Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHIFE DORT 11 Tenunuz 1970 CUMHURt I t T Bu tab1od"an çıkan sonuçlan şöyle ozetle\ eb.hrız. 41 Türkıyenin afyon sakızı ihracatı miktar ve deger olarak asalmaktadır. d Dünya ihraç flyatlan ynkeeldigi* halde, elde edilen gellr bef yıl Onoesine kıyasla yaklasık olarsk y a n yany» azalmıştır. A Bn azalısm bazı nedenlerine İMnei yaıımızda definmiştik. Amerikalı yetkililer iddia ederler ki dünya ilâç sanaylinin ihtiyacı olan morfin tiiketimi azalmaktadır. Türkiye'nin ihracatmın azalması da bundandır. îkinci yazımızda, nüfusun çoğalması ve sağlık olanaklannm tfünyada gellşmesi nedeniyle dünya tüketiminin arttığım sSyletniştik. Bu g5rüsümüzü Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik îşler Genel Müdür Yardımcısı ve bu konuda gerçek bir otorite olarak tamndığı için B. M. Uyuşturucu Maddeler Komisyonuna Avrupa temsilcisi olarak seçilen Halit Elverin önceki ay Paris'te yapılan Enterpol toplanttsında yaptigı bir konuşmadan bir paragrafı buraya alalım: « 1968 yılınd» lmâl edilen kannnî morfin 153 tondnr. Bnnnn 2.5 tonn Sksürük tlfiçlarında knllanılraıştır. Bazı senİHRAÇ FÎTATI DEGER (Milyon TL.) (TL./Kilo) 292 11337 354 10337 17 3 114.40 13.0 117.00 16 6 144 00 tetik a f n kesicller tıpta, morfin yerinl almakla beraber, kodeinin yerine öksüriik ilâcı olarak herhanel bir madde ikame edilmedi. Bn nedenle, dünya tıbbının morflne olan ihtiyaoı devam etmektedir. Morflnden ilâç olarak yararianma, eentetiklere kıyasla vflzde 9* Fiyatlar arttığı halde gelir azahyor SKİ adı ıle «lnSnfl» yenl adı ile «Türk Ansiklopedlti»nin 1 ind cildirün 198 ncı sayfasında Turk afyonunun tiearcü hakkında ilgi çekici fu lattrlara rastlanmaktadır: «Türklye'den baska memleketlere afyon gatılmaa 1.1J941 tsrlhine kadar Istanbol ve tımirMeki ihracatçı tüccarlar tarm fmdan yapıhrdı. Bn iki bttyük limammızda çalısan ihraeatçılar, komisyonenlardan *eya araeılardan aldıklan afyonn ham afyon somnnlan halinde alıcı memleketlere gdnderirlerdi. Almanya, Fransa, Ingiltere, Isviçre gibi afyon işleyen memleketlerdekl fabrikalann çojfn birleşerek 1928 yılında bir kartel knrmnşlar ve afyon fiyatını yıldan yıla düşürmeye baslamışlardır. Afyonlanmızın fiyatı o kadar düşürülmüstür RAPORU İki hükumet, 14 Nisan 1932 tarihinde afyonlan bir elden satmak ftzere bir anlasma imza ederek afyon «atışlannın tekel altına alramannı, her iki tekel afyonlarının bir elden •atılmasını karariastırmıılardır. BnnnB toerlne 2254 aayılı kannnla memleketimizde nyuştnrncn maddelerln dışan gönderilmeol ve dışarıdan alınması tekel altına alınmıgtır. Bn nrada kurnlan Tttrkiye Yngoslavya Afyon Satış Merkeı Bnron, her iki memleket tekelinin ilfiç afyonlannı satmak fizere, 1.1.1934 tsrihinde, Istanbnl'da çalışmaya başlamıştır. Bn knrnl 1939 yılında başlayan Ikinei Dünya Harbinde Yugoslavya'nın Almanlar tarafından lşgaline kadar yassmif, bnndan sonra çahşmasına son vermistir. Memleketimizde afyon tekeli hakkı, 3491 sayılı ve 24.6J938 tarihli kannnU knrnlan Toprak Mahsulleri Oflsine verilmistir.» ÖzgenACAR Bu anslklopedik bllgiden anladığımıza gör« bugün Türkiye'tfe afyon konuıunda oynanmak istenen 07011 ilk değildlr. Bugünkü ojvman f«rçek nedenlerin* dab« tonra. değineceğiz. Haşhaş ekim alanlarıma 41 bln hektardan 13 bin hektara, 42 ilden 4 ile indlgini daha önce belirtmistik. Bugun 13 bin hektar fizerind* haşhaş ekiml ve afyon üretiminden Türk ekonomisinin kazançlannı ele alalım. Bu konuda son bef yılın afyon lhraç miktarlan ile gellrlerini ve ortalama ihraç fiyatlannı aşağıdaki tablodan izlevelîra: YILLAR 196S 1968 1967 1968 1969 E • Tütune, pamu^a velhasıl iıerçeye »»m var da afyon ureticistae yok. Bu yüıden köylü kilosunu 90 liraya TMO. ne TWiu«kteoae 19% Ilraya devredİTor Bundan şik&yetçt üretid• ZARAR İR BAŞKA ekonomik sorun da haşhastan yağ üreten yüzlerce küçuk yağ hane ile burada çalısan işçilerin bu azahştan görecekleri zarardır. Bugun Türkiye'de her şeye zam ustüne zam konulduğu halde yıllardır afyon alım fıyatlannda en ufak bir değişiklik yapılmamıştır. Tütün üreticisme, pamuk üreticisine zam yapılmakta, çesitli kredilerle takviye edilmektedir. Bunı karşıhk 70 bin alleye bugüne kadar en ufak bir zam yapılmamıştır. Bunun da temel nedeni, haşhas ekıminl, ötekl ürunlere kıyasla daha az ekonomik hale getirmek ve köyluyu bundan kendl isteğiyle soğutmaktır. Oysa, bn politika yanlif sonnçlar doğurmakta, kSylfi sakızı 90 liraya T.M.Ojıe verecegi yerde 180 liraya kaçakçıya derretmeye zorlanmaktadır. Bir baska deyişle, hükumet, kaçakçılığa bn politika ile prtm ••••••••• ki, yetiştiricilerin emegini 8deyemiyecek bir hale felmiş, iki yü içinde (1930) dış piyasada afyonun kiloso 35 40 liradan yanya, az sonra da 5« liraya düsmüstür. Bu dnrnm memleketimizden başka memleketlere afyon satışının tekelden yapılmannı gerekli kılmıstır. Bn zor, Avrapa ve Amerika'ya afyon veren YUROSlavya'da da dnyuldnğnndan, B MlKTAR (Tan) 2S7J 302.4 151.2 111i 118 1 vermektedlr. Kurulacak Wr fabrikanın gerek morfm yapmak suretiyle sağlayacağı değer artışı ve bunun yanısıra dıs kabuktan elde edi'.ecek ek morfm ve tozdan yapılacak malzemeler yeni bir sanayinin kurulmasına «Ibett» hızmet edecektır. YARIN : Türkiye'de afyon kaçakçdığı konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU CEM SULTAH 32 olayın başlannıcı MU1AFFER BUYRUKÇU Sonra da Adayı dolaşmışlar, bir tepeye otunrak deniıl seyretmişlerdi. Bukiye, gazinodan çıktığı an danberi kendinl iji hissetmiyordu, bası donüyor, nynmak istiyordn. Denizi seyrederken seyrederken nyumnştn... Kansık birtakım düşler görmüştü. Yüz tane iriyan erkek iistüne atılıyor, jnysilerini parçalayıp soynyorlar ve hepsi birden üstüne çıkıyoriardı. O sırada uyanmıs ve vücndunda bir tnhaflık oldngnnn seımişti. Göğüslerinin nçlarında ağrılar vardı, ıslaktüar... aynı ıslaklık baeaklannın arasında da vardı. Eteklerine bulasan kan lekelcrini görünce bir çıflık atmış ve bayılmıstı. Hümeyra bn hikSyeyi dinleyince 6yle bir korkmuştu ki, aylarca vapnrda bir erkekle yanyana otnrmamış, ikluç erkeğin bnlundujn bir sokaktan geçmemif, arkadaşlık teklif eden erkeklerin yüıüne bile bakmamıstı. Dogan'a naaıl olmuş da «Olnn demişti, gaşıyordn ve onnnla konnsnrken aklına şn kadar kötü bir şey pelmiyordn. Cznn »üredir arkadasmıslar gibi bir dnypn vardı içinde ve ondan korkmnyordn. Doğan, bir ara tepkisini besapbyarak Hümeyra'nın kolnndan parmak nçlariyle tnttn. Kız ses çıkarmayınca kolunn kavradı ve kendine çekti. Hümeyra'mn kalbi hızla atmaya başladı, Dofan'ın KÖrmediği gözlerine batt^ , ' Dotan, titriyordn. Egildi ve ylzift* yfizflne yakiastırdı. Hümeyra, solnklannıh ırfk ılık ynzünde dolastığını taissetti, önce kendini bırakır gibi oldn ama hemen toparlandı, Doğan'ın elini yavaşça tntarak kolnndan çekti. Doğan, yakaladığı bn fırsatı çabok davranamadıgı ve kızın ne diyece|ini düsündüğfl için kaçırdıgını sanıyor, kendinl snçlnyordn. tstanbnl Kız Lisesinin sokağında baslannı, kaybettikleri bir şeyi anyormnscasına önlerine eğerek ve tek söz söylemeden cezindiler. Sonra başka bir sokağa çirdiler. Yanyana, adımlannı birbirilerine nydnrarak ynrüyorlardı. Hümeyra, yüzünde dolaşan ılık golnğn dfişünüyor, ürperiyordn. Her ürperişte basını çevlrip Dogan'a bakıyor, elini kolnndan çekti|i için kendisine kızıp kızmadıgını anlamaya çalışıyordn. Ama karanlıkta bir şey anlamanın imkânı yoktn. Yalnız, ellerini ceplerine soknp önüne bakmasından, bir adım kadar nzağında yürümesinden, aık sık jröfcüs jreçirmesinden kınldığını sezmek mfimkündü. Gülerek. «Hava ne kadar güzel deHl mi?» dedi. cEvet.» dedi Doğan, yukanlara baktı ve ax 5nce konuştuklan konuyu tekrarlamasına bir anlam veremedi. «Böyle havalarda biz sinemaya gideriı. Siz?» HHnııııııııiMNHiınına • tZtN ÇIKARSA KtNCl yazımızdan hatırlanacağı üzere, 1968 yıhndaki dunya afyon üretimi 990 tondiır. Bu 99 ton morfin demektir. (10 kilo afyondan 1 kilo morfin elde edilir) Ovsa, Halit Elver'ın Bırleşmis Milletler istatistiklerine dayanarak verdiği 153 ton morfmîe bu 99 tonluk üretim arasmds 54 tonluk bir açık bulunmaktadır. Bugünkü gücüyle Türkıye bu açığın büyük bir bölümünü karşılayabilecek durumdadır. Tabiî, Nikson izln venrse... I J • • Haabaf kellesinin arta kalan dış kabnk kısminı Hollanda'ya kilosunn köylüler 2530 kornstan satmaktadırlar. llgililerden aldıŞımız bilgiye göre bn dış kabnk tonn 75 dolardan Hollanda, Çekoslovakya, Yngoslavya, Bulgaristan ve Dotn Almanya'ya ihraç edilmektedir. t z m i r limanında teslimi 75 dolar olan bn maddeden bn yıl 12 bin ton ibjraç pdilmistir. Yani. bn kanaldan Türkiye'ye yılda giren döviz miktarı 900 bin dolardır. Bn da Türkiye'ye Yardım Konsorsiyomunnn Lüksembnrg'tan aldığı kredinin 9 katıdır. Sadece bugünkü üretlmden Türkiye'ye afyon sakızı ile dıs kabuk ihracatmdan 3 milyon doları aşan bir para glrmektedir. Bunun yanısıra Türkiye'de yılda ortalama olarak 10 bin ton haşhaş tohumu uretilmektedir. Kilosu yaklaşık olarak 2 5 liradan sadece tohum Turk ekonomisinde 25 milyon lirayı bulmaktadır. Yağ artığı küsbenin katkısı da 1520 milyon üra arasındadır. Yağ üretiminden doğan katkıyı da hesaplayacak olursak haşha? bitkisinin bugünkü Türk ekonomisindeki değeri 75 milyon lira civanndadır. Unutulmamalı ki bu rakam, ekımin üçte iki 0ranınd'a azaltılmasından sonraki rakamdır. Hükümet herhangi bir smırlandırmaya gitmeseydi. bu rakam rahathkla 200 250 milyon lirayı bulabilecekti. /.OIM A«EUSS<İ D6 C51L T " Ü M y JB DtŞt BOND «Biz de. Kımi zaman da kapının önünd» otururuz. Arkadaslarla birlikte deniz kenanna gideriz.» «Denız evinize yakın mıî» diye sordu Hümeyra, yandan yüzüne bakarak. «İki sokak 1lerde. Bazan da yüzeriz.» «Gece yuzmekten korkmuyor musunuzT» dedi Humeyra, katran gibi sulan getırdi gözlerınin önüne, ürperdi. Bir gece dayısı bir sandal tutmustu. Kıyıdan biraz açıldıklarında sular daha kararmış ve koyulasmıştı. Birden suya bakmış, derinleri düsünmüı, cÇıkalım, ben korkuyorum » demişti. «Korkacak bir şey yok ki... Hem insan daha rahat uyuyor.» «Ben terasta yatıyorum.» dedi Hümeyrt, «Serın oluyor, fabaha karsı üşüyorum.» «Bizım ev çok havasız.» dedi Doğan. Bu lözleri hiçbir şey duymadan söylüyordu; sanki başkalarının hayatıyla ilgiliydi de 0, ezberlemişti. Eğer hep böyle kuru kuru sözler edeceklerse tatsızdı; caddeye çıkarıp «îyi geceler.> demeyi düşündü. Eminönü Halkevinln trkasındaki sokakta yürüdüler bir süre. Doğan, götürmeyi duşünduğü sokağı gözlerinin önüne getirınce heyecanlandı. Cumhuriyet gazetesinin önünden Sultanhamam'a giden sokağa glrdiler. Burunlanna, üerdeki bir bisküvl fabrikasmdan vanilya kokusu geldi. Çifte Konakların altına düşen daracık, iki yanı da yüksek duvarlarla çevnlmiş sokağa sapmea kendiliğinden durdular. Hümeyra, sokaktaki karanlıktan korktu, «Bu sokak çıkmaz sokak mı?> dedi. «Hayır.» dedi Doğao, «Aşağıdaki sokağa çıkar, ilerde de Akşam gazetesi vardır. Ben postaneye giderken hep bu sokaktan geçerim, daha yakm geliyor.» «Gazetede ne lş yapıyorsunuzT» «îdaredeyim.» «Yazarlık yapmıyor musunuz?» dedi Hümeyra, sorusunda hayal kınklığına uğramış gibi bir hava vardı. «Yazarlık da yapıyorum.» dedi Doğan v» sustu. Bu konunun iyice açılmasını, ayrıntılarına inilmesinl istemiyordu. Çünkü hazırlıklı değildi; kızın ne soracağını bilmiyordu; öyle bir şey sorardı ki dili sürçer, verdiği karşılıkla her şeyi altüst edebilirdl. Elini tuttu Humeyra'nın, parmaklarını okşamaya başladı, «Yapmaym.» dedi kız, duvara yaslandı, «Ya beni Bperse? Ya bayılırsam? Ya bayıldıktan sonra beni alıp bir yerlere götürürseî» Rukiye'nin hikâyesini hatırladı ve elini kurtarmak istedi. «Gldelim, durmayalım burda!» (ârfcasa TBT) TİFFANY JONES VJr ş^3*»««««wL siNiz» < 63 Fletcher düşünceli... « Anlıyorum..^ Aramızda geçen konuşma bir çeşit sual eevap oyunundan farksız. Jüri üyelerınin bu ovunu gereği kadar ilgiyle izleyip izlemedikleriai gönnek İJ teyen Fletcher jüriden yana bir goz atıyor. Kendınce çok önemli bir şey yaptığından, görevine de tam hakkını verdığinden emin. « Sonra beraberce mi yola çıktınız?.. Aynı anda?...» « Hayır.» « Önce kim hareket ettiî™» « Ben.» « Nıçin?...» Cevapîandınlması en güç sorulardan biri de b\ı işte. Muhtemel bütün sualleri dikkate alarak yapt:ğım hazırlık sırasında bu noktayı çok düşünmüş, hayli de kafa patlatmıstım. Çesitli cevaplar üstünde durmuştum. lsrarla. Meseleyi evirmis, çevirmiş, butün yonleriyle tartmıştım. Buna rağmen şöyle gerçekten kuvvetli ve inandıncı bir cevap ha zırlayamarmştım açıkçası. « Evet... önce ben hareket ettim, Tasavvur edJemiyecek kadar sinirliydim. Asabım berbattı. Arabayı gazladım ve yokuşu tutturdum. Sonra gazı keserek vitesi boşa aldım... Tahminen üç yüz ya da dört yuz metrelık mesaf eyi böylece sönük mo torla aştım...» Gorgü şahidl Medley'ln ikinci bir arabaya ait motor sesi duymamıs olmasuun sebebinl ancak bu şekilde izah edebilir, durumu sağlama bağlayabilir dim. « Gözüm dikiz aynasındaydı... Mercury*nin de hareket edip etmedığini anlamak için bakıyordum arkaya. Fakat bosunaydı... Mis Weaver görünmüyordu bir türlü.» Bir aralık soldan geri dönüp nlye gelmediğini anlamak hevesine kapüdım... Bir şey mi olmuştu?.. Ne bekliyordu yola çıkmak için?... İşte tam o aralık Mercury göründü...» « Gecikmesinin sebebini izah etti mi siıe daha sonra?...» « Evet... Amcasının gerçekten ölüp Smedigi konusunda tereddüte kapılmış... Müdahale sonucu kurtarma üıtimalinin bulunup bulunmadığını kontrol için gidip bakmağa niyetlenmis... Bu maksatla bahçe kapısına yaklaştığını, bir »üre tereddütle beklediğini sonra da bcnim tavsi. eme uyarak vazgeçtiğini daha sonra bana anlattı. Böylece Mercuryye binmiş ve peşinden gelmiş.. Tanık Medley kend'si söz konusu tereddüt ânrnda görmüs olacak » Fletcher bana son derece yakın... Âdeta burmj mun dıbinde. Ne demek istediğini anlamak için sadece şüphe dolu gözlerine bakmak kâfi. Bu gözler onun yerine her şeyi açıkçasına söylüyor. Lâflaruıdan bir tekine bile inanmadıfmı beaballl.. Yalan soylediğimi ispat edebilmek için düsünüyor da • TEKLİF İR BAŞKA önemli nokta da Türkiye'nin gerek afyon sakızını, gerek dıs kabuğu işlemeden ham madde o'.arak ihraç etmesidır. Türkiye'de morfm haline getın'.dıkten sonra satılacak afyonun ihraç değerinin artacağı ve bu amaçla kurulacak bir fabrikanın yaratacağı istihcfamın yanısıra, koyiunün ürününün değerini arttıracağı da unutulmamalıdır. Bugünkü 75 milyon liralık bu rakamın, afyonun Türkiye'de işlenmesi ve dış kabuğun Türk sanayıine intikal ettirilmesiyle haşhaşın ekonomiye katkısının 100 milyon lirava ulaşması mümkündur. 1968 yılı Kasım aymda Budapeşte'de Ticaret Bakanhğınm Turkive yetkiliîeriyle konuşurken bğrendigim bir teklifi o zamanki gezi notlannda yazmıstım. Sırajı geldifi İçin tekrarlamadan geçemiyeceğim. B SüM BUOu . •• A V A1I *' =^ s GARTH ETMELİ,DEqMEDA.DA B£MİM ICıM fKU VEB 1; i K. L. DUGAL YARINSIZ ADAM Türkçesi: Adnan TAHtR düsünüyor .. Salon yine sessizlik İçinde... Jüri üyeleri de Fletcher'in tereddütünü, bu tereddütten ötürü da sinir tansiyonun adamakıllı yükseldiğini farketmif durumdalar... Kadın üyelerden biri, salonda sanki bir infilâk olacakmış gibi oturduğu yerde şöyle biraz geri çekilip sandalyesine adamakıllı büzülüyor. Fletcher nihayet geri dönüyor, masasına yöneliyor. Hoover telâjla ona doğru eğiliyor, bir şeyler fıslıyor kulağına. Başsavcı dalgm ve düşünceli.» Sadece başırn sallaraakla yetiniyor. Bir iki saniya Bürüyor bütün bunlar.. Sonra tekrardan bana yaklasıyor: « Mis Weaverln orada kalrp sizin hareket etmenizi beklediğini söylemiştiniz... Sonra arabasma binmeden evvel içeri girmek istiyormuşçasına bab çe kapısına yaklaşmış...» • Evet Kendi ifadesdne göre bu böyle...» • Fakat siz onun bahçe kapısına yaklaştığmı jörmedir.iz değü mi?...» «^ Hayır.» • Bu durumda içeri girip girmediğini nereden biliyorsunuz?..» « Kapı kapalıydı. Çıkarken kanadı çekmlatim... Mary Weaver'in anahtarı da bendeydl.»» « Anahtarı kendisine iade etmemistiniz da< mek? m Hâlft cebinizdeydi öyle mi?™» •^ Evet. » AYLÂK MUSA Macarlann bn teklifine R3re Türkiye'de Türk Hükumetince kurolacak bir morfin fabrikasına 810 milyon dolar kredl vermek istemektedirler. Bnna karşılık, fabrikanın ürünlerinin bir kısmını, dünya fiyatlanna çöre Türkire. Macaristan'a satmayı taahhüt edecek ve bn satışla da kredi ödenecektlr. Oldukça ilgi çekici bu teklıft. Türkiye'ye rfdnuşümde ilgilllere sordugumda aldığım cevap şöyle oldu: « Macarlann teklifine herhansi bir olnmlu cevap veremedik. Efer, hükümet, afyonu isleyip morfin haline getirecek bir fabrika kurmaya karar verrcek olnrsa. bir hnnn kendi finansman oianakları ile de yapablüriz. Yeter ki hükumet bnna karar versin..» Aradan iki yıl geçtiği halde bu fabrikanın neden kurulmadığını hâla merak eder duru