26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 21 Aralık 1972 CAMfNA ,VAYLAN|NA i... .» BEYFtNDi H A Z P £ T L £ A İ H I N KüçÖK HAtfl" UUüY ANAMİ... NEDE &ÜZELMİJ.'.CAFER'İN' İHD3Cı' PÜNYA 6İİZtU TA>v/(*î frİBl f»3iLlfcK HÛSMEN N .., HAOİ BANA Bi iü,.. HAPîîîf. AfTAL Af^AL îzmir'in içinde SAMİM KOCAGÖZ'ÜN ROMANI 137 Bak sen...» Çayımı bitiriyordum ki telefon çaldı. Hepimiz ayaklandık. GülsereA, bangır bangır bağırıyordu: . . . . . '.'v' «Emre! Emre!» ' ' . . " ' "• " «Dur yahu sağır değilim; bağırma!» «Ay vallahi çok heyeeanlıyım. Şeninle sonra konuşurum; bana babamı çağır!» Babam aldı telefonu: . • Buyur, söy.le kızım?» GUlseren öyleslne bağınyordu ki, sesini biz dte duyuyorduk. Babam, telefonu kulağından biraz uzak tutmak zorunda kaldı; Gülseren tok bir sesle konuştu: «Ben ve birliğim, emrinizdeyim Albayım!» Babam, kahkahayı bastı: «Sen, şimdi evde otur. Radyoya kulak ver. Sokağa çıkma yasağı kalkınca, arabanla gel beni al. îzmir'in içinde bir gezelim. Izmir'i, bir yol daha görelim. Diyelim Ordumuzun bu eylemi, îzmir'in, giderek memleketlmizin bir kurtuluşu.daha olsun! Yok kızım ağlama... biliyorum, biliyorum sevinç göz yaşları... Yıldız abian 6 a ağladı... Agjayın bakalım... Sab* , ri için merak edilecek birşey yok ortada... Elyım!» ji' • .. «Tebrik ederiz Albayım!» •»*•'• ..lıette ödevi başında... Haydi güle güle...» Te«Tann Ordumuza zeval vermesln, ba$ıihız ' lefonu bana uzattı. Bir sCre konuştuk Gülseren'le. Yine radyonun yanına çöktük. Bir tadan eksik etmesin Albayım !> Albay Nazif Tıkıra bildirüer yayın.Ianmaya, halka, yönetidnazteps, kapının önürvde durmuş, gülümseyelere ihtarlar verilmeye başlandı. Babamın rek onlan dinliyordu. kuşkusu hâ'â geçmemisti. Yeniden telefon çalIçlerinden biri, «Yarbayımızı da tebrik edı. Actırn: birden bu sefer ben. bağırmışım: delim; nerelerde?» diye, basbayağı bağırdı. «Kutlarım Yarbayım! Memleket için haBabam, sakin bir sesle karsılık verdl: yırlı olsun !• Tefekkfir etti. Bana birkaç ö«Yarbayımız, şu sıra ödevi basında... Be» nemsiz işini havale ettl bir ikl gün gonra yanim gibi emekli değil.» pılacak. Babamı istedi. Babam, zaten yanım«Ödevini başardı... ödevini başardı!» diye, dayö*ı: aldı telefonu! söylendiler. Albay, şöyle bir ciddileştl; pijama gömlek evlerinden fırlayan komşu kalaba«Tebrik ederim. 'Kaç vllâyet elimlzde yarlığına kısa bir nutuk çekti: bay?» Albay Nazif Tmaztepe'nln bu sorusu «Şimdi evierinize girin. Radyolarınızı dinhepimizi sasırtmıştı. Telin ote ucunda eniştem leyin: Ordunun emirlerini yerine getirin. Orşa.şmamış olacak ki karşılık verlyordu. Badu, gerekeni yapar; yüreğinizi ferah tutun. bam, bir. «Aferin!» çekti. Sotfr», «tyi başardıYasak kaikmadan sokağa çıkmayın!» nız... Üçüncii Ordunun durumu? Nereden rni «Hay hay! Çok doğru Albayım...» gibi sözbilirim? Ben. bflirim işte canim... Demek ler ederek dajhldılar. Yeniden masaya otururhalledlldi; çok güzel. Başanlır; Cema} Aga'yı ken babam, gülmeye başladı. Yiizüne baktık: sagsalim Ankara'ya götürün bakalirn. Biz, «Şu bizim halk ne tuhaf,.. Sevinçlerînin radyonun başındayız... Iki saate kalmaz haiçtenliğini kestiremeyeceğim ama, benim gibi berlerinizi alınz elbette... Haydi güle güle bir emeklinin kamsına, biraz da korkulannoğlum. Yılö*ız'a veriyorum.,.» dan koşuyorlar. Öyle sanıyorum kl, Orduyu Yıldız Ablam. soluğu ketllft keslle konuşne değin övseler. Kurtuluş Savaşı sonrasınm tu: Öyle mi? öyle mi? PeM pekll dtyordu. övçülerinin içtenliğini bulamayacağız bu övTelefonu kapadı, «Meğer blz, ne l»ler îçin pülerde... Her neyse, bu konunun incelenmeIzmir'e gelmişiz...» diye, löylendl, Babım, yesini sonrava bırakalım; şimdilik olaylara biniden oturduğu yerden setlendi: kalım...» Durakladı bir an, sonra ekledi: «Şu «Kızım, saşkınlığı bırak da bana bir çay hizim komçuların çoğu. bana merdivende rastdaha getir bakalım...» . ladıklarında lütfen selâm verirdi... Şu işe • lArkaâı Babam, askerlikten kalma blr ah?kanlığı olacak; sanki bütün gece uyumadığı halde, çok diri, dinlenmiş görünüyordu. cAğzım cıgaradan zehir oldu...> diye, söylendi. Radyodan yirve ses duyulunea, Yıldız, mutfaktan dtşan uğradı: «Ne diyor? Ne diyorî» Albay, onun bu haline gülmeye başladı: «Nerde bizlm eski asker karılan! Ne oluyorsun yahu? Siîâhlı Kuvvetler, bütCn yurtta yönetirne el koymuşlar...» «Böylesine kolay mı oldu baba bu lş?» «Daha belll değil!» Annem, giylndi. Yıldız, çay kaynarken gidlp giyindi. Kahvaltıyı hazırladılar. Tam masaya oturuyorduk ki, kapı çahndı. Gldip açtım. Bizim apartmamn bütün katlannda oturan komşulanmız. çoluk çpcuk, kadın erkek, bizim kaplnın önüne toplanmışlar. Içeriye.girmiyoriar, 111e de «Albayımızı görmek istiyoruz!» dlyorlar. Babam, «beni ne yapacaklar?» diye söylenerek kapıya geldl. Her kafadan bir ses çıkmaya basladı: • Memleket için hayırlf uğurlu olsun 'Alba Görevimi yapmak zorundayım. Samera'ya geldiğim zaman sa bah yaklaşıyordu. Samera da bir anababa günüydü. Önce Basri beyin yattığj odaya girdim. Uyuyordu. Uyandırdım. Beni görünce: Ne istiyorsun? diye sordu. îsteğimi anlatınca fena halde öfkelendi: Sen deli misin? Sıfatın ne? Akhn ne? Bu işlere kanşma! Haydi gitl Memleketimin verdiği 15leri yapmak hakkına sahibim. Türküm, bu sıfatımın verdiği hakkı her ytrde kullanabilecek ytnnsk teyim. Basri cevap vermedi, yorgani ba şına çekti. . •• ' . * Yüzbaşı Selâhattinin Romanı Vatan# Halil Paşanın değil kiine düşemem. İrfan aczinin cesaret namı altında, tavsif edilen başıboş diişüncelerle örtülmesine vasıta olamam. Irak muharabatına ve bilhassa Bağdat sukutuna mesul aran dığını hissediyorum. Böyle bir hesaba cevap vermeye ve mesulleri eüstermeye baözeti bu olan rapor, gerçekten tnedenî oesaretle yazılmıştL . Derleyen : tlhan SELÇVK 18. K. Knmandantıtına, . Miralay ^evket bey, U'incl Kolordu Knmandanlı|ı vekiletine tfiyin edilmiştir. Gellnce vazifevl teslim ediniz. Emir almak iizere Mu»nl'a gidiniz. Şafirmıstık. Karabekir: Cehaletle ilmin mücadela ılnde, ilmin mağlublyetını göt mek acıdır. Otomobille karargâha geldlğimiz zaman yeni Kolordu Kumandan vekili Şevket'ln gelmi» olduğunu gördük. Emlr hesapla verilmisti. Albay Şevket yedi günlük yoldan. Musul'un doğusunda Revandlz'den geldığine gBre Karabekir Istifasını vermeden önce ordu. Karabekir'i azletmiş demektl. O günü üzüntüyle geçirdik. Beh Kumanrtana. beni de beraber göturmeslnl söyledim. Karabekir: Ben} emekliye ayıracafelar, artık askerllk hayatım mahvoldu. Senl beraber götürürsem, seni de Karabekir'ln adflmı diye tepele'rler Sen crduda tanır.ıyorsun. lstikbalin burada emindir. Ayrıldıgıma muteetıirim, ama seni, «enfn hesabına burada bırakrrava mecburum. TtKSİNTt Geceyarısı uykusundan uyandırüan Ordu Kumandanı, tekliflerin tümünii kabul ettikten sonra: «Kiminle teşerrüf ediyoruz?.» diye soruyor. Selâhattin'in cevabı: «Sadece bir Türk subayı ile...» oluyor, «Doğru bUdiğini diğer bir Türk subayına söyleyen bir Türk çocuğu.» Anika yaşarken YAZAN: İVO ANDRJÇ ÇEVÎRENLER: Adnan ÖZYALÇINffiR Ühami EMÎN 18 Kendisini sıki sıkl tutan köy nin ellnden kjrtulmaya çabalıyarak konufmaya çalışıyordu. Bafpapaz, ama (ürültüdan kendi söyledikltrlni bile duyamıyordu. Ytlzünde n e korku, ne d« aMkinlıktan *«er vardt, yalnuea öfkenin vtrdiğl bir tuhaflık duygutu içindeydi. Uzun bir liire bo|u bofuna konuya girmeya ya da bağırıp çagıran s*rhoşl»rdan blrıne yskla*maya çalıştı. Btfpapaz böylece çabalayıp dururken birdenbire tam k»pınm e|lğlnde dikildi kaldı, bakışları en çok aydınlatılmif olan oporta yerdekl çadırda donup kalmıştı. Al bir »ydınhk <;lnde A* nika'nın dürüst, gururlu yÜzünü lörmüftü, bif yanmda Yeienka, fltrür yanında daha ycnl gelmi| olan oglu Yakıa, Anika'nın finünda egilmlt, duygulu bir bağlılık içinde ona ellerini tçarak anııcsiyle babannın gorierl önünde utânç vtreri inanıl maz bir gdrüntü yaratıyordu. Ardındakilerin çok kalabalık olmadıilriı anlayınca Bafpapaz hepainl bir yana Iterck yarıkaranlık basanıaklardan odaya çıktı. Ba$papazm ka rısı divanhanede güçtüz utancı, lki yanlı sevgisi bir de acıstndan tltrlyerek aftlayıp dovünüyordu, kocasını görünce, o ana kadar otıu avutfnakta olan kadınlarla birlfkte adamın ardından koŞtU. Onların arkasına ötekl akrabalarla köy buytikleri takıldı, bir tkisi de g«rideki halkın basamak lara üşmemesi İçin kalmiftı. Odada. başpapaa ka ranhkta duvardan uzun tufefi indlrirken buldular. Olduğu yerde tftllanati halkın, aydmlık çadırın, çadırın içinde hâli lki büklüm duran Yakşa'yla oporta yerde bir h«ykclmişçejine kımıldamadan duran Anikanm göründiiâU pencerenln 6nünde yakalayabildller baıpapazı. Koyltller onu belinden tutarkcn karısı da tüfege asılmiftı. O Mi siz, ama giiçlü kurtulmaya çali'iyordu. Köylüler bir yandan onunla bojujurken öte yandan lki soluk arasmda yatıştırmaya bakıyorlardı. Muhterem peder! Babamıf! Yalvarırız! Başpapazm karısı kısümış hafif blr Wfl« ama korkunç bir biçimde mırıldanıyordu. • Yapma, birlikte bölüştüğümüz ekmck adlna, aşkımız adlna yapma diyorum! Yapmaaal Böylece bojuşarak başpapazı bira» Öteye, dişarsının gör(inmedi|i bir yarıkaranlıga silrükiediler. Burada baıpapazın yukarı kalkık tüf»gi yere doğru sarktı, onunla birliktt karılı d» dOfemeyi boyladı. Kimlleri bayılan kadının eevrMİnds 6ya lanırken ötekller de başpapazı arka tarafa baksn odaya götürdüler. Dışarıdaki kalabalık yavaş yavat yatlfiyor. karışıklık son buluyordu. Her şevi çabucak Unutuveren sarhoşlar, başka eŞlencelere dnliyor, kimileri aralarırida an'aşırlarken kimiierini de yakınları ya atlara yük vurur gibi yüklüyor ya da aralarında cadde boyunca sürükleyerek götürüyordu. Yalnız bir iki kişi çadınn önunde duruyor, Mrden ve sıcaktan parıldayan sarhoş yüzüyle göz lcrini kırpıştırarak Anikaya bakıyordu. Anjka da gitmek için hazırlanıyordu. Yak|a'nın kendile rlni Vişegrad'a kadar uğurkmak tcftllfinl kesinllkle geri çevirmişü. Şaşkınlık v« güçrüzlük içindekl Yakşa, acıklı bir sesle MrdtK Kaymakam hâlâ geliyor mu? Anika, hem onu dinliyor, hem d« baçka çeyler düfuhüyormuş gibi dajınık kargıllklar veriyordu. . Her gece, Yakşa. NaUİ oldu da onunla karIilafmsdın? Belki de kaymakâffl fenia yoluııa çık ffiak Isîemiyordu? Yaksa hakarete uğramışçasına tltredi, Anika İM sakin sakin devam ediyordu: Yoksa sen mi onun yoluna çıkmak istemiyorsun? Sanki ne konuştuğunu düşünmüyormus gibi ekliyordu: Yarın yine ieiecek, aksam yemeğinden hemen sonra. O türlü blr gürültü paiırtıdan sonra halkın bu kadar büyuk bir çabuklukla dagüması insana tuhaf geliyordu. Mallanyla avadanlıklannı az öncey* kadar fi*tlerinde satif yaptıklan sandıklara dolduran kahvectlerle tatlıcılar bir de şerbetçiler kalrniftl OTtalıkta şimdi. Süyla bastırılmi| ya da öylece bırakılmıı ateşler artık sönüyordu. Karsnhkta Mrhosların bagrıflarıyla naralan duyuluyordu. Ama onlar da uıakkfiyordu. Yalnız kiml kim3«si elmayan «arhoflardan blr ikisi ya bir hend«ğ« devrilmiş yatıyor ya da herhangi bir çltln. ardında yansı yokmuf glbl duruyordu. Baıptpazın tvlndt daha uzun bir süre mumlarla öt«kl nıklann parıltısı yanüvip durdu, ka* dı.ıîar bir yandan başpapazm kantını oyalarktn Öte yandan başpapazın odasında oturan erkcklera rakıyla kahve «ötUrÜyorlardı Baıpepaz yatıımıa, Ç«vresindekllerl« konusmaya baflamıştı, ard* bll» nu blr cenaze tSrmlnden sonra yapıldığı gibi istek.izce yapıyordu. Sonunda, an arkaya kalanlarla y»km akrabalan da birhirlerlyle bakıştıktan •onra kalktılar, yatifip sakinleşmlı gibi görünen baıpapaza Allahaifmarladık dedller. Yalnız bajpapaırın karısıntn yanında ikl kadın kalmiftt. Ev boşaldıktan »onra Bafpapaz bir ıür 9 daha kandi odasında kaldı, ardından da kalkıp kapıyla TMİçlerin *vin* bakan bOyuk odaya geçtl. Ayak ffslcrinl duyunca Başpapazm karısiyla kadınlar ürperdiler Ama ondan lonra da odadan hiç bir tes g«lmez oldu. Ötekilerden daha strin, kendi odasından da daha ısıklı olan bu büyök odaya biraz uyumak için gaçtlğini sandılar. (Arkası var) meğini Türk topraklaruıa verert>edenî vasıtalarla donatamaOrdu Kumandantnm odasına llm, Arabistanı araba bırakamışız, ;imdi kalkmı? rfunyanın '•.••i'".* ŞAŞIRTICI girdim. Gece yarısma kadar içlım. en güçlü devletiyle kavga edimi| ve sohradan sızmıs olan Hayoruz. Bu kavga olmuyor, kuvKumandanın bu cevabı bepiAkşama kadar herşey bi& lil Paşa, mışıl mışıl uyuyordu. vetli bir makine önündeyiz âdemlzi sasırtmıştı. Bu topraklamiş, iyi kötü durum dUzenBu manzaradan tiksindim ta .. Milleti bir kasaphanede ölrın kaybından Karabekir âdelenmişti. O gün mevzUeri gezerUyandırmca: dürüyoruz. Bunun adına da vatâ haz duyuyordu. Içimizden ken Topçu Kumandanı Binbaşı Ne istiyorsun?, tanteverlik, milleueverlik diyoçok ağır dUşuriceler geçirdik. Kemal (1): . ' Kolordu savu'nma için verdiruz. Ne derin bir cehalet... (2). Kumandanım inşallah yağiniz emri yaparaaz. Dört yüz yıl 19 Mart 1917 ubahı tekrar kında Bağdat'ı alınz... dedi. dır Türk kanı emmiş Afap toprak ŞİFRE mevzUeri geziyorduk. Sol sahilKemâl'in bu sözüne karşılık lannı en son Türk kanlanyla suden bu tarafa geçen deve kolKarabekir: larsanız tarih sizi Haccaç'tan dalarımızı leyretmek için kiyıya Kemal bey, Türkün asırDfcle kenannda Karabekir ha meşum bir kişi olarak tanır. gitmiftlk. Develer kayıklara larca kanını ve emeğini emen kçnuşurken ve Saffet 'le ben Size bunu açıklamaya geldim. binemiyor, blnerse ürküyor, bu topraklardan kurtulmak, dinlerken blr sifre getirdiler Hepsine evet... Yalnız Mtürlü rezalet sürüyordu. KaraTürkün saadetine hizmet eder. minle teşerrüf ediyoruz? Bunu Kucıandsn «üreyi bana vebekir bu hale baktı: Gönül buralarını bu suretle bı öğrenmek isterim. rip: rakmaya razı defildi. Fakat ma Yilzyıllarca ustünde yaşa Ae! dedi. Sadece bir Türk subayı! demki oldu, artık biz Türk edığımız şu toprakları en basit Ve dogro bildigini bir Türk suŞifreyi okndum: bayına sOyleyen bir TUrk ço ' cuğu karşınızdadır. Ne yapmamızı istiyorsun? Cebimden bir kâgıt çıkanp 21.12.1933 kurşun kalemle şu emri yazdam: «K. 18 Kumandanlığına, Münasip gördüğünüz mevAŞVERÎL tstriet Paşa «ÜlVATANI KÜV\^ETLENDtRMEK İÇİN zie kadar çekilebilirsiniz. kü» dergisine yazdığı bir . , 6. Ordu E J . yazıda şöyte demektedir: Intîzam yojttur. nın taymetlns Halil Paşa bunu okuyunca «Memleketın iman ve kuvvetDahili istikraz sistemi müli memleket imannı. ınlci^afını dedi ki: lendirilmesi hareketine ara ver kalkınma için en emin vaaıta bir borç bilmeaine ve bUtün Karabekir bu emirte Dimeden devam etmeğe mecbu dır. bu yollarda kendi şahstnın ve yarbekir'e kadar gıder. ruz. . Bu siyaset vataoda^ın devle ailesinin menfaatim emniyette Vatan yalmz Halil Paşanın Cihanın durumuna ve gidişi tine itimadına, milB programı bilmesine bağhdır.» ölsaydı öyle yapardt. Ancak biz ne göre Türkiye'nin refahı, embu vatan üstünde Halil Paşaya FRA.NSA'da askerî tedbir başlamıştır. Buniardan niyeti ve itiban bu faaliyete kendimizden fazla bir hak tanıözellikia M. DaJadier ordu mevcuaunun 486,000 olâubaglıdır. Modern bir devletin mış değiliz. ğunu bildirmiş ve burdara Um bir talim ve terbiye idaresinde intizam ilk şarttır. Paşa emri imzaladı. görmüş 6O0fi00flıtiyatilâvo edilmesi gerektiginl »oyDevlet idaresinde intizamm teÇıktım, Basri'ye gösterdim. l i t i meli ise" mali intizamdır. Âlâ, dedi, sarhoş bir kuÜNİVERSİTEDE P.S.N. sımfinda deri vermeltt« 0Mali intizam gerek tek vamandan bu kadar iş görür. lan yabancı protesörler ögrencilertnln çofunun frantandaşın, gerek bütün devletin Belet istasyonıına döndüğürn sızca bildiğini anlayarak dUnden itıbsren denierlnl hayatı için bütçe muvazenesi zaman hava ışımaya başlamışfranaızm olarak vermeye başlamışlardır şeklinde idare olunur. Bütçe tı. Karabekir ve Saffet hâlâ lSTANBCL'da karakıs dun birden bastırdı Odun •• mu^'azenesi olmadan bütçe yeodada gezıyorlardı. komür fiyatlan birden ftfladı. Karadenızi, fırtın» alt kunu ne kadar kabank olursa îçeri girdim, emri Karabeolsun yina idarede emniyet ve üst ettl. kir'e verdim. On kilometreUK bif çekilmsye razı olmayan Ordunun »imdi Kolorduya istedigl 9erbe*tllği verrnlş olması Kumanuanın çok hoşuna gltmekle bersber ayrica eleştirma konusu oldu. DİŞİ BOND Karabekir: Selâhattin, bugün yaptlgın hizmatl tarih unutmaı. Fakat kolordu • Kumandanının ainlenmediği bir yerd« bir teğmenin dinlenmesini de akhndan çıkarma! Tarih buou da unutmaz.. 4 0 Yıl önce Cumhuriyet GÖZYAŞLARI 20 Mart 1917 tabahı Samera' dan ayrlan Karobeklr'l göıyaflanmızla ujturladık. t, /H Döndüüümüz zaman y«nl Kumandan behl çagırüı vft^yft.ver» liğinde bıraktıgını soVIedî. Bu tfıvranifiyle Karabeklr'a laygl gösteriyordu. (1) lB3H'de Çanakkale MBf tahkem Mevkl Knmandanı Tümpeneral Kemal. (2) Oyna taman KarabeklrMn düsürtcesini haklı çıkardı. Her yerri fikir. dalma bSvte bejtenllm««, ve mııhalefetle karşılanır. 1917'de tepkirle karşılantn flklrler snnradan mllletin mali olmngtur. YARIN : İNSAN GÜCÜNÜN ÜSTÜNDE RAPOR Karabekir etnre Uygun OltraK birliklerin İstablat ve Samer» istasyonlan araSındaki mevzie kadar çekilmesini emretti. Ve mevzi aeçimi için de Tümetl Kumandan ve Kurmaylannın İstablat istatyonunda toplanmasmı emretti, Biz bu emrin yürütülmeslni sağlayıcı çalıçmalar yaporken Karabekir da uzun bir rapor yazıyordu. Raporu yazdlKtia ionra b* na verdi: Telsizle Ordu Karargahına şifre et .. 18 Mart 1917 gÜrıU KarabeJürin Belet'ten Sanrfra'dald Ordu Kumandanına yawl1?ı tarihi râ por şöyle Bzetlenebilir: «Vaziyeti harbiyye Kolordunıin ezilmeden dfisnunia irtlbatını kenerek Samera Sstuyonunnn şunsllne ve çiile eekilmektir. Injcillzler bu hatim sonuna kadar «ap tedeceKlerdir. Blz artık btı kuvvctle tnürilizlerf bu emelden \azgtiçiTemefiz. Ba yol . da biltün uğraşmalar, bizden flstün kövvetler 6nÖnde Türk knvvetieıiıti perişao etmek olur. Bütfin bnnlar hesaplamna dan verdiftnlz emirlerle, «ahsımı muharebeyi idare pdemet blr adam hiivlyetine sokmaya çaltşttfıniz] anlıvnrum. Ben blr Kolordo Kutnandanıyım. Nefer gibi ituf etmek vaıifem olduğu kadar, dofrru ({ördiiklerimi tek lif etmek de vazifemdir. Bid buna müsaade etmlyortunux. Tarih, muharebe variyetlerini kavnyamıyan çok ce•ur kumandanlarut nihayet e«ir vey« telef olduğunun mlsalIfriTle doludur. Ben takate, hesaba dayanmıyan kararlan tatbik mev TİFFAFİY JONES GARTH CUfKJG BELtTl PE LEE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear