Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE tKİ 1 Mayıs 1970 • («•H undan tam bir yıl önce, 1 Mayıs 196» günü, Yargıtay Birtnci Başkanı Sayın tmran öktem'in ölumü He, bafta Yargrtay camiaeı olmak ürere, bütün adalet ı m n m t o , kendisini hak ve adalete tamamen adaans ve özel hnkuk uygulama aJanmda bıraküfı bos» luk, yıllarca, kolay kolay dolmıyacak çok değerli bir hukukçusnnu. mrmlekeönris de, Atatürk devrimlerinin gerçek ve son dereee güçlü bir savnnucusunn, ebediyen kaybetmis oldn. Merhum lmruı öktem'î, sahsen tanmıak imk&nıtu elde edenler gayet iyl hatarlariar; kendisi, fizik yapısı Itibsriyle gosteri«siı. ssyıfnahif bir kimse idi. Fakat o, minetimizl çağdas uygarlık seviyesme nlastırmak amacmı güden Atatürk devrimlerinin ortak ve ana temeli olan «l&iklik ilkesi» nin, son derece tilizlikle komnması ve gerçek dindar il« masum halkın, dinî inançlannm, güzel memlrketimizin birlik ve bütünlüğünü bozma hedefini de içine alacak bir şekilde sömürülmesi söz konnsn olduğu hallerde, ynkMida belirttiğimiz fizik yapısından hiç de nmit edilmiyecek bir şekilde ve büyük bir medeni cesaretle Atatürk devrimlerini savunur Te essiz Atatürk'ün Camhuriyet idaresini kendilerine emanet ettiği şuurlu gençlik He yetkilileri bn hususta derbal uyarmavı yerine getirilmesi gerekli en kutsal bir ödev sayardı. O, bu öderini yaparken, Atatfirk devrimlerir.e düşmanhklan artık en yüzüne çıkmıs belli çevrelerin her türlü saldınlanna hayatı boymıcs hedef olacafmı d» gayet lyi bilmekte idi. Fakat o, gerçek hnkukçolamı Te Anayasa mâesseselerini temsil edenlerin. en belli başta sosyal ödevlerinin, büyük Atatürk'ün Işaret ettiği ve özlemini çektİği doğru yoldan aynIanlan hemen ve her laman ikaz etmek oldnğu ve bu husosta çok büyük manevi bir •onmüuluk ta»ıriıkten. kesin inancında idi. B Büyük hâkim ve örnek Insan: IMRAN OKTEM • M İsmdl D O G A N A Y• • YARGITAY TÎCABET DAİRESİ ÜYESİ mek aznümizl perçinlemek ve heyecanımızı arttırmak için geldik. O yol, Türk hulcukunun itibar ve onurunu yüceltti. Yurdu adalet yönünden de bagımsızlığa, egemenligo ve ışığa ulaştırdı. Senin yaktıgın ışık ebediyete kadar parlayacaktır. Ne mutlu lzlnde yürüyenlere!..» Merhum tmran Öktem, çalım ve s5«terişten kaçınan son derece mütevuı ve hayatıoı istiskar edercesine çok çalışan ve kendisini temamen resmî işine vermiş idealist bir kimse ldi Ondakl çalıçma azmi ve vazife funrn, her şeyin üstünde idi. Merhum. bu aşın çalıy kanlıfını. hâkimlik hayatınm ilk günlerinden, son nefesini verdiği güne kadar aynl hıı ve ayni tempo ile devam etrinnistir. arritavtn emektar gece bekçisl Hldaret Efendiye, bir vesile ile bugün dahi sorsamz. o sire; «... Imran Bey, Yedincl Hukuk •Dairesi Başkanı iken. Yargıtayda, ondan erken daireye gelen ve ondan sonra da daireden aynlan tek bir kimse yoktu... Cumartesi günlerinden maada günlerde, Yargıtaydan en geç o çıkardı. her gün saat 19 a kadar kendl odasında, tek başına, günlük işleri üzerinde çalışırdı. baz; günler daha da. geciktigi olurdu, çok geciktiği günlerde, hanımı veya tan merak edip daireye gelirlerdl, daha sonra da bırlikte çıkıp giderlerdi...» der. Rlernnm tmran öktem'in «Yargıtay Yedinci Hukuk Dairesi» Başkanı olduğu günlerdeU çalısmasını ve is sahipleri ile avukatlan son derece tatmfaı eden gerekçeli ve yol göstericl kararlannı, halen dahi. batırlamıymn tek bir kimse yoktur. Merhum tmran öktttn'i. gerek Atatürk devrimlerine bağh kalmak ribi isil basleti ve gerekse diğer meziyetleri batamlanndan yakinen tanıyıp da aziz hâtırasını hünnet ve hayranlıkla anmamak mfimkan Halen «Anayasa Mankemesi» fiyesi bulnnsn çok değerli ve faziletli saym Dr. Recai Seçkin'in, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmesl suretiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığındaa aynlmasuıdan sonra. cYargıtay Hukuk G«ael KUTUIU» sayet mânevi bir sarsıntı çeçirmemisse. bunu, Yargıtay daire başkanlan ile bütün üyelerbıin en isabetU bir kararla. merhum tmran Öktem'i, Yargıtay Birinci Baskanbğına seçmelerinde aramak lânmdır. erhum tmran öktem, Yargıtay daire başkanlan ile üyelerinin sonsuz itimat, sevgi ve saygılan sonncu olarak, Yarçıtay Birinci Başkanlıfına seçildikten hemen sonra, Uk is olarak. o zamana kadar, haftada sadece çaraamba günleri toplanan «Yargıtay Hukuk Gene! Kuruln» nu, cumarteai günleri de toplamak suretiyle, teraküme imkin vermemeie ve dlva dosyalannm uzun zaman sürüncemede kalmaları sebebiyle. is sahiplerinin nfrantalan muhtemel cararlarmı önlemeye calıştıKendisinin en büyük emeli, Yarptay Hukuk Genel Koruluna intikal eden dâva dosyalarının bir an önce karara baglanmasım temin etmekti. Genel Kunıl toplantı riinleri, berkesten 3nce Kurul salonuna gelip yerine oturnr, müsakerelerin baslamasuu, âdeta sabırsızhkla beklerdi. «Yargıtay Hukuk Genel Knrulu» ndaki dkva dosyalanmn uzrm ramandan beri tetkik sırası beklediğinden, büyük zararlara maruz kaldıklanndan bahisle, dâva dosyalannm bir an önce incelenmesini temin için, .Vargıtay Birinci Baskanhjhna müracaat edenlerin dertleıini merhmn tmran öktem sabırla dlnler, çogu zaman. bn nevi istekler üzerine, is «ahiplerinin haDerine aciyarak. onlarm diva dosyalannı, hiç üsenmeden ve diger resmi Jslerinm son derece yüklü olmasım da hesaba ". bizzat tetkik eder «ebebinl de Y Genel Kurula açıkladürtan •onra dosyayı kendisi takrâ ederdi. Bütün bunlar, ondaki beseri yüce vasıflan ve onun ne kadar vicdanb, hussas, anlayışh, çalışkan ve Bayretli bir insan oldufur.u gösteren, geçmiş birer vakıâlardır. ek çoklarının da hatırlayacağt ozere, «Yargıtay Ceza Genel Kurulu». 20 Eyliil 1965 tarih ve 234 313 sayılı bir karan ile, nurculufa ait kitap ve risaleleri muhtellt ?ahıslara vermek veya onlara okumak suretiyle nurculuk propagandası yapmanm, devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa din kurallanna dayar.dırma veya siyasî veya şahsî çıkar ve ımfuz sağlama amacı ile dini veya din duygulantn yamıt dince kutsal sayılan seylerl istismar etmenio. Türk Ceza Kanununun 163 öncü maddesinde yazılı suçu teşkil edeceğini belirtmişti. Merhum İmran Öktem. 6 Eylül 196« friinü, «Ankara Hukuk Fakültesi» konferans silonunda düzenlenen an'anevi «Adlî yıh açış» toplantısında. Yargıta\dan bir yıl içinde ç> kan «Içtihadı Birleştirme» ve Snemli «Genel Kurul» kararları meyanında, nurculukla llgili bu karardan da bahsetmisti. İmran öktem'in bu söylevinin. gazetelere lntikalinden hemen sonra. Atatürk devrimlerinin temeli »ayılan «lâik devlet» ilkesinin düsmam olan belli çevreler, r.urculukla ilgili söz konusu Yargıtay kararm vesile ittihai, ederek. tmran Öktem'in şahsma ve aynca onun sahsında yüce Yargitayın raânevî sahsiyetine tecavüze gectiler O, bütün bu tecavüzler karsismda bir an için olsun ltidal ve soğukkanlılıgını kaybetmedl ve Atatürk devrimlerini sa\unmakta, »on nefesin» kadar, eskisi gibi devam etti. Osmanlı kafasıyla gençliği eleştirmek... Hepimiz öğrenci oldnk, okullarda dirsek çürüttük. öğrenri yasamının bir ayrı tadı vardır ki bir omür boyu unutulmaz. Bizim kuşafımız daha çok «hababam sınıfı» r.da dirsek çürütmüş kuşaktır. Rifat Hfar'm bu alanda yazdıjh hikâvelerl okudur.uz mu bilmem Bizim kuşağımızdan herkes. o hikâyelerde azbuçuk farkla kendi sınıfını bulacaktır. Yaramazlık ve havtalık felsefesi üstüne biraz tembellik. umursamazlık. sorumsuzluk. • varelik serpildi mi. bizim çağımızdaki ögrenci yasantısı dökülür. ortaya... Çalışkan öğrencilere çoğuniukla «inek» gözüyle bakılır hababam smıflannda... Bizim ku«aeımızın öğrencileri arasmda vurt sorunlanna ecilmek diye bir dâva yoktu. Genellikle inar.dıçımıza çöre Mirt. *tatflrk tarahndan kurtanlmıstı. Basim»da da tsmet Paşa KMII'.Î Şef» idi Fmpervalizm. sosyalizm. kapitalizm çibi kelimelerden habersiz. dıs politikamn d sini. iç politikamn i sini bilemeden karanlıkta yaşardık. Böyiesine karanlıkta vetişen kuşaeımızdan çok vaman politikacılar. ve de zehir gibi is adamlan vetişti. 1950 lerden sonra Türkiyenin yabancılara peşkes çekilmesinde Ki komisvon koparıp «ben çıkanma bakanm» felsefesini hakkiyle uygulayan debalar mevdana fırladı. Atatürk'ün cumhuriyetlnl ikinci bir Osmanlı devleti niteHgine dönüstürmeve çalısan tüm uvduruk politikacılar, üçkağıtçılar. dümenciier. valancılar. din sömürsenleri hep bizim kusajhmızdan retişmistir. Siz buRÜn ciddî bir eda takımp da ür.iversite öğrpncilerine: Derslerine cahsm dive öçiit verpnlrre kulak asmavın. Yaslılar gençlere öfüt vernıeve pek meraklıdırlar Gençlieinde hob•rtil modaşının rioru&una tırmanmı» nice arkadasım vardır kj bugün roouklannın Hvimini asın hulup. homurdanır. Böyledir bu dünya . Sen gençli^inde bobstH olacaksm .. Oflun yeyecili|e merak sardi mı. öfkelenip: Bu ne rezalet.. dive bağıracafc"an. tsin esasına bakarsanız. bucünkü kusak yalnı? nfkelenmeve değil. saveıva lâyık, bir kusaktir. 27 Mayıstan hu vana blr.lerce so«yal bilim kitahı dilimize çevriidl. Gençlik vutar eib» okudu bunlan Ben buzün üniversite eylemlerinde öncölük eden eençlerin çogunu forumlardan. konferanslardan. acık ntunımlardan tanınm. G&ver.er'k snvlüvorum ki hunların hensi parlamentoyn dolduran evvam oolitikacılann» vurt ve dünva «onmlan Sstüne der« verirler Bahıâli eazetclrrinin köşelerine ve birinci sayfalanna verlesmis copu varar. bu genclerin karsısında afzını açamaz. Çarımızın PH ileri akımlanm tamvan. cifınva olavlarmi vakindan izleven. dnrmadan okuvan. eö/üpek ve namtısln hir kusak vetismiştir Türkiyede Bu kusapı cesaret ve kahratnantık açısından belki Millî Mücadeie kusağına benzetebiliriz, ama bi linç ve bllgi bakımından tarihimizde bo>lesine gençlik vetismemiîtir. Batı ülkelerinde de çençlik eylemleri vardır. O ülkelerde gençlik Hderlerl radvolarda. televizyon yaymlannda ver *lır. açık oturumlars katıtır. Blzde radvo, polltikacılann nanelerinl vannlar sabah • aksam tddla edlyorum ki bueünkü üniveniite eençlifinin Hderlerl berhand bh açık ororumda Demirel'e de. tsmet Pasava da, ttim «öhretH polittkacılara da hocalık vapacaktır ÇünkB bu politikacılar virmincl yüzyıla çehresinl veren «osyal siyast ve iktisadt atnmiann hiç birini bHlmse) temelleriyle unv madar. Babıali razarlan arasında: Gençlik derslne çalışmslı.. dlye Bğflt veren nlce fosll. üniversite kantinlerinde kahkahalarla okumnaktadtr bugün... tsmet Pasa: « Öğrenci, öğrenme Ihtiyacım kaybetmistir . » diyor. Oysa gençlik âdeta öğrenme ihtirasina kaptırmıs kendistnl Palavraya paydos diverek gerçek bilime saygıyı kazanmıstir Ama yaslı kusaklann üniversite adı altında medrese ticaretine kaydır dıklan yozlasmıs kurumlann temelleri çatırdamaktadır Gençlik. gercekten bilim adamı olan hocalaruıa en büyük saytiyı gösteri yor. Yalancılık ve çikarcılık üstüne söhretierinl sürdürmek Istlyen bir takım parazitlerin ise cebaletinl görüyor. vaktiyle iktisat dive okutulan seyin iktisat olmadığını. felsefe diye okutulan seyin felsefe nlmadığm! anlıyan gençlik. yüksek öğreniro kurumlanndaki kültür sultasına baskaldırıyor. Üniversite Bğrendsinl kınayanlar, dünyanın gidislne baksinlar bir... Yirminci yüzyılm sonuna doğru bütün dünyada zinrir Ieme devrimler toplumlann cehresini değiftirmektedir. Çocuk iarmıızı hunhan Osmanb kafasiyle elestireceğimize. kendi katalarunız) değistirmeye çalıssak daha doğro otnMs mrî" tr >"• P «Hoş sadâ» lerimlzi. onun birinci ölüm >ildönümünde. burada aksettirmeyl. kendimiz İçin yerine getlrilmesi gerekli çok acı bir vaıife telâkkj ettik. Kendisi için Usidıgımn bu duygulan. doğrudan dogruya içimizden gelen en samlmi bir hisle ve olduğu gibi bu sütunlara naklet. raeye calıştık. O, ancak Yüce Tanrımn nâdir kullanna nasip ettifi Insanhk ve hakimllk vasıflanm nefsinde cemeylemis ve btld kalan bu kubbede bir «hos sada» bırakabilmis fftnirden blri idi. Gclmiş ve gelecrk bütön meslekdaslanmın onun aziz hâtırasını. hürmet, muhabbet ve hayranlık duygusu He ebedlyeı» yasaiacaîdanna inanarak kendisinl Yüce Tannnın magflretine emanet edeıim. merhum tmran öktem'in bir meslckBfa, dası sıfatlyle. onun nakkmdaki tahassüs Âtatürkçü ve ülkücü tmran öktem. Atatürk ve omm M erhnm devrimlerine gönülden inanmıs aydm bir ülkücü idi. Her vesile ile, Atatürk'e karsı olan sevgi ve hayranüğını bellrtmekten sevk abrdı Yargıtayın kurulıısunun yiUuncu ylldönümünde. Yargıtayı temsHen, Azutkamrdeki özel deftere yazdığı şu cümleler dahi, ondaki Atatürk sevgisi ve hayranhfmı beHrtmeye kifidiı; «Yargıtayın 100 Uncü yıldönümünden faydalandık. mlnnetlerlmlri tekrarlamaya geldik. Açtıgtn aydınlıfc yolda ytirU Bu yıl İçinde Manchester Hastanesine yerlestirüecek olan HÎLETRON isimli kanserle mflcadele clhan Kanserle savaşta yeni bir cihaz: !• I HÎLETRON HAZ1RLAYAN: Hayır O cadı kazanları! «Aniadınıı nu şimdi, ne is görüyorus, nasıl hizmet ediyorus Allaha», «şaşıyorum size, gördügümüı büyük ifin (arkmda değilfflniz.» Yabancı değilsiniz bu çesit konuamalara. Anadolunun bilmem hangi kasabasında dayak yiyen ögretmen, linç tehlikesi geçiren aydın, türlü yalanlar, iftiralarla sıkbogaı edilen devrimci, akla bayale sığmaz suçlandırmalarla kücük düsürühneye çalısılan Atatfirkçu, hepsi hepsi duymuşlardır Myle sözleri. YapUgımu is önemli, yaptığımız is büyük, vatan, millet, Allah, biz, onlar!.. Arthnr MUler*in «Cadı Kazanı» nı Taksimdeki Kültür Sarayı »ahnesinden seyrederken 1692 yılının Salem'inde değildim ben, Gunümüzde, bugünün toplumundaydnn. Sahnedeki o 17.yy. insanlanmn tıpatıp benzerlerini aramızda o kadar çok görüyordum ki! Hattâ o aksam bile önümü ardımı dikkatle seyretsem sahnedeki «cadı avcüan» ndan bir kaçnu kolayhkla görebilirdim. Cadı Kazanlarının apaçık kaynatıldıgı, cadı avımn sokak koşmacası halinde yapıldığı bir toplumdayu. Üstelik de cadı saydıklannın cadı olmadığını bile bile yapılan bir cadı avı var bizde. Çıkarlanmıza kim ilişirse, çıkanmm saglayan düsüncelere, fikirlere, inançlara kim karsı çıkarsa o olnyor cadı, öldürülmesi, yok edilmesi gereken düşman .. «Burada bir büyük ates yakmış bulunuyoruz» diyor Salem vali vardımcısı, mahkeme başkanı Danforth. Hep öyledir, bep öyle büyük ateşler yakarlar gerçekleri ortadan kaldırmak için. Yalan, iftira silâhlandır: Bilgisiz kafalan coşturmak, inanan insanlan çileden çıkarmak için yapmıyacakları yoktur. tşin gerçegi başkadır her zaman. «Cadı Kazanı» nda da öyle. Ya fazladan toprak edinme işidir. Ya da başka bir çıkan sağlama sorunudur. Din, inanç, yurtseverlik, Tanrı askı, hepsi hepsi, sinsi, küçük çıkarlan, bu dünyanın zevklerini yalnn kendine, kendi bencUüğine sağlamamn yollarıdır. Aradıkları düşman yoktur ortada. Cadı dedikleri kendlleridlr gerçekte. Ne diyor çıkarmi her seyin, din askııun, Tann sevgisinin üstünde gören rahip Parris: «Sayın baskan, siz de zaten kimsenin görmedigi şeyleri bulup çıkarmaya geldiniz». Kimsenin görmediğini onlar görürler, onlar çıkanrlar! Hatırlayin bir çok olayı, örneğin Malatyada bilmem neresi kesilen ögretmenin başına geleni Cadı kazanları nasıl işlemis, nasıl başanyla kaynatmıs gerçekleri, ortadan kaldırmıs. Kimse ssvunamadı adamı. Kimse nedir bu işin içyüzü diye soramadı. Kimsenin gSrmedigini, bilmediğlni yalnız o cadı avcüan bildiler, gördüler, becerdiler! Ne aynm var 1692 deki Salem olayı ile 1969 daki Malatya olayı arasında? İki yüz yıl arayta yalan, çıkar düşüncesi, düşmanca duygular nasıl da gerçekleri örtbas ediyor, ayni yöntemlerle, ayni koTkutmalaria, ayni susturma yoUariyle... Salem'in bir kaç ahlâksız km, bir kaç çıkarcı zengini, bir iki ahmak raüibi ve bunlara kanan, inanan, körükörüne bağlanan bağnaz halkı bir «cadı kazanı» nın kapkara dumanında kendileTİni nasıl da yitiriyorlar! Bunu anlamak, görmek için Miller'in «Cadı Kazanı» nı görmeli. Böyledir, din, ahlâk, yücelik adıns> konusanlar da bir gün gelir, ayni kavramlan savunan başkalan karşısmda korkudan tirtir titrerler. Ne diyor o ahlâksız kız, Abigail, bir an kendisine inanmamazlık gösteren vali vekiline: «Siz de dikkat edin ey Danforth. Şeytanın sizin akbnızı da çeleceğinden korkmuyor musunuı?» Başkalarmın tepesinde sallanan Damokles kılıcı bir anda ayni kılıcı kollananlann tepesine böyle diküiverir iste... Miller usta bir yazar. «Cadı Kasam» da başanlı, anlamh, kab a bir oyun. Her ülkede, ber çafda bdyle, buna benser cadı avcüıfı tragedyalan, komedyalan oynammsttr, oynanacak da!> 17.yy. da seytandı avianmak lstenen, bugün devrimcflerdir, Atatürkçfllerdir Türkiyede... Taruyomz o ifrenç kaaanlan... Kaynatanlan da, o kazanlann çevresinde göbek atanlan da... Sonra bu oyunu görüp, kendilerini bir aynada seyredercesine çileden çıkarak, Miller'e, «Cadı Kazanı» na, bu oyunu begenenlere. anlamlı bulanlara kızanlan da... «Cadı Kazanı» bu, elbet kaynayacak, taşacak, duman salacak... Cadı avcüan billrier gerçek cadının kendileri oldugunu. Bu yiizden kaynatırlar o kaıanı, salarlar o iğrenç dumanı. Cadılar yok diye kim demiş? tnsan biçünindeki o bağnaz kafalılar, o cadı avcüan, cadınm tâ kendisidir. Göriin «Cadı Kazanı» nı. sonra da çevrenlze lyi bir bakm, gazete «ayfalanna, politiî» alanlanna Tek tfh ta. nıyacaksınız. « Danforthian, ^ M # mım^ ugüne kadar kanser tedavisinde en tesirli cihazlar çeşitli ışınlardan istifade edilmek suretiyle tümörlerin radyasyon ile bombardıman edilmelerinde kullanüanlar olmuştur. Radyasyonla tedavide gitükçe gelışmekte olan habis hücrelerin B Vecdi KIZILÜEMİR sine Unkân vennemlstlr. Buna rağmen aynl sist«m üzerind» yapüan çahşmalara ara verilmemlş. daha mUtekâmil dhazlaruı gelişürihnesine çalışılmıştır. Bugüne kadar bilinen ve atoro gücü diye tsınUencUrilen ve kobaltla çalışan ciüazlarda dahi yUzde yüz kesin bir tedavi imkftnına ulaşüamaması kullanılan ışınlann tam bır şekilde her yönden tümöre tesir edememelerinden Ueri gelmekt« idi nüfuz edemMlgl dokulan geçebilmekte ve lsteailen yere ulaşabilmektedlr. yayılma, yani çoğalma gOçlertni kaybederek yok olmalrtadırlar. tlgililerin Uade ettiklerine göre, bu yıl Manchester HastahaCihaz, habis hücrelerl her ta nesine yerleştirilecek olan cihaz, raitan bombardımana maruz bıorganlarda meydana gelen her raktıgında hasta hücreler kolaytürlü kansert önUyebüecek güçtedir Ukia atrofie olmakta ve etrala MEVLÎT Sevgili babamız. emekll ögretmen YÜSÜF ZIYA KIRAY'm vefatmın kırfancı gunüne rastlayan 2/5/1970 Cumartesi günü (yann), öğîe namazmdan sonra; Şişli Camii Şerifinde, aziz ruhu için Mevlit okunacağıru; akraba, dost ve din kardeşlerimize duyururuz. AtLESt Cumhuriyet 43f>ö ERZURUM 23 TEMMUZ DOĞU FUARI MÜDÜRLÜĞÜNDEN 23 Temmuz'da açüacak ve 23 Agustos'ta kapanacak olan Fuanrmzın Luna Parkı 15 Mayıs 1970 Cuma günü saat 14.00 de Valilik makammda açık artırma usulü ile kiraya verüecektir. Bu işe ait şartname ve diger malumat Fuar Müdürlugunden almabilir. Taliplilerin belirtüen gün ve saatte onbin liralık muvakkat teminatlan ile müracaatlan ilân olunur. (Basın: 14098/4370) YENİ BİR CİHÂZ B Hiletron cihannın ısın ymratan kısmı; a) Hidrojenli maddeler, b) tçi kursunlu çelik muhafaza, c) Çelik kuım, d) Nötron tüpü, e) Nötronlann çıktığı yer. çoğalmalanru önllyecek ısınlaı kıülanılmakta, bu suretle hastalığın yayılmasınm önüne geçllmekte idi. Fakat sistem hiç biı zaman hastalığm " , ' • 100 tedavi ilindiö gibi habis olmıyan oksijenU bir hücrenin öldürülmesi İçin normal bir şekilde X suası bombardımamns tâbi tutmak yetmektedır Halbukl oksljensiz dedlğimlz habis hale gelmis hücreler normalden Uç beş misll X şuasma tabi tutulsa dahi ölmemektedirler. Bunun için çok daha kuvvetll ve vücut dokulanna daha derin lemesine tesir edebilecek ışınlara ihtiyaç vardır. Bu güce sahip bir cihaz günümüze kadar gerçekleştlrilememişti. Ingiltereden gelen son haberlerden anlasıldığına göre Elektronlk Research Laboratory'de 14 Megaelektro. volt güce ulaşan bir nötron tüpü yapılabilmiştir. 38 santlmetre unınluğunda, 6,5 santlmetre çapında bir nötron tüpü saniyede 100.000.000.000 nötron lmal edebümektedir. u kadar yüksefc güçt« nöt a. b ve, c ıstlkametlerinden gelen ışınlar d dokulardan geçerek e türon neşreden bir cihazın ışın mörünü 1, 2 ve 3 çevreden bombardıman ederken . lan kolayhkla hiç bir ısının PERSONEL ARANIYOR Gıda maddeleriyle iştigal eden Düyük bir iktisad! devlet teşekkülü yeteri kadar eleman ve daktilo bilen bir bayan aramaktadır. Adaylann askerligini yapmış en az Orta okul mezunu olması lâzımdtr. Muracaatlann en geç 8/5/1970 tarihine kadat Personel Şefliğine yapüması rica olunur. Adres: Londra Asfaltı Kulell Bakırköy Istanbnl Pastörize Süt ve Mamülleri Sanayii Müessesesi Müdurlüğü (Basrn: 14296/4373) B Yıldızeli Pamukpınar Ilköğretmen Okulu Müdürlüğünden Maddenin cinsi Akçeltik pirinç Kemlkli sığır eü Kuyruklu koyun eti Nebati Margarin Beyaz çalı fasulye Miktan 6000 Kilo 6000 » 7000 » 9000 » 7000 » Muhammen B. Tutan Geçlci T. thalenln çekli Lira Kr. Llra Kr. LiraKrş. 4 32 25920.00 1944.00 Kapâlı zart 7 50 45000.00 3375.00 » » 10 30 7 40 3 28 72100.00 66600.00 22960.00 4855.00 4580.00 1722.00 » • > 1 » » MevlidiŞerif Dejerli eşim ve Sevgilı Annemiz Merhume ve magfure MEBRURE ERSAN'ın 1 Yıldızeli Pamukpmar îiköğretmen Okulunun 1970 mall yılı senelik ihtiyacı bulunan yukarıda yazılı beş kalera yiyecek maddeleri kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çîkanlmıştır. 2 Eksiltme 25 Mayıs 1970 Pazartesi günü saat 15.30 da Yıldızell Belediye binasında toplanacak satınalma komisyonu hunırunda beher kalem için ayn ayrı yapılacaktır. 3 Isteklilerin 2490 sayılı kanuna uygun olarak hazırlayacaklan zarfla birllkte 1970 yılı Ticaret Odası vesikalannı veya dernek belgslerini eksiltmeclen bir saat evveline kadar (14.30 kadar) teklif mektuplannı rnakbuz kar<!ilığı Komisyon Baskanlığına vermeleri vej"a ayni gün saatte komlsyonda bulundurulacük şekilde postalamalan şarttır. 4 Postada vakl gedkmeier muteber sayılmaz. 5 Şartnameler mesal gün ve saatlerinde Okul Müdürlugünde ve Sivas MİH1 Egltltn M O dUrlüğü kaleminde bedtisiz olarak görülebüir. Hakkın rahmetine kavustuğunun kırkıncı gününe rastlayan S Mayıs Pazar günü Çarsıkapı (yeraltı geçidine bitişik) Kaliçeci Hasan A»» Camisinde ikindi namazun müteakıp aziz ruhuna okunacak Kur*anı Kerim »e Mevlidi Şerıfe akraba, dost ve fftn kardeşleritnizin tesrifleri niyaz olunur. Dr. Haaan VUâU ER8AN ve Çocuklan (Cumhuriyet 4360) Petrol Offisi Marmara Bölge Müdürlüğünden: 1 Ofisimiz Haramidere deposunda bulunan, hizmet dışı bırakılmış, (6) adet muhtelif cins kara aracımn satıçı yapdacaktır. 2 Araçlar ve satıs şartnamesl her gun mesal saatleri dahüinde Haramidere dspomuzda görülebilir. 3 Araçlann satışıns talip olacaklann kapalı zarf fiat tekliflerini engeç 15/5/1970 Cuma günü saat 16.S0 a kadar Cumhuriyet Cad. Emek tş Hanı No: 209 HARBİYE adresine eöndermeleri veya venneleıi çarttır. 4 OfİSİmt»; MOfl «!«•«».» « • > > • • • # • • • • » » > • »W» TARIK2.KIRBAKAN OEBt, M C «• COBRKVİ BaMahklan Mttokasnn a Haleleri. o Parrisleri o A •KTMT tsUkltl Cad Parmakkaı»