24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE DÖRT suz bir sürprlz etkisl bırakıyor. Guzel bir manzara enıne, bovuna gosterıhp anlatıldıktan sonra bırJenbıre ortalığı bır takım reklâm malzemesi kaplayıverıyor. tnsanda çok soğuk su ıle duş etkısl bırakıyor. Arkadan «Bilmem neyin çekilişi..» Bunun nedeni, manzaraya ya da olaya ıvıce dalraış, kendır.ı unıjtmuş insana birden ekonorrık sıkmtıyı hatırlatmı? olmasıdır. Ekonomik tutsaklıkla, kara bır duvarla hemencecık juzyuze getırmektır bu iş. Boy le bır seyirden sonra kızıp kopuren, hattâ kufreden pek çok insan gordum. 10 Şubat 1970 CUMHURtYET ktanbul türküsü ve gazap üzümlerimiz lzans'tan berı şaırienn, yazarlann ove ove bıtıremedıklerı Istanbul'un guzellıklerı saymakla bıtmez. Bu ovguje en çok eğılen muhakkak kı Lale Donemı şaıri Nedım'dır. O Nedım kı îstanbul'un bır tek taçına koskoca Acem muîkunu feda ed»vermisU. Batıhların «Altm Boynuz» dıye adlandırdıklan Halıç'ın kıyıları bugun daha çok kuçuk erdustrınm toplandığı \erlerdır. Yıne Halıçın kıyılanna kanalızasvon borulan açılır. Daracık. kırlı sokaklarıvla bu gunku Halıç, «Altın Boynnz» nıtehğme avkırı dusmekte. O'na bu adı verenın jenıden gor MAHMUT ALPTEKIN B mesi mutnkün olsa (olanaksıı ya) muhakkak kl pışman olurdu. «tstanbnl Not KostantinopIe»(l) dıyor bır şarkı Evet, oyle ama hâlâ ondan bır şeyler saklar gıbldır. Bunu ınkâr etmek boşuna. Rum şarkılan, Panayot'un, Yorgo'nun mejhanelerıyle. Kılıselen, papazlan, zangoçlarıyla. Ve Bızans tıpi entnkalarıyla. Anadolu da turkülerıyle Istanbul'da yaşamaktadır. En ger çek deyışıyle Anadolu'yu anlatan bır turkuyle karşılaşıverır insan. Hem de hiç ummadığı bir yerde. özellıkle îstanbul gurbetçılerini etkiler bu turküler daha çok. Denılebılır kı, onların en rahat, en tedır «Garip îstanbul'umnn türküsu Topkapılısı, Karaçumruklüsü, E\üplüsü Fakir, fıkarası, dulu, yetımi, Gariplerin turküsu » Ziya Osman SABA DERT SEVGİ stanbnl'a sajısız turkuler vakıldı. Nıce yuzjıllardan ben, Roma'dan, Bızans'tan ta .. Sonra Fetıh turkuleri, bızım balkımızm turkuleri. Itrı' nın. Derfe Efendı'nın ve Şaır Nedım'ın «arkıları. Bır de Lâle Donemı'nın «G6ksn»lu, «Sâdâbâd»]:. «Kâfıthaneslı romantık rr.uzığı Kâtıp turku«u. Ve î^tanbul turkulerıvle Boğaz'ın yakamozlu turkulerinin, sarkılannın kansımı. Dertlerden uzak, Boğaz kıvı>=ından geçerken eskı donemın sarkılarını, ud sclerini duyar gıbi olnr in•;ap. E'kı jalılardan, konaklardan (sımdı bunlar kalmadı ya, gece'.evın ovle sanmak, dü^lere dalmak kolavdır nasıl olsa) hu7zamcrır av ışığma ddkülen; buselıktır, Üçuncu Selim'ın Yoruk Saz Semaısı'dır I gın olduklan an bu turkulerın içınde yaşadıkları, erıdıkleri zamanlardır. Hemen efkâr da basar doğal kı. însarı tıtretır, ıçınden vurur bu turkuler. Ama efkârlandırır, dertlerml de tazeler. O da baska .. însanlarımıza bu turkulerin d «ında da huzur dolu ekonomık sıkmtıyı kenara atmış bir hayat vermelıyiz. Aslında bunu gerçekleştirmek zorurda\ız Bugunku durumda onlara: «tstanbnl güzeldir. îsteyen, istediği sekilde yaşar. Ozgürlük \ar. Çık, Boğaz tepelerine, Emirgfin'a, Çamlıc»'va; seyret Boğaz'ı. Marmara'M. Daha ne ıstersin?» dıyoruz. «tstanbnl manzaralarına, Boğaz'ın raavi sularına bak» aıyoruz. Bak, ze\k al, yaşa; bunlarla karnını dtayur işte » Dıyoruz. Durmadan böyle dıvoruz. Istanbul* un guzelliklerıre, Boğaz'a bakmakla karın dovar mı h ı ç ' Ama biz ö\le dıyoruz ıste ınsancıklarımıza Oysa onlar lstanbul manzaralannı kartpostallarda da goruvorlar Sınemalarda, reklâmlarda bile goruyorlar. Bu t u r reklâmlar da hanı pek olumlu değıl. Dış yaşamı bırazcık unutmak, dın'enmek ıçm sınemava gid°n'erde olum Işte lstanbul... Luksle sefaletin. komediyle dramın kucak kucaga jaşadıgı, sarmaş ılola; olduğoı esrarenglz şehir... Asfalt caddelerd e, son model arabaların arasında gunluk nafakasını çıkarmak için ayı oynatanlara da sık sık rastlayabilirsiniz. Sadece ayi oynatılsa haydi neyse.. Mevcut rtuzenin temelinde daha ne oyunlar yatıyor dıkten sonra manavın rfukkânında ıkıbuçuk, uç, dort lıraya satılıyor. Bu alışvenşte üzum uretıcısi kazıklanıyor, bır; manavın üzum sattığı dar gelırlı \urttas kazıklanıj or, ıkl. Efendıler, hesap meydanda ışte Üreticıden elli kuruşa alınıp uç buçuk lıra\a satıhyor. ü ç buçuk lıradan eilı kuruşu çıkannca uç lıra kalıjor, değıl m ı ' Taşıma gıderı uç hra mı olur ? Haydı ellı kuruş olsun. Eder rr.ı bir lıra 7 Aradakı ıkı buçuk, uç lıra kımlenn cebme gırıyor pekı? Cevap, belh: Tuccarın, aracının, manavm. özellıkle tuccarın. Yok mu «dnr> dıyecek bunlara? Vartfır belkı ama ortalarda yok işte. Bırılerıni darıltmak istemeyenler var besbelli. Dar gelırlı yurttaş dertlerı depreşerek «Oy anam oyyyî» dıye ınler; ey;am polıtıkacısı, çıkar polıtıkacı^ı O da seçımden Eeçııre spçmene gulümser, «oy» der «Bana oy ver, tstanbal'a koprü bile \ aptıracağım» der (EsKıden Kayserı've lıman %aptırmava myetlenenler vardı j a KavsenSe lıman duşunulur de î«tanbul'a kopru yapıimaz m ı ' Yapılır elbet Yapılır da otesıne bıle geçılır. Ama Zap Suıu'nu geçerken koprusuzluktei boğularılar varmış; «Ben ne biçim \atandasım oy babo» dıvenler varmış; kıme ne 7 ) Bu durum yalnız uzumde mı' Ne gezer? tncırı, fındığı, portakalı, tutunu, mandalına«ı, çavı, kavunu, karpuzu oyle değıl tnl bu ulkenın? Say saj abıldığm kadar. Bakın, petrolu, boraksı, kromu. Ve de «ınsan»ı! Hanı ne demıçtı Orhan Velı' «Bedava yasıyoruz Beda\a Hava bedava • Sn bedava.» Şımdı su da paravla (Orhan Velı ucuzluk donemınde ya«amış jıne Bm kere s U kretsın) vaknda havavı da çışelere doldurup satarlarsa ha» pı vuttuğumuzun resmidır. soylemesı .. (1) «tstanbul, Konstantın şehrl değıldır.» (2) Bugunun dılıyle Tevfık Fık ret Yenıleştıren: A Kadır. Sıs şıırı S 61 fefil Mcillcoçoğlu Konu ve resim: AYHAN BAŞOĞLU QEM SULTAN Halk turkulerımız Aradotu msan'nm derdıni, sevgısinı dıle getınr î^tanbul'un kerdi rarkı ve furkıilerınde yok bu î«tanbul «arkılarının hemen hep<=ı dağdağa«ır, hıçbir derdi, sıkıntısı olmajan insanları anlatır. Romantık hır «hicran» kokuyor: gerek<uz bir «gözyası» akrnakta bu şarkılardan. Bır boluk sovlu hanım ve beylerin seruvenleri, aşkları sovlermıs «Bofaıici sen gönüller \atağı» demı?. O guzelım Boğaz'ı bıle yalnız «şen gönüller» e bağışlayıvermiş iste. Fakat «insan» ın günluk sıkıntısı, kotu havat koşullan; çağı, günu içındekı rfurumu, sorunları yok. Kımi kışıler de «mnh»kkak oltnası mı gerekir?» derler. De^ınler. Çıkarcılardır onlar. Onlara gbre «çıtkınldım» duypular onem'Hır însan sorunlarırın bulunmadıSı, «insan»ı anlatmayan yapıtlara yer yoktur gunumuzde îşte gercek bir îstanbul türkusu. Rahmetlı Zıva Osman Saba sövlemişti bu tıirküvü: «Garip tstanbnl'nmnn türkflsn Türkülerin en hiiznnlüsfl; Teni do&mnslar, emeklivenler, Aksam ektnek bekleyenler, Knlübesinde, izbesinde . Gün yörmpmis insanlar. Konusanlar, bir hülünlil sesinde, Snsanlar, »nsanlar % •• B ftlarnnıı bo^nna, giileninia | | A z e h i r eibi. Kufreden " * * g ö > l e r yoksnllntn söyler, açlıgı, kederi. Namns, masalların boslnİTinda bir »nı. Adamı vnkarlara çıkaran Tol, el etek öpme •voln. Takınması senin vüzünden bütun öksüzlerin, dnlların, arkasızlann Senin yüıünden bütün, t y silâhlı korkn! Nasıl doknnnlmaz olacak. Szgür olacak S5yl<" bir solnk almavla kisi, Söyle, e r kannn denen efsaneî Ev tntnlmavan sözler, sonsnı val«n!»(2) «Üzümün bnrnk tadı»nı yazmıştık bu «;a%falarda bir süre önop «Ak rzfirnfl Kesenler BaÇnna Tas Bassnlar» d'emiştık. Manavlarda. sevvar satıcılarda pırıl pırıl parlayan; canlılığı, bir taneMnın ağıza alır almaz eriviverecegi gorunuşünden belh olan üzümler . YapıncaSı, çavus üzümü, müçküle^i. Manısa Sultanlsi. Marmara kara<ü, razakisi . «Tası topragı altın» olmavan î'tanbul'da ak uzumler altm gıbi panldamakta Sonbahann son flzfimleri. Kısın başlaneıcındarfavine manav dukkânlarmı, pazarlardaki «;ergileri bövle doldura i cak. Ne var kl tiimünıin de tadı buruk burlann Nüfusumuzun çogun'uğunu te^kıl eden dar gelırlı vurtta^lanmızın sofraian icin degil bunlar Ya kiınleTİn «nfrası ic'n Svlevse' Elbette ulu«al celırin vuzde 33 3 unu a^alarmda pavlasan mutlu azırlıiSın «ofralan içın. YARIN YEDI TEPE VE GECEKONDULAR DEFINE TAL.P APAYDIN 12 Yirık Habıp bıraz gerldeydl. Ona duyurmamağa çalışarak; Emme gozel yavu, dedı Gozel j a . Ona demışler Amarıkan gâ\uru, gozel olmaz mı? Yirik Habip gelmışti, Amankan değıl o, dedı. Ya ne? Turk gızı. Aha bu gâvurun metiresi. Ibhın Ali dusundu, Ne demek o emmiT * Modul Osman cevapladı. Yanı aşnafişneSi. Gâvur kullanıjor senin anlıyacağm. Ali bi tuhaf oldu, Deme la emmı' Dedım gittı. Öjle . Ulaa.. yaptı Ali. Şaşmıştı Tuh! Nıye tuh l a ' Helâl olsun? Yapındırmıs herıf. Nevdecen' Varıp da zorulan elınden ml alacan Herifte mangır çok Go^terdı mıydı " herh karılar koşup kucağına oturuyorlar. Bır de vans edıyorlar aralarında öyle değıl mı Habip ağa* Bılrnem. öyle besbelli. Dinsiz deyyuslar! Milletin dinı imanı para olmus kardaşım, dedı Modul Osman Esekler gene önlerinde ard arda dızilmi'!, yola aşağı tın tın gıdlvorlardı Ali hâlâ kızı duçuruyor, gözünun önünde bir daha canlandırmağa çalışıyordu Tatlı bır dalga vaylmıçtı ıcıne. Bır verlen çemreşivordu Fakat Yırık Habıb'e belh etmemeğe çalıştı Ona gorulur bır saygı go«terıyordu Bu gâvur ne ıs vaDar acaba' dıye sordu. Yırık Habıp el ndekı 'opayı omuzuna sldı. 7 Bılemedın mi dedı Seyıt Alıvle n u e ehbap' Eski para toplar. Çanak çomlek toplar. E ne eder onları' Ne bilevım' Satar besbelli Demek kârlı 15' Soruvon mu* Elbet .. Kendi kenrf'ne dua okumağa ba^lavmca Ali biraz gerıye kaldı. Modul Osman ceblndeki paraları sıktınyordu Bırden eeri doniıp baktı d a fırsatı kaçırdık, dedı. Ne fırsatı0 Sojlese mıydl acaba"1 Dunden beri saklamıştı. Aha bunları, dıyerek çıkardı. Bunları gostersejdik iyivdi Neymiş onlar? Yırık Habip durup bek'edi Omanın uzattıgı paralara baktı. Kıvılan kertikli. kararmış «eylerdı. Birisinin yüzünde bılinmedik bır takım yazılar vardı. Öbüründe de kabartma bir kafa resmı Nerden buldun bunlan' Bızim aşağı tarlada buldum. Çift sürerken. Bakır ellam KTJflenrrış baksana Gavur almaz bunu. Bi gbstersek ivıydi Unuttuk tuh' Kasabada Rasım efendıye gosterırsın. Öile vapacağız gayrı. Ibişin Ali merak içındej'di. Çocuk yuzü parIıyordu. Altın değil mi bunlar emmi? dive sordu Yok canım, bakır. Kararmıg baksana Altın olsa kararmaz Eşekler peşpeşe düşmü?, yol aşağı gidiyorlardı Yürüyün hadi Yukler devTİImesin. Modul Osman paralan cebme ko>du Obü» çıkarmadığı parayı yokladı. O altındı muhakkak. Uğuru kaçmasın d'je onu gostermemişti «Nasıl hatırlamadım tuh, der gibı kafasını iki yana salladı. Gâvur daha çok para verırdi belkı» Yirık Habip derine kaçmış gozlerıyle düşünüyordu. Ruyasında saydığı paraları soylese miydl şımdi? Yok, soylemek olmazdı. Uğuru kaçardı sonra. Bıraz geride kaldı, tekrar dua okuraağa başladı Dudakları kıpırdıyordu. Ibışin Ali dondü, Seyit ağam iyi ki gelmedi, dedi. Gâvur bu» lamazdı sonra. O işıni bilir, dedi Modul Osman Diyordu zati «Corc ehbabım bugünlerde gelir» diye Gene biraz para sızdırır belki. Cevap veren olmadı. Yol dereye aşağı gidıyordu. Modul Osman devam etti; Bu bizim toprağtmızda nereyi kazsan bi e*ki iş çıkar canım Gavur İM, müslüman işi dolu. Gpçen gun Çordüklüde çift süruvorum, gorsen s?banın ucunda kıremıt kınkları, kup kırıkları... Hem de kalın kalın şöyle. Bizim oğlan habir* toplar. Ula ne edeceksin onlan'. dedim Ögretmen toplayın demiş. Bır kucak dolusu toplayıp goturdıi Ne olacaksa"1 Aha bu paralan da orda bulduk Arasak daha bulunurdu. Çok.. Yırik Habip konuşmuvor, yere bakarak yflrüyordu Yüzü durpiTi^'i Modul Osman ona döndüj Ne dersîn ağa' Ne devim, bulunur elbet. Sen okumuş adamsın. Okusan üflesen d« 'u KÖmiinıin yerini bi keşfctsene' Muhakkak gömu var bızim köyde. Var belki emme benim okumam yetmez. Deın hnca lâzım o î«e Oile deme Habip aSa, kovümüzün birincly» B"l r hafızı ?ensin H«>mde iman gücüne vurunca değmf hocalar «ennle a>;ık atamaz Ben senin verine o'avım valla h'ç durmam Açar kitaba baksr'm Allah "=evdıği kula göst°nr Yırik Habip cevap vermedı. Derin derin düşunüvordu. îbışin Ali biraz gen'de kaldı. Aklında demin gördüğü ki7in saçlan, kendi kendine bır turlu mırıldanivordu Yanık v>izü ısıyordu bir tııhaf Eşeklerden bırısl vükünu devirecek gıbi oldu. 1 Ula ula koş Ali Aİ! benilleyıp koştu A Gorekli kö>unun öğretmeni Idrls Yıldıı öfrencıleri tenpffıı^e cıkardı. Pencereden baktı ha« va puneşli Kpndısi de cıktı bır ıkı gezindı Anah» tar bağlı zıncırı elmde sallavıp durnjordu Kavaklann arasında birbirini kovalayan ço« cukları azarladı Çıkın oradan! Ne dedim ben size' O tarafa gırmek vok. Cocuklar kaçıstılar tdris Yıldız dondu. Ellerini arkas^n? bagladı O sırada görüverdi. kasaba yolunda 'ârıvert bovah arabaiın csmı güneşte parlamıştı Daha dıkkatlp baktı ovdn evet. Bıskp^ı olamazdı Hişt oâk'm dedı. eel hursva ««n! t r w cocrıklardan birH koşfu Bak o f sk*i var ya, kove gehyor' Cc"'V kasrba voluna baktı. He Seyit Ali'nin evıne gelir o taksi Al su kâğıdı Kslemın var mı* Var öğretmenım. O^etmen tdrıs cep defterinden bir vaprals jırtıp uzattı. (Arkası vmr) \[COfaeaos. ( * ) WMAM\NPAN) VAT4N DİŞÎ BOND TIFFANY JONES ANCAK stanbnl eurbetçilennın, dar eolirli halkımızm damağında koruk ek^ilığind'edır bu üzumlenn tadt Nasıl kı dar gelirlilerm Istanbul nanzaralarına bakmakla karınları dov. muyo'"<;a, bır üzum rnev^imınde ancak bırkaç kerecik alabıldıkleri bu üzdmlere de i'te bov!e manav'arda bakıvorlar artık. Hiç bir w almadan i^ ı duzenlenmi"; vıtrinleri sadece sev retmp e^lemine înpilizlerin VlTRtN ALISVERtSİ dıyorlarmış. Eu bulus bizdeki vitrinlerfh, manavların örimdeki «sevirci» haikımızm durumuna da çok uvmakta Ve bakmakla da kanrları dovmuvor Bu bövle biline 1 «t*zümün tadını bile nnnttam» dıvordu b'.r t'tanbul c gutbetci i Avnı 'evi bir otobüs bıletci^i de sovledivdi Avda bir olsun tenceresinde et Dİ"!en dar gelirli çok azdır çıı tstanbul'tfa. Yani avlarca et alamıvailar çoğunluktadır (Iste bir kurban bavramı daha çeliyor SevinMn et vivebilmek için mubarek kurban bavranrnı bekleven cümle dar eelirlıler' Kurban kesebilecegind^n değil hani konu kom^unun hedive olarsk eondereceklerıni havâl etfigınrten Avlık kazancı fivaf'ndaki kurbanlıklara sokaklarrîan eeçerken bak^ın da sevinMn Hem de bovah movah kurbanlıHaran I KONGRE S;vas, Zara, Jerefiye Bucağı Avj»r Kdyu Kalkmdırma Derneğl. 15. 21970 Pazar gunü; çoğunluk t e . mın edılemezse 2221970 Pazar gunu ZaaTı Kardeşller kıraathnne=m de saat 10 00 da yapılacak olan genel kongreye aayın Oyelerinl çağırır. YSnetim Kurulu , Cumhurlyet 1373 AYLÂK MUSA T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünden Bankamızca Kutahja, Agn Sınop, Actena, Ayvalık, Zongul dak, Ankara'da Emek Altmdag ve Ulus Şubelerımız ile Ankara Mıthatpaşa Sınenıası çıkış kap^ı için plexolas ışıkb reklâm te s:si ıle plexclas broşurluk yaptınlacaktır Bu işe aıt umuml ve hustrsl şartnameler Genel MUdürlükte fTevdıat ve Tanıtma Müdürlügünden). tstanbul'da Karakoy ve tzmir'de Izmır Subem'zden almabılır. Teklıflen kapalı zarfla ve şa rtnamelerde Istenllen belgeler le bırlikte 14 Şubat 1970 cumartesl gtinü saat 12"ye brdar Anka ra'da Genel Mudurluk Tevdıat ve Tanıtma Müdürluğüne tevdı edılecektır. Bankamız 2490 savılı ARTIRM'V. EKStLTME VE tHALE KA NUNUNA tâbi olmad'gından ihaleyi teker teker veya toptan yapıp vapmamakta ve dıledığine vermekte serbe«sttir DOKTOR t Süreyya Atamal Moayenehaneslnl naklettl Yeni adres: Sınselviler (
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear