Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Girmesi kolay, çıkması güç tepeden brnafta tlrperten, tıtreten, gerçekten soğuk bir gündü. Böyle gunde. insan sıcak bir oda, harıl hsnl yanan bir soba ı n r . Sonra da tavşan kra bir çay. Poyrazun ugulrusu kulaJüanmızda. RUzgâr içimlae lsliyor. Ağaçlflrm bellerini büküyor. Agaçlann anasını aglatıyor. Ankara Caddesi'nden iniyordum. Üç adam durdu (VnUnde. Giysilerl birbirine benzlyordu. Yemenl biçüninde, siyah, lâstik ayakkabılan vardı. Palto ya da pardesülert niân hak getlre. înce, yamaU esld ceket ye şapkalarıyla soğuğa, üştlmelerine rağmen kendilerinl tuttuklan belliydi. Adeta üşümekten utaluyorlardı. Birkaç saniye süren bakmamla anladığun buydu. Ya nümadığıma da inanıyorum. Yuımışak, yalvanr glbi bir SM MAHMUT ALPTEKIN meye çalışıyoriardı. Pek çok sorunjarı arasında bugun en önemlisi buydu. Bu sorunlan •oğuktan, aclıktan, giysilerinln Ineecik, eski olmasmdan daha önemliydi. HemçehrilerinJ bulunca lanki tfunyalar onlann olacak, dertleri kalmayaeak giblydl. xnUr»pı, Kumkapı, Bahçekapı... Ne jok kapıtı Tar Istanbul'un. Her yönü kapı. Çok kaptlı bir şehirdir îstanbul. Girmesi kolay, çıkması guç. Ve devam ediypr Bedri Rahmi, lstanbul Destanı'nı »öylemeye: «frianbiı] deyince aklıma G81 cemal gelir Anadoln'da toprak damlı bir evde Gülcemal flrttine tiirköler söylenir Sü« akar efimle mnsluklanndan.» Bu bolluk, bu bereket dillerde soylenir de söylenir. Cümle musluklarmdan süt akıyor mu, akmıyor muî Ver elini lstanbul! Istanbul'un kapılan geniş. Elini kolunu sallaya sallaya gir. însanı bağlar kendir.e bu »ehlr, un ufak eder sonra, tutsak eder. Bır kere geldin ya, »en sonunu seyreyle artık; îstanbul'un kapılan çoktur. Girerken geniştir; han gibı Çıkarken kuçulür de küçulur. Dar bir kapı olmuştur artık. Onun için bir jiren kolay kolay çıkıp gidemez. Çünku î«tanbul tutsağı olmuştur. Istanbul'a «naeobnr» dur. Y I «Istanbol deyince aklıma bir martı jrelir Yarısı giimüş yansı köpük Yarısı balık yarısı kus Istsnbnl deyince aklıma bir maaal felir Bir varmış bir yokraus» Bedri Rahmi EYÜBOGLU le bana en yakın olaru soruyor Ably, bu yolda bizim gibl adamlara raaladın mıî N'olnr bi deyiver. Anlayamadım. Nanl Btfdıı flbi? Cstlerl baslan bhdmkf gtU. Tlrmi, otus kisl kadar olcaklardı. O anda bir «Jmşek çaktı beynimde. Şimdl hatırladun. Tanuun. Çemberlitas'ta r/ördüm onlan. Sağ ol, Abiy. öyle bir sevindiler «... F»kat bir do bana sorun. Bir anda beynimden vurulmuga dönüyorum. Daha önce, ilk konuştuğumuzda nasıl oldu da anlayamadnn? KUfürler ettim kendlme. Giysileri, konuşmaian tıpkı Sait F&ik'In BİR TAKIM IVSANLAR'iDdaid gibiydL Bu degin benzerlik olamazdi! Bu raslanta benllgimi alt Ust etmeye yetmişti. Arkalanndan koşmak latedim. Neye yarayacalrtı bu? Soğuga ragmen yalazlanan bir «aeaklık, bir alev sarmıştı içiml. Genzim yanıyordu. Ağlamak istiyordum. Yere düşecek gibi oluyordum. Ankara Caddesinin Sirked'ya dönen o koşebaçında mıhlarup kalmıstun. Keodlml birdaobire Sait Faiktn BİB TAKIM ÎNSANLAR'ının arasında buluvermistim. Sanki ^»»»»«»»» de^lfmemlçö. Zaman da benim gibl oraya Tnı)>ı»nıp kalnııştı. Ably, Wxim çibi bir Ukmı •d«mhı.r geçti mi bn yoldao? Aîıp götürüyor bu soru benl otelere. Nereye gidiyorlardı acaba? Aynı yerde çalıjan işçiler, herhalde toplanıp, ıralarında kararlaftırdılar; 1; yerine gidıyorlardı. Sirkeci ya da Galata'da bulujacaklardı. 1} yerinde, hepsi de ijverenlo konujaeaklar, kendilerfne yaptlan haksızlığı protesto edeceklerdi. Aynen BİK TAKIM İNSANLAR'da olduğu gibl... Bar.a soran üç adam da her nasılsa geç kalmıjlar, kararlastırdıklan yerde arkadaşLannı bulamayınca kofa ko?a onlara yeti» • İSTANBUL demisler bu sehre. Kapısı boi, tepe si bol, arabası bol, köy isimll Bemtleri bu. ^j,ı ra lnksü d« boL.. Ya sefaleti, ya purbetçirir... O büs bütün bol . Kabahat buraya gelip perisan olan d» degil .. Bnnlann gelmesine sebebiyet ve ixin veren de. Vebali boyunlanna olsun. Fotoğraf, HILTON'nn iüksü ile temizlik iaçilertnin tefaletini bir arada fösteriyor. Insanlann sefaleti, ıe(aletin insanlan. (Fotograt: Sel&hattın GİZ) Konu ve reiim: AYHAN BAŞOĞLU CEH SULTAN •Kapı» lar çehri tjtanbul. Ran kapısı, ayazma kapısı, stad Jrapısı, vapur kapısı, kilise kapısı, cami kapısı, hamam kapı•1, Hılton kapısı, dolmus kapısı. Lüks otomobıCerin lüks kapısı. Lükı otomobillerin lüks kapısına yaslanan lüks katfınlar... Sonra Silivrikapı, Edirnekapı, Topkapı, Mevl&nakapı. Kapıaız bir ev gibi asagı yukan. Kısaca, kapı adı ne değin çoksa Istanbul'da «köy» adlı yerler de öylesine çok: Bakırkoy, Yenik5y, Alibeyköy, Mecidiyeköy, Vaniköy, Yesilköy, Boyactköy, Polonezköy, Ortakby, Hajköy. Şenlikköy, Kadıköy, Çeagelkoy, Feriköy, Güngdrenköy, Köçükköy, Safraköy. Şimdi anlasıldı is: Anadoludan göç dalgasına kapılıp gelen yurttaslanmız yoksa bu köy adlanna mi aldanıyorlar, dersiniz? «Hadl panım »en âe* Nereden bilsin Anadolu'nun üc ra köylerlndeki insanlanmız Istanbul'un ayrmtılı yerlerini? Doğru, dogru ama buradan dönen hemsehrilerinden duyabilir de hani. «Sen nerede çalışıyordnn, nerede kalıyordnn?» Aldığı cevap söyle olabilir: «Yeniköy'de çalışıp, Cengelköy'de kalıyorum.» Zfthir Istanbnl'un «köy>lerini Anadolu köyleri gibi sanır. «Bn kadar köyden biri de biri banndınr helbet.» diye yollara düser. Yağmur olur, rüzgâr olur, bulut olur gelir; ama muhakkak gelir. Bulut gibi dağılır Istanbul'a. «Bnlai çelir pare pare Ada'da, Moda'da. ak r Topkapı'da kara Haliç'te k»n.?ır karıplara.» (1). * ^~ (1) Arif Damar «îstanbul Bulutu» şiiri. TAL.R APAYDIN latmıslardı. Ikılayıp duruyordu. Kadmlar yüııine eğilmiçlerdi. Veli hoca habire sallanıyor, mırıl mınl oYanasınca gbrdü, tekkenin avlusuna ates kuyordu. Yorulmuştu iylce. yakmıslardı. Ocağa kocaman bir kazan vıırYırık Habip usulca yanaşıp yere dız çoktü. muşlar, et pişırıyorlardı. Bırisi habıre kanştıVeii hoca yan gozle baktı, başını salladı. «Oku» nyordu. Et kokusu çevreye yayılmıstı. «îyi, dedemek istedi. Topal Serif kapıya yakın dız çokdi içınden. Kurbanı daha yememışler. Zamamuştıi. Yuzii pernandı. Çaresız kalmış gıbı ba" nmâa yetıstlk, lyi... Tövbe tovbe. Yeyip bitırkınıyordu. «Of£! Off!» diye inliyordu arada. selerdi hiç yaramazdı bu iş. Bızim köyun adamı Gelın bir aralık bağırıp çırpınmağa başla» feyilsiz. Kurban eti yemeğe gelirler ta buraya. dı. Yerınde tfuramıyor, kıvranıyordu. Sözüm ona hastaya yardıra ederler, ıalı taşırlar, emme yalan. O işin bahanesı. Asü dusün Of anam off... Yandım .. Yandım Allah duklerı kurban etı. Bilirlm, onun İçin gelirler yandım .. Off! ta buralara. Hınzırlar...» lkı kadın kollanna çökmüştü. Gj;lükle tutuyorlardı. Düzlüğe çıkınca durup biraz dinlendi. Al Sabret kızım. Geçecek kızım. Aha Habip nının terini sildi. Kitabı öbur elıne aldı. emmin de geldi. Şimdi okuyacak kızım Geçe Vt be, yorulduk. cek kızım. Dua et kızım. Ortahk iyice kararmıştı. Derelerin içl göYüruk Habip başına kara takkesıni geçırip rünmüyordu. Bir iki yıldız parlıyordu yukarıkitaba eğıldi Bir iki kere boşa sallandı Sonra tfa. «enuzu»yu çekip okumağa başladj. Sesi Veli hoÇevreye şöyle bir bakındı. En yüksek yerdı canınkinden daha ınceydı Okumaya basla>ın' burası. Karsıda, uzaklarda bajka dağlar vardı. ca yüzü değişıverdi. Avurtlan çoktü, yuzu in« Tekkeden inceli kalınlı sesler gelıyordu. Kıceldi. Gırtlağı sişti. Başka bir adam gibl oldu. tabı elinde yürüdü. Kendini vere vere okuyordu Sesi tekkenin du Selamıaieyküm, diyerek girdi agaçların varlannda yankılanıyordu. altına. Bah geldi lste. Hos geldin Habip aga. Allah, AUah!.. diye bağırıyordu öbürleri. Nerde kaldın? Seni bekliyoruz. Gelin biraz sakinleşti. O da «Allah» dedl «Habip emmi geldl» diye bağırdılar içeri. ince sesiyle. Kazanları avlu duvannın önüne kurmusJar Allah de kızım. ha kızım. Şimdi iyl oladı. Köylülerin çoğu oradaydı. Kimisi çömelmiş cak. Geçecek. Allah de. KendSnl Allaha bırak. beklıyordu. Kimisi sigara yakmıştı. Karanlık Sabırlı ol. yüzlerinde bir durgunluk vardı. Veli hoca oturmuş sallanıyordu. Kocaman Yirik Habip tekkenin kapısına yakın ağacıo yüzlü, gür kaslı bir adamdı. Başında ak sarık »ltına vanp baktı. Ellerlni a;ıp bir dua okudu. vardı. Topal Şerife yan yan baktı Çenesiyle Socra yüzunü ııvazUdu Ayakkatniannı çıka«dı|»nfeir bak» işareti japt), «Kurban eti pişti np öbür ayakkabıların^ yanma toydu. Kimisi , 1 mi?» demek istemiştl. Topal Serif dizlerjne dakara lâstik, kimisi arkası basık boyaıız yemeni yanarak zorlukla kalkıp gitti. ayakkabılardı. Veli hoca eğilip gelinin yüzüne bir dua o* Veli hoca lftmba ısıgma egilmis Kur*an okudu. Sonra üfledl. kuyordu. Hasta yatağını kabrin yanı bayına u(Arkaaı <rar> 19 BİTTİ TİFFANY JONES Bayramınızı kutlar neşe dolu günlerdileriz. GARTH TURK I İIRELLI AYLÂK MUSA