01 Aralık 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE DÖRT 8 Mavıs 1970 Bir lise öğrencisinin lfJca «surgfin» v©tafd»ka* rarlanm tebUğ *dea Maarif Veklll Dr. R ı a Nur Bey oSrula sabah erken gelmlştl. O gidinee Mîldür hemen bütün 'toademeyi topladı, çarsaflar getlrtti, yatakhane dolaplanndaK cşyamızı çarşaflara doldurtaTak bohça yaptırdı. Bunlan va loş bavullanmıza ellmlze TereIrek bızl bir polis eşliginde, faytonlarla lstasyona «cvketü. Ellenmize «tesviye» denllen ve Isedava tren bıleti yerini tutaa tıırer kâfıt (paso) vermiyU. Anlaşılıyor M, bunlarm hepsi önıceden hazulannus, tren taatl .syarlanmış ve blzlm kimse ıle temas etmemlıe olanak bırak«nadan yolcu edilmemız sağl&nmıstı. O sırada okulun karşısındakl Numune HastahansBİDde hasta yatan fcuçük kardeçim Fahri (bugün Sayıştay uztnan murakıbo ila görüsmema bile izin venlmemiş, ben hastahaneye dogru koşmak lsteyin ce MUdür Ali Haydar: «Polto efendi, sonra mesol olnrsunuz. B Bir zulüm örneği ve Milli Mucadelede Konya doruSunda eski Boma tapınaklaniLa benzediginl avveloa anlattığım ve halk araamda «Tlmnrlenk Kulesl» hatta ktml saman tabit yanlış olarak «Timnrlenk'in mesan» denllen ve bugUn yerinde yeller aaen sutunlu küçük yapı, gittlkça daha da küçülerek, ufukta mlnyatur blr tablo görünümttnü alıyordu. O zaman odnnla işliyen trenler Konyaya üç günde giderdiKiml zaman gecelerl yol alınmazdı. Niteklm biz bir gece Esklşehlrde lise binasmda miaafir edllmiş, ertesi gUnll yenltan bir y<ara bmkıUAj*ııı» dl78 bagınp beai Ktrla ınbaya soktnrmuftu. Bu, bir nlumdü. HIFZ! VELDET VELİDEDEOĞLU TBEN YOLCTJLIJĞÜNDA nkanırian uzakiasırken fcompartımanın pencereslnden geriye dogru bakıyordum. Küçük kardeşimin yattığı hastahane va Içınde bınbir heyecanla bes ay çalıştığım Meclls bınası iyı seçilmıyordu. Ankara kalesi, bütünüyle daha görkem li ve heybetli görünlıyor, onun karsısındaki ağaçsız ve sarp tepenın (bugunkü Altındağ ma  den trttM İTİnrıılyinr JT Aralık 1920 tarfhl bMm *n>»T»/hm gü rüldüğumü» gündtt. Babaoun anlattıgı Abdfflhamlt •Urgünlerl aklım» geldi. H«r halda o devlrdekl sUrgfbüer bu kadarcık okul çocuklanna TO ba denll ln ganlıktan usak blçimds uygulanmaıdı ı&myorum. Blzler neşemlzl T« canlılıgımızı yitirmeırcştık. Yalnız olnüdan büsbütün çıkar.lan altı arkadaşımıza acıyorduk. Fakat sonra karan deglîtirmlşler; on lan Kastamonu Useslne gönder dller. Bizim yammızdakl polls, 1yi ico^r.,im^YfHAN B Ş Ğ M M CEM AQ L SUlTAH Wr Insandı; blzlere blr takım ögütler verdlkten sonra Polatll da indl. Trende kalorıfer yoktu. Kompartımanda üşüyerek gldiyorduk. Blr ağızdan marjlar, y»ini»r «öylüyorduk. Heplmlzde sulme karşı lsyan etmla blrer vıimımm edası rardz. Niteklm bu ruh haletl 1 » 1 Konyada bir fotoğrafçıda toplu olarak reslmler çektirralîtüc. Bu «Urgün yolculuğumuaın «ı üglnç olayı, trenlmlı Esldşatnro yanaşırken T» ertesl günü Esklîehirden Bcmra, «ihttyat sabitl» yani yedek gubay oldutata sBylIyen bir kimsenln kompartımaruımzs gellp bizler* bolşevlklikten, EsMjehirde yaymlanan TenldUnya gazete«inden, bu gazetenln başyazan Arlf Oruç'tan söa açması oldu. Seadlnneden blrblrimlzin yüsüna baktak. Bir hafta önceM aorgu suale göre, her halda ağBmıs arayan bir haJFlye olacak tı. Arkadaşlardan çogu ne bu lsmi, na de Yenldünya gazetesinl blllyordu. Sadece «HâHmlyetl MUUye» gazetesini biliyorlardı. Ben Eskljehirde yaymlanan ye adının altında «Türk bolfevik rBietesidlr» cUmlesinl taşıyan «Tenidünya» gazetesini bir kaç kez görmuştüm. Arlf Orug adını da orada okumu$tum. Fakat bu adama, öteki arkadaşlanm gibi, ne gazeteyi ne de başyazanm tanımadıSımızı söyledım. Bayağı üzuldü. Sonra Çerkez Etemden soz açtı Onun kahramanlıgmı, vatana hlzmetini, bunun hiç takdır edllmedigini söyledl. O zaman hemen, Meclıs memurluğum sı rasmda Başkâtıp Recep Bevın bana temıze çektırdıgıni daha önceki yazılardan bınnde anlatmı? oldugum «gizli» yazıdakl cumleler hatmma geldl. Hıç renk vermıyerek Etem Beyın hlzmetlerının elbet bır gün tak dır edıleceğıni söyledım. Etem Beyl Ataturkun yanında gördüğümü, Meclıste alkışlandıgına tanık olduğumu, bu milletm kendıne hizmet edenlere karşı nankor olmadığını sozlenme ek ledim. Adamın gozlerınde bır ır.emnunluk ışıltısı parladı. Anlaşıldı ki casus fılân değılmış. Her halde Çerkez Etemın adamlanndan bınydi ve onun propagandasmı yapıyordu. Sonralan kafamda Çerkez Etem 11» Yenidunya gazetesi arasında bır üışkı kurduğum zaman, bunu daha iyi anladım. Afyon. karahisara, varmadan, adam trenden İndl gıtti. Bu satırlsnn j u u ı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun. Kony»'d* en çok «iyaret ettlği yer: MevUnâ turbesL sıralarda KONYA LİSESÎNDE onva Lısesl MUdJrU MusK tafa Nuri Bey: «Efendtler, DİŞI BOND LEM O tt£ueoPTEB MESME iLE. O TİFFANY JONES blliniz ki burasi son merhaleniıdir» dıyerek, «kedinin ayaftnı ilk gtceden ayırma» gibısınden bızi, çok sert karşıladı. Okulda ders aralanr.da oğrencilerden kımse yanımıza yanaşmıyor, bızler birbırımizle dolaşıyorduk. Öğretmenlenmız bızlere hiç yüz vermıyordu. Aradan bir iki ay geçti. İlk yazılı lmtıhanlar yapıldı. Hepimız iyi dereceler almıştık. Zaten sınıftakı gilnluk ödevlerimlzl da İyi yapıyorduk. Bır gıin, şakacı ve babacan bır insan olan cebir oğretmenimiz, kendısine Arşimend dedığımiz; Hüsnü (Uluğ) Bey da^'anamadı, bızlen çagırdı: «Yahn, geldiğinizd«n beri bir nygunsuzluğunaz RÖrülrnedi. Derslerde de çok iyi netice alıyorsnnuz. Neden ılzl boray* gürpün ettiler. Şunun eaasını bir anlatın» dedi ve biı anlattığımız zaman Ankaradakl Müdür için aynen: «Haaa şu Lâz Haydar mı, şimdl anladnn» diyerek bizlere sempati eserl gösterdi. Her halde ötekl bğretmenlere anlatmış olacak ki, bizlere karşı durum değlştl. Pizık ögretmenl Salıh Şevket Bey (bu zat yıllar bnce Yozgat LiBesınin orta kısmmda benim tabıat bilg^l öğretmenlm olmuştu), geometri öğretmenlmla Hüml (Erdim) Bey bizlerin ye tısmemize ayn bir özen gösterirlerdl. {BugUn hayatta bulunan ve emekli olan sayın Hılml Erdim Hocayı fırsat düştükçe siyaret edip elini öpmekten büyük bir zevk duyarım). Sonradan Kon>alı öğrencllerle de arkadaş olmuştuk Sadl (Irmak), matematık öğretmeni olan Nuri, Konya Barosu Baskanlığrnı yapmı? olan Tahlr, rahmetll Burhan Toprak bunlar arasındadır. r gaze*es;nl okumaya alıştıgım içın, Konyada Babalık gazetesini okuyamadığun günler ken dımde bır eksiklik duyardım. Bu gazetede sık sık kültür ya^ zılan da yayınlanırdı. Ankaradaki «HâkimiyeH Milliye» va daha sonra çıkmaya baslıyan Yenigün gazetelen ile Konyadaki bu Babalık gazetesi, Mılll Mucadele Anadolu sunun belll başh uç gazetesi idi. Konyada bir de anlatmaya değer olan şey «Ressam Sami Bey» adında bir zatın cadde üzerindekl blr dükkanda resım atölyesl bulunması İdl. Ben res me çok meraklıydım. Bu dersten hep birlncilik alırdım. Bu nedenle bu »tölye İle yakjndan 11gilendim. Saml Bey özel reslm dersleri de vererek hayatını kazanıyormus. Tablolannı da satıyormuş. Ben de on ders kadar aldım. Dersler kara kalem Uzerina idl. Onun atölyesıne hanım Cgrencller, hatt& bır de evll hanım gelirdl. Bu, Sami Bey yaşlı blr zat oldugundan, her halda çeklnmezler di. MılU Mücadelenln yoksulluk ve yokstınluk devrlnde yaşamını resımle kazanan bu zat gıbi birısı, şimdl Konyad» böyle bir atolye açsa acaba tutunabillr ml, bilmem" Konyada bir kes Mevlevi aylnJne, Konyalı fcir arkadaşımın bulduğu «Utünasla» (!) girebilmis (çünkü yer bulunmaı dı) ve bu ftyml zevkle seyretmlstlm. Bunu hiç unutamam. Bir de Meram deresinl umıt»mıyorum. Oraya arkadaslarla yalnız iki kez gidebitaıiştlk. Ankaranın Bent Deresdndan çok daha güzeldl B lrind ve îkincl înönü Sa ne okulda, ne çehirde, ne da hastahanede, Bükreşın zaptevaşlannı ve Zalerlerınl Kon dildigl gun Yozgatta tanık olyada yaşadım. Birinci tnduğum heyecaıu görmedım. önü Sa\raşı, bız Konyaya varResml dairelerde bayraklar adJktan bır hafta kadar »onra sılmış, bir de Babalık gazete» olmuş, zafer haberl 1931 yılı sinde güzel yazılar, tebhğler, Ocak aymm on bırinci günü tebrikler yayınlanmıstı. tşte o okula yayılmıs, bizlerl »evlndir kadar. Biz Konyaya gelmeden mişti 30 Mart 1921 de kazanıönce öğrencilerin «Tenekeci» lan îkınci înönü Zaferinl, Kon adını taktıklan v« bızim da ya Numune Hastahanesinde, hep bu adla andığımız Okul Mll yatakta ogrenmış, Babalık gadürü, çok pasif, heyecansız bır zetesini okuyarak çok sevıninsandî. Yoksa o zafer günlerın miştım Fakat, yukanda anlatde lise öğrencilerl Konyanın 1tığım gıbi, ben Milll Mücadeleçınde n» heyecanlar yaratabılir nın Ankaradakl hareketli ve di! Mıllî Mucadelede böyle heheyecanlı merkezınden aynhp yecanlann yaratılması da za> Konyaya gelince, oradaki duru ten l&zımdı. Fakat dedim ya, mu çok pasif bulmuştum. Zaokulda ve şehirda blr harekefcferler gerektlğl blçüde değeı^ sızhk hâkimdl. Sadece camilendirilmlyor, insanlar gereklerde «afer dualan yapılıyordu. tigi ölçüde flgilenmiyor gıbi Dua ile peynir gemısi yürüseygelirdl bana. Herkeste kendl heyecammı bulmak ve gör dl, o günkü tarihe gbre bir buçuk yuzyıl önca Peygamber mek isterdim. Birincl Dünya postunda gece gündüz zafer Savaşmda Bukreş, Almanlar ta duası eden, gerçekten ve vurelc rafından alınmca bizler Yozten dlndar blr padişah o'an gatta «baştaki yazılardan biSultan ve Halife Bırinci Abdulrınde belırttığim gibi» okulca hamidin duası kabul edılır, öfener alaylan yapmış, Yozgazi kalesi Ruslann eline geçmea tm sokaklarını çınlatmıştık. ve bu haberl alan Padişaha lnBükreş neresi, Yozgat neresiyme Inerek onun hayatı sona dı7 Hem Almanlar Bdkreşi alermezdi. önce mllll heyecan va mışlar ya da almamışlar, busavas azml, teknik bilgl ve hanun Türkiye batammdan taşıyardımı dığı bnemin derecesl ne ola zırlık olur, Tannnın sonra gelirdl. Kısacası, önce bılirdl? öyl« olduğu halde biz tedbir ahnır, gerisl takdire bıokul çocuklan, Müdürümüs ve rakılırdı. Ben babamdan böyla oğretmenlerlmlzlo blrllkte, yuöğrenmlstimrekten seviniyor, heyecanımızı zafer senlıkleriyle Yozgat halkma da aşılıyorduk. Konyada aldıgımiE Blrind T« îklnd înönü gıbi îkl zaTer haberl, vatanımız için, Bükreşın alınmasiyle oranlanamıyacak öl çtıde önemli olduğu halde, ben YARIN ANKARAYA MACERALI BtR DÖNÜŞ VE BİR GECELİK CEPHE HAYATI TAL;P APAYDIN 93 Sen olmadın da ben mi olacağımî Voksa beni kandırıp gene o kadına mı? Kaneığım etme, pışman olursun Git otur, lstediğın kadar ıç. Eğlenmene bak. Gel, gel hadi... Elinden tutup çekti. Ne derlerse aldırma hiç. Yarın sana vereceğlm haben bekle. Kadın durdu, Şimdl söyle? Olmaz. önemli... Tek kehmeî Memduh bey yutkundu. Pekı iöyliyeyim. Ama sakın belli etme. Defıne .. Evet, ne olmuşT Defıne bulmuşlar. Bana getirmişler Gidlp teslım alacağım. Kadın heyecanlandı, Ben de geleyım. Olmaz! Otur sen yerine. Niye olmazmış? Aklının ermedıği yer var. Ben halledebllirsem cabukça gelirim. Halledemezsem Selım bey gotursün aeni. Çantanda para var mıî Var. Gel |öyle. Tekrar kıyıya çekildiler. Ver. Lâzım olacak. Kadın çantasuu açto Ne kadar? Ver hepsıni. Bir tomar kâğıt parayı alıp pantolon cebîna yerleştirdi. Bana da lâzım olursa? Selim bey versın. Sonra öderiz Hadi eyvallaht Müsaade almadan mı gideceksin ayolT Sen söyleyiver. İşim acele... Koşar gibi yürüdü. Kadın arkasmdan aga aeık baktı kaldı. Masadakiler kendi âlemlerine dahnıslardı. Konuşup gülüşüyorlardı Çakırkeyiftiler. Memduh beyin kansı usulca gelip oturdu. Bir sigara daha yaktL Öbürleri farkında bıle olmadılar. Memduh bey kara paltosunu, eapkasını giymijti. Kapıdan telâşla çıktı. Gelin hadi. dedi. Doğruca arabasma yürüdü. Bir yandan «nah tarları çıkanyordu. öbürleri arkasından koştular. tkisıni arabanm arkasına, birini öne aldı. Ma toru çahştınp gazladı. Nerede otelî Ulusta. Yeni model, siyah, kuynıklu pınl pırıl araba, i asvalt caddede kayıyordu. Seyit Ali eliyle mindere dokundu. Tavana baktı. cVay anasını.. dedi kendi kendıne. Corc ehbabın arabasından da gözel. Kaça bunlar scaba? Ev aldıktan sonra para artarsa bi de bundan •Imalı anasını satayım. Oldu olacak...» îyi akıl etmişsiniz, dedi Menduh bey. Benim dokunulmazhğım var, evimi fılan arayamaz lar. Eve atıp kurtarahm Sızde yakalarlarsa elinizden alırlar. Hem ahrlar, hem iflahımızı keserler, dedi sofor öraer. Ne çektim dple getirirken. Ha tuttu lar, ha tutacaklar... Memduh bey belll bellrsiz güldü. İyi ki tutturmadjıuz. KONYA ŞEHRİ K GARTH onyaya gitmeden önce bu kent hakkuıda bilgım, Selçuklulann merkezi oluşu, Mevlana'nın türbesınin burada bulunuşu idl. «Konyalıyun yurü» şarkısını da duymuştum. Bozkır ve Delibaş isyanı bl«den blr kaç ay bnce olmuştu. Konyada bunun belirtilerinl, kimi resml blnalann ve hapishane duvannın yüzeyindekl kur çun delik ve çentiklertnde gördük. Konyah arkadaşlar da ayrtntılannı anlattılar ve bilgtn bir zatın yanlışlıkla ftsiler tarafından öldUrüldUğUnU toyl*diler. Ebüzzlya Tevflk Beyin Konyada sürgünde lken oturmus olduğu köşkü dışından gördük. Bu lsmi yeni duymuştıan. Kendl kendime ther halde Namık Kemalin arkadaşlanndan biri olacak» dlyordum. En büyük zevkim Alaeddin tepesine çıkmak, aynca Selçuk kaüntılannı ve Selçuklu «ultanlan. nın mezarlannı ziyaret etmekti. Mevlana türbesine de cuma gtolerl (o zaman okulun hafta tatilleri cuma güntt olurdu) sık sık gıderdim. ülusal Kurtulu? Savaşı davam ediyordu. Fakat Konyada bunun heyecanını görmedim. Bu savaşın nabzını Ankarada günü günılne dınlemeye alışkın olduğum içın, Konyanm sükuneti bana bir ceşit «vurdum duymazlık» gıbi gellrdi. Neyse ki benim heyecarumı, orada çıkmakta olan «Babalık» gazetesindeki, Mılll Mücadeleyi des tekleyici, ateşll yanlar beslerdi. Sahıbı Musa Süreyya Bevl hiç gbrmedlm. Bu gazete kalltell bir gazete İdl. îclnde çok eüzel vazılar cıkardı Ben An Siyah elbiseıi, beyaz gömlegi, Çİzgill kıravatı pınl pınldı. Tek tek ellenni sıktı. «Bu elbiseyle kucaklamak olmaz şımdl» diye duşundu. Hayrola, nedir bu i?? Hayırdır Memduh beyım, dedi Yarbay dsyı. Çok önemli. Gel hele »oyle. Buyurun buyurun, löyleyln de sabah h»lledelım. Çünkü burada flmdi önemli bir topUntı... Sabah olmaı Hcmduh beyim. Bizımkl daha öneroli. Memduh beyin eanı nkıldı. NeymisT Yarbay dayı arkasına yanını baktı. Kimıa duymasın diye seıini yavaşlattı, Memduh beyim, dedi. Bız bi altın heykel bulduk. Boyük, ta şöyle... «Bak şuna. dedi Seyit Ali kendi kendıne. Bulduk der. Ula bu henf...» Memduh beyin gözleri büyümüştu, Deme? Nasıl çey oî Acele bi cıp tuttuk. Aha bu arkadaşın cipi. Doğruca buraya getırdik. Nerde buldunuz? Bızim köyd'e, Göreklid*. Memduh bey hatırladı, Haa Görekli, evet... Kafası bulanıktı. Nt demell pek seçemlyor» du. Nerde simdiT Otelde. Sana getirdik ki, yakalanmadan elden çıkaralım. Çünkü arkamızdan telefon ederlerse belki... Evet evet, doğru. tyi yaptınıı, ı m ı . (Düşündü) Na etmelı fimdi? Bir c«re bulmalı ona. Şoför ömer, Çok böyük kıymata rtr Memduh btj, dadi. Bİ gorsen aha şöylt, alttn. Altın haî He. Topraktan çıkarmiflar. Altın mı, iyi biliyor musunuzT Altın Memduh bey. Bılmez miyizT iyi... Durun öyleyıe siz, şımdi gelirim. Canlamverdi. tçeri doğru ko;tu. Sarhoşluğu filln geçiverdi. «Belll etmemelıyım» dedi kendı kendine. Sakın adımlarla masaya vardı. Karısının kulağına eğildı, Azıcık gel benimle, dedi. Kadmın »uratı iyie« anldl, Na olacakT Gel diyorum, c°k Bnemli. Kadm istemiyerek kalkıp yürudfl. Memdnh bey elınden tuttu, tenha bir yere vannea, Beni dinle, dedi. Kimseye belli etme. Memleketten bir akraba gelmiş deyiver. Ben gidıyorum. Çok, çok önemli bir işim var. Kadın bozuldu, A aa... dedi. Beni dinle, çok Bnemli. Milyonluk is 1 Şimdl soylersem herkese dıiyurursun. Git, hıç belh etmeden otur. Biraz »onra gelecek de Gelemezsem Selim bey seni eve bıraksın. Memduh, etme! Rezil etme beni. Kaneığım bu i? bildiğin gıbi değil. Git otur yerioe. Sana büyttk blr türpririm var. Neymi», löyleT Söylerıem dell olursun
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear