26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE İKt 24 Nlsan 1970 CUMHURÎTET mn Patriği Atbenagoras*m, tedarl edfldiği Viyana'da sağlık durumunun kötüye jttmesi, Patriğin 1leri yaşı da fö» önfinde tahıtanca, yerine kimln geçeblteceğ] Tey» «jetirilecegi» konusunda tahminlere ye baa dıs çevrelerde de gayretlere yol açmıstır. Birkaç gazetemizin gdsterdiği ilgiye ragmen, Ge. <üz depremi, üniversite olavlan ve «tfirlö • çesiUi» baska nedenlerle, Türk kamu oyumın. bu konuya gereken önemi verememiş bulundufu »amsındayız. Halbuki pairikhane Türldyede ve patrlkler de Türk tarihi içindedirler; birlikte vaaantnnız besyüz yılı çoktan asmıstır Te tecrübeyle de sâbittlr Jd, ne zaman dış çevreler Haliç'teki Fener yönune gözlerini çeTirseler, bizim derhâl azam! hassasiyeti föstermemiz gereldr. Patrikhane, ranat bırakümaiıdır. R FENER PATRIGE ve PATRIKHANE Doç. Dr. Mukbil ÖZYÖRÜK edilip btjnlar da Balkan polittkasma kanştık> tan Mnra, Patrikhaneye dört tarafından kaaca atılmı* ve Osmanlı lmparatorluğn uzerindeki entrikalann pirdâbına sürüklenmistir. Patrik seçimJeıini etkUeyebilmek için bunoo küçük bir fnırula yaptuılması düsıinülmüs ve eskiden mevcut iken, sonra kaldınlan Sinod knnüo (=Saüıt • Synode) 1860 sıraluında yeniden teskil etttriimiştir19 uncu yüzyrlda, Osmanlı tmparatoriufuna sadrıâzâm tâyin ve azlettiren «dflveM muazzanıa» Fener Patriğinin ve Sinod Kunılundaki metropolit'lerin de y&kaama ellni atmıştır. Balkanlar flzerindeki çeldsnıeler, patrikhane üzeriodeki yarışmalar kızısa kızısa Birinci Dttnys 8avası Sncesine geldik. Balkanlan verdik; ssvaşa girdik; fakat nastl Te ne kıükta çıktığimız malum. Mondros, Sevr, binbir slcandal ve bu arada Taşnak, Hinçak gibi bir de Etniki Eterya ve Pontus projesi .. Meselede, kwtircbfldl|lnıiı ve kcsürem» diğimiz hesaplann bulucduğu muhakksktır. Evrelâ, üç buçuk milyar dünya nfifnsunun bir milyan hıristiyan ve bunun 150 milyonu da ortodokstur. faklasık 100 milyona Sovyetler BirHğindedir; fakat ne onlann dısardakilerle, ne dı*»rdakUerin onlarla pek bir iliskilerl yoktur. Zaten Rua ortodok» kiliaesi 1389'da Fener'e kmrsı baiımnzh|ını (Un etmis, kendi patriJHni (=Eksark'ını) seçmistir. Ge> riye kalan 50 milyonnn eziei çojtunluğn beş Balkan memleketlnde yaaamaktadır: 9 mllyon luk Tunanistan'ın •• 96'sı, 9 milyonluk Bultaristan'm •'• 851, 2S ser milyonluk Romar.ya'e nın oW1, Tuffoslırya'mn »'»«'si ve t milyonlnk ArnavntluSun •. 23'fl. Türkiyedeki Ortodoks nüfusu önemli değUdlr, takmt bir kaynat* Itöre A.B.D. de 3 milyon. ba»ka bir kaynaK eore de .t buçuk milyon, yinl *ı 130 • l.'S a civartnda ortodokg vardır. öylece. özellikle yedi ülkeye vayılmıs orB todokslann rnhanl başkanı, hiç şirphesiz nedMto ştndl, r m e r PatrlkhaneamdeB ıtparit aliDBURçasjna, kellann sıvanıp Fenere bir Fa* rik aranmakta olduğn ve meshur Tfirk düsmanı îakovas'ın da jtöıde bir namzet bulundufn yolundaki haberlere inanmamak için hiçbir sebep yoktur. Lstelik hâlen Amerikada, tspiro Ajnostopulos «dında Rum bir Baakan Tardımcısı vardır ve her halde bu zâtın da, Patrik komısunda söyleyecek sözfi bulonmakUdnr. Büyük Millet Meclisi ve pnrlâmentoculuk 1 t i l Bize gelince sun, Ortodoks cemaatinin basma hangi ruhanhıir peçmesi çerektiği, biıi ilırilendirme* gibi çörünür Nitekim hahambasi ve Ermenl Patritijle de ilpilenmeviz. Fakat Fener Patrikhanesinr. dısardan eller azanacaksa, bn takdirde ilk TB son söıün de Türkiveve alt olması zarari (ribi porfinnr fener Patrikhanesi bujrunku nfifazuna vukarda belirttieimlz çibi, kendi çabasıyla dpçıl Osmanlı hükümdarlannın tutumuyla ulaşmıştır. Patrikhaney* ttmnan btınca tmkân re imtlyaza karşıUk, hiçbir tnOdahale olmamı? ve bnna Ihtiyaç da dnynlmamıstır. Ancak terrübeyle stbittir ki, Patrikhane asıl fonksivonu olan dinsel işlerden uzaklastınlıp «düveli muazzama» politikasına çeldldijH zaman. bunun herkese nran ouımstur Patrikhane. Türkive içinde bnr a m dnlet değildir. O halde Türkiye devletinin lâiklik ilkesi. patrikhanevi de kapsar Turklyenin lâik bir de\let olması. Türkfredeki her türlü dinsel kurumlara \e din ışlerine sadece Türkivenin kanşmavıp başka herkesin barnunu sokabileceği anlamına gelmez. Turkiye. lâikliği nedeni*Ie bu kunımlara ve işlere kendisi kansmayacak ve gene Türk Devletinin l&ik niteliğinin zedelenmemesi için başka herhanti bir devleti de elbet kan<tırtmavacaktır Her halde. Ortodoks âleminde. Patriklik tnakamını veteneklp doldurabilecek, Turklıige ve Türkiyeve sajfi tasıyan. kiliseji her türiu siyasi maceradan korumafa muktedir. kimsentn siyasî rüzjrinna kendini kaptırmavacak ve slyasî yollardan pelmeyecejh için siyasi anca> man'arı da olmavacak bir Patriği bulmafca bizzat kilise muktedlrdir. En azından, ba memlekette doğmus, bu memlekette büyiimüş. Türkü, Türkiyeyi. TürkceTİ bilen. Türk derletinin Anayasasını ve lalklifini anlayan birden fazla Patrik adayı vardır sanınz. bir olarak B izeve geiince: L&iknüfuzudevlet olacaks»toplamı ne tutarsa tutsun. ksç ülkeye yanlmış oralardaki ne ol «Iyi doktrin» muştur. «Iyi doktrin» aıüamına gelen «Ortodoksluğun» ve ortodoks kilisesinin çelişnıesi, hıristiyanlıktaki baska mezheplerden hayll farklıdır. Batıda UUsenin dünyevî iktidara fistünlük iddialan vüzyıllarca, usanmadan sürdürülrnüs. ve bu vüzden ortaya nice ısmarlama hukuk \e devlet teorileri atılmış. papaIsrla kıral ve imparatorlann çekismeleri nedenirle Avrupa halkı, yer yer olmadık ızdıraplara katlanraıstır. Doğn kllisesi ise. baslanglcından berî bunnn aksine bir yön tutmus ve onun çekişmesi Bizans imparatorlanvla deJfil, Batidaki papalarla olmuştur. Isâ'dan sonrs beşinci yfizyıl nihayete ererken dindirîlmesi «rtık imkânsız hâle gelen bu çeHsme, be? yüzyıl daha sürmüş ve 1054 te, iki kiüse birbirindpn tamamen kopmuştur. Bunnn sonucnnda, ortodoks kiliscsi, Bizans imparatorlanna daha sıkı baglanmış, bütiin ortodoks âleminin riir.i baskanı olan PatrljH, bizzat taıpara'or. kendisine »unulan 6ç aday araaındao tâyin etmeğe başlamıştır| A 5ff O t e TürkJrr tstanbuln aJdık•• *?*»<* luı zaman, Fener kilisesine • Mr zarar gelmek. jetkileri ve irakânlan kısılmak şö>le dursun. bilâkis kOise daha da rabatlamıstır: zira en başta, Osmanlı hükümdan, Patrik seçlmlnl. Mlisenln ve Rum cemaatlntn liderlerinden kurulu bir mecliae bırakmı» ve Rum cemaatine, hatta isiamiyetle en bağdasmaz. en çelişlk avinlerinde bile tam bir 6zgürlük bahsedilmlstir (Encyclopaedia of SociaJ Sciences). Üstellk TBrkler ark» arkaya ve sür'atle zaptettikleri Balkan memleketlerinJeki kiliseleri de Fener Patrikhanesine bağlamak suretiyle Patriğin nfifuz alanını durmadan genişletmişlerdir. Osmanlı tmparatorluğu ferileme derresine girip de özellikle Balkanlarda Rus ve Avustur ya rekabeti başlayınca. Balkanlar Ozerindeld ruhanî gücünü inıllanabilmek için. İki taraf da elirrini Fenere kadar uzatmakta gecikmemiflerdir. Hele 1829'da, Yun*n bağımsızütı flla patrikhane. C*« ereekten Rum Patrlğimn ve bir yeri olsinin. tarihimlzde U)d çekici w Neden? G fin reçtlkee kimliğini, kisfllftni. süzlüföna büsbütün kavrayıp, büsbfltün leimize sindirdi^irniz ve bir ikindsl, üçüncusü. battâ dördüncüsü bile olmayan TEK AIMM'ın vönetimir.de. müslüman Türklerde oldafı» gibi, hıristijan yurttaşlarımızda re onlann dinsel kurnluşlannda da çalkanmalar durmus, ortalık yatışmıştı. Ne taUnüyette Bzbröz TOrkler arasında alevts&nnt dlye mezhep kıskırtan, ne de Fener'deki kllise ve patrlğiyle uğrasan vardı«tstiklâli tam» mı yitirmeğe ba;Iadığimız yıllara kadar tm böyle »ürdO ve ancak 1947' dedh U, bosaten patriklik makamına, TfirklükJe re hattâ Rumlukla hlçbir lUsifi olmayan, Türkiyeyi ömründe rörmemis, tek kellme Tflrkçe lşltraemis bir ortodoks ruhanî. U Amerikadan ve Amerika omı istedlfl İçin ve bir jfazetemizin hatırlattıfına ıtöre Sinod Kuruluna bile •oralnıadan jetirilip otnrtulmns. tnr. Amerikan yardımından böylece bir de Patrft «Imıs oldnk. Bu «dostluk eli» neden uzadı da, ta Fe. ner'e erisip Athenagoras'i makamına oturttu? Bu Uraflarda Patrik olacak kinue ml kalmamiftı? llginç bir insandır Ortodokslar, Amrrika'nın himayesine muhtaç deffldirler; fakat Amerik» için «himftyeye stySn> dırlar. Üsteltk Tunan dosUuğu ve o tarlhlerde. tnriltereve karsı ayaklaomif, yaktn gelecekte bosaltılscak Kıbrıs vardi Makarios da bir mnanîdlr; o tarihlerde de, bngünkfl fibi hay«tt» Te faaliyettedir. Bundan başka, tkind Dunya Savasımn hemen ardından, hıristiyanltğı derleyip toparlsmak, darfinlan banstırnuk İçin düny» •;apınd& bir gayrete ıreçilmiştir. Niteldnı A t henasoras'ın tâyininden bir yıl sonra, 1948'de, Amrterdam'da «Diinva Kiliseler Birligi» !"»• rulmuştnr. Rum Ortodoks Kllisesi, bu birliğin bir fiyesidir. Vatlcan, basUnınçU tceride durmns. 1965te tsbtrHfine )rirl»mistir. önemli oltn bir is de. Fener re Roma kiliselerinin banstmlmasıdır. Butnm için 1967'de, Papa AHını Paul, blzl deJHl. Athenacoras't pBrmek ve rBrfismek üzere TttrHyeye celmis ve Ayaıi'/fva'da, bu bansma için bir de dua etmijtir. Aym yıl Eklro aymds da Atbenaçoras. V»«. can'b isdei dyarette bulunmustur. Sonuc ener Patrikhanesl. kendi F rakılmslıdır. Bubir nüfuz sükunetine bisukuneti bozup dalpalandıracak herhanfi oyunu süphe htlinde dahi • hissedilirse, bt. oyunu bozmak ve kilise dışından bir söz söylenecekse, bu wto. Fener'in ve Ortodokslujtun er sahlbi olarak Türkiye tarafından sBvlenmek seretdr. Kilise sırtmdan «d&vell muazzama» oyunlaruını modaaı geçmistir A rabtstan'da, bir tvaftan Aramco petrol kumpanyası eliyle «RabltatülâlenıflHslâm» ı kurup ffellştlrerek lslimiyete hlzmetler (!) eden Amerikanın, öte taraftan Hıristiyanlıfa hizmet etmemesl elbet dÜBunületne». Ba Mnstala Kemal Pasa, Ankara'da bir Meclis kurmak fikrini j gelistirmek için 17 Mart 1920 taribinde Kolordu Kumandanlık j lanna ve Valiliklere bir jazı göndererek duromn saptamak is | tedi. 3'iincü \e 15'incı Kolordu Kumandanları bn fikre taraftar ı olmadıklannı bildirdiler. Mustaf» Kemal Paşa ile Kolordo Ko ; mandanlan iki şrün kadar bu konuyu telçraf basında tartıştılar ı Istanbnlda Meclisi Mebnsan dağıtılmıstı. Bir knrucu meclis ge • rekiyordn. Ama 3'üncü Kolordu Kumandanı Karabekir Pas» : ] c Halk Osmanlı Meclisi Mebusanını tanır. Tenı bir MecUce katılaeak kimseler bnltnak «ordur» dlyordu. Sonunda Mustafa Kemal Pasa'nın fikri kabul edildi. Demek ki Birinci Büvük Millet Meclısini kurma karanna Atatürk İle Kolordn Kumandanları arasındaki anlasmada vanlmıştır. Bnndan sonra, uvgulama hızta eelisti. Seçimler iki dereceli idi. Zaman dar oldufcundan beledive. vilâvet. liva meclisi üyeleri bn J»e katıldilar. Bazı verlerde seçimler ciddiye alınmamış. hattâ direnmeyle karsılasmıstır. Trabzon'daki seçimler Kfisım Karabekir Pasa'nın Tümen Kumandanına verdifi emirle ve torla vnriitölmiistür. Bötün baakı ve gayretlere raçmen Meclism toplanacagi 23 Nısan'a kadar «eçimler tamamlanamamı& ilk ırfln 189 yerine 120 üvevle otnmm açılmıstır Bir vandan katılmalar ve bir vandan avnlmalar devsm ettitinden Meeltsın five sayı«ı ozun raman belli olamamıstır. Bn biçimde toplanan Meelis. butfin knvvetleri ellnde totuvordn. Ama Gari Mustafa Kemal. hem Meclism. hem hiikumetin. bem ordanon rönetimini vörüJecek kuvvet meıküne ?eçmişti. Meclis. hemen Hivanet4 Vataniye Kannnn'nu eıkararak. ve tstiklil MahkemelerinJ kurarak harekete ıteetl. Bir Mılli Knrtnlns Sa\ası verivorduk emperyalizme karşı BB «aıasın amac te araçları saptandı. Görülüvor ki. TB.M.M.'nin knmlnsu ile Avrupa'nın parlâracntocnlnfn arasında bir ıliski voktnr. Daha sonra tkinci Biivük Millet Meclisiyle venl dBneme «eCildi. Batı parlâmentocu!u*UTİa Atatiırk'ün Meclisleri ara«ındaki belirrin farkı kîm«e inkâr edemez Gazi Mustafa Kemal Türkiye Bövük Millet Meclisleri süresinde Batı parlâmentncoluSunn Iki kere denemeve kalktı. Birisi Terakkiperver Fırka. ikincisi Serbest Fırka denemesidir. lki«inde de devrimlerin tehlikeve düstüiünıi eordS. Ve tek partill mecli« v5netiminl Blümrıne dek «ürdürdâ Cok partili rejim demek olan pnrlâmentocnlnkla devrimlrrin çüvenliji arasında bir terrih vapmak jorunda kalan Atatürk. tereddütsüı ıkinctvl seçmistir. Ancak bu kararladır ki. empervalizmin parlâmentöcsluk yolnylS Türkiye'ye egemen kılınması Snlenmi«tir. Parlftmentoculok Bstı'da kapitalizmln gelişmeslyle artava çıkan bir tivasi arsçtır Ba«1angiçta arfctokrasi burjuvasi celismesini ve daha sonra burjnvazi proletarva çelismeslnl vansıtan mecliıler karsınnda bir sonımlu hükumet vardır Çesitlı •ımf tüclerin» temsil eden sivasi p^rtüer. rrjimin daianaklarıdır. Ançlosakson serierinde ve sömürreci kara Avrupasının kapltalist bahçelerinde boy atnn bu rejimı ıthal eden ne kadar maclflm fllke varsa vıkıntıva ojramıs, givasi partiler kanahvia parlimentsvD ele geçiren emperyalist füçlerin tnzafına dü«erek perisan olmustnr. Toksul toplnmlann parlâmentolannda. isbirlikçi partilerin toprak atalan, kompradorlan. »erici çevreleri bornlannı Sttürmetıni bilmislerdir. Parlâmentoculukla devrimcilik baŞdasamamistır. Atatürk'ün liderlltinde devrimleri vürürlB»e koyan BBvfik Millet Meclisleri, parlâmentoenluktan nzak bir siyaai rejimln meclisleridir. tkinci Dünva Savasından sonra partâmentoculo*» geçis. tsmet Pa»a ve Cflâl Bayar ikilisinln liderli^inde tezgftBlanmı«, ve vabancı devletlerln IsblrUkçlleri geri toplnm yapısındaki tntoea «üçlerle birleserek siyasi «ktldara bütOn ağırlıklanvls oturmnslardır. Bnnon içindir ki, Savın Bfilent Ecevit'in 23 Nisan 1930'nin elllnci yıidönfimünde soyledigt sSzlerle cerçekler arasında iliski kormak torflnr. Ecevit, parlâmentocnlnfn Sverek demistlr kl ; « Parlimentolu demokratik rejim. 23 Nısan 1920 gününden ba$layarak Kurtulu» Savajımızm bir 6z unsuru olmuştur ( ) Parlâmentolu rejim içinde çetin sorunlan çözme yetenegıni d«ha o yıllarda ortay* koymus olan Türk halkı, adaletlı bir foplum düzenine uiasma çabası önündeki ecgellerj de gen* bo rejim içinde asacaktır.» Parlimentocalngun Batı toplnmlari tarihlnde zaman zaman evrimei gidi$i saglıyan bir islerise dSnastü|ü. tam an zaman tutocn olduğu göriilmfistür. Bütün bu niteliklerın bepsı de kaVtlatlst ^f li*n» « f o n ^ f çMdedir. Bagımlı sermayeeililt vornnda itmttm edlltn TfltMye .»3W bir filkede p«Htm*ntneolohın T«rannı. ne yakın tarihte görebildik. ne de btfgfin g3rQvormı. Geçmlıin Te günttmüziin elle tutnlur gerçe|ıdir bu . Hayır Baskan Wllson, Meksikalı CarraniB'T» «Ulkeslni demokrasiye ka\uşturma£i içm ögtltler, ardından da siZâhlar» vermişö. Baakan Eısenhower, tranlı general Zahidi ye ijrnı e^ttten î$i*m* «Uâh yardınn yapmıstı. Baskan Johnsonun da Vietnamb Oencraner Kv ve Thieu'je aynı ogütleri ve daha üsti&ı sfi*««n sundafunn büiyoruz. Daha pek çok ornek bulunabiiir ba konuda. Amerikan unparatorlufunu bütiin güeüyle ayakta tutmak, yuceltmek, ilerletmek, dünyaya eçemen hale getirmek başkanlık koltu&un» oturanlann bas gorevidir. Öjleyse Baskan Nixon da selefierinln yolundan niye ffitaıesln? Niye yunanlsUn'daki Albaylar Cuntasına «demokrasiye kavusturmak» oçüt >e olanaklaruıi sağlamasm? TunanUtanda yaptıgını Kamboçja'da niye Rerçekleştlrmesln? Amerikan ç> karlanna karçı kovan bir Slhanuk'u niye alaşağı etroesin? Bun« benzer başka oyuniarı demokrasivc ulasmak yolunda «bfivük mfittefikinln» yardımlanna ihtiyaç duyan ötekj dostlanndan niye eairjesin? Fraoaız Radlkal Sosyalist Partisi G. Sekreterl, gazeteci ve yaıar Scrvan Schreiber. basın toplantısında açıkça »öyledi: «Yunanıstan'dakı Cunta iktıdarını gerçekte Pentagon ve CİA yönetmektedır.» tspatı da açık: Solcu TeodorakisT Cunta hapishanelerinden kurtarmak ancak CtA'nın istefiyle mfimkttn olabildi. Tunan albaylanna kalsa d&sman bildlkleri bir aydını serbest bırakmazlardı. Oysa ClA'mn «akıllı» vöneticileri için besteci Teodorakisin özgurlfige kavusturulması hiç de hnemll değildi. Üstelik bu uyirarca darranıs dünva kamuojunda bir sempati de yaratabilirdl. Servan Schreiber. Teodorakis'i aldı, Paris'e fötürdü, hattâ CÎA1nın hoşsörüsünden cesaret alan Ser\an Schreiber, daha başka tntuklulan da kurtarmak Icin Atinaya gerî geldi. Bu olay bize Tnnanistan'ın (terçek «efendileri»nin üçbes saecı albay olmadıiını, ipleri tutamn dev füç, CtA olduğunu öğretti. Geççnlerde bir «dev güç»ten soz açnuştım. Okurlanmdan pek çok mektup aldıra. Hepsi bu dev süc'ü tanıdıklanm sandılar. Kafamızda düsman olarak Idmi bellemişsek, hep ono dflsman olarak pöruioruz! Dünya siyonlzmidir ba dev füç. diyenler oldu. Komunizmdir. diye yazanlar çıktı. Masonlan suçlavanlar da olmadı degil. Suudi Ârabistan'daki yobazhk merkezini bile bir «dev guç» savanlar vardı! Oysa o dev çüç dflnvanın her vanına ahtapot gibi kollannı uzatmıs ClA'dan baskası olabilir miydi? CtA, herseyden vararlanır elbet. Sağcılardan. »olculardan, ırkçılardan. tutuculardan, masonlardan \raplardan. Tahudilerden Araç olabilecek her Snrat, her kişi nnun ^anındadır. Rir ulkede karışıkhk mı çıkartılacak. oradadır. Bir hükfimet mi devrilecek. Araerikan fmnaratorluçu amaçlarına aykın davranan bir politikacı mı alasaih edilecek, pizll ellerln ovnattıfi Ipler çekülr. iatenen perçekleştirilir. Bu «dev eflç»le savasmak «ründen ifüne çetinlesiyor. nerdeyse tmkânsız bir hale eelivor Rir ülkenin hütyn sağlam değerleri çunıtülüyor mu. hem de çurntenler gene o ülkenin adı s»nı duyuimus kisileri mi? Işin içinde o dev gücü arayın! . Bir süredir Atatürkle oynanı>or *P* *Ç«k Sagcılar cephesinden gelen saldınlarla bugiine dek «solcu» olduğu sanılan bazı kimseJerin yer aldığı bir cepheden gelen aaldırılar hep Atatürk*ün anısını, eserini, ülküsünü yıkmak, küçültmek konusunda yofunlasıyor. Saşıyorsonuz, bazı «aklı evvel» tdmselerin yazdıklannı. söylediklerini duyunca! Türkıye'yi gerilik batağmdan çekJp kurtarmak, çağdaş büirain. ujparhihn düzsyine çıkarmak, ardıardına olnmlu devrimler yaparak Tfirk ulusunu vüceltmek, gerçekten dzgfir ve bagımsiz bir ülke yapmak. her çeşit yabancı denetimind*n sıvnbnanm baş koşul olduğonu söylemek, Atatürk'fin işlediği büyflk bfiyük suçlar! Tflrk toplumunu. bir S. Arabistan, bir Afpanistân, hir Kuveyt HkeHiğinden kurtardıgı. ona Batıb bir kisilik kazandırmak istedifi İçin Atatürk nerdevse empervalist Batmın çıkarlannı korumus biri sayılacak! Batı uyşarlığına ıreçmek cabaları Türk ulusunu kapitalist Batı ulkelerinin kucağma atmıs! Oysa Batı uygarlıpına vaklasmak niyeti olmavan, kendi tutucu geleneklerinin batağında boğulan Asya, Afrika ülkeleri yüzyıllardır empenalist Batınm tutsağı. kölesl dpjillermls gibi! Bugün Turkiye'de bilinçli bir gençlik, uyanık haik yığınlan. çağdaş uygarhğın çereklerine yakısan bir aydın kadrosu, bir ordu varsa bunlar Atatörk derrimlerinin, uygarlasma, çağdaslasma çabalannın eseridir. t?te sömürgen Batınm en büyfik örgütü CtA, Türk utusunun en güçlü yamnı yıkmak, çürütmek yolundadır. Amerikan Imparatorluğunun çıkârlarım surdürmek Içta herseyi yapabillr, yanm aydınlardan, huzursuz bilim adamlanna, komplekslerinden sı>nlâmamıs birtakım kalem adamlanna kadar herkesi kendi çıkarları uğrunda kııllanabUir. Türkiyede Atatürk'ü, Atatürkçülüğü safdan, soldan saldınlarla yıkmak, bu dev gücfln isidir. Bunu jrönnek, anlamak gerek. CÎA'yı tanunak için okuyun Claude Julienin «Amerikan tmparatorhıjhj» Mtabını O dev efiç nedir. kimdir, nasıl çalısır? gorürsfinüz Içten yıkmak böyle olur... 7 Tip kttnser kesinlikle t keşıf y ledavî L edilebiliyor B şmerie llgill «lar»k^ok mfispet netleelar verJlfi bildirilen bir tedavt şekli taakkında, bi^ rlolinda W d l S ının flnaasmtfu Ue l 4a çalısmaUr yapılmaktadır. lngiltere'de Profesfir W. S. Bnllou'b, Flnlandly»' da iıe Dr. Rytomaa tarafından yürütülmekte olan ba çalısmaUr aonnnds kan kanserine yakalanmıj fareler tedavi edilmif, kanserli inmn htterelerinl t&p içinde tahrip etmişlerdir. ıınnnnıınınnınmnnnmmmı««"»" DENEYLER Sanatta guzelligi saglayan şartlar, guzel kavramı Te plâstik sanatlarla Ugili kurallar. Zahir Oüvemllnin ulunan madde henüz k l ö miktarda ve saf bir sekilde elde edılemecftgi için insanlar üzerinde herhangi bir klinık den«me»i yapılamamıstır. Doktorlar, bulunan maddemn insan üzerinde tecrübB edilebilmesi için çok saf bir sekild» elde edilmeti ve hayvanlar üzerinde uzun sure denenmesı gerektığini behrtmektedirler. Halen devam etmekte olan çah?malann ıonuçU&ması için daha çok masrafa ihtiyaç gorulen bu ara"!tırmanın sımdly« kadar duny» yuzünde hjç kım>e tarafından yapılraadığı bıldirilmektedir. Kanserli hucrelere karsı tesin gorulen madde ne bir zehır, ne de tahnp edtci bir maddedir. Bu madde ın•an ve hayran vucurfu tarafından imal edilmekte olup her an bunyede bulunmaktadır. Araştırmalann çok tnasrafh bir şekılde üerlemesl blrçok ftrmayı korkutmuş, »onunda Holânda Organon flrması yatınaa yapmaya karar vermiştir. Birçok ftzyoloğun da bıldıgı gıbı Profesör Buüough bundan 10 yıl once hucrelenn geometnk bir artıjla çoğaldıklannı tesbit etmisti. Meselft herhangi bir tahribata uğramıs olan dende hüereler hemen çoğalmava başlayarak tahribatı yok etmekte ve tam zamanında çoğalnıa durmaktadır. ProfesSr Bullougb burad'a iki durum müşahede etmıstır Bırıncısj deri hücrelen ile diğer bir organın hücrelennın çqğalması bajka gekilde olmakta, ıkindsi ise çoğalmanm kendi kendine kontşpllü olma»ıdır. GÜZEL ve SANAT Haıırlıyan VECDI KIZILDEMIR Fakat araştıncılar çoğalmamo tek sebebının hormonlar olmadığını da tesbıt etmıj buiunmaktadırlar. den hücrelerintn çoğalmasmı kontrol altına almıştır. Fakat denden aiınan sıvı, meselâ kara cığer hücrelerlnın çoğalmasını kontrol edememekte sadece den üzerinde tesirll olmakta, aynı sekilde karacığennkı de derıde teaırlı olmamaktadıt. Bundan çıkan sonuç da, vücudun ner kısmının kendin* bas bir çogalmayı onlejıcj veya kontrol edıci sıvısının bulunmasıdır. Buna göre Adrenahn gıbl hor icatlar adlı eserinde sade bir dlUe, herkesin zevlcle cagı sekllde açüdanmıçtır. okuya i ASAKLAYIC1 B undan yarım asır önceleri rücutta meydana gelen bir yaranın oradaki hücrelenn kendılermden çoğaltnaJan ile tarnır edıJdıgme ve bunun da «Yara Hormonu» dıye ısımlendı rılen, fakat ne oldufcu bılınme baska oldugu cia tesbit edüml» tır. «Chalones» vücudun muhtelit dokularmda bulunan bücrelerın çoğalmasını kontrol etmekte hat tâ bu faalıyeti durdurmaktadır. Bu gerçegın ögrenilmesi tse kan ser araştırmalannda büyük bir önem taşımaktadır Bilindigi gl bı bir tümor teşekkül etüginde derhâl etrafındaki hücrelerl de tahrip etmeye başlamakta ve süratle çoğalmaktadır. Halbuki «Chalones» kullanmak suretlyle bu çogalmayı durdunnak ve kansen yoketmek mtimkün olacak tır. zellikle tavsanlarda görülen oır kanser çeşidi lncelendi ginde hayvanın hUcrelerinde «Chalones» mıktannın çok düşUk olduğu görülmUştür Dr. Rytomao kan kanserinln granulecytic dhe islmlendirüen oir ctnsirJn kandakj beya* vuvarlakıariT aiıormâl bir ^eicıkle ço g&'jması aan ılen geltügin) tesbit etırıiînr Gene aynı doktor Me!ano>ra lsmi verileo Mr kan şprin dşıJandıgı tarelerln hepsi• nın oMüfrltnU. takat kâfl mlktar da «Chaloneo. vejilen 75 îa« renln ise tafıamen bıldırtnektcdlr FİATI 15 LİRADIR Çıkaran: TÜRKİYE YAYINEVİ ^•••••««••••••«••••••••••••••••»•••««••a İlâncılık: 7603/4157 Pfâstik Yalıtkanlı Kalaylı Forma Teli Satın Alınacaktır PTT Fabrika Müdürlüğünden Cins ve miktan sartnamesinde belirtılen cem'an 145 000 metre 0^0 mm.'Uk plâstik yalıtkanlı kalaylı forma telı satın aliRması ı$ı kapalı yazılı teklıf alma usulü ıl« eksıltmeyt ko•ulmuştur Bu lşe alt sartname Istanbul'tfa Sırked'dekı Malîemt Amırlığımızden 25.00 lıra mukabılinde slınabilır Tekhfler en geç 12/9/1970 tanhıne rastlay^n Salı günü saat 15JX)'t kadar Malzem* A mırlığımize teshm edilrnelıdır. (Basın: 13926/4H8) Ö • . Rytomaa bugtlne kadar II| ^e^itil hayvanlar Uzertn•»•• de yiptıgj denemeler;*» vcoi çeş:t cansen aytu uaulia İLÂN Sümerbank Filyos Âfeş Tuğlası Sanayii Müessesesi MüdürüJgünden: YÜKSEK GERİLİM HATn VE tNDİRİCÎ TRAFO POSTASINA AtT ALÇAK GERtltM TEVZt TABLOSU tMAL ETTtRİLECEKTÎR. 1 Tarlaagtı ocaklanınız yuksek gerllim hattı ve indirici trafo postaama ait 400 V alcak gerilim teTzi tablosu sartname ve projeaine göre kapalı zarf osulu ile ihale edilecektir. 2 İöale. 5/5/1970 Salı günu saat 16.00 da Füyos'taki Mfiessese Merkezinde yapdacaktır. 3 Bu işle ilgili resim ve sartname MOessesemizden temln edilebillr. 4 Müesseaemiz lhaleyl yapıp yapmamakta veya dlediğine yapmakta serbesttir. GEOMETRtK ARTK Ç Türkivede dönen. döndüriilen çirkin isleri daha iyi kavTarsmız OK.TAY A.KBAL ^^^^^^^^^,^^^^^^^ •••••••>••••••••••••••••••••• Deprem felâketi dolayıayle tehir edilmi« olan YETİMLERİ KORUMA VE BARINDrRMA CEMJVKTtiıta ÇOCUK BALOSU 17 Mayıs 1970 tarıhlı Pazar gunü KERVANSARAI salonlannda verilecekür Sayın misafir vo âzâlarımıza duyurulur. tDARE HEVET1 ımmıiHBiunııuııuıı alıjmalar önce ıluncı durum üzerine teksıf edıfmış ve hüerelerln MtTOSİS ısmı venlen bir sistemle ıki, dort. sekiz olarak geometrtk olarak arttaklan tesbit edilmıştir. Bu arada bazı horraonların nonnal çalı*mamasının hüerelerin çoğalmalanm öriledikleri de gorulmuştür Meselâ Adrenahn miktan kanda dusük oldtığunda hücrelerde çogalma olmamaktadır. Burada «Dıurnal mltotic cycle» ismı verılen normal hayatın bir rıtmı go?e çarpmaktadır : Adrenalin kanda az oldugu zaman veya hiç olmadığında, geceleri uyurken hucreler kendi kendilerını tamir etmekte, vücudun aktif oldugu güntfüzlerı ise kands çok yüksek adrenahn bulunduğunda hüerelerin kendi kendilertnl tamir etmeleri yavaşlamaktadır. Bu olay. hüerelerin çoğalma«,nda honnonlann aktif bir rol oyaüdıklaruu gösterıoe^tedir. •YEFAT Merhum Binbaşı sMersen Mehmet ve ımerhume Güzlde'nın kızı, Nüshet tJraz, îzzet Çelebl. Necrfet Altınanıfın hemsiresi. Emekli Hv. Kur, Albay Vusuf Ve Ahmet Anabolu ile Güzin Tümer'm annesi, Mükerrem Anabolu ve Haris Tümertn kayınvaiıdesi. Mehmet, Murat, Nes'et, Burak. Nilüier ve Servet'in nınesi: Ber*ket, Arolat, Altınanıt. Çelf bı, Eren ailelennin reyzesi Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenaze^l 24/4/1970 Cuma (bugün) ogle namazını müteakıp Şı;ll Camiinden kaldınlarak Zıncirlikuyu' dakı ebedt isrirahatKahına tevdı edilecektır AÎLESt (İlâncılık: 7696/4167) Kanser aşılanan bir farenin yeni metodla nasıl iyile«tiğinl gösterta reslm. yen blr hormon lfrazatı İle mey daua geldığıne ınanılmakta İdi. Yem araştırıcılar ise bunun tam tersını duşünjnektedirler. Hüerelerin çoğaimasının bir noktada otomatik olarak durmasmın mutlaka blr sebebl olmaljdır. Yoksa durmadan çoğalan hucreler vücutta anormâllikler yaratabılır tşte Dr. Rytomaa ve Profesör Bullough, hücrelerta çofalrnasını kontrol eden sebebl keşf">tmiş bulunmaktadırlar. Gerçekten farenin derisinden aIman bir sıvı, aynı hayvanın monlar yardımcı Wr faktör olmakta, tsin anahtannı tse kontrol edıci madde teşkil etroektedir. Yapılan çalısmalardan sonra Cnleyıcl sıvı madde de henüî yeni kesilmls kasaphk hayvanlardan elde edılmistlr. (Basın: 13912/4145) FATMA MÜVEDDET ANABOLU Horbiye Askerî Savcılığından tzin tecavlizfl ve flste flflen taarruz suçlanndan t s t MrkK. MUlga As Mah 31/12/1968 tarüı ve 1968/214 esas 536 karar sayılı hükmü ile 12 ay hapsine ve yem baştan asker edilmesme karar venlen 546. Ist. tns. Tb. Kh. BI. erlerlnden Osman OJ 1946 D. lu Raflk üçesl EsklkÖy No 13 de niifusa kayıtlı ve muklm Abdullah Ceylân'ın yapılan ararnalara rağmen bulunamamasından dolayı tebligat kanununa göre tebliğen ılfln olunur Sayı: 254 (Basın: 13728/415fl> GENE PROTEtN ayvanlardan aiınan bu smya araştıncılar ıMitosts lnhibitor chalones» ismlni ver miş bulunmaktadırlar Bir nevl protein olan bu sıvmtn vucudun çesitli dokularmda başka H! I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear