26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CÜMHURİYET 1 EKİM 1972 «MHH bakly* ıbtaBİoe rmtmen, aeçhnl tek baçma kasamp ft« d ı n celenlerin dcriıal fkttadl konolar feerlne etfimesi) keadl •tnin inanmış oldnfu kanttaHst tktisaı alsteml Içfajde mftmkftn olaa ber seyl plânlı ve mflll bir yolda yapmaga azimH oldnguna berkesl inandırmak lçln, mekanizmaTi hanrUyıu eahsma tezgfthlanm kurmam ve Myleee lulkm bftyfik çofnnlntnnnn bngfin içtnde bulnndnğn yoksnlluk Te hnzarsnzhıgn glderme yolnnda oldnHanm go#terecek mfiapet dellller ortaya koyması gerekirdi. 1? Myls olma> * : Medlslerimizln blrtoe haftalmrca TAr başkan seçOemedl. (.) Seçfen slstemlnde dört yıl sonrakl fr.dan garantileyecek deftşikllkler Için oalısıldı. Halbnkl bn isin acelesi yoktu. Sen hfikfimet olara* icraat yap; bngSn koaUsyona, siyasl pazarhklan muhtao degilsin. Seçtlfin yol gereekten halta kalkmdırms, hnzur», T«faha kavusUıru» yohı Ise, onmı metodlannı ara, bnl; netloe al; dBrt yıl sonra hangl seçfan sisteml Ile olursa olsnn, bn mfflrt senl ylne Iktldara getirlr. Bnna karmlık vatan bütünlüğünün tebJikede olduğu ve hâlen ban egeıueuük haUanmızm sınırlanmı? bnlundnğn bir lamaada. bfitfln tnmlan bir yana bırakıp, isi yine sen • ben kavgasına dökmek. bn vataıun felâketuıi hazrrlamsk demektir. (...) Artık nyanalıtn! Her lsde kesemlzden Snc« halkımın düşürtdüğümfhrfl lspat edellm. Ona Tflrklüğünfl ve Atatürk derrinde oldnfn glM, ba£ımsızhk aşkmı, Knvayı MUJlye rumınn yeniden aşüaysbm!> (Törkfin ÇSesl Dolgtın Artık, baslıkh yandan: 22.12.1965). «Vatan, millet duygusundan yoksun lç sömürücüler, Türk zekftsının işlenip avdmüğa kavuşturulmasındâ kendl çıkarlan Için tehlike görmektedirler. Böylece dışandan gelen yıkıcılann işlnl de kolaylaştırmaktadırlar. Bugün «Iktisatntan, «refah devletinnden, «Sosyal adaletnten, «mllll gelirin dağılış oranı»ndan bahsedenlere bazı çevreler şüphecl, hattft düsman gözlerle bakmaktadırlar. Oysa bütün dünya dü?ünurlerl artık hep bunlarla ufrasmaktadırlar. Bugün lktlsat, bpkı elektronlk glbl, çok lnce blr t>HIm dalı haline gelmlştlr. (...) Atatürk'ten sonra korkaklık, tevlz yüzünden reva çıkar sağlamak içta Türklye'yl biıgünkü hale getiren aydın klşilerln T» T>olitika« kadrosunun yakasına tarih en affetmlyen lânet halkasın, peçlreeektlr. (...) TUrk zekâsı; fazilet, akıl, vatanseverllk, hür düşibıce fabrlkalannda lslenmedikçe ve bu zekâdan, verebllecegi bütttn randıman aluımadıkça bu vatan lçin yükselme çaresl yoktur. Bfrbirtmlzle ugrasmaya, birbirlmizl yiyip yoketmeye değll, hep beraber Türk %ek& madenini işletmeye bafcalyn!» (Ağlaına Duran'ndan: 1.3.1965). «Tann tnsanlars «kıl vennlştir. Halkin gözfl açılmıştır. Faldr ohrp da fünün blrlnde yoksullağnnnn şunruna varmıyacak insan tasavmr etmek, snnrsazluSun ta kendisîdir. Mesele bn sınıf smınnra basta rejbnleriyle boğma£a çalışmakta deSil, demokratik ve hfirriyetçi yola kanalize etraekfe ve gerekU reformlan yaparak aosTal adaieM nrrçekleştirmek «nretiyle toplumda nisb? bir refah safhyıp k»tle yıkıcılı&ının ve ardından pelecek kınl dfttantn 5nune recmekte, kıs«ası buırnnkü Batı demokrasilerinin tuttnJhı yoln tntmaktadır. (.) Şimdi temel h»k ve bürriyetlerl konnn» baha B ngün, hlç Tonım yftpmaksısn, b m eakl J M I I « I I " " * H pargt> lar dertoTerek okurlann gosü önüne aennek Uttrona: Olaylar ve görüşler Yorumsuz bir derleme Ord. Prof. Dr. H. V. VELİDEDEOĞLU nesi fle hanrlanan tasan yflzflnden halkın fBrfl SnBnde yine kısır çeldşmeler başUyacak. (...) Karanuk bir devrin eşlğlne adnn atılacak. Bn gidiş, fidiş değildir; devlet idaresi, devletin varhgım böyle lasır çekişmelerle tehlikeye koymak demek deffldlr. (.») Temel hak ve hürriyetlerl koruma kanun tasarısından maksat, şiyasî tenkidi değfl, Iktisadî tenkidi snstnrmaktır. Halbuld bn tenkide «hşmadıkçm, gerçek demokrasivi knrmamna ve" memleketi yükseltmemize imkân yoktnr. Birtakım klşiler sosyal adalet refonnlannı bn memlekete çok ıcörmekl«dirler. Çıkarlaruıı bnnda görmeyenler ve vatan sevgisinden yoksun olan klşiler, bn nğurda çatasanlara her iftirayı atacaklardır. Medenl cesaret sahibf insan böyle iftiralardan korkmaz. Aydınlan, «Aman bana bir şey bulaşmasın, aman ben ksnşmayayım, aman sonra npderler» gibi dfi^ şfincelerle nemelâzınıcılığa sapan milletler bağımsız bir tophnn olarak yaşamak bakkından mahrum kalırlar.» (Kemiğe Dayanan Bıçak'tan: 5JJ967). IV «Tek derecell seçlme girdiğlmlzden berl halka hoş görünmek lsteyen, köy meydanlanna köy kahvelerine kadar sokulan; cahil halktan bazısınm özelUkle dinl konularda yeraiiğe, lâyik milll eğitim sistemine karsı söyledlklerine kendlsl içinden inanmasa da «Çok doğru! Bunlan düıeltmeli!» diye «nabza göre serbet veren» politika esnaflığı, politika madrabazlığı bugün memleketimizde ftdeta devamlı btr meslek haline gelmlîür. (...) Tuzyıllardan beri gerl bırakılmış olan bu halkı sevmek. onu sosyal alanda, Iktisatve siyaset alanlannda aydınlatmağa, ona «Sosyal ada!et»l öğretmege, mllliyetçilik ve bağımsızhk ruhunu aşılamağa çalışmak, bugtinkü Türkiyede izlenmesi gereken en kutsal en dogru politikadır. Gönül hayal eder M. bütün partiler bu temel politikada birleşsin! O zaman politika madrabazlıgının da, din madrabazhğuun da, komünizm tehlikesinin de, dı? sömürünün de kökü kendiliğinden kurur; çünkü bunlan besleyen ortatn kurur.» (PçUüka ve Politikadan: 28.4.1967). • . • ,' v •Komünizm bizlm akldemize aykındır. Çfinkü dfişfince özgtirlfiğüntt ve şabsen kntsal taydığımoı dlger ban Ukeleri tanımaz. v î • • • " " n Ancak bn memlekete komfinlzm, Parlamentodakl ve halk arasındakl iktisadl elestinne ve sosyal adaletslzliği açık açık ortaya koym» yoln ile gelmez. Komnnizm gelirse, sunrla değll. snnrsndukto gelir. Bu snnrvnzlnk bofün memleketteki sosyal ve iktisadi ad»letslzliklerl gÖTnone, bunlan siirdünneğe beveslenme, sosyal reformlan yapmama sunrsnzluğndur. Çünkü «Biri yer biri bakar, byamet ondan kopar», «Aç ayı oynamaz» atasözleri öz be öz Türk atasözlericJr. Halk artık uyamyor. Uyandnnlmak istenmese de nyanıyor. Donya değist:. çünktt teknik gelişti. Bngünkn teknik ulastınna ve baberleşme araeianyla TnrMye, dnnya yüzünde avnç içi kad«r bir yer oldu. Her İI, her ilçe, hattâ her köy birbirlyle haberlt. Türkiyede ne olup ne geçtiğini, nasıl' vurgu'nlar vnrulduğnmı artık bflyük bir çoğunlnk biliyor. Sosyal reformtar vapılmaz da siddet yolnna gidilirse, er geç bu kazan patlar.» (Bir Garip Dnzen'den: 25.7.1967). VI «Demokrasl bjr «hürrljret rejiml» fakat a>iu zamanda bir «sorumluluk rejimisdir. Bu, «halkın halk lçln egemenligto olduğuna göre, çoğmüngun azınhk Uzerinde, ya da bir azuüığm çoğunluk üzerinda egemenUği değll, çoğunluk idaresinin bOtün halk yararına olan egemenliğidir; ve bu sebeple de toplumdakl bütün sınıflann varanna hizmet eden bir denge rejimidir. Böyle olraaz da tersine olursa, o zaman çoğunluğun oylanyla demokrasinin «sorumluluk» ve «acıkiık» ansurlan ortadan kalkar ve bu rejlm ya «çoğunluk ve istibdadı ve sonımsuzluk», ya da yalmz varlıkhların hAkünivetl anlaniına gelen «plütokrasi» rejimine dönüşür kl, bunlann her lklsi de demokrasiyi çok kısa zamanda «diîcta» sathı mailine götürür.» (Dikta Hevesi ve Demokrasl'den: 23.8.1967) VII «Bir demokraside idarenin tarafsızlılıği ve hukuka bağlılığı, o demokrasinin aksamadan yürümesinin ve ayakta dnnhasının en basta fcelen sartıdır. (.„) Atatürk Türkiye'sinde 1961 Anayasası ile tam bir demokrasi knnılması yoluna ririldi. Bnnun yaşayıp yasamaması Tflrk ha^anın >e AP iktidanmn tntnmuna bağh. (Demokrasinin ve Diktanın Teıcelleri'nden: 24.8.1967) TOI «Eger (Tarlh blr tekerrUrden ıbaretör) sözü doğru lse, tarlh, hukuk ve lktlsat kultürUnden, Insanuk ve adalet duygusundan yoksun birtajpm klşiler yine çıkacak, yjne demagoji, yalan, tezvır. lftlra ve hlle 'r'etcdlarryla dlkta kurmayı deneyecekler ve bu def« dlkta rejimini «demokrasi» diye okuyucularımdan özür dileyerek kullanacagım Dir deyimle yutturnıaia çalısac^klardır. Fakat s o nuç yine hüsran. yine ısttrap yine felaket fflacaktır Tok eğer (Tarih :brct alınacak bir aynadır) sözü dofru lse, sagduyu üstUn gelerek bu «ibret aynası» elden bırakılmayacak;' orada «sayı çokluğu»nun te> başrna bir şey ttade etmediğl. görlflecek; akü.düşünce, bilira ve lnstjüık dcğerleri gözden uzak bulundurulmayacak; iktidar sah'TJifri Anayasarriızın kendilerine çizdiği hak ve yetkilerin sınxrlermı zorlamayacak, ya da bunlan kötüye kullanma yollanna, sapma^acEk: Anavayanın kendilerine vjiklediSl iktisadl v» sosyal görevlerl hiçbir tesirden, hattâ seçimlerl kaybetmekten de korkmaysrak, dürüst, namııslu, vatansever klşilerln yapacağı glbl, mümklin olduğu kadar lyi bir şekılde yerine getirecektir. Devlet idaresinde demol.ratik ^isterr.e: «İdare sistemlerinin en az fena olanıdır» dmıVr Çünkü yüzde yüz ivi ve püruzsüz bir devlet lda^ • re slsjeml hentiz buluramamıştır. «Sadece (lyi) ile (fena) arasında bir tertfh sBz î"ius Olsa idi, siyasl problemlerin çözümü çok basit omrdn; oysa politikada (fena) ile (daha fena) arasında bir tercih, yapmak gerekivor» sözü meshur Makyavel'mdir Bugünkü Anaya.«anm "fcırdugu demokrasinin sakıncalı yönlerl ve bunun doğuracag] sıkıntılar elbette olacaktır. Genç bir demokrasürln Öturmasında yeni alınan bir pabuca ayak alısıncaya kadar duvulan sıtantı gibi sıkıntılar ve hattâ ıstıraplar elbette olacaktır. Mesele bu (az fena)yı bırakıp. (daha fena) yolu seçmemektedir. (T»m iyi) hiçbir caman bulunamadıfma göre. dönüp dolaşıp yine bu (az fena)yı bulmak için ça'oa ve vakit kaybedecegiz. nBenim oğlum bina (Bina, Arapça dılbilgisinın bir dalıdır) okur, döner döner ylns okur» durumurldan ve masallardaki gibi «Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş, bir arpa bo>iı yol gitmiş».mîiîst olmaktan kurtulalım arük!» (Kişisel Gpzlernİerimiz ve Diktatörlerin t>ou5^»dan: 26^.1967). Setriz yıl fncesinden beş yıl Snceslne kadarki yanlanmııdaa yaptığımız bn derlemeyi, basta söylediğim gibi hiçbir yorunı yapmaksızın oknrianmın ve özellikle «Anayasa ille değlstiriUin» diye tuttnran .ntucn politikacılann gözleri önüne sermek amacıyla yaptUı. Belki bn yazılann yayınlandıgı tarihte ynkarıkl parçalan oknmuş olanlar vardır; fakat malüm ya: «Hârızai beser, nisyan ile malnldür!» Ve bn nedenle de Türkiye'de dururn, «Devran yine ol devran Âlem vinf ol âlcm» olarak sürüp gitmektedir. NOT: Cumhuriyet'teki yazılanma yeniden başlamı; ğım dolayısiyle ve Ünii ersite Senatosunun tutumu w esiyl» okurlanmdan yüzlerce mektup aldım. Hepsine ayn «vn teîekkürlerimi sunma oianağmı bulamadığımdan. bo kısacık «Not»la, bunlan bnrsda sunmak, beni bağışlamalarını di'e» mek vt hcjgörvlerine sığınmak istiyorum. H.V.V. Sonuç m Vurun Atatürkçülere! OKTAY AKBAL ericilere gore, Atatürk devriralerlne yürekten bağlı her aydın solcudur, hem de aşın solcudur! Gerçekten, Atatürk devrimleri, yeniliklere, ileri atılımlara, çağdaş düşünceye, akla, sağduyuya, bilime, insanlık sevgisine çağırır kişiyi. Bu bakıradan csol» bir akımdır Atatürkçülük, gerçek anlamıyla Atatürk devrimciliği.. Ama Atatürkçülüğü yozlaştınrsan, temelinden yıkarsan, uydunna bir takun sözlere dayandırmaya kalkışırsan kendine göre bir «sağcı Atatürkçülük» yaratırsın, uydurursun! Bu da yanlış olur, tarihsel gerçeklere ters düser. Açarsm Mustafa Kemal Atatürk*ün söylevlerini okursun o laraan Cümle cümle, satır »atır. Onun bunun yorumuna gerek duymadan «nlarsın! Atatürkçülük ileri düşünceye dönük bir eylemdir, bir dtf^ünüjtür, bir felsefedir. Evet Hayır 7 Günün ardından G Zaman zamaa Atatürk devrimlerine karsı Hşiler orada burada işbaîina gellrler. Müdür, Genel Müdür, Müstesar, hattft bakan olurlar, daha da yüksek yerlere geçerler yanlışlıkla. Çok sürmez böylelerinin iktidar günleri, ama o örtemli yerlerde olduklan sürece ne yapıp ederler Atatürkçü aydınlan ezmeye, sindirmeye, yıkmaya, yok etmeye kalkışırlar. Ellerindeki tek silâh solculuktur, komünistliktlr. Atarsın Iftirayı, alırsm adamı gSrevinden. sürersin oradan oraya! Neymis, solcuvmuş! Ne demiş, ne okumuş, bir incelersin şaşkmlıktan şaşkınhğa düşersin! Okuduklan batı aydınlanmn çok uzun yıllar önce okuyup bırakhklan bir düşünce kitabıdır, söyledikleri, savundukları görüşler yıllar önce büyük Atatürk'ün meydanlarda, meclislcrde, tot>l?ntılarda en kesin biçimde dile getirdiği düşur.celerdir. En çok ezilenler öğretmenler oluyor. Nedense demiveceğim. böyle olman doğal. Öğretmen özellikle Türk toplumunda ileri düşüncenin, çağdaş uygarlıçın öncüsü, yol göstericisisidir. Atatürk Cumhurivetinin öğretmeni böyle olmak zorundadır. Olmayanlar varsa yozlaşmış kişilerdir onlar, zaman zaman gelip giden tutucu. gerici. devrim düşmanı yöneticilerin şaşkına çevirdiği, korlruttuğu, ekmek par?sını yitirmemek için sinmiş, susmuş kişilerdir. Ama hep biliyoruz ki Türk öğretmeni büyük çoğunluğuyla Atatürk devrimlerinin en candan savunucusu, konıyucusudur. lşte bu yüzden en çok ezilenler onlardır. Dün de, bugün de... Başbakan Melen, geçen gün Meclis'te DP sözcüsünü yamtlarken ilginç sözler söyledl. Sakıncalı memurları, öğretmenleri görevlerinden uzaklaştırmak gerektiğini ileri süren sağcı politikacılara karîi Anayasa'da gerekli değişiklik yapılmadan böyle bir tgenel temizlik» e olanak bulunmadıgını falan!.. Bu arada funlan da: «Bakan arkada?larım kimlerin kilit noktasmda olup olmadığmı tek tek incelemij ve tesbit etmistir. Fakat bu, nasıl olacaktir? îstenilen jey, Milli Eğitim Bakanlığında yapılmıstır, yapümaktadır. Bunun davul zurna ü« ilânına lüzum yoktur, bir hukuk devletinin anTayışı içinde olacakur?'4 Sıkıyönetim adamı içeri alıyor, sonra bırakıyor. Adam gelip makamına otunıyor. MUU Eğitimde bu gibüert Bakanlık emrine alma Imkânı var, ahyoruz. Bir de Danıştay vardır. Danıştay'a başvunıyor, ne yapalım. Danıştay yürütmeyi durduruyor... Sizden yetkl istiyonım, verin yetkiyl, bir günde yapavnn.» Başbakan açık açık «öylemiş işte... Davul zurna ile ilân etmemlzi beklemeyin, sakıncalı saydıklarımızı işlerinden atıyoruz, ortalığı temizliyoruz, diyor. Sıkıyönetim adamı alıyormvuj, bakıyor, Inceliyormuş, anlıyormuş ki bütün suçlandırmalar yersiz, bırakıyonmı?. Düşünün Sıkıyönetim adamı suçlu bulmuyor, ama Bakanlığın tutucu, gerici yöneticileri o adamı hemen bakanlık emrine alabiliyorlar! Sıkıyönetim adı üstünde olağanüstü yetkilere sahip bir yönetimdir. O bile suçlu bulmuyor bir kişiyi ama. Milll Eğitimin yetkilileri cezalandırıyor! Danıştay'a gidip görevine döndürülme kararı alıyor o kişi. Ama, Bakanlık yetkilileri buna da çare arıyorlar. tlle de ezilecek Atatürk devrimcileri, hele öğretmenseler kat kat... Aç kalacaklar, işsiz kalacaklar, sürünecekler. Gerekirse Anayasa'da değişOclik yapılmalı, çağdaş uygarlığın saT,unuculannı, aydın düşüncenin öncülerini yerden yere çalmalı, rahatlıkla, hiç korkmadan. çekinmeden™ Üzülmek az böyle sözlere, böyle bir anlayışa sahip bir Başbakanın bugün iktidarda olmasına, üzülmek az, çok az.. BM GENEL KURÜLU lrleşmls Milletler Genel Kurulu yüz maddeyi bulan gündemıni hazırladı. Bunların çoğu, sürekli olarak gündemde kalan ve her dönemde ele alınıp sonunca götUrülemeyen maddelerdir. Bunlara blr çok yenileri de eklenir. Bu kez, Çın'in karsı gelmesine rağmen, Bengaldeş'in üyeliği sorunu eklenmiştir. Çin geçen Ağustosta Güvenlik Konseyinde Bengaldeş'in Uyeliğinl veto etmişti. Aslmda genel kurul da sorunun tekrar gözden geçirilmesine karar vererek onu, yeni Uyelerin kabulü konusunda yetkl sahıbi olan Güvenlik Konseylne gerl vollavablllr. Çln'rn orada vetosunu tekrar kullanmasına engel yoktur ve beUd de gene onu yapacaktır. B B. M. TEDHİŞÇİLİĞİN ÖNLENMESİ İÇİN ÇARELER ARAYACAK UGANDA SORUNÜ DA B. M. GENEL KURULUNDA NORVEÇ'TE «ORTAK PAZAR» REFERANDUMUNDA CEPHELER BİRLEŞTİ BRANDT GÜVENSİZLİK OYU ALMAYI BAŞARDI MARCOS'UN OYUNU ÇİNJAPON ANLAŞMASI \yİETNAM'DA BARIŞ ÜMİDİ HENÜZ UFUKTA GÖRÜNMÜYOR. Prof. Dr. AHMET SÜKRÜ ESMER Nprveç Norveçte ortak pazars katılıp katılmamak (konusunda yapılan referandum /i46.re karsı '/o53.9 otanında oyla olumsuz sonuç ver miştir. Olumsuz oy vennekte ayn nedenlerle solcular ve sağcılar birleşmişlerdir. tngiltere'de de her iki parti içinde görüs aynuğı vardır. Işçi Partlsindn sol kanadı ile Muhafazakâı Partinin sağ kanadı, İngiltere'nln ortak pazara girmesine karşıdırlar fakat Heath, parlâmentoda çoğunluk sağlamıştır. Plebisite başvurulursa belki İngiltere'de de aleyhe sonuç alınırdı, fakat İngiltere'de plebisit mUessesesl bulunmadığı gerekçesiyle hükümet bundan kaçuırnıştır Hafta içinde kanun Lordlar Kamarasmdan da geçtiğınden, formaliteden ibaret olan Kıraliçenin ünzası kalrruştır. İngiltere ile birlikte 1 Ocak'ta îrlanda da gırecektir. Norveç'ın girmiyeceğı belli oldu, bugün ayni konu üze rinde Danimarka'da da plebisit yapılacaktır. Danimarka'da halk girmekten yana iken, Norveç'teki olumsuz sonucun Danimarka'yı da etkileyeceğinden korkuluyor Nüfusu 4 milyondan ibaret olan Norveç'in 250 milyonluk ortak pazara katılmaması büyük önenı taşırmyor, fakat Norveç'in, tarafsızlığa da kayarak NATO'dan çekiieceğinden kaygı duyuluyor. Öte yandan ortak pazar dışmda kalmakla Norveç de kendisi için ekonomik ve politik problemleı yaratmıştır. Korveç ihracatının °D65 oranını ortak pazar tilkelerine yapıyor. Başbakan Trygue Bratelli de istifa edeceğinden ülke siyasl bunalım içine atılacak ve hükümet kunnak zor olacak. «Doğu'ya açılma» politikasım beğenmediklerlnden ayrüdüar. Hükümet koallsyonu ile muhalefet her biri eşit sayıda (248) , sandalyeye sahip duruma düstUğUnden yasama organı çıkmaza gir» di. Geçen gün esld Bakan Karl Schiller de Brandfın parüslnden çekilmiştir. Seçim kampanyası şimdi başlaınıştır. Brandt, zengln olan muhalefeti para il« miiietvekillen satın almakla suçlamıştır. Kampanyanın sert olacağı görUlüyor. İzledığl dış politika ile Avrupa'da detant yaratıcı Brandt'ın yenilmesi yazık olur. Alman «eçimlerl bu^ 3 ülkenin sınırlarını aşan bir önem tasıyor. dolayı Tanaka Çin'den özür dllerken, Çin de bu yüzden Japonya'dan tmminnt istemiyeceğini büdirmlştir. Çin İle banşırken Japonya bu konuda Amerika'dan da daha ileri gıdiyor, zira Amenka Taivvan ile dıplomatik tlişkilerinl sürdürürken, Çin Japon anlaşmasımn ünza edılmesi üzerine Taipei'dekı Japon Büyükelçüıgi kapılannı kapamışur. Fakat Çinle ilişkı kurmasının, Japon ya'nın Amerika ıle ilişkılerini etkilemiyeceği de belirtümiştir. Japonya'nın Amerika ile savunma paktı devam edeceği gibi, Amerika Japonya topraklarındaki üsler den de yararlanacaktır. Fakat Çinie barısıp dostluk ülşkılen kurduktan sonra Amerika üe savunma paktmın anlamını kaybettiğini de Tanaka Çu En Lai'a anlatmıştır. Taııaka. Mao Tse Tung Urafından da kabul edilmiş ve Çu ile ilışkiler konusunda yazdığı bır şıiri Çin liderine okumuştur. Mao Tse Tung'un kendisi büyük bir salrdir ve amator şair lanaka'nın şlirini pek beğenmlş. Japonya İle Çin arasında kurulan bu dostluk ılis küeri dünya ölçüsünde önem toOİduğU Daha önemit bir roadde, tedhişçiliğin önlenmesidir. Bu konu genel sekreter Waldheim'ln önerisi ıle gündeme geçırilmıştir. Fakat gündeme alınması ışin ancak 66 oy saglanmış, Çın'in, Kuba'nın ve Araplann dahil olduğu 27 ülke gündeme alınmasına karsı çıkmış, 33 ülke de çekimser kalmıştır. Kimlerin tedhişçı, kimlerin kahraman olduğu üzerinde görüş birliğı olmadığından bir karara vanlacağı şüphelı, vanlsa da uygulanamıyacağı şüphesizdir. «Kara Eylül. örgütü, Amenka ve tsraü'e göre tedhişçı, Araplara göre, kahramanlar örgütü. Afnka ülkeleri de Portefciz somürgeciliğine ve Güney Afrika ırkçılığına karşı savaşan tednişçilere yardım karan vermiştir. müttefiklerlne lhanet etmeden v* tutsaklan kendj üaderlerıne bırakmadan Vıetnam savaşını sona erdirecegini» söylemistir. Fakat Kuzey Vietnam ile Vietkong, bansa doğru uiak bir adıra bile atılmadığı iddifasındadır. Bazı gözlemciler, söylentileri doğru olarak kabul ederek banşın yakın olduğunu ılen sürerken, bazı gözlemciler, Darış umutlarının belirtilmesınin Nixon tarafından gırışılen seçim taktigi olduğu kanısındadırlar. Anlaşmazlık gelmış, savaştan sonra Güney Vietnam'dakl rejiın uzerinde toplanmıstır. Vietkong, II Eyiülde ileri sürdüğü bir plânda Van Tlyö dışında Saigon hUkUmetınl, komünlstlerl, ve tarafsızlan içine alacak üçlü blr koalisyonun kurulmasmı önermıs lse de Nixon, Van Tiyö'nün kukla rejimini sürdürmek niyetindedir. Son beyanatında «Müttefiklerimıze lhanet etmiyeceğız» dedığine göre Nizon bu görüşünde dırenmektedir ve bu nedenle banş henuz ufuklarda görünmemiştir. Ortadoğu Damşmanlan geçen Temmuzda Mısır'dan uzaklaştınbnış lse de Fovyetler Birliği Orta Doğu'dan uzaklaşmak myeönde görünmüyor. Aslında geçen Nlsan'da Irak ıle 15 yıl süreh bir dostluk ve ışbirliği antiasmasl hnzalamıstı. Irak Başkanı Hasan El Bakr'ın onceki hafta Moskova'ya vaptıgı zıyaret ile bu dostnık daha da güçlendirildl. Mihirla olan İnişıi çıkışh ilişkilerinden farklı olarak. Sovyetlenn Surtye ile ılişkilen sürekli olarak yakm olmuştur. Son günlerde Sovyetler Sunye">e büyük ölçüde silâh yollaınaya aa başlamışlardır. İsrail vöneualert Moskova ıle Şam arasında bır köprü kurulduğunu ıddıa edlyorlar. Amerika Savunma Bakanı Malvin Laird, Surlye'ye vollanan Sovyet süâhlannm Araplarla tsrail arasmdakı sılâh dengemini bozacağından kaygı duyduğunu söylemışür. Laırd'in «dengeı dediği, aslmda tsrail lehlne ağır basan «denge». yanl dengesizliktir. Suriye'ye gönderilen sılâhlann bu ölçüye vardığı söylenemes. Aslında Sovyetler Araplara savunma silâhlan veriyorlar Sovyetlere sırt çevırdikten sonra Amerika ve Avrupa'dan bunlan da elde edemiyen Mısır da, tekrar Sovyetlere dönmUş görünüyor. Uzun süreden berl ülkelerine dönmüş olan Büyükelçiler, Kahire ve Moskova'da görevlerl başına dönmüslerdir. Filipinler Uganda Ingütere Dısışlert Bakanı Sir Alec Douglas Hume da genel kurulun Uganda sorununu ele almasını istemiştır. Idcüasına göre İdi Aznin'in tngillz uyruklu Asyaiılan uzaklaştırması, Bırleşmiş MilleUeri ılgüendirmesi ge reken «İnsanlık dışu bir davranıştır. Verüen 9ü günjük mühletin uzatılmasını, Asyaljlann çıkarken paralannı ve tasınır mallarını birlikte götürmeleıinl ve goçmenlerden bazılarının başka ulkelere alınmasını isüyor. İçişlenne müdahale olduğu içın bu noktada hassas olan Afrika ülkeleri buna karşı ^ıkmışlardır. Bazı ülkeler de göçmenlerden bir kısmını alnıayş razı olmuştur. Alman^ bile bin göçmen alacak, fakat çoğu Hindistan'a gıdecektır. Ingiltere de İdi Amin'in düş miyeceğinl anlayıncs Asyalıları taşımaya başlamıştır. Komşu Tanzanya'dan gelen lstflâ girişimi de fiyasko olmuştur. Bunun, Amln'i düşürüp, Tanzanya'ya sığınan eskı Başkan Milton Abote'yı ıktidara getirmek için, Ingiltere'nın de yardımı ile tertip edilmiş bir komplo olduğu anlaşıLmıştır. Fakat aralannda Abote taraftarlıuı olup da Tanzanya'ya sığınan Ugandalılann da bulunduğu ıstilâcüar gerl püs kürtülmüşlerdir. Simdi Sımalya'nın arafjuluculuğu İle İdi Amin, Tanzanya Başkanı Nyrere İle barışryor. Herşeye rağmen İdi Amin'in koltuğunda saglam oturduğu da söylenemez. uss (112 sayfa, 20 lira) Almanya'da Federal Aımanya'da Willy Brandt, Bundestag'dan güvensizlık oyu almayı başarmıstır. Başbakanlar güven oyu almak için Meclisiere başvururken Brandt tersini elde etmek için Meclis'e gitmiştir, zira Meclis'te koalisyonu çoğunluğu kaybettiğinden, seçirne girmek ıstıyordu ve bunun için de tek yol güvensizlik oyu alarak Meclisın feshi idi Bu ışlem şimdi tamamlannıış, Meclls feshedilmlş ve seçım için de 19 Kasım günü tespit edilmiştir. Brandt, 1969'da, kendi partısı olan Sosyal Demokratlarla, 30 sandalyell küçük Hür Demokratlardan koalisyonunu kurdugu zaman Mecliste 12 çoğunluğa sahipti, fakat bu çoğunluk yavaş yavaş eridi. Bazı Hür DemokratIar koalisyona girilmesine karşı çıktıklanndan ayrıldüar, bazı Sos yal Dernokratlar da Brandfın Fülplnler'de Başkan Ferdinand Marcos, anayasamn kendine verdiği yetkiye dayanarak sıkı yönetim ilân etmiş ve geniş ölçüde tutuklamalar yapmıs, kendisiniu sahibi olduğu gazeteden başka tüm gazetelerl kapatmıştır. Tutuklananlar arasında senatörler, milletveküleri, valiler, gazeteciler ve yüksek kademell memurlar vardır. Bu davranı*ma gerekçe olarak da Marcos, Ulkeyi ko sırnfllrta/lır mümst tehlıkesıne karşı korumak ve reformlar yaparak Filipinlerde «yeni bir toplum yaratVietnam'da savaş devam edlmak» olduğunu ileri sürmüştür. Başkana göre, yeni toplumu ya yor, Paris'te de görüşmeler sürdürülüyor. Bu arada banşın pek ratacak refonnlar, parlâmento rejiminde 200 yıl içinde gerçek yakm olduğu söylentileri tekrar ortaya atılmıştır. Bu söylentılen leştirilemezdi. Fillpinler, Ispanyol sömürgesi iken, 1898'de Amerika' ortaya atanlar, Kisslnger'in Panın eline geçmiş, Amerika da riste komünistlerle yapmış olduğu 18'lnci gizll görüşmenin 1946'da şimdi "nUfuau 38 milyona varan ülkeye bağımsızlık vermiş, uzun sürmesine ve daha anlamu fakat Amerikan sermayesi için olarak Nixon tarafmdan söylenen bir takıra imtiyazlan sakb tut bir söze dayanmaktadırlar, gerçi görüşme uzun sürmüş, fakat her mus ve imzalattığı bir savunma paktı ile adalarda üsler kurmus iki taraf ta bilgî vennekten kaçınıyor. Nhton da bir seçim tur. İg ve dış politikasını büyük ölçüde etkilediginden ülke. Ame nutkunda «Birleşik Amerika'nın rika'nın uydusu durumunda idi. Ülkede biri, «mılliyetçı. öteö de «Liberal» adlarını taşıyan iki si j yasî parti varsa da her ıkisı tu = tucu ve Amerikancıdır. Marcos, E 1965'te ikınci kez 1969'da Başkan E lığa seçümiş, ve söyVendiğine gö = re gelecek yıl yapılacak seçiml = Hastalığımın teşhis ve tedavisi hususunda gördtiğürn yakm kazanamıyacağını anladığından E bu serüvene girişmiştir. E alâka ve tıbbî ihtimam dolayısıyla, Vietnam TEŞEKKÜR StNtR VE RUH HASTAL1KLAR1 »ItTEHASSISI SAYIN .sayı cıktı! Manajans: 2977/6978 Çin Japonya Çu En Lai'in çağrısı üzerlne Pekln'e glden Japon Başbakanı Tanaka, Çin ile banş ve dıplomatik ilişkiler kuran anlaşmaya varmış ve bu konuda 9 maddelik bir bildiri yayımlanmıstır. Anlaşma İle Japonya, Çin Halk Cumhuriyetmin tüm Çin'i temsii ettiginl tammakta ve Taiwan'm ia Çin'in parçası olduğunu kabul etmektedir. 1939lardan beri | DİKKAT: Bu sayıda.renkli' ilâve 2 yapraktır.. 1 Adet DİZEL MOTORU Alınacaktır Teklıfler en ?eç 2.10.1972 günü akşarnına kadar Bahçekapı 2" Mayıs Han 3 kattakı Satınalrna Komisyonu Başkanlıgına verilecektîr Şartnamesı Malzeme Miıdürlügü veznesinden temın edüebilir. Dosya No: 1972/1224 DENİZCtLtK BANKASI TAX). (Basm: 221'26/6990) KAYIP Yd. Sb. Okulundan aldığım hüTiyetlml kaybettim. Hükümsüzdür. Süleymu ÖZKILINÇ Cumhurlyet 7004 KAYIP Şebekeml kaybettim. Hükümsüzdür. 3441 O. Tüksel KTVTLCIM Cumhuriyrt T003 Bilim Ve Teknik'in 59. Ekıra sayısı çıkU. Bitıin bayilerde bulunur. E = = ~ E Kten tesekkürlerimi sunarım ^ S. Mimar Mfihendis ş E NtHAI ÜRAS = E 7IİIIIIIIIIIIUHIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIIII1IİIIIIIIIIIIIIIIIİI: Cumhurlvet 699S Dr. NECATiOZTAN'a .EGiTîM.CiDDi KURUMLARIIM İŞİDİR 'HPTT'TVT X7 JclıX\l ÜNİVERSİTEYEHAZ1RUK K a y ı t l a r ı 2 E K i M ' d e başlıyor İMÜRACAAT : BEŞlKtAŞ ÇIRAĞAN CAD. 71 TEL: 48O95Oİ llâncıUK. 9178/7001 TBÎAK (Basm: A • 14728 32098 6994)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear