26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT nunun geregidir bu baş^'u^na işi. 8 Temmtu 1970 CDMHTTRtTET FYON, llk kez, M.Ö. 16 ncı yüzyılda, Mısırda ağn ve sızılan dlndinnek amacı lle kullanılan blr bitkinin özsuyudur. Bu bitkinln anavatanı hak kında tam bir bügl bulunmamakla beraber, îsvlçre v« Akdenize yakm dağlık bölgeler olduğu hakkmda yerleşmlş genel blr kanı vardır. Yunanlı yazar Dios Karidis, M.ö. 1 lncl yüzyüda blr Mtabında bu bltklden elde edllen sakız glbl bir maddenin nobut büyüklügunde kullanılmasmın ağn ve sızılan kestiğini, yaralan lyilestirdiğmi, haznu kolay laştırdıgmı ve daha fassla alrnması halinde ise sersemllk, bay gınhk ve hatta ölüme yol açtığua yaımıştır. A • DEĞİŞİK EKEVI RAPORU OzgenACAR Afyonun uyuştunıcu madde «zelliğl M.S. 9 uncu yüzyılda Orta Asyadakl TUrkler tarafmdan buhmmuştur. Uyuşturucu madde olarak afyon buradan Hindlstaoa, Çtne, îrana, Kuzey Afrikaya ve Araplar aracılığı 1le de îspanya üzermden Avrupaya götürülmüştür. Haşhaş, köylüniin yıllık sigortasıdır ın TUrkiyede bu bitklnln neden çok ekildiği konusundakl görüşu şöyle: « Anadoln toprağı yorgundur. Binlerce yılın, yüaleree kuşağın kahrmı çekmiştir bu toprak... Bu yorgun toprafa bir de büsbiitün yorucn bitki ekecek olursak, hiç bir verim alamayız. Orta Anadolunun dag köylerinin en verimll bitkisi haşhaştır... Hiç bir bitkiden, h&sh&ştsn tJdığutıs parayı •!>• mazsunz...» Haşhaş faıla sulak yerlerdes hoşlanmadığı glbl, yapay gübreyl de pek götürmez. Dolu ve don, haşhaş bltlüsinl yaünr ve verlmln yüzde 75 lnl yiürlr. Na das, olsa da olur, olmasa da... Üç yüda bir h*?na? tarlasınm gübrelendiğinl söylediler konuştuğum köylüler. ElindeM bü tün tarlasına haşhaş ekmez köy İU. Sadece bu i$© 12 dönümüml aymr Afyonun Çakırköy muhtarı Vehbl Çengelci, sonbaharda Afyon Tanm MüdUrluğüne kolunda bir dosya lle başvurur. Bu dosyada, köyünde kimlerin bu güz, hangl tarlalarda ve kaç dönüm haşhaş ekeceğl konusunda bildlrimler bulunur. Ka ü BILDİRlMtN hemen arrimrfnrı köylüler ekime geçerler. Ekim şekll 11den lle, kdyden koye, gorenek ve geleneklere göre değişir. Afyon, Ka rahlsann Çafcırköyünde, blr avuç haşhaş tohumu, buğday tohumu saçar gibi saçılır tarlaya. Konyanın Balkı koyünde lse bir avuç dolusu haşhaş tohumu, ella işaret parmagı Ue orta parmağı arasmda kalan küçücük delikten savrulurdu 20 kez lle 40 kezlik bir kol hareketl lle. Bu yıl son kez savuracak bu hunerll parmaklar bu tohumu kara ve kıraç toprağa Balka köyunde, ngmda, Başköyde ve de Doğanhisarda. Çorumun Cemllbey'inde, Hamiroglu köyunde toz haline getlrilen toprak lçinde kanştınlır, seklz adımhk şeritlere bölunmüş tarla üzerlnde elekten aktanlırdı. Toz gider rüzgâr olur, tohum tarlada kalır haşhaş olurdu bu köylerde. Nasırlı ellerin tuttuğu elekler tohum aktaramıyacak bu yıl artık Çorumda ve Aznasyada... Ekimden sonra kar bekler köylü. Sıcak blr örtüdür tarladakl tohumun Ustundekl kar... B • Haşhaş bitkisi, tarlada kuzu kulağı boyda iken ilk olarak çapalanır, yabani otlardan ayıklanır, fazla sıksa seyreltilir Buna tekleme denir. Fotoğrafta bir haşhaş tarlası ve çalışan köylüler görülüyoriş*. Yağmur ahr götürür köylunün tüm yıllık emeğinl ve bir yılhk geleceğinl... Alışık olmıyanlann, hafif amonyagımsı kokulu bu tarlada başlan dönebilir, sersemlıyebılir ve hattâ bayılabılırler... yazı tura atması... Kımi insanlar bu yazı turaya bağlı olarak afyondan yapılacak ılâçla, olümden kurtulacaktır. Kiml insanlar da yapılacak eroınle. ozellikle New York'to ölecektir. Ya kilosunu 90 liraya TAI.O. ne verecektir kbylü, ya da 180 liraya kaçakçının adamına.. Sız olsanız ne yaparsınız bu du rumda? Bir yıl hiç bir gelir elde etmeden beklemışsinız. Kamınızı do yuracak, öküzleri bedeyecek yemi alabılecek, oğluntızu evlendir mek için gerekli başlığı karşılaya cak paranız yok. Borç dayanmıs gırtlağa... Banka sıkıstmr. Tefe ci sıkıştınr. Bu anda karşınıza ıki kışi çıka gelir. Biri 90 lira verir, «devletin adamıyım» der. Ötekisı 180 l:ra verir «kaçakçının adamı yım» der. Kilo başına 90 lira fark vardır arada... Kilosunu 90 liraya mı, yoksa 180 liraya mı ya da bir kısmım 90'a, bir kısmını da 180'e mi venrsıniz? Gerçekten bu durumda sız olsanız ne yaparsınz, kovlüler de onu yapıyor... zilen koza kurumuştur. Bu kell» kurdır. İçindcn haşha} tohumu ç» kar. Tohumlar kılolarca toplanır ve haşhaj yağı olmak üzere yağ hanelerin yolunu tutar. Beyaz renkli çiçek veren bitkiden iyi afyon sakızı, renkli çiçeklerden de iyi yağ olur.. Geride yine de bazı şeyler kalmıştır köylüye. Kellenin artan ka bukları toplanır Hollanda'ya satı lır. Bunlar, oradaki fabrıkalarda, ağır baskı makinalaruıda toz ha line getirilir. Tozundan tahtamn gibi bir madde elde edılir ki bazı mobilyalann yapımmda kull* nılır Hollanda'da. Sonra bu Türkiyeye satılır. Eğer, bu baskı m» kinalarında sıkım nrasında geride biraz süt kalmıssa, Hollanda ilâç fabrikalarına gider morfin üretilmek üzere. Yine de köylü için geride bir jey kalmışür tarlada yükselip gi den. Bitkinin saplan çıra gibi ya nar, tutuşur yakacağı olmayan fa kir köylunün ocağında... Afyomm elde edildiği bitHye haşhaş denlr. Haşhaş bitklsl ya ğış olan bölgelerin dışında kalan bütün kıraç bölgelerde yetişir. Toprağı yormaz. Konya Doğanhisar llçesl Basköy bucağı Beledıye Başkanı ve haşhaş Uretlclsl HUseyin Baldan • KUZÜ KULAĞI B kohu veresim: AYHAN BAŞOĞLU CEMSUITAH AHARA doğru toprak yanlır, uyanır yeryuzü. Kuzu kulağı kadar bir yeşilhk çıkar gün ışıgına eğer don vurmamışsa... Don vurmuşsa yıne de üzülmez köylü. Çünkü, bu don vurmuş tarlayı bozup yeniden haşhaş ekme olanağı var dır llkbaharda. Üstelik afyon sakızı toplamrken, guzlük ve btldırlık ekimler farklı boylarda olduklan içln zaman kazandırır köylüye. Bu Iki ayn zamanda ekilmiş tarlada işçilik blrden gelmez ve düzenli olur sakız toplaroası.. Eğer, güz ekimine don vurmamışsa, hiç çapa yapılmaz o anda tarlaya fıstık içi renkll haşhaş kurtlannı üretmemek lçin .. Bıldınn bıldırlığını göstermesl beklenlr çapalamaya geçmek için . Çakırköy muhtan Vehbi Çengelci, baharda bir daha görünür Afjon Tanm Müdürlügünde elınde başka bir dosya ile. Kbvün güzden don gormüş, bo zulmuş tarlalarmı bildırir. Sökülen tarlalara yenl ekim yapılıp yapıLmadığını ya da bıldırda ilk kez haşhaş eken olup olmadığını da sunar «zıraatçı» ya. Bu bildirim de kanunun gereğidir. Haşhaş bitkisi tarlada kuzu kulağı boyda iken ilk olarak ça palanır. Yabani otlardan ayıklamr. Pazla sıksa seyretilir. Buna tekleme denir. Çorumda çapalamazlardı tarlayı. El'.e ayıklarlardı bu blr ikl dönümlük arazıyi yabani otlardan. Mayıs ortalarına kadar bu çapa ya da ayıklama işi İkl kez daha tekrarlanır. Baharda ekilen tohum 50 gtinde govdesini diker, çıkar yukarüara yukanlara. • TOPAK TOPAK EKER macunu kıvamında ilk anda krem renginde clsn ü.yca 114u , kısa bır süre sonra kiiH sirı ve data sor.ra da kahverengım ahr. HDŞ o'.mıyan kokusu, bulantı venci ve ağzı acılaştmcı tadı vardır. Ta zesi yumuşak ve esnek*ir. Durdukça sertleşir ve gîvrekleşır. Kıtlesi bağdaşık değüdir. Kınldığı zaman, düzensiz bir şekılde diş diş kınhr. Bunu, köylü alışkm ellerle topak topak yapar. Asma yaprağına sarar ve bildirimine uygun olan mıktannı götürür Top rak Mahsulleri Ofisine 'alosunu 80. 90 ya da 100 Uradan satar. Eğer kepeksız toplamışsa jüzde 10 da prım alır. E • BİR YAZI TURA • GERİDE KALANLAR E ĞER BİLDtRtMtNDEN fazla Uretmişse ne olacak? îşte, bu anda başlar köylunün K ÖYLÜNÜN tarladaki işi henuz bıtmemiştır. Sakızı aldıktan iki hafta sonra bu çi YARIN : Haşhaş bitkisiyle ötekileri kıyaslama • • • • • ^ 29 •••• olaym başlangıcı MUZAFFER BUYRUKÇU Humeyra"yı düşününce varlığun baskı altında tutan, ezen, hiç bir şey kalmadı, i>ice hafifledl. Şirndi, Hümeyra ile sabah konustuklarını aklına getiriyor, yüzunü, ncraeUrbıl, yüriıyüşımü, elindeki sıcaklığı b»tırlıyor, kendini o memeleri okşarken görüyordu. Acaba opebilecek mi>di? Ama >a sabah sırf atlatmak, yanında yürü mesini önlemek için öjie söylemişse ve gelmeıse?» •Saıunam. Çok samimiydi ve bu sokakta buluşacağımızı kendisi söyledi.» Niye bu sokakta buluşmalannı istemişti? Yoksa daha önceki çocnklarla hep bu sokakta buluşuyordu da ondan mı? Bu sokağı sevdiği, bu sokağı güvenll görduğü, unatnlmaz anı lan olduğn için mi? Böyle düşunünce Hümeyra'ya du>duğu güven sarsüir gibi oldu. >Bu sokakta buluşmalannın mutlaka bir nedeni vardı, öğrenecekti. Bir izmarit daha yaktı ve Hümeyra'nm gelecefi sokağa bakmaya başladı. Sokak karanlıktı ve gelip geçenler seçilmiyordu. Arka arkaya bir iki duman çektikten sonra izmariti attı ve kafasmm içinin adamakıllı aydınlandığını, Hümeyra'yla her ko nuda konnsabilecek kadar güçiü, neşeli olduğunu anladı. Va gelmezse?» Karşıdan gelmekte olduğunu gördü ve onun kendisine yaklasmasını beklemeden varlığinı saran büyük bir heyecanla yüriidü, «Hoş geldiniz!> dedi, yıllardtr görmemi; gibi bir davranışla ellerine sanldı, sıktı ve gozlerini gözlerine dikti. Hümeyra, Ooğan'ın kendisini öpeceğini sanarak gerije çekildi ve ordan evlerin pencerelerinden vuran ışıklann altında sabahtan daha anlamlı, daha sevimli bulduğu yüzüne istekle baktı ve ellerini yavaşça çekti. Bütün gün (bu anı) hep düşünmüs, Doğan'm soyleyeceğini sandıği sozlerl, kendisinin vereceji karşıhkları lasarlamıs, sık sık dalıp gitmişti. Bir eteği dikerken ayaklaruıın çevirdiği dikij makinesiyle birlikte odanın dışına çıkıvermlşü. Diktiği etek değil beyaz bir gelinliktL Giyiyordu ge ••••••••••••••••••••••••••••I • YAZBOZ TAHTASI ĞER, BAHARDA yapüan bu ikinci etam de lyi olmazsa, tarla yeniden bozulur arpa ekilir bu kez. Haşhaş bitkisi bundan dolayı bir çeşit sigortasıdır fakir köylüniin. Bu bitki hiç boşa geçırmez çiftçinin bir yüını. Hiç bir bitki böylesine bir yılda 3 şans tanımaz fakir köylüye bu yorgun topraklar üzerinde. Çakırköy muhtan Vehbl Çengelci bir kez daha gider Tanm Müdürlüğüne yine kanunun gereği olarak Mayıs ayının ikind yansında. Şimdiye kadar Amas ya, Çorum ve öteki illerin m\ıh tarlan da gıderdi. Sam Amca lşe kanşıncaya değin. Konya, Uşak ve Kütahyadaki muhtarlar lse gelecek yılın sonbahanndan itibaren gidemiyecekler Tanm Müdürlüklerine artık. Çünkü, Amerikalı dostlanmız, muhtar lan bu bürokratik çarktan kurtanyorlar ve köylüyü de haşhaş ekiminden . E DİŞİ BOND SİOOETINDEH ELIhtE P " • ÇİÇEKLER TİFFANY JONES H GARTH AZtRAN ayının ilk yansında aralannda eflâtunumsu, monımsu, karamsı, kırmızımsı renkli serpiş serpiş çiçekler ile beyaz renkli çiçeklerin çoğunluğu ile bezenir tarlalar. Yeterll bir yağış alrnışsa, toprağını sevmişse 2 metreye kadar çıkar boyu bitkinin, değilse 70 santimde kalır. Bu yıl görduğüm bitkilerin boyu 80110 santim arasuıda değışiyordu. Çiçekler döküldükten sonra boylan bir kayısı ile bir şeftall arasında değişen kelle kahr düz siyah, yeşili, gümüş par laklığında. Bu kelleye her yerde değişik ad verilir. Kafa, dışkabuk, koza, kaus, kapçık... Çiçek dökümünden bir hafta sonra çizlm başlar... linliğL Dofan'ın sırtında da siyah blr güvey elblsesi vardı. Salon bosalır bosalmaz bir trene biniyorlar, çoook uzak bir yere gidiyoılardı. Ordan don düklerinde, «Balaymız nasü geçti, iyi eğlendiniz mi?» diye soran ablasının boynuna sajüıjpr, yanak larım tekrar tekrar öpüyor, .Çok Ortrtfnranı ablacığım, çok mutluyum. karsılığını veriyor, aa sonra da ekliyordu, «Gebeyim.» Bu sbzcük yüzıuıü kızart tı ve yüzunün kızarıklığını Doğan görmediği için sevindi. Sık sık saatine bakıyor, •Bir türlü aksam olmuyor» diyor ve birlikte çalıştjğı kızlara, ablasına dikkati çekecek kadar sıcak davranıyor, dudaklan nın ucuna kadar gelen yüzlerce sarkıyı, bir şey sezmesinler diye gerilere itiyordu. Kendisine her seyinl anlatan Reyhan, en küçük davranışını bile gözunden kaçınmyor, ağzından, bu olağanüstü değişiklikle ilgüi bir ikl söz kapmaya çalışıyordu. Hümeyra, onun bn sokulnjlannın amaanı seziyor, an nesinln söylediği, «Kimseye nmnı söylemlyeceksin, kimseyi kendine dost bilmeyeceksin» sözlerini hatırlayarak dddileşiyor, Reyhan'ı saîirhyordo. «Çok beklediniz mi?» dedl yumuşak bir sesle. «Hayır, biraı önce geldim ben de» dedi Doğan ve ezberlemeye çalıştiğı bn sesin etkiledifi bakıslarını Hümeyra'nm yüzünde dolaştırdı. Sabahki bakışlardan daha atılgan, isteklerini açıklamaktan çekinmeyen eesur bakıslardı. H&meyra, gözlerine değer değmez vücudunn 6rperten bu bakıslann karsısında faıla dayanamadı, başını önfine eğdi. Yanyana yürüyorlar, arada sırada başlannı kaldınp birbirilerine bakıyorlardı. Kollan birbirine değiyor ve kollanndan geçen sıeaklığın içinde birbirilerini düsünüyor, «öyleyeeekleri söıleri arıyorlardı. Adımlan küçük ve tutnkto. Çemberlitas muhallebicisinin aydınlık masaUn belirdi Doğan'ın kafasında, «Bir yere o t v ralım mı?» dedi. (Arkaaı var) J 61 Mis Weaver o anda sizin dediğiniz gibi kuzeninm arabasında değü, kendı arabasındaymış... Yanı Jaguar'da değıl de Mercury'de... Bizzat kendi arabasmda... Bu durumu da izh edebılir rr.isiniz bize?.» <.Edebilirim. » «Tanığın bütün bu lşler olup biterken sarhoş bulunduğunu mu ileri sürerek Izah edeceksinız?. Yoksa tanık miyoptur, iyi göremez mi diyeceksiniz?...» «Dediklerinlzle Uglsi yok... Tanık büyük bir ihtimalle doğruyu soylemiş olacak...a Fletcher reverans yaparcasına şöyle blr lğillyor: «Dâvalı tarafm hiç de lehte konuşmıyan bir tanık için bu derece mUsamahakar davranması neyecan verici bir şey doğrusu ya...» Başsavcı belki devam edecekti.. Fakat yargıç Anderson'un sesl araya giriyor ve onu su»turuyor birdenbire: «tddıa makamının, sorgu sırasında klslsel eğilimli mütalaalardan uzak kalmaya dikkat et. mesi gerektiğınl hatırlatınm.. îtham ve tenkıdlerin durusma sınırlannı aşmaması, belirll bir noktadan da öteye geçmemesi lcabediyor...» Fletcher, çenesini göğsüne doğru indirip kaldınyor. Kabul anlamında bir hareket bu. «Yüksek mahkemeden özür dilerim...» «Yüksek mahkeme şu anda duruşmaya on bes dakikalık bir ara vertneyi uygun görmektedir. Bu boşluktan faydalanarak iddia ve savunma temsilcilerini çalışma odamda kabul etmekle şeref duyacağımı da açıklanm.» Böyle bir teklif karşısında kalacağımı önceden kestırmiştlm. Çünkü sorgu ve sual sırasında yargıç Anderson'un, Başsavcıdan yana bakarak ikıde bır vüzünü burusturduğunu. kaşlarmı çattığmı farketmiştim. Ayağa kalkıyor. FIetcher"in peşine takılıyorum . O da yargıcın peşinde. Beraberce çalışma odasına giriyoruz. Küçük bir oda burası. îddiasız bir şekılde fakat zevkle ddşenmis Zarif bir masa, dört beş sandalye, bır kCHiphane. Kanun ve hukuk kitaplan ile tıkabasa dolu. . Bir de dlvan... Loş, ve diş gürültülerden tamamiyle arınmış sftkin bir oda. Biraz derı, biraz da küf kokuyor. «Buyurun oturun beyler... Rica ederim.. » Fletcher, yargıcın hemen karşısında yer alıvor Ben de onun sağmdaki saMalyeye yerle • «ZİRAATIN ADAMLARI» C tZÎME geçmeden önce bu kez «Ziraatin adamları* gelir muhtar Vehbi Çengelcinın köyüne. Yapılan tahminlerin doğru olup olmadığını, kaçak ekimin bulunup bulunmadı ğını araştırmak üzere .. «Ziraatin adamları» ndan onay çıktı mı, köylü ufku gözetlemeye baş lar. Yağmur getiren bulutların varlığı üzer onu. Yağmurun gel mıyeceğine karar verildikten sonra günün en sıcak anında, boyu bitkinin kellesine yetişecek çocuklara vanncaya kadar, kelle tarlasma girilır. Kellenin ddrtte üçü cçizgi» denilen bıçaklarla ilkel bir şekılde çizilir. Gümüş parlaklığındaki tu kara yeşili kelleden ak mı ak, süt damlalan fışkınr. Bu bitkinin özsuyudur, afyon sütüdür. Ondan sonra ya akşamın ya da ertesi sabahın se'inliğı beklenir, kellenin alt kısmında sakızlaşarak birikmış bu sütü yine ilkel bir şekılde toplamak ıçin. Köylü enjektör ile modern araçlarla sakızı toplamasını bılmez. Bu yüzden de bir miktar süt kelle içinde kalır, telef olur. Eğer, bu arada bir yagmur H. L, DUGAL YARINSIZ ADAM Türkçesi: Adnan TAHİR Yargıç, lri, berrak ve masmavl gözlertnl badikiyor: «Beyler... Duruşmanm seyrtnden ve gellsme tarzından hiç memnun kalmadığımı itiraf zorundayım. ozellikle müdafaanın tutumu ile ilgili bir durum bu .. Sizi kastedlyorum avukat Liedenskl.. Görevlnlzln bir çeşit ölümkalım meselesl olduğunu unutmuş gibi görilnen bir haliniz var... Kanunun size verdiği hak ve yetkilerır zerresine bile başvurmuyor. en çok konuşulması gereken yerlerde susmayı tercih ediyorsunuz. Yaptığımz ltirafa göre sanık durumunda bulundueunuz halde meveut kanunlar size kendinizi sa jma hakkını da Termiş . Buna m » kabil, siz böyle bir şeve lüzum görmUyor, bir savunma avukatınm dörı; elle sanlacağı mucip sebeplere ve imkânlara aldırmıyor, duymamaalıktan geliyorsunuz. Bunca yıllık meslek hayattmda duruşmayı böylesine tersinden alan blr av* kata rasttemadığımdan emin olabilirsiniz » na
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear