26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHÜRÎYET I oğanın blr parçan olan IMM' 1 cekasiyls ona htt bllmlştir. Ancak, asırlardan beri süre gelen bu tek taraflı «ömürü, asrmuzm Tf «""*»• H D durağiDa goimiy bolunmaktadır. îhüyar dünyaznıan bugUn üzerinde banndırdıgı 3 mflyan aşkın însan ve yine ayni ksynaklardan faydalanan canh varlıklar, hayaüanru sürdurebilmek için doganın yerdleyld gtlcuna muhtaçttrlar. Bu gücü doganın yitirdiği an, dunyanın sonu gelmis olacaktır. Işte lnsanoğlu yokettiği fauna ve floramn yanı sıra klrlettiği su, hava ve topragm ardmdan sımdi derin derin düşünznektedir. Susuz hayatın varolabUeceğini, zebir saçan havanm teneffüs •dilebileceğinl, topraklan yitirilmis blr ttlkenJo yasanabiHr blr yer olabileceginl tasarlamak mümkün değildir. O halde doğanın tosafsızca tek yönlü sömürüsünün «uçlulan lnsanlardır. Zekâmızla doğaya hükmettigimizi aanan bizler suçluyuz. Bls bu yMaTnmrift kendl memleketimizdaki dunımu lzleyelhn: 16 Ekim 1972 Olaylâr ve görüşler Doğal denge ve sorunlar Hasan ASMAZ Türidye Tabiatını Koruma Cemiyeti Başkanı gelen erozyon, her yıl asgari 500 milyon mS toprağın yermden oynayarak terkedümiş tarım toprakiarının meydana gelişinde rol oynamaktadır. Her geçen yıl çiftçimizin sofrasmdan bir dilim ekmek daha azalmaktadır. Ormana dayah bir tanıadan yoksun bir tarım memleketi bundan daha biiyUk bir felâkete terkedilemez. Erozyonla kaybedüen topraklar, her yıl 4.000 çiftoi ailesine yetecek derecededir. Türklye'de belirli bir alanda bulunan tanm topraklannın yıtirümesi bu memleketin felâketi olmaktadır. Nüfusun artış hızı karsısında tarım topraklannın muhafaza edilemeyişi bu yönde bizi millet olarak tedbir almaya mecbur etmektedir. Diğer taraftan Türk ekonomisinin muhtsç olduğu endüstri odununun ormanlanmızdan temin edilemeyişi ve üretimin ° o 70' / inin yakacağa ve % 30'unun endüstriye tahsisl bu yöcde bozulan düzenin gerçek ifadesidir. Ormanların tahrip edllmiş olmaa sonucu, kollektif hizmetlerinin ak.samft.sını doğurmaktadır. Yukanda bahsettiğimiz. Uzere nebirler gayri muntazam akar, taşkınlar ve seller meydana gelir, yeraltı su seviyesi azalır, sathi akış çoğalır ve tahnpkâr olur, devamlı kaynaklar yokolur. Kuraklık başgösterir. insanlar dınlenme için sıgındıklan tabil orman varlıklannı kaybeder, ruhsal bozukluklar çoğalır. Sonuç olarak diyebilirlz fct, doğal varlığımız olan orman tahripleri memleketimiz için gerçek bir alarm hududunu aşmıştır. Çayır ve mer'alann tahribi: Memleketimizde, ikind dereced» bitki örtüsii tahnbi çayır ve mer'alanmızda obnaktadır. Bir taraftsn aşın derecede otlatma diğer taraftan azalan tanm topraklan yerine çayır ve mer'alann sürülmesi bunu doğuran başlıca sebeplerdir. Doğa, kurduğu düzen içerisinde bitkl yetiştirme hudutlarm' doğal olarak ayırmıstır. Bu bölgelerin başka maksatlara tahsisi çok zamanlar gerekJi tedbir aimmadan yapıldığı için sonucu kötü olmaktadır. Uzerindekj bitki örtüsünü yltirmiş mer'alanmınn, çiddetl; yağmurlarla topraklan sürUklenmektedir. Arazinin yatık oluşu nedeni ile toprak, yağmur ve kar sulan lle taşınmaktadır. fiayvan varlığımızın çayır ve mer'alanrmzla orantılı olması gerekir, aksl halde aşın otlatma Ue bitki örtüsü çok kısa zamanaa tahrip olmaktadır. Bunun sonucu, hayvancüığımıza birinci derecede etkili olmakta ve sonra erozyonu davet etmektedir. Bu oran halen zararlı olacak bir sevıyede ters islemektedlr. Tabanl süs bitküerinin tahribi: Memleketimızin bilhassa Batı ve Güney dağlannda, yaylalannda çeşitli soğanlı çiçekler yer almaktadır. Yıllarca bu soğanlar söklilerek ilıraç edilmiştir. Dağlanmız güzeUiğıni kaybetmiş, süs bitkisi varlığını yitirmistir. Yetişme mubiti memleketimize has olan bu bitkHar trili ufaklı yerlerinden sökülmekte ve çok cüzi bir fiyatla lhraç edilmekte idi. Bugün bu ihracaat durdurulmus ve mümkün olduğu kadar kontrollü bir ihraca yöneltümistir. Bu alanda bilgili bir çalışmaya gidilirse bu güzel süs bitkileri memleketimiz için bir döviz kaynağı olabilir. Aynca Uretilmesl yönünde gerekli ımkân ve bilgı yetiştiricilere verilmelidir. Floramn tahribi Evvelâ flora lle lfade etmek Istedlğimiz deyimi açıklayakm: Flora deyimi içeristne memleketimlzde yaşayan bütün bitkl törleri glrmektedlr. Bu meyanda başta ormanlanmız, çayır ve mer'alanmıs, yabanl süs bitküerimtı ve diğer bitkiler bu gruba glrmektedir. Türkiye iklim özeHikleri batamından çok çeşitli bölgelert ihttva etmektedir. Bitkl türlerl yönünden de oldukça zengin bir memleket sayınz. Ttirklye'de floramn tahribi dediğimlzde aklunısa ilk önce onnanlann, çayır ve mer'alann ve sonra da yabani ıtis bitkilerinin tahribi gelir, bunlan sırasiyle görelim. Ormanların tahribi Bu konuda şimdiye kadar çok yanldı ve aöylendi, bu cihetle bu konuyu özetleyerek geçeceğiz. Ormanlar genişlik itibariyle bir memleketin *k 30"unu kapladığı zaman, su, toprak ve bitkl arasındaki dengeyl en iyi şekilde sağlar ve bilhassa akar sular bir disiplin altında taşkınlara meydan vermez. Bu orarun düşmesi nisbetinde bu fonksiyon zayıflar. Türkiye ormanlan, kayıtlara göre •• 23,4 oranında ise de bunun / •o 6O'ı bozuk vasıflı olduğu için ormanlar normal fonksiyonlanm / yapamamaktadırlar. Halen mevcut 18,2 milyon heKtar ormanın 11 milyonu bozuk vasıflı olduğuna göre gerçek fonksiyonunu lcra eden % 40 oranında bir ormana sahip olduğumuz anlaşıhr. TUrkiye'de orman tahriplerinin çeşitll sebepleri vardır. Bunlsrın başında yakacak odun olarak gizli kesimler. tarla açma. yangınlar ve hayvan otlatması gelmektedlr. Bu tahrip faktörleri yülar yılı işlemiş ve bugünkü sonucu doğurmuştur. Her geçen yıl bozulan su dtizeni, meydana gelen taskınlarla kendini gbstermektedir. Yağmur ve kar sulan De surüklenen topraklar ve meydana Faunanın tahribi • Fauna deytml ile bdtOn cank hayvanlan bu sınıfa toplamıs olmaktayız. Memleketimiz için en önemli bölümlertni aşağıda birlikte tnceleyelim: Av hayvanlan: Yurdumuz av hayvanlan yönüııden zengin bir Ulkedir. Anc&k, yıllardan beri süregelen avcılık Dilhassa son yıllarda artan nüfusun etkisi ile av hayvanlan azaknakta ve hattâ bazı cinsleri yokolmak üzeredir. Karaca, geyfk türleri birçok mmtıkalarda yokohnuş blr fclsım yerlerde İse çok az sayıda kalmıştır. Yabani koyun ve keçl çok azalmıştır. Bugün düzensiz bir avlanma devam etmektedtr. Her eUne sflâhı alan serbest serbest, ne yasak, ne mevsim, na yavru demeksizin hunharca bir öldürme savaşma girmişUr. Öu durum memleketin gerçek avcılığmı da öldürmektedir. Zararlı hayvanlann muayyen oranda öldürülmesi, zararsızlann sadece av sezonlannda sayet varsa muayyen oranda yasaklara uvarak avlanması gerekir. Türkiye bir av turiznı cennetl olabilir. fakat bugttnkü çarttar altında ancak zararlı bususlar düşünUlebüir. Av knşlan: Gerek yerü, gerekse muhaoir av kuslan yb» mevsim ve yasaklar dinlenmeksizin avlanmaktadu. Avcılar artık avlanmak Jçin günlerce yol yürümektedlr. SOlün nesU tarihe kanştı, keklik kanşmak Ozsere, turaç pek as denecek kadar azaldı. tnldırcın, çulluk kıyasıya avlanmakta, ördek nesli yokedilmekte. Vurulanrn ne sayısı beni, ne de hududu. Bütün bunlar bir memleketin çeşitli varlıklarmı tahribe yönelmla bilgisizce hareketlerin sonucudur. Bu basıbos avralığın arük bir sonu gelmesi ıâzım. Silâh kullanma ciddi surette vasaklaııınalı, avlanma çok sıkı tedbirlere tabi ounalıdır Yoksa av kuslannı vetiştirmek için ithalâta gidersek kimsenin saşmaması lâzımdır. Balıklar: Gerek akareular, iç sular ve gerekse denizjerimizde çeşitli balık türlertne sahip bulunmaktayız. Nadide alabahk türleri serin dere ve göllerimızde mevcuttur. Ancak. zararlı avlanma şeküleri ile birçok yerlerde nesilleri tükenmıştir. Son yıllarda endüstri artıklannın bazı derelere" tasflve edilmeden verilmesi nedeni ile vaki zehirlenmeler' o' dereleri çanlı yasamı için sal dışı toünaktadır. İç sulardaki avlanmalarm bu düzensizliği, denızlerimizde de devam etmektedir. Tirol, gırgır gib\ avlanma metodlannın sığ sularda tatbiki. boıpba ve dinamit sekli ile avlanmalar balık nesillerini voketmektedir Bilhassa Izmir Körfezi, Marmara, tzmit Körfezi ve kısmen lstanbul Boğazı en çok zarar göreri bölgelerimizdır. Esasuıda bütün sahillerimiz bu usulsüz avlanmalara sahne oımaktadır. Denizlerimizın sahıl fcesimlerlnde busebeple çöüeşme olmaktadır^ Balık vuvalan dajılmakta ve deniz dibi canlı hayatı yok edilmektedir. , oir dengenin sa• deceDoğanın, doğal kaynaklar arasmda yarattıgı tahrip edildiğini yukanda ıfade ettigire bölümlerde nasıl izaha çalıstım. Aslında bu alanda madenlerimizı de ele almamm Berekirdl. Fakat bu konu daha ziyade" rasvonel tşletilmeye ait yönden ayn bir özellik taşıdığı için ele alınmarnıştır. Aynca. isletme esnasında doğal peyzajın bozulması belki bizim İçin tetkike değer bir sorundur. Ancak. bu hususlara, «Doğal Denge ve Çer re Sorunlan» olarak asm şehirleşme ve endüstnnin yarattığı sorunlar içerisinde ele alınmalan daha uygun olacağı için, bu yazımızda değinemedik. Gazetecinin ölümü. OKTAY AKBAL 2S nemi olan üçkâğıtçı politikacılarla, şi? f f I I göbek hırsızlann iç yüzlerini anlatan « W yazılan basmak... Bu şehrin valisi bile iiçkâğıtçmın tcki, sen de biliyorsun. Sana, geçen sene sarho? bir milletvekilinin yazıp altını imzaladığı. bütün rezillikleri tektek anlatan bir belge getirmiştim, sen ne yapmıştm? Yırtıp atmıştın. Tamam yırt at canln sağ olsun. Ama şimdi eünde bomba gibi bir hikâye var. Futbol kulüpleri şike yapıyor göz göre göre. Ben sana belgeler getiriyorum, sense daha önce yaptığımız tartışmalan hatlrlayıp bana reformist diyorsun.» Gazeteci Dolan böyle der gazetenin yöneticisine. Gerçekleri halka duyurmak en büyük »uçtur ona göre, çıkarlarına aykındır. Yerleşik düzene uymak gereklldir. «Neden her zaman insanlara hakaret edersin, herkesi rahatsız edecek pislikler uydurmaya çalışu«m, anlamam» der. Ku Klux Klan, geceleri Yahudiler}, yoksulları, göçmenleri dövecek, İşkence edecek, kentlerde bir korku yönetimi kuracak. însan kasabı bir doktor türlü anlaksızlıklar yapacak. Toplumda Bfr sürö yar» durmadan kanayacak. Gazeteler söz açmayacak bunlardan. Çirkinlikleri kamuoyundan gaklayacak. Hırsızhklan, cinayetleri, kötülükleri ortaya çıkarmaya çalışan gazetecilerl, yazarlan susturacak. Basın bir çeşit kontrol altında tutulmalıdır yerleşik düzenin «avunuculanna göre! O, eziyor, ezecek. O eziliyor, ezilecek. O, türlü iğrençlikler yapıyor yapacak. «tnsanlan rahatsız etmemeli» öteküer, ezilenler sanki insan değil! SanH basm onlann gerçeklerini yazmakla, bfldlrmBkle yükümlü değil. Basın, bir avuç çıkareMHB, mutlu azınlığın hizmetinde bir araç! «Sen fazla idealistsin» derler Dolut'a. Bu yaptığm Donkişotluk derler. «Sorunluı lynı biçynde göremiyoruz» derler. Sonunda da kapı dışarı ederler. «Gazeteeinin ölümü>nü okuyorum bu fünlerde. «Atlan da Vururlar» romanının yazan Horace Mac Coy'un bir yapıtı. Bu da öteki gibi buruk, acı. Bu da toplum kesitlerinden birini almış koymus önümüze. A.B D.'nd'e gö Evet Hayır Haf tamıı raporu DURDURUN DÜNYAYI!. asasızlıgın. avareligin, yaşa' PARLÂMENTO, 12 MART'IN ÜZERİNnılan anın tadım çıkarmak felsefesinin sembolüdür AğusDEN TAM 19 AY GEÇTİĞİ HALDE tos böceği... HÂLA TOPLUMA AİT BÜYÜK MESEVe Pranco Ispanyasında bir tivatro yazan «Bosver kannca LELERİN ÇÖZÜMÜNE EĞİLMİŞ PEgibi çalışıp didişmeye, yat Ağusto» böceği gibi sırtüstü ve TanĞİLDİR. NEDENDİR BİLİNMEZ, AĞUSnmn sana sunduğu matluluklann tadmı çıkar!» diyor. TOS BÖCEĞİ TASASIZLIĞI BAZEN îspanyol tiyatro yazan Passo'BİR ÜLKENİN PARLÂMENTOSUNU nun mutluluk dedlği sey, meselâ, dört aylık kira borcu birikBİLE SARABİLİYOR. tiği halde, araya gtren bir tatil yüzünden ev sahibinin daha üç gün haciz memuru gönderemiyeceğini biünektir. Faturası ödenmeyen elektriğin bir lki gün SADUN TANJU daha kesilmemesidlr. Allahın, en ümitsis sanılan zamanda imdada yetişeceğine inanmaktır. Borç, harç içinde, yoksulluk içinde ümidl yiürmemek, hep iyi'birşey 12 milyon kişlye yeni !« alanı ya «inl gördükten sonra basma ler olmasını beklemektir. ratmağa mecburuz» gibi haber «Bu tasan Meclisten geçemez» Bizim inanca çok değer veren ler geri plâna itildi ve kamuoyu, demesi de pek ciddiye alınamazbir şairimiz vardır, Mehmet Akif. parlâmento'nun üyelerir.deki «ge dl. Onun bir hikfiyesini akla getiri leceği gfivenlik alttna almak», Olayın sonucu jöyle Szetleneyor Passo. Hani tilki, günün bi kaygusunu ibretle izlemeğe ' ko' bilir: Parlâmento, 12 Mart 1971'in , • ?. rinde kırda dolaşırken, arsl&nın yuldu. üzerinden tam 19 ay geçtiği halkoea bir mandayı parçalayıp yede, hâlâ, topluroa oit büyük mediğini, onun arkasmdan da uyuz Geleceğin gıivenliği selelerin çöıümüne eğilmis değilbir kurdun yavasça sokulup ardir. Büyük kesimiyle halk, yakın Uklarla karnmı tıkabasa dolgeleceğinln güvenlik altına almDemirel uzunca blr süredir, durduğunu görüp. düşünceye VBmasını sağlayacak kararlan, resanki parlâmenter hayat tamamiy ıtr. form kanunlannı ve bunlann hızle sona erecekmiş gibi blr endi la uygulamnalannı beklemektedir «Taha, bak sen Şn Allahın şa ile ilden ile koşuyor ve halOysa, «Kimse bizim Ortidara gelisine! Elin nyuz kurdn, hazır kın seçımiyle kurulan bir parlâsotraya kondu, şimdi gfine mentonun kutsallığı üzerinde. memizi önleyemez!» diye şimdiden siyasl hayat üzerine ipotek ştn altında nzânıp keyif edi bundan iki asır önce söylenmiş koymağa kalkan Demirel «Reyor. Peki biz karnınuıı do ne kadar söz varsa, hepsl yeni formlar bahanedlr» diyebiliyor ve yurmak içi». nrden bu kadar duyuluyormuş gibi, yoğun bir ülkeyi bugünkü çıkmazlara sürük yorulup. cefa cekiyonız, kel «Parlâmentonnn itibarını konıleyen yönetim felsefesini 12 Martle koltokta kıimeslere dalıyo ma» kampanyasını yürütüyordu. tan sonra da muhafaza ettiğinl or ruz?» Derken, bir değil tam 208 tane taya koyuyor tktidara bu anlayış Böylece nzkının peşinde kos Guy Fowke$ meydana çıkmış gıla taliptir ve «Parlamenterlerin mayı bırakıp nzkının ayağına bi telâşlandı. Guy Fowkes. tngi emeklilik tataraı geçmez» gibi kü geftnesini düşleyen tilM. bir gün "lla Parlâmento tarihinde, blnaçük geri çekilmelerV Mehter •yübekler, ıkj> gün bekler. üçünçü • nın altıpa barut yJğarak uçur riiyüjü misüllu, iktidara doğru Uerlediğine inanmaktadır. gün açhğa dayanamaz olur ve mağa heveslenmis bir parlâmendördüncü gün kulaklannda bir to düşmanıdır. Demirel, büyük ses gümbürder: çogunluğunu kendi arkadaşlanDurdurun dünyayı! «Bre sersem! Baskasının ar nın teşkil ettiği Emeklilik Kanun *tıgi üe karnmı doynrnıak Tasansı imaacılanndan hahersiz Zenci şarkıcı Sammy Daves Jr.' boş umuduyla burada açlık olamazdı ve kamuoyunun tepkiun çok hoş söylediği bir şarkj tan geberecegine, kalk dolaş arslan gibi avmı bul vakala. bırak başkası senin artığınla dorup Tannya sükretsin!» rünürdeki basın özgürlüğünün gerçekte li çıkar sahiplerinin haklarını savunan, koruyan bir garip özgürlük olduğu bu romanda iyice ortaya çıkıyor. Dokunuhnaz, ele alınmaz • konular, sorunlar vardır. Yasalara göre bunlan yazraak, söylemek yasak değildir, belki suç da değildir, ama toplumda egemen güçlerin, kısacası para gücünün etkisi yasalardan da daha etkilidir. Zaman zaman bir öncü çıkar, gerçeği söylemekten korkmayan bir dCrüst gazeteci, bir inanmış yazar çıkar, üstüne Ustüne gider tabu haline gelmiş, getirilmi» sorunlann. Kendini bir yenilgiye mahkum ettiğinl büerek... Bile bile atılır gazetecilik sava«ına... ^^^ t «Gazetecinin ölümü» bu günlerde ffgiyle okunacak bir romandır. «Hürriyetçi Demokrasi» ile yönetilen bir ülkede basın özgürlüğünün ne denli kasıtlı olduğunu gösteren bir kitap. Yasalar karışmıyor, hükümet kanşmıyo*^ıma toplumuB..egea»ı» güçleri.#»luk al% dırmıyor gerçek özgürlükten yana olanlara... Bu yataız ABD değil, heç yerde böyledir, hele az gelişmis ülkelerde büsbütün beterdir. Oralarda bir de yasalar çıkar gazetecinin, yazarın karşısma. Hangi gazete, hangi yazar bu özel yasaya, bu çıkar hesabına uymazsa susturmasını, mahvetmeaini, gerektiği zaman 61dürmesini becerirler. «Gazetecinin Ölümü» ndekl Dolan'ın başına gelenler gibi.. Basın özgürlüğünün yeni yasa tasanlanyla tnsıUanmak istendiği şu fünlerde «Gazetecinin ölümü» romanım okumak kişiyi üzüntülü düçüncftlere sürüklüyor. O yasa bu yasa, bu baskı o baskı, »u korku bu korku... Gerçek bir gazetecinin görev yapmasını gene de önleyemez. Oazeteci, gazeteciliğin kurallarım, gerekleriBİ yerine getirecektir. Bu onun varlık nedenidir. Dayak, sövgü. ceza, hatta ölüm bile vız gelir blr yerde. Horace Mac Coy* ın gazeteci kahramanını seveceksiniz, özgürlük savaşçısı bir gazetecinin, bir yazann geı^ çeklerl duyurmak için giriştiği savaşta yamnda olacaksınız. Içinizden gelen bir duyguyla, bir yakınlikla. bir dostlukla I ''X vardır: «Durdunın dünyayı, faıecek var!» însan, Demirel tipli politikacılann çağdaş hiçbir meseleyi anlamadan iktidara talip oluslannı gördükçe bu sarkıyı hatırlamadan edemiyor. Mümkün olsa da, bu dönmedolabı durdurup, kendinizi dı;an atabilseniz ve «hadi si» kendi oynnnnza, e{lencenlze, kendl aranızda devam edin» diyebilseniz! Oysa kimse bu ortak kaderin dışına çıkamaz ve olay lan kendı dışmda göremez. Hele, parlamentoya sunulacak Basın Kanunu Tasansı gibi tasarlamalan duydukça Demirel'in nasıl bir cöpsüz üzüm •emeğe hazırlandıfını görmezlikten gelemez. Nereden nereye? Türlu bask) kanunlan ve basm kanunu yoluyla, *ek tip düjünce ve eylem yaratma heveslisi Menderes ve Bayarlann topluma kazandırttığ] ders yetmedi demek ki. Yetmemis olacak ki, gelecek lktidarlar için, «hürriyetçl demokrasi»nin bü tün ihtisamı fle 'kunılup huzur İçinde saltanat süreceği se'ssiz. ' itirazsız, boyuneğici bir ortam yaratmak hevesine kapılanlar görülüyor. Böyle bir hevesin kurValdı&ı qcı teeriiheli bir dönemln gonunda Kuruen Mecllı toplanıp da, basın özgürlüğünü görüşmege bajladığı zaman, parlamentoda konuşulanlan unutmus değiliz. Komisyon sözcfisü Prof Muammer AkSoy, maddedeki «hâkim karanyla gazete kapatmak» deyimine karşı gösterilen tepJdlerden şasırmıştı. Ne demek hâkim karanyla gazete kapabnak? Yani yine iktidarlara gazete kapatma yolunu açık mı bırakacağız? Hâ^imlerin, adaletm. mahkemenin iktidarlar tarafmdan nasıl zorlandıgını görmedik rai? Hayır efendim hayır, gazete hlcbir şekilde, hattâ mahkeme karanyla dahi kanatılamaz! Hava buydu ye sözcü Aksoy, ye«i Anayasa Oe'getirilon Hâkim te•«ıinatmı üyelere hatırlabyor: nmrsız özgurTülc olamıyacaîım «avunuyor: yayinlanyla devletin bütünlüğünü carçalamaya kalkan blr gazete hâkim karan ne kapatıhrsa, bunun basm SzgürlüjKinil ortadan kaldırmak olmayacağı görüşiînö lcabul ettirmege ealısıyordu 12 yıl sonra bugün. savcı karanyla hemen gazete toplatmak maddesl getirilmek Istenlyor *• gszete kapatmaya yol açacak konular alabndi&ine Renişletiliyor. Demokrasinin yarısı Bundan 11 12 yü önce bu toplumun düsüncesi, basın özgürlüğü nün demokrasinin yansını teşkil jttiğl idi. Basm Szgürlüğü. de. mokrasinin baslıcs teminatı sayılıyor, kişisel özgürlüklerin bil« ona bağlı oldugu savunuluyordu. Bugünkü tasan gibi bir niyeti ortaya kovmadan önee, iktidar talipîerl ve parlâmento kutsallığınm fedailen gecmlçteld tutanaklara etilmelivdiler ve orada. bu toplumun fikir seviyeslnin nereye kadar yükseldiğini görmell idiler Bu toplum, her halde, onun gelişmesini izleyemiyecek kadar geri kalmışlann yönçtimine lâyık • r l V J Fiyatlar İBRAHİM ÖZTÜRK Maraş Milletvekili ükümet programlannın hepslnde hayat pahalılığı ve ıunl flyat trtışlariyle müe«dele edileceği, bu alanda ekonomik ve hukuksal çareler düşünüleceği yazılmıştır. Demirel hfikümetinin prograraUnnd» yeralan bu konu Erim Hükümet programlannda da açıklıkla belirtilmiş, fakat üzüntüyle söy lemek gerekir H, Demirel ve Erimln gitmfr lerinde hayat pahalılığı büyük ölcüde rol ov namıştır. Şimdi isbaşında olan Melen Hüküme«nin programlannda da bu konu şu ifade ile açıklanmış bulunmaktadır: «Hayat pahalılığı ve sunî fiyat artışlan ile ve haksız kazanç sağlıyanlarla, iktisadî ve hukukî tedbirler alı narak mücadele edilecektlr. Vatandatlanmızı istikrarlı bir fiyat politikası lçinde, sunî fiyat artışlarına karsı korumayı en başta gelen gö revlerimizden biri saymaktayız.» 29.51972 tarihlnde Mecliste okunan Hüku met programmm uygulanması dört «yı geçmiştir. Bu süre içinde gerek Hükümet Bas kanı, gerekse ilgili Bakanlar fiyatlann dür. mekte olduğunu, istikrann sağlandığını, mal ve hizmetlere zam yapılmayacaamı çeşitli ve «ilelerle belirtmişler ve ekonomimlzin parlak gelişmeler kaydettiğini söylemişlerdir. tlgili şahsiyetlerin bütün bu demeç ve temlnatlanna rağmen ülkemizde fiyatlann heı geçen gün arttığı, hayat pahahlığının tırman ma noktalanna ulastıfiı acı bir gerçektir. Işte Srnekler: Bu öğretim yılında Ortaokul ve Lise ki tap ücretlerine MilH Eğitim Bakanlığı yüzde 50 oranında zam yapmıştır. Bu durum, hayai pahalılığı altında ezilen dar ve değişmez ge lirli çocuk velileri için ağır bir darbe teşkiî etmiştir. Varlıkh vatandaslar zaten çocuklan nı yabancı dil öğreten kolejlerde ve yabancı okullarda okutmaktadir. Yine çocuk velileri için bu ders yılının ikinci üzüntü konusu, Ankara'da öfreııci otobüs biletleyin» yüzcll» 100 oranında zam yapılmasıdır. Bu durum taksi ve dolraus ücretlerine de yansıyacaktır. Et ve Balık Kurumu et fivatlann» a«ln H oranda c*m yaparak, etı luks bir znadde baline getirmiftir. Elektriğin Kw.'na T£.K. 1 kurus zam yapmıs ve uygulama başlamıştır. Ankara'da lokantalar yemek fiyatlarına yüzde 30 oranında zam yapmıslar, ilgili makamlara tarifelerini kabul ettirmişlerdir. Kilosu 29 lira olan erkek ayakkabı köseiesinin fiyatı Temmuz 1972'de 45. liraya yükselmlştir. önümCzdeM günlerde bu rakamın 50*ye çıkacağı kesinlikle söylenmektedir. Geçen yıl çekisi 75. lira olan odun Ağustos 1972'd'e 110. liraya yükselmiştir Kışın 15C. liraya çıkacağı bellidir. Bayındırlık Bakanlığınca fiyatlan tesbit edilen 1 raetreküp çam kereste 750. liradan U50."ye, doğramalık kereste U00. liradan 4.000.'e. meşe kerestesi 1.400. liradan 4.500,'e yükselmiştlr". Aynca geçinme endeksleri de yükselmiştir. .Devlet örgütleri kamu iktisadî teşebbüs~leri ve mahallî idareler eliyle yapılan ve yapılacak olan mal ve hizmet zamları ekonomik ve sosyal havatı çenis ölçüde etkilemektedir Geçen yıllarda P.T.T., akaryakıt. elektrik. yedek parça ve madenl yağ, gübre, seker, demir • çelik, çimento, kâğıt, kömCr, iliç, süt ve mamulleri Tekel maddeleri Sümerbank zamlanna 1972 yılında yenileri katılmakta hele belediyelerfn bazı madde ve kamu hizmetlerine yaptıklan ölçüsüz ve kontrolsüz zamlar hayatı büsbütün güçleştirmektedir. I. ve II. Bes Yılhk Kalkınma Plânlarının Bneriler! ciddJ olarak uygulanmamıs ve fiyatlar sürekli artmıstır. l.'piâmn 496 ve II. Plâ nm 32 ve 622 sayfalarındaki fiyat istikran için «lınması gereken tedbirler maalesef ye rine getirilmemistir Yıllardan beri yürutülen kötü bir mali ve iktisadî politikanın »onucu olarak meydana gelen bu aşırı fiyat «rtışlarım önlenaek ve toplumıfa ahllk! çöküntülere ve suçlara ortam hazirlayan pahalılığa çare bulmak bugünkü Hükümet için asayij kadar önemli bir konu<1ur Daha (îoŞnı^iı her iki«i birbirine baglıdır Yaşamın gerçek kuralı Ağustos boceğıne özenmek, ten bellik içinde mutluluk aramak, hippUigin ne kadar eskı bir kokü olduğunu dUsündürUyor insana. Bir çaba harcamadan, sadece insan olduğum için mutluluk benlm hakkım da diyebillrsinlz. Passo'nun oyun kahramanı gibi, lşiniz rasgiderse, bu haktan faydalanabilirsiniz de... Ama, yaşamın gerçek kuralı ekmeğin ve de mutluluğun verilmediği. çalısıp didlnerek elde edildığidir îşte size mlstik blr öğüt: «Bütün dünya nimetleri sizler için yaratıldı ve hepinize, onlara ulaşabilmeniz içio akıl verildi!» Nedendır bilinmez, Ağustos böceği tasasızlığı bazan bir ülkenin parlâmentosunu bile sarabiliyor. Franco tspanyasının kahvehane •ohbetçlsi Passo. nasıl «Tann verir» e inanryorsa; nasıl «Bir lokma, bir hırkü, bir de sıhbat. fist tarafını kaldınp at!» afyonu ile dalgasını geçip parlak îspanyol göğü altında şapkasını yüzüne devirip sırtUstü yatabiliyorsa; bizim parlâmenterlerimia de «Mademki seçfldik, ülkenin yönetirainde söz sahiU olduk, öyleyse neden halk bu hizmetİRiîzi ödemesin, biz) devletin en vfiksek meımrnma verdiği emeklilik faakkından yoksnn bıraknn?» diye düşünebiliyorlar ve parlamentonun kurtanlması Sanpanyası sırasanda şeytanm aklına eelmeyecek bir ters işe kalkışıyorlar. Geçen haftayı bastan asağı fcap layan olay buydu. «Türk halkının yann tecek yakıyor», «konut ihtiyacının ancak % 60'ı karşılanı yor», «Onümfizdeki 20 yd İçinde lstanbul Barosu Başkanlığından VEFAT ve TESEKKÜR Seher Çetinin eş4. thsan Çetinin kardeşi Sevgi, Btlp Gürsan'ın babası, îsmail ve Sevim'in amcası. Yaşar, Kemal1 Rüveyda'nm kaympederi, Tankut. Zevnep Burçhan ve Efsane nin dedesi. değerli varhğmıız • Em. Ord. Alb. (935) Aşagıda adı soyadı ve sıcll numaralan yazüı meslekdaşlanmızdan Av. İzzet Ancel'in topluluk Sigortası üe ilgili olarak doldurması gereken beyannamelerinj 10 gün carfında doldurarak Baromuz Sigorta servisine vermesı, aksl halde yazılı savunmasını vermesi ve dinlenmek üzere 285.1972 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında saat 17'de hazır bulunmasına dair, Yeni tstanbul gazeteslnin 13 Eylül 1972 tarihli baskısmda yapılan ilftnen dâvete rağmen Av. Sami Döel'in İse Sigorta prim borçlanru ödemesi için yine aynı meyanda Cumhuriyet gazetesinin 28.9.1973 tarihli baskısmda, Slgorta prlm borçlarını 10 giin zarfında ödemesi, aksi halde yazıb savunmasını vermesi ve dinlenmek üzere Yöneöm Kurulumuzun 5.10.1972 tarihli toplantısında saat 17'de hazır bulunmasına dalr yapılan iltaen dâvete rağmen, Av. tzzet Ancel'in Sigorta biidlrim ve beyannamesta) vermediği, Av. Sami üzienn Sigorta pnmini yatırmadığı gibi vazılı savunmalannı vermedikler) ve dâvete de lcabet etmediklerinden. 1136 sayılı kanunun 71, 72/f ve 190. maddeleri gereğtace adlannın Baromuz listesinden silinmesine karar verilmiştir. Baro Yönetim Kurulu karan ilanea tebliğ olunur Av. Sami üzlel (5973) Av. îzzet Ancel (6274) (Basın: 22813) 7412 MUSTAFA CfiTİN 9.10.1972 Pazartesi günü vefat etmiş ve Zıncirlikuyu'da toprağa verilmiştr. Ankara'daki cenaze töreninde ve îstanbul'da toprağa veriHsinde cenazeye katılan. çelenk sönderen. başbaglığı dilekleriyle bizleri yalnız bırakmayan ve acımızı oaylaşan akraba dost ve arkadaslanmıza tesekkür edenz A t L E St (Camhurıyet: 7416) Maliye Bakanlığı reftiş Kurulunca 1511 1972 Çarşamba günü saat 9 da, Ankara ve tstanbul'da Maliye Müfettış Muavinliği Giris Sınavı açılacaktır. Giris Sınavma" fcatılabilmek tçtn: a) Devlet Memurlan Kanununun 48 incl yazılı niteliklere sahip olmek: maddeslnde Noliys Müfetfiş Muavıniiği Giris »Sınavı > İLÂN Kartal 1 nci Asliye Hukuk Hakimliqinden Esas No: 973/90 •Mustafa özdilekU ve Şaziye özdllekll vekflleri Avukat Kadri Ateş taraündan Maliye hazlnesl aleyhine açılan Tapu iptali ve tescil dâvasının yapılan duruşmasında: Kartal Soğanlı Balıkjj Dere mevkünde kftm 36 parsel sayısında kayıtlı gayrimenkul tapulama «rasında Maliye haslnesi adına senetsiaden tcîcil edilmij olduğundan bu gayrimenkul hakkında dâvacılar tarafmdan zilliyetlige Utinaden açılan tptal ve tescil dâvasmda başka hak iddla eden ler tşbu U* mın tebüji tarihinden ttibaren 10 gün arfında mahkemeye müracaat etmeleri aksl halde Jç blr hak iddia edemlyecekleri hususu ve bu sebeble duruşmanın 5.12.1972 günü saat 10.25'e bırakıldığı ilânen tebüğ olunur. (Bastn: 6750) 7408 b) 1.1.1972 tarihlnde f301 yaşını doldurmamış bulunmak: c) Siyasai Bılgiler tktısat, Hukuk Orta'dogu Teknık universltesı tdarl tlimler Pakültelennden tktîsadi ve Ticari tlimler Akademllerinden (veya eşitlen vabanra fakiMte ve okuilardan) blrin) bitirmis olmak.. tstekUlertn sınav için gereklı tormalıte 've oelgeıeri gös teren ve Smav konulan nakkmda lüzunrtu bilgılen veren broBtlrü adlan eeçen Pakülte ve Akademilerle' Ankara'da Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu'ndan tstanbu) »e tzmir Det terdarlıklanndan btezat müracaat suretivle veva mektupis temin etmeleri ve müracaat ışini nok";ansız olarak 21] 197? Salı günü saat 17'ye kadar oildirmeleri lüzumu ılâr olunu Su geçiren teraslar, pencereler, cepbeler garantili onanlır. CompaJrfol: Kflrekçiler «okak, Grlfin Ran • Karaköv. Tel: 44 13 41 CO'MPAKTOL ile DtŞ TABÎBİ Orhan TÜZÜN Saab İSJC W30 Samatya Cad No 400 M III lllfll'' 1 (Ilâncılüc: M08) 7393 n n e (Basın: A. 15235 22694) /407
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear