24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
v. SAFÜFE ÎKÎ 31 Mart 1970 CUMHÜRÎYET •••••••«««•«• ster o yandan, ister bn yandan, bngunün egemen kusak liderlerine: «Gençlik üstflne birer söylev çekin» deseniz, gırtlaklanm femizlemeden başlarlar: «Gençlik memleketin geleceğidir ! Ataturk, cumhuriyeti gençlere emanet etti. Gençliğin yetişmesl içfa hiçbir fedakâriıktan çekinmeyiiiz !..» Böyle giderler. HattS daha manşetlik ettmlelerle biribirlerini geçmege de çalışırlar. Ama nygulamada yok bu ilkeler! önlerlne bir şençlik konnsn çıkınca ilk akıllarına gelen polis çağınp coplatmak olnyor gençleri. örgütlerini baskı altına alıyorlar. Ynrtlardan •tıp pasocnklarını kaldırmaya yeiteniyorlar. Oknllannın dummn ne, kahvaltı yapıyorlar mı, tosttan, knm fasnlyeden başka bir sey yiyorlar mı, nerelerde yıkanıyorlar, 230300 liralık bnrslarla koca bir ayı nasıl geçiriyorlar. nedir bn hırçınlık ve huysuzlukların altındaki gerçek nedenler . hiç arastırılmıyor. Bir Gençlik Bakanlıgı da kuruldu ama mesin «opun ve totonnn kitleleri top alanlarında hoplatıp zıplatmasıvla sınırlı onun da derdJ kaygısı. Gençlik mi? Aşın! Kökü dışarda etkilerin altında! Çok nç var aralannda! Haytalar! Atatfirk'ün ciımhuriveti emanet ettiği fençler bnnlar değildir ! Vb .. I 6EKÇLIK ve AŞIRILIK Fakir BAYKURT TÖS GENEL BAŞKANI tnr. Dünya gelîrlerinin 1leri ve geri alnslar arasnda bölüsümü alabildigine dengesizdir. Üretim ve tüketim loplnmlanndaki adaletsizlifc en çok geaçlerin antenlerine yansıyor. Emekçi kitleler, «sosyal siyaset» in en iyi islediği ülkelerde bile, nynştarulmakta re kendl tarihsel benlikleıine ve öt somnlanns yabancılastırıimaktadır. ücretlerine yapılan zamlar, tüketim maddelerine yapılan zamlarla silinip gitmekte, en çok zam aldıkları zaman bile kavbeden gene emekçi kitleler olmaktadır. Sonoçts para daha çok para kszanmakta, kapitalhtm, daha çok kaıanmanın, bnnnn Için de daha çok vavılmanın derdine düsmekte. zorunla olarak daha çok sömürgen olmaktadır. Bütün bnnlar sosyal, kfiltürel, moral üstvapıyı etkilemekte ve gençleri, ya$lı knşaklardan daha çok kızdırmaktadır. as1ı knşaklar, tornnlarına, çocaklarına, rünlük ömürlfik çıkarlarına, toplomnn yerleşik deger rargılarına dalmıflar, biribirlerini ve kendilerini nötralize etmislerdir. Gençlerde vofctnr bn hal. Onlar ihtivar dünyamızın vüziine diri ve taze doknlarıvla basmaktadırlar. Bn viizden daha dnvarlıdırlar. Büyfik kültür merkezlerinden körfezlerdeki emekçilere dofru daha iletkendirler. Her sabah, kSklü degisme zornnlnklanyla dogan giin, onları veni kımrtı ve devinimlere yöneltmektedir. Bn yönelis, hiç kuskusuz. bilimin ve tarihin emrettiSi vönde olmaktadır. Onlar simdi bütün Avrnpa'da, bütün Knzey ve Güney Amerika'da. Japonva'da yeni dflnyayı knrmanın çok sesll gürültüsü içinde kaynaşıp durmaktadırlar. genel görünümfln T Srkiye rençlijHnl bn ve düşünmüyoruz dısında bnlmnyornz ortaya koydufo «Tam Bağımsızlık» ülküsü ve tntkusn ıçindedir. Bngün gençlerin sömürgenlerin elçilerinin arabasını yakması, yabancı filolara karşı çıkması, bn ülkuye bağlılığınm sonucndur. Tamamının sömürsecilife diişman ve çoğanlngnnan soayalist eğilimli olnşv da. tarih denen nln ırmağı yaflı kn»aklardan daha iyi anlamıs olmalanndan gelmektedir. Bugün onlar. korkmadan ulnsal baîımsızlıiımiza eölge dflsüren ber çörüntünün ' iistfine yüriiyorlarsa, coplann ve knrşunlann üstüne üstiine gidİyorlarsa. bnna yerinmek değil, sevinmek gerekir. Gençlerimizin, bnfflnkü dısa dönük ve gcri üretim ilişkilerinî befenmeyip devrim diye tnttnrmalan da billme ve tarihe nygnn bir tavır ve davranış oldafn için bize rantluluk vermelidir. merkezlerindeki davranif blçimlerine bakarak, gençlerin «yasa ve töre içi» devinim göstermeleri de öğütlenebtllr. Nitekira bunn yapanlar eksik değildir. Ama asıl yaşlı koşakların gençler karşısındaki durnmları yasa ve töre içi deÇildir. Ekonomik çeliskilerin çok oldnğn filkelerde, en az kazananla en çok kazanan arasındaki on binleree dilimlik ayınmı yaratanlar ve bnnn inatla sürdücenler gençler değil, yaslılardır. Birine vedirip railyonlareasmı baktıran kitleleri eti. oknma yazmayı bilmez bırakanlar onlardır. Yalnız yoksnl Vietnam topraklanna. tkinei Dünya Savasında atılan kadar bomba atanlar onlardır. T M S dısı hırslarını,"kendl yaptıklan yasalara aydurnp soyunu sopana zengin edenler, evlâtlanna ve toranlanna yetip artacak servetler yığanlar onlardır. Tokral çoğnnlnğvn çocnkları tezekten kövlerde daba ilkokul bnlnp okuyamazken kendi öz çocuklannı Avrnpalara, Amerikalara vollayıp okntanlar onlardır. TasaJarı. Anavasalan «ypulamayan, islertne celmediği zaman dejh'stiren onlardır. Daha güzel vasalar. «hep» rüzel yasalar için çalısan çarpısan da gençlerdir bnnlann karsıctnda .. Bir depremden bir depreme Çagdısında yasıyan insan, kaderciliğe kolayca bırakır kendisini.. Evren'in elinde bir oynncaktır o.. Ve ona göre Allahın işine karısılmaz.. Vehirler tasar, köyleri basar.. Çığ iner dağlardan, yolları tıkar.. Deprem gelir toprağın dibinden, evleri yıkar.. Yagmur yağarsa bereket fışkırır topraktan, yagmazsa ne çare.. Kızamık gelir her kıs, götürür çocukları.. Kaderciliğe kendini teslim etmis toplnmlar knrbanlık koynn gibidirler. Evrenin ortasında silâhsız ve bilinçsiz yasarlar. Herbir felâketin ardmdan dualara sanlır: yeni bir felâkete doŞrn yasantılarını bozmadan vasamlannı sürdürürler. Otobüs kazası kör kör gözüm parmafına bastırır : Hemşehrim, trafik kuralianna dikkat et !. dersin. Allah büyüktür abi. bir sey olmaz.. diye cevap verir. Deniz motoruna salkım saçak yığılan yolcuların da kafalannda aynı sigorta sirketinin reklâmı vardır : Allah büyük; bir şey olmaz.. Vnrdnmduymazlık, kadercilik, sornmsnzlak övlesine geliv mlstir ki, koskora devletin Hava Yolları bozukdüzen ucaklarla şehirden sehire adam tasımaktadır. Pıiotlar Derneğı dün yayınladıgı bildiride bu sorumsuzluğn bir cümleyle dile çetiriyor : • Gökten ceset \rağabîlır..» Pilotlar Derneti'nin açıkladıgına göre bir «mnhtemel faeiayt» ençellemek için 25 kaptan pilotnn Genel Müdürlüğü nyarmasına kıılak asılmamıştır. Bunon Gzerine pilotlar istifa etmişlerdir. Türk Hava Tollarındaki uçaklar fideta intihar nçnsuna zorlanmaktadır. Anzalı ve bakımsız olarak yola çıkan uçaklar, her an bir felâket yaratabilirler. Ve : « Gökten ceset yağabilır..» Gazetelerde yavıntanan rakamlara göre. bngüne kadar dünvanın çeçitli köşelerinde depremden ölenlerin toplamı 700.000'i bulmustur. 1168 vılından bn vana Türkiye'de depremden ölenlerin sayın 163.529 *ayı«ına varmaktadır. Bu alanda sasılası bir refcor kırmısız demek^ir. Anadoln'nun zelzele kusakları en küçük bir sarsıntıya davanamıyacak binalarla doludnr. Tabiat karşısında korunmasızdır Anadola insanı .. Bu gidislc de korunmasız kalacaktır. C'ünkü insan toplumu da tabiatın bir parçasıdır. Toplnmu detistiremıven tabiatı deçistiremez. De\rim)erle varatacafımız yeni toplumda insanlarara<a çagdışı iliskileri yok etmek gerekir. Ancak böyle bir devrim hareketivle knrtulnr insan Fasafisoya harcanan milli gelir holiimlerini büviik yatınmlara vöneltmek: Anadolu'vu temel ^api yatmmlanyla donatmak: tahiatla savası pozitif insan kafa<ının politikası niteliSinde vürütmek dururken. hara/eve prim tanıyarak yirminci vnzyılın »onuna dofrn yelken açtık. Anadolo kurtulmaz bö\le Toksnl insan bn gidisle feliketlerden felâket begenecektir. Halk sezmistir bn gidisi Bir minihüs dolmusuna binmistim dün. Sofür gençten bir adamdı. Arahanın pikahına bir plâk kovdu. Ağdalı bir açıt söylüvordn bir erkek sesi.. Felâketin acı bulamacı gıbiydi agıt Ve bir kadın bütün bir plâk boynnca erkeğe ağlıyarak «refakat» ediyordu. Böyle iç karartıcı bir plâfın satışı ne olur ki? diye düsündüm. Tanılmısım .. Çok rafbet görüyordn bn plSk. Halk, gözyasına para ödüyordn. Anadoln insanı feliketle jemdert olmnstnr. şimdi Gediz dolaylarında bini askın yurttasımız ölmüştür. Acı çok büyüktür. Bakanlar kosmnslardır deprem alanına.. Demeçler verilmektedir. Politikacılar hiç kaçırmazlar b3yle fırsatı. Her deprem felâketinde : Kimse aç ve açıkta kalmıyacakür» diye demeçler verilir. Ama olan olmustur. Olanın oldnğn yetmezmis gibi, üçbeş gün geçince unutulur deprem alanı .. Yapılan yardımlar da ya yeterince değildir, ya mnhtaç olanın eline nlaşamaz.. îakınmalar başlar. Depremden zarara ngrayan yoksnl halka dünyanm ber vanından gönderilen yardım malzemesi ve besin maddeleri elaltından plyasaya çıkanlır. Bir zamanlar Varto felâketzedeleıi için gönderilmis bütün konserveler tstanbn) pivasasında satılıyordu. Ve markası sornldnğnnda : Varto.. diye cevap veriliyordn. Anadoln insanı boynn bükük, umutsuz, kaderct, yasar dnrnr böylece. . Bir depremden ötekine yaşammda hiçbir değisim olraadan .. öyle görünüyor ki, toprağın derinliklcrinden deçil, ama toplumun derinliklerinden gelen bir deprem hepimizı silkelemedikçe de çafımızın gidisine vabancı kalacağız. Tanım yapın öyleyse n yaslı başlı baylar, ncnnn gövdesinden gövdesini tabamndan ayırıp parçalıyarak, köydekinl hlç hatıra hesaba almadan, parça bölük bir gençlik tanımıyla çıkıyorlar ortaya. Kamuoyn da gençlik denen nesnenin ne oldngnnu anlamakta, sorunlannı kavramakta zorlnk çekiyor. Bagün yüksek öğrenim knrumlarına gelip oknyabilenler, paralı ve mutln bir azınbgın çoeukîanyla, kfiçük bir eran tutan orta halli. sanslı aile çocnklandır, işçilerden •• . yoksnl köylülerden ise daha ' 5 az .. Böyle oldağn balde ynrdnn ber yerlnde vatandaşın çofu, gençlerin yaptıgını, yapmak istedifini anlamak istiyor. Kimdir bnnlar, ne lstiyorlar, nedendir bn hırçın ve huysuz balleri?.. Bir kere gençler, yalnızea bir ttniversite re yüksek okul sornno atmıyorlar ortaya. Sadece kendi kapalı gelecekleri değil onlann canını sıkan. Bnnlan da içine alan genis ve temel bir sorun getiriyorlar. Ülkemizde ve dönyada bütün ilişkiler ciddî olarak borok Aşırıhk ve berisi T T avatımızın bütün karnmlarına eçemen •*'•• olan bugünkü yaşlı knsaklar. «ençliçin her davramsını «a?ın» bnlmakta ve kızmaktadır ona. Pakat bnnlar. eençlikten önre. kendi tntnm ve davranışlarını elestirmelidirler. Genis kitlelerin ve tarihin köklü dctişme ve yenilefme isteklerine karsı dnrmakla asıl asırı olanlar kendileridir. Tarihin gösterdigi yönde yaşının ve füeünün cereüne nyarak Herleyen genç insanın tntamnnn anlamak ve dofal bnlmak zomndayız. Toplnm ve ülkemizin bngnna ve yarını için gerekli olan da bndnr. Asıl aşın elan; genis emekçi kitlelerin, ezilen nlnslann ve tarihin deği$me ve yenllesme tstekierine kar»ı çıkmak ve onlarla ndlaşmaktır. Asıl asın olan; geri, bozuk ve koknsnng eski yapıda, bagfinkn köhne düzende direnmektir. Biıdeki ve dünyanm belU baslı kapitalist Soniıç G ençlifl aniayabilmrk İçin genç ohnak elimizde değildir. Ama istenirse «genç ksfah» olnnabîlir. O zaman bizdeki ve dünvadaki gençlerin. emekçi balk kitleleriyle birlikte. daha ileri bir ülke ve daha ivj hir dünya istediklerini ve bn ognrda verdikleri savaşı anlamak knlavlaşır. Bnnn vapamavanlar, tarihin ve bilimin costerditi vola riremedikleri için. gerilikte ve gericilikte Inatlasmak snretiyle gereek asınlar olnrlar. Ve bnndan dolayı da. söylevlerinde 5ve 5ve bitiremedikleri gençlerin gösterileri fiıerine. donanmış polis ve fiidümlü grnplar sevkederleT. Fakat hayat çerçekten bir savastır. Elbet bn savaşta gençlerden de vnmlup düşenler olacaktır. Gelecekte tarih, gençliğin verdiği bn Mvası bütün ayrıntıtanyla vazacaktır. Tarih, bngün vnrnlup düsen kahramanların, köylere adlarının verilmesini ve alanlara anıtlarının dikilmesini isteyecektir. Biz bn istegin gerçeklestiğini göreceğiz. blz. Büyük gövdeleri köylerde ve yoksnl knlübelerde henüz karaniıkta bntnnsa da onnn yüze çıkan bası, 50 yı] önce Mnstafa Kemal'in ÜNDEM Garaudy'nin (bötün gerçek)i Fransa'da Marksist arastırma merkezi direktSrfi, felsefeci Garandy'nin parti idaresinden nzaklastınlmasına sebep olan «Sosyalizmin Büyük Dönemed» ismindeki kltabı dünyada büyük ilgi nyandırdı|ı gibi bizde de çok okonan bir yazı dizisi oldu. Garaudy, Marks'ın degismeı dediği proletarya sartlannın değistiğini gSrüyor, toplamlann bn değisen gartlara nvması %f rektiğini savnnnvor, ve nsteltk Sovyet Rnsya'nın 8ıellikle Çekoslovakya'da yaptıklannı tiksintiyle seyrediyordn. Rus ordulan Dnbçek'i devirraek ve liberallesen »osyalizmi kaba çizmeler altında ezmek üzere Prag'a girdikleri zaman Garaody, Talta'da tatil geçiriyordn. Bn haberi alınca pılısını pırtısını topiadı, sövüp saydı. Moskova'ya geldi, hava meydanında homurdandı ve oradan da nçafa binlp Fransa'ya döndfi. Krnçef zamanmda Rusya İle Çin arasında kavgalar başlayınca, ttalyan Komünist Partisinin Başkanı olan Togliatti, MOÎİcova'ya giderek Krnçere verdiği bir raporda (ki, sonraları o raporn ttalyan komünistleri kendileri için siyasal vasiyetname olarak kabul ettiler) Krnçerin, komünist dünyasımn tek baslı başkanı olmaktan vazgeçmeiini tavsiye etmişti. O zaman Garandy, Togliatti'niıf iSu tntnmunn hiç beğennieTnlştl. Takat Prtg baskınından sonra Moskova'dan kırgın, ümitsiz, Rns emperyaDztninin korknnç çehresinin mide bnlandırıcı haliyle nçağa binerken fikrini değistirdi, meğer Togliatti çok haklı imiş, dedi Garandy Fransız Komünist Partisinden kötfllenip nzaklaştınldıktan sonra «Bütün Gerçek» isminde yenl Wr kitap yayınladı. Bn kitabında da komünist dünyadaki kavgalan elestirmekte, Stalin'in getirdiği metotlann dâvaya zarar verdiğlni anlatmaktadır. Garandy'ye g5re : «Sovyet Idarecileri, komünist partiIerine darbeler vnrmakta, onlann Szgürlüğüne müdahale ederek böylece sosyalist hareketi baltalamaktadır. Makedonya'da, Frag'da, Karakas'ta hep bn kötü müstebit nsnller knllanılmıs. ortada artık ne Mao'nun nznn yürüyüşe çıktığı zamanki idealizm. ne de Lenin'in fedakârlık gfinleri vardır.» Garandy'ye g5re Mao ile Moskova aynı şeyl yapmaktadırlar. Çünkü her ikisi de komünist partileri kendl taraflanna çekmeğe çalışıyor. Böylece birbirlerini kötfileyerek komünist âleml ikiye bölüyorlar. Rusya da, Çin de simdi ideolojinin defil. düpedü* milîetlerarası politikanm beyllk kaannlanna uyarak hareket etraektedirler. * * * Garaudy'nln «Bütün Gerçek» kitabt Fransa'da büyük etkl yaptıgı gibi, komünist çevrelerde de tartışma konnsn olmaktadır. Geçenlerde Moskova'da «Leninizm ve dünya devrimine giden nsnller» konusu etrafında, 27 milletin katıldığı büyük bir konferansta Garandy, «PseudoMarksist» (nydnrma Marksist) olarak isimlendirilmis ve Marksizm ve Leniniımln yerine çok çeşitli sosyalizm trörüsünü koymak isteyenler. yani Garandy gibi düşürienler kötülenmiştir. Zira sosyalizmin her millete göre ayn bir gelişrae t a m göstennesi bilimsel bakımdan kabnl edilemez. Sovyet Marksologlan için tek sosyalizm, tek şef tezi nakbnl oldnkça, Prag olaylan, ve düne kadar Marks'ın en deferli yornmcnsn olan Garandy' nin kötü kişi olması da kolay snlasılır bir hal almaktadır. ürkiye ekmeği kesenlerle, ekmek bulamıyanlann yanyana yaşadığı bir ülkedir. Diyor yazısında Ühan Selçuk. Sayın yazarın yazısını içtenlikle okudum, fikirlerine tamamen katılıyorum ve bir nebze katkıda bulunmak isterim. Gerçekten halkımızm kaderi hiçbir zaman öz yararlannı ve haklan nı savunabileceklerin elinde olmamıştır. Hep özgürlük türküsü ile uyutulmuş ve uyumuşlardır. Özgürsüz bir yaşantmm farkında olmadan özgür sayılmışlardır. Bir bakkal dükkânına elinde küçük bir şişe Ue gelip de 75 kuruşluk gaz, 75 kurnşluk yağ isteyen bacılar, özgürsün diye uyutulmuştur. Bunun nedeni sorulmamıştır. T Ozgürlük mü, Ekmek mi? sancı var, bu ınkâr edilmez. Toplum bu sancısuu ne kadar gizlese ve belirtnıek lstemese, yine de sancısı oldugu gözden kaçmamakta ve durumundan anlaşılrrraktadır. BelU ki pek huzur lu degu. Ama çaresl ne? Klm dınlıyor, halden kim annyor? Kendi yağımız içinde yine kendımız kavruluyoruz. Üstelik derdimiz bir kat daha çoğalıyor. Söyleyince kötü oluyoruz. vine btldiklerinden kalmıyorlar. Ooğada olup biten hersey mu hakkak bir nedene davamr. örneğin: Yagmurun, selin meydana gelişinde bazı nedenler vardır. Bunun gibi, psikoloji açısından da insan davranışlannda nedenler yer almaktadır. tste toplumu huzursuz eden nerJenîer U zerinde durulmsdıltça. rr.eselenin çözümii için hiçbir çaha sonuç vermez. Ama bflinmiyor, nedenler Uzerinde durmak, acaba güç*mü oluyor ki, olavlann çözümü için. bu voidan hareket edilmiyor. Bugün toplumda, normal olup da. bir insanın huzursuz olmamasına imkân yoktur Hele de bir meslekte bulunııyorsa. Ya bir ayınm. va da bir haksızhk hemen insan ı bulur En başta insanın amiri biJe hiç yerden sebepsiz, durup dururken insana (îiiçlük çıkarmak ıstemektedır f«'e bunun için savm yazarın «önce jterçek bir birev olmak» cümlesine burada hak veriyorum. Gerçekten biz toplum olarak gerçek bireylerden meydana Relmeliylz. Yaptığımız şey bilinçli olmalı. ltarşımızdakj kişilert en az kendimiz kadar düsünebilmeliviz. Birisine yapılan bir haksızlığı, kendimize yapılmış gibi kabul etmeliyiz. Kafamızı çalıştırmaliTiz ve diyebümeliyiz ki. insanlar daima eşitliçı sever Ama nedense bazen gerçek birev olmaktan uzak kahyoruz. her lşte çıkarimızı düşünüyoruz, bunun için de, güçlü gördügümiiz kimselerin yarannı sağlayıp. suskun bulduklanmızın da haklannı çiğnemiş oluyoruz. Böylece insan tnesleğine garantili olarak bakamıyor ve her an bir haksızlıkla karşılacağmı sezinlemiş oluyor lerden meydana gelir.» Sancısız ve mutlu bir toplum, iyi ve gerçek bireylerden meydana gelir. Haydar BASTÜRK Genç Osmaırve gerçekler ir süre önce gazetenizin ilgi çekici bir tarih sahifesinin gün ısığuıa açılan penceresinden içeri bakmak ve (348) sene sonra gerçekleri biraz daha iyi görmeye çalışmak ancak kabil olmuştur. Bu pencereyi, yetkisini kullanarak açan eski muharip ve eski Türbeler Müdürü Deniz Albay Yavuz Senemoğlu'na ve duyuran Cumhuriyet gazetesine mınnet ve şükran borçluyuz. Tarihte bir benzeri daha olmayan bu facianın aydınlanmasında ne fayda vardır diye düşünenler olacağı gibi, boğulmuş veya başı kesilmiş olmasında fark gözetmeyenler de bulunabıUr. Ecdadınm geçtrdiği vakaian doğru dürüst bilmeyen, eUndeki vesikalarla yetinerek, gerçekleri öğrenmek istemeyen ve başkalannın da öğrenmesinl arzu etmeyen kişilerin sırf göstermelik otoritelerını kullanarak mani olmava çalışmalan. vazife anlayışıyla da kabili telif değildir ve samırru bır davranış da savılamaz. Ecdadma yapılan zulmün haiclılık veya haksızlığını bütün çıplakhğıyla vesikaya baglayamamafc bahtsızlıgı içinde kellesinin knpanlmasından korkan vaka nüvislere hak vermemek de elden gelmiyor, padişahın kellesinin kopanldıgı bir devirde, kellesini Koltuğunun altına alarak yazsa da faydası olmayacak, zira hem Kel'a gidecek, hem de vesikalar yırtılacak ve yok edilecekti. Memleketin kaderine el koymuş, onun ı)erlemesi ve gelismesı için yiirekten çaba gösteren genç bir hükümdarın akibeti, en feci bir son değil de nedir? Sosyal ve siyasal sorunlar ve intıkamlar nedeniyle meydana gelmiş bu facianın nikâyssi uzun... öldürülme olaymı bütün aynntılany'.q «*'wime!c ise yaşayanlann y»*nK:ı\7 arzusudur. B vaş yavas törpüleyerek yok et meye çalısan sinsi güçler, her zaaftan faydalanarak, dUşunülecek her kalıba ve kıhğa girmiş, kardeşi kardese boğdurarak muvaffakiyete erişmeye çalısmışlardır. *••••••••••••• *••••••! Acı tarafı şu ki; bu sinsi güçlenn kötülüklerini gören ve gösHER SALJ HADÎSE OLAN teren gözler kör edilmis uzanan parmaklar, iyihk düşunen kafalar kopanlmıştır. Şemsettin ARKAN E. Kd. Albay Ankara •••••••••••••••••••; Kahve köşelerinde işslz gezen midelerinin feryadııu zor dindtren, milyonlarca insan özgürlüğünden dolayı kahrolmakta, sefalet çukuruna itilmelrtedirler. Avludaki bacılannıızın doğum yüzünden 200 llrayı bulamayıp da ölmesi onun özgiirlüğünden bir parçadır. özgürsün sen ama hastahane kapılanr.da kum sancısından kıvranıyorsun, yine de özgtirsün. Çok çalışıyorsun, çok da aç kakyorsun. Bu vatanın savunmasını yaptın ve de yapıyorsun. Topraksızsm, egitimsiz» sin, fakat bunun vanı sıra özgürsün. 75 kr. luk gaz 75 kr. luk yag alabilecek güce sahlp olan evinde eğltlm araçlarından radyo, gazete bulmaya sıra bekleyen vitaminsizlikten, egitımsızlikten kahrolan bir tnsanın özgtırlügünden s6z edilrnez. Edenler onlann hakkını gasp etmiş olanlardır. «Türkiye Halklari) ve «Bir vanlışlık» enim «Yakın tarihimizde ihanetler» başlıkk yazılarım dolayısiyle gazetenizin tartışma sütununda, 19 ve 22 Mart tarihîerinde, birisi evukat Bahattin Eryılmaz, öteki Aram Kaçer imzasıyla ve.yukanld başhklarla çıkan ikl yazı hakkmdaki düşüncelerimi tasaca bildir• .ek isterinr O Sayın Bahattin Eryılmaz, aynı yazının bir ömeğinl, iadeli taahütlü bir mektupla birUkte, bana da gönderdi. lladesl hiç de nazik olmayan mektubunda «tartısalım» da diyordu. Ben Misâkı Milli, yani bugünkü Türkiye sınırlan içersinde yaşayan, alın yansını bu vatanın alm yazısma bağlavan her Türk vatandaşmın, cins. ırk. din ve mezhep ayırımı gözetümeksizin, «Türk» sayjlması çerektiği kanısmdavım. Sayın Bahattin Eryılmaz ise gazetede çıkan yazısında: «DORU Anadoluyn Türk görmek sayın Velidedeojln'nun süb jektif föröşüdür ve bilimsel hiçbir niteüği yoktur»; «Burjuvaya has sövenist duygulardan kendisini kurtaramayıp sözde biz devrimcileri uyanyor» dediğine göre. aramızda ak ile kara arasındaki fark kadar bir ayrılık var. • Durum bu olunca neyi tartışacagız?» diye kendisine cevap verdim Başka ne diyebilirdim? B [ Demirel Kardeşlerle llgili : Yeni Yolsuzlıık Belgeleri CHPDEKI KAVGANIN IÇYUZÜ I • Sunay ailesinin servet beyanı S • 5 ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a DEVRİM: Adakale. Sok 38/4 Yerüjehır/Ankara • Cumhuriyet 3100 H • AEŞAM DERSLERI tngilizce Fransızca Almanca Muhasebe ve Spor derslerine 2 Nisan'da başlamak üzere kayıtlar yapılmaktadır. Okul dışı kalrmş öğrenciler için sabah derslerine devam edilmektedir. 4g HtZMET T I U Orta Doğu Teknik üniversitesi Rektörlüğünden Üniversifemiz Kütüphane Müdürlüğünde çalıştırılmak üzere smavla elemanlar alınacaktır. ARANAN ŞARTLAR : ı KÜTÜVHANE MEMURU IÇÎN a) İyi Ingiiızce bılmek, b) Üniversıte tnezunu olınak. 2 SEKRETERLÎK İÇÎN : a) Kolej veya ümversite mezunu olmak, b) lyı îng:lızce bilmek, c> Türkçe ve îngihzce seri daktılo yazmak. 3 MUHASEBE MEMURU İÇİN : a) O.D.T.Ü. Idarl Ihmler Fakültesi, Iktısadl v« Tıcari Ih.nler Akademısı veya benzeri yüksek okul mezunu olmak, b) iyi Ingılizce bilmek, c) Askerliğim bitirmıs ve ij tecrübesi olmak, (Tercih sebebîdir). Isteklılerin en geç 9 Nisan 1970 Perşembe günfi taat 17.30'a kadar O.D.T.Ü. Personel Müdürlüğünden alacakları müracaat formlannı doldurarak müracaat etmelerı, 10 Nisan 1970 Cuma günü saat 9.00'da Kütüphane binasında yapılacak sınavda hazır bulunmalan gerekmektedir. H SONUÇ I ep böyle bölünmü? sen ben kavgalannm kısır ortarrunı 1 bir kaldırabılsek, bir uyanıp ta, yahu bia köle miyiz desek. Bu düzento bozukluğunu. adaletslzligini, asaiaklık, afalık, beylik, rüşvet, torpil, soygunculuk nedir bir bilseic. Yufka ekmeğinden mldesl büziilenler kendi içlerinde özgtirlüğün taksimini vapmıslar Uyananlara uyanıp da uyartanlara gti nün modası olan damgayı vurmaktan gerl kalrruyorlar. Bunlar köpegini tedavi için Avrupaya uçakla gönderirken ötekiler çocuğunu tedavi ettiremez halde ücen özgürdür Hasan'GOREL Yülc. öğ. öğrencisi Amerikan Dershanesi SULTANAHMET BtTtBME ve ÜNÎVERStTEYE HAZIRLIK KUBSLARI Seçkin ögretmen ve az mevcutlu smıflarla yapılacak kurslann kayıtlan yapılmaktadır. Tel: 22 17 37 LtSE Cumhuriyet 3091 SONUÇ Toplumdaki sancı B S (Bun: A. «83712860/3094) ayın yazar Oktay Akbal, köşesinde «Toplumdakj Sana» başlıkU yazısı ile, toplumun bugtin içinde bulunduğu durumu ve acılannı dile getirmektedir. Evet, toplumda stlregelen bir ütün mesele, ijrl ve gerçek bir birey olmaktır. Toplumlar bilinçli ve gerçek bireylerden meydana gelirse, toplumIarda ve Mşilerde, huzursuzluk ve sancı diye bfr şey olmaz. Bakınız tinlü düşünür ve bilim adamı Bertrand Russell «Eğitim ve Toplnm Düzeni» adlı yapıtmda gerçek birey hususunda ne demiştiK «İyi birey, bütünün iyniği için çalışıyor. Bütünün iviliği, bireyler için ivi olan sey SONUÇ D NİMBÜS evirler ve devrimlerin tek şahıs hâkimiveti ile yürütülmeye çalışıidıSı her cağda sonsuz huzursuzluklar çıkmış, kaynaşmalar devam etmiş. Türk milleti bundan çok zarar görmüstür. Dikkat edilecek olursa, tarihin her safhasmda, Türkü bölmeye ve öyle yenmeye çalısanlara el sürülmemiş. kendi kişisel hayatını yasamak, gününtl hos sreçirmek, arzu ve ihtiraslan ise bu millete fazlaya mal olmuş. açılan yaralan sarmak zor olmuştur. Türkön bOvük hasletlerini balva 0 Aram Kaçer'e gelince: s»vın okuyucu herhalde benim sözünü ettiğim Bogos Nubar Paşa ile 1899 ..da ölen Mısır devlet adamı Nubar Paşa'yı kanştırmaktadır. Kaldı ki. «kendisi de Mısırlıydı» dediği Nubar Paşa 1825 de Izmir'de doğmuştur. Gerek onun. gerek akrabası yine Mısırda yerleşmiş olan Bogos N'ubar'm tıasalıkİTi için Osmanlı Sultanmın «lrade» si vardır. Islanbul Ticarel Odasından: Yıldönümü Toplantısı Ertelenmesi Odamızm 88. kuruluş yıldönümü munasebetiyle. 31 Mart 1970 tarihinde (Bugün) saat 19.30 da, Istanbul Hilton Otelinde yapılacak toplantı, Kütahya ilimizin ufradığı zelzele felâketi nedeni3'Ie ertelenmiştir. Keyfiyet arzolunur. saym dâvetlilerimizüı bilgilerine B •»•»»•»»•••»•»••••••» DOB1OR Tarık Z. Kırbakan DEttf 8AÇ ve ZÜHRBVİ Haütaiıtian MUtenams tsttkll) Cad. Parmakkapı No «a rKirf M 16 7» ••••••••••••»•••»»••• ogos Nubar Paşanın Sayın Aram Kaçer'in iddia ettiği gibi «1915 de yamrt 1916 da bir siyasi eylemde bnlunmadığı» noktasına gelince; kendisinin bu konudaki bilgisi büsbütün yanlıştır. Cihan Harbi sırasmda Avrupa hükumetlerl ile Türkiye: Anadolunun taksiml, ceviri, Hüseyin Rahmi, Ahmet thsan matbaası, 'Istanbul 1927) adlı eserln 150, 151, 154, 155, 235 ve 239 uneu sahifelerindeki 39, 40, 41, 43, 44, 45, 46 ve 140, 144 sayılı ve 1915 1916 tarihli belgeleri okursa, hatasını düzeltir sanınm. Bogos Nubar Paşanın maalesef o tarihlerde Fransa ve fngiltere'de, Dr. Zavriyef adlı bir Rus Ermenisi ile birlikte Türkiye aleyhine faaliyetlerde bulund.ugu, Çarlık Rusyasının evrak mahzeninden çıkanhp yayınlanan bu gizli belgelerle sâbitör. Prof. fl. V. VEUD£D£üGLU (Basm: 12968/3115) Fransızca veya İngilizce Bilir Bayan Memur Alınacakfır Başmödürlüğümuz Milletlerarası servisinde çalıştınlmak üzere enaz ortaokul mezunu 35 yaşını geçmemiş Fransızca veya İngilizce lisanlanndan birini bilen Bayan Memur almacaktır. Sınavda başarı gösterenlere 9001250 lira ucret yerileeektır. îsteklilerın Personel Âmirliğıne müracaatlan rica olunur. ISTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜBLÜCÜ fBasın 12770/3096)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear