28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CÜMHURÎYET 14 Efcbn 1972 Dünyada Bugün Yolsuzluk olmasın da... ünyanın hemen her yerinde en fazla dikkati çeken kimseler yöneticilerdir. Kişiliklerine ve yaşantılarma karşı gösterilen bu ilgi, demokratik ülkelerin seçilerek gelen yönetidlerini bazen huzursuz edecek dereceye vanr. Özellikle mali konularda kamuoytınun, davranışı, çoğu zaman mantıktan uzak duygusal davranışlar içinde şekillenmis gibi de görünür. Bizdeki son olayl dfe, belki bazı parlamenterlerimiz böyle yorumluyordur. öyle ya.. Sosyal güvenliğe sabip olmak Anayasanın bütün vatandaşlara tanıdığı bir haktır. Her gün yeni bir tanesi çıkartılan kanunlarla, giderek artan sayıdaki meslek gruplan emeklilık hakkını ve sosyal güvenliğîn diğer yan ürünlerini elde ediyor. öncesade Emekli Sandığı vardı, buna Sosyal Sigortalar Kurumu da eklendi. Son olarak yaratılan BağKur ile yeni bir sosyal güvenlik örgütü daha çıktı ortaya. Bu arada bazı mesleklerin çifte güvenükieri de var. Bu açıdan baküklan zaman parlamenterlerimiz, neden kendilerinln sosyal güvenlikten yararlanmadıklarını düşünmüşler ve hizmet sürelerinin biraz iltimaslı şekilde hesaba alınacağı bir emeklilık kanunu tasansını kendileri lçin hazırlayarak, yine kendi oylarına sunmuşlardır. Ancak kamuoyu, geçmişte milletvekili ayhklanna yapılan her zamda olduğu gibi, bu son girişime de olağanüstü bir tepki göstermiştir. Tepkinin şiâMetinden ötiirü, hazırlayanların tasanlannı geri alacaklan anlasılmaktadır. D Akdeniz'de Sovyet gücünün zayıfladığı ılerısuruldu . WASHİNGTON NATO uzmanlan, Sovyet teknisyenlerinm Mısır'dan çıkarüışı nedeniyle, Amerikan 6. Filosuna bağlı gemilerin hareket kabiliyetlerinin arttığım belirtmiş, bir süre önce bir Sovyet balıkçı gemisinin Yunanistan'a iltica etmesinin bile bu şekilde mUmkün olduğunu iîade etmişlerdir. Bu uzmanların kanısına göre, Sovyetler Birliginin uzun menzilli keşil uçakları Mısır'da bulunsâlardı, bu Sovyet bahkçı gemisinin Yunanistan'a iltica etmesine ünkân kalmazdı. NATO uzmanlan, bütün gelişmelerin Akdeniz'deki Sovyat kontrolünün azaldığını gösterdiğini de açıklamışlardır. Aynı görüş Pentagon yetkilileri tarafından da paylaşılmakta, Sovyet uzun menzilli keşif uçaklanran bulunmaması nedeniyle, Akdeniz'deki Sovyet filosunun gücünün de eksikliğini belirtmek tedirler. Pentagon vetküüeri, Sovyet tek nisyenleri Mısır'da bulundukları sırada Tu 16 keşif uçaklarmın bütün Akdeniz'i büyük bir kolaylıkla kontrol altında bulundurduklarını, bu nedenle Amerikan 6. Filosuna baglı gemilerin hare[ ket imkânlannın azalmış bulunduğunu söylemektedirler. Gene Pentagon yetkililerinin ifadesine göre, Ruslar kendl güçlerinde meydana gelen açığı kapatmak amacıyla, Akdeniz'e hızla yeni savaş gemileri sevketmişler ve Mısır'daki üslerden kalkan Tu 16 uçaklarının eksikliğini doldurma ğa çalışmışlardır. Amerikalı yetkililer, Ruslarm yakın bir gelecekte bazı Akdemz ülkelerinde üsler sağlamak amacıyla yeniden teşebbüslere girişeceklerini ifade etmektedirler, Ge1 ne bu çevrelerin görüşüne göre Ruslara Tu 16 uçaklanna üs görevi görecek imkânlan sağlayacak ülke de Suriye olacaktır Vietnam'da savaş şiddetlendi SATGON Amerikan Komutanlığı B • 52 uçaklanna Güney Vietnam başkenti çevresinde, sayılan ve faaliyetleri gitgide ar tan sızma ve toplanma merkezlerini şiddetle bombalama emri vermiştir. Yalnızca önceki gece, 10 ayrı dev bombardıman uçagı Iılosu 40 ile 90 kilometre arasında degişen bir alan içinde Saygon'un Kuzey • Batı, Güney Batı ve Güney Doğusuna yüzlerce ton bomba atmışlardır. Stratejik hava kuvvetlertne ait uçaklar da aynı zamanda Dong hoi lımanının Kuzey kesimlerine karşı giriştikleri 6 akın sırasında Kuzey Vietnamdaki ikmal depolannı ve ulaşım yollannı bomba lamışlardır. B 52'ler Kuzey Vietnam'da Hotin ve Kuangbin, Güney Vietnam'da Kuangtri, Kuangnam Kuangtin, Kuangngai, Kontura Bin Duong, Bien Hoa ve Din Tuong eyaletlerinl hedef alnuşlar dır. Politikada sorunlar Kaybedilmiş bir savaş Ergun BALCI ünya basırtı, Vietnam görüsmelerl konusunda heyecanh bir bekleyiş dönemine girmiştir. Her an hayatî bir açıklama yapılması beklenmekte, Hanoi ile Washington'un Parfs'te anlaştıklarma dair haberler sızmakta, fakat bu haberler kısa süre sonra yalanlanmaktadır. Her hal ve kârda iki taraf arasında son derecede önemli görüşmeler yapıldıgı. *onun başlangıcına gelindiği anlaşılmaktadır. Sonun başlangıcı Washington'un savaşı kaybetmeai midır? Hayır. Sonun başlangıcı Güney Vietnam Başkanı Tiyo nün âkıbeti, Beyaz Saray'm kuklasmın hak etmediği bir mevkiden çekilmesidîr. . Paris'teki görüşmelerde söz konusu olan, ABD nın savası kaybedip kaybetmemesi değildir. Çünkü Washington Vıetnam savaşını çoktan kaybetmiştir. Ashnda Birlesık Deyletler Fransızlarm uğradıklan ünlü Dien Bien Fu yenılgısmden ders aloıayıp, Çin Hindine asker göndermeye başladıklan gün savaşt kaybetmişti. Bu ufak tefek, çekik gözlü Asya insamnın savaşma ve bağımsızhk azmmi bir türlü anlayamayan ve modern teknolojinin tüm olanaklanna rağmen, harplerde son sÖzü insanın söylediği gerçeğinl kabul edemeyen Washington'un yenilgi dizisi günümüze değin sürmuştur. Beyaz Saray hava akınlannı arttırmıs, sonra durdurmuş, tekrar arttırmış; askerlerini önce yanm milyona çıkarmış, sonra peyderpey çekmiş; Moskova ile Pekte'in yardımını ıstemış, fakat bir türlü Hanoi'ye boyun eğdirememlş, başka bir deyışle yenilgiden kurtulamamıştır. Son olarak Kuzey Vietnam taarruzunu tarihin en şiddetli bombardımanlan ile durtfurmayı başarmış ama yenügi dizisine de bir yenisini eklemiştir. Çünkü bombardımanlann dehşetine rağmen taarruzu durdurmakUn öteye gidememiş, Hanoi'ye kendi şartlannı kabul ettiremömiştir. Washington. Vietnam sorununa çözüm yolunun bombardımanlardan, ya da Moskova ile Pekln'den değil fakat sadece Vietnam halkından ve yirmi yıldır ülkeyi birleştirmek için savaşan Hanoi yöneticilerinden geçtiğini bir türlü anlayamamıs, ya da anlamak istememiştir. Saldın durdurulmuş, yüzbinlerce insan ölmüş, Vietnam, tarihin en amansız bombardımanlan altında yavaş yavas taş devrine dSnüşmüştür. Buna karsüık Güneydeki pasifikasyon programı altüst olmuş, Vietnamlılaştırma siyasetinin bir fiyasko olduğu ve Saygon ordusunun ABD hava desteği olmadan savaşı sürdüremiyeceği ortaya çıkmış, Tıyö'nün en İyi birlikleri savaşlarda erimiş ve Güney Vietnam ekonomisi temellerinden sarsılmıştır. Bir üs düştü öte yandan Güney Vletnam'ın Kontum eyaletinin* Kuzey Batısındaki Ben Het üssü, komünistlerin eline geçmiştir. Ben Het'i savunan Güney Vietnam kuvvetleri, komünistlerin pi yade saldınsına ve yağmur gibi yağdırdıklan top mermilerine karşı koyamayarak üssü boşaltmışlardır. Geçen Nisan ajındaki saldından sonra komünistlerin kontrol altına aldıklan bu bölgede, Gfiney Vıetnamlıların elinde sadece Benhet üssü kalmıştı. Başkan Nixon'un Güvenlik Işleri Özel Danısmanı Henry Kissinger ise Paris'te Kuzey Vietnam politbüro üyesi I« Duk Tho ile yaptığı 4 gün süren gizli görüşmeleri tamamlayarak önceki gece Amerika'ya dönmüştür. Klssinger, Amerika'ya dönüşünde doğruca Beyaz Saraya giderek Başkan Nixon'a, göriişmeleri ile ilgili rsporunu sunrnuştur. Beyaz Saray sözcüsü, Başkan Nixon ile Klssinger arasında yapılan görüşme ile ilgili açıklama yapılmayacagını bildınniştir. ' (a a) D ABD Temsüciler Meclisi, 74.5 müyar dolarlık savunma bütçesini kabul etti . WASHtNGTON ABD temsilciler Meclisi, tkinci Dünya Savaşm dan bu yana en geniş savunma büt cesini kabul etmiştir. Yeni bütçe 74^73.000.000 dolardır. Bu paranın 6.100.000.000 doları Çin Hindi Savaşı için a>TÜmışür. Aynca Amerikan ordusuna ceşit li yeni silâhlar temin edilmesi için önemli çapta harcama yapüması da öngörülmektedir. Yeni bütçeden Amerikan Ordu suna alınacak silâhlar arasında în güiz yapısı Harrier uçakları, yeni F15 jet savas uçaklan ve a7 bombardıroan uçakları bulunmaktadır. Temsilciler Meclisi yeni bütçeyi 42'ye karşı 316 oyla kabul etmiştir. Bütçe, Senatoda da görüşüldük ; tea sonra onaylanmak üzere Beyaz { Saraya gönderüecektir. Amerikanın yeni savunma bütçesi, Başkan Niıon'un talep ettiği bütçeden 5.200.000.000 dolar daha azdır. (aa) Enosis taraftarı piskoposlar, Makarios'a karşı hnrekete geçti LEFKOŞE Kıbns'm Enosis volu ile Yunanistana bağlanmasını isteyen ve bu amaçla Makarios'un Kıbns Rum Cumhnrbaşkanlığmdan uzaklaştınlmasını öngörejı Baf, Girne ve Kityum Piskoposlan, Makarios'u devirmek üzere harekete geçmişlerdir. Kendisinin Kıbns Rum Cumtıurbaşkanlığından istifa etmesi konusımu göriişmek üzere Sinod Meclisinin toplantıya çağnlması için Makarios'a çeşitli defalar müracaatta bulunmuş olan Pisko poslann bu isteklerini Makarios her defasında gerl çevirmişti. Şirodl söz konusu Piskoposlann, kendi başlanna hareket ederek Sinod Meclisini toplantıya çağırrnak üzere bulunduklan, ^ Lefkose'deki iyi haber alan kaynaklar tarafından bildirilmektedir. Bu teşebbüs çerçevesl içinde, 3 PisKoposun en kıdemlisi olan Baf Piskoposu Yennadiyos, Sinod Meclisinin toplanmasını sağlamak üzere, Meclis üyesi diğer Piskoposlara kendi imzası ile mektuplar göndenneye başlamıştır. (a.a.) Heykel'in çağnsı Bu olay, zaten çeşitli yönlerden yıpratılmaya müsait olan parlamentomuz için yeni bir taİihsizlik unsurudur. Ancak kamuoyunun tasarıya karşı gösterdiği öfkeyi parlamento ile temsil edilen sisteme de yöneltmemesi ve bo sistemin özellikleri arasında beazeri durumlann da buluntiuğunu hatırlaması gereklidir. Ayrtca bizim parlamenterlerimiZİB emeklilık tasarısı, bugünkü dünya parlamentolannı kaplayan «kendine yontma» ve yolsuzluk olaylan yanında aolda nfır kalmaktad'ır. Kendimize örnek aldığımız Amerika Birleşik Devletleri'nden başlayahm hatırlamaya... önceki günku Amerikan gazetelerinin manşetlerini, Federal Soruşturma Bürosu (F.BX) tarafından tesbit edilen bir olayla ilgili haberler kaplamıştı. Buna göre AJ3D. Bafkanlık seçimine McGovern'In adaylığı altında katılan Demokrat Parti'nin bütün gizli konuşma ve yazışmaları, Başkan Nixon"ın seçim fonundan beslenen bir şebeke tarafından kanun dıçı blçimde izlenmîştir. Belki bu olayı, çok önemll olduğu halde Amerika'nın parlarnentosu olan Kongre İle ilgisiz bulabilirsiniz. Ancak bu iç siyasi casusluk, Amerikan Kongresinin tyelerinin kişisel mali çıkarlannâ doğrucfan dayanıyor. Çünkü şebekeyi besleyen kampanya fonu paraları sade Nixon'a değil, bütün Kongre adaylanna da veriliyor. «Amerikan Tüketicisinin Avukatı» olarak kendisini görevli kılan Ralph Nader'in son yaymladığı rapor, şöz konusu kampanya fonlârına bağışta bulunanlann karşıhk olarak neler sağladığını da açığa koymaktadır. Meselâ politikaaılara yapılan kampanya bağışlannın yüzde 6O'ı, is çevrelerinden geliyor. Bu iş çevreleri, yatınm yaptıklan adaylar seçimi kazanınca da, kendî meselelerini ilgilendiren faydalı kanunların çıkmasını hızlandınyorlar. Zararh kanunlar Ise durduruluyor. Kenriedy'nin katlinden sonra Amerikk'da serbest silâh satışını yasaklayacak bir kanun için çok uğraşıldı meselâ. Ama silâh tüccarlannın baskısı yüzünden bir türlü kesin sonuç elde "edilemedi. Diğer bir örnek de eski Başkan Johnson'öTur. Johnson, A.B.D. Senatosuna Teksaslı petrolcüler tarafından gönderilmişti. Kennedy'nln katlinden sonra Başkanlığa gelince, selefinin çıkartamadığt pek çok reformist ve ileri anlayıştaki tasanyı kanunlaştırdı. Pakat, Kennedy'nln petrolcülerden kaldırmak istediği vergi istisnalığı imtiyazına clinl bile sürmedj. Fransız parlamentosu da, Amerika'dakinden farkh değildir. Eski bir devlet memurunun açıkladığı belgeler, koltuk sahibi Fransız politikacılan arasmda r.üfuz ticaretinin pek yaygm olduğunu göstermiştir. Ayrıca kendi seçim bölgelerine devlet yatırımlarım gereksiz yere kaydırmaya çahşan parlamenterler, Fransa'da sayısız skandallara sebep olmuştur. Bu olaylar gerçi Fransız politikacılan arasında ahlâkî bir reforni hareketine' yol açmadı. Sadece, uygunsuz işlere dalan parlamenterler arasınd'a namusunu en îazla koruyan Maliye Bakanı Giscard d'Estaing'in halk arasındaki itibanm arttırdı. Nabız yoklamaları, d'Estaing'i Pompidou'dan sonraki en güçlü Başkan adayı olarak gösteriyor. Batı Almanya'daki kendi hükümetlerinin en sert muhalifi olan basın organlanna maaşlı müşavirlikyapan Bakanlar, Ingilte" re'de müflis şirketlerde ytjneticilik eden yüksek politikacılar vardır. . Ancak günümüzd'e Batı parlameaterleri kendilerine emeklilık maaşı bağlatmak gibi önemsiz ve îrüçük işPerle uğraşmıyorlar artık. Çünkü Batı, yediden yetmi Öte yandan yan resmi El Aîıi ram gazetesinm başyazarı Muhammet Hassaneyn Heykel, Mısır Sovyet ilişkilerinin dostluk ve i'şbirliğine dayanan yeni bir döneme sokulması için çağında; bulunmuş ve bu ilişkilerin hayati önemi olduğunu söylemiştir. Haftalık sütununda yazan Heykel, Sovyetler ve Mısır arasındaki anlaşmazlığa sebep olarak, Amerika'yı göstermiştir. Heykel'e göre, Amerika bir Orta Doğu baHorida'da 13 kişiyi relıın olarak bir nş anlaşmasının gerçekleştirilsüreyle polisleeve k a p a n a n v e 1 6 g^i mesini engellemiş ve böylece de Sovyetlerin Mısır'a • silâh verme! re karşı koyan akıl hastası bir sabıkalı, sonunda keskin nişancılar lerinin önüne geçmek için Mosj tarafından >Tirul»rak Öldürülmüstür. Yukarıda, kurtanlan rt jinekova'ya baskı yapmıstır. ' (Dıs Haberler Serviai 1 lerden genç bir kıı, polislerin arasında kriz geçirirken çörülüyor. Tarafların tutumu Sadece insanın değil fakat doğanın da modern teknolojinin en korkunç silâhlarınm denenmesinde kobay haline dönüştürüldCğu bu kanlı savaşta taraflann tutumunu ise. şöyle özetlemek rnümkündür: Ocak ayında açıkianan ve Mayıs'ta Başkan Nixon tarafmdan değiştirilen 8 maddelik Amerikan planma göre, önce ABD savaş esirleri serbest bırakılacak ve ateşkes ilân edilecektir. Çarpısmalann kecilmesini izleyen 4 ay içinde ülkedeki tüm Amerikan birlikleri çekilecek ve Vietnam'm geîeceği ulüslararası denetim altında yapılacak seçimlerle belli olacaktır. Buna karşıhk Vietnam Geçid Devrim Hükümeti ile Hanoi'nin 1971 Haziranında ileri sürdükleri dokuz rnadö"elik plan ise tüm Amerikan birliklerinin çekilmeleri için kesin bir tarih belirtilmesini, Başkan Van Tiyö"nün atılmasını ve Saygon'da komünistlerin de katılacaklan bir koalisyon hükümetinin kurulmasını öngönnektedir. Amerikan tezi, sorunun siyas! ve askerl cephelerini birbirinden ayırmakta; önce askerl meselelerin (ateşkes ve savaş esirlerinin serbest bırakılmalan) çözümlenmesini, sonra da Saygon'daki iktidann geleceğinin tartışılmasmı istemektedir. Oysa Kuzey Vietnam ile Vietkong ise, siyasî ve askerî bölümlerin bir bütün olduğunu ve birbirinden ayrılamayacaklarını ileri sürmektedirler. Hanoi, siyasi garanti almaö*an ateşkesi kabul ettiği takdirde Tiyö yönetiminin daha uzun süre iktidarda kalacağın bilmekte, bunun için ateçkesten önce Tiyö'nün gitmesini şart koşmaktadır. Beyaz Saray ise en büyük teminatı olarak gördüğü bu kişiden ayrılmayı kabul edememektedir. Böylece buhran, sırtını Washington'a dayayarak ülkesinde dünyanın en amansız polis rejimlerinden birini fcuran, yönetimi yolsuzluk ve suiistimal sembolü haline gelen bir Başkanın çevresinde düğümlenmiştir. 30 yıldır, kişiyi şaşırtan bir cesaret ve azimle savaşan bir ulusun Tiyö gîbi Başkanı kabul etmesini beklemek en azından hayalcilik ve insafsızlık olur. Bu bakımdan Tîyö, ergeç gidecekttr. Nitekim Paris'te hayati görüşmeler yapılırken, sık sık sert çıkışlar yaparak istifa etmeyeceğini belirtmesi. bu gerçeği kendisinin de sezdiğini ve paniğe kapıldığını göstermektedir. Ashnda Vietnam, bir jnldanberi siyasî kohjonktürün büyük çapta dalgalandığı, yeni denge merkezlerinin ortaya çıktığı dünyamızda eski ÖDeminl yitirmiştir. Gnnümüzün Vietnam savaşı, stratejik önem, iktisadi çıkar, emperyalizm vo ideolojik çatışma gibi tanımlamalann sınırlarını aşmış ve doğrudan doğruya bir süper devlete başkaldıran küçük ülkenin cezalandırılması niteliğine bürünmüsttir. Ama şurası gerçektir ki, Vietnam savaşı, azimll bir ulusu en ağır cezaların bile etkileyemiyeceğini gösterraesı bakımından uzun süre akıllarda kalacaktır. r > .' 4 r » J* A. « tv Kumaşta en kaliteli manın kolay bir yolu vardır: Eumaşın kenarmda markasıaı Ferdinand Marcos, "Sıkıyönetim Filipinlerin son şansıdır,, dedi MANİLA Filipinler Cumhurbaşkanı Ferdinand Marcos, bir sü re önce ilân ettiği sıkıyönetimin. Filipinler toplumunu ve yönetim şeklini temelden değiştireceğin] söylemiş, «Bu denememizde başarı kazanamazsak her şeyi kaybedeceğiz. Bunu bildiğimiz için de, başarı kazanmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız» demiştir. Ferdinand Marcos, sıkryönetimi ilân etmeden önce, reformlan gerçekleştirmek ve ülkede kanun kuv vetini egemen kılmak konulannda kendini çok güçsüz hissettiğmi söy lemişür. Marcos daha sonra, Filipinlerde suç oranınm çok yüksek olduğunu, riişvet ve suiistimal lerin alıp yürüdüğünü de itiraf et miş, sıkıyönetim ilânmdan önce hiç bir cumhurbaşkanının bunlara : kar?ı etkili biçimde mücadele ola nağına sahip bulunmadığını hatır latmıştır (DIŞ HABERLER SERVtSÎ) Uçak kaçırmak isteyen akıl hastası hava korsanı teslim oldu ZÜRİH tsviçre Havayollannın DC9 jet yolcu uçağı, dün aklî dengesinin bozuk oldugu sanılan btr Yugoslav tarafından kaçınlmıştır. 50 yaşındaki hava korsanı, Stuttgart'dan uçağın havalanmasından kısa bir süre sonra hostese tngilizce yazılı bir kâğıt vererek pilota götürmesinl ve kflr ğıttaki isteklerinin dünya kamuoyuna duyurulmasını istemiş, daha sonra da uçağın tuvaletine kapanmıştır. îsteklerinin yerine getirilmemesi halinde uçağı havaya uçuracağmı belirten korsan, bir süre sonra yolcu ve mürettebatı serbest bırakmış, "kendisi de teslim olmuştur. (aa.) VEFAT Yünlü. mohair veya perilenli kostümlük pardösülük ve paltoluklarda Altmyıldız en üstün kalite sembolüdür. Manajans: 3107/7333 Merhum Dursun Ofluoğlu zevcesi, Fatma Ofluoğlu ve Zeki Ofluoğlu'nun anneleri, Vedat. Vecdi, Gençay, Vecihi, Hanife, Ayşe ve Dursun'un, büyükanneleri. Perihan Ofluoğlu ve Sefer Ofluoğlu'nun kayınvaldeleri, Hanife OFLUOCLU 13.10.1972 Cuma günü akşamı Hakkın rahmetine kavuşmuştur Cenazesi 14.10.1972 Cumartesi günü (BUGÜN), ikindi namazını müteakip, Kadıköy Osmanağa Camiinden kaldırılarak, Kara caahmet'teki aile kabristanında toprağa verilecektir. Oğlu: Zeki OFLUOĞLU (Cumhuriyet: 7353) Mehmet BARLAS .(Dcramı 7. Sayfada)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear