Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE İKf 25 Mart 1970 CUMHURlTET •••••ıı •«N«»| hastahğına karsı müslüman ahalinin hiçbir sıhhî ve tıbbî tedblr «lmadan yaşaması ve her seyl suurauzca Tannya bırakması olayı dolayısiyIe «Padişahlar Kent'i» adlı kitabında şunları yazar: «Arzuro hilâfına çizmiş olduğum ba manzara ne kadar dehşet verici olursa olsun Tiirkler hastahğın sirayetinden kornnmak hnsusunda hiçbir tedbire basvurmujorlar; ve bu gerçekten fayanı hayret bir jey. Onlarm öylesine inanıslan var ki her mümin, ister Padişah emri ile öldürülmüş veya ister veba hastalığına yakalanarak ölmüş olsun, hiçbir cehennem teftişinden gecmeden doğraca cennetlere ve huri'lcrin kollan arasına gidecektir; veba hastalığının gayrimüslim halk arasuıda fazla zayiat vermemesi olayıBI da şuna hanletmektedlrler ki Tann müslüman olmayanlan yeteri kadar sevmediği içia onlarm ölmelerine de çalışmamaktadır; bn rayiatın az oluşunun sebebinin, kendilerinin tamaıniyle ihmâl edlp de gayrimüslimlerin basvurmus oldukları sıhhî ve ihtiyatî tedbirler olduğunu dagünmek zahmetine bile katlanmıyorlar. Tıirkün, aslında bu derece büyük bir riske, gozü kapalı olarak, ba derece istercesine kosması, bayret edflecek bir sey.» (1) Bn konuda eesitll cehalet ömekleri verdlkten sonra yazar söyle devam ediyor: «Yaygm veba hastalığı konusunda diyebllirim ki Türkler ne baslret ve ne de mantık sahibl gorünmekteler. Her şeyi kadere terketmiş olmaları keyfiyetl. «nlarm tablî atâlet duygnlannı köklestiriyor.» (2) 1836 mus bir yabana yazar PARDOE, o tarihleıde Istanbulda pek yaygın veba yıllannda Türkiyede bulun KADERCIIİGİMİZIN SORUMLUIARI mıyordu. Sırf pislik ve tedbinizlik nedenleriyle insanlar vebadan ölürlerken, camilerde din adamlan, her seyta Tann emri olduğundan, ka. der ve kısmete boyun eğmek gerefinden, müslüman kisüerkı nasıl olsa Cennete gideceklerinden bahisle halkın hlç blr tedbir ve çareye başvurma dan tevekküj içerisinde beklemesi yollannı hanrlarlarken, gayrimusUm azınlık ve bilhassa Rumlar, kendi kiliselerinde kendi din adaznlarının tavsiye ve telkinleriyle her türlü sıhhî tedbiri almakta ve asıl önemlisi bol su tedarikinden gcri kalmamaktaydılar. Zira onlara kendi din adamlan devamlı şekilde su ile temizlenmelerinin kudsî bir görev olduğunu ve Tannnın sevgisine ancak bu yollardan mazhar olabileceklerini sdylemekteydiler. Bundan dolayıdır ki İstanbuldaki Rumlar her şeyden önce yeteri miktar su depolamak ve temiz kalabilmek bnkânlannı ve çarelerini aramıs ve bulmuslardı; veba denilen o korkunç hastalığın korkunç âfetinden de bu suretle, nispeten de olsa. uzak kaJabllmişlerdi. nlar bunu yaparlarken bizimkiler sadec* dua ederek ve bonun dışında baskaca hiçbir tedbire aldınş ctmiyerek, hiçbir sağlık kaidesine önem vermeyerek, ölüp gitmekte idiler. Gayrimüslim halk kendi din adamlannm gayreti ve akıllılığı sayesinde korınma hnkanlanm arar ve bulurlarken bizimkiler, aklı ve mantığı bir kenara atarak, bütün kaderlerin] din a Prof. Dr. ilhan ARSEL damma ve Tanrıya terketmişlerdi. Yıl: 1836 Bu tarihten aseğı yukan yüz yıl önce, 175S* lerde, bir başka yazar. Baron de TOTT, ki Türkler arasmda 23 yıl yaşamış ve onları yakından tanımı; blr kimsedir, 4 cilt halinde yayınladıjı kitzbmda hemerı bemen aynr müşahadeyi ortaya vurur: Türkun hiçbir tehükcye ve hiçbir şeye karşı akli ve mantıkî sayılabllecek tedbire başvurmaz olduğunu: ve yaygın hastalıklar mevsiminde Rumlann, Musevilerin ve Ermenilerm mikrop ve pisliğe karşı gereken sağlık çareleri sayesinde oldukça etkili sonuçlar sagladıklan halde TürMerin önleyid veya tedavl sağlayıa hiçbir tedbire başvurmadıklarını veya böyle blr se.vi düşünmedikJerini ve her sey) Tannya bıraktıklarını söyleyerek: •...Türkler en büyük guvenliği kör bir kadercilikte bulmaktalar» (3) hfikmüna verir. ona traflk kaldelerbıe riayet ettbceck knrrcl yoktur bu dünyada; k&fasını kuüanmak lüramunu bile hissetmez; vasıtayı sadece «ayağı» 11e kullanraaktan başka yapacak bir sey bulamaz. Bu sebeple en basit ve en tabii bir tedbire dahi aldırış etmtden trafik esaslarını çignerken başına gelecek felaketleri düsiinmez. Üzertode veya koynunda en öldürücü hastaliklann mikrobunu tastyabilecek «Biti» bulduğu zaman, Diyanet tşleri Başkanlığının Yüksek Fakülte birirmls yetkflflerinden aldıği fetvaya kavustuğu an, kendlsint ebediyetlere aday bulur. Şeriatın Haneft yorumcnsn AlAbhnr'daıı veya tbrahim AlHalabi'den feyiz alan bn «aygı değer kişilerin irsatları dururken müsbet akıl yollanna citmek kadar büyük günah olur a n onun lçin? insaf ana İnsaf ana'yı tanır mısınız? Elbette tanmınız. tnsaf ana Battal Mehetoğlu'nun anası Bir sabab namazında kardeş kanı içmek fçin camide toplanıp îıldız Akademisine hücum eden Dervis Mehmetlerin sehit ettifi Battal'ın anası. tnsaf ana, Kubilây'ın anası.. tnsaf ana, Mehmet Büyüksevinç'in anası.. tnsaf ana, Vedat Demircioğlu'nun anası.. tnsaf ana, daha dün gencecik gözlerini hayata kapayan Ziraat Fakülte*! öğrencisi Süleyman özmen'in anası.. tnsaf ana. Taylan özgür'ün anası.. tnsaf ana, canını devrimcilige katık vapıp, voksnl Türk ulusunu knrtarmaya ealısan hütün ?enolerin anası.. tnsaf ana, Mmtafa Kemal'in anası.. tnsaf ana, Millî KnrtnTn» Savası*nda Gari Pasa'nın ordusana cephane tasıvan analann anası.. tnsaf ana çarsafınm içinde vüzü tunç ve gBgsünfin ortasmda yflreSi yara olanlann anası.. tnsaf ana. on bin vıllık Anadolu toprağından yufTUİmns analıgın anası.. tnsaf ana, topraktan öfrenip kitapsız bilenlerln anası. tnsaf ana, Malatya'nın Enzek köyünden Sksüı Battal Mehetoğlu'nun anası: oğlunu oknrmak istemiş: « Gece hasır örduk, günrfüz sattık. Damımı ipotek ettim kı Battal okuya, bizı de kurtara! Ben yürekli bir Battal vetiütirmiştim. Vatan kurtaracak, ekrnek parası kazanacak. Hani va Battal'ın, öbürkülerin kaatilı? Soran yok, arayan yok. Bu dü$man dısandan gelmiyor Düşman içerde KaatH nerde ise bans göstersınler Buraya geldim, hesabını «ormava Hani va Battal'ın kaatili?» Gözünden bir damla vas akıtmadan Sfkesiz soruyor tnsaf an»: Hani ya Battal'ın kaatili? Hani ya Tavlan'ın kaatili? Hani ya Süleyman özmen'in kaatili? Hani ya öbürkülerin kaatili? Ve konusuyor tnsaf ana: « Vatanı kurtarsın dıve okuttum. Ben vatsni kurtaTannm Ama bunlar kurtaracak. Battal ölmü'Sc «z sağolun. arkadaslan sağolsun... Battal'ın kaatili tek değilmis derler Tek ol«» ben bilirdim ne yapacatımı Ben dîçimle yapardım yapaea8ımı. Bu bövle gitmez Bir çün bunun da snrarlar hesabını 5evtanlıkla. kurnazlıkla talebenin isi voktur Battal, bir çay ekm*5i, bir helva »kmegi ile okuvordu. Orda vıkadığım esvabını burda kirli gıyerdı Nasıl okurdu bilirim Battal okulu bitirecek. dam kurtulacak dive beklerdim. Şimdi nerden Bdeyeceğizî» tlâhi tnsaf ana! Dfişündütün seve bak! Glt çai Ziraat Bankasınm kanısmı; Sfileyman bevtn biradtrlne tt milyon mn desem, 19 milyon mu desem vermişler: Bana da verin. damı knrtarayım deyiver. Git cal tsmet Pasa'nın kapısını: Pasam, sen Milli Knrtulu» Sava<ii'nda Gazl Pasa'mn eınrinde idin. Aradan vanm vüzyıl gectl. Battal'ım bağımntlık yoInnda sehit oldu. Bunun anlamı ne? diye lornver. tlâhi tnsaf ana! Sen kl topraktan öfrenip. kitapstz bllensin. sen kl geee hatır irflp ekmeğini kazanırsın, sen ki Kubilâylann ansn ve Tflrk kadınlıginın yfizakısın .. Bilmez misin, Battal'ın neden sehit oldugnnu? Bir yurt bizimki gibiyse... Namussuzlann namnssuzlngundan beli bükülmüsse ulusun . Sömüruefilerin salUnatı altında ezilmişse halk Bankalar iktidar kodamanlarının vem1i$ivse Fabrikalann bacalarında empervalizmin nfursuı dumanı tütfivorsa AhUksızlann finünde iki kat oluvorsa adına ln*an denen yaratık... Çanakyalayıcılar beslemelik gazetelerinde yalan kusup para kazanıvorlarsa Ve bir ulus «»vnnmKmnı haska blr olnsun iki dndağı arasına bağlamışsa . tktidar, alnındakl lekeyle demokrasinin erdemlerinden dem vurup darbuka calıyorea .. Mlnarclerin serefeleri din sömürsrenlerinfn serefslzlljlne âlei edllivorsa . Komprador tezcâhlannda hırsızlıklara hazırlanan kılıflar, Anadoln'nun tüm minarelerine vetecek kadar bolsa Yabancı bir devletin glzli casuslan, pabuçiannı vetkili kisileri mlıin burnuna kadar uzatip oturoyorlarsa... Nttfns tflctarlan nin peşine dflşen yüksek devlet memurlan, Morrisoncn polltikanın adaletsiz kılınvla bkillvorsa .. Orada Battal Blur ve Battallar gehit olur. Ve sen, yassıı göılerinin kederlyle bin yılın otesinden bnCfine bakan Ansdolu kadmı: Hani ya Battal'ın kaatiliT diye ««»11111. Hcrak etme! Battal'm kaatUl de bolunacak, SOleyıasn ör menln de, ötektlerin de.. Ve milll kurtulusumuzun seberinde bflttin bn kaatiilerle Işbrrllkçileri. Gazi Mustafa Kemslin kscınümaı adaletinde lftyık oldukian '•»•»nvı cekecekler. Sonııc tik'ler» olduğunu «öyler. Fanatizm Montesciuletı*. ye göre en ziyade «çocuklar>da ve «cahll ve IIkel» kişilerde görülen blr seydir. Toplumlar içbı de durum budur... Tfirk'fi «akil» dısi yollara ve akla aykırrdavranışlera sevkeden din adamlanmızla »avaşacak güce, Cumhuriyet devri boyunca hiçbir zaman hueün oldueu kadar muhtaç kalmadık. Ne hazindir ki <;e$itli eğitim müesse^elerinde «pydin din adami» diye reti<irirllen klşlier arasından bir tek din adamı çıkıp da 1000 yıl öncelerinin fikıh esaslanna davanarak fetva veren Diyane» tîler) Baskanlıginm karar ve davranıslanna karşı sesini yfık^eltme cesaretinl gösteremiyor. (1) Bk. Pardoe The City of the Sultan: and Domestic Manners of the Turks in 1836. Philadelphia 1837 (2 volura); vol U. «h 1934 (2> a.g.e., vol. H, sh. 195 (3) Baron de Tott Merooires du Baron de Tott, sur les Turcs et les Tartares. 1784. Bk. voL I. sh. 446 homas Paine, XVlinnci yüzyı! T doğrudin'in en büyük düşmanlannınsonlarma yayınladığı «Akıl Çaği» adlı kitabmda gerçek «Fana Fatalizm T"V faı adammm kSrfiklediği fatalizm: Sağlık ^^ kornma earelerine başvurulmaması, temizlik kaidelerine riayct edümemesi ve pislik içe» risinde yasanması sebebiyle yayılan ve jehri kanp kavuran veba hastalığı 1836'larda tstanbulda adeta felâket halini alnııştı. Halk, bilhassa susuzluk dolayısiyle pislikten ve mikroptan kurtula Değisen bir sey yok • ~\ eğişmiş bir $«7 yok: Aradan ikiyüı yıldan •' fazla blr süre geçmiş oldnğn halde ilmln ve fennin akıllan durdurajı gelişmesi içerisinde Türk, yine aynı kaderci niteliğiyle, yine aynı kafadaki din adamnun telkin ve tavsiyeleriyle, her seylnl Tannya terketmts, her şeyinl Tanndan bekler darumdadır. Kamyonunun tepesine «Tannya Emanet» levhasraı takıp da camidekj hocanm eennct hlkâyelerini dinledikten «onra artık Hayır En büyük tehlike Sanki Türkiye'nin kaderiyle oynayan blr «dev füe* var. Elimiz kolomuz bağlı, düşüncelerimiz bir yerde Isleroe» olmus kalmışız. Görüyoruz, anlıyoruz birşeycik yapamıyoruz. Görünenin ardındakini de sezerek... Türkiye'de aydıntan, gençleri, halk yığmlannı btrblrinden ayıran, koparan, kısacası ulusumuzo durmaksızın bölen bir büyük beyin, bir korkunç zekâ, bir güçlü örgüt var. Adını açıkça söylemek güç. Kesinlemelere girmek istemem. Ama Türkiye'nin kaderini avucunda topaç gibi oynatan, çeviren ba «büyük beyin.in varlığı blr gerçek. Önemli olan da bu. Böyle bir varlığın olufu Bakıyorsunuz daha düne kadar toplumculuğa hunınıs birl, Atatürk Ukelerine bağlanmış başka biri, yetismesl, görgüsü bakunından hiç de geri kafalı olamıyacak daha başka biri!.. Ne görüyoruz, hepsi değismlsler, Atatürk Cumhuriyetüıin temellerini dinamitlemekteler.. Neyi kurmak için? Anlaşılamayan da bn! Dillerinde karmakanşık sözler, iddialar. İslâm külrüründen kopmuşuz da, Batı uygarlığma bağlanmaya kalkmışız da, Atatürk'ün ttıttuğu yanlıs yolda yürümüşüz de!... Kun söylüyor bunu? Karanlıklarda kafası paslanmi} olanlar değil. Daha düne dek ilericiliği kimseye kaptırmsyanlar! tlerici birdcn gerici kesilirse bunda blr neden aramalı.» O «dev güç» kolunu uzatmış her yana. Taktijjrinl de çağın gereklerine, pratik aklm kurallanna göre ayarlamıs. Insanın, klm olursa olsun, koltuk, yer, para, ün, alkıs isteyen bir yaratık olduğunu anlamıs. BolcB mn diyorsunuz, aşın solcu tnu dlyorsunuz, yoksa sağrınm sağcısı, yobazzn yobazı mı? Olsun, ne çıkar! Şo ya da ba yoldan memnun etmek gerek hepsini! Açarsın çıkar kapılannı. Ona blr önemli iy sipariş ettirirsin adamlarına! Berikine bilmem nereye bir geri, ozunca blr burs! Daha ötekine aklından hayalinden geçmeyen bir ödev! Kısa bir zaman önceslne dek türlfl olanaklards.n bile bile yoksun bırakılan kişl başarının, çıkann, alkısıni tadmı tarmaya görsün! Bana mı kaldı dünyayı değistirmek, diyebi. lir. Yetti bunca zaman çektiğim çilc, biraz da tad aiayım diinyadan. diye düşiinebilir. O «dev güç» yapıyor. biliyor bnnları. Türk aydınını, yazarını, duşünürünü, sanatçısını, bllim adammı önceden, çok önceden alınmış kararlara uygun olarak «yansızla;tınyor», bilinen deyimle nötralize ediyor, daha açıgı zarar veremiyecek hale getiriyor». Blr de parçalama yöntemi var bu «dev güçün elmde». Eski ku" I . . b u > y e n l d e * : i l > Parçala hüknıet!... Türkiyede durmaksızın blr bölünme, bir parçalanma görmüyor muyuz? Partilerde, örgütlerde, derneklerde. Atatürk devrimlerinin bekçisi olan inanılır, güvenllir kurumlar içten içe çürütüîüyor. Sosyalist misin, al sana kırk türln sosyalizm türü, çeşlt çeşit marksizm açıklaması. MUUyetçl, tnrana ya da ümmetçi misin, bunlann da türlü türlüsü var karsnnızda. Baslannda liderleri. tayfası, dergisi, hartâ gazetesl! Her sey olacak, ner »ey yapılacak. Yüzbinler, milyonlar dağıtılacak, ama blr sey önlenecek: Türk devrimcileri birleştirilmeyecek.. Geçen gün Ankarada iki devrimcl öğrencl örgütü çarpısmış! Sosyai Demokratlar bir yandaymış, Sosyalistler bir yanda! KarşıUrındakl sağcılar kaç parça kimbillr? Türkiyenin bütün knrumla. n boyleyse, bu hale geliyorsa, gelmişse ne olur işin sonu? Bu bir batakta çırpmmak değil de nedir? Perde ardında ipleri çekerek kaderimizle oynayan o dev güce. o büyük zekâya, c korkunç akla onun çıkarlarına oyuncak olmak değil midir? Ben senden daha soldayım, sen ortanın solundasın, sağındasın. oteki sağın gsrislnde!.. Düşürmüşler bizi birbirimize. Kimimizi kişıliksiz hale getirerek, kimimizi açıkça satın alarak; kimimizi o'raya buraya iterek, bölerek, ayırarak Ne zaman aklunızı başnnna toplayacağız, gözümüzü gerçeklere açacağız? Bu «yansızlastırma» ve «parçalama» farkettirmeden, yavas yavaş temelden yıkıyor bizl Bir gün gelecek alısacagız buna, yenl klsiliğimizl benimseyeceğlz. ya«arıyla. aydınıyla. bilim adamıyla, ögrencisi. halkı İle, her seyinifzle o «büyük beynin» emrindekl tutsaklara döneceglz. Cstelik tuteaklığunızı bilmeden, duymadan... ^••••»•1 TEŞEKKÜR KıymetU variıtımı» Maden Y. MUhendltJ ani ölümü dolayısiyle bizzat • Relerek, telefon; telgrafla veya ; celenk göndermek «uretiyle acı Ş mızı paylaşan bütün dost ve • Kvenler* tejckküru borç bili ! riz. AtLESİ ; KEMAL SİÜMEN'in TÜLİN BETGO Ue AZHt ASKEEOĞLU Nistnlandılar. 14 Mart 1970 tstanbul Cumhuriyet 3861 FAYANS CİMENTOSU FAYANS SATICILARINDA Radar RekJâm: 355/2856 u hükme göre, suçla resmi ye'nin degU, takat ner Od Devledrev belfftsi Tflrk Genelgörev arasındaki llişki konu tin kendi tutumlarında direnmekurmay Başkanlığınca kasunda Geoelkurmay Başkannedenınden bule şayan bulunmadığı» «AtİBİette aypın ve •B « takdirde, Başbakanın da demeÇ k . grf V fle yerine getlrilmesini'temiben»,"' bm " u cinde belirttiği gibi. iki ihtimal ler yoluyla, iki aylık bir süre ABD' nin değil de Türkiye'nin ortaya çıkar: içinde çözümlenemedigl takdır yargı yetkisıni kullanmsktan vaz Bu lhtımallerden buincisl, de, görev belgesi, Türk Genelgeçmesi gereğinı ise anlamaya Türk Genelkurmay Başkanlığıkunnay Başkanlığı tarafından imkân yoktur. Nato Kuvvetleri nın «kabule şayan* bulmadıgı kabule şayan buluıunamış olmaSözlesmesinin «lâfzı ve ruhu» ısgörev belgesini, bu belgeyi dü sına rağinen, kabul edümışçeslna te asıl burada hatırlanmak ge»enleyen ABU komutanlıgınm işlem gorecek ve bunun sonucu reklr. önce de belirttlgimiz gibi, geri aknasıdır. Bu durumda soolarak da sanığın dosyası ABD' bu Sözleşmenin lâfzı ve ruhu unuç anlaşmamn II nci maddesinin yetkili makamlanna iletileyarınca, Nato'ya bagü kislnin nin (D) fıkrası uyannca suçun cektır. görevle bulunduğu ülke kanunişlendiği yer savcısına bildirılır Bu çözüme dayanak olarak lannı ihlai etmesl trlindf yargı Bu fıkrada söz konusu olan, ve adll islemler keslldlgl yerden NATO/SOPA yanl Nato Kuvvet yetkisi, prenslp olarak, temel sanığın NATO Kuvvetleri Söz yurütUlmeye başlanır. leri Sözlesmesinin «Gönderen kural olarak, bu ülke mshkemeleşmesinden faydalanmaya hakkı Devletin sanık ferdinin derhal ve lerine aittir. Bu kişinin görevle Ikinci İhtimal, Türk Genelkurolduğunun savcıya bildirümesi, sür'atle muhakeme edilmesini» bulunduğu Ulkede kendi Devlemay Başkanlığının «kabule şaABD'nin Turkiye'dekl en yükyan bulmadığı» görev belgesini, öngoren hükmü gösterUmış; «A tinın mahkemeleri önüode yargısek rütbeli komutanınıo resmî bu belgeyi düzenleyen ABD Ko daletin uygun ve müessir şekil lanabilmesi istisnadır ve bu isblr yazısı Ue olmayacak; sanığın de yerine getirilmesini teminen» tlsnamn hangi kosullann gerçeknautanlığının geri «imama«ıbunu öne sürmesi, savcıyı AdaTürkiye'nin yargı yetkısinden, leşmesi halinde lşieyecegi Scabunda dirennıesidir. let Bahanlığı aracılığıyla GenelABD yaranna, vazgeçmesi lsı leşmede beUrtllmiştir. ÜlkB Devkurmay Baskanhğına başvurroaBurada bir parantez açarak ya mecbur edecektir. belirtelim kl, bu Anlaşma ile bul edilmiştir. letimn yargı yetkisi temel kural Açıkça görüldügü gibi bu yenl olunca, bir aniaşmazlık karşısınTürk Genelkurmay Baskanhğına ABD'nin TUrklye'dekl en yükAnlaşma Ue de, sonunda, ve sa da, temel kurahn degü de isttttanınmış olan yetkl, Başbakanın sek rütbeli komutanı, yapılan yın Demirel'ın kelimeleriyle , namn uygulanması, kBmmızca, dedikleri gibi «Aksine delü ve soruşturma sonucunda, suçun emareler bulunduğu Ukdirde, «Ne kadar baksız olursa olsun, Nato Kuvvetleri Sözlesmesinin resmi görevln ifasında yapüdığı görev belgesinj reddetme hakkı* yetkili makamdan sadır olan bü lâfzına olduğu kadar ruhuna da kanısına varırsa, dUzenleyeceği değil; fakat bu belgenin «Kabutün görev belgelerinin askeri ve uygun düşmes. görev belgesini Türk Genelkurle şayan» bulunmadığını öne sür adll makamlanmızca. Kabulü may Başkanlıgına lletecektir. u konuyu daha tazla uzatme olanagıdır. Ikisi arasındaki zarur! bulnnmakta» dır. Bu sömadan şu sonuca baglayabiMaddenin (C) fıkrasma göre, fark ise birincisüıin, beljçemn zün noktaladığımız yerindcn çıllrtz: Yenl Anlaşmada Genelkesin olarak geçersizliğinl doğur «Görev belgesi, Türk Genelkurkardığımız terim «Münakasa damasına karşüık, i^incislnln bu may Başkanlığinca kabul edildihi edilmeden» idl. Münakasa da kurmay Başicanlığına görev belge kesin sonucu sağlayamamasıdır. ği Ukdirde, Adslet Bakanlığı hi edilmeden kabul İle münaka sinin kabule şâyan bulunmadığmı vasıtasayla suçun İşlendiği yer şa edilerek kabul arasında, işin öne sürrne olanağının tanınmış Gerçekten de, bu durumda, savcısına gönderilecektir. Görev nıteliğini etkileyecek bir fark ol olması, sembolık bir tatminin ö«Müzakereler yoluyla bir anlaşbelgesinin Adalet Bakanhğmdan duğunu öne surmenin, sanıro ki, tesine geçip, uygulams alamnda maya vanlmasını» sağlamak yoköklü blr değisme meydana gealınmasi fizerine, sanık hakkınluna gidileceğl, Anlaşmamn II. oUnagı yoktur. tiremez. Görev belgesinin gercedaki islemler yetkili adl! merclmaddesinin (E) fıkrasında öngöğe uygunluğunun denetlml mutlerce durdurulacak ve sanığın rulmektedir. laka ilgili yargı organj tarafındosyası Türk Genelknnnay BasAynı fıkraya göre, müzakeredan yapılmaîıdır. Fakat anlaşıkarılığına gönderilecektir. Bunu ler süresince, «Sanık aleyhindelıyor ki, Amerıkalı dostlarjn, b»tnüteakip Türk Genelkurmay ki kaaunl islem. durdurulacakBaşkanlığı^. dosyayı gönderen ğımsız TUrk mahkemelerrae, ya tır.» Devletin Ugili makamlarms ile» da daha dogrusu, bugune katecektir.» Anlaşma İle aynı tarihl taşıyan darkl uygulamanın gösterdigl give gene nota degiştml yoluyla bi , dttzenlediklerl görev belgeunu Nato Kuvvetlcrt sörleşBu fıkradan, sanüc haiririT»igin yapılan «Mutabakat saptunda, mesine dayandmnaya Kalkış lerinln sağlamlığma güvenleri islemlerin görev belgesinin subu konunun can daman olan hu mak da yersizdir. Çünkü, bu yoktur. çun işlendiği jrer savcısına ulaşkum yer almış. Şöyle kl: «GönSözleşmenin «Gönderen Devletin masından sonra durdurulacağı deren devletin sanık ferdlnin, YARIN sanık ferdinin derhal ve sür'atle gibi bir anlam çıkmaktaysa da, derhal ve süratle muhakeme emuhakeme edilmesini» öngören aslında, maddenin (A) fıkrasınANLAŞMALARIN dflmeslnl gerektlren NATO/Sa hükmü, lkl Devlet arasındaki anda öngörtüen şekilde, sanığın FA hükümlerinin ifan ve adale laşmazlık nedeniyle yerine geleONAYLANMASI NATO Kuvvetlen Sözleşmesintin uygun ve müessir sckilde yemiyorsa, bu sonuç yalms Türkiden yararlanmaya hakkı oldugurine getirilmesini teminen. Türk nu savcıya bildirmesi, yürütülen Hükâmeti. müzakerelerio iki islemlerin durdurulması sonuay İçinde •nlagmaya mfincer olcunu verecek ve savcı, Adalet maması halinde, gönderen devBakanlığı vasıtasıyla Genelkurletin eldeki meselede kendi kamay Başkanlıgından suçun res1 Belediyemiz Teşkilâtmda 3656 Sayıli Kanununları tahtında gerekli tedblrmi görevm ifasında ışlenıp işlennun 19 cu maddesine tftbi Ücretli Kadrolarteri almasına müsaade edecekmediğine ilişkin cevabı alana katir. Tiirk Genelkurmsy Başkandan münhal Kurum Adlan ile, Memuriyet dar beklemek zorunda kalacakbğı, görev belgesini Adalet Batır. NATO göreviyle Türkiye'de Ünvanlan ve kadro öcretleri açagıda göstekanlığı vasıtasıyla ilgili savcıya bulunan Amerikan kuvvetlerıne rilmiştır bağlı ve suç işleyen her Ameriintikal ettirecektir. Bunu müte2 İş bu kadrolara Belediye Memur ve Müstahkalı bunu öne sUrecegine göre akip sanık aleyhindeki tahkikat demlerı Tuzüğünün 3 ve 4. Maddelerine göre de, hiçbir sanık hakkında, suçla ve takibat durdurulacaktır. SanıMemur ve Müstahdem alınacağından ilgiligörev arasmdakl ilişkl sorunu ğın dosyası gönderen devletin lerin 2 Nisan 1970 Perşembe gtraü saat 14.00 çözümlenmeden, adlî mercilerce yetkili makamlanna OetUecekde Belediye Encumeninde müsabaka imtihaişlem yapılamayacaktır. tir...» A M Eylul 196S de yaL 4 pılan yeni anlaşmanın II nci maddesi görev belgesine ilişkin uygulamanın usulünü düzenlemekte ve eskisine oranla bazı değişiklikler getirmektedir. Bunlardan birincisı, maddenin (A) fıkrasın. da yer almakta ve suçun işlendiği yerin savcısını, «Sanığın (NATO Kuvvetleri Sözleşmesinden) faydalanmaya hakkı olduğaınun kcndisine bildirümesi üzerine, suçun resmî vazlfenin ifasuıda yapılan bir fiil veya ihmalden doğup doğmadığı hu, susunu, Adalet Bakanhğı vasıtasiyle Türk Genelkurmay Başkan • lığından» sormak yükümü altına sokmaktadır. «Bunun üzerine, Türk Genelkurmay Başkanlığı bu hususu gönderen Devlet ilgili makamlanndan tahkik edecektir.» lenisinİM S B TEŞEKK Eşimin rahatsızlığını kısa zamanda teşhls ede rek, yaptıklan başarılı ameliyatla yeniden sıhhatine kavuşturan, Sosyai Sigortalar Kurumu Bakırköy Dogum Evi, Kadın ve Dogum Hastalıklan Mütehassıs çok degerli insan jin. Op. Dr. TÂLHÂ YÜCEL •e Op. Dr. OSMAN SARAfl üe, hastanede yattığı sürece yakın ilgilerini eslrgemiyen Baîhekiro Dr. NACİ BUÇUKOĞLU. Dr. Sunay GÎRAY. Narkozitör Dr Röçhan KUTBAY. Dr Ayhan ÖZCANDAN Narkoz teknisyeni Aziz TEMEL. Hemsire Nedâ KOCABAŞ. Mahi Devran ŞENER. Yüdız ÜYGUN'a ve kıymetli yardımlanru gördügümuz diğer personele teşekküru bir borç bilirim. tHSAN ONUR Cumhurivet 2876 B Neden ABD değil de Türkiye? B Merhum Kemai Ergun, merhume Mözeyyen Ergun'un luzlan. E Albay Doktor Visail Ersan'ın vefakâr ve çok taymetli eşı. doktor Engin Ersan. Ayfer Zıvai'ın annesı. Fahıre Ergun. Y. Mühendis Burhan Günergun. Av Ziya Ergun'un hemşireleri Av Yüksel Zıyal. Rezan ErsarTın kayınvalidelen Pendik Belediye Başkanlığından. (Hanımeıendıı 23 Mart günö Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 25 Mart Çarsamba günö (bugunı ögle namazını muteakio Beyazı't Camiınden kaldmlarak ToDkapı Aile Kabbrıstanına defnedılecektır. Mevlfl rahmet eyleve Venı AJans: 1330/2877 MEBRUREERSAN Istanbul Ticaret Odasından 5590 sayıli Odalar Kanunu yıilıtt aıdatın 31 Mart akşamına kadar ödenmesini âmırdir. Sayın azâmızın % 50 zamlı tahsile meydan bırpkmamak Ozere yıllık aidatlannı Mart sonuna kadar ödemelerini hatjrlatınz. (Basm: 12015/2858) MMBUS nında hazır bulunmalan ve bu tarihten önce tahsil durumlanna ait belgeleri ile mOracaat dilekçelerinin Belediyemiz Başkanlığına vermeleri Uân olunur Kadro KURUM Memuriyetı fientl Muhaseb» Kltibi DaktUo Zabıta Komıteri Şofor Fen t. Teknikeri Fen Emlâk Memu. Su îşleri Teknik Elemanı Llra SaStık Memuru kadro maaslı. GENEL YÖNETİM GENEL YÖNETÎM ESENLİK ESENLÎK BAYINDIRUK Istanbul Sanayi Odasından 5590 sayıli Odalar Kanunu gereğlnee 1970 yılı aldatuuo MAR1 ayı sonuna kadar ödenmesi icabetmektedır. 313.1970 tarihine kadar ödenmiyen aldatın U 50 fazlaslyl» t» dlyesi gerektigindcn. üyelerimlzin buna mevdan vermemes) rtea olunur(Basin: 12271'2859) SAĞLTK iBastn: 12581/2868)