26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRT: :4 Kasım 1970 U SOFBA, blrçoklannm sandığı gibi, asla bir içU mecliıi olmamış ve o niteliği taşımamıştır. Gerçekte bu sofrada, sabahlara kadar yurt sorunlan, millet işleri görüşülür, tartışıhrdı... Bu sofrada derrimlerin büttin yankılannı bulabilirdiniz... B Yurdua Kurtulus Savaşına ait en tatü ve ilgtaç anılar, tmrada arüatılır, politUc sorunlar, dün ya sorunlan. akademik tartı*maiar hep bu sofranın flklr « riüyOaot MnnsTMlnl te»Ml » derdi. Atatürk, sofndt konusulan konular haktonda, mlsafirlerinin ayn ayn düsttnce ve görüş. lerini dSıüemekten zevk alır, bunun için herkese fırsat verir, gerçege ulaşmafc laterdl. AtatUrk, hiç blr zaman glzll kapaklı lflerden, dedıkodudan hoşlanmazdı. . Hele gammazlığa hiç tahammülü yoktu.. Kendlslne glzll bir telkin yapılmak istenmis Ise, ne yapar yapar bir gün sofrada ilgiUnin önünda bu meseleyi açığa vurur, isın dogrustmu meydana çıkarttıktan sonra da hükmünü vertrdl. Bunun znlsaUtvl pek çoktur... Daha 1011» DahUiye Veült Şttk Gizliliğe dedikoduya gammazlığa tahammül edemeyen bir önder DONANMA KOMtTANl ŞÜKRÜ OKAN BU ANILAJUM rU Kaya lçin böyle bir hilcaye anlatac&ğım. Floryada Küıç A11 Beyln evinde Paris Btiyükelçiri Suat DavazTa Cemal HüsnU T&ray arasındakl îraıryıitynn da bu nevldendir. Bunun içlndir kl AtatUrlc hayatı boyuncs kOçük lslerie hiç uğraşmaınıs, daima «TttrMye Cumhuriyeti» nin ve «Türk milleti» nin yükselmeaini hedef alan, büyük sorunlar başlic Atatürk'ün Sof rası A galesinl teskil •tmıştlr. Balkan Antantı, Sadabat Pakü gibi, önenüi politık birlesmeler, ük kaynagını ve olusunu, bu aofradan almıa, buradaa almaa Uhamla gerçekleattrilmlptir. TATÜRKtln sofrasında daima değışik konular Uzerinde durulurdu. Bir 30 Ağustos Zaler Bayramı gecesl sofrada Millî Kurtuluş Savaşına aıt an> lar görUşülüyordu Sofrada mutat zevat dışında, AtatUrkiln yanında bulundurmaktan dalma haz ve aevk duyduğu her blrl Kurtuluş Savaşına alın terlerlni katmıs, sorumlulukta, savaşta ve cefada, kendisi lle ortak olmuş, ordu kumanrianlan da meveuttu. * Dahıliye Vekill ve Parti Genel Sekretert Şükrü Kaya, Atatürk'e şoyle bir bitapta bultmdu: endülüste isyan DİŞİ BOND TİFFANY JONES MEU!âlDİf» t&PSU DOLDURA AYLÂK MUSA Aclnzsi unutturn. Hanoi Şükrü Kaya hrpslne ikna edld YARIN «Pasam, tstiklH Savaşındm riine »dyleyin, cevap rersin, cevaplar vtriyor, söylenenlerln B*skınnandan sıfstiyle muhakendini mfidafa* etsin bakabm» ÇANAKKALE asılsızlığını meydana çıkanyor. rebelerde verdiğinim emirler bir diyor. Bunun üzerine iddia sahiplerl yerde topUnmıs mıdırT» Tabü kem kflm ediliyor ve bir DİYE BİR YER püç duruma düserek tevile u ses de çıkmıjor... Atatürk söyAtatüık'un ce\abı şu oldu: pıyorlar. ve Bzür diliyorlar. lenenleri bizzat tekrarlayuıca, «Bir gün Kurtuluş Savaşınin, Millî Mücadelenin askerl »••»•••••••••••••••••••••••••••»•••••* •••••••••••••••••••••••••••••••»•«•••••»••••«a tarihini yaracaklar, belki de benlm Basknmandan sıfatiyle verdlfim bir yazüı ve imzalı emrtme tesadüf etmiyeceklerdir. S » T V arkadaşlanm buradadır, hep btHrler, ben muharebede daima o cepheden bu ceptaeye fider, yapılması gereken hareketleri knmandanlara dikte e> der, onlara not ettirir ve kendilerini de ikna ettikten sonra «fann davranamayız blr kere.» dedi Veli. 48 «Şimdi ordu birliklerimize der> «Yanndan sonra nasıl pekey?» dedi Ît Omar. hal bu harekeUerin yapümasmj «Nanl Havantf?» diye Veli de Havanaya ior. Kâmile: «Otnr madem, otnr ayakta dlkflme kendi jttiT^niTV» teblil ediniz ..» dn. Mnsdu!» dedi. «Bak Havan» buynr diyot haderdim.» Havana birden bagırdt: tnn hatnn. .» Sofrada bıUunan kumandanlar «Benim bn islen ne elâkam var da goruyer» Musdo Kamilenin yanına otnrdn. Atatürkün bu sbzleri karşısmda: •un*» «Evet Paşam, bizi daima «A'a'a'a!.. Nooldnn beraen birdcn?» diye ba«Eee ne var, ne yok Kâmile aba?» diye sor|ırdı kanlar. «O nasıl lâf? Sen kıx anası de|U sia tepat buytırdunuz, biitün knv dn Havana. misin kele?» f vet ve enerjiyi sizden aldık. öy«Eyilik göıeUik! Canımız «ag!» dedl Kâmile. Havana, döküUn fözvaslannı dastarının Ble savastık > «Evcide ne var, ne yok? Nasıl oğlanlar, gecnyla sildi: «Kim dinliyor benlm analıtımi kaMukabelesinde bulunmu?larlinler?» nlar?» dedi. Sessi» bir aflama tutturdu. Kurdır. «Eyiler, ellerinden öperler » şnn flbi tane tane düşilyordn gö'zyasları yere. MnEduya bir şey demiyordn Havana. Mnsdu «Konnsun kendinlz.» diye hıçkırdı. sıkıhyotdn. «Bak, bövie tsharli gaharli konnşma HavaHarana önce Kâmileye baktı. Sonra, «Nasıl na!» dedi Hafızın Hanife. «Neye biz konnsup karar verecekmifiz? Anası babası dururken olalım, eyiviz!» dedi. komtn mn karar verir? Slz kendiniz karar veLSflar hemen bitiveriyordn. «(Ke»ke Camareeeksiniı. Biıimki ara yerde Allah Allah! Heı lın eve gitsevdik!)» diye reçirdi Mnsdu içiniki Urafın eyili&i icln çaîısınz biz. Her iki Uden. Demek Veli gelince de rabat konuşamırafın araıını bnlarnc. Bizimki sadece komşulnk yacaklardı konuyn. Bu kadın Insanın dilini bafcÎNE Bl) sofrada 1929 ekoItBrevidir. Çünküm yarın bize de gelecek aynı İayıp atıyordu. Bir lâf sSylflyordun, bir so|uknonuk kriri sırasında geçen isler. Birim de var evlenecek oğullanmız, geInk esiyordn. Veli böyle deflldi. Veliye istedibir olayı, AtatürkUn hoşgölin olacak kızlarımız . » ğin fibi seslenebiliyordun. Havanayla konnşrurlüğUne örnek olduğu için buKesik kesik konnstu Havana:' mak için önce bir kavja koparmak, esip gürlerada nakledeyim: «Bizim ojtlnrau7 da yok kızimız da! mek jerekiyordu. 1929 da Birlesik Amerikada Kom$ular everiyor. komsular geiin ediyor biAı sonra Veli yetişti kosarak. tt Omar da patlak veren mall kris, bütdn aimkileri! Analan da onlar, bnbalan da!.. Biyanı sıra (feliyordn. Onlar oturmadan Cemalle dunya memleketlerini etkisi alsimkinl . bize . bırakıyorlar mı? Bize lâf düSakir Hafız da geldiler. Arkalanndan ît Omar*tma almıs bulunuyordu. Bu asürüyorlar mı?» Gene knrsnn ribl tane tane ın, Hafızın, Cemalin avratlan girdDer. Evin içi rada yurdumuz da bundan müd&süvordn fözyaslan. doldn. teessir olmuçtu. Bilhassa tstanVellnln de içirie bir kahır cSktd: Dfirfl, bayatın nennda, damın merdıvenine bulda iktisadJ sılantı yUzUnden • : «Tanndan sonra gldelim canım!» dedi. • otnrmuş. kardesini de kneıgına almıs, silıiinttbir çok şikâyetler başlamış, ga«Tamam mı Havana?» diye bajtırdı Hafız. yordn. Kardesini avntmnyor, ke^ıdini •vBtuyo*' «eteler hükümete ateş püskUreHavananın afflamajı sesliye çevriliyordn. do. Aklından oıak, karanlık ormanlar, ipler, rek halkın ıstarabını aksettiren «Tamam ım Havana?» diye bir daba sorda urçanlar, kendlni annalar, damdan atmalar şeşiddetll tenkidler yöneltmeye Hafız. çiyordn. Bir yandan da solufuno tutnp içeride başlamıslardı. Havana, yanfinm ictnde bognlnyormns gibi konnşulanlan dnyma|a çalısıyordn. Çok lordn, Bu sıralarda bir gün Atatürk, derin bir nefeı aldı: «Tamamsa tamam, ne ya* otnrdngn yerle içerinln »rannda on bes sdım Ankara ekspresine baglanan özel palım!» dedi. «Tamam deyecez! Baska çaremlz vardı. vagonu ile tstanbuldan başkenvar mı? Tnttnnnz elimiıi koInmDzu. çöktünüı Musdn, konnyu Klmile açsın diye beküyorte dönüyordu. Vagonda akşam basımıza. oknya üfleye .. tamam!» Ağlıyorda dn, o da açmıyordu. vemeğinde hep bu iktisadl kriz «Meselemiıe gelelim Vellkul!» dedi, kendisi ve bunun neticeîeri SÖB konusu açtı. «Cumbnriyet Bayramı vaklasıyor hısımım. Dflrü, kardeslnt sırtına blndirip dotasmağa ediliyordu. Bir aralık trende buKorkanm elimizdeki isi davrandıraraayacagıı. basladı hayatta. Konnsnianlan kınk dökük allundugu anlaşüan Konva meGayrat edip bir an 5nee bltirelim snnn hayırlıdı blraı. «(Ağiaya aglaya tamam dedi anam!)» btau Befik Bey (Refik Koraltan) sıyla. Şimdi mesele dfl|fin nrbasını görmelrtir dedi kendine. tçî yandı çitti «5ı gibi. Bofaıında, müsaade rica ederek sofraönümüzde. Bolnya mı gidelim, Ankaraya tnı? dan a?a|h kızeın yag dökülmüse döndü. Birden ya gelmiş ve Dahiliye Vekill SByleyln...» gBıltri yaşardı. Gözleri yanıyordu ağı afacan. Şükrü Kayanın yanına oturmuş, «Minasibl Ankara degli mi% diye Ît Omar Ab birden bir eesaret bnlnp dalsaydı simdl tartışmalara katılmıştı. jirdı araya. ieeri! Bıraksaydı karâesini orta vere. «Alın, ne Cemal de destekledl: hallnl varıa gBrün!» diye fırlasaydı dısan. ÇıkYüksek sesle tankidlerde bu«Hemi de Ankara daba yakın. » saydı kByden kırlara. Cıksaydı camlann çalılunuyor, hUkiimetin tedbirlerini «Takm emme belki gönullerinden Beln felann aranndan Taglıya, Tnkan Kırlıya, Arapyetersia gördügünü açıküyordu. çer!» dedi Mnsdu. «Biz ikisine de van«. Isterrava, Bllhosa. Ah. inlne kıı kaldıran ayılardaa Ses tonunun yükseldiğıni, tenlerse tstanbola da gideriz.» blrine rastlasaydı ormanda. Ayının kansı olkidlerindeki aşın tutrumun bir «tstanbol nzak yavu!» dedi Hafıı. «Dyfnno saydı. Tasasaydı yıllarea ayıyla. Sabahtan aktatsızlı£a sebep olaca^ını düşüAnkara bn isin^ samaea beklesevdl ayının Srtüp gittiÇi inde. nen Şukrü Kaya, Refık Beyin Veli sordn: «Ankara nasıl HavanaT» Akşam annın ?e«rdigi bal tenekelerin!, vaf ayağına basarak onu ikaz etmek «Nebleyim?> diye çifnini cekti Havana. tenekelerini dicsevâ! gtlzelce. Sonra arıyla birlstiyor Cemal. «(G5nlQ olranf!)» diye sevindi içinllkte kanniannı dovnrsalardı. Sonra da. bMnin Refık Bey bu hareket karşısınden. dili var. birinln düi vok, yatsalardı. Avı yalada Ataturk'e: Veli açık cevabını bildirdl: ravdı Dürünün ayaklanm. Talava valaya ya «Paşam, senin sofranda bi«Ankara eyidir, oray» fideriz!» ralar aesaydı . bundan çok iyi olnrdn! le hürriyet yok . Snstnmlmak Kabak Mnsdn: isteniyorum. » diye serzenişte (Ark«> •Gününfi de kararlastıralım'.» dedi ivedlvie. bulunuyor. •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••lllll AtatUrk, işin içyuzünü ögrenince, Şükrü Kaya Beyı sofrayerine getırmıs olmak için bas 70 nın başka bir yerine geçinyor ucunda bekliyordu. Bir aralık ve Refik Beye devam etmesini dıkkatle baktı... Perry'nin yü «Söz konusu haltı kanştısöylüyor. zü balmumu gibi sararmağa, ran her kımse...» diye benki çenesi de göğsüne doğru düşdevam ettı.. «Arsenik sıkıntısı meğe başlamıştı. çekmemış... Elinin altında bol Hemen davrandı. Ter içindemıktarda zehir varmıs .. Bu da kı vanaklarını sıvazlayarak va* ancak kimyagerler, eczacılar ve ralıya yaklaştı, nabzını tuttu. doktorlar bakımından müraDurmuştu. Nabız durduğuna kün... Ayak izlerine gelince . Edre ad'am da ölmüştü. Bize getirilen alçı kalıplardan Hemen Chandler'in uyumak dıkkate tfeğer sonuçlar aldık. *KAT ARADAN bir hayU için kapandığı odaya kostu.. Cevik bir adama ait olduğu zarnan geçtikten sonra gerHafifçe dürterek uyandırdı kaanlaşılıyor .. Ellı kilo aftırlıçekten Refik Bey, tenktdleder arkadasını. Şmda .. Ayak uçlarım dışarı rinin dozunu kaçırmış, ve sofdo3ri basarak yürüyor. Genç Beriki homurdanaraktan göz« rada bir tatsızlık çıkmak üzere sayılmaz Ortalama bir tablerini araladı... Mish*i tepesinoludgunu da sezraıştir. minle elli altmış yaşlan arade görünee bir hamlede doğAtatürke bu sefer: sında. Para sandığmı kamvorultfu. «Paşam, müsaade buyurun, netten indinnek için kendmı <Perrv'nın isi tamam..; ben ytne Şükrü Kayanın yanına adamakılh sıkmış ve yorulHaydi kalk.. Hemen gömmek otnrayun... Daba iyi olacak» mus. Bundan da şByle blr nezorundayız.» deyince AtatUrk gülraeye baştice çıkıyor.. Mâriz bir adam Chandler gerinerekten kalklar. Befik Bey de böylece bir Biitün bunlar isinize yarayatı . Hiç soyunmaksızın, sadetehlikeyi önlemiş olur cak mı bilmem?..» ce pabuçlanm çıkararak vatBir sofra hikâyesı daha' Bir «Hem d'e nasıl?.. Baska mıştı Bunları giymek üzere e?un sofrada Dahiliye Vekili ve Jamet bir şey var mı?..» ğildiSinde iniltiye benzer bir Parti Genel Sefcreteri ŞükrU Kases çıkardı1 «Bana yolladığmız üç ayayı Atatürke çeklştirenler ve det bes vuzTük banknotu da Hadley CHASB bazı icraatını yerenler oluyor... «Nereye eömeceğiz' » inceledim. . Üçü de ancak enfAtatürk söylenenlen dıkkatle «Hemen suracığa Kumraruj ışıkla bakıldığında anladinliyor Gece vansuıa doğru luk bir saha var dışarda... Turkçesl sılıvor . Kırmızı mürekkeple Şükrü Kaya, Çankaya köşküne Kazması kolay olur .. Vakit heisaretli . Hepsinde de gizli bigeliyor. . Salona ginyor, Atatürnüz erken... Geüp geçen olmaz rer işaret mevcut sizin anlayaŞehbal AYGEN kü htirmetle selâmüyor... Fakat buralardan . Talihimiz yaver raîımz Durumu sormak için Atatürk kendisıne şöyle blr bigiderse bu vartayı da atlatınz. Harrv Lewis'e telefon ettim^. tapta bulunuyor: lâh... Tam beşınd adama u y Elimizl çabuk tutarsak tabiî..» Bir deneme amacı ile kendile «Ne o beyefendi bar» mı gun bir tabanea... Bana göre rine ait bes yüzlüklerden bin Chandler kendine gelebilmek tesrif bnynruldn?» tabü... Çünkü çok ted'birU bir kadarmı bu şekilde isaretlemişiçin başını musluğun altına sok* ŞükrU Kaya: adam.. Hiçbir yerde en ufak !er. Tesad^if . îsareüi be? yüzmus yıkanıyordHı.. Mish çıktı, bir ipucu bırakmamıs herifçilukler de çalınanlar arasınday «Bendeniz Atatürk'Bmün çaraja uzandı. Uzun saph bir r l oğlu... Anladı|ım kadan ise nı î Günün birinde adamınız sofrasma eeldim. Rabatsız vt kürek vardı orada... Uygun bit ba^larken taktıfı eldivenleri =öz konu«u paraları piyasava timae affmızı dllerim. Müsaad« ver bulmak amacı ile etrafı ta> 15i bitirene kadar çıkarmamış » çümrıek heve^ine kapıhrsa yabuyurulmazsa izln veriniz derradı.. îlerdeki palmiyenin dikalamakta güçlük çekraezsi «Şu rspor hazır olur olhal çeldlevim » cevabını veri bi hiç fena dejildi. Çukuru açniz...» maz bana gönderin .. Bekliyoyor. mağa koyuldu. pum... Tesekkfirler...» Bir an duraklayan Atatürk «Hele dediginiz seyi yapChandler geldiSinde çuku «Hayır buyurun oturnnuz* Terrel bu talimatı da vermak cüretini göstersin, yakasırun kazılması asağı yukan bitdıyor. dikten lonra teiefonu kapadt. misti. Mish kan ter içindeydLu a vapısınz tabiî.. Ama netice ŞükrU Kaya sofrada yerinl a*** Lokomotif gibi d> soluyordu. ftibariyle şimdiye kadar elde Unca tabU bir sessızliktir basettigimiz sonuçlar hic fena deJack Perry son dalısından Chandler küreği alarak biraz göstertyor. Atatürk bu «essiasonra bir daha kendin» gelegn...» daha kazdı*. liği bozuyor: meyerek vuruldHıSunun ertesi «Cesedl bulunan çocuk o Bu derinlik kâfl «elacek mT «Evet beyler .. Ne diyorsabahı saat yedlds 51dfl. tomatik bir tabanea ile Bldüderrin Mish?.> , dnk?. Dahiliye Vekilinden ştMnh. s"^ Insanlık görevlni rulmu? . Yîrmi befflik bir siUyetlerinis vardı. tyi oldu kennr} dlsl de eeldl, şimdi hepsini yü Ss: FAKIR BAYKURT Sıkınh ve şikâyellor Y Önlenen lehlike F
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear