28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRT 26 Ağustos 1970 CU3IHURİYET ivas' ın Şarkışla ilçesinin yürii aşkın köyü vardır. Bu köylerden biri de Sivraiandır. Elli yıl öncesüıe kadar Şarkışlanın böyle bir köyü olduğunu yalnız Sivralanlılar, Srvralana yakın köylüler ve Şarkışlanm birkaç esnafı biliyordu... Bir köy meraaı vardır Stvr«landa. Adî Ayıpınan. Tarih üç yüz onda, bir güz gününde, Gülizar adh bir köy kadını Ayıpınanndaki ağülara koyun sağmaya gidiyordu. Göbefi burmradaydı kadının. Kaç zamandır sancüan başlamış. dlnmek de bilmiyordu. Sancılan var dlye. bunca lçi bir yana koyup yat«tmda doğumu bekliyemezdi ya. Hos istese de kim bırakır, görülmüs töre ml kdyde kadın kıaıninm kuzulayacagım dlye puf yataklarda keytf çatmasu Kayın S "Uçyüzonda gelmiş idim cihana ... far, kaynata v*r, eltl var kaşlanm çatan, söa atan. Ele güna karşı olur mu?. Göbeğl çatlıyayaadı Güluar kariının. Bir kuytuya dar attı kendınl. Heml de oglaa doğurmuştu. Göbeginl kendl elıyle kesti oğlanın, sonra önlüğüna sardı sarmaladı, evln yolunu tuttu. Oğlanın adını Veysel koydular... Aylar geçtl, yıllar devrildi, Vey eel yedi yaşına geldi. O da tüm köy çocuklan gibi Bcserek Dağının eteklerinde kaz güderek. tarladaki babasına, anasına azık taşıyarak büyumüştü. «Hele su oflan yetişıin, uıbahın sapından tutsun belkl o zamao aocık ırahatlans» diyordu Şatırogullanndan Karaca Ahmet. Veysel yedl yaşında, babası btlyümesini bekley» dursun... Bir kırandır glrer Anadohıya, «çieek» denen bir kıran, kasıp kavurur Anadolu'yu. TuUılmayan kaünaz. Ve küçuk VeyseUerin evtne de glrer bu kıran, alır gÖtürUr çocuğun gözlerlnL Artık acU Veysel değil, kör Veyseldlr. Kâğıt kalem kara vazmıştır yanyı, kader böyledlr, çiçelt bahane... nn baealanndan gelen Isll Wr tezek kokusu doldurur genzı. Akşamlan sıfır, otlaktan donünce kadıııif kızı nayvanlAruı peşlcde koşup dışkı toplar. Bazen aaç saça, baş başa blribirlerina gırdiklerl olur dışkıyı sen alacaksın, ben alacağım diye... Blre lkiyı zor reren bu kıraç topraklar halk ozanı yönünden alabıldiğtne «engindlr. Aşık Sadık, Aşık VelL Sedart, Aşık Hüseyinler, TaUbî Coşkun, Ali Izzet, Foryadl, Devranl, Sefil Seliml bu toprağm yetiştirdiği ozanlardır. KÖR VEYSEL S ARKIŞLADA lnsanlann adı vardır ama yalnızca adlanyls anılmazlar, bir de takma ad yakıştınlır yanına, Hanımınoğlu Yusuf, Deliguşçulardan Nazik. Zınl Osman gibi. Veysele de ardmdan kör Veysel denır. Bazen yuzüne karşı da Koroğlan deyip şakalaşırlar. Bozkır üstünde kurulmuş, toprağı verlmsiz, kıraç bir kasabadır. Şarkışla. Evleri topraktır. Toprak damla konu ve resim: AYHAN BAŞOGLU \ğ\ GliClUlİİStG İSVflli Bir ömer rardır Şarkışlalı, A*kffriinTn oğlu ömer, hareket memunı, bize de akraba duşer uzaktan. Sanınm lisenin lkinci Binıfındaydım. Veysel'l ilk gbrdüğüm gün bu ömer de vardı yanımızda. Memurlar kulübündeydlk. Hem Içiyor, hem söylüyordu âşık. ömer Ud de bir türkü lstiyordu. Bir ara kızar gibi Veysel'e «Sen de kendinl âşıb mı samvorsun kör Veysel, niceleri v»r senden iyi söyleyen, «enden iyi çalıp çafıran» dedl. Bir ruhaf olmuştum. Türkülerıni Içer gibi dinledığim, şilrlerini ezberledığım ozana bu adaırı kör Veysel diyordu. Akkadının oğluna dikUdim. Hep güldü oradakller, Veysel de güldü. Aşıkla «Köroğlan» diye şakalaştıklannı, Veysel'in kor sözüne kızmadığını, hattâ esprllerinin çoğunu kör lugü üstüne yaptığını sonralan ogrendlm. Devri yülarda sık sık bulundum âşıkla. Bir kerinde ılk karşılaştıgımız anı ve Akkadmın ofhına kızdığımı anlattım. Âşık da buna benzer bir başka olayı nakletti: tstanbul Spor ve Sergi Saraymda bir Aşık Veysel jübüesi yapılmış Bir şiir okumuş bu jübüede Behçet Kemal Şiirin bir mısraında «Dünyavi bu kör kadar gören Tar mıdır?» diyormuş. Turkçeyi yenl öğrenen bir Alman kızı sezememiş mısramn gerçek anlammı, koşmuş yapışmış Behçet Kemal'in yakasına, kor «errîin, kör sensin, kör diyemezsin diye bağırmış. tısı da ıkinci kansı Gülizar Anadan. Ahmet Aşık'a yemeğiıu >edınyor ama rakı kadehını doldur. maya pek yanaşmıyordu. Âşık da takılıyordu Ahmed'e: «N'oruyon Ahmed, ujuyon mu, Kerbelâda mıyız, öldurecen heni susuzluktan. Çarnaçar kadehi yenidea dol. duruyorda Ahmet. Kadehler, şışeler dolup boşalı>ordu.> Âşık: Veysel «Elma Baheesinde» dinleniyor Aşık Veysel ile birlikte « Tahn getirln jn «an da bU raz gulaklaruıı bükek. dögünii tıı> malıyak» dedı. Saza, kendi «esine göre mınldanarak duzen verdi. Sonra *ordu: Ne çalak? Ne ıstersen onu çal. Adara len bana bakma, ben hepUini de çalmak isterim. AdeÜdir Aşık'ın. Kendi lstediklerini dçğil, hep baskalarınm istedıklerini çalar. Kentlerdeki dostlan, tanıdıklan ise Aşık'ı bazen Veysel, bazen Âşık. bazen Şatıroğlu, bazen de Veysel efendı diye çağınrlar, nedense kimse Veysel bey demez Veysel'in Slvrialandakl adı İse Veysel Emrai, ama genellıkle Âşık Babadır. Torunlan Âşık Dede derler ona. Yarın. DALLAB ÇİÇEK AÇAK, VEYSEL DERT AÇAE... SİVRALANDA ŞIK'ın buyük oğlu Ahmet karşıladı beni Şarkışlada. Bir eıpe bınip tuttuk Sıvralanın yolunu tl yolunu izledik bir süre, sonra koy yoluna glrdl cıp. Ahmet yakmıyordu: « Köyflmfl lün yolu kötü, kışın geçit vermiyor. Ne biz Şargıslaya inebilirik gışın, ne Şarpşlalılar köye çıkabilir, şu yolonınz da yapılsaydı bir sıkmtımıı çalmazdıj» Ortako\nl, HoyükM geçtik Ahmet, «Sivralan topraklanna girdik şlmdi» dedl A Bir «Bağlr!» dedl Hnlki, ysnaklannduı, dndakı^nndan öpmeye başladı. Kadriy eöğsünü yumrukladı, eüerini, «mı» larını ısırdı, «Ve olur, yalvarınm bırak. «Şlmdl otmaz. Söı tetlyorum. Annen birdenbire felirse?» «Gelmes o... GeHrae pelsin» dedt ffolkl, «Dört aydanberi bekliyortun. Yeter artık.» «Hulkiciğim, ne olur, bırak beni! Bn gec* kocam gelmeyecek. Ne olur? Söz verlyormn. Be. ni birazcık seviyorsan. Ne olur, yalvannm sana, yaİTjnrnn .. Dur, dnr, napıyorsnn, n»pıyor. sun. çek ellerinl, danlmm ama ..» Hulki, hiçbir şer durmuvordu. Belinden kaT. radı, apnnı ağzıvla kapadı. Kadriye ağzını ve başını sağa kaçırttı. Hulki, sağda vakaladı, scrtçe öptü, sola kaçırttı, solda yakaladı öptü. başını çenesinin altına sokmak istedi, alnından, burnunun ucundan, ensesinden kulaklannın arkasından, bovnunnn vanlanndan öptü. Yeniden afzın. dan soİDJhınu kesercesine öptü. kalçalannı okşadı karnını okşadı, omuzlannı okşadı. mrmelerinl tattu, «Senl sevlvonnn, c k sevivoruın Kadrire» dedi, boihık. bupıla ve bozulımış, taldırgsn bir sesle. Kadriye. artık direnmivordn. Masanm hasında olduğu çibi eSzIerini Tununn*. dudaklannı dudaklarmın altına vatirmışti. Hnlki ne T*. vaparsa ona uynyordn. Bumundan solnvordn. Soluriukca bunın kanatlan cerilip titrtyordn. Hund, Kadriye"yi reri eeri yflrflterek yattıÇi odaya soktu, vatafim fizerine osnlcacık yatırdı, kapıyı avapmın tabanıyla Itti ve deli gfbi soyunmaya basiadı. Hulki. vficndundatd hortumlan nlaşabtiecekleri en uzak yerlere kadar uzatnuş, varhgındaki açlıfı o hortumlann emdikleriyle gidermişti. Sarsıntılar. bagınp çağırmalar. redler, onurun» «tallanan ynmruklar, ifüvensizHkler ve kendini heceriksizlikle suçlavan uiiçler çekilip blr köşev» sinmişti. tçinde bulundnru nysallıçı seviyordu. Kollarını vanlara açarak havtnn bayern vatan ve •sanki kendi evîndevmisce'sine hir rahatlık içinde eörünen Kadrive'vi 5ptü tki memesi de ÎW Iri damla eibl buluznnnn dısinda duruvordu. Etekleri hâlâ sıvnlmış vazivettevdi. Belden aşa&ısı çıplaktı, Röpîfınfin inip kalkışi olmasa bir ölüden farksızdı. önceieri bir ölilyle yatıvormuş korkusuna kapıldı ama hareketleri hızlanınca altındaki vücut da canlandı. sonra Kadriye yeniden derin bir nvkuys daldı. Hulki civindl, bir snre seyrettl Kadrîve'vl, vüzünB. dndaklanm haftf hafi' öptü. memelerini bnlnznmnı Içlne soktn. eteklerini tndlrdl. «Kalk!» dedi. Annesinin çok ozaklarda olmasmı, Kadriye*nin kocasmm ölmesini. aviarca bn VBtaktan kmlkmamalannı istiyordu. Ama annesi nerdeyse eelirdi. Onun için Kadrive bemen kalkmalı. toparlanmalı, dışanya çıkmalıvdı. Onlar evdevken çelirse kıyame* k«pardı. Ne dlvebiHrdi? Annesini nasıl «ns. turnrdn bilemivordu. Ketidlnden çok Kadriye'ri düşünuvordu. Annrsi oldu&u için bovnnna sar> lır. yanaklarmdan Bper. ^tıcunu baftsiatırdı ama bir daha da Kadrive'vie bir arava eelemezlerdi; ilisiklerir.In aksamadan «arehilmesi durumun. anlasılmama<;ına ha&iıvdi Kfer Mr rezalet. olnr. •îa Kadrive burada duramazdı. tlk bamnsinı b3. tün avnntılarivle vasadıcı. ceiecek eflnleri mzlı ve cok renkli olavian varatacak dojhırean ednler olarak havâl rttiei Wr sırada Kadrive'yl kavbetmek, mahallpde dallanın hndaklanscak Wr dedikodunun baskısi altında hıınalmak Istemivordn. Annesi geHr dfişüncesinden cıkaa ve varhğım sarsarak yasadıh sevinci vok etmeye cahsan tedirjrhı Wr dnveuyla KadrİTe've goknldo. «Kalk«ana!» dedi. terl! «açlartm okşadı. Kadriye, kurumng dndaklanm valadı, gSzIe. rtnf acmartan «arrta dnran basım snla çevirdl. olayın başlangıcı MUZAFFER BUYRUKÇU J DtŞİ BOND TİFFANY JONE9 Motorun homurtulanm lşltmiyordum artık. Usum Âşık'm şiir* lenndeydi, mısralar gelişigüzel dillme geliyordu: «Arznsunn çektiğim Beserek Da£ı. Elvan elvan çiçeklerin açtı mı. Çevre yanın eüzellerin otagı. Bizim eller yay lasına eöçtii mü. Göney tarafında Kurban pınarı. Kalktı mı Mezarhboru'nun kan. Garip 5ter Meseliğin kuşlan. Yavru şahin ynvasından nçtu mu. Doçusu Bey ynrdu, Şahinkayası. Batısı aşılık taştır boyasi. Üçoluk'tan Reçer Turkmen mayası. Sultaa Suiajhndan suyun lçti mi. Teşil atlas Fiymfş. dağlar sfislenrai?. Mesçit Köyü eteeine Taslanmış. Şeme Dafı duman olmnş, puslanmış. Sivralan'a nunı rahmrt saçtı nn. Zaman geHp göçler çeri dönerken. Gfizellerin yaTİasından inerken Düberler doldunıp bâde snnarken. Vey«el Şatır hahrlara düstü mfi> Cip güçlükle geçiyor evlerin arasmdan. Hattâ geçit olmadıtından âşıkın kapısmın önune dek varamadık, yakın bir yerde !ndık arabadan. Âşık evîn sol yanındaki küçuk bostandan çıkıyor du, cıpin sesini duymuştu. Âşık'ın w\ tek katlı. büyücek bir yapı. ükokula benziyor. Ortaa boydan boya sofa, sofamn iki yantnda karşılıklı ikişer oda, evin iç düzenı daha çok Ankara'daki gecekondulan andırıvor. Sol yandaki büyük odaya geçtik Odanm iki kıyısı bojrunca fL^ biçiminde îki sedir var, duvarlarda Sarkışla kilimleri kose vastıklarının üstünde ise küçuk halılar. Bağdaş kurup oturduk minderîere. Ankara'daki tanıdıklannı sordu fişık. Sohbet baş tadı. tvisîn ya ffikfit. tviyhn Âîîk, sağolasm, sen nasılsm. Hamdolsan, lanunm yok, şa ağnlar da olraasa, daha iyi olacam ya. Ne Romatizma. Sıcak tutacaksm. Eyle. sıcak da tntnyom emmr. canım bırak simdi, afrılar bat^ın, sen acıkmrçmdır, yoldaD eeldin, sofranı hanrlasinlar, trakıyı da sevtnez'îln heml .. Vok âşık. henüz acıkmadım ^cıkmca söylerim. Tek tek doldurmava başladı oda <n köylüler. Köylerde âdettir Kentten ya da kasabadan bir konuk geiince mutlak îranma vanp 'ÖTİe bir elinl <!ikır> konustuklannı dînleyeceklerdir. Nedense kentlilerin köy gerçeklerlnden iızak sÖTİevlerini dinipmekten ha lâ nsanmamıslardır Kamıra tok dediğime pisman olmuştum. Sîvrslanm temiz havasından mıdır ülserden midir. mldem kazıranay» başladı: GARTH •tzındaa seali bir aoluk bıraktı. Sonra ansızın rfrılerinl açtı, tavana, duvmrlara baktı korkmuş fihi ve pozlerinl yeniden ynmdn. «Kadriye!» dedi Hulki, omuzun* dokundu. «Ne var? Sen mi çagırdın?. decH Kadriye, baeuu yastıktan kaldınp baktı HuUd'ye. «Ben çağırdun. kalk artık!.* dedl Hulki, sevgbinl ve içtenliğinl dnyurmak lsteyen bir sesle. «Kalkmıyacafrım.» dedi Kadriye, «Bir yere çitmeyeceğim, hep burda kalacagını. tstesem de gidemem artık* Sözlerinhı uyandırdığı tepkiyi görmek lçln Israrla baktı HulWnta gözleıine ve orada kendisine sahhı •Imaktan doğan mutluluğun tclâşlı ve korkuyu işaret eden bir duyguyla kemirilmek te olduğunu gördü. Gülümsedi. «Korkuyor. Annesinden korkuyor.» Söylediklerinl o sözleri söylerken içlnden ge^lrdiklerinl. söylenmemi; başka ıSzleri düşiindü. .Bir yere gitmeyeceğim, burda kalacajım.. Mümkün müydü bu? Hangi sıfalla kalabilecekti? lçi sızladı ve bu ana kadar büyük blr cesaret gbstermiş «ma simdi korkudan paniğe kapılmış gibi yerinde duramayan Hulki'yl izlemeye koyuldu. «Gelsin, beni böyle gorsün.» VnoTsamazlık ve korkusuzluk vardı sesinde. Ama bir yandan da yülazdır aradığı, bekleriiği, mutluluk görunmeyince, beklemekten \e aramaktan olumlu sonns alamajınca umutlannın sönmeye yüztuttuğu sıralarda varlığını kaplayan kara aeılar şimdi onu orten büyük sıcaklıjhn altından sıyrılmaya çalışıyordn, Hulki'nin de hatırlattığı bir korkuyla birleşerek saldırmek istiyordu. Kadriye, yüreğindeki bu sa\aşa kulak vermek istemiyor, korkusunu çok açık olarak gördüğü Hulki'yi daha da korkuhnak, alav etmek, küçultmek isteffinl duyuyordu. Bundan 6türü kıpırdamıyor, Hulki'nin ne yapacağını. nasıl davranacağını merak ediyordu. Sevgisi cok derinse. hiçbir yan etkiyle sarsılmayacak kadar jniçluyse annesi onu vıldıramazdı. «Blr yere kıpırdayaraıyorum. Tatağm da fena defilmiş. Sen bu tarafta ben de bn tarafta yatanzj» Güldü. Hulki de gülüımüyordu. Kadriye, Hulki'nin gülüşiınün altında gizlenen korkudan nefret etti ve onun kendisini kocasından hemen koparrp alacak kadar cesur, bundan sonraki sorunlann Istediği sorumluluğu yiıklenecek kadar sağlam olmasını istedi. «Gelsin annen, böyle görsün beni.» Az önce böyle diyerek Hulki'nin korkusunu coğaltmak isterken ve bn lstekten doğnp vücudunu ağzına kadar dolduran zevkin etki alanım eenişleten değı$ik bir zevk duyarken şimdi ciddiydi. Oerçekten de kalkmak istemiyordu. Hayahnda yeni bir olay başlanmıstı ve o başlayan olay hep bu odada tekrarianmaiıvdı. Hulki. kendini Insa bir süre içln değil çok uzun.» yıllarra kucaklamalu sevraeH ve shndl ynptığı gibi «Artık i«im hîtrl. rit« anlamma gelen «Kalk> rözfinü etmpmeli, koca«roa yollamarnalrydı. tlk ^finden rsinamadiğı, •Benim» diyemediği evine dönmemeltydi. Olanlardan «onra kocası enk çlrklndl. çok canstzdı. cok sfllkti ve yokto. Bu «ilik. bn cansız adamm yanmda bövük blr hareket icinde olan vücudunn nasıl banndıracaktı? Bn zorhıkla Hk kez karşilasıyoT. ilk ker çok önemll blr şeyi bfirfin avrmtılarlyle düsiimiyordu. «Kaikmayacagım. Kncamdan aynlacağnn. Ben blr daha o eve Eİremem • Hulki. bn sözleri duvunca Irkildi. Gözlerine bakıp şaka mı voksa ciddi ml konnsuyor dive anlamak İstedi. Ama bakar bakmaz irkiltisinl cof»Man brr kararlılık. görfince beyninden vurulmuşa döndü ve kafasını calıçtırarak bo cok tehlikell aadan kayıp vermeden kurtnlmanrn çarelerini aramaya koyuldu. Zaman çok hızlı geçiyordn (Arkası vsrf Haklıymi'îsın Âşık, Sivrala» nın havası J|tahımı açtı benlm, ml• dem kannmsya. agzım kurumaya • ba;ladl. Sofra kuruidu. Rakılar aeıldı Ahmet yemeğini yedirmek. barBıtırmeye muvalIaK oldudağmı doldurmak içîn babasının gum TUrk Büyükleri Büstlerl vanında verinl aldı. Altı çocııSo Müzesini hastahgım dolayıpar Âşık'm. fkiH «rkek. dördü kız siyle arele devredivorum Cocuklann he=i pvli küriik W ı> Müraeaat Mithatpasa Cad bekar. En büviiklori Ahmft tkm Sn: 57 A R Tel \", 88 28 ci oHunun adı Rahmi çe\n> hiköyds öSretmon voVilHSi yapıvor ••••••••••••••••••••• Okullar tatll olduSımdan Rahni de Sivralandayâı. Çocukların al(HAS: 2773/8483) İ ••••»•»••••••»••••••• Kârlı iş Diyarbakır Beledivesi Baskanlısnndan; BelefMyemfe TeınlzHg MBrMrBrgff" «Briaxto çalıçtTnlan 21 AP 878 plâkalı Ford marka kamyon ile 1 numaralı 5000 binlik Pord marka traktörö romorkuna takılacak 24 kalem oto raalzemesinin ve tamir işi kaoalı zarf eksütme usulO Ue ihaleye çıkanlrmştır Muhammen bedeli 21.760.00 lira olup geçid teminatı l 642 00 liradır. thalesl 3 Eylfll 1970 Perşembe KünO 11.30 da Riyaset Odasmda toplanacak EncOmcn huzurunda vapılacaktır Şartnamesi her gOn mesal saatlan dahilinde Temizlik Mfldörlfleöndp şrörOlebilir (Basm: D 33919652/8479)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear