28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖET: :CtJMHURfYET: :27 Kasım Bizler kurtulujları için savaşan halkJarm oncu sancakJarı oJacağız rtesi gün Che, Koko, Loro ve benl yantna çagırarak gavaşunısn karalcteri üzerlnde tartışmaya girişti. Bu ük tartışaıa ve savaş süresince yaptığım a diger tartışmalar ilginç ve •on dereca Önemll siyasî konuşmalar otmuştur. Savaşın L&tin Amerlkanın ttimünü kapsamasının gereklillği tartışmalardan elde edüeo iife sonuçiar arasındaydı. Konuşmalarda Che, savasznıuBB uzun ve merhametslz Wr *BT»S olacagıru açıkça belirtlyor, savaşınuzın hiç tavte tanımıyan, uysalhfı reddeden blr BİNBAŞI İNTİ PEREDO'nun GERİLLA GÜNLÜĞÜ n V(.I 1IM DÖNECEĞIZ GÜNIŞ KARABUDA f CHE: "Savaşımız uzun ve merhametsiz olacaktır,, kavga otecajjaı »tfylüyordu. Bolivyanın tek basına fcurtulAbileceğini güç oidugu fcadar zayıf blr lhttmal olarak kabul etmek zorundayız. Silâhh kuvvetlerl bozguna ugratarak iktidara el koymak, tek başına devrimin zafere ulaşmasını saglayamaz. Çünkü çağımızdaki devletler emperyalizmin yartümı ile veya doğrudan dogruya bizleri ezmeya çalışacaklardır. Ancak şilpbe yok kl, savaşımunn gelişroesl üe blriiits önümüae iktidara el koyma fırsatj çıkarsa, bu tarlhl sorunılulugu Uaertmlze almakta tereddüt etmiyecegiz. Böyl» bir duruznda Bolivyah devTtmcüerta payı büyük olacaktır. Che bualan «öylerken <Bolivyslı devrlmcliertn feragst payından neyin an]n.yilmagı gerektlâlni de ftçıklıyordu. 1967 Temmuzunda Havanada düzenlenmest öngörülen «ÜÇ KITA HALKLARI» lconferansına sunmak üzere bu konuda bir bildiri hazırladıgını saylüyordu. Büdlri özetle aşagıdaki konulara değinmekteydi: «SÜAhlı kuvvetleri morallerini bozduğumuz ölçtlde yenebiiiriz. Ve bunu ancak onlan üstüste bozguna ve zaylata ugrattıfcmız zaman eldB edebilirte. Bu bozgunlar sonucunda elde edilecek başanlar ancak zafere kadar durmadan çarpışarak ve büyük feragati sayeslnde olur. Bis durmaksızan çarpışırken ve büyUk acılar* maruz kalırken başJtalannm «ırtımızdan saferin nlmetlerinden faydaianmalannı da önlememlz gsreklr. Bağımsızlığa en son kavuşacak ülke, belki de, Eilâb;ı blr aavaşa girişmedea saglayacaktır kurtuluşunu. Böylece emperyallst, merhametsiz, uzun, silâhlı ve kanli bir savaşın acüanndan hallnm lcurtarmıy olacskür. Pakat dünya ölçüsünde verllecek blr savaşta aalann btltun dünya haliüan t&raftndan eşit biçlmde çekllnıesi gereklldir. Geleceği önceden kestiremeylz. Ancak blz, hiç bir zam&o kurtuluşunu arzuJayan, kıırruJuş savaşının bayraktArı olmak isteyen, buna karşılık bağunsızlık için yspılacak eavaşın ecılarına ka tılmayı reddeden, «başkalannın zaferinden geçinmek ilkesinln çeMciUgine kapılan bir halk olmıyacağız.» CheVe göre BoUiTra haita Içln «Peragat Payı» gerilla savaşının sancaktan olarak, iktidara geçme sürecinin geciktirilmemesi için katlandıgı acılardır. Baçka bir deyişle bizler, Icurttıluşlan Için savaşan halklann öncu sancaktarlan olacagız ve hlç blr zaman «başkalannın zaferinden geçinme» ilkesinin çekieiliğine kendimizl kaptırmsyacagız. E hükumet kuvretleri lamışiardı. Çevrernızde bulunan ülkelerin uşak ruhlu hükümetr lerine basiı j apılarak, bu sınjrların devrimeilere kapatılnıası da sağlannuş, bu Ulkelerle herhangi bir işbirligl imkânlan kapatılmıştı. Her çarpışmanm sonucda emperyalizmln korkunç izlerl görünüyordu. gerillacılann peşlnde... öte yandan bu lojistik yardınji lar sınırdan tabiatiyîe, büyük bir kolaylıkla geçiyordu. Hükümet kuv\'etleri Belçika SIC tüfekleri, Kuzey Amerika tarafından verilen ve üzerinde NATO işaretl bulunan el bombalan kullanıyordu. Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Peru sllahlı kuvvetlerinin «kardeşçe» gönderdikleri yiyecek ve yardım mal zemesi de yine hükümet kuvvetlerinin emrindeydi. VARIN: Yeni iıısan, eğitim, ahlâk ve dayanışma Savaşın Vielnamlaşmaya doğru geüşmesi t<onu veresim.AYHAN BAŞOĞLU C DIŞI BOND he, Kuzey Amerlka yalizmine karşı kahraman Vietnam halkının sürdürdüğU savaşla kıtamızdaki geriUa ha rekeM arasında olan Ulşkiyl açıiça ortaja koymays çalışıyordu. Vietnam savaşının emperyaliz m« karşı, dünya çapında verllen savaşın bir cephesi, hattâ en önemlisi oldugunu söylüyordu. Vietnam savaşı bizim de öz savaşımadır. Bu kahraman ulusun yurdu emperyalistler tarafından bizssat bizim kıtamızda halkmııza karşı kullanacaklan süâhJann de ney lâboratuan olarak kullanıltyordu. Vietnam savaşı şunu da göstermlştir ki emperyalizm tecavüzlerlnl sadece Güney Vietnam smırlan Içinde sürdürmUyor. Kamboç ve Laos'un yanısıra Demokratik Vietnam Cumhuriyeti yönünde de sürdürüyordu. Köyler bombaianıyor, Jenosid btltun çjplaklığıyla uygularuyordu. Che, bizlere aynl şeyln Lâtln Amerikada da cereyan edeceglni söylüyordu. Sırurlar halklan birbirinden aymnftk için emperyallstler tarafından uydunümu? sual mefbumlardır. Bu yapay smırlan kabul edenler, tecrid edilmeye mahkuaıdurlar 76 bu yüzden de kurtuluşlan daha uzun ve aalı olmak durumuridadır. Sınır mef humunu eylemimlzle ortadan kaldıracagız. Gerillamız geliştlkçe kom?u bUkümetler tlkin silfth, sonra asker ve malzeme göndererek bizl çember içine almaya çalışacaklardır. Bize kar fi savaşmak için, işbirligl kurulacak, düşman silâhlı kuvvetlerl gerillalara, karşı aralannda birleşeceklerdir. Bizlerl yenmek için kuvvetlerinin yetmediglni gördliklerl zaman emperyaÜstlerden öldürücü silâhlan üe birlikta gelmeleri için lrndat lstiyeceklerdir. Ve biıe hep birUkte saldıracaklardır. Böyleca savaşurua Vietnam haHnrım verdiği savaşa benziyecektlr. O zamana kadar birleşme zorunlulugunu duymıyan devrimciler, istilâcılarla karşı karşıya gellnce, devrlmcl işbirligl ve ortak eephenin önemini anlayacaklardır. FAKIR BAYKURT 71 «Geliyor Hüsnfi! Gellyor erame kevfim yok!» «Piirü birez »ksilfnlyonmu», 5yle ml?> <Hem de nasıl? Hep onantan n^raşıyoram!» «Kabak Mnsdnnun evi var t\\. Oraya vanrsa ırât eder. Emme kız defillerrai,analarına çekiyorlar. Akıllan başlanndan birtz yokarda oluyor. » •Hele so diiirün olsnn bir, beş on fün çeçince bir çeşit daha olur. \"e de ols» tercübeli adaradır Kabak Klusdn. Böyle işlcrin kolayını eyi bilir . » «Heye, çok terciibelidir! Bir çayfa lçer misin Hüsnü? Yavnt çay? Ben s«ni çok sevtrim. AJışveri? islerinde bahtın açılmadı deye de kabırlamnm. Hadi bir çay îç benden.. » «Evciye gidecem. Gidip Musdnnun psrasını verecem. Emme bir çayını içeyim. EyJ olnr. Eger ki blr habarın varsa, onn da ileteyim. Tftrın davul zıırna çeli.vor dedin öyle mi?» «Geliyor dedim. Oknntn da yollattım sana. Selveri yollarsın. Biz kız eviylz. Helbet F.vciden de gelmiştir deÇil mi?» «Eksik olmasın, vollamjs >lo<ıdu. Parasım bn kadar prriktirdi£imiz baldı, bizi tevterden silip stmıyor!» Veli, oca^a dofru hafırdı : •Hüsnüye bir çay getir Linlfrı!» Linlin çayı tıemen getirdi, «Mnsdu evdeys* dersln ki.. » dedl VeU. «KJxm karnındaki aksi cin gine edepsiılib ediyormnş. Ba yüzden kapatmı? ahın Tarın da zab&lsyın eTkenden Hafızı götürüp yenidea okutscaknuş eelln çıkanaca... Böyle dersin. Henfe karşı çok mâçup oluyormn. Bnrnı d» söylersin...» Zakey, Kara Scıiml koştunıp çeldt Ikisi de soluk soluğa kalmışlardı. «SSyle Ulugu» nine, çabuk söyle!» dedi Zakey. «Kızın başına bir iş gelir, ölür. Çok korkuyornm. Ne akıl vereceksen çabık ver...» «Burdan usulca şidin. Danun ardına dolanın. Bok deliırinden çirip çdzün elini koluno. Bıınu Serim yapar. Hemen dışarı çıkann. UlnÎÇUS ninem böyle dedi deyin. Aldığınu gibi I.inlinin erine götürfin. Siz gidip onu çıkaranaca ben gidip Linlini göreyim. Şincl Od »eet bn J?e aklı erme». UğTaçıp didinip aklını erdireyim...» Kızlar dinlemediler gerisinL Koşarak VelinJn danun ardına vardılar. Kara Sevim bok deliginin ardına durdu. Baktı içeriye. Gdzfl i?lcmedi. •Dürü kunıız. » dedi fu fıs. IIIIHIIIIIIIIIIII llllllllllllll «Bırak şinci Dürüyü mürürfl Sevim!» d » dl Zakey. «Jn çabık içerl. Sanıp banarken vakii feçirmeyelim. Kepcekulaklı babası «inci ü»> tumüze çıkar pelir. Çabık ol . » Sevim; «Dürüüü!..» diye bir daha fısıldadı. Kendini ters döndürdü sonra. «Çok şuraya önürne!» dedi Zakeye. Zakcyin ayaklarındaa tuttu. Kendi ayaklarını delikten saldı. Kıçın lccın inerken ağzı burnu battı. Göğiisleri kirlendi iyice. «(Her yanımız bok oldu bu işlerin içinde.','» dedi kendine. «(Ulugıış kıvradıyor bepicfmiri!...)» tUusiış düşündü: «(Telâştan ber i?i yanı» yapıyoruz. Afciını başma topla Tluguş. Elinl »yağını biribirine dolaştırma.J» dedi kendine. On kadar yumurfa aldı eline. Bakkal Eyübfl rardı doğruca: «Tımırtayı kaçtan alıyorsun Eyüp?» dedi. Eyüp baktı: «Kaç ynmurtan var nine?» d»> dl.. «Kaç Timırtam varsa rar, söyle senî» *Oo altıdan alıyonım t'İURuş.» «Aman ne ucmıuz? Yirmiden olmaı mıT» «Olmu Uln&uş! Tirmlye kendimiz s a t a ı v yoruz.» «OlmazM ben de pötüriir piderim! Kokacak de#ll ya!» dedi. Türüdii Linlinin kahveye. Atakçı Veliyle Kayadipli Hüsnü sokulmuflardı çene çencye. Bakmadan yüriidü içeriye. İçerda bir nvasay» d5rt ki?i yumulmuş, oyun oynuyoı". da. Üç ki?i de darmu? bakıyordu. Linlin ocak> Uydı. Gönncmi» gibi davrandı üluguş: «Llnlffln!... Aaaa Linlin!... Nerdesin?..» de> di.. Llnliıı, eOerini Snfindekl beze silerefe çıktı: «Bnrdayım lluguf, emre<!» dedi. Bir d» aelam çaktı. «rıtnırtayı kaçtan alıyorsun?» «Kaçtan dersen alınm Ulugu*. emret!» «Eylenme! Kaçtan abyorsun söyle!.» «VaJla. toplayıcılar yirmlden alıyor Plimfz«Jea Ben de yirmiden alınm seninkileri. Ta. msaı mı? Oldn mu?» «Oldnf» dedi Uiııguş. «Nere kovacam bunlan?» «Ben paraauu vereyim de (reçerken eve **• «Ver paraaım...» Kulagına eğildi: «Sen da «el evo beş tafga!» dedL «Parasını ver hemen. G M alaeam. LSmbanm gazı bitti...» Paralan aldı Linlinden. Sonra jürüdü dışanya. «Aldığın pahalı, sattığın ocuz! Taşanma» olda ortalık!» diye sörlenip geçtl Veliyle Hfl* nünön önünden. Linlinin avln kapısma rard). Linlin de yelişti ardından: («rlr. IIIIIIIIIIIIIIH 93 Genç kadm hâlâ çekimserdi. Karar veremiyordu bir türlü. Tam o aralık gözü bir noktaya ilişti. tyice yükselmeğe başlayan güne?in jşıklan o noktaya vurmus, parîatıyordu. Hayretle fcalktı... Dallan, yapraklan ve çalılan aralayaraktan yak laştı. hayretle bafırdı: «Burada bir otomobü var Tom...» «Neler saçmalıyorsun yine?..» Tom bir yandan Tİİıgkr cekaÜnl giyiyor, bir yandan da homurdanıyordu. «fnanmıyorsan gel de göslerirüe gör... Bir araba var diyorum sana...» MaJsky, mağaranın ağız Insmına uzanmış, tepeden tırnağa kulak kesilmişti. gimdi baktığı yeri görebiüyordu. Avucundald tabancanın namlusunu biraz daha sıktı. GöğsündeM sancı yeniden başlamjşti. Fena klzi' yordu ikide bir gelip bağnns yerleşen bu dâvetsiz misaflre. Fazla lapırdamamaya gayret ederekten hafifçe doğruldu. tabancasmı da kaldırdı. Tom koşmuş, Sheila"nın yanına gitmişti. Dailsn aralsyın,ca Maisky'nin Buick marka ara basını gördü. «Böyle bir ambanan burada ne işi olabiltr?.. Saşüacak şey.» Sheila da uzannuş, daHardan bir losmını daiıa aral&aııştı. Oldufclan yerde öylece durup arabayı seyre koyuldular. Nihayet kadm konustu: «Bir bak hela şuna. Kontak anahtan üstünde mi? Çalışır vaziyette mi?..» «Haktamız yok... Herhaldo cevrede avlaaan birine altür bu araba.,. Nemlze ISzım... Basurnza iş açılır...» «Bak suna.,. Çalışıyor mu çalısmıycr mu?...» Sheila'nın sesi gayet sert ç*mıştı... Avaz avaz baftınyordu adetâ.. Tom arabava ysklaştı... Kap: sı kllitüydi, kontak anahtan da yertnde degildi tabil. EUnı cebina atıp blr deste anahtar çıkardı. General Motora temsil cİBi olarak vanında her marks TİFFANYJONES j§ GARTH Che'nin öneeden kestirdlgl ve gördügü bir çok olay mevcuttur. O kadar ki düşman, kumandanımıan önsezlşlerinl ve stratejislrü en lnce ayrıntjlaruıa kadar incelemek, böylece de omm hareketlerini öneeden tesbit etmek zonınlulugunu duymuştur. Pek tabildir ki Che böyle bir meselenin varlığım biliyordu. Ve lleride görecegimiz gibl gereken tedbirlerf alraakta kusur etmlyordu. Gerilla savaşı geliştiKçe Kuzey Amerlkalılar Vietnamda denediklerl öldimict) nJtelikleri yüksek olan silâhlarla gerillalara karşı savaş uzmanlannı Bolivyaya göndermeye başladüar. Bu uzmanlann işi, ilerlde de ispatlandığı gibi hükümet askerlerine, savaş araçlanm kullanma yı ögretmek ve onlan insafsız, sadist, insanlık dışı blr savaj yapmalan İçin eğltmektl. Diger taraftan Ameriicalılar, CH'run karargâhını Quemada sarayında kurarak Barrientos'u blr kukla tribi kullanmaya baş5 NCt ASLÎYE TİCARET IVUHKEMESlNDEN 970/2073 DEÛIŞİK İŞLER I3.10.1S63 günlü Kurucaşllede yanmakta olan M/V ordu gemisinln kurtarma ücretinin tahsill için sözleşme geregince Hakem heyetl huzurunda Denizcillk Bankası TJV.O. tarafından vükle 11glliler ve Tekel Genel MüdurlUğü aleybine açüan 250. 000. Uranın tahslll dâvftsında hakemlerce 168.000. lira kurtarma ücretinln hük molunan yardnn tlcretine 16. 104968 tarthlnden itibaren "'•> 20 faiz yürtltillmesine ve Joırtanlan yüklerden ve dl§er nusraflarla birlikte tah süine 11.5.1970 tarihinde lcarar verildi»i hususun sözieşme gereğince fstanbut'da münteşir üç gazetede Udşer defa ÜAn edilmek suretiyle >1lkle llgililere şahsen teblig makamına geçmeir bzere key fivet ilân olunur. (B*4in 7365) . 11754 james Hadley CHASB TOrkçeaa Şehbıü AYGEN arabayı açan ve çalışuran bir anahtar taşırdı dalma. Kapıyı B.'tı... Direksiyonun baçına geoU, kontagı cevirdi, motor der hal çaü$tL Sheila birdenbire ne*elenmlşU: «Şsaa diye buna derler 1#te... Yasasın... Çıkar îunu hemen dısan... Atlayıp eve döoa* lira... Sonra sen yenl blr benzin pompası tedarikler, buray* döner, arabayı cskJ yertno hırakır, bizirnlrini alırsın...» «Ezbere konuştugunun fapkmda bile degilsin sen... Haydl aldık. isimtei da gördük diyeUm... Ya araba çalma suçundan yakalanırsak ne olacak?... Kimseye dert anlatamazsın...» Sheila gözlerinl kocaman koeaman açmış, kollannı d» ha vaya kaldırmıştı: «Ne hırgızlıgından Dans» liyorsun kuzumf.. Haydi sahihi farkına rerdı diyelim? Anj( • ne vakit farkına varaeak?. Sen ondan önca döner, arabayı yerina bırakırsın yine... Haydi o senden önce geldi diyelim BIraz beklesin... Kıyamet mi kopar yani birazcık beklerse? Bia araba çalmıyon» kt.. Bırkaç saatligJne ödünç alıyoruz sad» ce..» Tom, halâ çekimserdi. Bir süre düşündü... DaJgm bir ifadey le başını salladı. Ortada kötll niyete benzer bir şey yoktu.., Zor duruma düşmtişlercü . Meş* ru blr mâzeretti bu... Bir suç işliyor da sayılmazdı netice ıtibariyle. Buick"ten înerelc yoi Kenarmda duran kendi arabasına doğru Uerledi Torpito gözünU açarak bir kâğıt araştırdı, buldu, bir de kalem aldı ve yazmaga Daşladı: «Blr ârıza sebebiyle arabanuB almak mecburiyBtinde kaldım. ödUnç olarak ve sadece iki saat llgine. Hemen geri getlrip yerine bırakacagım. Çok özür dllerlm. Adım v© adreslm: Tom Whiteside, 1123. Pelpon* Paradise City.» Bir tafcibat vukuunişı v nun hüktimleri karşısınrta bu not kendisini temlze ç r m » ; için yeterliydi. Mesajı kendi arm basının cam süecegmr «iinştırdi Bu işl bitlrdikten *>nni çalılıga döndü. Sheila da giynmesl ni bitirmek üzereydi «Oldu bitti... Gidebflirte..; Eljni çabuk tut...» Gecç kadın başmı ititfpr ondan yana çevirmiş, hor sören blr lfadeyle bakmıştı Kansı baSımından Tom'u deb Hivane eden davranı«lardar hin da buydir «Oörgtl şabidi olarsk >;an« sıgjmyorum ey ulu Tann » diye kadm hem onu süzüyor hem söylenivonJu «Yamlmıvnrsanı bütün kamp eşyasını burada, lrerdl arsbarria bırakırmk niyetindfsfn r(e»ıl mi?.. Hırsızın yarta5p<!Pr(nin Wr1 kokuyu ahr JH tonıınıı birden yürütürse ne ılacak' ödemfk zorunda ka lacaksın tabil.. Mister beceriksiss..»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear