Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHÎFE İKt 7 Mavıs 1970 •••vvjl rae konusunda TRT yararma bir tekel kurmadığı, bu alanın özel kişllere de açık olduğu, dolayısiyle TRT lehine tekel kuran 359 sayılı kanunun 35. maddesinin Anayasa'ya aykm olduğu görüşü savunulmaktadır. (1) Bu gdrüş taraftarlaruım gerekçeleri birkaç noktada dzetIenebilir: A Anayasa'nm 121. maddesinin konulus amacından Radyo ve TV'ye özerklik sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Her iilkede değişik yorumlanmakta ve uygulamnakta olan özerklik ise zoranln olarak tek kamn tüzel kişiliğini ve ya kamn tfizel HsUiğffil ve tekeli kendiliğinden geıehlirıu.eıııefctedir. £ Öte yandan özel kişiler elindekl Radyo ve TV istasjonlan ve yayın hakkı ifade hürriyetinin bir aracı olarak Anayasa'nm 20. maddesl ile sağlanmıştır. Gene Anayasa'nm 11. maddesine göre kanun bir hakkın veya hiırriyclin özüne dokunamaz. Temel hak ve ozgiirlüklerin kullanılmasına ilişkin bir faaliyeti kannnla özel IdsUere yasaklamak bu temel hak ve özgürlüğün özüne dokunmak olur. Bu halleri de Anayasa göstermelidir. Oysa 121. raadde açıkça devlet ve kamu tüzel kişileri yararma bir tekel kurmamaktadır. O Aynca Anayasaramn 26. maddesl kamu tüzel kişileri elindeki basm dışı haberlesme ve yayın araçlanndan söz ettiğine göre özel kişilerin sahip olduklan Radyo ve TV istasyonlarını kapsamı dışında bırakıyor demektir. Nlhayet Anayasa'nm 40. maddesi de özel teşebbüs hürriyetfaıi düzenlenıektedir. Kammızca bu görüşlere katılmak mümkün değildir. S on günlerde 19S1veAnayasasınm 121. raaddesinln radyo TV Istasyonlan işlet OZEL RADYO TV KURUIABILJR Ml? ^^m Dr. Turgut TAN M H SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ ASÎSTANI linde kanonla düzenlenir» denilerek Radyo ve TV hizmetlermin «kama kurulusu» biçiminde örgütleneceği esası kabol edilmektedir. Gene aynı madde hükmüne göre bu kurulusun özerkliği ve tuzel kişiliği de olacaktır. Anayasa'nm bu konuda bir tekel kabul etmediğini savunanlar 121. maddenin konuluş amacının Devlet Radyo ve TV'sinl partizan bir yayın aracı olmaktan kurtar mak ve özerklik tanımak olduğu Uzerinde durarak kamu tüzel kişiliği halinde örgütlenme kosulunu ihmal etmektedirler. Kanımızca asıl üzerinde dnrulması gereken «kEmu kuruluşu» halinde örgütlenme zorunluğudur. ŞüpheMZ bu kamn kurulusu özerk olacaktır. Almanya'da özerklİRİn kamu tüzel kişilifini zoranlu kılmadığı. özel hu kuk tüzel kişilerinin de özerkliği gerçekleştirebilecegi grirüşünü Anayasammn açıkça özerk kamu tüzel klşlliğini öngören hükmü karşısmda savnnmak mümkün değfldir kanısmdayız. te yandan pene 121. maddenin üçüneü fık rasında tekil deyim kullanılarak Radyo ve Televizyon İdaresUnden söz edilmesi de bu acıdan anlamlıdır. Demek ki Anayasa'nm 121. maddesinin açıklığı karsısında 359 sayılı kanunnn Radyo ve TV istasyonlan kurmak ve bunlan isletmek hakkınır yalnız TRT Kunımuna tanryao 35 inci maddesi değiştirilse blle özel teşebbüse Radyo ve TV kurma ve bunlan işletme olanağınm sağlanması hukuken mümkün değildir. (2) nayasamızın 26. maddeslnde •kamu tüzel kişileri elindeki basm dışı haberleşme ve yayın araçlan» deyimi ile basm dışı haberleşme araçlanna sahip olabilecek süjeler arasmda aynra yapılıp özel kişilerin sahip olduklan Radyo ve TV istasyonlannm maddenin kapsamı dışında bırakıldığı göriişü de isabetli değildir. Aslında «kamu tüzel kişileri elindeki» deyimi maddenin Temsilciler Meclisindeki birinci görüşmesi sırasında yapılan bir teklif üzerine cklenmi?. Komisyon sözcüsü Muammer Aksoy da «Devlet elindeki basm dışı haberleşme vâsıtalarından faydalanma» deyimi yanlıs anlamalara sebep oluyorsa yapılan teklife katıldıklannı açıldamıştır. (3) Gercekten basın dışı haberleşrae araçlan ki. şi ve siyasî partUerin elinde oltnadığı için değil midir ki bunlann kamu tüzel kişileri elindeki basm dışı haberleşme araçlanndan yararlanmalarmı düzenlemek geregi duyulmuştur. Nitekim 26. maddenin Temsilciler Meclisindeki görfişmesi sırasuıda konuşan Esat Çağa'mn sdyledikleri de bunu kamtlamaktadır. Çağa Fakat fikir ve kanaati radyo, televizyon ile yaymaya gelince is değişir. Herkesin elinde biı radyo ve televizyon alıcisi yoktur kl fikrtnl bununla yayabilsin. Bun lar bizim mcraleketimizde Devlet tarafından işletilir ve inhisar altındadır. Fikrlni bu cihazlarla yaymak isteyen kisi veya bir siyasi parti bizzarur devlete başvurraak mecburiyetindedir.» (4) demektedir. »ayüı TRT Kaaanunun Anayasa"nın 20. maddesindeki düsünce hürriyetine ilişkin bir alanı özel kişilere kapatmak suretiyle bir hakkm veya hürriyetin özüne dokunulamıyacağmı öngören Anayasa'njn 11. maddesine aykın düştüğü gorüşii de kabul edilemez. Zira bu durum bizzat Anayasa tarafından düzen lenmektedir. Esasen bu görüsü ileri sürenler 121. maddenin açtkça devlet ve kamu tüzel kişileri yararma bir tekel kurmadığı varsayunından hareket etmektedirler ki bunun isabetli olmadlğuıı önceki açiklamalarımızla göstermeye çalışmıştık. Öte yandan Radyo ve TV alanında tekel olamıyacağı göruşünde olanlar Anayasa'nuı öxel te şebbfis kurma serbestLsi ile ügili 40. maddesine de dayanmaktadırlar. Ancak, aynı maddede bu hürriyetin kamu yaran amacıyla smırlandınlabileceği de öngörülmektedir. Radyo ve TV tekelinin ömejin tiitiin tekelinden daha az kamn ya rarını ilgilendirdiğini söylemek güçtür. Aynca \nayasamızm 39. maddesine edre de «Kamu hizmetl niteliği taşıyan özel tesebbüsler, kamu yararmm gcrektirdlği hallerde, gerçek karşılığı ka nunda gösterilen şekilde ödenmek şartıyia devletlestlrilebillr.» Jandarma ile eşkiya arasında beynamaz 1945 yüında Çiftçiyi Topraklandırma Kannnu Meclise getitirildiği zaman, Cavit Oral, Adnan Menderes, Emin Sazak tasanya karşı koymuslar. Emin Sazak, tasanyı savunan Sevket R. Hatipo|lu'na : « Tasanyı geri al ! Tasarı geri abnırsa, Beyliköprü'deki otuz bin dönümıi hibe ediyorum.j» diye bağırmış. Hatipoğlu : « Kanunla alsak ne olur?» diye sormuş. Sazak cevap vennis : « Kanunla olmaz. Kanunla olnrsa Eskişehir havalisinde Emin Sazak ölür> Bu konuşma, devlet ile halk arasında ağanın aracı rolünü gSstermek bakımmdan îlginçtir. 1960'ta çıkarılan ve 55 ağayı sürgüne gönderen Millî Birlik Kanunu da yürümedi. Çünkü zabıta tedbiriyle tasfîye edilemezdi ağalık. . Sürgüne giden 55 ağanın 54"ü Demokrat Partili, biri Cumburiyetçi Köylü Millet Partiliydi. AŞaların tümü politikanın çöbetinde idiler. Doğu Uleri ve en basta Hakkâri. okuma yazma bilmezlerin en yotun olduğu yerlerdir. Oralarda yasayan vatandaslann çoğu Türkçe bile bilmez. Buna rağmen seçime katılma oranlan bakımından, Batı'yı ve tstanbul'u fersab fersab geçer Doğu... Çünkü şeyh, ağa, va da derebeyi emrettiti için köylü sandığa gider, istenen partive ovunu verir. Ciei demokrasi hayranlan bn gerçeğe itira» ederlerse. iktidar ile anamuhalefet partisinin listeIerindeki afaları ve sevhleri ortaya dökmek. hepsine yeter cevap olacaktır. tste böyle bir Doğn'da bir de eskîva sorunu vardır. Eskiya Doğu'da vazgeçilmez bir kurum gibi isler. Çesitll asiretler va da aileler arasındaki dâvalar. ağa rekabetieri, afaya başkaldırma gibi nedenlerle çenc yasta dağa çıkan şskfler. kendilerine özgü yasalarını yürütürler. Eskivaya yataklık yapan köylü. çoğu zaman güvenligini de eskiyada bulnr. Devletin trücO AHataın daSindaki yoksnl köye girmedi mi. köylü. devletten ötede bir otoriteye siğinmak (rereğini duvacakrır Ya seyhine. va aiasına, ya eskivasına Doğu'nun dağlan yollan «skiya dolacak, jandarma durmadan takibe çıkacak. tavsana kaç tazıya tut hikâvesi bir 5mür boyu devam edecek... Doğu'nnn kaderi bu .. Bn kaderin ahnyazısında iki büklüm kBvln, roliim içinde yasamaktadır; iki taraflı korkunun pençesinde kıvranmaktadır. tlkel düzenin yarattıSı sefalet kosullannm yamsıra. köylü için devlet, jandarma demektir. Peki, jandarmanın hali nedlr? Devletin güvenliğini kent dışında saÇlamakla şBrevII jandarmanın da elinde pek bir sey voktur. Diyelim eşkiya takibine çıkıldı. Eşkiyaya yataklık eden köv basıldı. Köylüler kavgılı ve korkulu Jandarma. sakînin o kövde barmdığını biliyor. Kövlüvü sorçuya cekecek Arama tarama yapacak. Görevini yüriitecekBirkaç saatlik bir hikâyedir bu? Sonra? Jandarma, karakoluna dönecek, ve kByfi eşkiya iîe başbasa bırakacaktır. Köylü jandarmanın gelip geçici, eskiyanın devamlı olduğnnn bildiğinden devlet gücüne karsı politikasını ayarlar. Ser verir, sır vennez, eskivanın koruyucusu olur. Gazetelerde Ikide birde okuruz «Jandarma eskiya takibine çıkıp, dağlar kıralı bilmem kimi müsademe sonucu öldürmüştür» diye .. Ne işe yarar bn? Dağlar kırahnın biri ölür, yerine bir baskası gelir. Ve Doğnnun tnazlum halkı da muhafazakâr tngilizier eibl . Kıral Bldü, yasasın kıral.. diye vasamlannı sürdürürler Düzen eski düzen kaldıkça, iktisadi iliskiler eski minvalde devam ettikçe. müteeallibe ve şeyh voksul halk kitlelerine egemen oldukça, köylönün eskiyalı aüalı yasantısı deeismiyecektir. Cumbnriyetin ilk yıllanndan beri Doju'da ne kadar gövenlik tedbiri alınmıssa ahnmıs, ama Doğunun köylüsü grvhin müridi olmaktan kurtulup Cumhurivetin vatandası olaıuamıstır Doğu Hlerini Batıdan ayıran bir çizgiyi çekip haritada sağına baktığıms zaman, bir boslnk görfirsünüz. Devlet yatırımlan vr devletin desteklediği özel yatmmlar Batı'daki belirli merkezlerin çevresinde palazlanmıştır. Doğu'ya devlet, jandarma olarak varabilraiştir. Doğu halkı. jandarma ile eskiva arasında beynamazdır Biı düzen değisikliği çerçeklesraeden böyle sürecektir yasamı Galetelerde okuduğumuz eskiya cnasallarından hepimiz utanma Uyız. Comhnriyetin vatandasım eşkiyaya sığınmak zorundi bıraktığımız şu cici demokraside. ağanın. şevhin, aşiret beyinin Ankara'da parlSmentoya cirip • sıralars otarması. Doğtı halkr nın yaranna değil zaranna olraustur. Halkla devlet arasındaki knrnisvonrulara paydos demeden Doğu halkı, ne devletine kavuşacaktır, ne demnkra«ivp Soiuıç lifci olan kamu kurulusu bicimlnde onşütlenmesinin csas olduğu, bu konuda TRT Kurumuna te. kel tanıyan 359 sa>nlı kanunun 35 inci maddeslnin Anavasa'va aykın olmadığı gibi, bu hüküm değiştirilse bile Anayasa'nm açık hükmü karjısında özel teşebbüsun Radyo ve TV kurma ve is letmesinin hnkuken mümkün olamıyacagıdiT (Vı î. Giritli. «Asayasada radyo TV tekeli var mı?», 7 Nisan 1970 tarihli Milliyet. P. Bılgen, «Radyo ve televizyonda tekelcilik». ^ Nisan 1970 tarihli Yeni Gazete. (2) S. Gözübüyük, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu», SBF Dergisi, cilt. XXIV, No: 1. s. 53. <Z) K. Öztürk, Türkiye Cumhuriyeti Anayaaası, cilt. 2, s. 1575. (4) Öztürk, op. cit, cilt. 2. s. 1574. u kısa açıklamamtzla vardılımız B Radyo ve TV'nin özerkliği ve tüzelsonuç kisl Kamu kurulusu olma esası nayasammn 121. maddesinin A fıkrasmda özerk kamu televizyon blrmci «Radyo ve istasyonlarmm idaresi, tuzel kişiliği ha UNDEN UNE Inonu nun gözyaşları Güneydoğu Asya çıkmazı üneydoğu Asyadaki siyasi çıkmann askerî bir zaferle çözümü mümkün müdür? Bu soruya peşinen vereceğimiz cevap şimdilik hayırdır. Zira. GüneyDoğu Asya poütikasında daima biri siyasî. diğeri askeri iki faktör çatışma halindedir. Askeri icap; Güney Vietnam'ın kurtanlması, Kuzeyin komünistlerden temizlenmesi ve ayıu işlemin Laos'a uygfulanması bakımmdan Kuzey Vietnam'uı geniş bir askeri harekât ile ve süratle işgalini emreder. Sadece bom • bardunanlarla bir milletin teslim abnması mümkün de&ildir. Ne cephelerde. ne karanlık ve acı günlerde, ne çok mutluluk •nlannda tnönü'nün sevinçten veya kederden ağladığını hiç kitnse görmemiştir. Çünkü tnönü, kendisine hayatiyet veren o meşhur sinir kuvvetiyle daüna kedere, üzüntöye, sevinee egemen olmasını bilmiştir. Ama tnönü Ankara fl kongresinde yaptığı konuşmamn soBnnda gözvaşlannı akıtmıştır. Bunu ona çok görmemeli, yetmiş yıl süre kâh resmi, kâh diplomatik icaplardan, kâh insan ilişkilerini büsbütün bozmamak için, boşalan duyguların bir gün gözlerden yaş halinde fıştarması, knru zannedilen bir Insanın renkli Iç hayatını göstermek bakunından önemlidir. tnönü bu zaafır.ı belki hiç göstermek istemezdi. Fakat seksen bes yaşına gelen bir lider olarak kendi kendine faıla eziyet etmek istemedi, endişelerle duygulanm birbirine kanştırarak gözyaşlarnu akıtıverdi. *** Sayın Genel Selcreterle yakm arkadaşlannın Parti Meclisinde daha rahat ve eleştirisiz çalışma arzulannın ürünü olan yeni kurultayın partide bölünme yaratmıyacağını bu ara tnönü söyledi. Bn ifade güvenli bir görüşten riyade iyi niyetli bir temenni idi. Çünkü şimdiye kadar Türkiyede kurulan hemen bütün partiler hep Cumhuriyet Halk Partisinin içinden çıkıp gelişmişlerdi. Kim ne derse desin her kopma, Cumhuriyet Halk Jfartisinl biraı daha sarsmış, blraz daha zedelemişti. Partide, mcarlık ifadesi olan hem tartısma ve hem de beraber yaşayabîlme ölçüsünü Inönâ ortaya koyarken kendi evlâtlarına birlik ve beraberlik içinde yasamanın da nasihatini veriyordu. Göz pınarlannda biriken yaslann nedeni acaba baba nasihatl dinlemiyecefini «mnettifi hırslı evlâtlann akıbetüü şimdiden BÖIÜT gibi olduğu için mi idi? tnönfl partide tasfiyelerin yapılmak istendiği dedikodulanm bu sözlerle önlemeye mi çalışıyordu. Yoksa hazır bulundugu kongrede dafıtılan raporda ifade edildigi gibi il kongresinin üst mercii olan Parti Meclisini azarlaması ve Genel Sekretere karşı yapılan eleştirflere karşı gösterilen tepki mi Sayın tnönü'yu üamüştü? Belki de cepbelerde, ölümlerde gözyası dökmiyen İnönü şo tabloyu pözünün önüne çetirdi: AJ*. iktidannın, memleketi idare etme olanağını kaybettiği bir devrede; kurdugu, büyüttüğü, yetiştirdili Halk Partisİ de bölüne bölüne bu memlekette politik görevini yapamıyacak ve tam tnemlekete hizmet edebüeeegi hir zamacda ise yaramaz hale gelecek? Bu ihtimal İnönü'nün bngfiae dek hep karn kalmıs gözlerini yaşartmaya kâfl mi gelmisti? G Başka bir hal çaresi var mı? YAZAN Amiral Sezai ORKUNT ÎSTANBUL nabUecektir. Bu ihtiyaç, yeniden asker aknalara, lç huzursuzluklara sebebiyet verecektir. Bunun karşılıgında, duşman tarafından bir takviye vaparak buna cevap vermesi muhtemeldir. Kuvvet arttınmının yıllık Uhmini masraflan 10 ilâ 12 milyar dolara vumcak, bunun da miUi ekonomiye etkisi bfiynk olacaktır. Bombardımanlann İse eava şı durdurması beklenemez. Kuzeye karşı bombardımanlann an, tınlması Güneydeki Amerikan zayiatını azaltacak bir faktör de degildir. Asker göndermenin daha ne kadar devam edeceği ve savasın ana yükünün daha ne kadar taşınacağının cevabı belli değildir. Güney Vietnamlüar gittikçe daha iyi bir duruma ginnekte iseler de sorumu devralacak bir durumda değildirler. Siyasî nedenlerle Vietnamda zaferi elde edecek bir askerî plânm tatbiki mümkün değildir. Ba sartlar altında askeri bir kazanç ancak düsmana karşı fistünlüçii muhafaza etmek ve düşmaîiın savaş azmini kıracak şekilde hava hücumlanna devam etmekle mümkündür. Bununla beraber bunun da süresf meçhuldür. btihbarat raporlanna Başkan Johnson ldaresinin son Millî Savunma Bakanı Mr. C. M. göre ise, bombardnnanlara rağmen düşmanın savas azminde hiç Clifford, Amerika'mn dış politibir azalma yoktur. kası ve askerî çıkmaz hakkmda, geçen yıl, görüşlerini açıklamış GUney Vietnamh ldareciler, ve sonuç olarak Amerikan askerkıt'alannın egiümi, küçük rütbelertnin Vietnam'dan süratle çeli lider subay noksanı ve kaçakkilmesini ve savaşm (Vietnamlaş ların düşündürücü nisbeü gibi tınlmasırut tavsiye etmiştir. Vi meselelerde zayıf, noksanlara kar etnamlaştırma, Amerikan askeri $ı ilgisız, hatta habersizdirler. malzeme ve hava desteği altında Amerika'da, Vietnam'daki savas sorumunun Güney Vietgelismelere karsı seferberlik kart namlılara devri ve Amerikan aslannın yakılması. gösteri yürükerinin geri çelrilmesi demektir. yüşleri, ünjversite olaylan gibi Bu açıklama, bolgedeki askeri du hergün artan huznrsuzluk bakırumu ve hatah politikap ortaya mından hassasiyet artmakta, milkoymaktadır( 1). lî ekonomiye ters etkenler meydana gebnekte ve fiyatlar yüksebnektedir. Ba savaş aynı lamanda dünyanm diğer bölgelerindeki Amerikan taahhütlerine men de cephe komutanı, fi etki yapmakta. Rus • Amerika a s k e r i zaferİD k a z a ilişkilerindeki dflzelmeleri de önlemektedirj» nılması için, Güney Eski bakan, çalışmalann netlVietnam'da mevcut 525.000 Amecesıni şöyle bağlamaktadır. rikan askerine ilâveten 200.000 as ker daha talep etmiştir. Eski bacGünlerce sfiren bn (fibi tshlilkan bu talep ve diğer faktörlelerden sonra endiselerim daha nn bir komisyonda uzun uzun da derinlesti. Savasm ne caman tartışıldığmı ifade ile önemli sonuçlanacaeuıı keatiremiyornoktalara isaret etmektedır. ö dum. Savasi gona erdirecek davzsVe söyledigi şudur: ranışı tesbit edemiyordum. Asker Vietnam'daki askerin mikta ve malzeme hakkındaki yeni teknnı 200.000 kişi arttınnakla meliflerin kâfi olun olmadığım veva sele ne halledUebiIecek, ne de bu daha fazlasına ihtivaç olup olmamiktann kâfi olduğu iddia oluvacajını. eğer daha fazla lâzımsa ne zaman ve nasıl olacağını tâyin edemivordum. Güney Vietnamlılann ne kadar kısa bir 2amanda Vietnam'm savunma sorununu tamamen yfiklenmeğe ha r\r olabileceMerini bîlmiyordum. Netice savasi süratle Vietnamlaş tırarak Amerikan askeTİnin geri cekılmpsini sağlamak. sadere Vietnamlılara hava destegi ve malzeme vardımırsı devam ettirmektir.» Bu askeri çıkmaz da Amerikavı asker miktannı arttırmamaya, ^ombardımanları kesmeye ve ba ns masasına oturmaya sevk etmlş ve 1968 Mayıs'mda Paris KÖrüsmeleri bas'amı» ve amboçya tıududu, Mekong deltası ve Saygon bölgesinde faalıyet gösteren çetecılerin harekât çıkış ve saklanma kesimidir. Prens Sihanuk yönetimindeld Kamboçya. kendi arazisinde Amerikanm ve Güney Vietnam'm askerî faaliyetine mü saade etmemiştir, ama kendisi de güçsüz oldugundan çete faaliyetlerine de mani olamamıstu Bu sebeple, Kamboçya'da tertiplenen bir askeri darbe Ue Amerika'nın yönetebUecegi ve askerî harekâtına imkân verecek bir idare şekli meydana getirilmiştir. Son olaylar bunu göstermektedir. Amerikan ve Güney Vietnam askerleri Kamboçya sınınnı asarak çetecilerle mücadeleye girmişlerdir. Yeni Kamboçya hükumeti de yardım talep etmekle , bu hareketi hukukileştırmiştir. Laos ve Kamboçya'ya böylece yayılan harekât bir sonuç verebüecek midir? Bu Kuzey Vietnam'm desteğine, komünlstlertn bölge içindeki kuvvet ve mücadele azmine, Laos ve Kamboçya hükumetlerinin hallnn itimadına sahip olma derecesine tabidir. Genel görünüş ise halen Amerikanın lehine değildir ve bu üd ülkede eskisıne nazaran komünist çete faaliyetleri de çok artmıştır. gün de degişmemiştir. Kademeli Te devamlı olarak Amerikan askeri geri çekilmektedir. Fark evvelce ifade edildigi gibi, sava şın Laos ve Kamboçya'ya uzatılmasıdır. Paris göruşmeleri meyvasızdır. Nizami harbin uygulaması ve sonucu budur. K Çete harbi ayn nizami harp veya çete harbine gelince, bunu da diğer bir Amerikalıdan istifade ederek eleştirmek mürnkündür. Nükleer çağın stratejist lerinden ve Amerika devlet baskanının siyasî müşaviri Mr. Henry A. Kissinger, Vietnam'daki çete harplerlni şu şekilde mütalâa etmektedin (2) «Vietnam'daki Amerikan stratejtei İki esas nnsnra dayanır. Bunun biri (arazlnin kontrolu) diğeri (hasmın yıpratılması)dır. Bu iki unsur uzerinde muvaffak olundugu takdirde zaferi sağlamak mümkündür. Bir çete harbi, bilinen klâsik askerî harekita benzemez. Klâsik askerî harekâtta esas unsur arazinin kontrolu olup halkm kontrolu talidir. Halbuki çete harblnde esas, halkın kontrolüdür. Arazinin kontrolü bu savas seklinde bir anlam taşımaz. Bu kısmen psikolojik bir kriterdir ve özellikle güvenlik hissine dayanır. Halk tethişten korunduçuna dair emniyet hissine kapılmadıkça ve buna s o mut örneklerle inandınlmadıkça hiç bir progrun muvaffak olamaz. Bu Itibarla, çeteciler toprağa hâkimiyeti aramanuş, buna mukabil taktikleri halkm hükumetle İ9 birlitini kıracak şekilde onu cesaretsizlige, korkuya sevk edecek tethiş yollanm denemiştir. Nüfns dağıhşı da buna hassas bir hale eetirmişttr. Bunu ise, iktidan dahilinde olmakla beraber. Amerika yapamamaktadır. Bu sebeple. muazzam bir güç, her bakundan hırpalanmakta, Amerika içinde ve dışında yonetim aleyhine itimatsızlıklar, fikri bölünmeler, endlşeler gelişmekte ve kökleşmektedir. G d İzmit As. Savcılığından: GAIBE IHTAR Bakaya Kalmak Ruhbil SEZGİN Hasan oğlu 1946 SAMK doğumlu Çorlu kazasmm Türkgucü köyflnde nüfusa kaptlı İstanbul Şehremini Mevlâna kapı caddesi No: 34 de raukim Yukanda suçu ve hüviyeti yazdı samk Ruhbil SEZGÎN 15 inci Koİordu Askerî Mahkemesinin 16/12'1969 tarih ve 1969^333 esas sayıh ara karanyla adresi tesbit edilemediğinden ve duruşmaya gelmediğinden 353 sayıîı kanunun 181 inci maddesi gereğince gaio sayılmıştır. Samk 6 Nisan 1970 Pazartesi gunu saat 9.00 da 15 inci Koİordu Askerî Mahkemesinde bulunmadığı takdirde 353 sayılı kanunun 190/2 nci maddesine istinaden Türkiye Cumhuriyeti dahilindeki mallannm haçzolunacagı aynı kanunun 190 ıncı maddesi gereğince ihtaren ilân olunur. Savaş şekli üneydoğu Asya'da ikl türlü savaş şekli göriilmektedir: 0) Nizami Harp, (2) Gayrı niıanıi harp veya çete harbi. Nizami harp, zaferin elde edilmesl bakımmdan kuzeyo karşı girisllecek kati neüceli bir harp şekline daha yattandır. Bunu ise üç siyasi faktör engellemektedir. Amerikan yönetiminin siyasi direktifi şu şekilde özetlenebilir: # Çin Halk Cumhuriyeti De Kuzey Vietnam arasında karşılıklı bir yardnn veya savunma anlaşmasını intaç ede ceğinden, Kuzey Vietnam isgal edilmemelidir. # Kuzey Vietnam'a askeri yardımın giriş Hyrmni olan (Haiphong), herhangi bir Rus yardım gemisinin batınlmasıyla doğacak ihtilâfa mani olmak üzere mayınlanmaları veya giriş çıkışa mani bir abluka uygulanmamalıdır. # Laos ve Kamboçya içlerinde komünist ceteleri ve askeri yardun faalivetleri takip olunmamalıdır. Coğrafi ve siyasî olarak savaşın yayüma sını intaç edecek ve baru bir avantajı da bulnnmayacak olan böyle bir hareketten kaçınıhnalıdır. Bu siyasi direktil muvaoehesinde, Amerika Güney Vietnama ne kadar kuvvet sevk ederse etstn yapabileceği şey, sadece Güney Vietnam'daki duruma karsı hâklmiyet sağlamaktır. Dolayısıy la askerî zafer diye bir hedef haddi zatında yoktur. Halen Başkan Nixon yönetimi, Başkan Johnson'dan devraldıgı bu siyasî tUrektifin son madde sini değişürmiş görünmektedır Laos, knzeyden güneye, Kuzey Vietnamlılann sızma ve vardım yohıdur. srç e Yazlık Personel Elbisesi Diktirilecektir. 1 Başmüdürluğümuz personeli için 1545 takım yazlık elbise kapalı teklif alma suretile diktitirilecektir. 2 Bu ışe ait şartname Malzeme Servisimizde görülebüir. 3 Geçici teminat, teklif edilecek bedel üzerinden ve şartnamede yazdı nisbetlere göre verüecektir. 4 İsteklilerin kapalı teklif mektuplanıiı 14/5/1970 günü saat onbeşe kadar Malzeme Servisimize tevdi etmeleri ilân olunur. PTT İSTANBLL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜ (Basın: 14249/4576) Sayı 349 (Basm: 14405/4575) • Amerikan ktrvvetlerinln yüzde 87'si, nüfusun yüzde 4'den daha az oldnğn bSlpeye teksif edümiştir. • Kuzey Vietnamlılann dayandığı nazariye ise, Amerikatun ay nı zamanda hem araziyi, hem de nüfusu koruyamıvacagıdır. • Gercekten de, Kamboçya ve Laos sınır bölgelerinde nüfuz edilemiyecek kadar sık, yolsuı or manlık sahalara sızmalan durdurmak çayreti mümkün olamamış, Vietnamh köylüleT üıeTİııdeki baskı dolayısıyla da halkın kontrolu sağlanamamıştu. Bu suretle teori, uygulamada başan sa^lamamıstır. • Çetecilertn gayesi hükumet otoritesinin tesekkülüne mani olmaktır. Çeteciler. her hükumet programıru baltalamaktadırlar. Yaptıklan iş, Saygon hükumeti ile is birlifi vapan şahısları cezalandırmaktan ibarettir. Bu sebeple, devamlı bir şekilde işlenen clnayetler, köy hfl.ıtnnın hükumete fcarşı olan itimadmı sars maktadır. Kuzey Vietnam ve VIetkong"un diğer bir avantajlan daha vardır ve bunu maharetle kullanmakta dırlar. O da şudur. (Amerika. Vietnamdan cekildikten sonra herhangl bir Amerikan «aferinın anlamı kalmıyacaktır. Buna mu kabil, Amerika cekildikten sonra ülkeleri için dögüsen Kuzey Vi etnamlılar ve Vietkong, elde tut tukları kuvvetlerivle duruma hâ kirn olaeaklardır.i • Bu suretle Ameriks, askerî bir savas yapmakta, hasım tarat ise siyasî bir savaş vermektedir Amerika fizikî bir yıpratma dü SÜnmı>IH)> hıcım tmnt I mnilra. Ânkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığından: Fakulte Hastanesi telefon numaralan değişmiştir. Eski ve yeni telefon numaralan aşağıda gösterilmiştir Önemle duyuralur. TELEFONTJN YERİ: ESKİ NO: VENt Nth Fakulte Hastanesi Santrab 17 10 40 19 21 60 Fakülte Hastanesi Santrab 10 79 80 19 21 •JO Âcfl Servis 17 73 58 19 14 34 Radyobiyoloji Enstitüsu U 49 78 19 11 75 Cerrahl Kliniği 17 40 21 19 11 78 Kadm Doğum Kliniği 10 85 30 19 11 60 15.000 Adet Güderi Fitil Itnâl Etlirilecektir. 1 Başmüdürlüğümüz ihtiyacı olarak 15.000 adet güderi fitil kapalı teklif alma suretiyle imâl ettirilecektir. 2 Bu işe ait şartname malzeme servisimizde görülebilir. 3 Geçici teminat, teklif edilecek bedel üzerinden ve şartnamede yazılı nispetlere göre verilecektir. İstekli olanlann kapalı teklif mektuplannı 14/5/1970 Perşembe günü saat onbeşe kadar Malzeme Servisimize tevdi etmeleri ilân olunur. PTT tSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜ (Basm: 13979/4573) 1968 de. (Basın: A. 8115 14469/4574) laylar arasında Amerika, çete harbinin aslî unsurlanndan birini gözden kaçır mış görülmektedir. Bu da. (çeted, kaybetmedigi verde kazanır.) kuralıdır. Bunun aksi. klâsik askeri kuvvet kazanamazsa. kaybeder demektir. Amerika*nm, çetecilerin miktannı azaltmak. Kuzey Vietnam kuvvetlerinl teale etmek hedefine matuf yıpratma strateiisi de muvaffak olamamıs br. Ayhca, Amerikan diplomasisi ile askerî strateü ekseriyet le birbirinden habersiz veya tec rit edilmis olarak yürütUlmüştür Müzakere zamam. tedbîrsît olarak. Amerika'nın istedici de&î' hasım tarafın istediği zamana ve sarta bırakılmısrır. Sav<ron hii kümetinin slvasi kontrolünö kuv O olarak uveulanamamışüT Çete harbi, sinsi bir savaş tarzıdır. Bu savaş tarnnm kurallarına uvulamadıjı icin dünvanırı er eüç 10 ve varlıklı bir kırvveti bir çıkmazm icine itilmis. (çeted, kaybetmedigi yerde kazanır) Ükesi Vietkong lehine işlemiştir. Sonnç ptnam'da zaferi elde etmek rin Amerika Birleşik Devletleri. Kuzev Vie^nam'ı lseal ve arruladı*ı refiml zoria ikaTie etme 0W kesm WT hareket u 'riC. her rUrlü açık ve eizli si• al ve askerî uvçulamavi dene•s Netice olarak. askerî zafer vok, ='vasî Istiiîrar rok. Amerika ve Hflney Vietnam için eelecefe ü"^itlp bakmaV olanaŞı vokrur. Rueün iein haşka bir hal çare NİMBÜS p V \ basvon) Drosrramı da muvaffak olamamıstır. Bunun iki şarti '•ardır. Biri halkın «rnvpn'i^inin «ntamnaB diferi Savpon ÜP kö» ler ai»vında verlesmîs köklü sivasi hir bag tesisidir. Her Iki ?art da yerine *#« J«1iJ vettpnrlinT?<"k baVTTT""rîan (ns<îifi *i de bulunnîjTnFktadır SON «Foreicrn Affairs» derpteİ