24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE DÖRT bir yere gönderilmeslnl ister ve Niş gümrük eminliğl tayin beratı ile boş kâgıdı va Emin Paşa'nm diyeti bedeU EsM Zağraya hanımrlan evvel gelir. Babanın hakta iken anada kalacak olan ^rmtn Paşa'nın diyet bedeli kantara konulan oocuğun agırlıgmca altmdadır. 2 Mart 1970 CUMHTJRÎYET ÂSİL KADIN Selâmlıktaki güzel kızlar ÇIK pencereden içeriye girmiş görünmeyen bal ansuun vıaltısı odanın tek sesiydi, Bir köşede konağın uslulanndan bir kadm, yer minderinde diz çökmüş, çorap ö rüyordiL. ve on sekizlik bir kız, sessiz dolaşıyor, öğle yemeği için sofra kuruyordu, sessiz. Y Z N Resad AA : Ekrem Kocu A Blrden odanın kapısı açüdı, nur topu gibi bir oğlancık girdi içeriye, beş yaşındakl Emin Paşa; çırpınan bir neşe ile an nesinln bellnden kusagını istedl, aldı ve bellna lki defa d o ladı. Kurulmakta olan sofratun uzerinden sıma lşlemeli üç peşkir aldı, onlan da kusagının altından blriıü bir yanına, biriIÜ öbür yanına ve Uçüncüsünü de arkasına taktı ve salına salına odanın ortasında dolaşmaya baaladı. Çocuğun yaptıklanm dlkkatlo takip eden Ayşe Hanımın beyninde bir şimşek çaktı. KUçük Emin Paşa, lstanbul keslml üç peşll entari gıymis bir kadının taklldini yapv yordu. Zorla gulümseyerek: Ne yspıyorsun Paşa? diy» •ordu. Gttsel gfisel kızlar rmr, anne, güzel gflzel tazlarHanım masumu eünden tuttu, haremden mabeyine fırladı. Hanımın geldiğini gören mabeyin halkı çil yavrusu gibl dagıl mıştı. Emin Paşa'nın gösterdlği kapı lçerden MlitUydi. Vekarlı bir sesin güven veren emrl üzerine kapı açüdı ve blriblrinden güzel dört lcız Benll Ayşe Hanınun ayaklarma kap&ndı. Bunlar, sırtlannda üç peşll tstanbul entarilertyle dört kapatma cariye idi. Ayşe Hanımın: «Korkmayın kızlar.. kabahat sizde degil» dediğl aile tarihçesinde tespit edilmlştir. Çerkes Afet TTırmtnHftn naklen anlatılır: HEDİYELER H ANIM hareme döner. îçinde asım takırnına varınca dört büyük bohça donatır, blrer kese altırüa kocasının kapatmalanna gonderir: «Bu hedlyelertml alsmlar, kendilerinl, azad k&gıtlannı yazarak simdl istanbuTs gönderiyomn, lsterlerse hareme gelsinler, bnrsda benlm yanımda kalsınlar» der. Genç kadınlardan ikisi heraen geçer, bunlar Çerkes Afet Hanımla adalı bir Rum kındır, Zağra'dakl konakta kendislna Triyandafila adına benzediğinden Tiryal Hanım denilmlştlrSonra öğrenllecekür kl, lkisl de hftmlledlr. öbür fld cariye bohçalannı, paralanm alırlar ve hemen bir arabaya bindirilerek Edlme yoluna çıkanlır. Vakayı çiftlikto ogrenen Çubuktar Mehmed Bey, konağa dönemez. llertde olacafc şeyleıi orada bekler. Ayşe Hanım da Emin Paşayı alıp tstanbul'a gider. Şeyhülislam kapısından boş ka&dını alır. HUnkfir huzurunda hüngür hüngür ağlayan Ayşe Hanım Çubuktar Meh . med Beyln bir memurlyetle u Konuveresim AYHAN BAŞOĞLU Q£JJ SULTAN UBT7KTAR Mehmed Bey Nlşde ölmüçtür. Oglunun diyet parasına elinl sürme.nüşür; kendislnl Nişe götüren çavuşa; «Kasabad» Natır kmndaa Cemlle adında fiç yaşında bir kızım var. Bu parayı ona verln» demiş. Parayı çiftliktekl ırgatlara dağıttığı da »öylenir. Ayşe Hanım asil kadındı; A fet ve Tiryal Hanımlar blrer kız doğurdular, blrine Patma, birine Ayşe lstaüeri verlldi. Benll Ayşe Hanımin kendl kızı bu vakadan bir sene sonra ölünce öbür Fatmayı, Ayşeyl ve Cemileyl ionagında eviat gibi bağnna bastı; onlan Kapıcıbaşı konağının küçük hanımlan yapü. yine Afet Hanım anlatırmış; kendlsine konakta hamam odası hlzmetl verilmiş, geceleri kalkar, mum yakıp hamama glrer, blr kurna başında ağlarmış. Rum kızı ise hasrete dayanamamıs, dogum yaptıktan blr mUddet sonra teverrüm ederek ölrnüs, basta döşeğinde: Ah Afet.. setJ nasıl dara> nıyorsnn? diye sorarmışTıllarca sonra Âfetin kızı Patmayı evlendlrlrken Benll Ayşe Hanım şahst hediyest olarak bu kıza Kapıcıbaşı hazinestnde «Arslan Kuyrnğu» adındaM bir mücevher vermi$tir. Kapıcıbaşı ailesina blr Hacı Arif Ağanın sattıgı bu mücevherln de blr hlkayesi vardır. 0 SESLER RSLAN KUTRUGD asİHV da blr muhteşem sorguçun bir dülminden biriymiş. Bir Moskof seferinde, kuvvet. le tahmin edilebUir ki, 1201 seferinde bu Hacı Arif Aga blr ormanda ağlayan çocuk seslerl duymuş. Seslere doğru Kltmlş, bir ağaç kovuğunda yedl yaslannda blr oğlancık ile Uç dört yaşlannda bir kızcağız bulmuş, birlbirlne sanlmış aglaşırlarmış. Oğlancık sağ kolunu sıvamış bir bazubend göstermls va koynundan bir mektup çıkanp vermiş; mektupta şunlar yazılıymış: «Peşlmde yüz atlı var, evlatçıManmı kaçınunayaca(nn, borada bırakıyornm, bolan, bn hanzadeİFrl Aliah nr»n Içln alnn, «vlât edinsin. üzerlerlndeki mficevherler kendlsloe belâl olsun..» Â Bir ağaç kovnğn içinde bulunan bu çocuklar lkl hanıâde idt. (Resim: Sabiha BOZCALIV DEFINE TÖLÎP APAYDIN Peki. Iki gül dalını eline aldı. Dudaklariy» le mırıl mırıl okudu. Sonra başırun üstüne koydu. Indirip dudaklanna deydirdi. tkl kere öptü. He«... diye blr aes çıktı Habip'ten. Gozleri dı. Hadl bakahm, Allah rasgetire. •an fırlayacak gibi parlıyordu. Amin hoca emmi. Öbürleri durmus dikkatle bakıyorlardı. Osrna Amiin... nm kalbi «küt küt» «tıyordu. Seyit Ali nefes al Benim Ijim var. ölüye okuyacağım. Hadl mıyordu sanki. müsaade. Söyle ya Habip! Aynada ne görüyorsun? Kalkıp yürüdü. Tepe görüyor muaun? Tepenin üstünde kayalar Sağol hocafendl. görüyor musun? Güle güle hoca emral. Hee... Kapıya kadar uğurladılar. Nerede bu tepe? Köyün arkasında mı, 5 Sakın kimseye bir şey sSyleme hoca emmL nünde mi? ;Duyıılmasm bu is. ' fo ' p«ki peki. Hadl eyvallah. .Allaha cmanet Orayı iyi g&remedl, dedi thytt. > »•olun. Suss, yaptı hoca. Y« Habip, iyi bak! Duı Hoca gidince blrbirlerinin yüzüne baktılar. blr yer tni göruyorsun, yoksa engebeli mi? Yirik Habip hâlâ durgundu. Seyit AU ise tam Hee... tersi, heyecandan gözleri parlıyordu. Dereler tepeler mi? Hee... Hadi, dedl. Durmayalun. Kazmayı küregl îyi. Orannı anladık. Nasıl bir tepe g5rualıp yürüyelim. Ben yerini keşfettim. Zati biliyorsun? Üstü rivri mi, yoksa düzltik ınüî yordum canım. Tam benim dediğim yer, görecek Hee... siniz. Hadi, çabuk olsunt Düı mü? Olur, dedi Modul Osman. Gidelim. Hee... Habip basını kaldırdı; Düzmüs. Kayalar var nuT Nereye? diye sordu. Hee... Kızıl tepenin eteğine. Orayı tfirif ettin kar» Kayalıkmıs. des, bilmiyor musun? öbürleri merak Içindeydiler. Hiç Vrmıldan Öyle mi? madan bakıyorlardı. Seyit Ali dayanamadı; He ya. Orayı gösterdin. Ne taraftaymı? hoca emrni, onu anla? Habip düşündü. Kafasında birşeyler arandj, Suss.» etti Hoca. «Allahümmee...» dlyerek bulamadı. Tfanmhk lçindeydi. yeniden basladı okumaya. Lâmba ıtığında yü«ü Varınca aklına gelir. Hele gidelim. Durmainsana dehşet veriyordu. Okurken uzun sakalı yalım. titriyordu. Bitirince sordu, Peki. Habip! Ya Habip! Aynada ne gorüyor«un? Hiç ses etmek yok. Kimsenin haban olma. İyi bak! Iri tajlar görüyor mutun? yacak. Hee... Peki. Tepenin üstünde ml, yoksa önünde mi? Kazma kürek aldüar. Fenerl söndürdüler. Dı.» Usulca çıktılar dıjatı. Köyün sokakları karan Önünde? lıktı. Bir Iki pencerede sarı ışıklar yanıyordu, Hee... hepsi o kadar. Ses «eda kesilmişti. Bir evin önün Ne tarafta? Şu tarafta mı? de iri bir köpek ürüdü. Parmağını aynanın n ğ ileristne koydu. Oşt, ket dürzü! Hee... Bu yandaymif. Seyit Ali yerden bir taş alıp atıyormuş gibi ko O terafa bakülar. lunu salladı. Köpek uzaklaştı. Kızütepenin eteği, dedi Seyit. Tamam. Ben Köyün dışına çıktılar. Okulun bahçe duvan biliyordum zati orada oldugunu. lyü.~ boyunca yürüdüler. Öğretmenin ışığı hâlâ yanıyordu. «Kimbilir ne yapıyor? Gene okuyor muEllerini birbirine sürtüyordu. Veli hoca duhakkak. Bu adam ne çok sever okumayı? Okuı daklanuı kımıldatarak sessiz bir dua okudu. Sonokur biüremez.» ra aynaya üfledi. Zeytin yağı aktı aşağı. Yirik Habip hâlA kmııldamıyordu. BüyülenKuru dereyi geçtiler. Gül çubuklarını Habip mis gibiydi. Hoca orauzuna dokundu usulca. koynunda taşıyordn. Düsmesin diye sıktırıyordu Tamam Habip, bitti. Kendine gel. iyice. Habip uykudan tıyanır glbi gerindi. Gözle. Kızıl tepenin eteğine doğru yürüyorlardu rlni sıkıca bir jrumdu, sonra açtı. Burada birbirine benzer arka arkaya dereler teHoca birden davrandı; peler vardı. Btrkaç tanesini inip çıktılar. Habip birden hatırladı, Bana müsaade. Gerisl gayrl siîe kalaıış bir Tamam böyleydi, dedi. Aynada gördüğüm if. Hazineyi bulur da benim hissemi vermezseniz, yer. orasmı da siz bilirsiniz Böyle bir niyetiniz varsa, Sahi ml. 6yle mi? zati tutmaz. Hiç boşuna aramayın. Hee. Aynı valla. Dereler tepeler vardı. Değil Hoca emmi, ne demek? Valla vereceğiz. Yalnız sen ;u gül dalını da bir iyice oku. Durun öyleyse. Su feneri yakın. Duanı oku Orada gül dalını tutup hazinenin yerini bulacada gül' çubuğunu tut bakalım. (Arkan var) 28 j ^af 1 V vcfewAeA PAR4WIW ATUUAFy Cel»vC?e. ^ ÜI ü | I ^ a v eLr^k^ B Ü3H DİŞİ BOND S i /r^ ^«rİ^ İLE. IIÛILJ İÖ JÜM , > BUTUN S» •XI Hiç süphesiz ki, 93'deM Rumell BozKUnu, Türklye'den Kınmın çatır . catır sökülmesinln blr devaımdır. Anadolu'nun k a » «ulannd»kl adalanmız da öyle sökülmüş, alınmıştırHalbuM TUrkiye dünyamn en büyük devleti olarak kurulurken Rumeli ne kadar blzimdl, Yavuz"un askerlerl Mısırda su türküyü söyleyerek vatan hasretinl ifade etmlslerdl: Nemiı vardır blzim Şam*n Halepte ahl gidelim Rumcllerine. ^^ BtUÜLEC ÇO< euMizoE ve. eta. CAieAT VEMİÜB tCu.VM^J<. ZlM KAKtAUMrZ V BEJ4I Kalk ŞÖPUE' <SSLME İBRET TAŞİ VT&IÂ C l/S/9 V: OK yananm kl «Bozgun»u roman yapamadım. Gücüm. yeterdl ama, ayak takımı hırsmdan annmış mütevazl şartlar içinde bile günlük geçim kaygusuna romanın kaynağı olan «naTriTn ummadığım anda ölümU eklenlnce o büvük ve asll işi bıraktım. Sonra ilerleyen yasnnla «Bozgna» aeı bir lşaret taşı, ibret taşı oldu. TİFFANY JONES S O N • • •»• • •• » • • • »» • • » •• • ;: Tarık 2. Kırbakan <,> OERİ, 8AÇ ve ZÜHREVİ Hastalıklan Mütehassıs tstiklâl Cad. Partnakkapı Noj 68 TEL: 44 10 73 D O R T O R ••••••»•••••••»••»••» Dahfflre Mfitehaas» Dr. Kâmran ŞENEL GARTH Takstm Sıraseivileî caa 111/5 Aünan bastanesl yanı. Tej: 44 U 14 BAY1NDIBL1K BAKANL1G1 YAPI VE İMAR İŞLERİ REİSLİĞÎNDEN ANKARA TELEKOMÜNİKASYON BİNASI PROJE YARIŞMASI 11.2.1970 TARİHİNDE SONUÇLANMIŞTIR. ö DÜL: Tülây TAŞÇIOĞLD (tstanbul Teknlk Onlversltesl Teknik Okulu), Adnan TAŞÇIOĞLD (tstanbul Teknik Onlversltesl). ÖDÜL: Ahmet ETguo ORAL (Londra • Mimarlar Blrllgi Mlmarlık Okulu), Ataman DEMtR (Devlet Güzel Sanatlar Akademlsl), Necdet ERTDGAN (îstanbul Teknik Onlversltesl). ÖDÜL: Mürcn CEDtM <Devlet GUzel Sanatlar Akademlsi). M J NS II O N: Seyhan SÜZER (tstanbul Teknik ünlversltetl). M A N S l î O N : Celâl ÖZAYDIN (tstanbul Yıldız Teknüc Okulu). M A N S t Y O N : Hasan ÖNCt3OĞLD (Îstanbul Teknik Onlversltesl), thsan ONRAT (îstanbıü Teknft Oniversitesl Teknik Okulu), Yardımcılan: Şahln ÖNCÜOĞLD, Hasan ARPAÇ, Mnstafa BÜDAK, Mnrat ORÜN. MANStYON: Fikri BERKSITN (Devlet GUzel Sanatlar Akademljsı). Rafet K1ST1R (Karadenlz Teknik Onlversitesi), Mnrat GÜR (Devlet GUzel Sanatlar Akademlsi). . M A N S l î O N : Çokşen ZERENLER (Devlet GUzel Sanatlar Akademlsi), tnal TÜMER (Devlet GOzel Sanatlar Akademlsi), SATIN ALINAN: Bulent ONARAN (Devlet GUzel Sanatlar Akademlsl) Arman GÜRAN (Îstanbul Teknik Ünıversitesl), Rnşen BABAN (tstanbul Teknik Oniversitesl). SATTN ALINAN: Solma» FERİDDN (tstanbul Teknik Onlversitesi), Arif FERtDüN (tstanbul Teknik Onlversitesi), Yardımcı: Oğna FERtDUN (Mlmarlık Pakültesi ögrendsi). SATTN ALINAN: Tüksel TÜR (tstanbul Teknik Onlversitesi). Projeler Baymdırlık Bakanlığı S Bdlge Sergj Salonn'nda 23.2.1970 gününden. 7J.1970 trününe kadar. saat 9 00 18 00 aras sergilenecektir. (Basın: A. 59U • 11419 • 1972) O
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear