmroz'un demirli olduğunu hayretle müşal.nde ettik ve yaklaşana kadar, İmrozun yanmış olması gereken halatlar ile bağlı olduğunu zannet tığimiz için, neden Mirador'un ya nında ona yapışıkmış gibi durduğuna dair merakımız da, böylece zail oldu. (Sonradan, kurtulan îmroz mürettebatından istıdlâ'en ve şahsen vardığım hükme gore, iniılakın şiddetinden, dem:r maçasının pini çıkabilir ve maça da boylece fora olabılirdı ve ağaj kastanyola balatası da yanarak demirin akması mümkündü veya diğer bir dusunüşle ve ağlebi Ihli mal demir maçaya %rurulmami5tı ve yalnız ağaç balatalı kastanyo Ia üzarinde duruyordu1) Tabiî bu ihtımâl veya kararlardan hangısi nin doğru olduğunu o şartlarda katl olarak tesbıte imkân yoktu. U SDtADA hafif hafif esıneye ba;layan kıblebatı rüzgân ile sahile doğru eğilen koyu ve âdeta lüzucî siyah duman sü tunu parlak ve güneşli bir havada, demzden sahile doğru bakıldı D o g a n N . K A Y A . E . D. G. Albav. m z v Alev ve duman sütunları ARDIM gayesiyle Liman Başkanım tajıyan hâmil bir liman römorkörü, limanda demirli diğer bir Amerikan tankeri nin motorlu cankurtaran sandalı ve Üs Komutanlığı Liman korun ma merkezine ait sür'atli bir So ğındı görunen sahil parçasının yarısını gece karanlığma büründürmüstü. Sağ tarafta kalan kısım ise gunduz aydınhğııu muha faza ediyordu. Önceleri hakun olan telâş ve şaş kınlık artüc yerini aklıselim ve sukunete bırakmış, denizden hemen hepsi hayatlarını kaybetmiş oîan kazazedeler toplanıp sahile gö türulmuş, j'ayüarak bütün limanı çpyır çayır yakacağı korkusu olan akar yakıtın tahmin edildiği ve korkulduğu şekılde yayılmadıgı, ancak, Mirador'un su üstünde go rünen başı ve yanındaki Imroz gemısi civannda mevzii olarak kalması durumu, bizleri, başka ^e killerde teşebbüslerde bulunmsk düşüncesi ve kararına doğru ıtmeye sevketmişti. Nitekim, hemen şöyle bir knra ra da vardım. îmroz gemisi, es^r rüzgâr üstünden yaklaşmak imkâ nı olur ve artık yayılmayacağı ivi ce ve emniyetli bir şekilde belli olan yangın da bu minvâl üzere devam ederse, kurtarılabilir ui'ri gorünüyordu ve bu fıkir Üs Komu tanlığma da arz ve teklif edilcıek musaade talep edıldi Mirador tankeri; denizin ortasında indifa etmiş volkanlan andıran bir şekilde yanıyordu, Alevler; hemen yanıbaşında bulunan İmroz'a atiamak üzereydî, Gökyüzüne doğru kesif ve kara bir duman yükseliyordu. Kısacası manzaıa çok korkunçtu. değiştiğınden 30 • 40 metre kadar yaklaşmış oldugumuz ve zaman zaman efsanevi bir Çın canavarınm soluyusu gibi homurtular çıkararak göklere tırmanan alevlerin sıcak nefestni yüzümüzd> bazan kavururcasına hissedıyorduk. Bu durumda tmroza tuz gftr üstünden girmek çok güçtu. Rüzgâr altında ise çahsmak değıl ya, barınmak dahi imkânsız ve tehlikelivdi. Çünkü, gürül gürül yanmaya devam eden Mirador'un su üstünde kalmış olan dev başından fışkıran alevler rüzgâr altını öylesine bir cehennem halıne getirmişti ki... Nıtekim tmroz'a aborda olma manevrasını yaparken bir ara üzerimize kıvrılıveren esinti ile muazzam alevin >akıcı sıcağını yuzümüzde şöyle bir hissettık. Hemen, üçü uzun aplikatör olan altı hortumu birden teknenin baş tarafına alarak bir su duvan arkasmda tmroz'a sıkmaya Xyanaşmaya) başladık ve nihayet bulunduğumuz teknenin basını îmroz'un iskele kıç omuzluğuna dayadıjc" Şimdi, aborda oldugumuz îmroz'un Bbür tarafında beş • on metre mesafemizde Mirador'un buyük başı cayır cayır yanıyor, biz, rüzgâr üstünde olmamıza ve motopomplann son takatlan ile su basmalanna rağmen ve adeta solid bir su perdesi arkasında bulunduğumuz halde harareti yüzlenmizi kavururcasına hissediyorduk. Rüzgâr birkaç defa döndü ve her selerinde de evvelki karanmıza rağmen, ba; taraîtaki dinamit korku veya endisesınden biz, tmroza kıç taraündan aborda olup, başa doğru yangmlan söndüre söndüre' ilerledik. Bu tşi mütemadiyen anaforlar yaparak dönen esinti ve sayVulan alev ve dumanlardan *orunmak için birkaç manevrada yap tığımız sırada, Imrozun kıç tarafı Mirador'un başı istikametııld" idi. En mühimi tmrozun makme dairesme ve onun altındakı mazot sarnjçlarına sırayetl muhtemel olan yangın koUı idi ve bu âdeta bir alevden dil misalı uzanan kol, daha ziyade EÜvertedeki. tahta kısımların yanmasından ibaret olduğu İçin kolayükla söndürüldü. Gerekli talimat I Y B MALKOÇOCLU ÇALINAN TAÇ Yazoı» ve çjapeır; AWAN 84ŞOĞIU EKNEDE kalmjş baygın durumda canlı veya cansız kimse bulunabilir diye mütalâa ediyorduk, olmasa biie tekneyi kurtarmak dahi bir kazanç olurdu. Kısa bir süre sonra Üs Komutanlığtndan şu mealde bir me saj alındı: «İmroz gemisini knrtarmak ve mümkün olursa. yedeklemek nzere Deniz Eğitim Alayt ve İtfaiye ekipleri, Mania Grup Knnuuıdanı Yzb. Doğan Kaya emir ve mes'uliyetinde hareket edeceklerdir.» Üsteğmen Vehbi Tiryakioğlu emir ve idaresinde bulunan itfaiye ekipleri esasen sahilde emre ve göreve hazır olarak bekliyorlardı. Bu ekip hemen Y98 Ağ Fontonuna bindirilerek ve her türlü tedbir dahi alınmış olarak, îskenderun Deniz Fabrikalan O nanm iskelesinden hareket edildi. Yangın mahalline doğru mümkün olan süratle gidiyor, bir yandan da hazırlıklan tamamlıyorduk. Yolun yarısına gelinmişti ki, arkamızdan, büyük bir Türk bayrağını sallayarak bize işaret verıp yaklaşmaya çalışan liman roraorkörünü gördük. T Y A R IN: BİR YANGININ BtLÂNÇOSÜ YAGMUR... INCEDEN" tı. Bir pastanede kitap oknyordnm. Yanıma gelmiş, farketmedim. Onnn ellni omnznmda dutskambil kâgıtlan, yığın y ı | ı n . Ve tümen tüyar dnymaz irkıldim. lrkildim kenara çekilmen cigara dumanı. Her gece. Ksdmlar. Adamdim. O zaman anladt. GSzleri doldu. (îözleri lar. «tsimde tutunabilmek için bunun zorundolduçuna şöre acı çekiyordn. Ama ben teneke dayım» diyordn. Ben biçbir zanıan, ama hiçbir, zaman hayatımı zorunluluklara çÖre ayaflama' '' Vfb'ydnft. Eve gidelim, dedi. Gelece|imt «öyledim. Bn %kce seni bir verlere çötürebilir midım. Diyelim ben romancı olsaydım, zornnlutnk Vuti gtbilerden bir şeyler geveledi. Ben isfeiflduygulanndan giderek olmazdım da, başka tfirlu olamadığım için olnrdum. Cstelik zorunlu ğinı zaman sana söylerim. dedim. Karşimdakl defildi. O kadınlara benzemiyordnm. Aç bile sandalveye çöktü. Vıkılmıştı. Isteyerek yapmıkalabilirdim. Bir gece ayısığını, bir sabah günvordum, inan ki. Bile bile yapmam böyle seydofumuna görmek her sevin yerine geçebilirdı leri. Bile bile yapamam. «Acı çektirmek istebende. Ama o hırslıydı. Güçlükler içinde oku. mezdim, ama kendimi de vok sayamam» dedim. du. Hani, o fakülte sıralannda, belki hatırlar«Eve sideccçim. sana tam beş buçukta hazırsın, neyse, hatırlaraan gerekmez, o adamcafu larım çayını. Aksama ne istersen sfivle.» Her işte. Büyük seylere küçiik araçlarla varılamaz, zaman sorardım, ama bu sefer ba sozlerım vıkonu anlatmaya çalıstım ona. Anlar gibi yapıtı onu. «Kötü bir darbe yedim, bari yardım ef.» yordu, vazgeçemiyordu. Sonra, istemedigim şeydedi. Onunla gitmedim, kitabımı bitirdim. s o n . ler olmaya basiadı, o kadınlan alaya almaya, ra kalktım. Evde voktn. <îeç vakit geldi. 8 a r . cigara dumanı var diye pencereleri açmaya, höstu. Seni kavbettim gibilerden bir şeyler tnıkonustuklanna dndak bükmeye falan başladım. rıldamyordu. Bir ara «Seni kaybettim» dive batstemedi|im, yapmak istemediğim bir şeydi bu. ğırdı. «Kaybettin» dedim, «gerçek' bu, ne vaOnlara anlatacak bir seyım vqktu oysa. Sırt palıra ki gerçek bn, simdi kendini topla ve en öfkeden jiderek olmazdt bu. Beni bu yaşayıkısa voldan . a Biliyornm, vapamayacaktı. Yann sın dısına çıkarmasını ıstedım. Yok saymalıytstanbul'a fidecefeim desem. yikılacaktı. O gece dı beni. Eve kapanmava bazırdım. Sergilere bir sev demedim ona. Ertesi sabab her şcyi gidecektim, kendi kendime kalacaktım, kitap acıkça konusalım istedim. Ayılmıslı va, kaçınokuyacaktım, hatta öbürleri evde de olsa ben dı. O basarmıs insan tavrını aldı. Ben de o b a . odamda kendi dünvamı vasayacaktım. ö n c e olsarmış insan tavrına pabuç bırakamam, tiksimaz dedi, sonra olur dedi. Araa, ovun oynuyornirim bn eihı tavırlardan. Bildirdım ona: o gün du bana. Sözde o gece kirase gelmeyetek, diIstanhul'a sidivnrdum. Annemlerin vanına eelyelim. Bir de baknornz kı kapı çalınıyor. Rica dim. Bir süre sonra is buldum, ev tuttum. Çoetti, bir süre dayanmamı istedi, «yükstlmek cufum voktu nasıl olsa llıun süre aramadı için» diyordu. Ben övle budalaca bir vükselişi beni. Rir çün çıkaçcldı Rurnu sürtülmüş o l . istemiyordum. Dısarıda vükselirken benim savdı giderdim pesinden. Vanlıs yolda olduguiçimde alcalıyordo. El süremez olursam diye ma inandırmak istivordu beni. Sonra sonra vukorkuyordum. Bende övle olur, dokunamaz omuşavacaktır bizimki. Ama sene tam deÇîI O lurnm. O zaman patlama oturdu. Tehlikeleri sonra «nnra dediîımiz zamanlar benim ondan en az üç ay beş ay önceşinden haber verdim. tam tamına koptuğom zamanlardır. (Arkasi varl •• •• Ypıon: Afsar Timucin Beni kaybettiğini anladığı gün iş işten geçmis ••ıı Korkunç bir tehlike ÜTL'N bünyesiyle telaşlı bir hali olan liman römorkörünün gelış sebebini anlamak için durduk. Kısa zamanda yaklaşan teknenin içindeki Liman tsletme Başkanj thsan bey bağırdı: Doğan bey, sakın tmroz'a ıntmeyin, (emi mürettebatından biri şimdi hastanede söyledi, İmrozd», bos ambard» külUyetli miktarda dinamit varmış, ber an infilâki beklenebUir. Kendisıne teşekkür ederek bahsedilen dinamit miktarını bllip bilmediğini sordum «Üç sandıkmıs» dedı ve gene sorum uzenne kilogram olarak bilmedığuıi ifade etti. Başka konuşacak bir şey yoktu ve römorkör geriye sahile doğru yollandı. Bu dinamit meselesi fena ıdl. Eahsedilen ve miktan sandık olarak bilinen, bu her an patlamaya hazır madde, Iiç büyük sandık da, üç küçük sandık da olabilirdi. Bir an hepimızl bir düşünce almıştı. Fakat şöyle bir mütalâa serdederek yolumuza devama ka rar verdim; «Bahsedilen dinamit, öğleden evvelki o, ilk maazzam inrilâk ar.ında patlamıs olmalı idi. Bu takdirde mesele yoktu. Patlamamış ise çpne mesele yoktu, zira nisbeten artık büyük infilâklar beklenmeyen bu durumd;» patlamazdı (Nitekim sonradar. bu raıktar dinamıtin. her halde ilk infilâkta patlamış olduğu, bulunduğu bölmeyi ve civannı burdahaş ettiği ve miktaren de öyle pek fazla olmadığı anlaşılmıştır). B DİŞİ BOND Zamane Çocuğu . Yazan: BIU NAUGHTOH 11 Bır keresınde de. az zaman önce, ş u büyük bakkalıye pazarlanndan birinde kam\on şoförlüğü yapıyordum Yüklen yüklerken hammallardan bırı bana fazlalıktan bir kasa verirdi. Ben de bunu şırketın şube menejerlerınden bırıne gotürürdüm Menejer varı fıyatına alırdı kasadakı malı benden. Ben de mangizlerı hammal arkadaşla paylaşırdım Yük yüklerken (azlalık kasa koymanın kendine göre bir usulü vardır öylesine ayarlarsın kı kasalan saydıklan zaman bile farketmezler. UsulC gereğince vapılırsa başlı başına bir sanattır bu. Efendime söyüyeyim, günlerden bir gün yük yüklenirken bir ıslık tutturmuştum kı, pat. ronun gö:ünü uzerımde hissettim. «Göruyorum, keyfın verinde, Elkins.» dedi herif. «Evet, bazı sabahlar pek neşeli oluyorum. redense» dedim. Herif, «Benim sana verdiğıra parayla bu derece neşelenmenin mümkünü yok,» diye c e . vap verdi. «Herhalde bir tşler çevıriyorsun el altmdan.» Ben de «Emekçive hakaret sayılır bu ahbap.» diye vapıs. tırdım hemen. «Gıdip bızım sendikayı bir göreyım.» cfedım. Herif de, «Zahmet etme,> dedi. «Ben bu mertebeye nasıl ulaştım sanıyor&un, ıı.ek? îşinı iyi yap, fazla da aç gözlülük etme, sesımı çıkarmam Ama aşırı gidersen altın yumurta yapan kazı öldürmüş olursun.» Böylece kulağımı büktüğü için sevındim doğrusu Zira gerçekten de ışı azıtmağa başlamıştık. Hâ, çocukluğumdan bahsedıyordum, değil mi? Nerde kaldiydık . Tamam . su hazır elbıse tatamlannı tüydürmek meselesi. Bir gün elıme biraz büyükçesini almi«ım Helâva gidıp soyundum. Gıydlm mere4i. üstüme de kendiminkilerı. DüSmeler) zor ilikledim doğrusu. Dıçan çıktığım zaman karşımds patronu görmez miyim? îyi adamca?ızdı öyle üzgün üzgün bir yüzü vardı ki bakınca insanın acıması gelir.di. «Bu tsten memnun musun, Alfie?» diye sordu bana. «Açık löylemek gerekiyorsa, memnunum. Yanl iş icabı hep ayağimm CstOneîeyfm, ama şikâvet etmiyorum Hatta hemen şimdi yola çıkıp bir yere ka. dar gitmem Uzım.* Patron omuzumu ok$ıvara!c. ÇevıreiK NIHAL YEĞINOBAll cSon zamanlarda büyüdür m a . çallah, Alfıe.» dedı. «Pek g e <• * lışıverdın.» «Evet, efendim, annem de avle divor.» «Şu omuzuna, şu göğşüno bak de Alfie, gözlerime ina'" namıvorum.» Patron olasıca bır taraftan da omuzumu, sırtımı eoğsumÜ voklavıp duruyordu «Bana sövlemek istedıîm bır sev var mı, AMie?» tfiye s( rdu. «tstm acele efendim.» diye cevap verdim. «Alfie,» dedi. «yapmıyacaktın bunu. Hadi bakalım gir şuraya da. çıkar onu sırtmdan.» «Neyi çıkarayım?» dıve sordum. «îşte bunu» diyerek ğömleğimin düğmelerini açıverdi «Vay canına, hem de en ü^tün kalitemiz,» dive sövlendi «Çahuk sir içert de fcafam kızmadan çikar suru » Efendim benim daha o vasta bile öğrenmiş olduâum bir ;ey varsa o <Js çuydu: Suc deliünı or tadan kaldıracaksm. Böylee*1 fcfi di kendime. vapacak tek $ev var diye düsündüm Delikten açagı atar. çekersin sifon zincirini Pstron kapı önrnde duruyordu. AklımcJan geçenler malum mu ol du nedir? (Arkam var) TİFFANY JONES Merak ve heyecan deta homurdanarak, deniz ortasmda mdifa etırnş bir volkan mınyatürü misall yan makta olan Mirador ve onun yanmdan bir türlü aynlamayan İmroz'a vaklaştıkça hepimizde heyecan artıvorriu Şimdi uzakiaıı görüldüğünden çok daha teferruatlı olarak müsahede edilebilen yangın mahallinde. tmrozun güvertcdnde yer yer yaneınlar görülüyor bir parlar alev kolu maüne dairesi kaportasma doğru yayıhyordu «ki. iste bo tehlikeli idi. Zira, yola çıkmadan evvel raptiğım inceleme ve soru5turma neticesi edindİRİm bilRİye töre. tmrozda raakine dairesinin altında ve su kesiml altında alahandalarda, ceminin kendi akarvakit sarnıçlan ve bn samıçlarda da hâlen infilâklara ve yanmna istirak etmeditine kani hulundueum fiO ton kadar. hetn de isınmıs »anmara veya infilâka hazır maıot vardı.» A GARTH Cehennemden B farksız D StKADA rüzg&T eayet hafif. fakat anaforlar vaparak esiyor mütemadiyen yönü
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear