Catalog

SATFA DÖRt muzun, dönüşte, baglı bulıınduğu daireye sunduğu hususî bir raporda, Diyanet Işleri Baş kan Yardımcısı vekili Yaşar Tunagür'ün, Rabıtatül Alemül tslâm toplantılanna hemen her gün iştirak ettiği, raporda Tunagür hakkında baskaca bir bilgi mevcut olmadıgı bildirilmiştir.» KÖTÜ NİYETLE KATILMAMIŞ Ibrahim Terflk Kntlar (AP) bazı assubaylann ataamalan da bu iddlalan kapsamaktadır. Bu assubaylar hakkında K a n Kuvvetleri Komutanlığı hariçte bir goreve atanmalannda mahzur gormedığııu büdirmiş ve k o misjon bu yazılara dayanarak Tunagür lehinde karara ulaşmıştır Buna. karşılık muhalefet şerhınde başka kanılara vanlmaktacür Muhalefet şerhonde konu île 1 1 gılı olarak ozetle şöyls denilmek tedır: «Iddiada ıleri surülen tayinler filhak yepümıştır. örnegin Orduda Istıhdamları caiz gorülmedıgmden ılışıklen kesılen Cemalettın Bolükoğlu, Hasan Okur bu cümledendır. Bunlardan Hasan Okur (Orduda kalması cai« degıldır) kaydı>le üışığı kesü 17 AgUStOS l»ıU turanuıuibi Rabitatül Âlemül Ytcan : ORHAN DURU tslâm Toplantısı GIM A'da görevde, Arap ülkeleriyle ticarette bir din adamı R omisyon raporunda Yaşar Tunagür'ün Rabitatül Alemül I s lâm toplantısma katılması ile ilgili olarak şu bilgi yer almaktadır: Nuri Deminl (AP) mİ9 ucen 27 Haöran 1M8 d» TefU9 Kurulu Memurluftuna atanmifl, buradan Nevşehlr MüftU Sefligin* tayinl yapümış re fakat viliyet keodisJnin NCTşehir* dB lstıbdanunın tnahzurlu olduğunu büdırtügınden tayin iptal edilmiş, ama mahsurun n« olduftu •orulup Uaertode durulmamıştır Mustafa Cahıt Türkmenoglu, Türk Ceza Kanununun 1631 maddesinden 12 Haziran 196? de tevkıf edılnuş, tahlıye edılınce 26 Şubat 1968 üe giırevıne başlatılmıştır. Halbukı tevkıfl ile bırUkto işten el çektırilip beraat edince gorevine baçlatıknası gerekırdt Her ne kadar Kara Kuvvetlerl Penonel Daıresi bunlann harıçt« bir vazifeye tayınlerinde bır sakınca görulmedıgıni bıldirmek te ıse de aynlışlaııaın gerçek Feyri Hahca (AP) sebebl büdirümemis, Başkanlık da bunu araşttrmamıştır K Salih Tanyeri (CHP) Salim Hazerdağlı (CHP) NecJp Sevhaa (GP) «Dışişleri Bakanüğından alınan 7.7.1970 tarih ve 1597 sayılı cevabî yazıda, 1969 yılı Hac mevsiminde, Cidde Büyükelçiliğimizi takviye etmek üzere, merkezden geçici olarak görevlendirilen bir memuru aponın bu konuyla ilgili sonuç bolumunde Yaşar Tunagürtln RabıtatUl Alem Ul îslâm toplantılanna «kötü niyetle» katümadığı ifade edılmektedir Komisyon raporunun genel sonuçla ilgili bolümünde cTa?ar TUİUKÜT ha)vkında miM hütünluffl bozmak, Kürtçülfik, Nnrculuk ve eericilik hareketlerbıe k»tümak isnatlan» Ue ilgili olarak tenlememıştlr • «Bu konuda ileri surfilen Iddlalarla, Dııjlşleri, Içi?leri ve MtTten alınsn bllgiler, bir de. Ul mahivetinde olmsdılh gibi sözfi edılen iddialan red vc cerh rder Wr niteUk a n etökleri bbr bakikattir. Ba eylemlerden, kflrtçfilfik, nurculuk ve genciliğfad tevsik edecek mahıvette bir d«10 gosterilememiftir. SEÇİMLERDEN ÖNCEKİ GEZİ K omisyon daha sonra Tunagüriin 1969 »eçimlerinden 10 gun once Güney, Güneydogu ve Doğu ıllenne yaptığı gezıyi incelemıştır Bu konuda Devlet Bakanhğından alınan yazıda «Ya çar Tunagur'Un 1969 nnlletvekıli seç'.mlerınden bnce herhangı bır seyahate resmen gorevlendirümediği, ancak, Diyanet Işlert Başkanlığı va'z ve va'z edecekler, yönetmehğinın 15 lnci maddesi mucıbince her zaman ve her yerde va'z edebileceğı ve kendilerıne iran verıldıgıne dalr bır kayıda rastlanmadiğı» büdi SON MUHALEFET ŞERHİ \jfrj Malkoçoğlu konu veresim: AYHAN BA^OGLU endülüste isyan M uhaleîet şerhinin sonuç bfelü münda ise şöyle denlbnektedır «1 Arastirma mücerred don ymlar üıcrinde Tapılnu?, şahit dinlenmesl, birkaç kişl hariç. Oı mal edilmiştir. 2 T»?ar Tuıugflr'fin araçtırma başUngıcmda, teklit ve ısrariara rafmen işten el çektirilmemiş olman araftırmantn ge> rektiği şekilde «onuçlandınlm»sında menfl bır etken olmuştur. 3 Tasar Tnnafflr icra tara* fmdan förülmemi? bir hımayeye mazhar olmuş ve bu himaye halen de deram etmekte bulunmuştur. 4 Halkjn mukaddesatı ile tlgili bir atnme hızmetının tanzim ve temflKt edilditl Dtvsnet !«• leri Başkanbğuıda îaşar Tana. Kiu'ön sebep olduğu buyuk bır huznrsuziuk ve dağmıklık var* dır. 5 Taşar Tunafür hiçblr ka> nunt chliTttl bulunmadı^ı halde İW»1 ettiği başkan maavinligi gö revinden behemeh»l abnmalı ve hakkunU feni» bir tabMkaU başlanmalıdırj» f Bir olayın başlangıcı 69 MUZAFfER «Götörmed!, bans bıraktı. Şlmdl gettrlrim.» dedı Kadrive, eğüdi, sepetl temi* bir taşın flstöne kovdu u*ulca. Az sonra «an ve buyflk blr anahtarla döndil, nzattı. Hulki anahtan ahrken parmaklannın Kadnve'nin parmaklanna dokonacafı korkusunu duydu. Onun her balinı lzleyen Kadrive gulumsedı, parmaklanru tnttu, nktı. Hulkı kuskun kfiskun yana bakarak çekmek lstedı. Onun bu çocukça çırpınışım hraı Içini barkan bır acıyla hem de acuun etkislni azaltma. ya çalışan (fülümsemelerle değerlendinneyi dflşttnen Kadrıye bırakmadı. Hulld çektl, Kadriye sıktı \p küskunlUgttndeki vapmacıküfi §evdi. Hul kı, sağa sola oevlrdıgı başını, Kadriyenin gös> lcrinden kaçırdığı gözlenıu, parmaklannın ncun dan varlığma akaa ncaklığın etkisiyle gevşevtp Kadrıye've dıktığınde ve Kadrive'ye Kadriyeyl taklıt ederek baktığında, Kadriye bir çey ı8y> lemeden bıraktı parmaklarını. HuUd, bn bırataştan işkıllendi, gerıve dondü, düşunceli dfişüncell kapıyı açtt, eve girdl. Camlar kapab oldufu için ıçerdfld hava kirli kirli kokuyordn. Oamlan onleyemedığı bir kızçınlıkla ardnıa kadar açtı, odanın ortasmda. Kadrive'nin once ısrarla nk> tı|ı parmaklarını annzın bırakışım rtflfiinmeye koyuldo. Ama bırden duşttnmekten vastjeçti; eve gırdııtı gibi çıkmamak, bir şeyler y»pmak Içfaı gırdiği izlcnımini vermek amacıyla ve Kadriye* nin çamaşırlan asıp bemeo eve döneceği korknsuvla çabnk cabuk yttzünfl yıkadı, saçlanna geüşıguiei bir iki tarak attı. çıktı bir iandıljeyle, kapının önune oturdu. Kadriye, bır çamasın açtp lilkeledikten K » ra. «Kızdın mı bana?» dedL Dfinden berl duymadığı ve flıledlfi bn M« Hulki'nin içlni altüst etti. Ne kadar temiz, ne kadar Idınsesiz bır sesti! Nerdevse Stkesiıd nnutacak, Kadrtve'ye actyacmktı. Tasarlsdıfı «fiz> leri kanştırdı, ilk once «öylemek için «vırdıklann dan birinl seçti »ma «eçtijjj sözcfik şu andatd duruma nyrun olmavan, ancak kendisi Kadrive've soru sorarken knUanabilecefi sert, yılnci bır sözcüktfl. «Yoooo!» dedl, içındeki karnaşmayı yüzüne, ırSılerine sıçratmak lst*medl|lnj bellrten bir rulumaetneyle, «Ortad* kızacak bir şey mi var?» «Böyle komışmao büe kazdıgim dedl Kadrtve. BÜYRÜKÇÜ DİN ADAMI MI TtCARET ADAMI MI? K PtŞt 1ON» TtFFANY JOMKf onıiayon «laşar Tnnae&r'fln Gifna mfifsesesl terafindan nsulsüz olarak dış sevahatlere gondenldıji ve kendısıne usol sdz olarak fazla meeai verilmPk suretiTİe maddeten hımave olundufn» ıddıasını mcelemiştir Raporda bu konuda ozetle «öyle denılraektedin <Giroa Genel Müdürluğünden alınan cevabî yazıda, Yaşar Tunagtirtln müesseselerlnde l Ocak 1969 tarihmden itlbaren kıstnl mesai esası üzennden resmen gorevlendırıldtgi, kısml mesai esası ile çalışan dığer devlet dairelennden istthdam olunan urmanlar gibi Yaşar Tunagur'ün de saat 17 den sonra mesai verdiğı, bu kısmi mesai karşüığı, kendisine ayda brüt 1000 lıra ücret ödendıği büdlrtlmektedlr Gi ma'dan alman «711 bir yazıda da, dış ülkelere ihracatı arttır mak ve ozellıkle Arap memleketlenyle ilışki kurmak yolunda Gıma'mn, bırkaç yıldan beri devam eden çalışmalan arasmda, Kuveyt ile de temas kuruldugu, 1968 yıhnda Kuveytte açılan Turk sergısınin şımdıye kadar yapılanlardan çok daha başarıh ve venmli oldııgu ve bunun tatbıkî bır pryssa artrşı Bağladığı ve Türk maUannın satışının geniş oranda temin olundugu Ortadoguda pılot bir ıktisadi bölge olarak gelişen Kuveytle karşılıklı temas temınıne kanaat getirüdiğı, bu temasın sağlanmasında Diyanet tşleri Başkan Yardımcısı Yaşar Tunagür den istifade olunabıleceğı düşüncesıyle 1969 yılında Kuveyte gönderildigi, Gima için bu seyahatm çok fayda h sonuçlar verdığı bildırilmıstir Yaşar Tunagtlr bu memleketlere yaptığı seyahate Eİt ticar! mahiyette önemli ve faydah blr raporu Tıcaret Bakanbğma sunmuştur» Ayru konuda muhalefet çerhlnde şöyle demlmektedlr: ttstanbul MuftusU ve Diyanet Işlerı Başkan Yardımcın Vekili Yaşar Tunagur, Gıma'da çalışmaktadır. 788 sayıiı kanunun 8 mci maddesı, memurların Ucaret ve sanaUa ışUgal edemeyeceklenni, şırketlerde, tıcaret ve sanayı muesseselennde vazıfe de ruhte edemeyeceklerını, 657 sayılı kanunun 28 maddesi Devlet memurlannın tıcarî mumessü olamavacaklannı, 87. maddestnın (s) fıkrası devlet memurlarına ıdare, teşekkul \e bankalar tara fmdan sermayelermden yarısından fazlasıca ışUrak suretıyle kurulan teşekkullerle bunlann ıştırakj olan muesseselerden her ne ad altmda olursu olsun para odenemıyecegını, hıçbır menfaat sağ'anamayacağını hukme bağla nuştır » GOlmesi acılaştı, «Oyle mi? Aferln, epey 1» kialn!.» «Sana yemin ederim ki!~» dedl Kadriye. elladeki çamaşırla sokuldu. «Hayır, benim kızdığım nokta, s5ı verdiğin halde gebnemen. Baştan gelrneyeceğim, lşim var, ya da aeni istemivorom, boşuna omatkuun» derdln, orar blterdij» «Neler »övlflyorsnn sen? Hlç aklnnın tayv nndsn geçmeyen şeyler bunlar?» dedi Kadriye öıur dileven, ama özfar dılerken de suçsuzlugur.u hemenınden benunseten bir sesle. Bıraz dah» •okııldu, Hulki'nın en dayanıklı, en aşılmaz gibi jörünen sert yanlanm çok kısa bir sfire ujcr»»tıktan conr* erittigıne tnandığı bakışlannı gfineş yamfı yuıünde dolaştırdı, kızsrın, sövgulü bakışlannı yakalamava alıstı, «Ne kadar uruldüm bileme»slnji başını «nune egdi ftzfiotüyle. Hulki, birdenbire yukselen blr sesle, «Niva Rtlmedin"' Ayıp değil mı? Bır saat bekledim.» dedi ve suçlancı bakışlannı gSzlerine dikti. Kadriye, sıkıştı, bocaladı. ttanmış gibi Holldye baktı ve Hnlki'nin gdzlerinde yaramız çocuğunu azarlayan bir babanın oğutçü bakışlarınt gdrdii: Uk olarak görduğu ba bakışlar ona çok etkfledi ve Hulki'nin yuregındeld yermln blras daha bdrftvüp sırurlannı ve vetkilennı genışletmek hakkını kazandığiru hlssett) ama az sonra bırbirileriyle çellşen duypnlann ortasına dfişta. B!r yandan Hulki'nin çok bfivük deneyler sonnrn elde edJlen olçunln&una sevinip biıtun varlıgıvl» kntlarkra bir vandan da bn olgunlugnn sağlam olmadıginı, arkasmda çoenkça tavırlann gızlendiğrni serfyor, ne yapacagını bıimivordu. Çamaşı. nn elterinde bnaktıgı ıslaklıği duydu ve içinl çorbaya çeviren bütün bu dnygnlar, karular kay. boldn. Hnlki'vi varlığının her zerresine, her kv pırtısına gflçlfl bir biçhnde egemen olan sert bir erkek kimliği icinde gfirdu ve sevindı, bir tavus kuşnnun renklı tüvleri yfireğmi okşadı, gSzlerine Hulkı'ri beğendığıni belirten bakışlar ydrüdfl ve onun her dediğıni yapmağa hazır bir sesle, >o Brrada kucağına otnrmak, dudaklaruu kanatıncava kadar ısırmak Istiyordu , «Haklısın Hulld, ama elımdp değildi ki gelemezdım.> dedL Hnlkl başını salladı, «Neden gelemez mişsin? aebep?» (Arkaaı v«r> 100 AYLÂJCMUSA BAZI ASSUBAYLARIN ' ATANMASI Araştırma komisyonu, Tunagür'ün Diyanet Işleri Başkanla nm etkisi altında tuttugu, gerçekta flilen başkanlık yaptığı, teşkilStta kendi adamlarını kılit noktalarına getirdıği yolundaki lddialan incelemi; ve ba lddialann yersi* oldugu Inancına var ıı, 3 u axaâ» Ordudaa uaalc Sınirleri gergindi. Orperiyor, yalvaraa bir tfadeylfc ellerıni ondan yana uzatıyordu. Liedenski'nin yüeü bır kere daha buruştu. Bir \ertne dayanılmaz bir sancı uplanmıştı sankL « Bırakın benl» dive blr solıAta bomurdandı. «Bırakm beni ve gidln buradanj « Hayır Bırakmayacağım. Ve gttmeyeceğirns Erkek gözlertnl yummuş oaşını sallıyordu. Ancak bu şekilde genç kadının kayıplara kanşmiinı sağlayacakmış glbl dunnaksuon tekrar» lıyordu aynı hareketl. Marv ona biraz daha yaklaşta. Neredeyse dokunacaktı « Çok zayılsınız. Çok da tahammUlaüa, Çocuklar gıbı. » Lledenski başını kaldırdı, gödertnl araladı. Yalnıa gozbebekleri gorünüyordu Ud deria çu* kur içlnden.. « Oysa ben ötedenberi direnmesml bllınlş, kuvvetimı, dayanma güctlmU de kaybetmomislmdıı » Belki bir eevap alınra diye bir süre susup bekledı Sonra âni bır kararla döndü, hticrenln kapısına yoneldi. Fakat çıkmadı Hemen oracıkta durdu ve sırtı dönük vaziyette konuşma* ğa başladr < Amcarrun ölümünden dOrt bes ay kadar evreldı Bır gün öğleden sonra kuzenün John Mannıng bana geldi Kayalık Dağlarda müştere., bir şalemiz var blzim. Ara sıra kayak yapmak için glderlz oraya O gün, bana geldiğınde şalenin anahtannı kaybettiglnl söy. ledi. B r yenısini yaptınnak tçın benimkini isUyordu Desteden ayınp tarn kendisine vermek üzerevken uzandı, desteyi olduğu glbl aldı. Tek anahtara kıyasla bir sürtl anahtan kaybetmek ihtımalımn daha az olduğunu söylemişti boyle vaparken Ben sakar hertfın blriyim. Senınkıni de kaybederim. tyisi ml deBteyl olduğu gibi ver dedl Zaten mevcut bir anahtardan bır benzerini yaptarmak kaç dakfkalık işdi? Gerçekten sadece yirmi dakika sonra dön dü ve desteyi iade etti bana.» Kısa bır sessizlik « Pme Woods'daki villaniE fcapılannı açan anahtar da aynı destedeydi. Ylrml dakika gibi b'r zaman süresi içinde John Mannlng bunun benzermi de rahatça yaptırabilirdi. kalıbmı da alab'lirdi AnUyorsunuz degü mi m»seleyi?..» Usuleacılc dîtaüp UedensWye bakö. « Bu dunımda anahtann eşini yapan va da kaübmı çıkaran demlrdyl bulmam gerektyordu. Yılmadım, yorulmadım, aradtm, taradtm, nihayet buîdum bu «abah. Derhal hatırladı. Söz konusu anahtsnn benzerini yapmış. H. L. DUGAL YARINSIZ ADAM Türkçesi: Adnan TAHİR b. Hattft bunu yaptıran adamı da bütfln aynntılan Ue hatırlıyordu. John Mannlngi tarll ettim. Tıpatıp uyuyordu. ra kendisi dedi Yü> d yü> emtadi» Başını, sag omuzuna dogru lgmlştt böyle sSylerken: • Görüyorsunua degil mi? Elimde müspet deüller var. Yalnız anahtar meselesi değU tktod derecede enemll birkaç delil daha Pakat hepsi bir araya geldi mi polisi de tkna edeeektir, mahkemeyl de Hani öuruşma sırasında, arabasmı istemek için John Mannmre telefon ettığırni so>lernı§tım Unutmamışsınızdır herhalde Aslmds gerçekten d» telefon ermlstim o sabah. Benimki garajda durdufu ıçtn arabasmı İstemek amaeı İle edilmiş bir telefon deSıldi bu. California'daij avnlmak Bzpre oldugumu söyleyecektim kendisine 0 sabah Evd« voktu ötedenberl geç Kalkan adamm biridir. Oysa o sabahın saat yedisinde evde \oktu Cıkmıştı KendısinJ bildim bileli en azından dokoza, ona kadar uyuyan bir adamdır Kurşun gi. bl aftırdır uykusu . » Ellerinl ovuşturarak föcirlerini derleylp tojv lamak İçin sustu.