26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHIFE EKÎ 25 Hazîran 197« CUMHURtYET IS'CE şu düşüncemizi açıklamak istiyornz. Uyuşmazlıklanmızı çözmek ve hak lanmızın iblâl olunmasını önlemek için başvnrulması gereken tek etkili yol huknk yoludnr. Hukuknn dısına kaymak, haklı olan dâvaların kaybedilmesi sonucunu doğnrabilir. Bu genel kural demokratik toplumlarda idare olunanlar için oldnğu kadar idare edenler için de uyulraası gereken yoldur. Aynca şunn da saptamakta yarar var. tdare edenler, Anayasa ve kanunlarla daha önce sağlanraış hakları ve özçurlükleri geliştirecek yolda, rakip knrnluşlar arasına çirer ve bir tarafı tercih ederek geçerli ve tüm toplum açısından yararlı sayılabilecek nedenler yok iken bn hakları ve özgürlükleri kısıtlamalara ve battfi yok edecek nitelikteki tedbirlere başvururlarsa, hnknknn tabribine giden yollan aftıklan için yalnız tarih önünde ağır sornmtalak lar altına girmiş olmakla kalmaz. '»kat bngünkü koşullar içinde memleket \* deraokratik rejim bakımından da büyük vebal içine lirmiş olnrlar. OĞUNLUKTAKt Ç nin ileri sürdüğü sendikacılık hareketinedenlerin terrine, Sendika öıgürlüğü ve SON OLAYLAR Prof. Dr. Cahit TALAS Ber iki konfederasyonun yöneticileri bn düşünceleri ile kesin nyuşmazlık hslindedirler. Biribirlerini şimdi toplumumnzda yaygın olan biçimlerde, yani komünist veya fasist diyerek suçlamaktadırlar. tki konfederasyonun arasında siyasal iktidarın tarafsız kalması knralına nyulmamıştır. Bn dnrum, çeşitli zamanlarda ortaya çıkmıştır. TtirkIs'in son Erzurnm kongresinde sornmln makamlar beyanları ile taraf tntuklarını açıkça gostennişlerdir. Sendikalar Kanunonon bazı maddelerine eklenen yeni hükünüer bu gSzlemi dogrnlayıcı niteliktedir. bngün yürurlükte bulunan Sendikalar Kanuunnun, nygulamada bazı kolaylıklar safhyacak birkaç taükmiinün tadili dısında kalan htikümlerine dokunulması için ne toplum bakımından yarar bulunmaktadır, ne de özgur bir sendikacılık hareketi açısından geçerli büyük sebepler vardır. Değiştirilnıesi Millet Meclisinde kabnl olnnan hükürnlere gösterilen tepki üzerine cereyan eden olaylar üzücü olmaktan da öteye bir vahamet tasırnaktadır. O halde, kamnoymran sağlam bir yargıya nlaşması için dnnımn biimesinde ve aydınlatılmasında yarar var. Vnkn bulan olaylan bazı kışkırtmalara bağlamak basit, kolay ve biç bir sornnu çönniyen bir yaklasım tarzıdır. Yeni degisikiikler ne getiriyor? T T YGULAMADA bazı koUybklar sagla~ # l yıcı ve işç'~memor ayırımını açıklığa kavnştnmca değişiklikler dışında kalan ve DtSK'e mensup i ş ç i l e r i n büyük ve ürücü tepkilerine yol açan degişiklikleri an* birkaç nokta etrafında toplamak mümkündtir. Millet Meclisinde geçen şekline göre sendika, federasyon ve konfederasyonlann çalısmalan ve knrnlmalan demokratik ülkelerde rastlanmıyacak öIçBler içinde sendika hakkını ve özgürlügünü kısıtlamaktadır. Detfsiklikler incelendiginde DÎSK'in ortadan kalkması amacının jüdüldü^ii açıkça görülmektedir. Değişiklikler sunları getiriyor: 0 Bir tsçi sendikasının Türkiye çapında faaliyet gösterebilmesi için karnln bninndnğtı iş kolnnda çalışan işçilerin en az 1'3'ünü kapaaması lâzımdır. • Işçi Federasyonlarının faaliyette b«lnnabilmeleri için kurnln bulnndnkları iş kolnnda çalışan işçilerin en as 1'3'ünü temsil etmeleri gerekmektedir. # tşçi Konfederasyonlannın knnılabilmelerinde ynkardaki şartlan haiz sendika ve federasyonlardan en az 1/3'ünü ve Türkive'de ki sendikalı işçilerin en az gine 1/3'finü bir araya getirmeleri esası kabul edilraiçtir. GSrfllüyor ki, yapılmak Istenen değişiklikler ve konnlan sayı ölçüleri bir kez, DtSKl ve ona baiSlı kurnlnşları calısamıyacak ve hemen hemen tasflye edecek bir oran da saptanmıstır. Bizim bildigimiı kadan ile batıh ülkelerin hiç birinde böyle bir kısıtlama mevcnt değildir. Kannn yolu İle zorlamalar yaratarak bfl Türktş DİSK kavgası değinmeden önce, son vahirn olayların temelinde Türktş ve DİSK kavgası, başka bir deyimle farklı sendikacılık anlayışı düşüncesi yatmaktadır. Türktş, Türk sendikacılık hareketinin büyük kanadıdır. Sendikalı isçilerin büyük çoğnnlnğn kendisine baglıdır. Belirli bir doktrini yoktnr. Hattâ şimdi prag matik de değildir. Siyasal partiler karsısında tarafsız bir politika güttügünü söylemektedir. Eylemleri hemen hemen yalnız toplu iş sözleşmeleri yapmak etrafında olusmaktadır. Agırlıgını daha çok bn alanda duyurmak politikasını tercih etmektedir. Bazı kannnların çikarıimasında da onemli roller oynamaktadır. Buna mukabil DtSK dokfrinerdir. Sendikalı işçilerin küçük bir azınlıgını temsil etmektedir. Sendikacılık hareketinin tabiatı icabı sol düşünceleri savunmaktadır. Işçi Partisini de desteklemektedir. tşçilerin yaşama ve çahşma koşullannın lyileştirilmesi için köklü tedbirler ve refonnlar istemektedir. EN'DÎKALAR Kannnnnnn Ssi ile getirilmekte olan yenidefiştirilnıehükiimlere yuk sendikalara gftmek antusn sayısız sakıncalarla dolndur. Bn yol, sendikacılık harekeiini gittikçe hareketsizliğe götürür. Sendika liderlerinl tam manâsıyU bfirokratlaştınr ve bilinçlenmeyle sağlanacak birlige nazaran çok az yararlı olnr. Getlrilmek istenen yeni yol, bir tür mecbnrî sendikacılık yaratır. Böyle bir sendikacılık Tflrktş'in ana tözüfnnün temel felsefesine ve baglı oldngu Ulnal>raran Hür tsçi Sendikaları Kentederasyonunnn sendika özgfirlfigü anlayışına esastan avkındır. Fakat bütün bunlar bir yana, ynkardm belirttigimiz hükfimler Anayasammn 46. maddesine de aykın düsmektedir. Maddenin bu konayla ilgili bükmü aynen söyledir: (Çahşanlar ve iş verenler, önceden ızin almaksızın, sendikalaT ve sendika birlikleri kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten ayrılma haktına sahiptirler). Görülüyor ki, Anavasamız sendika knrmak ve knrnlan sendikalann (aaliyetlerini düzenlemek bakımından herhangi bir nnır ssptsnmasını kabnl etmemistir. Çalışaular tercih ettikleri sendikalara serbest olsrak üye olnrlar. Fakat ynkarda görüldügü üzere getirilmek istenen hükfimler is kolnnda 1'3 çognnlnk sağlanamsdıgı takdirde acndikacılık çalısmalannı önlediginden Anayasa'nııı koymns oldngn (serbestçe üye olma hakkı) dolaylı olarak ortadan kaldınlmaktadır. Böylece bir temel bak ve 6zgürlük. Anavasa'nın 11. maddesine aykın olarak kısıtlanmak Utermektedir. •• TE yandan getirilmek istenen yeni hükfimler, TürkiyCnin 1932 yıhndanberi fiyeai bulnndngn nloslararası çahşma örgütünfln Anayasasına 1946 yılında eklenen Filâdelflya Beyannamesindeki sendika özgürlügü ilkeıine, 1948 yılında imzalamış oldngnmnz Evrensel tnsan Haklan Beyannamesinin sendika knrma hakkina, 1952 yılında onaylamış oldagvmm 98 nnmaralı ve örgütlenme hakkına dair uluslararası sözleşmesinin genel esprislne ve felsefesine, 1961 yılında imzalamıg bnlundnjfnmnr, fakat henüz onaylamadığımız Avrnpa Sosyal Yasasının sendika knrma hak ve özgürlügnne ilişkin hfikümlerine ve bütün bnnlann üstünde de demokratik bir ülkede egemen olması gereken hak eşitligi prensipine aykın düşmektedlr. Aynca baglı oldngnmnz ninslararasi anlasmalar haknzlıga ngTayan sendikalara nlnslararan çahsma örgütü nezdinde şikâyette bnlunmak yollarını da açik tntmaktadır. Bn yolon, slkâyet edilen hükumetler açısından Snemli sakıncalar getirebilen bir yol olduğu da başka deneylerle sabit olmnştnr. Getirilmek isteniien ve gine ynkarda belirttigimiz yasalarla ve nlnslararası taahbütlerimiz ve bir sendikaya girip girmemek özgfiriagfi ile bagdaşması mümkün olmayan bir hükfimde aynen söyledir. Tasarıda denilmektedir ki: (Bu kanuna göre kurulan işçı veya işveren teşekkülünün kendi faaliyetleri sayesinde mensuplarının «ağladığı hak ve menfaatlerin o teşekkülün mensubu olmayanlara teşmili, bahse konu teşekkülün yazılı muvaffakatına başlıdır). Knşknsnz, işçilerin »endikalar içinde bir araya gelmeleri ve baklannı bîrlikte »avnnmalan hem yararlı hem de gereklidir. Fakat btınu kannnî zorlama yolnyla degil, isçileri ikna ederek, onlarda sendikalasma bilinci yaratarak saSlamak ter cih olnnmalıdır. Halbnkt simdi ayakta kalacak büyük çognnlnk kanadındaki sendika yöneticileri bakımından bir rahat, kolay ve o derecede de sakıncalı bir yol açılmak Isteniyor. Sendika yazılı mnvafakatını vermedlİ\ takdirde, işveren Istese bile, aktettigi tepIn sözlesme bGkfimlerini sendikasız veya azınlık sendikacına mensnp işçliere nygnlayamıyacaktır. Bir dayanısroa aidatını vermeyl işçl kabnl etmiş olsa bile. sendika direndiSinde bn yapılamıyacaStır. Bn veni bulusnn anlamı sendikalı isçilerle sendikasız veya azınlık sendikasma üye IŞCİICT arasında rkonomik ve sosyal bakımiardan fark yaratmaktan başka bir sev değildir. Bir kısım isçiler, bSylece Istemedikleri sendikaya girmeye zorlanacakiardır. Ekonomik alandaki çareslzlikleri onlan tasvip etmediklerl bir sendikacılık görüsünün zoraki ortaklan dnramnna getirecektir. Bn ise, Anayasa*mn 46. maddesinin ihlâli demektir. Ne hnknknn. ne de insafın kabnl edebüeceği bir hükümdür. Yabancı okullarm kapısmdaki dünya.. Dünya bir gariptir. Her biçime girer. Midesl ağrıyan insan için midesidir bütün dünya.. Vereme yakalanmış kişmin dğerlerinde nefes alıp verir düııya.. Açlıktan iki büklüm insan için bir lokma ekmektic dünya.. Sınav kapısmdaki öfrreneinin dünyastna sınav soruları biçim verecektir.. Politikacının dünyası koltnğunda sekillenir.. Birini sevdi mi kişi. sevdiğidir dünyası ICazara kolunu yaksa insan. bir süre için koluna dolanır dünyası.. Analar babalar da her senenin şu aylannda ve öncelikle İstanbnl'da ilkokulu bitirmis çocuklannın dünyasında çırpınıp duruılar. Kolay değil.. Çocuk ılkokuln bitlrmlş. ortaoktıla gidecek» Acaba hangisine gitse? Ana ya da baba: iyi bir okula gitsin.. diye düşünür elbet İyi okul ne demek? Çocnkla ilgilenmeli öğretmenler... Tabancı dil öğrenmeU çocuk. Başka? Disiplinli bir okul olmalı. Başka? Sınıflarda öğrenci sayısı az obnalı.. Başka? Bu kadarı yeter. ^ Bu kadarı yeter ama. bn kadannı çocoğa verebllecek kaç okul var tstanbulda? 1S70 Türkiyesinde Mfllî Eğitünin okullanna kulak asan yok.. Devlet Okulları itibarlannı yitirmislerdir artık.^ Aralarnıd» tektiik şöhret yapmıs olanları var. Sözgelişi İstanbnl LisesiNiçin meşhur olnıuş İrtanbul Lisesi? Gazetemdeki odamdan İstanbul Lisesinin bahçesi gBrünür. Çocuklar oynar bu bahçede.. Bir de dizi dizi özel arabalar sıralanır. Şo bahçeye bir göz atarak tslanbul Liserine neden rağbet edildiğini anlayıvermek mümkünBir gün sordom: Kimin bu özel arabalar*' Öğretmenlerin Hangi ögretnıenlerin? Alman hocaların.. Demek ki İstanbul Lisesi Alman hocalarla Almanea öğTenim yaptığı içuı rutuluyor. Böyle birkaç olağanüstü devlet okulu dısuıda koskoca Istanbulda, analar ve babalar, Fransız, İtalyan, Avusturja, Amerikan. tngiliz okullarının ki sayüan iki elin on parmağını geçmez • kapısmda kuyruk olmuşlar. Binlerce, on büılerce ÇOcuk, yarış alanlarma hazırlanan atlar gibi daha ilkoknl aralannd: başhyorlar yetiştirilmeye Bir de ticareti türemiş bu işin... Rağbetteki yabancı okullarına testle girildiği için test hocaları koskoca şehirde evleri harmanlıyor. Çocuklaruiı ilkoknlun üçüncü smıfmdan bashyarak test hocasının eline özel olarak teslim eden aileler vaz. Tabiî varlıkü aileler bunlar» Ve bir ulusun en büyük kentinde, en büyük kentinin en varlıklı ailelerinde, çocuklaruiı yabancı bir okula yerlesürme yansı, ailenin tüm dünyası ve rüyası oluyor. Biz, çocuk analannı ve babalarnu kmamıyornz bn yuzden.. Elbette herkes içinde yaşadıği koşullara göre çocuğunu iyi yetiştlrmek isteyecek, ve elinden gelen fedakârlığı esirgemiyecektir. Bu yüzden nice analar. aylar süren heyecanlarla hastalanmakta: Ya kazanamazsa çocuğum, ne olacak? Kaygumda aykusnz geceler geçirmektedir. Türkiyenin arkadasım Çetin'üı deyimiyle • İstanbul dükalığmdaki manzaradır bu.. Ama Anadoln'da ikibuçuk milyon köylü çocn|u okuldan yoksnnmus, bkokulu bitiren her 100 köylü çocuğundan ancak l'i orta öğrenim olanaği buluyonnns Bir ayrı dünya o Biz bu yazımızda o dfinyayı bir yana bırakmış, varlıklı aileletin dünyasından söz açıyonız. Siz bizdekl eğitim yozlaşmasına bakmu ki bu milletin insanları, çocuklannı ellerindcn tutmuşlar, Alman, İtalyan, Amerikan, Avusturya, Ingiliz okullannm kapısında on binlere varan kuyruklaı olmuşlar. Yabancı okullarm kapısmda nöbet bekieyen alleleri gördükçe Türkiyede gerçekten bir Milli Eğitimin varlığından söz edilebllir mi? Her vamyla bozuk ve dejenere bir öğTenim düzeni içinde hem yoksul çocuklannı yok ediyoruz, hem de varlıklı çocuklaruiı küçük kişiliklerini yozlaştıran bir yanşın içine itiyoruz. Ana ve babalann çektikleri de caba Memiekette K n geçtikçe bozulan sosyal adaÜ iete, böylesine bir eğitim adaletsizli^iyle yaptığunız katkılar da caba. O olmaya) ve sendikadan aynlmanın noter senedine batlandığı bir zihniyetin, hnknki açıdan tutarlılığını tartışmak kanımızca gereksizdir. Bizce kaş yapalım derken göz çıkanlmaktadır. Sendikacılık hareketine ve bn hareketin özgfirlüge ve bilince dayanarak gelişmesine ve güçlenmesine agır bir darbe indirilmektedir. Bnnnn ne derece hatâlı oldngn yarattıgı tepkl ve çok üzücfl ve ızdırap veriei olaylarla ortaya çıkmıs bnlnnnvor. Hükumet edenlerden iki adım ileriyi görmelerini istemek ve toplumu bnnalımlara surüklemeye haklan olmadıklannı söylemek, ne kosnîlar altında olnrsa olsnn, bizler için göre» olmnştnr. Hnknkn ve Anayasayı ısrarla bn derece zorlamaların patlamalara meydan verecegini, Olkeyi idare etmeye talip olanlann ve bn idare sornmlnlngunn yük lenmiş bnlnnanlann elbette bilmeleri gerekir. Evet, rflzgir ekenler fırtına biçmeye baslamıslardır. ASARIN1N aynntılarına flrnıek T miyornz. Sendika kurma hakkının»stebir iş kolnnda (en az 3 yıldanberi fiiîen çalısır Cemal Işıksel ve basm âlemi Basın âlemi Foto Omal Işıksel'i iyi tanjr. Cumhnriyetin knrnin^undan hemen bir kaç yıi sonra, elinde babasının hediyesl tnakine Ue bn sefer Cnmhuriyet gazetesinin Ankaradaki foto muhabirliğini yapmaya başlıyan Cemal, rahmetli Atatürk'ü adun adım takip etmiş olan talihli bir meslekdaşınuzdır. Babası Bayezit Dersiâmlanndan Nevşehirli Hasan Fehml & fendi, Atatürk'ün önüne geçerek Ankarada ilk defa Knrtnluş Savaşmın dnasmı yapmış olan aydın bir insandır. Hurafenin insan resminden kaçtığı zamanlarda Fransızca öğrenen sanklı ayduumız, oğlunu fotoğrafçılığa teşvik eden nadir kimselerden biridir. Babadan evlâda geçen Atatürk sevgisini Cemal Işıksel, yalnız sözde bırakmadı, (Atatürk, Gazi Mustafa Kemal) istanli resimli kitabı ile kronolojik bir sıraya göre Atatürk'ü ölümünden 32 yıl sonra tekrar yaşatmaya çalıştı. Eğer bn eserin Tarih Knrnmu Matbaasında basılmış olduğunu size söylemişse, motlaka Avrupada basılmış dersiniz, ber evde, her kütüphanede bulnnması gereken, her babanın evlâdına atanası lazım gelen bir sanat eseri bir gün gelecek üç misli, beş misli fiyat verseniz dahi bnlnnmıyacak bir kitap, Sahaflar Çarsısında yıllar yılı aranacak bir yapıt, olacak. Cemal ile Ankarada Atatürk Bnlvarında kendl apartımanının devamlı Atatürk fotoğraf müzesi haline soktnfu dairesinde görüşüyornz. Duvarlan süsleyen o resimler içinde Ata'nın Samsunrtan çıkışından hayata veda etmeden evvel verdiği son selâma kadar bütün resimler var, Atatürk, Afgan Kraliyle, Rıza Şah Pehlevi ile, İsveç Veliahti Ue, Kral Faysal ile, Atatürk sahncakta, Atatürk hasta. Atatürk vatandaşlarla konnşuyor. vatandaşa haklısın! diyor. Bir başka resitnde de bu sefer haksızsın, hnkmünü yine fotoğrana vermiş... Sonra hastaUğm titrettiği iradeli eUer!.. Kırışık alın... Zayıflamış, fakat dimdik duran vücnt... Mfizeyi diyor, herkese açtım, AtPatürk'n her akima gelenin kendine mal ettiği, onu paramparça etmek istediği bir zamanda, Millî Eğitim Bakanlığının Lâtin alfabeden Atatürk'ün isim ve resmini çıkardığı bir devirde ben görev yspmak, Atatürk'e karşı bağblığımı kendi mesleğim içinde yerine getirmek istiyonnn. Biz konusnrken Saror Ükokulmıdan bir yavrn sergiyi gezmeye geldi, dikkatle resimler önünde durarak öğrenir gibi olduğu bir tarihi hâtırasında canlandırmaya çalışıyordn. Atatürk onun için bir efsane kahramanı idi... Ama gerçekten de Atatürk efsaneleşmişti, .bu ufak müzede... *** Cemal'in özene bezene yarattıgı eser, hiç şüphe yok elinde kalrruyacak, her gün biraz daha büyük bir merak ve hasretle aracacak, aranacak çünkü IVIillî Eğitim Bakanlığı memlekettekı bütün kütüphanelerine birer tane satın alroak kudretini gösterememiş, gerekirdi ki BasınYayın bu kitaplan alsın, Bakanın kartvizitiyle, dünyada ne kadar Basvekil, Dışişleri Rafc»m ş ö n . retli gazeteci varsa hepsüıe birer tane yollasın! Atatürk'ü, berkesin kendisine göre tefsir ettiği bir zamanda da onu olduğn gibi tanıtmak hizmetini Cemal Işıksel yerine getinniş, Atatürk Bulran üzerinde yüksek kira getiren bir daireyi sürekli sergiye bağlayıp, hurayı bir Ata müzesi yaparak da Büyük Kurtancıya olan sevgi ve saygısmın yalnn dndaklarda nimaHığın» ispat etmiş. ünkü yazımızda, sağcüık ve solculuk deyimleri üzerinde durmuştuk. Bu yazıda da, sosyalizan, milliyetçilik, müslümanlıkla az gelişmiş ülkelerin kalkınma sistemlerine değinece ğiz. Eski Yunanda> bir süre uygulanan, çok eski bir geçmişi bulunan sosyalizm, Fransa devriminden sonra, sihirliliğine umut bağlanan liberal kapitalizmin sağladığı sermaye birikimi ve sanayi devrimi ile, meydana getirdiği büyük sömürü mekanizması, büyük tepkiler yaratmaya baş lamıştı. Emek sömürüsünden, sermayeci zorbalığından, saldırgan emper yalizme değin, kendisini yaratan burjuva devrinin insancu ilkeleri ile bile çeli^meye düşecek ölçüde, insan hak ve özgürlükleri ile bağdaşamıyan, bir mutiu azuüığm ya rarlandığı oyun haline dönüsen sermayeciliğin yarattıgı bunalım içinde doğan sosyalizm, insanlığa yeni ufuklar açtı. D SOSYALİZM ISL1M11K Whl GELIŞİŞILKELER Ahmet YÎLDIZ TABEt SENATÖR Sağcılıga uygun olan Müsevilik erçek bir müliyetçi, toprak ve katolikliğin bilginleri bile sol köleliğini yok edecek reforma, yabancı sömürüsünü önliyecek culuğu benimserken (Papaaın oze\ mülkiyeti değil, kamu yararınüllileştirmelere, üreticiyi de tüke ticiyi de sömüren asalak aracüarın nm kutsallığını belirten ve solu kaldırılmasına, yabana komisyon öven sözleri) bizim kimi din göculuğuyla, dış ödeme dengesini alt revlilerimizin sağcıhktan ve serüst eden dış ticaretin düzeltilmesi mayecilikten yana çıkması islârane. yıllık bütçeden çok parayı üre lıfa aykırıdır. Bunu, bilgisizlikle tim aîanları di}ina, asalak sırafla ya da çıkarcıiıkla yapmaktadıılaı. ra, bankacılık rezaletine son verilmesine, yurt olanaklannı beleş çiler yerine tüm ulusun hizmetine sunan devletçiüğe ve ne ABD, ne z gelişmiş ülkelerin temel nU Rusya, diyen tüm bağımsıziığa teliği süreli değişmedir. Bozuk karşı çıkabilir mi? Çıkarsa, milli düzenleri olduğundan (hem yetçi değil de milliyetsiz olması ge az gelismiş, hem de düzeni iyi ül rekmez mi? Çağdaş sosyalizm mil ke olamaz), uygarhk yansmdaki liyetçilıkle en bağdaşan sistemdir. Diktacı bir sosyalizme karşı oldu yerlerini almak için süreü duzen ğumuz gibi, sosyalizm bir başlarsa,. değişikliği yapma zorundadırlar. Süreli değişim solculuk olduğunsonu ona vanr diyerek, dünyadaki dan ve az gelişmiş ülkelerin serma gelişmelerin katüığa değil insan yecilik yolu ile sanayileşmeleri ola cıl yönde gitmekte olduğunu gör mezlikten gelenlerin yanıltmasma nak dışı bulunduğtuıdan (sermaye da karşıyız. birikimi az kapitalist ülkelerin dev kartel tröstleri ile yanşamaz. Alt Daha ileri ve halkm yararına yapı uzmanlık ve kuruluş harca bir düzea değişikliğiyle, Türk hal maları yönünden yetersiz. Gclişkını ulus payesine çıkarmak istemiş ülkelerin bunlann sanayileş yen solculuk, ne ölçüde milliyetçi mesini engellemesi, montajcılık yo bir tutum ise, kurulu düzenden lu ile yatırımdan Çok üstün kayana olan sağcılık da, o ölçüde mil zanç sağlatarak sermayelerinl saliyetçiliğe aykırıdır. nayiye düşman yönlere çekmesi..) az gelişmiş ülkelerin sosyalizmi tek çıkar yol saydıklan bir çağdayız. Bizde, bu gerçeğe karşı gelerek, osyalizmin müslümanlıkla çaözel girişim yolu ile sanayileşece tışır gösterümesi ise, çok dağimizi soyleyenler, eğer bilgisizha açık bir yalandır. Müslülikten değil ise, dış kapitalizmin manlık, sermayeciliğin ve sağcılığın (Muhafazakâr) karşısmdadır. avukatlığını yapmalanndandır. Pakistan'm yaratıcısı ünlü tslâm düşünürü Muhammed tkbalin (Müslümanlık Sosyalizm Tanrı) Müslümanlığın Tannlı sosyaslmda, az gelismiş ülkelerde lizm olduğunu söylemesi gerçeğin sağcı iküdarlar bir felâkettir. ifadesidir. Sermaye birikimini sağlamak 14 Ağustos 1920'de Atatürk de için, dolaylı vergileri arttırarak, (îslâmlığın en yüksek kural ve zenginierin kazancını çoğalürken yasalarını kapsıyan ileri sosya(5. milyonluk taahhüt fiat arüşı lizm...) diyordu. ile ona çıkarsa müteahhidin kazan Bence Müslümanlık, diyalekticı da 1. milyondan 2. milyona çıği kendisine özgü bir sosyalizmkar. İthalâtçı için de bSyledir...» dir. Az gelirinin sadece yükU agırGerçekten, diyalektiğin süreli laşmış olur. Düzenin hozukludeğişimi müslumanlıkta, kurallağundan yakınan namuslu insanrın zamanla değişeceği, tez antıtezin varhğı ve sentezie sonuçla larla, bunu sUrdiirmeyi çıkarlarına uygun bulanlann çatıştığı ra ulaşüacağı da hâdiselerle belir ortamda, iç dxş fırsatçüar alabıltilmiştir. Mü?lüraanhğın tutuculu ğu (İtikat ve ibadet dışında) ve diğine vurur. Personel durumunu düzeltecek yasa, daha çıkmasosyal tabakalanmayı reddetmesi ile (Her müslümanı eşit ve kardes dan, getirdiklerini piyasa götürüverir. Az gelirünin yükü artarsaydığı için Afrika'nın ve Hind'in ken, vurguncu takırru «Kâr oraen ücra köşelerinde kurtuluş ısığı nı (Maliyet eam)» formülüne olmuştur) sağcı tutuma ve serma göre, gittikçe palazlanır. Dış güç yeciliğe (Onun mülkiyet anlayışı, ler de, gittikçe kapana sıkişmış serbest mekanizması ve kân esas ıktidan, daha da ağır lpotekleı alan ahlâk dışı ilkeleri) karşıtlığı altına ve ekonomik bağımlılığa ile, onun mutlu azınlık yararına götüren dış borçlara boğarlar işleyen sosyo ekonomik felsefesinı red eder. Bundan ötürü, gerçek Sistemin doğal sonucudur bu. bir müslüman sağcı olamaz.» Hem bir ülke muhafazakârlığı kabul sağcıyım, hem müslümamm» sö edince hem devrimcüerl h«m z\i »Hem nurcuyum hem möslükaygı duyan sermayecilen raharmanutî» gibi, ya bilgisizlikle ilgisız olmaktan kurtaramaz. li. ya da kasıtlı bir yutturmacaUyanmakta olan hiç biı ullcîdır. nin safcılığa ve sermayeciliğe •••••»•••••••«••••••••••••••••••«a YAZAN yönelmemesi bu gerçekleri bildiklerindendir. Suudî Arablstan, Afgaaistan, tran, Fillpüı ve bir kaç öbür mutsuz Ulke dışında, sağcı yönetiminde az gelişmiş Ulke kalmadı. B Neden? erçek bu iken, blzdeki tutum neden tersinedir ve gerçeği kavrayanlar neden kandırümakta ve körpe erlâtlarımızı hançerlemektedirler? Türkiye'yi geri kalmışlık ayıbından kurtarmayı engelleyen çılguüığm gerçek nedenleri çok tiksindiricidir: Bizim sağcı, sermayecl çevreleri, maddî ve düşun gücü yönünden, Batıdakiler gibi kuvvetli olmadıklarından, hemen yıkalacaklan kaygısı ile, hırçınlaşmaktadırlar. Bozuk düzenin asalaklan ve onların politikacılan, gizlenemez gerçekler karşısında, oyun bozarüık edip işi kaba kuvvet aorbalığına dökmekden başka çâre bulamıyorlar Emperyalizm de, kurbanlarma hep bu yönteml uygulayagelmiştir. Çağımızda, yetersizliği ve modası geçmişliği bir yana ayıp har üne gelen ve ahlâk kurallarma yer vermeyen sermayecüik kapitalizm başka türlü korunamaz. Sermayeciler ve emperyalistler, düşün yolu İle, kimseyi kandınp bu ayıp sistemlerine hizmet ettiremiyeceklermi anladıklanndan, zora başvurmada ve buna kandırıcı, insancıl adlar takmada da utanç sının tanımamaktadırlar. Vietnarnj kurtarmak (öldürerek) ve Kamooçya'ya barış götürmek İçin saldmyormuş. Eski blr banş gönüllüleri Başkanını isyan ettâren banş gönüllüleri oyunu insancü bir amaç gtitmekte imiş. Sizi savunacağım diyerek, saldırgan eylimlerine âlet ettiği ülkeleri, savaşın tlk hedefleri haline sokmak onlann çıkarma imiş. Bu yuttunnacavı da, kurban adayı ülkelerin sorumlulanoa savTinduruyor. Sosyalist t» olmıyan Onlü DUşünür J.P. Sartre'ı bile, isyan ettirircesine Pransız Hükümeti, solcu dergiyi kapatıyor. tngiltere, Basradan çekiliyor dlye, bıraktığı boşluğu AHD dolduracak. Sanki orada insan yok. Bütün gerici arap Ulkelerini tslâm Birliğine yöneten ve îslâm Konferansmı düzenllyen emperyaJlzm, tsayı, Musayı danltmaktao bile korkmuyor. Bütün bu çirkinlikler de «özgilr Dünya, Demokratik Dünya» patenti taşır. Bu yutturma için. kur banlannı uyııtacals tedbirler de tezgâhlanmaktadır Nurculara Almanyada EnstitU açtınr. Hizbüttahrir Bşk na 2.5 milyon verir. Paristeld örgUtüne De Gaulle'ii onursal Baskan yapar ve bizim ıktidar ileri selenlerin) Oye yazar, Türkiyedeki tslâmmlı»ı "» müliyetcfügl. hir errnonj ve bir musevinin yönettigı gazet»» ile yö I S Niteliği netlr ve yurt dışma kaçarak dışardan milyonlar sızcurdıguu eski k&fadanndan öğrendigimu bir vatansızın gazetesi ile, dbad ilân ettirip, Jonı, Ley için, Mehmetleri, Alileri öldürtür. Komisyonculannı da devletlerin yönetimine oturtur. Yalnız bizde degil bir çok ülkelerde ayni oyun oynanmaktadır. Demirerüı FransiTTftsı Pompidou, Ingüizcesi de Niksandur. İş çevrelerinin lktidara geürdiği bu yabana Demireller, yabana değil kendl ulusal İş çevrelerinin adamlandırlar. Sıkışınca, rumcası olan Papadopulos ta tezgâhta bekler. Gü ney Amerikamn operet generalleri de nöbettedir. Emperyalizmin sayısız reçetesl Tardır. A Emperyalizm mpeıyalizm, çıkarlannı yerli maşalanna savundurur. Ekonomik yardım alan ulkeyi, bir daha iflâh ettirmiyecek uyuşturucu haplannı da, bu maşalar eliyle kurbanlanna yutturur. 1954 te r.C. Bşk. runa, ülkesine, yağh kazanç yeri diye, övdürerek kendisine sundurur. Verdiginin çoğunu aldığı halde, yardım ediyorum diye övünür. Maşalanna da, kurban ulus adına şükran övmeleri yapurrr. Yıllarca grupça savaştığımi2 Karadeniz Baku Kompleksinin mâcerasuu, Demirel aüesinin romamndakl Kahreman Prankeştayn'i meydana çıkardıtı İçin, iistüne çullanılarak dagıtılan, Yüksek Denetleme Kurulu, resmî belge ile açıklar. Bu sistem, miUetvekili borsası açar, ulusal Iradeyi dolandınr, saf insanları bâtü yollarda kurban eder. tnristıyanla birlik olup müslümanı soymap din ve yabana üe birlik olup Türk'ü soymayı, milliyetçilik geregi diye yutturur. Bunun bümediği, namuslu hakkına raa olmak ve yok sula acımaktır. Bu oyunlan bilmiyen bir çok temiz duygulu saf genç Işin esasını kavradığmdan isyan eden kardeşinı, solcu diye, öldurüyor. Sermayeciler ve emperyalistler. tutarh bilimsellikten de korkarlar. Bunu doktrin düşmanlığı E Kandırmacalar iz, kapitalizmin karşı tezi olan sosyalizmin kendi gelişimi ve sermayeciliği etkilemesinin di yalektik gelişim surecini ya da iki sistemin tartışraasından çok, deyimler üzerinde yapılagelen spekülasyonları ve bunlara dayalı kandırmacaları eleştireceğiz. Sosyalizmin (Demokratik) bugiinkü anlam, kapsam ve uyg\üanışının tersine, onun milliyetçilik le bağdaşmaz gösterilmek istendiğini görmekteyiz. Çağdaş railüyet çiliğe en uygun sistemin sosyalizm olduğunun belirginlestiği bir dönemde, bu aldatmacaya inananların ülkemizde bulunması çok üzücüdür. Ulusun bütün bireylerini, kaderde, tasada ve kıvançta ortak, tüm hak ve özgürlüklerde ejit sa yan, yurdun bütün kaynaklanıu ulusunun elinde bulunduran ve tüm bağıınsızlığı temel alan çağdaş milliyetçilik, kapitalizme karşıttır. Çüukü hak ve özgürlükjeri egemen smıflarjı tekeline sokan, halkm geıi kalanını onun lutuf B Çatışıyor mu? Blr duşünsel Urünü doktrml». tirdikten sonra, onun biç değ şip geliştirilmeyeceğine inanaral bilimsel çelişmeye düşmek ba: ka şey, böyle bir degişme gerel liliği belirinceye değin, manül bir bilimsel tutarlılık içinde or uygun eylemde bulunmak başl şeydir. Ne doktrin duşmanlıı bir tutarsızlık ve ne de doktr ner katüık akıla bir tutum oli maz elbette. Bir mantık tutarlığı İçinde, bt tünleştirüip meydana getirile bilimsel formUl anlamındal doktrine düşman olanlara baku Bunlann eylem ve sözlerindı tutarulık ve bilimsellik göreme2 siniz. Tüm bir çelişme içind bocalar dururlar. Bu gibiler, çağımıza ters dU şen ve devlet baün&lığj belü ginleşmiş bir politikayı tzleye AF nin iktıdarda kalmasını de ğil de, onun şu andaM tutar bi yönU kalnaamış başkanımn çefc memesini felâket saymaktadırlaı O düserse işler düzelirmiş sanı lıyor. Oysaki, AP poUtikası kö künden değişmezse, hiç bir du zelme olamıyacafı ve Sayın De mirel'in de kendillğinden çekile miyeceği (bu ölçüde suçlanmala altmda olan ve «siz ne derseni: deyin benim daha becerecek ço! şeyim van> der dururndaki bi kimseden, hiç blr lekelemeye b < yun eğmeden mertçe hesap ve rebilecek insanlarm davramşm beklemek ve her çâreye başvu rarak (insan onurunu işportayı düşürtlnceye değinl koltuğuni yapışacağım kendisi söylüyor. S Sonuç u açık gerçekleri hâlâ da an larmyanlar, siyasal konsültasyonlarla, yakalandığımu toplumsal hastalığa çâre bulacai lannı sanıyorlar. Rastahgın mikroplanm yoketme yerine, belirtüeri ile uğraşmarun boşunahğ: anlaşılacak ama çok geç kalındıt tan sonra... İ Aslında B TEŞEKKUR Benl sağlığıma kavusturan büyük beldm; büyük İnsan; gerçek a|abey Sayın Op. Dr. amellyatımda yakın ilgilerini esirgemiyen kardeslerim ve meslekdaşlanm Op. Dr. A ATA TOPALOĞLU'na RUHİ YÜKAY'a HASAN DOYDUK'a Haseki Hastahanesi 1. Hariciye Kliniğl personeline cendan tesekkür cderim. Op. Dr. Dofan KÜNTAY. Cuınhuriyet 6409 ÖMER ÇÂLlK'e Basm: 15765 6421 ^.^^.^^J.. TARIKZ. KIRBAKAN BUYUK TARABYA OTELI Reklâmcüık: 1754 6415 OEKt, SAÇ ve HaıUlıklan HfltehaMin tstlklâJ Caa Parrnakkapı No 58 r e i : «4 10 1t ve merharaetine bırakan, eşitlik tanuıuyan, az celismiş ülkelerin sermayecüerini ve doğal kaynakla rını güçlü yabancı sermayecilerin etkisine sokan kapitalizmin ulaştı ğı emperyalizm aşamasmda, tüm bağımsıziığa ters düşen durumu Ue, çağdaş milliyetciliğin bas düj manıdır. Bunu, ABJD. Millî Savunma Bakanı ve ünlü Rokefeller resmen açıklamışlardır. Bu gerçeği kavra yamadıklanndan, kendilerini milliyetçi sanan ya da öyle görünmek isteyen kimi insanlar, toplumsal eşitliği, hak ve özgürlüklerden herkesin yararlanmasını, sömürüyü kaldırmasım önleyecek reform lara, devrimlere ve tüm bağımsız hğı sağlıyacak çözümlere karşı gel rrekte ve yoksul halktan yana ola cağına, sömürücü egeraen sınıfla rın ve dış güçlülerin çıkaılarına bizmet etmekteduier. olarak h İ i İ İ Bu durumda, oyuna gelen, kar dınlan, bana ne diyen ve kendi kendini kandınrcasma ryimserliğe kapılanlarla yeter bir savaş veremiyen tüm devrimcilere sesleniyorum: Ey Turk uyan artık. Soylu atalanmızın kanlan Ue toprağı kutsallaşmış ülkemizin, ne dmslzin. ne milliyetsiztn, ne gericinin, ne emperyalist Komisyonculannm. ne ABD ve ne de Rusyamn at o>nattığı bir alac olmadığına, kafası Türklük ülkUstl Ue dolu ve görüü muüu TUrkiyeyi yaratma heyecanı ile cosanlann yurdudur. Böyle bir gafletle TUrklük düşmanlanna. sömürUcü asalak takımına ve onlann yardakçılanna verdigiml^ fırsattan öttirtl, gelecek kuşaklann agır suçlamalanra hedef olaca&ız. Kemalfemle dünyayı hayran blrektıktan sonra bugün. düştüğümllz crtilünç durumdan fcurtulmalıyız arhk Basm: 15765 6".2U' S O N
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear