26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYTT 15 Aralıfc 1972 ransız etnoloji bilglni, yapısalcîhk (Struo turalisme) kuramımn bncüsü Levy Strouss, gerçekten özgün buluşlan ilç, bütur» insan bilirolerinl etkisi altına alraıŞ yaman bır düşunür olarak bütün uygar ulkelerde tanırır da, yazık ki, bizde admı bilen çok azdır onun. Gerçi Berke Vardar, Dil Bilim Sorunlan adlı kitabında, onun dll konusundaki (ve daha başka konulardaki) yeri üzerinde' dumouştur; Prof. Nusret Hızır'ın Triıtes Tropiqnes adlı yapıt üzerine olan bir özetleme yazısım da unutmazsak, işte bizde Levy Strauss üstüne biıtün yayın büdur. Yazıma bu girisle başlamamın nedeni, yıjımızın birtün dünyada kıtap yılı olarak kutlanması dolayısıyle .yazı, kıtap, kâğıt üstüîıe yazılar.lan görebüdığimce izlerken, Levı Strauss'un. ?aşırt;cı bir gorüşünü ansıyışımcfır. Üniü bılgin, genel kanıya karşı gelerek, yazımn bulunması olayını küçümser .. «Ir.sanoğlu.» diyor bir incelemesinde, «en büyiik ıkı buluşu olan tanm ve hayvanın evcilleştirümesini yandan önce gerçekleştirmiştir.» Bununla da kalmaz Levy • Strauss, yazının, yönetenlerin çıkanndan yana, halka karşı bir rol oynamış olduğunu da ileri siirer. Yazi uzun bir süre sadece yukarı katîarda bulunanlara, soylulara, yöneticılere, zenginlere özgü bir ayrıcahk olarak kalmıştır; bununla kalsa lyi, yazıyı bilenler, yazı bilmeyen halkı onunla korkutmuşlar, kitabj onların burunlanna burunlanna sokarak cezalar vermişler, cBuTada ne yazdığını biliyor musun?» diyerek yazı biîmeyenlerin ödlerini kopanr.ışlardır. Bu yüzden oltfuğu kuşkusuz, gene LevyStrauss'un aniattığına göre, ilkel bir kabilede, yazı yazmayı ögrendi diye kralı halk alaşağı etmiş, ya da öldürmüş... Adamlar bunca ürkmüşler yazıdan. «Günümüzde bile,» diyor ünlü bilgin, «yasaları bilmemenin kiçij'i sorumluluktan lcurtaramıyacağı ilkesinin anlamı, okuma yazma bilmeyenleri sömürmek, en azmdan onlara karçı büyiik haksızkkta bulunmak rfeğil midir?. Efendim öğrenseydl, diyemezsiniz; dememelisiniz; halkın sadece vergi ödemekle yükümlü, bunun için de durmadan çalışması gerektiği görüjü, ona eğitimin, öğretimin de gerekli clduğu kanısma kolay kolay yer vermemiştir. Gün oluyor, okuma yazma bilmeyenlere seçim r Olaylar ve görüşler YAZJ, ÜSTÜNE Melih Cevdet ANDAY lerde oy kullanma hakkı tanımayalım diyenler çıkıyor bizde; pekiy tanımayın^ ama o adamı da, başka bır gun, suç işledi diye mahkemeleıe sürüklemeyın. Ned"en derseniz, bundan ötürü bir tutarsızlık çıkar ortarya. Seçim geldiğinde yurttas gıbı görülmeyeni, suç işleyince yurttaşlığa almak doğru olmaz,' \ • • , inanmıyoruz, gördüklerimize, gözlemlerimize önem vermiyorur, giderek acısını çektiğimiz olaylartn ne olcfuğunu kitaplarda anyoruz; sözlere degil. yazılara güveniyoruz. Montaigne diyor ki: «Budalalıklar yazı kalıbına döküldü mü bir cıddilik kazanıyor. Bir yerde duydum derseniz olmaz: bir yerde okudum diyeceksinjz.» Gerçekten de, yazının yol açtığı ukalâlıklar taymakla bitmez. Kitapîarda yazılı dldugu için, birtakım dinsel körinançlara gerçektir diye' bağlanılması, • yazıya büyük bir saygı beslendiğini göstermiyor mu? Ama o saygıyı gösterenlerin büyük bır çoğunluŞu okuma • yazma bilmeı. Tarihj yazı ile baslatmak, gerçi bizde yazılı belgelere büyük bir güven duygusu uyandırmıştır, masal olanı gerçek olandan böylece ayırabileceğımiz sanısına kapılmısızdır; oysa tarihin başı, masal ile gerçeSin kanşık bulunduğu bir dönemdir: mitostan gerçek olaya nasıl geçtiğimizi bile fark edemez oluruz rerJeyse. Sanki yazı tarih dönemini, taşın toprağın tarih öncesi dönemini anlettığırdan cfaha mı kesln öğretiyor bfze? Geçepde iki ayrı çağın tarihçisinden Büyük Iskender'i' oJcudum. ancak ana çirgil«riyle benziyordu bu iki tarih birbirine, «avlar, kanılar, betimlemeler başka başkaydı. Di.yeceğim, yazı yalancılı|a yol açmıştır büyük ölçüde, in«anlan kandırmak için ktıllanılmıstır. Frans?"da. şu günlerde, «Eski Yahudi Atasözleri> adlı bir kitabın çıktığım duyurnlarda gördüm; orada anlatıldığma göre, yazıdan örce, . atasözleri tutuyormuş bugünkü hukuk kurallarının yerini. Demek o zaman 4var idiyse) avukat biratasözü uzmanı idi. Oysa biz bir yazılı yasalar' çağının içindeyiz. Bu çağı en iyi anla tan kitap, Kafka'mn Dâva adlı romanıdır. Kısacası, yazıdan önceki toplumu, sonraki toplumdan öyle pek pek geri bulmanm, hiç doğru sayılamıyacağını düşünilyorum. Eski Mısır'da, papirüs ağacının yapraklarına yazılan pesim yazısım sadece rahipler okuyup yazıycrlardı. Kimbilir halk ne denli korkuycvdu bu garip çizgilerden? Belki de tann sal bir güç ^duşlüyorlardı hiyeroğlifte. Sümer'in, Hitit'ın çivi yazısı tahletlerinden, bugünkü anlamda bir kitaplık yapı>amıyacağına göre.^o yazılar ancak krallann, tüccarların, kâtiplerin İşlne yaramıştır halkın yazı jle eğitümesi p* •jeğinin düsünüldüğüne ilişkin hiçbır belge yok Kadeş Arlaşması'nı i<;5 halk çivi yazısmdan ha okumuş, îıa okumamış, nesine! TJzmanların, bih ginlefin,altmıs yetmis yü öncesine değin bu yazılan bir tür süslenre sanatı saymalan da düşündürücüdür,' demek yazı çereksemesinin o çaglarda riuyulmu^ olabjleceğine inanmak istemiyorlardı. " • ., , * Okuyucu Mektupları Nüfus artarken carî maşraflar kısılamaz •1972 ıpalî yü>na ait Bütçe hazırlamrken de Dugühltü gibi yeni vergi kanunlarına ve verfei ziyamın onleneceği ümîdıne belbağlanılmıştı. O zamankı hükumet, Butçenın açık vereceğıne daır yapılan tenkitlere aldırmamiştı. Sonuç malum Bütçe açlğı ve enflasyonist baskı .. Ve arkasından sosyal yıkıntı. Meselenin çözümü çok basit ^ d a k i yenerde Maliye teşT olrnasına rağmen. yapılması lolâtında çahştığını gösterecek gerekenin yapılamamasj tamabir istatistik bize durumu anmen küçük hesaplara dayanlamamıza yardım eder. Kaç maktadır. Herşeyden önce nîilDefterdar ve kaç Vergi Dairelî menfaatler üstün tutulmalısı Müdürü yüksek tahsıllidir? dir. Yılda °o 3e yakm bır orar. Maliye Meslek Okulu mezunu da riüfusu artan bir ülsea.e Dev elernanlann sayısı nedir? Bu letin cajî harcamalan la fazla sorulann cevabı, Maliye. teşkikısüamaz. ÇünKü, artan nüfus, lâtımızda yapılacak reforma artan amme bizmeti demektir. ışık tutacaktıc Hiç kimseden Carî harcamalan kısıtlaraakla çekkımeden gerçeklen olduğu hem idare güç durumda bıa gibi ortaya koymakla ancak bakılmakta ve hem de amme h>zşarıya ulaşılabilir. Aksi halde metlerı aksamaktadır. Amme söz düellosu, kısır çekişmeler, hizmetlerinin, Anayasamn em birbirimizi suçlamak... gibi sorettiği şekilde yapılamaması ise nuç vermiyen işlerle zaman sosyal buhranlara ve anarşiye harcamaya devam edılecektir. yol açar. Faîk Parkan KAYSERt Artan nüfusun, artan yatırım harcamalarjna ihtiyaç göstfrdıği zaten biliniyor. Yatinm harcamalan ve carî harcamalarda artış zarurî olduğuna ?öre, büBelediye yollara tün mesele, artan öevlet hü>fi malannı karşılamak için 'Dev öteberi atılmaması let gelirlerinin arttınlmasıriır. Resimden Yazıya Üstelik, okuma yazma bilmeyenlerin tümden bilisiz sayıimasl da gerçeklere aykındır; şurada yazılı tarih, hilemedıniz, dört beş bin ' yıllık hir dönemdir; tarih önceslnde yaşamış olan insanları akama yazma bilmedikleri için hayvanla bir tutacak değiliz (Levy • Straus», ilkel toplumla, uygar toplumun, yapısal nitelik aiçısından çok benzer olduğunu savunuyor); yazıyı tanımayan töplumlardaki insanlar, sanat yapıtları yaratırlar (bu arada çok güzel resımler çizerler), Çatal Höyük'teki dokuz bin yıllık toprak altı kentinde olduğugibi. süslenmeyi bilirler, bira içerler, aflara binerlerdi. Onlar reslm yapmssaıardı yazj buİunamazdu Çünkü yazıya resimden geçilmistir. Bizim A, öküz başının resmi idi eskiden, AU öküz demektir. Öküz başını büyiik bir ustalıkla çizen adamı, o başın stilize edilmis biçimi olan A'yı »ökemecfi diye bilisiz yerjne koymak haksızlık deği! de nedir? Arap, dişin resmini çizip buna sin harfi demi?, lin Arapça diş demektir. Ve yazı, kaynagı olan resimden uraklaşa uzaklaşa onu öğrenenleri doğadan, eşyadan koparmış; nerdeyse körinanç diyebileceğimız bir yazılı kültur hayranlığına itmiştir. Kitaplardan başkasına Herkes Öğrenmeli Bergama'âa deıi 3/erine yazılmağa başlandıktan sonrâ yazının daba gpriş bir alana yayıldı'Sı düiünülebilir. Ama vaprak. camur ve deriden, kâğıda allamayî sağlayân Çinlflerin.bfi4 şarısı çok sasntıcırfır (•) Daha geçen yüzyıhn ortalanna degin Çin'de okuma • vazma bilpnlere bilgin adsnm verilmesl Jse, Cin vazısfnın güçlüğünü anlatıyur. E... bütün halk da bilgin olamaz ya! < Kortcu, halkm okuma1 yazma ögrenrriesinden korkma. bütün çıplaklığr i'.e, baskı makinesinin bnlunmasında göste'rir kendini. Papa, bu yeni makinede yalnızca Incil basılmasını buyurur. Bizde Kur'ah kur=lanndan kaygıya duşulmemesine benziyor. TCöy Enstltüleri jse, daha on, oniki sayısını bulunca kapatılmıştı. Okuma yazma iyi bir şey olabilme için, gün geçirilmeden herkese mal edilmelidir; çünku bel11 bir çevrenin ayncalığı durumuna geldi mi, en ivi olan bile, toplumun zararma işleroeğe başlar. (") Knıey Çin'de, Şensi böleesinde, bir mezsrın ikinci yiizyıl» aittir. Bn kâfıdı Çfnliler, hambu dallarını suda bırakarak ve elde ettikleri lifleri ısıtıp ezerek yapmıslardı. "•«•• •*•'•"/ Devietin geuriennin arttıni içîn h e m ş e h r i l e r e j c a c ması için. yeni yeni vergi ka Güneşli Bir Gttndü JALE CANOAN 5 Aralık 1934te kavuşmuştu Türk kadını seçme ve seçılme hakkına. Hep düüşünmüşümdıir. Nasıl bir gündü acaba o gun? Ama meteoroloji arşivlerine gitmeye gerek vok. Yağmur da yagsa, fırtına da olsa 5 Aralık 1934 güırti güneşli, pırıl pınl, umutlara gebe, berrak blr gün olarak canlarar gözlerimde. Ne güzel sözler söylenmlştir o gün, T.B.M.M.'nde. bundan tam 38 yü önce! Kadın haklan, daha önceki va daha sunıaki yı 1larda pek çok ülkelerin parlamentolannda, uzun konuşmalara, tartışmalara yol açmış, ne var ki hiçbir tanesi. ama hiçblr tanesi kadın haUarını, toplum kalkınmasının bir parçası olarak, böyiesine atalcı bir görüşle ele alarnamıştır. Ne Stewart Mül'in 1867'lerde îngiliz Avam Kamarasında yaptığı o Ufllü konuşmada, ne Alraanya'da, 1919 Weimar Anayasasır.da kadın erkek eşitliğini sağlayân gerekçede, ne ABD'de k£dın haklan öncülügü yapan Wyoming eyaleünin 18M'te dünya parîamentolanna gönderdigi mesajda bulabiliriz 1934'te T B M.M.' de dile getirilen bu Uerici dünya görüşunü! Kadın hakları her çeyden önce uygar bir topluluk, millet olabUmlnin, k&lkmmanın, hukuk devletinin vazgeçilmez bir gerefıdir Atatürk için. Teklifi, 191 arkadaşı ile dördüncü T.B M.M.'ne getiren Malatya mebusu İsmet tnönü, «Kadımn kurtuluşu» deyimini kullanmıştı, kötü gelenekleri, yarârsız görenekleri bir soıukta yı. karak, arkasına bakmadan, korkusuz.. Otururaa, T.B M.M.'nin 317 üyesinden 258'ı katUmıştl 4 münhal, 53 mazeret vardı. Teşkilâtı Esasiye Kanununun 10. ve 11. raaddeleri, birbirini izleyen devrimci konuşmalar ve «okay> (bravo) sesleri arasında oybirüğiyle değıştırümişti, ileriye doğru.. AtatUrkçU bir görüşle.. Onun yarattıgı ortamua.. Ne çıkar diyeceksiniz belki. Öyle ya bugün Türk kadınının kaçta kaçı kullanabilıyor oy hakkını, kaçta kaçı okuyabıl'.yor, kaçta kaçı haberdardır Atatürk'ten ve O'nun biz* getırdıklerindenî Bu düşUncede değilim. Kadın haklan bajlıca iki yönden ele alınmalıdır. Birisi ılhniyet sorunudur: Yüzyıllar boyunca, bütün dünyada kedına blr ikinci sınıî tasan, bir seks aracı olarak bakan çok köklü bir düşüncenin yıkılmasım gerektirir. Öbürü de kadımn, az gelişmi? toplumlara bağlı ekonomik ve sosyal nedenlerle sürdürülen sömürü sorunudur. Elbette ki, zihuiyet tnticadelesi başarüı olsa da bir türlü ei degdıremediğımiz ekonomik sosyal sorunlar yerinde saydıkça TüTk toplumunda «kadının kurtulusundan» söz edemeyiz Çalışan 5 milyon 85 bin kadın nüfusunun 4,5 milyOBU tarlada kap&lı ev ekonoınisinin çemberi içmde sıkışmıs kalmış. ıs gücüne kstılıyor fakat çaiışan kadın haklanndan yararlanamıyor. Tanm endüstrıye yönelmedikçe, Anadolulu kadının yazgısını defistiremeyiz bu konuda. Kdylü kadınınm Medeni Kanundaki miras hakkından yararlanamaması da, toprağın daha fazla bolünmesini önlemek için halkın kendi kendisine aldığı bir todbirdir. Başlık usulii ile kızlarm satılması, birden fazla evliIık gibi sürdürülegelen ilkel gelenekler ekonomiye dayandığı için, kanunlarla önlenememiştir bunca yü. Ama az gehşmişlife dayanan sorunların önemi zihniyet mücadelesinin or.^rnini küçültemez. örneğin işçi ücreUerinde kadın erkek eşitsİTİiğine do»ru yöneldiğimizde her iki faktörUn biı arada rol oynadığını görürüz. Sonra hiç ddştlndünus mU, 5 Aralık 1934'de 4. T.B.M.M." nin gözunü kırpmadan aldıgı o lcaran, hele o günkü topîumsal defer jiuı'an içinde. bugünkü Meclisler. alabilirler ır.iydi diye? Şımcü bır sinema şeridl gibi geçiyor gözlerimin önonden son günlerde kürsülerde, dinlemeye alıstıgımız ünlü konuşmacılar, sözde AtatUrkçüler.. Evet, güneşU bir gündü 5 Aralık 1934. Pınl pırü, varınlara dönük. Işınlan deliyor karanlıkları hâlâ. ürkıye'nin kalkınma savaşında karşısma çıHan İUc. engel teknoloji sorunu ise ikinci engel sermaye kıthğıdır. Bu elbette yeni bir teshıs ya da değer yargısı değildir. Ekonomi ve gelişme kuramlannm alfabesinrie olanlar bunu çok iyi billrler. Pakirlik, gelişmemişlil* elbetta sermaye kıtlığıdır. Baska bir gelişmemişh'k tanımı var mıdır kı? Ama nedense bu gerçek bir gelişme kuramı saptanırken, bir kalkınma polîtikası çizilirken ya da bir düzen değerlendirilîrken hep unutulur, ya da geri planda bir eksik gibi göz önünden uzaklaştırüır. Baska, iktncil derecedeki problemler ana pronlemmiş gibi gösterılir. Yurdumuzda olanlara bir bakarsak bu tutumun sayısız ömegini görürüz. TOPLUM HAFTALIK SİYASİ HABER VE YORUM DERGİ3İ Aziz Nesin'in Yozısı Koltuğunda rahat oturamayan adama mektup KIRIKOĞLU İLE KONUŞMA YAŞAR KEMAL NOBELE ADAY CAHİT KAYRA'NIN BÜTÇE GÖRÜŞÜ sel tüketimle. yatıfım" harcamalan arasında alnllıca bir denge kurulma» zânınu vardır. . Sermaye kıthğım giderme yolunda atüacak en aktlh adımlarTian biri de sermaye" yerine insan ve doğal kavnaklan geçirmek olmalıdır. Akarsulanmız, doüai kaynaklanmızın basında gelir. Akarsulanmızı topraklanmızı suArslan Başer KAFAOĞLU lamak, enerji kaynaklanmızı arttırmak yolunda kullanmava yönelmiş bir yatınm politfkasımn teslslerimlz ya gtldük ya da pa bir yatınm politikasma çerir herp s(teyal maliveti düşük olur hah kurulur, bu da ayn bir is mişti/. Bunun gibi, özeloto alış ve he/n öe en etkili bir vahnm rafa *aynak olur. Üretim blrim kanlığı genisleyip yayıldıkça, tercihi •anlamını tasir. Dışanya lerindeki, mal ve hizmet üreten toplumumuzda enerji santrah, ihracı söz konusu olmayan mal birimlerdeki israflar gelişmekte öemfrçelik, madencilik, hayvan ve hizaiet Uretiminde insan kolu olan ülkelerin en büyük kana •cılüc ve temel metalurji malla ve insan kafasını etkili sekilde yan yarasıdır. Peki nedir bunun nna giderek kaynaklâr «özel oto» kullanmîik da aranmaşı gereken çaresi? Bunun çaresi emredici, ihtiyacını karşılayacak tesislere bir başka voldur. Doğal kavfizik iinitelere yönelmiş ve bu ü yönelmi^tir. naklanmızdan yeraltı servetleriniteleri en iyi kurma ve çalıştırAsluıda belki de filtreli sigara mizin ham ,cevher olarak defil ma esasına göre kaynaklan Chem ya da özel oto ihtiyacını dövizle işlenerek >urt dışma satılması Sermaye kıtUğı en önemli dert maddî kaynaklan ve hem de inkarşüasak bile bunun topluma bir baska önemli sermaye tasarlken ülkemiz bîr israflar ülkesi san kaynaklarını) JnıUanmaya maliyeti şimdiktnden daha ucuz mfu anlamınrtasıvacaktır. Kromdir. Demiryollanna 19231945 dö yönelmiş ciddi blr ptencıhktır. dan baslayarak, boraks, manganeminde dUnyanın sermayesini Bugünün varhğı bir hayli su gö olurdu. Uzun ve kısa süreli ihtl nez, manyezit, mobilden ve ba' yaçlan planlayamayışm doğuryatırmışken ve ülkemizin üç ya törür, ekonomik olaylara, akıl kın cevher halinde satmanın ornı denizlerle çevriliyken, bu ger dısı efilimlere ayak uyduran duğu bu kargaşa belki o zaman tava koyduîu israfın sımr ve heçeklere dayalı olmayan bir ulaş göstermelik plancılığı değil, bu olmazdı. sabı yokhır ve olamaz. Oysa tırma politikast kalkınma yolun olaylara yön veren, jjanlışlan düTüketim hastalığıntn bir ilâcı ömeğin binek arabası İçin vada yapılmış en önemli bir israf zelten bir bilimsel plancılık .. Bn yok mudur? Bugünkü dünyada. tırım ve işletme sermayesi (sa •••••»•••••••••••••••••••••••••••••••»••••• ve sapma olmuftur. Ozel ve ka plancılıkta kaynaklâr, hastahklıla «En sıkı kontrollü ekonomiler tıs mukabili alınan seaetlerin fimu birikimlerini demiryolu ve n toplum laranna ayakta tutma bile buna çare bulamadılar» de nansmant dahil) aynlan'kaynakdenizyolu esasmdan uzaklaştı ya degil, sağlıklı Uretim birimle neölllr. Ama tam çare buluna lann yansı bile bu alana kaydv ran aşm bir karayolculuk poli rl hallr.e getirmeye yönelir. în masa bile, zararı azaltıcı yollar rılmı? olsaydı. eneyee blr yol getikası sonunda, demiryollanna san kafasının değerl bilinir, be bulunabilir. En etkili yol çüphe çilmiş olurdu. Doğal kavnaklanyatırılmış sermayemizden gerekli yin göçü öhlehmiş olur böyleee. siz gelir dagılımındaki dengesiz mızın bir baskası olan ormanlameyveleri toplamamıza engel ol Her şey Uretime, daha ucuz, da likleri düzeltmektiı. Şüphesiz nmızı kullanmavı *illrşek. alacaduğu gibi ulaştırmada da büytilc ha bol, daha düzenM Uretime bu söylenmesi kolay uygulanma gynız sonuçlar bizi havrette bıisraflar doğurarak, Uretim ma yönelince zaten kıt olan toplum sı zor bir politika gibi görünür. rakaraktır. Hayvancılık, seb7? liyetlerimizi pahalüaştırdı. özel sal sesmavemlz artmıs olur. Fakat aslmda bakıs açısı yanlış ve öbür bahce üriirılfri için de teşebbüste olsun, kamu tcesiminojdufundan çıkar bu görüntU. avru şeyler sövlenebiMr. de olsun makine ve tesislerin büŞimdiye kadar geür dagılım'ını Tüketimde İsraf yükçe bir kısmı çalışmamakta, düzeltmenin yolunun ücret ve Mensucat Santral T^.Ş. tarafından düzenlenmiş boş yatmaktadır. Pamuk ipliğinSermaye ve tasarruflann cüız vergi politikasından geçriği sa T«'ketimci Yatınm bulunan amblem yanşması sonuçlanmıştır. den ekonomik kapasite 25 bin kalmasının ikinci önemli nede rulmıştır. Oysa gelir dengesizüSaym Prof. Nurullah Berk, Saym Prof. Gevher dir, biz bir seri küçük kapasits ni, tüketimdaki israfımızdır. Da feinı azaltmak yatınm ve devlet Yurdumuzun vatınm nolitika Bozkurt, Saym Prof Sadi öziş, Saym Doçent Boris ile çalışırız. Halbuki S tane 5 ha doğrusu tüketim hastalığına harcamalarında esaslı bir deği sı ise gründen güne dogal kav Nıemann ve Mensucat Santral T.A.Ş. tdare Meclisi bin iğlilc teşebbüS birleşse. ekono kendimiri kapürmamızdır. Ya siklik yapılmasındadır. "Yatırım naklanmızdan uzakîa'maktadır Üyesı Sayıc Muammer Erol'dan kurulu lürt taramik kapasite olur. Böylece ser bancı sermayenin önayak oldugu lan geliri düşük yoksun bölge Havvancılık. ormançılık ve mafından alman karar gereğince mUsabakada derece maye israf edilmemiş olur. Gaze tüketim hastalığı, toplumun en lera ve bu böigeler halkına va denciük kesimlerinde vatınmalan yanşmacılar şunlardır : telerin rotatiflerinden, çeçitli me yükselc gelir grubuna a^üanan yarak, gelir'den'gesizlikleri daha lar daima cok az kalmıştır. Buna tal preslerine kadar çeçitlt ma allşkanlıklarla yürütülür. Bu a iyi törpülenir. Gelir dagılımı tör karşılık bu7dolabmdan ozcl o: Nuray VURAL Birinci kineler giinde birkaç saat çah lışkanhk, en yüksek gelir gru pülendikçe de lüks tüketinr mal toya. tekstilden deri konfeksi (tkramiyesi 10.000. TL) şır. Oysa bunlara da sermaye bundan suya atılan bir tasın İanna istek azakr. Düşünce alış vona ve filtreli siearava tüketim îkinci : Ateş AYDEMÎR yatmlmıştır. Yetersiz ve ekono mertezteri aynı daireler şeklln kanlığı ile adaletll gelir dağılımı mallanna avnlan kavnaklar fsa (tkramiyesi 7^00. TL) mik olmayan tnıruluslar satış de yayılması gibi yayılır. Daha nın tasarruf ve kalkınmaya kar bjt sermaye ve isletme sermavpOçüncü : Barbaros • GÜRSEL yapamazlar, stoklan eritmek için geniş gelir gruplanna yavüdık sı düstüğü çok telkln edilmis «i olarakV bu üç kesime harca(İkramiyesi 5.000. TL) aşın bir banka kredisi isletme ça toplumda temel mallar ve hiz ve epeyce kafada yerleşmiştir. nan kavnaklann kat kat Ustün1. Mansiyon : Akın AYSAY ihtiyaçlanna harcanır. Banka dedir Bueün Keban Basta ol metfer için aranacak kaynaklâr Oysa gerçek durum böyle degil(tkramivesı 2.000. TL) kaynaklan sağlam üretim binm da ikinci dereceki lüks endUstri dir. Gelir dağıhrmndan adalet*ız mak üzerp bUtün bü\ük barai 2. Mansiyon : Avşe ERDOĞMUŞ . ' leri kurma yerine hastalıkh ku mallanna kayar. örneğin filtreli .liğin t8rpülenmesi isteğı lüks tü lar eecikme ile bitecektir. A\TI(İkramiyesi 2.000.,TL) . nüuslan ayakta tutmak yolun Amerikan sigarası kullanma şek ketim mallarmdan zorunlu ve ca bir cok barala ise baslanamaMensucat Santral TA.Ş yarışmaya katüan btitün da kullanılır. Kaynailar bövlesi linde toplumun en yüksek gelir faydalı ihtiyaçlara maktadır Alüminvum, tskende kaydırarak sanatçılara teşekkür eder, dereceye giren sanatçıne israf «dilince temel malları run DeminÇelik (ribi bir takım grubuna asılanan blr alışkanUk ekonomide daha mantıklı bir yaların kimlik belgelertni göstererek. ikramiyelerini; üreten tesislere yeterli kaynak zamanla yayılmış ve Tekel'i filt tınm politikasını zorlamiş olur. temel endüstri Tatınmlan da gedereceye gıremeyen sanatçılann da eserlertni, zarfbulunamaz. Demirçelik, enerji reli sieara endüstrisine voğun Tabjatıyle burada yine de kitte cikmelere ufiramıstır. Havvanrılar üzerinde yazılı rümuz numaralannı bildirmeleri lık konusunda büyUk kentlerdesartıvle 18.12.1972 tarihinden itibaren Pulmar Rekki et «tcmtısma rağmen devlet lâm Sanayii Limited Şirketi Gümüşsuyu caddesi • ve hükümet olarak el kol ba?lı 96 Devres Han, Kat 3 Taksim adresinden alabiledurulmaktadır Ama örneŞin Boceklerini duyurur. ğaz köprü?U. run'stik •oteller gi Mensucat Santra) T.A.Ş. gi temel endüstriye de§il tükeM Vönetim Karuln me hitabedeVı vatnnmlar günf) * adına gününe \ürümektedir. Bu şeki! Fnlmar Reklâm Sanayii Ltd. Şti. de sermayeve voğun. doğal kavnak zençinliklerine adeta sırt çevirmiş bir vatınm poiitikası ile Yunanlstan'dan sorira tran"ın da gerisinde kaldık Eğer bundan ••••••»»•••••••»••••»•••••••»•••••••••••••• ho.şmıt isek.'devam edelim. Pulmar: 670/8953 Sermaye Kıtlığı ve Yatırım Yânlışliğı T YATIRIM POLİTİKAMIZ, DOĞAL KAYNAKLARIMIZDAN, .TEMEL ENDÜSTRİDEN UZAKLAŞARAK OTEL V.B. GİBİ TÜKETİME HİTAP EDEN ALANLAR KAYMAKTA. nunlan aramaktan ziyade. mevcut vergi ttanunlan ile mükelleften tahsil edilen vergi gelirlerini artürmak yapılacak işierin en başmda gelmektedir. Bunun için de Maliyenin personel bakımından ıslahına ihtiyaç rar cür. Maliye Teftiş Kurulu ve Hesap Uzmanları Kurulundan başka; kaç adet yilksek tahsil jTipmış elemsnm Ankara. İstan bul, Izmir gibi büyük şehirler r | a bulUnUVOr Gazetenizin 10.11.1972 tarihli nüshasmda vavımlanan «Temlzlik îsleri MUdürüne teşekkür» başlıklı vazı ilgililer tarafmdan incelenmistir. «fstanbul Belediyesi sehrüı. temizliği konusunda finemli katkısı bulunan sabit çöp sepetlerinin sayısını arttırrnaktadır. 1973 vılı içinde tstanbul'daki sabit çöp sepetlerinin savısı 10 bine çıkanlacaktır. Son olarak temin edilen 2K ) (X adet madenl çöp sepetleri Temizlik îşlert MüdUrlügünce hüttin llçelere dağıtilmı?tır. önümüzdeld eünlerde 2000 adet daha çöp sepeti thale suretiyle satın almarak sehrln cesitli verlerine konulacaktır Sabit 3 Kasım 1972 tarihll saym çöp sepetleri sehrin ana cadgazetenizde çıkan «3. Ahmet de, mpvdan ve bulvarlarına koÇeşmesi düşkünlerin bannagı nulmaktadır. haline geldi...» başlüdı yazı Böylece vatandaşlar yediği incelenmiştir. yemişin. mandalüıanın. portaYaymda adı geçen diişkün kalm kabuklarını. sipara ve kib lerden Sabri ötegen'in daha ön rit paketini. kftftıt parça'armı ce civardaki bir esnaf tarafın otobüsten iridiginde biletini dan bir hastahaneve yatınldı kolavlıkla çöp sepetine *tmak ğı öjrenilmistir Diger düşkün olanağına kavuşmus olaeaklarMustafa Akar »tse. Bakırköv dır. Akıl ve Sinir Hastalıklan Haststanbul Belediyesi Çöt> feutanesine vatmlmışür. tulanna rağmen yerlere öteDurumun bu şekliyle^ keza beri atmayı ahşkanlılt haline saym gazetenizin aracıhğıyle sa gefiren hemşehrilerden bu itiyın kamu oyuna duyunüması yfldlanndftn vazgeçmelerini, rica olunur. şehrin temizliği için Beledlve ile el» ele çalısmalanm öMehmel EROEM nemle anrulsrnaktadır.» q : ) ... tsUnbul Valiai Y. tstanbal Belediyttl Vaü Muavini Dü$künlere yardım edildi MENSUCAT SANTRAL Amblem Yanşması Sonucu İSTANBUL VALİLİĞİNDEN JSTİMLÂK İLÂNI . ' • • • . " ' " ' ' . • ' • ' ' • " ' . • * " . • • ' ' BUGUN CIKTI Cumhuriyet 8954 llkokul sahasına Katümak uzere İl Daimi Kncümenmin 21.9.1972 tarih ve 3429/2960 sayüı feararlanyle istimllkanae kamuyaran görülen Fatih. Edirnekapı Kasım Gönani marallesi YörUfe sokağında Kâin 297 pafta, 1842 aaa. 23 parsel sayılı 3444 m2. sanah gayrimenkule 6830 £ Kanunun bazı maddelerini değiştiren 122 S. Kanunun 10. maddesl uyarınca Jnırubnuş kıymet takdiı komisyonunca; Pafta Ada 1842 Parsel 23Mesahası 3444 m2. Cinsi Bostan Malikl 1/4 hissesi Ali Adnan Uzun 3/4 >.N Miyase Uzun Takdir olunan bedel 1.424.775.00 TL. TOPRAK MAHSULLERİ OFİSİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Ihraç edilmek üzere lOO.tK» ton buğda.y satışa çıkanlmıştır. Bu satışlara ait ilân ve satış hususi şartlanmız Genel Müdüriüğümüz (Satış Müdürlüğünden) İstanbul, tzmir. îskenderun, Samsun, Konya, Afyon, Diyarbakır, Erzurum Bölge ve Mersin Şube MUdürlüklerimizden bedelsia olarak alınabilir. llgüilere duyuruiur. (Basın: 25384/8948) .sayi cıktı! (128 sayfa, 20 lira) 297 Kıymet takdir olunnvjşlur. Işbu gavrimenku) Üzerinde hak iddia edenler tarafından 6820 sayıh kanunun 14. maddesı uyannca kanuni müddett tçerisinde itiraz edilmedi*i ve tapuda rşzaeD ferağ vapılmadıSı takdirde vine aynı kanunun bazı maddeıerfru degistiren 122 S Kanunurı ıv maddesl teregince takdir edilen bedelin namlanna milll bıı hankava blokesım mliteakip tesci! 1si içm Idare tarafından mahv • kemeye müracaat olunacagı itiraılar için vaki husumetin tse tste.nbul tli Özel tdaresine tevct edümesi gerektiği, adresi bulunamıyanlar ıçm noter tebligatı yerine de kaim olmak Uzere ilâncr tebliğ olunur. • , • • * ı . (Basm: 25388) 8946 DİKKAT: Bu sayıda renkli jlâve 2 yapraktır. n. 3712/8941
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear