26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAJIİFE DÖRT Türk devletinîn vecibelerl ve Türk menfaatleri dikkate alınmak suretiyle jerine getirilmektedir. » Sayın Bakarun konu$masmda geçen ıki uiuslararası anlaşmsLi «haşb&ş ekimininfa»««^»wive kaçakçıbkla mücadeleyi» öngörmektedir. Bu iki anlaşmada hlç bir çeküdfi haşhaş ekim alanlannın bir •mırlanmaya tâbi tututa^giîi» dalr hükum yoktur. «Taozim» ve «Kontrol» kelimeleri «snurlama* âeznek d6ğildir. Belki hıssî olabilınz, belld de Ertem'e gore «maksatlı dfifebiliriz» duşüncesiyle, Türk kamuoyunda Amerika'nıri bu konuda baskısı yada müdahalesi olduğu şeklindeki görüj ve kanılara hrurada yer vermiyon», sadece Amerik&h yetkihlerle A* merlkan basınının rutumumı bu raya almakla yetinecegiz. 19 Temmuz 1970 CUMHüRtTKT Ue sert bir tartışma\a girişilmesine karşı çıkmaktadır. Çün kü, Demirel'in başkanı olduğu AP üe olan ilişküeri ve etkisi eskiden oldoğn kadar ku\vetli değildir. Bu durumda önümüzdeki yı] çdzümlenmesi gereken sorun Türkiye'nin stratejik durumunun afyon üretimtnin kısıtlanmasını yenip, daha sonra Marsilya'da morfin ve eroine çevrilen afyon Amerikan gençliğini tehdit edip etmiyeceğidirj Bu görüşten hareketle Connectıcut milletvekılı Emılıo Daddario ve bir arkadası verdıkleri blr kanun teklıfi ile afyon yetiştiren ve kaçagı onlemeyen ülkelere ekonomik ve aa kerî yardımın kesilmesı konusunda Baskan Nucon'a yetkı tanınmasını lstemislerdır. öteyandan, Türkıye'yl v» Turklerl çok İyi bılen AP nin Türkiye temsılcısi Nıck Ludıngton 2 Temmuz 1970 tanhinds ajansına gönderdıği bir haberda «Türkleri sinirlendiren nokta» mn narkotik yetkililerinin afyon ekimi yasaklanıncaya kadar NATO üyesi Türkiye'ye 1970 için bağlanan 4 milyon dolarD lık ekonomik yardımın durdurul masım ve öne sürdukleri Vaşhington çıkışlı haber oldugunu» belirtmekte ve bu arada Ankara'dakt Amerikan diplomatlarmın endıseleri söyle anlatıl maktadır: « Buradakl Amerikalı dipl» matlar sert Amerikan tuturaa ile Türklerin hassasijetleri arasmda sıkısmışlardır. Bir yuksek Amerikan görevliri (Washıngton'un ateşi altındayız, Bızım bırinci derecede onceligi olan sorunumuz bu) demistir. Amerikan ekonomik yardımı nın afyon ekimini durdurmak için araç olarak kullamlması düsüncesi, Büyükelçiliğin Türk lerle ilişkilerlne yardımcı olmamıştır. Yine de Amerikalir lar, Türkiye'nin afyon ttretimini daha da kısıtlayarak beUd bir il'e indirmesi ve orada kanunsuz üretim ve »atıslan kont rolü altına alması konusund» iyimserdirler.» ÜrgUplU'nun, «hashaş ekimi ve üretimi» konusunda «Amerikan müdahalesini kapitüler» nltelikte görmesi ile «her ise Amerika'mn kanstınlmasının raanisını anlamadığı» halde bu koltukta oturan Ertem'den han gısinın hakh olduğuna karar vermenlzden önce Rıchardson' un bir baska sösU İle bitirelim bu konuyu: «Bu soru oval odadadır..» Oval oda, Baskan Nıxon'un Beyaz SarayMaki çalışma odasıdır ve Rıchardson bu sözleri ile Nizon'un rcasası uzenndekl «AFYON DOSYASI» nı kastet mektedir... UMHURBAŞKANLIĞI Kontenjan Senatorü eskı Başbakan Suat Hayrl ÜrgUplU, Senato kürsusunden şunlan •öylüyordu: • Şimdi, uzun zamandan be ri devatn eden müdaJıalelerin bu son senede biraa daha şiddetlendiğini hissediyoruz U, bn kararname nesredilmis bulunuyor... O zaman 4 uncfl koalisyonumuz Amerika'nın bn tazyikine maruz kaJdı arkadaslar .. TJzun müzakereler oldu ve rriya yet Tflrk üreticisinin yetistirdiğl bir mahsnlün başka toprak larda fcnllnnılf» şeklinde, oradaki soeyal zararlarm mes'uliyetini Tfirk üreticJsine yükleyemes kanaatı ve prensibi ile btm lar reddedilir... Bu mahsfll* başks blr memleketin müdahaledbd ve müdahale hakkm C RAPORU ve bunlan kontrol altuıa ainıası mevzababistir... Şimdi, rauhterem arkadaslarım, bir mes'ele daha ilerl sürülüyor. Deniyor ki, Amerika'nın su veya ba tan dakl müdahalesi. Mnhterem arkadaslarun, deminden beri »nettiğim gibi orta yerde Amerika yoktur. Amerika Ue biçbir münasebet yoktur. Her fırsatta Amerika'yı karsıya çıkarmanın mânâsını da anlamak mümkün değildir. Bu mes'ele beynelmilel anlasmalar ve kanunla kabfil edllmis, onaylanmıs anlaemalar ACAR Ve bnnu para lle, yardım Ue tahdit edlp Tfirk mfistahsiliıri ba durmna sokmayı da kendilerinln selâbiyetlerinin tamamen dışmda kapitüler mahiyette (bravo sesleri, alJa&Ur) btr hareket olarak tsvrdf ediyornm...» Yülardır A3X>. de Büyükelçüik yapırus, 1965te B&şbaksn olmus ve Amerikalılann mtldahalecilik politlkasını yakmdan islemis Suat Hayrl Ürgüplü böy le konuşuyor... Buna fcarşılık Tanm Bakam tlhaml Ertem ise hashaş ekim alanlannın smırlan dmlmasının Turkiye'nla de tarat olduğu «tki nluslararaaı anlaamaya göre yapüdığmı, beynel anlamaya itnfcrıın Knfmmı•nnıııı. müdahalesi milel vectbelerin yerine setrrümesinden kaçınılamıyacağın» belirttikten sonra Senato Tutanaklarmdan aldığınuz su söz lerl söylüyordu: • Bu vecibeleri yerine gcürirken biçbir devletin Türkiye üzerinde su veya bu tanda bir tazyiU, bir baskısı mevzubahis değildir. Sadece, Turldye Cumhuriyeti hükümetinin kanunla tesblt edllmis anlasmalar geıe* glnee afyon sahalsnnı Amerikan gereğince Türkiye CumhuriyeU Hükumetiııiıı bu anlasnısJara sa* dık kalarak yaptıgı bir ayariama mevzubahistir. . Demekki, mubterem arkadaşlarıın, sdileriml topluyorum. Türkiye'de haşhas ekiminin tamdzni, tertibi herhangi bir yabancı devletin anusu, baskısı neticesi olmayıp Tük sek meclislerin tasrip buyurduklan beynebnilel anlasmalann ge reğidir. Ve bunlar yerine getirilirken biçbir derletin görüşü, biçbir derletin temayolfi dikkate alımnayıp dotmdaa dogruya • BEKLENEN FEDAKÂRLIK konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU CEM SUITAN TtFFANY JONES LK sozü ABD Baskanı Riohard Nixon"un Aralık 19«9 tarihinde yaptığı bir komısmadan verelim. Bakın, ABD'nin bir numaralı yetküisl Nlzon ne diyorî « Tftrkiyeye tedakSrhk d*»mektedir . » Nixon\m Türkiyeden bekledlği fedakârlık acaba nedir? «C.S. News and VVorld Report» dergisinln ABD Uyusturu cu Maddeler ve Tehlikeli îlâçlar Dairesi Başkanı Ingersoll İle yaptığı mülâkatta yer alan sözlert ise şöyle: « Kaçakçılıkla mücadele sokakta eroinman yakaLamaktan ibaret değildir. Zaten, birini yakalasanıı, virmisini kaçırırsınız. Mücadele asıl uyuşturucu maddenin uretildiği kaynak üzerinde yoğunlaştırılmıştır. Geldiği yer neresi ise orsdaki kaynaği kurutmaya bakıjoruz. Amerika'da Içilen eroinin çoğu Turkiye'de üretilen afyondan yapılmaktadır. Onun için Türkive'nin hashaş ekimini re afyon üretimini büsbütün yasaklamasını, hiç değilse bu üretimi ve tlcaretini tam bir denetim altına almasım sağlamaya çaiışmaktayız.» Sayın Ertem, Turkıye'ye karsı açüan sava^ın kurmay ba?kanı sayılan Ingersoll'un sozlerini her halde şu anda ilk kez oğrenlyordur. Isterseniz, belleğınızde daha iyi kalması için cümleyl bir kez daha tekrarlayalım: «... Onun için Türkiye'nin hashaj ekimini ve afyon üretimi ni büsbütün yasaklamasını, hiç değilse bu üretimi ve ticaretlni tam bir denetim altına almasım sağlamağa çalışmaktayız.» Aynı mülâkatta sonuç alınıp ahnmadığı şeklindeki başka bir •oruya da Ingersoll bakın ne cevap veriyor? « Türk hükümetinin dikkatinl çektik. Size su kadarını söyUyeyhn ki Türkler, Amerikan hükümetinin bu konudaki karar blığını gayet iyi kavramışlardır.» Sayın Ertera, Yüce Senatodan ve Türk halkından ya siz gerçeğl saklıyorsunuz, ya da Ingersoll yalan söylüyor. Türk hükümett nln dikkatini çeken Amerikan hükümetinin karar lılığını ve TUrklerın bu karan kavrayıslannı açıklamakla yetinen IngerBOlI'un dahi bu mülâkatta açıklamayı uygun gormediğı hususlar nelerdır acaba? Ingersoll, aynca çunlan da •oyluyor: • Türkiye'yi afyon flreten bir kaynak olarak ortadan kal> dırabilirsek bu, Amerika'ya kaçak olarak giren eroinin en at yüıde 80 oranında azalmannı sağlar.» Ingersoll'un Associated Press yazarlanndan Joseph E. Mohbat'a verdıgi ve tüm dünya basınında yayınlanan 6 Mart 1970 tarüüi mülâkatta Demırel hakkında yeralan dusünceleri ise söyle: « Bir süçlük de Başbakan Süleyman Demircl'in bütçe üıerinde güven oyu alamamış ohna sı ve bu nedenle bazı politik islemlere cesaretle giremeyişidir. Fakat, sanınm Basbakanın afyon üretimini durdurması ile U gili olarak kendisinin de bau siyasal sorunlan vardırj» Ankara'da Başbakan Süley man Demırel ile 2 3 ay once konuşan A.B D. Dışişleri Bakan Yardımcısı Elliot L. Bichardson, bu görüşmeden ıonra Ankara Esenboğa Havaalanında şoyle dıyordu : • Biıim için baslıca endise konnsu haşhaş ekimldir. Amerlka'daki çocnklarımu bu yüıden mahvolmaktadır. Türkiye' de hashaş ekiminin yedi ilde sınırlandjrılması ve ızinsiz bashas ekiminin önlenmesi konnUrında Türk Hükumeti i l i l i lerinden buyük anlayış I SÜAT HATRt ÜRGÜPLt kumeti Amerika'ya yakın olarak Bnçlamalan nedeniyle Türkiye'yi yöneten A.P. iktidan kanvnsuz afyon ticaretini 5nlemekte güçlüklerle karşılagıyor.» Yine Ingersoll'dan bir açıklama: « Turkiye'de başhaf ekimi yapılan illerin sayın 4'e inecektir . > Bakanlar Kurulunun Türk kamuoyuna Hazıran ayı sonunda yaptığı açıklamadan uç ay once bir Amerikalı, Türk Hükümetinin nasıl karar alacağım bıliyor ve bunu açıklamak cesaretini kendınde buluyor. Bu da mı mudahale değildir? Amenka'nın ünlü A.P. ajansının yazarlanndan John M. Pearce'in «Eroin Kampanyatt» başhkh ve 7 Ocak 1970 tarihli yazısı söyleydi : < Beyas Saray'a yakın çevreler Amerikan Hükümetinin Turkiye'de haşhas ekimini kaldırma yolunda giristigi yan rizli çabalarda gerceklestlrilen ilerlemeler konnsunda, bn ekime kesin bir son verilmesi halinde bn ülkede 6 milyon dolâr deierinde bir üretiraden yokRun kalınaea|ı, bunnn blrçok fakir kSvlü için tek kaynak oldugunn belirtmistir. Bn durumda Türklerin Amerikalılardan kayıplannı teltfl edecek bir karşılık beklemeğe haklan oldnğn aynı çevrelerce belirtilmlştir.» Acaba, Türk Hükümetinin bu konuda ABD'rîen aldığı karsılık nedir kl ekim yapılan illerin »ayısı 4'e indirilmistirî • M Ajansının «New York l | | Post» ta yayınlanan "• bır yazıdan derledıği haberde ise »oyle denılmektedır : « Baskan Nbton Türkiye'ye 40 milyon dolârlık kredi verilmesini sessizce onaylamıştır. Bu kredi verilirken, Türkije'nin afyon üretimini kısıtlaması için ye ni herhangi bir çaba eösterilmemiştir. Yoksa, gürenligimizi sağlamak için, adına eroin denen suç maddesinin uretildiği ülkeyi (Türkiye) beslemek Ue, Ankara' yı kızdırmayı göze almak araeında bir seçme yapmak zorunda nuyız?» Bu önenye ne buyurulur'» Kre di vennz ama hashaş ekim alan lannı sınırlandınn, demek degil midir buî 14 Haziran tarihli New York Times gazetesınde Fellx Belaır Jr. imzası ile çıkan bir yazıdan birkaç satırı da buraya alalım: « Federai çalışmalar eroinin yapıldığı ülkelerin hükümetleri nin isbirliği olmaksızın eroin ve öteki tehlikeli Uâçların yayılmasını önlemede çok az bir ümit olduğunu göstermektedir. Bazı yetkililer, bu isbirliğinin aynı za manda ABD'nin eldeki ekonomik baskısını tam anlamıyla kullanması gerektiğini eklemektedirler. Fakat ABD'nin Türkiye'deki ekonomik baskısını tam anlamıyla bu alanda kullanacagı şüphelldir.» Yazı, Türkiye'nin NATO için deki önemine ve Ortadogu'daki «tratejik yertoe değindikten sonra şoyle devam etmektedır: « Bu ihtimaller, Türkiye Basbakanı Süleyman Demirel ••••••••• YARİN : SORUN NEDİR, NE YAPILMALIDIR? I olavın başlangıcı [ 40 MUZAFFBR BUYRUHÇU •Yasar, Sabahattin, hadi bakalm, çıkryornı.» Ne ses vermiyorsunuz ulan? Ne bok ylyorsunuz orda?» diye bağtrdı Hnlki, Doğan'm arkasından kıyıya çıktı. Ellermi kuruladı, cebinden dorde katlanmıs pembe bir kağıt çıkardı, Doğan'a basıyla isaret ettl. Tren yoiundaki elektrik direğinin artında dur dular. Hulki, basmı mektuba eğmis, kalm, etkileyici bir sesle okuyordu. Canımdan çok sevdığim Hulkiciğim, Sana yazdığun kaçıncı mektup oldu bu billyor musun? însan sevdigi kadından yalvarmalarla, gSzyaslarıyla ıslanmı onbe mektup alır ve gene susmaya devam ederse o insan o kadını sevmiyor demektır ve onun kalbi taş gibi sertür. Ne yaptım ben sana? İstemeyerek ağzımdan kaçırdığım bır söz için bu kadar çok ceza verılır mi? Ne olur, yalvarınm beni affet. Eğer affetmez ve bu akjam da bemmle konuşroazsan Kadriyeni ölmüş bil. Seni her seyden çok teven senin KadriyenMektup bittikten sonra bir sessizlik başladı, Doğan mektnbu aldı, içinden okudu ve birdea başını kaldınp Hulki'nin yuzüne baktı, Eşek iik yapıyorsun» dedl, «Çok eseklik yapıyorsnn.» Bana emredemezsin, ben senin karm değilhn demişse ne olmuj yâni? Yalan mı? Sen onun kocası nusm.;» •Kocası degilsem bildiği gibl yapsuı..j. •Oğlum ne istiyorsun sen, anlamadnn ki?» dedl Dogan, kolnna girdi, kıyıya sürükledi, «Kadıncaz da söylüyor zaten, ağzımdan istemiyerek kaçırdım diyor, affet benl diyor. Bu kadar da inat olmaz ki!..» «Demeseydi, niye dedi?» «Ohhooo Demiî blr kere ve pijman otanut, ııımiMiı ••••••••••a • EKİMÎN SINIRLANDIRILMASI nlayış, ekimm sınırlandınlması demekti. Richardson 2 Nisan 1970 tarihmde Filedelfiya'd'a yaptıŞı bir açıklaraada ise di>ordu ki: « A.BJ). Hükumeti, hashaş üretiminin kaçakçılık alanına kaymasını kesin olarak önlemek için Türkiye'nin giriştiği çabalarda bn ülke ile çok yofnn işbirliği yapmıstır .. Turkiye'de afyon üretiminin tamamen ya* saklanması, Türk Hükumeti için ekonomik olmaktan çok politik bir meseledir . Bu ciddî ie enfellere rağmen Türk Hükumeti hashaş ekimine iıin verilen 1 gayısını jittikçe a1 zaltma yolnna azimle «ırmiştir. Üç >ıl önce ABD Hükumeti, AID yolnyla Türk Hükumetine 3 milyon dolârlık bir kredi verecek Türk çiftçilcrini haşhas ekiminden baska ürfin ekimine geçmeye tesvik etmi? ve Türkiye'deki uyusturucn maddelerle müzakere örgütünü güçlendirmistir. Onun üzerine ekim alanlan 18 ilden 9 ile İndirilmistir. Amerikan Hükumeti bu sonnçtan memnnn olmakla beraber kalan kaçak ekim ve üretime tamamiyle son verilmesi imkânlarını Türk Hükumeti ile beraber sıkı bir «ekilde araştıratava devam etmektedir.» u O bir eşeklik yapmışsa sen de ml yapacaksın? Bırak böyle geri kafalılığı. Unuttun galiba aylardu pesinden kopekler gibl koşruğunu..^ •Ben koşmadnn demiyornın kl..j •Bu kadını bpemezsem intlhar ederlm, Spemezsem bir kere ellni tutayun bari sözlerinl ben söylemedim herhalde. Aklını basma topla. Kı dın senin için ölüyor» dedl Doğan ve blrden bağırmaja başladı, «Daha ne Istlyorsan ulan sal» talık? Bulmussnn petek gibl kanyı, bunuyorsun' Canın istediği zaman yatıyoreun, istemedlğin z» man git diyorsun, üç bej de mangır alıyorsun. Nı olacak yani?» Hnlkl, mektnbu hısırdatıp duruyor, Doğann söylediklerini değil Kadrlyenin şu anda kendisini nasıl heyecanla beklediğinl düşünüjordu. •Bu akjam barısacaksın onunla, anlamam, o) dn mu?> dedi Doğan, kucakladı, yanaklanndaı öptu. •Tamam!» dedl Hnlki, mektnbn katladı, cebi< ne koydu. •Caymak yok ha?» «Tamam dedim ya.» dedi Hulki, Doğan'a bak tı, guldu, «Kadriyeni ölmüs bil diyor, ne yani mtihar mı edecek?» •Eder eder.» dedi Doğan, «Az mı oluyor 8yle dalgalar?» •Canı çok tatlıdır onun, ben bilirim, bir kere» tinde parmağına bir iğne batmiftı da iki saat tepinip durmujtu.» «O hiç belll olnuuc.» ded] Dofan, Bu ifi top> In iğneyle kanştırma.» Hulki, sakadan bağırdı, «Eeee, anladık be, anuna da kafa ütüledin ha? Barısacağız işte, Sea ne anlatacaksın onu anlat^ (Arkası vari J 71 «Ne iş yapardı sağlığmda?...» «Amerika Bırleşik Devletleri Kara Kuvvetlerinde Ordu Kumandam bir generaldı...» Yine derin bır sessizlik... Jüri üyelerinden çoğu başlarını kaldınp Mary Weaver'e dikkatle bakıyorlar... Bütun suratlarda ayrı ayn »aygı belirtileri. Mary ise hafifçe sararmış görünüyor... Fakat sükuneti yerinde, soğukkanlılığına Ja dıyecek yok. «Babanızla amcanızm arası nasıldı?... İyi geçinirler miydi?..» «Benim bildiğim kadarı evet...» «İş ve para konulu bağlantılar da var mıydı aralannda... Ortak bir menfaat ya da benzer bır şey...» Şu Başsavcının yaptığı işe bakın heleT... Nasıl bır biçim vermek, hangi yonde geliştirmek istiyor dâvayı acaba?.., Aradıgı ne olabilir?... İki adam vaktlyle iyi geçinmiyorlardı da Mary Weaver babasımn intikamını almak için mi günun birintîe kalkıp amcasını dldürdü?... Bu noktaya mı varmak istiyordu yoksa Fletcher?... «Amcanızm bir vasiyetname bıraktığından haberdardınız değil mi?...» «Evet...» «Cinayetin islendigi tarihten önceki günleri kastediyorum tabiî... Amcanız henüz hayatta iken siz böyle bir vaslyetnamenin mevcudiyetinde haberdardınız değil mi?...» Mary, bakıslannı Fletcher'e kaldınyor... tfadesı soğuk, gözleri dimcfik... Aynı anda hafıfçe omuzlarını da silkiyor : «Amcamın bir vasiyetname hazırlattığını btliyordum... Buna gore beni kendısıne tek vâris tiyin ettiğini, malmı mülkünü ve bütun servetini bana, yalnız bana bıraktığını da biliyordum... Çinayet olayından dört ay kadar önce haberim olmustu vasiyetname meselesinden...» «Hangi şartlar çerçevesinde ve nasıl ha A IÇIN G'ITMI yoeMU SLJ M • Nl ACltJ' DMJ 12 12. AYLÂK MUSA SlO UAFTAL1ĞINA SEVAMATE (3EUOİ OÛM Tiirkçesi: Adnan TAHİR berdar Olduğunuzu da anlatabilir misiniz bUeT» Vasiyetnamed'en demek istiyorum...» «Bir gün Pine Woods'dakl vülâsında beraberce öğle yemeği yediğimiz bir sırada bunu bana bizzat amcam söylemişti . Geçen Eylul avında . Kendisinı artık pek iyi hissetmediğinı, gunün birinde şayet ölüverirse benim Weaver* lere ait bütun bir mirasa elkovmağa hazırlanmam gerektiğini bildirdl.. Vasiyetnamenin bır suretini de Snüme koymuştu bu «çıklamayı yaparken . Ben de bir goz atmıştım » »arl Rıchardson, Fıledelfıya'da Barolar Bırliginde yaptığı bu konuşmasının bir yerinde ise Demırel hakkındaki kanaatını şovle açıklıvordu • « Muhaiif elemanların hü
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear