28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE DÖRT Rodos Adası barekStı çok sayıda çıkarma aracına ibtiys« oldngu dofru mn? Churchill, purosunu yakarak: Bu harektt içln, Akdeniz' de elimiıde bnlnnan çıkarma araçlanndan toduına ihtlyaeın ı ı yok, cevabını verdi. Roosevelt tözlerine devam eAtrek : Benim karsılaştıgim en büvflk sorlnk, Amerikan Genelkurmayımn, Italya'daki harekât için, Ingiltere'de «Overlord> hazırbklan ve Hint Okyan»•undaki harek&t içln ne kadar çıkarma gemisine ihtiyaç oldnğn soronuno henfiz incelememiş olmasındadır. Onnn İçin Türkiye'ye söz verme konnsnnda ihtiyath davranmak zorandayun. Roosevelt, Kıftey Fransa'ya yapılacak çıkarma tarihi üzerinde bir gün Bnce vanlan anlasmayı ima edarek, konusmaaını tu çok anlamlı sözlerle bağladı : Bn vaitierin, dünkü snlasnuunızı bozmalanndan korknyorum. Türkiye «orunuflzerintfebundan sonra yapılacak konusmalarm «Overlord» la ilgili, Mc istenmiyen yeni birtakım tartısmalara, belki de bunun gerçeklesme tarihinln yeniden gozden geçirilmesine yol açabileceğinden korkan Stalin, tartışmalara son verilmesini teklif etti : Sanıyorom ki, artık bn »ornn bltmJstir, dedi. Ama, bu tekllfi duymayan, ya da duymak istemeyen Churchill, yeniden lngiltere'nin, Türkiye' ye yaptığı vaatlerle ilgili düsüncelerini açıklamağa koyuldu : tngiltere, veremlyeceti bir şey teklif etmemiıtir, dedi. Aeaba Birleşik Amerika bn sayıya bir sey katamaz mı? Biz Türklere nçaksavar birlikler Termeti vaadetmisik, ama, bizde olmadıgına göre, onlara baskaca askeri yardırada bnlnnms| ı vaadetmemiftik. Çıkarma araçlanna relince; onlar blze Mart ayında ırerekU olacaktır. Ama ben 5yle sanıyornm ki, blz bn araçlan, Roma sehrlnin lfpallyle «Overlord» harekfitına baslıyacajhmız tarlhler arasında bnlabiliriz. Roosevelt : Bu konuyu asker! danısman larımla konuçmak lorundayım, dedi. Churchill: Blz simdttik Türkiyeye hle bir teklifte bulunmadık, dedi. Hem bu tekllfleri Inönu'nün kabnl edeeeginl de hilmiyorum. Onun Kahire'ye gelmesi ferek, orada durumu öğrenir. Ben Türklere 2 hava filosu verebillD rim. Ama onlara asker fllftn veretnem. Hem öyle sanıyorum ki, onlann askere lhüyacı yoktnr. Bütün mesele şu ki, tnönü'nün Kahireye geleeeüne güvenlm yok. Stalin alaycı bir tonla sordu: Sakın İnöntt hastalanmasm? Churchill: O kolayea hastalanabilir, dedi. tnönü, benimle ve Roosevelt le buluşmak iizere Kahire'ye gel meğe razı olmazsa, ben bir savas gemisi ile Türkiye'ye gitmeğe ha zuım. İnönü gelir, eğer savasa girmeğe razı olmazsa, ben de ona dnroman, bJç de onun hosuna gitmeyecek bir tablosunu çizerlm. tnbnü ile konuşmamınn so nuçlarmı sonra size bildlririm. 27 Mart 1970 CüMHURtYET YAZAN: Valentln Mihayloviç BEROJKOV ÇEVİREN: Hasan ÂH EDİZ "Türkler çok iyi asker,, ftridye konusuna, Tahrmn Konferansınm son güofi, yani üç büyüklerle onlann yardımcılannm katıldığı 1 A* ralık günü yapıUn toplantıda tekrar dönfildü. Herkes yerine oturup da, gerel nitelikte bazı konular uzerinde gorüşülürken, Roosevelt1 in özel yardımcısı Harry Hoplrins, Türkiye sorunu üzerine olan bazı düsüncelerini belirt» e k istediğini söyledi. Hopkinı'e gore, Türkiye'nin savasa girmesini istemek sorunu, Turkiye'nin Büyük Britanya'dan ve Birleşik Amerika'dan nasıl bir yardlm görebileceği sorunu ile bağlıdır. Bundan baska, T Turkiye'nin savasa girmestnl, müttefiklerin genel stratejisiyle bağdaştırmak gerektnektedir. Bu sırada Roosevelt de lftfa karışarak : Bir baska deyimle, Türkiye Cumhıırbaskaıu Inönfl, btae, Türkiye'ye yardım edip etmlyecefimizi soraeaktır, dedi. Bn sornnn çdzmemlz gerekecegini Mnıyomm. Stalin, Churchill'in, Türkiye* ye yardım etmek için 2030 hava filosu, ikiüç tümen de asker vermeyi vaadettiğini hatırlattı. Bundan Snceki toplantüardan birinde, Türkiye savaşa katılırsa ikiüc tümen vereceğini gerçekten dt töylemls olan îngüiı Basbakam, simdi nedenM bu lözlerini inkftr ettl : Biz, iklfiç tflmen vereeetimlıi vaadetme£îc Blıim sn anda, MunrMs Anglo Amerikaa komuta heyetinln knllanmsdığı 17 hava fllomnı var. Bu hav» fllolanmıı, Türkiye savaşa gtrerse, ennn savnnmam içln icallanılabilir. Bnnnn dışuıda Tflrklye'ye flç tane uçaksavar alayı vermefl vaadetmiştik. îşte tn»lHere'nin Türkiyeye vermeği vaadettigi bnnlardır. TokRS tngilisler Türklere asker fiIfin vermeği vasdetmemistlr. Türklertn 50 tflmeni var. Bunlar iyi savasçıdırlar. Yalnız bnnlann modern silihlsn yok. Maressl Stalln'in sözunfl etttfi İkiüç ttimene gelince, Btiyük Britanya Hökflmeti bn tumenleri, Türkiye savasa girerse, Ege Denlsi adalannı ele ceçirmek İçin ayırmıs bnlnnoyor. Yoksa Turklere vennek için değil. Tarihi Kahire Konferansımn yapılacagı sırada çe kilmif ve aaati saatine radyo • foto İle fotoğTsf. Soldan aağ» dogrn: Roosevelt, İnönü ve Churcbill» rma karşı bir korunma düzenl VA uçaksavar alaylan teklif ediyoruz. Şu anda kıs mevsbnindeyiz. Almanlann Türkiye'ye saldırması ihtimali yoktur. Bir Tttrk leri silâhlandırmağa devam etn.^ğl düşünüyoruz. Türkiye en çok Amerikan silâhlan alıyor. Ama hepsinden onemlisi, biz su anda Türklere, Sovyet Hükurae ttnin, Türkiyenin bans konferansına katılması dâvetinl kahul ettlğine dair değer biçilmes bir imkânı teklif edebiliriz. Stalin'in, Türklerin hangi silâhlan eksik olduğu sorusu üzerine, Churchill: Türklerin ttifeklerl var, top Ian da fena değll, ama tanksavar toplan, ucaklan, tanklan yok, dedi. Biz Türkiyede askeri okul lar açtık, ne var ki Türkler düzenli olarak bu okullara devam etmiyorlar. Türklerin radyo araç Ian knllanmakta yeterince tecrii beleri yok. Ama, Türkler çok İyi asker.. Stalin; sesll düşünUr gibl, ağır agır: Turklet havaılrnılanm wMteflklertn emrine vertrlenc; Bulfarların; Tttrklera laldırnulan çok mahtem*ldlr. Almanlar; Türk. lerln saldiTmaUrını bekliyeceklerdlr. Türkler Ue Almanlar'a Mldınrnyacaklardır sadece onlarla M V U hallnde olaeaklardır. Ama buna karsılık mütteflklet Türklerin hava meydanlarından v» limanlarından yırarlanacaklardır. Boyle bir dnrom ortaya cıkana; bu d> çok İyi bir teydlr. * V ZORLUK hnrchill sustu, yeleğinln eebini karıştırarak bir puro çıkardı, büyük bir dikkatle ucunu kesti. Tam yakmağa hazırlandığı sırada Roosevelt, Büyük Britanya Başbakanın» su soruyu sordu : C Mallcopoylu BAŞÖĞLU İCEM SUITAN Anthony Eden: Ben Türklere, Mvasa k»tılmadan da hava nıeydanlannı bize verebileceklerini söyledim. Çünkfl Almanya, Tftrklere saldırmaz. Meslektasım Numan Menemencioğlu. benim görüsüme katılmak istemedi. Abnanyanın bu daruma büyük bir tepld Köstereceğinl ve Türkiye*ıün, iradesi dışında savasa sürüklenmektense, açıkçs, kendi istegiyle savasa gümcfl yef aayaca(ını söyledi. Churchill: Bu dogru, dedi. Ama, §unu söylemek lorundayım ki, siz TürUre'den hava meyaanlanm emrimize vennek yolu Ue tarafsızlığından vazgeçmeslni istediginiz zaman Türkler size, böyle davranraadansa, clddî bir savası yeğ saydıklan cevabını verlyorlar. Ama siz Türklere, haydl öyle ise, ciddî olarak savasa jrfrin, dediğiniz zaman da, nilâhlan olmadığını söylüyorlar. Eğer Türkler Im sefer teküfünl. ze olumsuz bir karsılık verirlerse, o zaman onlann önüne clddî birtakım sonmlar çıkarmak zorundayız. Biz onlara, ba durumda banş konferansma katılamıyacaklannı söylemelijiz. Biz ingUizlere gelinee, Türklerin durumunun bbrl iİpUendirmediğini onlara söyliyeceğiz! Bundan başka, Türklere sUlh vermeyi de keaecegiz!~» YARIN: Üç Büyttkler, Tahran'dan aynlıyor DEFINE TAL.R APAYDIN 52 Karasivrı'nin hizasına geldiler. Iki yanda yük•ek kayalar vardı. Dere burada iyiee derinleşiyor, dar bir boğaz halini alıyordu. Sular çağlıyarak akıyordu. Ortalık adamakıllı karanlıktı. Taf lara tutunarak, göz kararlaması yürüyorlardı. Yavu, dedi Seyit AU, feneri yaksak ya? Kln» görecek blzi burada? Olur, yakalım. Durup yakülar. Hem ısık iyidir. Kurt murt varsa kaç«r. Ayı da kaçar mı? Kaçar elbet Zati vahsi hayvanlar kifm aç kalınca tehlikeli olur. Şimdi kulak asma, hlç bir «ey yapmazlar. Birbirlerine ısık tutup bir yardan asağı atladılar. Derin dereye girmislerdi. îki yanda minar» boyu dimdik kayalar vardı. Karanhkta korkunçtu oralar. Çağlayan sulann sesi ortalığı doldurmuştu. Bir kuyunun dibinde gibiydiler. Fenerin ışığı kayalarda iri gölgeler yapıyordu. Duvar gibi taşlara sürünerek bir zaman daha yürüdüler. Mağaranın önüne gelmislerdi. Hadi Habip karda;, oku duanı bakalım. Em me candan oku ?öyle. S«nin duan gücüyle bulacağız bunu bulursak. Habip iyi ıslanmıstı. Yüzünden gözünden sular akıyordu. Feneri yere koydu. Çifteyi duvara dayadı. İri mendiliyle elini yüzünü kuruladı. Sonra ellerini iki yana açarak yüksek sesle okumağa basladı. Allaah!.. diyordu ikide bir ta ciğerden. Allaaah... Fener j?ığında sakallı yüzü, derine kaçnus gözleri bir dağ adamı gibi çirkin görünüyordu. Seyit Ali «amiin» dedi. Sonra bajını çevirip mağaranın karanlık sğzına baktı. Dehset verici bir görünüçü vardı. Girmeden önce çifteyi bi sallıyalım mı içine? dedi. Niye? Kurt murt varsa kaçar. Uluköy'den duyulmaz mı? Yok canım, Uluköy buraya iki saat çeker, duyulmaz. Emme 5u aşağıda Hasan ağanın ağılı var, belki çobanlar duyar. Atmıyalım. Çobanlar ne oluyor diye kojar gelirler sonra. îyi dedin. Hazineyi bulursak, çobanlara kap tınnz. Atmıyalım, daha iyi. Elimize birer deynek al»iım Belki lâznn olur. Seyit düsündü, PeM alalım, dedi. Işığı tut Su kıyısına indi, yaban söğüdünden kalınca fld dal kırdı. Uçlarını kesip düzeltti. Birini uzatU, Al bakalım hadi... Bismillâ... Tabancayı yokladı. Mağaranın kapısma tn> mandı. GeL Arkamdan hiç aynhna! Feneri yukarı tutup baktı. Çobanlar atej yakmışlardı, mağaramn duvarlan isliydi. Yerlerda uçları yanık odun parçaları vardı. Sert granit taftan, girintili çıkıntılı bir mağaraydu Gittikçe darlaşıyordu. însanı ürperten bir görünüjü vardu Habip geride boyuna dua okuyordu. Bir çarpıntı oldu. Tavana yakın bir yerde kocaman kanatlı bir kus kızıl gözlerle baktı. Kanatlannı açıp kapattı. Vay nâmussuz, dedi Seyit. Şuna bak. Vuralım mı? Yok. Onun zaran olmaz, Yürü sen. Mağara gittikçe darlaşıyordu. Baslarmı eğerek yürüdüler. îçerisi serindi. Ayak sesleri tak tuk duyuluyordu. Bir yere vannca mağara genişledi. Yukarda la mıldanmalar oldu. Seyit feneri kaldmp baktı, yüa lerce yaban güvercini tünemisti. Hepsi birden cıvıldadılar. Uçup konanlar oldu. Havada tüyler uçujtu. Yerler kuş pisüği içindeydi. Bir tilki fır ladı. Ayaklarmin dibinden kaçmak istedi kacama dı. Dönmeye başladı. Kocaman kuyruğu sağa so la savruluyordu. Gözleri fener ısığına rasladıkça iki ateş parçası gibi parlıyordu. Kıyıya çekil de kaçsın bari, dedi. Habip kıyıya çekildi. Tilki ok gibi fırladı. Seyit arkasından bir tekme salladı ama yetiştiremedi. Vay hınzır vay! Ortalık toz içinde kaldı. Güvercmler tedirgindiler. Neye uğradıklannı anlıyamamıs, oradaa oraya uçuyorlardı. Gel. Buralarda olmaz daha, buralar mağaranın ağzı. İyi ya. yürü öyleyse. Duvara kömürle «ALİ» yazılmışh. Seyit ışığı tutup okudu. Güldü kendıkendîne. İyi bak Habip kardaş. Duvarlarda gözün* bir taş carparsa açıp arkasma bakalım. Olur. Peşpeşe, ağır ağır yürüyorlardı. Îçerisi gittikçe ısındı. Çuvallan bıraksak nasıl olur? Ağır gelmeye başladı. (Arkan tar) DİŞİ BOND DESTEK H TACIM. cü stze VEBİM1 ÇIKAETÖTÛ TE 6SX1LE TİFFANY JONES ( V LAKJMAVt B<B e'srria V GELİP ARRY Hopkins yeniden lâfa karıştı: Türkiyeye savaşta ym püacak yardım Amerikan as kerî uzmanlannca bir karara bağlanmadığına göre, Inönü'nün Kahire'ye çağırılması bılmem ne dereceye kadar aJda yakın bir davranıs olur, dedi.. Stalin, Hopkins'in sözünü kese rek: Bu hesapça Hopkins, İnönünün çagunlmamasuıı mı teklif edl yor? diye sordu. Hopkins: Ben tnönü*niin eatınlmamasmı teklif etmiyorum, dedi. Ama daha önce, Türklere yapablleceğimiz yardım üzerine bilgi almamızın daha yararlı bir davranıj olacağını düşünüyorum. Churchill, Müttefiklerin, Türki"eye yapılması elde olan yardım üzerinde anlaşmaları gerektiğini soyliyerek Hopkins'i destekledi. Roosevelt, savunma amacı Ue Türkiyeye 20 uçak filosu, bir miktar da bombarduman aca gı verümesi konusundaki Churchill'in teklifini uygun buldu. Churchill, eski söyledSklerini tekrarlıyarak: Biz Türklere, hava saldınla GARTH Istanbul 10'uncu lcra Memurlugundan y/LD/B/M GİBİ DALAR VB BİB. PlQQAtA&Z (İAt.PE£f Z&R'tN YAMNA Be;iktaş, Arnavutköy mahallesi, Eğlence sokağında kâin 33 kapı, 72 pafta, 98 ada, 5 parsel sayılı 143 M2. sahalı bahçeli kargir apartmanın 34/100 arsa payh botfrum kat 1 No.'lu ve 36/100 arsa paylı zemin kat 2 No.'lu dalreler şüyuun lzalesi için aatılarak paraya çevrılecektir. tmar dnrumu : 2/5/1969 gun ve 2278 No.'lu imar durumundan : Bu yerin 9/5/1966 tanhınde tasdikli 1/500 ölçekli Arnavutköy imar plânma tâbi olarak program dışında ve iskân sahasında bulunduğu ve Eğlence sokağı yol kotundan irtifa alınarak bina derinliği Harıta Müdürlüğünce tesbit edilerek 650 metre yükseklikte blok nizamında insaata müsait oldugu anlaşılmıstır. 1 Tetkikat : Arnavutköyünd » âdi kaldmm taşı döşeli Eglence sokığı üzerinde bulunan bu parselde halen 1 bodrum, 1 zemin ve 1 tam kattan ibaret kârgir bir bina bulunmaktadır. Aoartman tarzında in^a edılmiş bulunan bu binada zemin ve bodrum kat dairelerinin dâva konusunu teşkil ettiği anlaşılmıştır. Binanın dıs cephesi taraklı sıva ve kısmen de düz sıvadır. Elektrik, terkos ve havagazı vardır. Tek kanatlı, camlı demir bir dls kapıdan girildikte, zemlni mozaik karo döseli bir antre ve katlara ait merdivenler gelmektedir. 2 basamak ilo çıkılan zemin kat seviyesinde 16 mozaik basamakla bodrum kata inilmektedir. Burada merdiven altında bir ve aynca iki goz komürlük ile mozaik tekneli ve kazanlı bir çamasırlık ve bodrum kat dairesi bulunmaktadır. Bu daire 1 hol il« tolda 2 oda, karşıda şofbenli, mozaik lâvabolu, kumah, rezervuarlı ve alaturka helâlı bir banyo mahalli, yanında davlumbazlı, mozaik eviyeli ve mozaik tezgâhlı ufak bir mutfak ile sağdakı biv odadan ibarettir. Kapılar buzlu camlı ve dösemeler ahşaptır. Bu daire halen bostur. Geride geniş bir terastan sonra bir bahçe vardır. Yan taraftaki bakkal sokağından da kapısı olan bu bahçede mandalina, şeftali ağaçlan, güller ve yasemln vardır. Bunun üzerindeki zemin kat dairesi : Dosya No: 969/429 Genis bir hol ile sağda sokak yüzünde yanyana 2 oda, yanında davlumbazlı, alt tarafı dolap olan mozaik tezgâhlı orta büyüklükte bir mutfak, karşıda zemini mozaik karo, alafranga küvetli, rezervuarh, termosifonlu, duşlu, kurnalı bir banyo mahalli, sol tarafta denıze manzaralı müşterek geniş balkonlu yanyana 2 odadan ibarettir. Aylığı 400 liradan kiradadır. Kıymeti : Bilirkisi tarafından bodrum kat 1 No.'lu daireye 40.000, lira, zemin kat 2 No.'lu daireye 60.000, llra kıymet takdir edilmlstir. llk açık arttırması 5/5/1970 Salı günü saat 14'ten 15'e kadar bodrum kat 1 No.'lu daire, saat 15^0'dan 16'ya kadar zemin kat 2 No.'lu daireler Istanbul Sultanahmet'te Adliye Saraymda 10 uncu lcra Memurluğunda yapüacaktır. Arttırma şartnameleri herkesin görebilmesi için 20/4/1970 tarihlnden ıtibaren dairede açıktır. llk açık arttırmada teklif olunan bedel muhammen kıymetin %75'ini bulmadlğı takdlrde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma on gün daha uzatılarak onuncu 15/5/1970 Cuma günü saat 14'ten 15'e kadar bodrum kat 1 No.'lu daire, saat 15.30'dan 16'ya kadar zemin kat 2 No.'lu daireler aynı yerde yapılacak ikinci arttırmada en çok arttırana ihale edilecektir. Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ve irtifak hakkı sahiplerinin haklannı, faiz ve masrafa dair olan iddialannı, tfayanağı belgelerle 15 gün içinde lcra Dairesine bildirmeleri icap eder. Aksi halde hakları tapu sicilli ile sabit olmadıkça satıs bedelinin paylasmasından hariç kalırlar. Talep edildiğl ve 100 kuruşluk posta pulu gönderildiğinde sartnamenin bir örneği gönderilebilir. Arttıımaya istirâk edenlerin muhammen kıymetin VolO'u nispetinde pey akçesi veya millî bir bankamn teminat mektubunuc tevdü mecburîdir. Fazla bilgi edinmek isteyenlenn 969/429 Dosya No.'su ile Memuriyetimiz.e müracaatları ilân olunur. •Basm: 18T8/2933) Gayrimenkul satışı AYLAK MUSA ı"i , . , „ „ , , , ...TJ^^.tdıî «(!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear