Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE İKf 81 Nlsan 1970 CUMHTTRÎYET talebinde bnlunmuş ve yapılan görüsmeler sonncnnda 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara'da imzalanan Anlasrna 1 Aralık 1964te yürttrlüğe girmistir. Bu arads bize tanınan beş yıllık Hazırlık Dönemi sona ermis ve Anlasma gereiHnee 12 yılhk Geçls Dönemine rirmeraiı Sayesiyle AET ile yapılmakta olan göriismeler son safhasına gelmistir. Bn yazımızla, memleketimiz Içln hayatî Bnem tsşıyan ve basında devamlı tartişılan bn konnda son durnmn kısaca açıklamanın vararh olacafına inanmaktayıs. döneminde taraflars eesitli «lanlarG eçisvecîbeler yfiklenecektir.gneAneaksevlda bn vecibelerin taraflann ekonomik ve ürklye, 31 Temnuu 1959 tarihlnde AvT rnpa Ekonomik Toplnloğnna ortaklık AET 9e ilişküer'mizin SON DURUMU Bülent BUKTAŞ yon doUra eıkarmıslardır. Tardımın mlktan konusn henüı kesin bir sonnca bağlanmamıs olmakla beraber, 2M milyon dolâr tizerinde anlasmaya vanlman mnhtemel ıdrülmektedir. beürii tavizlerle gidilecegine göre AET memleketleriyle yürümekte olan mfiıakereleri iki trnpta mütalâa edebiliriz : da heaef S8» oranmds Mr HberMyon» nla«maktır. Tani nzatılmıs Geçiş DSneminin sonnnda dahi liberasyon tatbikatı •'•100'ü bnlmayoeaktır. ifiâs mosasın Son günlerin siyasi getlfmeieri «ilı Bn ilginç gelismeleri sırasıyla ele alffl^tt çalısalım 1 Pohtıkacılar Politikaeılann en kıdemiisi Ismet Pasa; • 'M68 seçinüid'eki C.H.P. proçramına sırtını çevirrcek biçimde konuşmakta sakınca görmüyor. Son radyo tartışması da hesaba kalilırsş. Paşa'nın doğrultusn sudur : Bagımsızlık mücadelesi. sömürü iddiaları temelsizdır. Demirel'siz A.P. ile yürünür.. Pasa bövleee geriye dofcru tırmanırken; Bülent Ecevit. gençlere, devrimcilere, Demirelcilere öfkevle vervansın etmektedir. Eeevü'in cevresine bakarsanız 411er hareketi Anadolu burjuvasının A.P. komprador kanadına milli çıkısıdır. Demirel. demokrasiye son vermek ve toplnmn ota|anüstü nsullrrle yönetmek hevesindedir. Feyzio|lu, Demirel'i kmamakta. A.P. Uderinin •demokratik rejimin temellerini yıkacak» bir tntum takınraasından sikâvet etmektedir. Sülevman Demirel ıse son kO7İarını ovnamakta: 411err. Ismet Pasa'va. Ecevit'e. Fevzioçlu'na karsı bir meydan muharebesi vermektedir. Sülevman bev koltorunda kalırşa volsnzluk kovuşturmalarını enselliyeceifini: volsuzluk kovusturmalanm dnrdnrursa koltugunda kalaca^ını he<aplamaktadır Avağı kavdıgı (riin hasımlannın kendisini çi$ çift viveceklrrini bilmektedir. Cid demokraside kararlı politikacılar. rejimin sırtından Demirel'i atıp yürümek isterlerken. Demirel de can havlhle direnmektedir. 2 Partıler Osman Bdlükbası Genel Baskanlıktan çekilmpk nivetinrtedir. Millet Partisi Bölükbası demek oldu'una eöre partide bir hayır voktur. Birlik Partisi. beslerin ihanetiyle darbeyi vemistir. T.t.P. iç kavgalardan fözlerini açamıyor. G.P. eyyama göre çıkıs yapan bir gecekondn partisidir. A.P. ikiye catlamıs; iktidar lekelenmistir. C.H.P. fırtınaya tntnlmns tpkne eibi saltanmaktadır. tki carai arasmda bevnamazdır Halk Partisi Gerefince mohalefet yaparsa rejimi vıkacatından korkmaktadır: muhalefet vapmasa partinin anlamı silfnmektedir. Anamnbalefet hu vüzden cici demokrasiri incitmivecek biçimde ılımlı bir mnhalefetin mnvazaasına bovnn efmistir. 3 Toplum Üniversite kaynamaktadır. Ordu, gazete savfalanna vannvan rahatsızlık Içindedir. Ekiciler fabrikalan iscal etmektedir. Zonguldak'ta isçiler avaSa kalkmıslardır. Irtiea, her verde devletin temellerini kemirmektedir. Ekonomik gösterceler. büvük bnnalıma veşD ışık vakmaktadır. Âsayis ravından çıkmıs, devlet otoritesi hlçe Inmiştir. Dif tirarette tıkanıklık votunlasmaktadır. 4 Parlâmento Parlâmentodaki mebnslanmız Bflyflk Millet Meclisi'nln 50'nci vıldönfımüne Celâl beyi beklemek. dedikodu vapmak birbirlerivle dövüşmek. orman suçlannın affı için nrtaklao Anavasa deSistirmek, secim sürelerini nzatmakla meseuldürler tktidar partisi vöneticilerine detein volsuzlnk dosvalan Sornstnrma Komisyonlannda vıllardan beri uvnmaktadır. TÖ7Ügün ke«in emrine ragmen Dernirel'in esk» dosvalan hasırattı edilmistir. Tolsuzlnfc iddialannı Baskanlıts ileten milletvekilleri nmutlannı kesmişlerdir. Parlâmento. Işlemiyen. daha dotrnsu tersine lsliyen bir makinedir. Orman suçlan veya Bayar'm affı İçin Anayasa'yı degistirmek yönünde işlemektedir parlâmento .. Ama aynı parlâmento, volsnzluk iddialarını sonuçlandırmak Anayasa'nın öngördüğii reformlan yürürlüğe koymak yönünde felçtir. AEVye ihracat yeleriyle orantılı Szel bir denreye uygnn olması da esastır. Bu açıdan AET memleketleri ihracatımıza ve is gücümfize kısa siireli bir plân dahllinde açılırken bnna mukabil TopluInğa karsı korunma tedbirlerimizln ekonomik gelişme ve kalkınma durumnmuzu gözönünde tntarak daba nznn süreli bir programa baglanması Bngörülmektedir. Tfirkiye'nln Geçiş Dönemine sirmesi ne llfili müzakereler bir yıldan beri devam etmektedir. Bn arada 1 Aralık 1969 tarihinde Hazırlık Dönemi sona ermiş ve benüz müspet bir sonnca vanlamadığından, ynkanda sözfi gecen Ticaret Anlaşması (Geçlci Protokol) bir yıl daha nzatılmıstır. AET memleketleri ile yapılmakta olan gSrüşmeler başbca uç alanda mütalâa edilebilir. Bnnlar malt yardım, gümrük birligi v« •osyal konnlardır. C"" eçis Dönemi sonnnda gercekleştirilmesi * öngorülen gümrük birliğine karaılıklı AEVden ithalât • GÜMRÜK VERGÎLERÎNtN TEDRÎCEN İNDÎRÎLMESÎ SURETtTLE GÜMRÜK DtJVARLARININ KALDIRILMASI : Uzun »5rüşmelerden sonra fiç grnp mal Içinflçtakvim tesblt edilmistir : A GRUP (I yıllık) : Hıılandınlmış olan bn rejimde Tflrkiye'de flretilmeyen yatınm malları ve sanayide knilanılan yan mamflllerin (rflmruklerinin 8 yıl Içinde kaldınlması Sngörülmüstür. 1967 AET ithalâtıraııın *î20'si kadar olacsk bn malların gümrük verçisi b«S" langıçta '.20 ve sonra 8 kademede her yıl •<•!• indirilmek snretiyle sıfıra getirilecektir. A GRtJP (22 yıllık) : Istisna rejimi adlandırılan bn rejimde mevent ve doguş halindeki sanayileri kornmak fizere gümrüklerin 22 yıla kadar devam ettaesl öngörülmüştür, 1967 AET itbalâtımızm ',.45'ini asmayacak bn malların cumrflk vergisi ilk l t yıllık süre içinde 4 kademede ber seferinde '«5 ve müteakıp 12 yıllık süre içinde 8 kademede ber seferinde NH indirilmek suretiyle sıfıra jetlrilecektir. A GRUP (12 yıllık) : Hızlandırılmıs ve istisna rejimlerine girmeyen biitün mailar 12 yıllık listeye rireeektir. 1967 AET ithalâtımızın '.35'inl bnlan bn mallann gnmrük vertisi ilk 4 yıllık süre içinde 2 kademede beherinde •• 0 ve müteakıp 8 yıllık süre içinde 8 '1 kademede beherinde «.10 indirilmek snretiyle nfıra getirilecektir. Tatbikatta genis blr elâstikiyet öngörfilmektedir. Söyle ki, zaruret halinde 12 ve 22 yıllık listedeki mallar arasında aynı ölçüler dahilinde münakaleler yapılması imkânt mevcuttur. Henfiz olomln bir sonnea batlanamıyan blr konn 8 yıllık hızlandınlma rejimlne tâbl olacak mallar meselesidir. • MEVZU TAHDlTXERtNtN TEDRÎCEN iNDÎRÎLMESt (Liberasyon) : Varılan anlasmaya göre Türkiye AET memleketlerine karsı 'ıSS oranmda bir liberasyonn derhal konsolide edecektir (halen liberasyon oranı '.40 civanndadır). Bundan sırasiyle 3 ve 5 vıl sonra liberasyon oranı ber seferinde V«5. arttınlmak snretiyle 1978 yılında •İ451e nlasacaktır. Bnndan sonraki gelisme bir programa baglanmıs olmakla beraber otomatik işlemiyecek, her artınm yapılmadan evvel Türkiye'nln ödeme denresi dnrnmn göıönünde bnInndumlarak Ortaklık Konseyince karar bnna göre ahnacaktır. 1982 yılıııda, yanl 22 yıl ri hariç) baslantnçtan Hibaren yfimrük m ı ı fiyeti tanımaktadır. Tekstil mamulleri konnsunda benüs bir mntabakata vanlamamıstır. AET ham bez ve pamnk iplifi mevznnnda yapılacak ithalâtı kontenjanlara tâbl tntmayı ve çümrük verırisinde »'«75 oranmda bir indirim yapmayı düsünmekte, Türkiye daha genis bir tavizde ıtrar etmektedir. Tarım sektörfi ürünleri konnsnnda da henü* bir anlasma elde edilememistir. Türkiye mevcut kolaylık rejiminin iyilestirilmesi bakırnından bir projrram istemis, AET buna vanaşmayarak her üç yılda bir mevcut rejimi gözden recirerek lyilestirme seklinde ısraı etmektedir. OSTAL KONULAR : Türkiye'nin AET deki Türk işçilertne öncelik verilmesl İle Hçili teklifi kabul edllmemistir. AET buna karsıuk 1916dan itibaren Türkiye ile AET arasındaki isçi gidis Relişlerini serbestlestirmek, işçilerimizin »osyal emnivetini arttırmak ve is konusunda avınm yapılmasmı önlemek için tedbirler alınabilece|ini ileri sürmüştür. menseH sanayi ürünA T ^^r w*^ Türkiye(baıı tekstil mamnlle• lerine S Sotıuç A T7^»T'« nin Geçis Dönemini ilgilen«TTk M^J M. diren çesitli görfl» ve teklifleri muvacehesinde Hükumetimi* karar almak durumnndadır. Bnndan sonra AET ile müzakereler için temasa geçilecek, ibtilâflı konnlarda olnmln sonuç alınırsa Anlasma bn yılın ortasına do|rn hazırlanabilecektir. Bn takdirde. Anlasmanın yürürlüğe drmesi formaliteleri (Parlâmentolar tarafından tasdik nedeniyle) bir vıl kadar süreceginden Geçis Dönemine grirmemiz blr veya blr buçnk yıl kadar (ecikebUecektir. I Malî yardım dolâra indirmiştir. Anlaşma Geci? Dönemi için aslında bir malî yardım öngörmemis olmakla beraber AET memleketleri Hazırlık Dönemi için kabnl edilen 175 railyon dolârdan 25 milyon dolâr faılasiyle Z O milyon doO lâr teklif etmişler ve son defa bnnn 229 mil Brkiye bes yıl Ttalep etmis,milyonIçinde gerçeklesttrilmek fiıere 400 dolârlık yatınm kredisi bnnn sonradan 300 milvon UNDEM UNE Tek çıkar yol hesap vermektir Artık Türkiyede herhangi bir Bakanı cezal veya siyasal nedenlerle sornmlu tutmak, onun hakkında inceleme tstemek olana*ı ortadan kalknus, böylece Anayasanın 105 inci maddesindeki «Tıirkiye Büyük Millet Meclisi karan Ue Yüce Divana verilen bir Bakan, Bakanlıktan düşer* bnkmü işlemez hale gelmistir. Böylece Anayasanm Meclise gensoru yetkisi veren 89 uncn ve Meclis araştırması isteme yetkisini belirten 90 ıncı maddeleri de çaptan düşmüş farzedilebilir. Çünkü sayın Demirelln etrafındtfki bazı rnadde okuyan, fakat hukuk bilmiyen avukatlar A nayasanm 132 nci maddesini ileri sürerek: «Görühnekta olan bir dâva hakkırda yasama meclislerinde yargı yetMsinin kullamlması ile ilgili bir sonı sorulamaz» hfîkmünü Demirel hakkında tahkikat açılamaz niteliğinde yorumlamışlardır. Çiinkfl Demirel, kendisine bn isnatlan yapan Günaydın gazetesl aleyhine BtZZAT kendisi dâva açmıştır. uünaydm gazetesi ile Demirel arasındaki dâva münasebetiyle Meclistt bir sonı sorulmamıştır «hâkim ne diye su ara karan verdi, niçin su sahidj dinlemedl, şu avukat niye bu kadar sert konuştn, hattâ neden mahkeme şu hükmü verdi» gibi sözler söyIrnmemiştir ki Anayasanm bu maddesi işletilebilsin. Meclise bir önerge verilmis, Başbakanın yaptıfcı iddia edilen nüfuz suiistimali hakkırida bir soruşturma istemniştir. Ne bu soruşturma mabkemeri bağtar, ne de mahkeme bu soruştnrmayı... Demirel, Günaydın gazetesiui dâva etmiştir, bizfau vak'ada Meclis, bazı dedikodularm dogru olup olmadıgmı tahldk etmek Istempktcdir. Bir an için hırsız bir Bakan düşününflz!. A.P. avukatlannm telâkkisîne çöre, hırsız Bakan hakkında soruştunna acılacagi sırada, eferr Bakan bir istida verir de bir dâva açarsa, o hırsız Bakan hakkında dâva sonuna kadar bütün Meclis tehkikatını durdurmak gerekir. Tani tahkikat acılıp açılmaması bir pulsuz istida ile sııçlunun iradesine najflanmıs olur. Olur mu böyle sey? Eğer o Bakan açtığı dâva biterken bir yeni«ani açar ve böylece birbiri ardma dâva acmakta devam ederse Meclis tahMkatı ebediyen stop eder. Böyle bir rezalet hangi hukuka, hangi hnknk m*ntığına sığar? Bu mantık ile, bu acayip savunma Ue miHetin karjisına insan çıfcabilir mi? *** Anlasıhyor ki Saym Detnlreli ona yaranmak Istiyen Insanlar mahvcttnek arzusundadırlar. Belki Demirel haksu bir isnat ile karşı karşıyadır. Belki suçsuzdur. fakat Dnnireli hesap verme nleminin dış:na çıkarmakla, onlar, onun sırtına suçluluğun hırkasını şimcliden bir daha çıkmıyacak ribi yapıştrrmaktadırlar. Evet, Demirel bir komplo karşısında olabilir, fakat bu komplodan sıynlmanııı yolu hesap vermekten kacınmak değUdir. Demirel iyi bilmelidir ki iş bu hale geldikten sonra bu hesap mutlaka verilecek, bu sonı mutlaka sorulacaktır! Ona bu gülünç savunma taktiğiiıi öğreten bilgisiz ve eyyamcı avukatlar çünün birinde omuz silkîp onn yalnız sipsivri bırakabilirler Aslında onlar bu tutumlan üe Sayın Demirenn içine düştüğü endişeleri sömünnektedirler. Trpkı suçlnnun karşısında onu kurtaracaguu iddia eden ve suçlunun zaafım sömüren çıkarcı avukat gibi Bngün ortaya şn kanaat ister istemez yayılmaktadrr: Hesap vermekten çekinen devlet adamı, devlet idaresinin basında kalamaz .. Üç gün mü desem, üç ay nu, üç yıl mı desem süre tâyin edemem ama hesap vermek külfetinden kaçınan insan hiç defilse yalnızca hesap vermekten kaçır.dığı için mutlaka yıkılacağını, bir çok seyleri de beraberinde götureceğini muhakkak söyliyebilirim. Kısa bir süre evvel İçinde bulunduğu şarttarla hnknmet sorumluluğunu üzerine almamasını Sayın Demirere tavsiye etmiştik. Hükümet knrduğu sıralarda idi, bu sözümüzü dinlemedi. Işte bir topal iktidar kurmanm tabiî netioesiyle şimdi karşüaştı.. TahkikaU sürüklendi. En büyük dostluk hisleri Ue bu hesap vermenin neticesi r.e olursa olsun mutlaka tahkikatın, tahkikat komisyonunun hnznruna çıkmasını gene ısrarla sahk veriyoruz. O bizl yine dinlcmiyecek, fakat bu sefer dalgalano birbirlerinl nyandırmalan gibi olaylar birbirini takip ederek her gün birbirinden daha kötü neticelere ulaşacağız O zaman bize içinden hak verecek ama iş işten geçmiş olacak. Bizce Demirel daha kötü neticelerle karşjlaşmamak için kısa yoldan derhal istifa etmeli, hesap vermeye kendisi istekli olmalıdır. Bunu yapar ve hesabıni verirse ondan sonra yıkılmaz bir devlet adamı olarak memleketin siyasal hayatında eönlünün istediği eibi parlar, bunu vapamazsa bir süre daha sürüklenerek yaşar ama, içine düştüğü uçurum bn süre içinde büsbütün derinleşir. ugünkti gençlik «Bomba» sonrası gençlik olduğnnu, bir giin yetişkinlerin çdgınlığı, ya da elektronik beyinlerin yanlış hesaplamaları yüzün den, «sonuncu gençlik» olabfleceğini de biliyor. Faust'taki kentlinin sözleri gibi, çok daha yakın tarihlerde kaleme alınmış James Thurber'in «Son Çi çek» öyküsü de geçmişin tatlı bir masalı olarak kalmıştır B GENÇLIKve TOPLUM SORUNU Neden aenclik? YAZAN Prof. Seha L MERAY StYASAL BİLGÎLER FAKÜLTESÎ ÖĞRETİM ÜYESt on otux yü içinde, nükleer sılâhlar ve napalm yanında, şiddet, yüz kızartıcı bir «inceüğe> ve «ustalıga» vardınlmıştır. Tarihin birçok döneminde görülen en kıyıcı davranıslar, son otuz yıhn olayları yanında soluk kalmaktadın lskenceler. bilimsel yöntemle düzenlenmis jenosid'ler, kütlesel sürgünler, savunma olanaklanndan yoksun kvrbanların ya da tüm halkların baskı çızmesi altında ezilmesi, terrorizmin en insanllkdifi dehset verici biçimleri ve son olarak da, atom savaşı tehdidi ve «dehşet dengesi». Jean Onimus şöyle demektedin «Gerçekten, tof'umumuz gitglde büyüyen teknolojiye yöneldikçe, yeni Bzik ve moral şiddet yollannı açarak, özel yaşentı hakkımıza karısmakta. beylnleri yıkamakta, insan davranışlaruıı denetlemekte ve cok çejitli baskılarla özgurlucümüzü tehdit etmektedlı. Bilinçlenmeye yeni yeni tomurcuklanan dünyamızı kasıp kavurmakta olan politika, iktisat ya da ırk çatışmalarına bakınca ve çağdas bilimin sağladıgı fetih ve boyundurnk altına abna güçlu sllâhlarmı düşundükçe, şiddet mengenesinin bizi kıskıvrak pençeslne ahp almadığınu artık bnnn kırmak için dünya lirdanma hlçbir seslenişüı bile sonuç vermeyeceğini. kendi kendimize nmutsuıeasına sorabUlru..tecagı basta gelmektedir. Yapılan hesaplara göre, kırk yü içmde (1960'dan 2000 yıhna kadar), 15 ile 24 yasların arasındaki gençlerin sayısı 519 milyondan 1.120 milyona çıkacak. Bu nüfu» artışının böyle olacağı uzun süredir bilinmekle birlikte, sayısı artan bu genç nüfusu «topluma habul etme» hazırlıklarına gereği gibi girisilmemistir. UNESCO raporunda. bugünkü gençlerin yığınlar haline gelişinin yarattısı çelişkilerin gergınliklerin v» çatıçmalann nedeni olarak, bu «hazırlıksız bulunrna» ve gençlerin topluma gitjide daha etkili olarak kaülma istekleri gösterilmektedir. te yandan, bu teknoloji otesi toplum, gençlere potansiyel olanaklar sağlarken, sayılan geometrik diziyle artan gençlerin yerini makineler. makineler, makineler alraakotomasyon, her gırdiği kapıyı, bu kapıdan geçebilecek binlerce gencin yüzüne kapatmaktadır Böyle bir toplumun her alanında (fabrıkalarda, üniversitelerde, parlârnentolarda, yö'imde, işletmede, tarunda, her 1 yerde ), artan bir oranda, yetişkin yaslılar kilit noktalannda görünmektedir. Çoğu zaman bu yaşlılar, yalnız günlük olup bitenleri ka\Tayacak yeteneklerden değil, aynı zamanda gelece" : «ozonünde tutarak yaşamak yeteneklerinden de büyük ölcıidc voksun. Gençlerin geleceğe ilişkin umutları, çoğu zaman, yeüşkin yaslılar için, geçmişin başan anıları ya da hayal kırıklıklarından başka bir anlama gelmez olmus. muştur. Başka bır deyimle, top lumun, görevler, haklar ve t > xrumluluklar bakımuıdan içind* değil, çevresinde yaşamaktadır. • Bugünün gençlıği, ilk Hlro^lm» ve Nagasaki bombalanndan sonra dünyaya gözlerini açmıs. Nükleer serpintilerin Strontium90 ve Cesium137 bulaçmış radioaktifli havasında büyömüı. Oytt bugiin, nükleer silah yapunında tetaıolojinin vardığı «sözde başan» yüzünden, yetişkinler kuşağının uzmanlan, bir nükleer wvaşta, ilk vuruşlann kaç yüı milyon ölüyle başlıyacağım he«aplamaktalar. öte yandan, Bırleşmiş MiUetlerin 1967 raooru, böyie bir savajın insanhğı tum yok edeceğini, dünya uygarlığını yaçanmaz bir Ta» Çağına çevireceğini haykırıyor. Nükleer silâhlann bu dehseti yanında. kimyasal ve bakteriolojik silâhlar da, cverimliliği» her ?eyin üstünde tutan bır toplumun «ö.m üretüni»ni ve •hayat tüketimi«ni de en yüksek doruklara çıkardıeını gösteriyor. öyle ki, artık. Thurber'in «son delikanhsı. son genç kua ve son çiçeği» de yok olabilir. Işte, yetişkinlerin yarattığı böyle bir dünyayı da gençler anlamsız ve bir çılgmlık ortamı bulmaktalar. Böyle unvutsuz bir dünyaya yalnız göz yummakla kalmayan, bu potansiyel cehennemin yaratılmasına katkıda bulunan yetişkinler toplumuna da karşı gençlik. Gehşmiş pek çok ülked» milvonlarca gencin «banşçılığı», «Bombaya karşı» gösterHeri de bu yüzden. Gençler, • ABC» denildiği zaman. Atom Bakterioloji Kimya silâhlannı gösteren kısaltmaları değil, yüz milyonlarca okuma . jazma bilmez için hazırlanacak alfabelerin ilk üç harfini anlamak isti. orlar. S Tukandaki tabloya bakınca ülkemizin geleceginden ve sandık«.al demokrasinin istikbalinden umutlanmak iyimserlik olur. Ne var ki, sandıksal demokrasivi ber şcyın bstünde tutan politikacılar, son umut olarak Demirelsiz bir koalisyonda birlesmeye doğm yüzlerini çevirmlslerdir. Demirel'i tasfiye ederek vüOysa, dünyanın en kalabauk ründügn zaman hamamm namnsu knrtulacak ve xaman kazanıolan gençliği, taruncı gençlik. lacaktır. Kısa vâdede iflâs edecek bir denemedir bu Ama olay geleneksel bir sosyal yapı Içinlar, Amerika'mn aylarca öncesinden tavsiye ettiği koalisyona de, sehirlere akunın bunalımı ile degrn politikacıları itmektedir. uğrasmakta. y«n issizlikle, sürekli ve yorucu bir çalışmanın İflâs topunn atmıs olanlann ellerindekt son barntu barcapençesinde, gelişme süresiıü et ! mak için ber çareye basvuracaklan bir kesime girmis bnrannkiteyen bir sosyal güç olma ye ! yornm. ' "' '' * teneklerinden büyük ölçüde yoksun görünmektedir. Sayılan her gun artan işçı gençliğine gelince, endüstrideki hızlı yenilikler karşısında, kendisinl yenileme, •••••• ••••• yetiştirme, gelirini konıma ve ••••Hl HER SAU HADtSE OLAN arttırma, yarının büinmezlerine • karsı i; güvenliğini sağlama kaygısı, kaygılannın basında gel • mektedir. L O Siddet dünyası öyle bir ortamda, gençler şiddet hareketlerine de baş^'urmaktadırlar Barıjçı yollar dururken, bir boomerang gibi kendüerini de yaralayabilen bu davranıs'ar ve karşı davranışlar, onarıhnaz üzüntüler dogurmaktadır. Gençlerin şiddet davranışlanndan yakınmalanınız ne kadar hahh olursa olsun, yetiskinlerin gençlere nasıl bir şiddet ortamı hazırladıklannı da unutmamak gerekir. Avrupa Konseyüıe raponında Hicter'in de dediği gibi, «Böyle bir şiddet, uygarlığa meydan okumaktadır. Siddet, eskiden ds bilinmez değüdi; her günün olağan davranışıydı ama, bugünkü insanm doğaya artan egemenliği ve bilimsel gelişme çağında, hayata karşı saygınm bize çocuHuğumuzda aşılandığı dönemde, şiddet, anlasrlmaz bir çağdı$üık ohnakta B Bu »örülmemlş ve yaygm siddet ortamında, yetişkinlerin basını. radyosu, televizyonu. suıeması, kitaplan ve dergileri, bu şiddet madenini «emsalsiz bir metâ» sayarak, bununla «gençlik pazarı»nı sömürmenin yeni yollarını bulmakta, sırf kendi çıkarları için şiddet ateşini yelpazelemektedir. Bu ateşte neyin de randığmı düşünmeden. ya da buna aldırmadan. Neden gençlik? ugünkü genç kuşağın yetişkınler toplumuna karşı baş kaldınşına benzer davranıslar. başka ölçülerde, başka nedenlerle ve başka koşullar altmda da olsa, her kuşağın başından geçmemiş midir? «Kuşaklararası ksrsılıkh anlayışsızlık., bir bakıma, sosyal gelişmenin, yarınlara uzanışın da doğal bir kuralı değil miydi? Neden şimdiki gençlığin ayaklanışı bu bovutları. bu yoğunluğu. kimi zaman bu yıkıcılığı bulmaktadır? Bıınun çeşitli nedenleri arasmda, çok hızlı artan dünya nüf J içinde gençlerin sayıcs ve or?n olarak çok artmış olması ve gelccek yıllarda daha da çok ar B ÜTARIKZ!KIRBAKAN OEBİ, SAÇ ve ZÜHREVt Hastalıklan Mfitehassın îrtiklâl Cad. Parmakkapı No 66 Tel: 44 10 73 YAZLiK KIRALIK D A IR E Çiftehavuzlar'da yazhk klralık, möbleli veya möblesız konforlu daire. Müracaat: 55 59 36 (Cumburiyet: 4039) «ki yüzyılların durgun v« durağan toplurnlarında, insan, hayata belirli bir bilgiyle atılır ve tecrübeyle olgunlaşır sayılmaktaydı. Böylece, yaşlandıkça, daha büyuk sorumluluklar alacak duruma gelirdi. Bugünün çağdaş bilim toplumunda. «bilgi ve tecrübe»nin yerini, «bîlgi ve yaratıcüık» almaktadır. Yenilıkler. keşifler, yeni durumlar ve veni davranıslar öylesine önem kazanmaktadır ki artık • tecrübe», gelecek atesleri yak.. ' için sönmüs kibritleri saklamak anlamına gelir olmustur. Genç nüfusta bu artı» temposu, gençliği bir «annlık» olmaktan da çıkarmaya j'önelmektedir. Belki yakuı gelecekte, gençliğin topluma uyarlanması (mtibakı) sorunu yerine, topluma yetişkinlerin uyarlanraaa sorunu söz konusu olacaktır. E eknolojik ortamda, kütlesel haberleşmenin her anımızı her ülkeyle ve her olayla bağlantıh yaptığı bir dünyada, açık ya da sinsi «iddetin sartlandırdığı bir toplumda, üBir Kürt Devletine Doğru mu? niversite gençliği kendisiyle gerçek, kijisel, anlamlı blr ilisYazan: Doğan Avcıoğlu ki kuramamış üniversiteleri için• de çevresini ve üniversitesinl görmekte, incelemekte ve yargılamaktadır. Vietnam dramının yaraücısı bir Amerika'mn, özgür toplumların sözcülüğünü yapmasım kabul edemiyor; nasıl ki. Sovyet tanklannm Çek halkına mutluluk geürebileceğini de anlamıyorsa. Alman gençliği, Sosyal Demokrat Partiyle Hıristivan Demokrat Parti araSON OLAYtAR»N I Ç r Ü Z Ü : DemVel'i ındaki «Büyük Koalisyon» dan sonra. rrarti rejiminden ne kalSoruşturma Kuru'unun elinden CHP dığuiı sormakta, demokrasinin vazgeçilmez kuralı olan haber alyönetıcilerinin gatleti kurtardı ma özgürlüSü ile bir Axel Springer'in Berlin gazete ve dergilerinin •* 78'irü ve bütün AlmanTürkiye ae olan bitenin bilinmej'en yonlerini ya basınının °i 43'ünü denetleve gerçek yüzünü oğrenmek istiyorsanız, bu 01 yebilmesini anlayamamakta, tophafta mutlaka bir lumun bun« göz yummasuu kabul edememektedir. Fransa gençliği, Napoleon'dan kalma bir üniversiteyi. Italyan gençliği es: Adakal* S 2S'4 Yemjehlr Ankara kimiş akademik örgütleri şim••••••••••••••••••••••••••••: diye kadar kimse dokunmak is ••••••I temediği için ancak kendisinin 4040 Cumhurıvet çr 'aşlaştırabileceğinl sanmak•••••••••••••••••••••••»••»»•••»»•••••••o»» tadır. Î i î s KÜRT SORUNU: YILIN RÂPORU : Demirellerin hizmelinde bulunduğu büyük kapilalisl grup • I D E V R I M alınız! i Universile •• NİMBÜS geneli^i [ niv»rsıte gençliğine gellrice. bunlar, her bakımdan büyük bir gelişTr.e gösteren bir kategori olarak ortaya çıkmakUd'rlar 1960'dan 19S5'» kadar. Üniversite ögrencilerinin sayısı dünyads 11170000 den T onfl'e vükwlmi!tir. Bugün bu myı suphesiz daha da artmıstır Her yerde, Ünlverjite telik bakımmdan kendini duyurnn bir ağırhk olmakta v« gü» nfiniiz kö»u)lan »Itmda yeni bir antam ka7""iaTi etkHerde bulunmaktortır öte vandan Oniversit» gençlıği, hayata da geç atılır olSPDCITŞÎ hem sayıca hem de ni U vrupa gençliği. serbest blr ekoııomi düzeninde, Avrupa ekonomisiniu, «Amerika'nm meydan okuvuşu» ile yutulmakta olduğunu görmektedır. iz verilmiş, fakat bir türiü yerine getirilmemis çeşitli reform» lar uyutulurken. her zamanld politika oyunlarmm her zamanM gibi sfirüo eitme<îine seyird kalmak istememektedir. Yetiskinler İçin 2000 yılı <erisilınez gelecek yüzyıl» iken, gençler, XXI'nci yüzyıl8 ayak basarken, bugünkü yetişkinlerin yaşında olacafclannı biliyorlar. Aynı zamanda, yetişkinler çekilip gittikten sonra. aşın ölçülerde artmış bir dünya nüfusunun. az geliştnişliğin, amacmı yitirmi» bir teknoloiinin dev sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalacaklarmı da biliyorlar. îki yüzlü davrantnak. la suçladıklan ya da olup bitenlere aldırmazlık etmekten öteye bir şevler yapımadıklarını sanıyorlar. Bövle oiunca, bu umutsuz ve çılgmca gidiste, kendileri katılmadıkça, bir «eylerin ' işebileceğine de pek inanmı A FULBR.OHT Tahsi 197172 ders yılında. Amerıka'da YükseU Llsar> »e Doktora çaJjşmaJan yapmak isteyen öğrencılere ber sahada bir mıktar tahsil bursu verüecektir MÜRACAAT ŞARTLARI: a. Türk vatandaşı oltnak b. S4 yaşından biiyıik olmamak c. tyi tngiHçce bilmek d. Ünlversite mezunu olmak (1971 yaz döneminde mezun olacaklar tnüraraat edebillr'er' e.. Tiiksek tahsil sfirpsince alınan notların ortalaması en ax «İYt» olmak. Doldurulmus müracaat formlarınm 29 Mays 1970 akşamma kadar Fulbnght GeneJ Sekreterlıgınde bulunmesı gerekmektedir. Mfiracaat formlan ve daha fazla bügl İçin: Fulbrlcht Genel Sekreterlig) Gazi Mustafa Kemal Btılvan 7/12. ANKAR4 •••••••»••••••••< ' • ••• • • • • » ••• • • » » • • • • •• » » HAS: 1174/4035 edinız. (Lascıate ognı sperenza o voı ch'entrate)» yazılmış gordukleri yn da oy]e sandıkları yannkı toplum> Ue. bu yarını değıştirme pörevinden kaçar. bunu gorevlerı arasında görmek isteme\en ııniversiteye vergılerıni yoneltmektedırler. ıvsrlar. opluma ve ortama karşı bu • tepkilerini açiklarken, kendilerini en yakından ilgilendiren. günlük yaşamlannın büyük bir parçam olarak gördükleri üniversitelerinl de, umut kuıkhSmın verdiği. anlaşılması gereken bir scılık ve certlikle. yargı'amsktadırlar Üniversitelerin, öğrenr'Ierin entellektueU sosyal ve kişisel sorunlarıyla U I 1 idlenmemesine. bh Oretini tfl. ketim toplumunun buyruğu altındı çahsmasına. geçen yüzyıl'•»n kalma örrütler. kahnlar ve yetkiler diizeni içinde. sorun cözücü davrsrvîlardnn cok. vtnın yarstıcılann vanınds vaki' «vcîren öSotm»nl»nTip tralabalıV «miflarda «cok bilpnleri sevre*m*>» »nlnmma H eelir olmus ü tekvönl'i bir «•S+'m sistemlne karsî çıJcr*>skfadırlar Kısacası kamsına. Danto'nin eehennemine mris kaoısmdaki «Iv buraya girenler, bütün umutiarınıza veda Yarın: AZ GELtŞMİŞ ÜLKELER