Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SATFA: ÎKl Cnmhurfyet SLAK muu7«rdu yol. Kamyonun farlan «u blriklntil»rinde parlayıp karanyordu. Yajmura aldırmadan, lnc« uzun kapkarm blr tel flzerind* yürü7«n atej böceği gibi oilarmraktan >»«l«dı1ır kamyonu. Yol boyunca direkler, gecenin bu saattnde yağmur sonatmı bozan bu e«kimlf kamyona klnla baktüar. Kamyonun foför yerlndo ba?ı «rtülfl kadmla, Seylt. Direknyon daydı Seyit Kadın elli küsur senellk. Seyit yirmlbeslnde. Kadın durarak ağlıyordu. Elindekl küçQcük kırmızılı mendil bir gOzfln* gldiyordu, bir bumuna. 22 Mart 1970 Tarihten YAREISILIK Ellf NACİ o I Yaomurdakiler Yazan: (h. Tekerto btrmden çıktı kmaaya. Şoförün üstünü yumrukladı. Kamyon yurfldfl. Seyit bozuldu içinden kadma. Ne ç yahu bu. Bu yagmurda, yukard*. Alavdık ke«l» boraya, d«di Seylt. Seslenm»dl kadm. Oaaa dab« fazla basü. Ağzmın lçlndan anlajılmu lâflar geveladl. Barikl oralı olmadı. Kasaya çıkmet adam, hanMB bfl lüldü blr kSsey*. Ceketinl banna çekti. Yagmur gelmlyordu artık. Rahatü. Çok rahattı. ö y l » blr «ür« kaldı. Sonra yağmur ceketten içerl yürudu. Katlanaeakü. Ötesi yoktu ki. Ya agağıda az ı*lanacak, yolda kalacak. Karanlığa ahftırdı gSzlarini. Etrafma balondı. tlerde bembeyas blr tabut duruyordo. Kapağı kapakydı. A Kâmil UĞURLU i n i n a . Blrazdan nyudu. Bir sigara daha yaktı Seyit Ka dın tıyukluyordu. Çok uzaklardaa değisik yağmur seslert, çakal ulumalan geliyordu. Uyumanndan faydalanıp bir türküdür çağırmaya bafladı. îçi gıcıklandl Seyit'ln. «Şıkır mıkır gtl bana.» Kadm, lçinden geçenleri anlıyormuf gibi asık gözlerle baktı foför». O gdrmemezlikten gelip •ustu. Kadın 51ü kocasım almıy» gldiyordu büyük |ehre. Bir emekll Sğretmendi kocası. Gezmeye git miîtl. Haftasında kadma telgraf geldL «Kocan öldü, gömelim ml, bajın aağ olsun, Rıza^ Akrabalanydı Rıza. •Gömmeyln, gellp alacagun cenazeyi» diye yazdırdı kadın. Hısımlardan biri, kamyonuyla Seyit'i buldu. Yüt papel* pinip gülüjflyorlardır fimdl kimbilir. Kadın «elimde olsalar beğardım kahrolancalan» diye geçlrdlydl içlnden. Ama »erindl «imdl içi. Yağmur biraz biraı da içine içine yağıyordu. Suçu yoktu çocüklarm. Babanız ölecek demediydi kimse. Seyit ayağını gazdan çekip tn ne bastı. Çiğ bir aes, karanlıgm benzinl aararttı, blras da yırtü. Unkopank Sofer Dede Çolabtyl çok ameılıu. Oamnı mlnlrtifcg» «gar »evkle okurum. öyl« tath m ü b a l â g ı l m Yardır ki, lnsan kendisinl tutamaa, hayktraoafc jallr, «At martini debrell Ha. I U . » Şlmdl ffelln eflt I. «ahlfa 381, beraber okuyahm. «Evllya haJdrin müddetl haystmd* ellerlnl Opfip dnalann aldtfı re şerefi sohbetleriyle müşerref oldugn tradala ve seyhlerden Kapnî deli Safer dede vardı. Unkapanmda ekmekçi Ali Çelebi'nln fıTinına gayet eiddetle yandığı Mr aırada, girip nykuya yatmıs. Sonrs çıkıp nlco bin kimselerle vedalaştı ve kendini Unkapanından denize atıp kayboldn. Bn hall bfltfin o »emt ahalisi görmüştür. İTedl tene BOtırs Craayir'den Kara Hoca All Peçenoğlu kalyonlan üe flilsiı olarak geri gelip yine Unkapanıaa yerlesmiştlr. All Peçeno ğ l u anlatır ki : • Bis yedl tene evrel Ceıaylr'o giderken Septe tBoğanna yakm Okyanus kıyılanııdan birlna geldiğimlzde tra SaIfer dede blr timsaha binmis oldu £u halde kalyonlanmısın srkasından gSrtlndu. Kendlftnl gtmlifrlmlze »ldık. Timsah d» gemilerimlzle beraber limana tfrdi, Mhne düsüp 61dfl. LâaeBİnl Safer dedenln rloan ile Snltan AbdülAjgömdük. Bnna da bütün Ceza,Az, çişman, şly i r halkı sahadet eder. îste Sakemperver, afer dede böyle bir âçık, blr bnçıkcası obur dalayı »er efraı ldi.» bir padişahSafer dede Unkapanında vefat nus. Blr otu•derek Horoı dedenln yanına ruşta blr kuzuyu tek bajına gömülmüştür. yedlğl rivayet edlllr. Onun lçln yemek vaktinin aksamasına tahammülü yokmuş. Yemek vaktl biraz geciktl ml küplere blner, tıyamet koparırmıs. Blr gün hazret oturmus, nlçan taliml yapıyormu?, sarayın pencereslnden bahçede havuz başındaM blr »aksıya doğrultmuş sil&hını. O kadar da nlşancı olduğu halde sabahtan beri Eskl vezlrlerUst üste attığı kurşunlann hlçden blri, karşıbirinl hedefe İsabet ettlremlsına çil çil meyormuş. Eiddetten dellye döncidiyeleri diamliş, öyleslne gazap haline gelmls, almıj ellmi? ld, yemek vaJctinl söylemek ne tüfegini, şöyle dursun, yanına yaklaşatar durunnus. Ama hlç birlne mağa blle klmsenin cesaretl de isabet ettirememiş Paşa yok. Zlya Paşaya «Hadl» derkendlsinl alay eder gibl gülümler, paşa büyük bir cesaretle glseyerek «67160611 Bektaşi'ye rer yanına ve lrtlcalen şu dörtlçerlemlş. lüğü söyler: Gel bakahm baba efendl, «Padjşahım, sanma ki Tnrmaz demls bir de sen at da görelim. ni;inı hurşunun, Bektaşl, kemall edeple şu Mahı çak eyler eğer girse eevabı vermiş: mlhrin koynuna, Aman paşa hazretlerl badSatretl ^ahâneden blç&re dimlre ml düsmüş? Biz mecidesti havfedip diyeye değil metellge kursnn Belkl knrfnn l»lemc* bir mns atıyorm. ka taimııy boymma.» Şahane saksı Nişan ialimlerinden Heıçey tnıanbar lçln be abla, dlyecek oldu Seylt Kadm yuzflnü çevlrip lümkürdü. BajSrtü(Onden dı^an •uran kırçü raçlannı için» aokto. Derindcn nefe* alıp tekrar baktı dı*»n, tekrar •ildi bumunu. içindea blr farta geçti. Uygun bulmadı »onr». VazgeçtL îklndl TS»TT\^^ çıtauialardı yola. Ettüdeıi lflf blr tutam blle yoktu. Cam bumuna geldl Seylt'in. Sonra ezgiyle bildlğl blr duayı ça (mnaya bafladı. Şu anda farkınia Ttrinl tutmasa bile eiglydl ljte. ıdare ettL Kadmm dudaklan kıpırdadı. Gözlerinin alö Ian l kara bir renkteydl. Faldır faldrr titriyordu kadın. Bazan ağ lamaamdan gelen sarsmü, kamyondan gelen sersıntıyla blrle^iTeriyordu. Bajı örtülü kadının TÜcudunda depremler oluyordu. Kamyon, hayatrndan bezmlj a Tajçılar gibl, canı dislerinda, üza rine flzerine gelen dlreklerden nynlıp gldiyor. Yagmur aynı minval üzere. Yolun, gUIden nâtlk ellerinl dpüyor. Ve yazmif ol dugu yu destanın son «aürma ka dar «ıhhatte, âfiyette. Elinde kocaman roızrağıyla der blr »ilâhşör Direklerden biri yanında minnacık kalan blr adamla el kaldırdı kamyona. Ge> cenin yağmur) u yansmda Anka. ra Konya asfaltında blr gece adamL Seyit bayağı •evindi. Kadın bakmadı bile adama. Ağırladı kamyon. S e n y r t Seyit bağırdı. Sonra kulağmı verdl dışanya. Yağmur, rüzgâr •• aoğuk sesleri nin arasmdan ulanınıa blr aes bağırdı: Nereye •idanen. Ankara*ya kadar ıddecem. Atla, dedi S*ylt Adaın kamyonun bumundan dolajtp kadının yanına yöneldi. Cık, dedi kadın. Yukan atlasm. Açtı kadının kapısmı adam. Sudan çıkmıs sıpalar gibi. Hemjerim, dedi Seyit, yukan atla. Kadm hasta, buraya binem&zsin, Homurdandı adam. Kapıyı hızla çarptı. Çok teklifsiz bir hali var ladılar ' " • * * " ' kamyonun. Za yıf rayıf: Tamamdnr, dediler. Bastı gaza Seyit. Geoenin «abaha yakın ucundaydılar. Yağmur dinmemisti ama azdı artık. Kadm hâla uyukluyordu. Yukanya çıkanlan farketmedl hiç. Yukandakiler, »uya batınhp çı kanlmış çelebller gibi. Kırmızı po tinleriyle acar fakat ıslak iki genç adam. Patiska gömleklerinden bağulanndakl kıllar görünfl yor ayna gibi. Lâclvert urba kap kara kesilmls ayazdan karanlıktan «udan. Blri tularını silkerken ötekl omuzunu dürttü beriki nln. öteki önce yüzüne baktı. Sonra uzamış >akah, Idreç gibl benziyle çeneslnin isar*t ettiği yere baktı. Onun da suya d8ndü »idiğl. Duvar gibl oldu. Son geeenin alaea karanlıgın» da, kamyonun orta yerinde kocaman bir tabut yatıyordu. Ötekine sokuldu istemeden. Beriki blraz beriye geldi. S e y i « n üstünü yumruklamayı her ikisi birden geçirdiler ama erkekliğe sığ dıramadılar. Kamyon olanca hı zıyla gidiyor gidiyor. Beriki arkasuıı döndü tabuta. öteki de öy la yaptı. Ama içlerinden bir ses «bos değil tabnt» diye bağırıyordu. Kahrolası ses. Arkalarından gelip tutuverecekmis gibi geldl birden. Biri aynanın önündeki, ötekl aynadaki hayal gibiydiler. Biri birşey yaptı mı, öteki mutlak yapıyordu onu. Dönüverdiler tabuta. Tok bir sallantısı vardı ta butun. Biri çömeliverdi, öteki iz ledi onu. Kamyon, rüzgâr, yağmur, *ırmak, çakal ve yürek güpürtü sesleri durdu. Dört tane göz, tabuta dikildi. Baktılar. Uzanca baktılar. Biri küçüklüğünde ölü görduğünü hatırladı. Tabutun içi de ölüluyse. Allah esirgesin. Düşünmek bile felâket. Üç ler mezarlığuıdan kalkıp geceleri dolaşan ölüler hâlâ varmıj. Yoruldular bittiler düşünceden. Rüz gâr, yağmur, kamyon sesleri dur du. Çömelenler tabutun içinden blr ses duydular. Ayan beyan duydular. Kurulmus gibi. düzgün korolar gibi, iyi seken lâz uşaklan gibi, düzgün ve düşüncesiz, kolkola ayağa kalkıverdiler. Içerdeki uykusunu iyiden çekti. Çivi yerlerinden aydınhk geliyordu tabutun içine. Rahattı kl ne rahattı. Yağmur sesi gelmiyor du. Sabah da besbelli olmuştu. Kalkmak zamamydı. însanoğlu ölümde bile rahatını düşünüyordu. Pek rahattı tabutun içi. Genisçeydi. Seslice esnedl. Duydular dışardakiler. îyiden sokuldular birbirlerine. Sakalları yüzle rine biraz daha tokuldu. Aslan karsısındaki yemlik kuzuydular. îçerdekl tekrar esnedl. Dışardakiler tekrar tekrar korktular. îçerdekl sol koluyla şöyle birden kaldınverdi tabutun kapağını. Gıcırtıyla açıldı çam kapak. Dışardakllerden biri «Ya Allah» dedi, aalladı kendini aşağı. Öteki durmadı. Hızla bıraktı öt« kinin arduıdan kendini. Hızla gi diyordu, uçuyordu kamyon. îçl et dolu çuvallar gibi ses çıkararaktan düstüler yola. Tabuttakl gözlerini oğusturaraktan saşırdı. Onar metre aralücla yatan iki ka raltıya bakıp sonra anladı olanlan. Seyit'in üstünü yumrukladı. Kadın uykulardaydı. Camdan ka fasmı uzatü. Seyit. Karaltılar hı« la küçülüyorlardı. Ne var? diye bağırdı Seylt Dur hele, ben bi halt ettim, Ne var? diye tekrarladı a»ağıdan. Yahn dflstfller b«. Dur heM bir. Durdu Seyit Kadm uyanmadı. Seyit salaklasti. Yukardaki bagıra çağıra anlattı olanlan. Allah belAnızı versin. dedi Seylt: tn a$ağı lânet olasıca. Suçlu suçlu Indi adam. Sonra loför tekrar atladı direksiyona. Gerl vitesi takıp geri geri aldı kamyonu. Adam yolda kaldı. ö n c e •kaeayım» diye düşündü. Olmıyacak feydi. Yol kıvrım kiT rım yılanlar gibi sokmıya hazırdı ayaklanm. Alamadı gözüne. Kamyona doğru yürüdü. Kadm uykulu gözlerini açtı. Ne var, niye gerlye gidlyor•un dedi Seyit'e. Tolenlar, dedi Seyit Geç kalmıyalım, safak rökttt dedi kadm. Sonra yeniden uyukladı. Seyit'le adam, karaltılan tasıdılar kamyona. Cansızdılar. Hafiftiler. Çok hafifüler. Yolun sabah ucuna vardılar. Safak iyi den ağardı. Kamyon, bir tabut, iki ölü, üç yan ölüyle hızla yürüdü. Evin flnünde durdu kamyoa. 8eyit: Hadl, dedi kadına. Kalkü ka dın. Basörtüsünü düzeltti. Açtx kapıyı, indi. Zile bastı parmağıyla. Bekledi. «İki ölüden bahsettiydl Seyit» diye düşündü. Güç belâ tekerlerden tırmandı kamyona. Evin kapısı açıldı. So ğuk, hüzünlü bir «hoş geldin» dedi kapıyı açan. Kadın korkunç bir çığlık koyuverdi. Tekerden yuvarlandı aşağıya. Öylece kaldı. Evden önce kadma koştular, sonra kamyona. Oğullan, dediler sâkince. (Bealm: A. ABAD) ma bojtu herhalde. Kamyon «alladıkça oraya buraya kayıyordu. Çok ıslanmıjtL Ürperdi. Gitti açtı kapağını tabutun. Boatu ya. Kupkuruydu hem. Hemen kapattı kapağı. Kaydırarak bir kö«esine götürdü kamyonun. Açtı kapağı. Önce ayakları, sonra gövdesi, en sonra ıslak cekeunin ueu. Kapattı kapağı. Yağmur olancalığıyle devam ediyordu. Kapağa vuran damlalar güven veriyordu uzlaftırdı kadınla onu. Akşamü». tü yola çıktılar. Çıkmadan, mescitten tabutu da aldılar. Müezzin, •Blr • iki giinde nasıl olsa kimse ölmez» dedi. Bir sakınca görmedi. Yola çıktılar. tki oğlu vardı kadının. Bir e»ki dostun düğün çağrısına uydular da, düğüne gittiler kasabava. Bu asfaltın üzerinde bir yer. Blr »eyden haberleri yok biçârelerin. Babalan ölmemij gibi teKadm görierlnl açü. Sonra yine ' uyuklamaya koyuldu. Seyit bir toyler homurdanıyordu. Kulak vermedi lüzumsuzca. Kafasını dı jarı çıkardu Durmadı ama yavaşladı Seyit ^Nereye yahu, diye bağırdı dıjanya. Ankaraya dediler. Hadi atlaym, dedi. Sağolasın be, dedller. îkl ördek daha buldu S ^ i t . At. 1 Y3 1 4 5 6 7 8 9 10 111213 14 15 16"17 18 19 20 ///e de nikâh Atina'dan g*I«a bir habcr* f*. re, muhafaaücâr bir baba, MTBU 11si İle «vlenmeksizüı ortak yafanb cürdürmek lsteyen tnımnı jerefinl kurtarmağa karar Termls, karannı da f8yl« uygulamı?ür. Günün blrlnde fınatmı bulup genç kızla delikanlıyı «unsıkı bağlami}, sonra bir papaı bulmuş, eve getlrmi| re tabanca tehdidi altında çifttn nikAhmı kıydırmıstır. Zavallı din adanu bu durum karşısında fena halde ürktüğü için kutsal kitaptaki nikâh bölümünü okuyacağı yerde vaftiz bölümünü okumuş yanlıj lıkla. Ama ne olursa olsun, nikâh kıyünuf, baba da muradına ermia. IILLİ Hece Bulmacası A A A Ç AKAL BE BI BU DA DA DA E EL EN ĞI ÎŞ KE KTT Kİ KOP KU LA LAK LJK MA MAK ME MO NAK OG Pl POS RA Rl RUN SAR SİR SUN ŞA TAR TE VA VE YA YIK ZE Yukarıda gördüğünüz dağınık heceleri aşağıdaki sorulann karşıhğı olarak bir kerede kullanıp numaralı çizgilere yazınız. Meydana gelecek kelimelerin sıra ıle \ukarıdan aşağıya IKİNCİ ve BEŞINCİ harflerini okuduğunuzda Peter Ustinov'un: «Amerika1da lokantalar iyi iş yapıyor. Zira erkeklerin..» diye başlayan konuşmasının alt tarafını bulacaksınız. I Bir süs bitkisi. 2 Gür ve uzun bıyıkh. 3 Keçi yavrusu. 4 Takdim etmek. 5 Kız evlât. 6 Argoda fazla saf. 7 Bir fasulye yemeği. 8 Eski bir uzunluk ölçusü. 9 Italyan asıllı, Belçikah bir şarkıcı. 10 Etki. 11 Elâimisema. 12 Bir organımız. 13 Tekrar görüşmemek uzere ayrılmak. 14 Güreşte bir oyun. 15 Arnavutluk'ta bir şehir. 16 Yiyecek azlığından doğan genel sıkıntı. 17 Küçük bakkal dukkânı. 1 3 A ^^ SOLDAN SAĞA: ' 1 Tevfik Fikret Ue Edebiyatı Cedide sürinin temadlcisi olmus, kendisini vaktiyle tutan Muallim Naci'yi hakh çıkarmıj bir jair ve edibimiz; ünlü Fransız romancısı ve münekkidi CÎmmoralist, Dar kapı..). 2 Çanakkale'de ilçe: Irmağın denize karıştığı yerde çatalla?arak yapüğı adacıklar; TERSÎ bir çeşıt mermer. 3 Nota; Amerika'da operalariyle ün yapmıj, (Konsolos, Telefon..) ttalyan asılh besteci (Ön adı, G. Carlo); Brahms'ın etkisiyle çalıştığı Çek millî müziğini konser «alonlanna sokmuf (Slav danslan..) Çek bestecisl. , 4 Sanat; G. Çin'de bir ada; Edirne'de ilçe: TERSİ kimyada plâtin. 5 TERSt başlangıa olmayan zaman; TERSI müzik eserinin son kısmı; Asya'da bir göl; Bir renk. 6 TERSÎ divan eairimlz; TERSt yalan, hüe; Kalsiyum (Kim.); TERSİ İngiltere'de asalet ünvanı. 7 Ücretle çalışan; HarunOr Reşit'in, veziri Yahya Bermekoğlu'nun yasak bir ajk nedeniyle idam ettirdiği oğlu; Yüksek vasıflı soydan gelen. 8 Rönesansı desteklenuj, reformcu Hollandah din âlimi; ö teki dünya; TERSİ isin beceriklisi. 9 Fransa'da îehir; Müzikt» alçak gruptan bir kadın sesi; Eski Yunanlı matematik bilgini ve filozüf. 10 Alfred ön adı üe impresyonist ekolden bir Pransız ressamı; TERSİ Iran'daki Öhanlılann resmî dini Islâm ilân eden budist Han; Kimyada brom. 11 Jean ön adı ile aair, piyes yazan, (İki başh kartal) Chn yöneticisi ve ressam Fransız sanatçın; TERSt yağı çıkanlan fasulye; TERSİ denizcilikte yelkenleri rüzgâra vererek seyretme. 12 TERSÎ madeni akaryakıt Bir öpücük bir dolar Birbirinden güzel Amerikalı üç genç kıx yıllık tatillerini Jamaika'da geçirdikten sonra New York'a dönüyorlar. Fakat hızlı bir tatil geçirdikleri için üçu de meteliksiz kalmıştır. Hava alanından şehre dönecek, döndukten sonra ö*a karın doyuracak kadar bile paralan yok. Ne yapsınlar?. Kısa blr müzakereden sonra karar vermişler. Hemen oracıkta öpücük satıp gereği kadar para kazanacaklar. Başlamışlar gelip geçene seslenmeğe: «Bir öpücük bir dolar...» Erkekler kuyruğa girmis AUşveris gırla.. Derken polli durumu farketmiş.. Sabşı önlemiş... Ama kız lar hayli para toplamışlar. TERSİ kimyada »eryum; Erzurum'da ilçe. 13 Bir gezegen; TERSÎ Şirazlı filozof şair. Başkasına sürülen kötülük. 14 Hz. Muhammed'in düstur değerindeki sözleri; Bir çalgı. YUKARDAN AŞAĞIYA; 1 Tarihte, Anadolu'da, aman «arnan merkeze başkaldırmı? isyancılann isml; Romanyada jehir. 2 TERSÎ eski kadm giyiminden; 78 yaşına kadar çalıjnus bir Fransız ressanu ( ö n adı, Auguste). 3 Kimyada neon; Dede Efendi'nin öğrencisi ba;ka bir besteci Dede; TERSİ zatl içler için devlet veznesine jratınlan para. 4 Almanya'da fehir; Çek milli müziğini dünya sahnelerine • çıkarmı? fSatümış nişanlı.J blr besteci (Ö. A. Bedrich). 5 Kimyada kurjunr Almanya'da nebir; TERSİ bir yasında dişi dana. 6 DağıstanU büyük Türk mücahidi Şeyh; Kimyada bakır; TERSİ kürk hayvanı; Bir nota. 7 Mitolojide Zeüs'ün kızı; Yağh kara; TERSİ C. Antonoviç ön adı ve operalariyle Ruf Be«leri'nden general bir besteci. 8 TERSÎ büyük Fransız dilcisi, tarihçisi, filozof v» yazan (Ö. A. Emect) iskambUd* iyi kâğıt; Yabana. 9 Mitolojide Afrodifin gevgilisi olan avcı; Eski îstanbul'un sravürlerini çizmif bir Ingiliz ressam ve miman. 10 Çehre; J. Gotüieb 6n adı ile Kant felsefesinin aavunucusu ve devamcısı bir filozof; Rumlarda aziz. 11 Kardef kanlan; Ermeni asılh Amerikalı hikâye ve piyej 12 TERSİ hükmettiği lngiltere'nin sömürgeciliğine de hizmet etmis (Hindistan) ünlü hariciye bakanı (Ö. A. William); B. Anadolu yiğidi; Bayram. 13 Kimyada tantal; Konuşmanın asıl konusu; TERSİ eski Roma'da farkıcüann yanstığı yer. 14 Ev; Blaise ön adı Ue Franaız matematik bilgini ve filozof. 15 TERSİ Cenevre'ye geçip protestanlığı yaymağa çalısmıj mezhep kurmuı bir Fransız dinr : • TERSİ haber verme araç: lanndan; Kimyada silisyum. 16 Avustralya'da yasıyan, üzülünce ağlayan, ayıya benzer hayvan; TERSİ istikbal. 17 Büyük tren istasyonu; Marc ön adı ve kübizmde masalımsı tablolan ile Rus asılh bir Fransız ressamı. 18 Dolayısiyle anlatma; Norvç müziğini dünyaya tanıtmıs besteci (Ö. Adı, E. Hagerup); Buzlu bozkırlar. 19 llimde bir sistem meydana getiren prensiplerin topu; Iç bükey. 20 Notada duraklama isareti; Manzaralariyle büyük impresyonist bir Fransız ressamı; TERSÎ kimyada demir. f Sürat asrı New York'taki McDonnell Douglas firması muazzam tesislere sahip. Hanl harıl uçak imal ediyor. Randımanın daima daha yüksek olmaıı servisler arasındaki yazılı haberlesmenin çabukluğuna bağlı. Ne yapsınlar... Enine boyuna kafa yormuşlar, çıkar yolu bulmuşlar. Şimdi görevli kızlar, bir servlsten diğerine giderken paten kullanıyor. Zamandan kazanma konusu böylece çözümlenmiş. Buna karşılık ortaya birtakım sakıncalar cfa çıkmamış değil. örneğln, vaktinde fren yapamayan genç kızlar, duvarlara ya da suna buna toslayıp kazaya sebebiyet veriyorlarmıs. Ama buna da çare bulunmus. Görevin lâyıkiyle yerine getirümesi, kazaların da önlenmesi için patenli haberciler bundan böyle 25 yasını geçmiş olmıyacak ve özel bir eğitim görecek. Ahı tutmuş.. 1922 yıünda Mısıra gldlp Plravun Tutankhamon'un mezannı bulan heyetten şimdl sadece bir kışl hayatta: Richard Adamson. Geçenlerde bir program için kendisini Londra televızyo nuna dâvet etmlşler. O günlere ait anılannı anlatmış ve çıkmış. Park yerindeki arabasına dofru giderken başka bir arabanın altında kalmış, hemen hastahaneye kaldımıışlar. Hafil yaralı durumda olduğu için doktora şöyle demiş: «Bunca yıldan son ra Firavnn'un ahı tuttu galiba. öyle ya adamcağızı ebedi uykusnnda rahatsız etmistik vaktiy 5 6 7 8 9 10 Bulmacalann çözümü yannki CUMHURİYET'te Ideal kadın Tnni Lopez... Ünlü bir şarkıcı ünlü bir milyoner ve or.lil bir playboy. E>lenmeğe karar vermiş ama, kendınce ıdeai say dığı kadını bir türlü bulamıjnr. Sydney'den kalkmış, üç yıl stl reyle bütün Avustralya'yı dolaşmış, sonunda aradığını bulmuş Talihli genç kız fotofrafta görülen Jenny Vallace'tır O da ünlü bir fotomodel Izdıvaç teklifinl kabul etmış. Yakında evlenecekler. II 12 13 14 15 16 17 CİNAYET BULMACASI , KAATİL KİM? ef, odalan teker teker dolastı. Dört odalı dairede, dört arkadaş birlikte oturuyorlardı. Cemil de diğer uç arkadası gibi universite öğrencisiydi. Her birinin cdasında şahsi kitapları ve eşyaları bulunuyordu. Cemil'in bir ö*e BU andt kafesinde ötüşüp duran bir kanaryası vardı. «Olayın başladıgı dfin geee Cemil, heplmizden fazla lçmişti. Son günlerde canını sıkan bir meseleden dolayı her fırsatta kafayı çekiyordn. Tahsilindeki eski hızını kaybetmisti. Blr gönttl meselesi vardı. Esmer güzeli olan Ayael'e tntnlmuştu. Fakat faklr OIDŞU, kızın zengin aileslnce hoş karsılanmamıstı...» Cemil'in birlikte oturduğu arkadaşlanndan Orhan anlatıyordu Şeî'e bunlan. Konuşmasına devam etti: «Dfln geee imtihanımın şerefine dışanda bir içki filemi çekmiştim. Arasıra benden borç alan Cemil'e bol bol içmek fırsatı çıkmıştı. Ha, işte o kızın resmi! Orhan masanın üzerindeki bir fotoğrafı gösterdi Çok sarhoş olmnstuk. Gece buraya zorlnkla gelebildik. Sonra da odalanmıza çekildik. Galiba Cemil sonradan üşümüş ve portatif Raı sobasmı yakmış o saatlerde. Hepimizin od^sında birer tane bnlnnan bu soba yedi, onun basını. Sabableyin diğer arkadaşlar erkenden üniversiteye gitmişlerdi. Onlardan blr saat aonra kalktım. Ben de çıkmaya hazırlandım. Geçerken kapının önünden Içeriye Cemil'e seslendim. Ses •laroayınea kapıyı actım. Odada ağır blr hava vardı. Aklıma ilk gelen karbon g a n ile •ehiriramesi oldu. S Kartvizit Bulmacası ALTAN OZDUR Yukarıda kartvizitini gördüğünüz Bayan, SI'daş edebiyatımızm güçlü kalemlerinden Oktay Akbal'm, yıhn hikâye kitabı olcn eserirse hayrandır. Eserin adı, kartvizitin harfleri arasındadır. Hemen peneereyi açtım. Ama her şcyln boş oldngnnn anladım. Acaba canına mı kıydı?» Şef, cesedin yanına çömeldi, üzerlni aramaya basladı. Dikkati çekecek bir sey çıkmadı üzerinden. Yalnız bir kâğıt parçası vardı sol cebinde. Düzgün ufak bir yazı ile lunlar yazılıydı üzerinde. «Çekilmes bir dünya ba. Böyle yaşamanın neye faydası var?.j> Şef, doğrularak Orhan'a sordu: «tçlnîzde bekâr olan sadece Cemil miydi?» Orhan: «Ali sfizlfl, ben bekânm. Mnrat lse evli. Karıaı memlekette.» dedi. Şef: «Acaba o k m n haberl v«r BU olanlardan?» Orhan: «Sadece merkete haber verdim. Zannetmemj. Sonra Şef, Orhan'dan alöTığı adresi yardımcısına vererek kızı bulup getirmelerini aöyledi. Birazdan, bir şeyden haberi olmayan kız içeriye giriyordu. Orhan karşıladı kapıda onu. Koluna girdi: «Metin ol Aysel!» dedi. «Cemil intihar etmiş!.» Kız endeledi v e : «Olamaz» dedi «olamaı!.» Şef, sordu kıza: «Ne olamaz?j Aysel: «İntihar etmesi için tebep yoktn. Mirasa konmus, bfitün engeller kalkmıştı ortadan». Şef: «Senden başka kimse biliyor mnydn bnnu?» diye sordu. «Hayır!» dedi, kız. Şef: «Zannetmem, vardı» diyerek içlerinden blrisine döndü: «İşte bn bllivordn» dedi.» Bu da yeni bir rekor Geçenlard* Avusturya'da bir yansma yapıldı. Değisik tttrde bir yanama. Şoförleri Koruma Derneği düzenlemif müsabakayı. «Bakahm» demifler «kar zinclrlerini tekerleklere kim daha çabuk takacak?» Franz Tuerk ljünll blr amatör bu isl sadece 55,6 saniyede basararak birinciliği kazanmıs, karfilıgmda da nfır kllometrede bir otomobll alrnıs. îkinciliği VJTJTIPT) da 21 yasmda bir tıp talebesi. 56J. saniyede beMrmiı linclr takma zntftUdni, Ona da bir araba hfdiy» «tmi|ler. Çıkar yol Dar es Salaam'dan gelen bir ha bere göre Zanzibar yetkilileri 6nemli bir karara varmışlardır. Bundan bSyle bir bakireyi bastan çıkarıp gebe bırakan her erkek, suçu tesbit edildiği takdirde bes yıl süreyle ağır islerde ça lıstınlacak v» kendisine günd* üç öVün yemekten gayri yevml» ye d« verümeyecektir. HAZIRLAYAN :