26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRT: :CUMHUBİXET 15 Mart 1972 DENEME VE TEŞEBBÜSLERE RAGMEN MÎRADOR BtR KCBTARIL4MADIGI ÎÇİN de aborda olarak müdahalesi, bize, o zaman, fevİHAYET ikinci günün sonunda bir Ameri kalâde ihtiyatsızca bir cekan muhribi U.S.S. PE saret örneği gibi geldiydi. Boylece, facianın birinci perdesi, ARS limana gelip, aka sonradan Mirador'un Oklawahaya binde hafif de olsa hâlâ akaryakıt kavancası aktarması sı rasında aborda olduğu taraftakı yanmakta olan Miradora >alı kutuğü içmde bulunan ve kvl aborda oldu ve muazzam haline gelmış olan bir ceset ile bırlıkte, iki can kaybı ile kapansöndürme teşkilâtı ile, dış muj, herkes de az çok derin bir görünüşü bakımından pek nefes almıştı. Zira üç ay evvel de. bir şey kalmamış tablo nıze ındırıldığı soylenen bojle mo dern ve güzel, aynı zamanda musıtnda olan yangını, artık azzam bir gemının hıç olmazsa tel; tütmemecesine söndürdü. nesinın kurtulması bıle ınsanı edıyor, bir yandan Bu Amerikan muhribinin, memnuniçindeki asü hamulesi da eğer omanzara bakımından ilk lan jet benzinı maazallah bır patbır Abakışta pek mühimsen lasa ıdi uç kılo . tou'luk muadı tom bombası enerjisine miyecek bir yangın gibi tahrıp kuvvet ve kudreti ile infıde olsa, İskenderuna ge lâk edeceği ve su yüzüne yayılabılecek olan akar yakıtın gerek lı lir gelmez, bu durumdaki man ve sahıl tesislerıni, gerekse h bir gemiye, yani sarnıçla mandakı gemüerı bir anda yangın lara gark edeceği duşuncesi de nnda dört beş bin ton jet zıhinlerden sılınmiş bulunuyor, he yakıtı bulunduğu bilinen le, gemınin yukarda bahsedılen emniyet su bölmesine ve bir gemiye hemen, hem muazzamsalış dunununa güvenıp ruzgâra M Bir Amerikan muhribi yardım için geliyor Mtrador'un güvertesine ayak basan ilk gemici burada gelmlş dokunur dokunmaz, ceset kül haline ve dağılıvermişti. gördüğü bir cesede etmez diyenler geniş ve ferah nefesler alıyorlardı... MERİKAN muhribi U.S.S. PEARS Altıncı Füodan bu gc revle aynlrnış olduğu içın, ha mil ve havî olduğu geniş öıel ım kânlar ile (mesela, sondurme ısm. de bir muhrıbin kapasitesıni'i çok üstünde bır rakkam olan bın lerce teneke söndurucu köpuk mad desi «foam» kullanıldığı denizın üstunün ve Mirador'un yangın çıkan yerlerinin adeta bır beyaz köpük kozası içine girdiğmden an laşılıyor veya hayret ve takdir ifade eden gekülerde söyleniyordu) Mirador'un kıç tarafını tamamen sondürüp soğuttuktan sonra, sahılde heyecan ile bekleşen ve he men hepsi Yunanlı olan mürette Muhribe artık batı da gemilerıne tekrar girdıler. Ancak gemilerinjn yangın felâke tını atlatmış. olan bu kısmı, evvel. iş kalmıyor ce butun ihtıyaçlarının çok rahat ve geniş ünkânlar bahşeden konfo ÖYLECE îskenderunu birkaç ru ile görülduğu raodern bir gemı gün heyecan ıçınde ve alışıl nın kıç tarafı değıldı. Makine kamamıs hadıseler ile meşgul eportasımn ağzı, etrafı eğri . büğru den bu yangın olayı da şimdilik saçlarla yer yer eevrelenmij sımkapanmış . daha dogrusu faciasıyah derin bir bostan kuyıuu gının birinci perdesi inmi;ti. Za. bı idi. manla gemi yavaş yavaş canlanma GEMlNtNf KAPTANl EN SONUND* İLGİLt MAKAMLARA MüRACAATL\ TARDIM İSTEMEK ZORDNDA KALM1ŞTI BUNt'N ÜZERÎNE DENtZClLtK BANKASI'NIN «ÎMROZ» TAHLlStYE GEMİSİ TOLA ÇIKARILDI VF TARDIMA GÖNDERÎLDt. A Arük bilhassa geceleri, her adımı üıtiyatlı atmak, parsel parsel oyuklar açumıj, kıvrılmış erimış saç parçaları ve gemi aksamı ara sında çok temkinli hareket etmek icap ediyordu Gemiye, yangın dan sonra ilk ayak basanlardan bir gemici, infilâkin ilk vakı oldu ğu mahâl cıvarında yalı kütüğünün (Gerailerde guverte sularuım bordaları kirletmeden denize akı tılmasmı temin eden bir nevi su olağa), içinde kıvrılmı^ büzülmüş, kavrularak ufacık kalmış bir ceset buldu. Gemici kanca ile ce sedi çevirmek istediğinde dehşe! le geri çeldldi. Zıra kancayı d o kundurur dokundurmaz kül yığı nı halinde şeklini muhafaza eden ceset, dağüıvermijti. 1 B ÇALINAN TAÇ Ytrtoı* Vft çören: AYHÂN 8A$0ĞW ya, gece ıjıklar falan da görülme ye başlamış, Mirador yangını mese lesi de ancak denize bakıhp ge mi göriilünce veya bir münasebet ile bahsi açılmca hatırlanıp konu şulur olmuştu. Ancak bu kere facianın ikincı perdesinin mevzuu yavaş ye\a>î belirmeye, sahneye çıkmava başladı. Geminin makine rîaıre?i ve muazzam makineleri, erımiş bir demir çelik yığını haline gelmişti. Muhribin sıkmış olduğu sular daha zıyade burada toplandığınrfan ve bu hal de gemiyı hissedılır derecede kıçlandırdığmdan, bu suyun muhakkak tahliyesi gerekiyordu. Amerikan muhribi de «»rtık yanfin sSndfi, i? bttti» diye gemlden ve îskenderun'dan avrılıp fılosuna iltihak etmiş olduğundan, tahliye ıçin. geminin mensup olduğu acenta temsilnsi ve gemi kaptanı Akdenız Üs Ko mutanlığma muracaatla yardım isteğinde bulundular Akdenız Üs Komutanhğı «Dentode yn. dım esaıtır» an a hukmünden hareket ederek yangın ekibinden bir grubun lüzumlu alet edevat, vasıta ve motorlan hâmilen, Liman Savunma Komutanhğı emrlncleki bir ponton tekne (saç dubalardan vapılma, takma motorla hareket eden tekne) üzerine bindirüerek gemırın sulaynın tahlîye «dilmc'i emrıni verdi ve 19 Ara^k \V» günü bu ekıp. Miradoru ıvice kıçlsndırmif olan binkmış sulann tahlıve";ıne hemen ve fiılen başladı artık gozlennuzın gormeye alıştıgı l'.S.S. PEARS gene ıımara gırdı ve Miradora yakın demırledi. Kıç taralı yanmış dahı olsa koskoca ve yepyeni bır geminin gozleri önünde yavaş yavaş kaynayrp sulara gomülmesıne (Her türlü art düşuncenin üs tunde bir mütaiâa ile) bır denız adamı olarak razı olamayan Us Komutanı Araıral, Üs Komutanlıfı tahliye ekibinin tekrar ve U.S.S. Pears Ue müştereken tahlıyeye başlaması emnni \erdı. Ve hemen aynı gun tanlıye ameliyesine, Mirador un bır bor dasına tahliye ekıbı, dığer borclasına da L'.S.S< P e a n yanaşa rak basladıiar. Boylece gemi, a/ıormaı taçlı durumundan fekrar normal dı: rumuna gelmeye başiadı. Tabıı. tahliye eiubi ve UJS.S. Pears devam]ı olarak tam güç ile fahlıyeye devam ediyorlardı. Bazan, bütün bu güelükler çı karır mahıyettekl hadıselerın, bmoık ve ılâha bır kudret tara(mdan adetâ ibret dersı verırcesme. ıkaz ve ıhtar edercesıne, ilerde vakı olabilecek büyük felâkete mâni olmak maksadl üe yaratıldığını dıişunürüm. IARIN: TATSIZ BİR YILBAŞI YAĞMUR.... INCŞDEN1;^ * Yoıon; Afsar . Yağmur hep inceden yağar, Ama, bir kere, bir kere bardaktan boşanırcasına >ağdu «Tazık ki ben yoktum Ay»e.•Evet yazık ki yoktun.. •Ne saınan? Yok. >ok. bğrenmek istemiyonııa ne zanıan olduğunu.» •Neden ama?» Bilmem. Korkn gibi bir sey. Bir duyguj» •Romamnda bö*le bir duygnyu anlat.» «Belki de romaaımda bunu «Belki de seni, tümüyle seni?» •Neden o, hem neye yarar bu?» •Bilmem «Yağmur bardaktan boşanırcasına da yağar» diyebilmek için. Bunun. bumın Içh»»^ «Evet ama. bonn dryebilmek için yajamak gcrekmez mi?» «Yaşanıyor. gorujorsun^ «Ama simdl nasıl da ineeden inceden yagıyor^ Kendini bilen \ağmur b>le yağar.» «Kendini kaybederse >a.n ( «O zamaa i«te. o zaman bardaktan bo$anucasına • . . •İster miydin?» * «Hiç yaşanudım.» «Ben yaşadım.» «Durma ustunde istersen!» «Ben yaşadım. İçime kadar gcçti o jjece yağmur. Babam oyle derdi bana: • Yağmur dediğin i;Iemeli insanın içine » «Bence de. Ama een« de..•Yo. yağmur dediğin...» •Anhyorum demek istedlğinl.» «Gerçekten. gerçekten anhyorsnn. Ben de «ılıyorum. Tehllke burada zaten.» •Ne tehlikesi! Tasamak tehlike değil hicblr zaman • •Ya aşarsa benl. biıi...» •Dnr, biz saçmalıyoruz. Bu kadar olmaz. Yai mur yafiyor işte. Ajağımızı jere basalım, dur. Yağmur vağıyor işte. Yağmar yağıyor ve biz yüruyoruz. İşte bu kadar.» «Birazdan yemek vlyeceğiz.» «Neden olmasın? Tanrısallığımıza mi dokunut?» •Dokunur demedim.» •Roman konujacaktık » •Oturduğumuz zaman » Yatmur inceden yağıyorda. Islabyorda. Islatacaktı. «Nere>e gidelim, istersen su ilerideki...» •Billyonım orayı. N'eden olmarm? önemli olan. sen anlatacaksın bana bu gece, neden roman yazmak istediğini. Bir yerde oturmalıyız. l'ran uzun anlatmahsın bana. Neden jazmak istiyorsun? Ne>i jazmak istijorsan? Bıuıu anlatabiürsen» •• •• Timucin İkiye bölünme tehlikesi AKAT bu anda gemısıne an. cak venıden adapte olma^a ba'layan gemı kaptanı deh<;etle gordu kı, bu kadar varta atlatan gemhi. şimdı de kıçtan kaynamak vev» ikiye bölünerek batmak tehlikesiyle k&rşı kar«ıvadır Filhakika. muazzam ve ani hararet farklan dolayısivıs teknenln sçılrm? olan ssçlannâan ıçeriye tahliye edilenden çok daha fazla su girmekte ve Mirador'un kocaman başı, çeneve (alt kısımla birleşhği yer) kadar su sath'na çıkmakta, buna mukabil kıç taraf gunlerle hıs<;edilırce^ıne ve katı bir şekılde suiara gomulmektedır. Yıne Mirador'un mensup oldu gu acentadan gelen istek üzerine. avnı Amerikan muhribi Pears limana gelerek, tahlıyeye, U« Komutanhğı ve Liman Savunma Komutanlığı ekibı ile müştereken devam etti Takat, kısa bır sure sonra bu muhrip belki Kf>re%i icahı, belkı de a'tık Akdeni? Üs Komutanhğı tahliye ekıbınin suyu yenebileceği inancı dolavuivle ve anlden gemi uzennden aynldı. gıtti Üs Komutanhğı tahlive ekıbinin yalnız ba<;ına suyu venmesine imkân voktu ve Mirador kendi kaderine, \ani «sn yapa v«p» batmava» terkedildi. Bu karara Üs Komutanliğı ve Liman makamlarınca vasıl olunduğu gun, takvımler 23 Aralık 1958*1 gosterivordu 25 Aralık gunu, gemi iyice kıç lanmış, bası ı s e adamakılh dikilmis durumda idi ve hafâ battığı takdlrde denız sathına vayılması muhtemel olan yak" tın herhangı bır zarar ve ziyann sebep olmaması maksadıjle, Liman Baskanhğınca tedbirler alınıjor. ıkazlar. ıhtarlar yaoılıvordu kı t«kenderun'dakı Straös Glvptis Yunan semı acentası, Liman Baskan'ığına ve Us Komutanlığıra \azıh o'arak su muracaatta bulundu: «Acentası bnlnndaivmnz, Panama bandıralı, limanımızda vanan Mirador eemi'inin infilâk netieesinde makine dairelerinde toplanmıs olan deniz snvnnnn tahlivesini vapmak icin, tstanbnl Denızcilik Bankasının knr. tarma te<kilâtına. Mirador kaptanı tarafından müracaat edıl mis oldaânnu arz eder, l^tanbal' dan tskendernn'a mnteveeeihen 2:î'12/1fl58 eecesi hareketle gönderilmis olan tmroz knrtarma "omisinin relisine kadar ve t e mi kurtarma isletmesinin isteye ceğı zamanı kadar yardınunızı rica edcriz. Kevfîvrtîn avnı tamanda t s . henderun Ijman RaskanlıSım da \azıldıirını berayı malumat bildirir. hîl\ osilp derin sa%filarınıızı snn?ri7. » F DIŞI BOND «Bunun ortaja konmasını istiyorum. Ne yazdığımı. neden yazdığımı daha i^i bilebilmek lcin.» «Tazmava başiadın. Ne yazıyorsun şimdi?» «Bir adam, bir sabah. bir sabah karanlığı, bir sabahçı kahvesine gırıvor. Çay ıçeceği sanılır. Ama, oturmuyor, en >akın polis karakohınu so> ruyor. Karakola cidivor. Parasım çaMırdığını sövlüyor. Çaldırdıçın parayı çalmıstın daha önce diye jakalnorlar or.uj «Ne anlatmak istiyorsun boylece?» , «Onu bilemiyorum işte.» «Bilmeden nasıl yaıar«!in?> «Olamaz mi ama? Birinin başuıa gelemez mi ba?» «(ielebilir?» «öyleyse?» «Öyleyse? Herkesin basına gelen şey romanmı olacak yani?» «Nedrn olmasın?» «Baskalarıvla iljtısi voksa, olamaz.» «Her roman baskasıyla ilişki mi kurar?» «Kurmalıdır. Kuramazsa olur mu? Kuramazxa neye yarar Yani. sen polis romanı tnı jazmak istiyvrsan, onu anlaondım.. Polis ronıanı Tazmak istivorsan. meraklandınrsın olur biter. O başka bir sevdir. Ben gerçekten roman yazdığını, yazmak istediğim sanmıştım.» «Elbette jrercekten roman yazmak Istiyorum.» «Gerçekten roman yazmak istiyorsan. Bütün insanlar için ortak bir anlam tasımalı, değii mi? Yoksa, anlat dur. Voksa, ben de yazanm, o da yazar. Herkes serbetçi olabilir, serinleterek para kazanmak için Ama senin durumun başka, defil mi? Romanci olarak.. Yoksa. ben mi anlamıyonım?» «İyi va. fürültü\e mi çıdecek o adam. Sabah sabah parasım çaldtran adam?» «O, ber.i ilgilendirmez. Nejse Gel girelım. Hem yeteri kadar ıslandık. hem karmmız acıktı. Romanın: sen içeride anlatırsın^ VI «Ne fiizel değil mı Hüse\in? Boğazia iç içeyiz sanki. Sen bu Boğaz denen şeyi sever misin? Ben severım. Çırkın yanlannı anlatma, bilivornm. Ama gene de sevivorum. Bazı seyleri çirkinlikleriyle, bazı seylen çırkinliklerine rağmen severiz. Ben de Boğaz'ı çirkinliklerıne rağmen seUyorum Romanını da konuşacağız. telâslanma. Ne diyordum. Evet. ben ba Boğaz'ı çirkinliklerıne rağmen severim. Ba demek ki, çtrkinliklerı olmasavdı daha çok, hiç değılse daha rahat sevecektim onu. Romanını konuşacağıt, ama şu kadarını soyleyeyim: Herhan«i bir roman olmamalı. Bir seyı çirkinliklerine rağmen sevmek zor, defil mı? Bir se>i çirkinlikleriye sevmekte belki bir ahlâk xaafı var. (Arkası var) Zamane Çocuğu . Yazan: B/Iİ NAUCHTOH 9 Her zaman derim; kadın kısmına yaptığım kömpliman yabana gıtmez. Dunyanın en bayat lâfıdır bu; bunu ben bıldığim gibi karüar da bılır Ama gene de dünyada bir kadına «hoşsun» diyen erkeklerin sayısmm ne kadar az olduğunu bilseniz şaşarsınız! Ya görmezler de söylemezler, ya da içlerinden gelmez. Gilda geldi, dizime oturdu. Sanldım ona. Ne yalan söyliyeyim. güzel, yuvarlacık bir biçimi de vardı. «Ev, kafeterya ne âlemde bakalım?» dıye sordum. «Bıliyor musun. Alfie, bugün kasada clli ıkı sterlinden fazla para toplandı. Ne kadar harikulâde, geldi mi?. cNesi harıkulâde bunun? Semn cebine mi girdı vani?» Gılda karı koca bir ttalyan ailesinin işlettiğı kafeteryada çalışır. Önce mutfakta iş yapar, yemek zamanları da kasada durur. «Yok, cebime girmediğinl biliyorum.» dedi .Ama onların işinin iyi gittiğinı bilmek hoşuma tndivor. Sonra benim için de mesgale oluyor fnsan çalışınca vakit daha çahufc geçiyor.» «O sara ogrettığim oyuna oaşlanıanın sırası değil mı, ar7 tık » dıve sordum. «Hani şu kasada biraz dolap çevirmek meselesı?» Ellerınden para geçtıği hal. de bırazını kencilerınden yana yontmayan ınsanların sklına benım ak ım bır turlu erme/ doğrusu. Hırsızlık fılân demek ıstemiyorum ha! Gunde şöyle uç bes kuruş küsurattan bahsediyorum. Üç bes kurus derken sonunda nasıl vekun tuttuğunu bilseniz şaşarsmız tnsan hayattan biraz olsun öcünü almıs gibi olur. Ama Gilda «Yapamam, Alfıe» dedı. «Londra'da bu işi denemeven tek kasıyer sensın herhalde.» dıye cevap verdım Tanıdığım pıhçlerden bın bır sınema gısesinde çalışır. «Du. ralama» denilen metodu kullanır kendisi. Meselâ henfm birıne bir buçuk papel gerı verılecek, değil mı? Bıletıyle bir de yarım papel verir, sonra duralarsın Herif hesabını vapmamıssa, ya da acelesi fılân varsa, verdiğin parayı cebine indınp gider. Bizım pilıç de gen kalan papeli belki herıf «onradan gelip sorar dıye bır kenara koyar. Dedlgıne göre günde bSyle bes, ofi papeli doğrultuyormus. Gilda, «Luigi'yle karısı kızlan yerine koyuyorlar,» di. «Daha İyi ya lste'» dlye vap verdım. «Madem sana benı decegu Çeviren: NİHAL YEĞÎNOBAU veniyoriarmış, gözlerl her an ustunde değil demektir.» «Ama onlan dolandınrsam «onra yuzlerme bakamam kl, Aifıe'. «Dolandırmaktan bahşeden kım şımdı? Ufacık bir dolap, kimseye zıvanı dokunmaz. Hanı saka nıyetine.» «Ama Alfıe, o kadar lyillklerıni gördüm ki!» «Öyleyse dolabı onlara yapma, müşterılere yap Üç kuruş burdan, beş kuruş şurdan, a . ra sıra bır teklik .. karınlannı doyurmuş, sîgara fılân alırlarken bunun farkına bile varmazlar.» «Ama halktan kişiler bunlar; kımı şofor, kimi ışçi, amela arkadaş gıbı hepsı de. Benımle şakalaşırlar çok zaman.» «tste tam gözünden vurulacak olanlar da bunlardır divorum sara Güvenriikleri tçin hesap tutmazlar. Milvonerler nasıl zengin oluyor sanıvorsun. sen? Dostlannın sirtındaa tabıi.» «Ama ben bu halimden hoşnudum, Alfie » «Bankada üç beş vü? lira verine üc beş bin liran olur'a bedbaht olmazsın va eanım! Sen yerirde savıvnrsun kızcaği7im. Azırık hamle yapman gerek gayri » (Arkası rar> TİFFANY JONES UEVL.V/BY, LU3V AÇ. VI ıSüZE. BCEEPEV RACA P I R A C A C 3 K rAA ÖK'£f>/L.t QıC\Sı O SlC «TETOE.TI^ HAVDA ' M£ CJUJ K İÇECı DE. BıPrsı M I VAP Tahüye işine devam ediliyor * SKEADERLN'a gelmiş bulunan Türk Denızcilik Bankası Semı Kurtarma Işletmesı Müduru Öav M Ali Dekvar, tmroz gerr.ısının 27 Aralıktan once Iskenderun'a varmasın n ımkânsız oldugunu belırterek. Akdenız U« Komutanlığ]mn ehndekj vasıta ve lmkânlaı ı'e vardima devam etmesi tale bmı ısrarla tekrarlıyor. hîç c1mazsa tmroz eelip duruma mö dahale edınceye kadar bu yardımm esirgenmeTnesinı istlyordu Us Komutanlığmda bu durumun incelenmesi S'rasında. herhalde talep edılmi; olacalt ki. GARTH I BEC6 DIKTA7OPtE.CLE.StA\A
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear