26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA İKt: sCUMHUB.İYET: 8 Ekim 1970 ••«>«•••*••«•• ILLAR boyu savunma ve güvenlik konnlan uzerinde çeşitli goruşler ortaya atıldıgindan ve her ulke kendi çıkarlanna ujgun bir politika izlediğinden, dünya banşını sağlamak mutnkun olamamıştır. 1969'dan bu yana gelisen olajların etkisi altmda kalan genç kusaklar haklı olarak bu durumu kınamaktadır. Günün siyasî ve askerî sorunlarma baktığımız zaman bu yargmın doğruluğuna inanmaktayız. Tarlh boyunca devamedegelen savaşların ne büyük felâketler getırdiğini artık bilmeyen kimse kalmadı. Bu itibarla dünya ulkeleri ban s lçinde birlikte yaşamanm ozentisini çekmektedir. Bugun hanği taraftan gelirse gelsln, het türlfl saldırmm karsısına çıkan banşsever milletlerin ağır basması ve idareelleri bu yöne süruklemeleri iledir M, beklenilen sonuca varmak mttmkün olabüecektir. Nitekim, DoğuBatt arasvndaki son gelişmelere bakarak bu umudumuzun arttığmı gormekte \c sevinmekteyiz. O halde, neden şhndiye kadar barıs sağlanamamıştıı? Suçlu kimdir? Sorulannı araştırıp, Incelemede onemll bir yararlık gormediğimiz içln bu konuya değinmiyerek toplumu daha mesut ve mureffeh bir yasantıja götürecek çare ve Imkânlar üzerinde durmayı uygun bulduk. Şayet gecmişte bir kusur varsa bunu ş« veva bu ülkenin sırtına yuklemenin de insaf. sızlık olacağı gorujundeyiz Ancak, her devrede banşa hizmet etmiş olmaktan oğunen polltikacılar eğer dünya sorunlarıni buyuk bir açıkhkla kamuoyuna duyurmuş olsalardı. bugutı tam bir aydıniığa ka\uşur t e bu konu üzerlnde tyi kötü bir kanıya vaıarak suçlulan ortaya çıkarabilirdik. Ama ne yazıkki bundan yoksun bulunmaktavTz. Bu nedenle geçmişîn hatâlannı bir tarafa iterek geleceğimizi jakmdan OgUendlren bans ve savunma poUtikasmı belirll ölçüler Içinde değtaıerek aradaki bağlanb ve iliskiieri incelemeye çalışacağız. Y SAVUHMA POLİTİKASI VEBARIŞ Feridun AKKOR Birbirinden farklı olınayan bu ikl görüf e*> kiden olduğu gibi askeri giıce dayanmakta va bugunun anJayıstna u> mamaktadır, Yukardaki açıklamaya gore, silâha luzum kalmadan dunyanın güvenligtni sağlamak içln tkl büyüklerin de bir gun bu goruçe uyacaklannı ummaktayu. Halbuki son on yıl içinde hızla artttrdıklan silâhlann gelişunine paralel olarak yaptrklan askerî anlasmalar ve yardımlarla dtinyanın güvenliğini temelinden sarsmakta, insanlan her gun >eni bir bunalıma itmektedirler. Savunma Politikası M Güvenlik Politikası B V kavTam yenl olmayrp. tarihta «kıst lcinde daima karsımıza çıkmıştır. Dunva llteraturunde çok eski olan bu terim daha ziyade askeri ve politlk sorunlar görüşüldügü zaman ağıriık kazanmaktadır. Son yıllarda silâhlanma veya silâhsızlanına konnlannm tartısılmasında güvenlik ve savunma» polltikanndan çokca soz edilmekte, uzerinde fazlaca durulmaktadır. Eskiden politik faaliyetlerin bir baska aracı diye formule edilen savasın bugun artık yalnız basına bir değert kalmadtğını gortnekteylı. Hele uluorta bir silâhlanmayı yeterli sanmamaktaMZ. Bövlece yakın zamana kadar kuvvete davanan güvenlik konusu iflâs etmiş olup, yerine uluslararası illskilerde etkisi gorulen dıs politika onem kazanmıştır. O halde bir ulkenin güvenligi yalmz askerî araclarla değil, aynı zamanda devamlılık gosteren miUi bir politika? a davanmaktadır. Bu nedenle askerî araçlann etki'inden kendimizi kurtardığımız zaman mlllî guvenliğimizle ilgili sonınlan daha iyi yurutmenin mumkun olabileeeği kamsındayız. Güvenlik sorunlannı realize etmeye ealısan dünya ülkelert tecavuzî olmamak ve bir egemenliğe gitmemek sartıyla belirli bir politika lçinde lsükrarh bir sistemin yurutulmesi uzerinde durmaktadırlar. tLLl guvenligln bir parçası saydıgımn savunma politikası silâhlanma, askerî anlaşmalar \e yardnnlaşmalarla ilgilcnmektedir. Bu formule uygun hareket eden ulkeler tçten ziyade dıştan gelecek tehlikelere karşı brgütlenirken dunya olaylarını yakmdan Izlemektedlrler. Konuyu bu açıdan Inceledigimiz zaman şimdhe kadar Batılı filkelerin savunma politikalaruıı Doğonun bir askeri saldınsma karşı düzenlemesindeki, karsı tarafın da aksint ıddia etmesindcki varsayımın gerceklere uymadığmı gormekteyiz. Uzunra bir sure Amerika ile Rus\anm ?anında kendi guvenliklerini &ağlamaja çalısan uye devletler son dunya olaylarına gore daha realist bir görüsle tavonma tedbirlerini yeniden gozden geçinnekte ve modem bir organizasyona doğru gitmektedlrler. DoğuBatı yaklaşmasıyla da kuvvetten ziyade politlkaya önem vermektedirler. Avrupaya yerieşen Ruslann bir taraftan statukoyu muhafaza ederken diğer taraftan nükleer silâh yapımmda Amerikalılara ulaşmasmdan sonra elde edilen denge dünya guvenHği sorununa henuz yenl bîr çozüm getlrmeroistir. Bununla beraber dunya kamuoyu Sovyet Rusy» ile Amerika arasında başlayaa S4LT görüjmelerinden olumlu sonuçlar alınacağını ummakta \e i> imserliğini muhafaza etmektedir. Ancak, Ruslann yeraltı sığınaklarmda yaptıklan MİNTEMAN rokctlerinin baskın tarzında bir darbe vurmasmdan korkan Amcrikalılar kendi toıvenlikleri\lc ilgili jenl tedbirler alırken silâh yapımınl hıziandırmaktadırlar. Aradaki dengenin bozulmasından endişe duyanlar geçmiş yıllann kanlı tariM lçinde taraflardan birinin tekrar dün>a egemenliğine gitraesinden korkmaktadır. Atom süâhlarnıın tahripkâr etkisi karşısında taraflar her gün biraz daha birbirine >aklaşmakta ve bu korkuyu gidermeya çalışmaktadırlar. Rusya ile Amerikanm bir gün aralanndak! silâh yanşmın çıkar \ol olmadığını gorerek bırbirlerini ikna edeceklerini ve sonundn iyi nlyet sahibi olduklarmı biitıtn dunyaya duvuracaklarını sanmaktaMZ. Bu dileğimlzin ileride kabul cdilmesi halinde yavas da olsa bu tür gelişmelerin insanlann kaderinl tâyin edeT«k dün ya banşınır gerçekleştirecegl kanısını kuvretlendirmektedir. 9 n andâ sayı balnmmdan Ostön otan ^ bırın roket ya)(imt Itibarlyle Ueri dnnrmda ol» dakhın dabir]ferr«irtirr Alma» tOgflen $ binlerin ustunde kıt'alar arası roketlere sahlp bulunan bu ikl ülkeden Sovyetierm bfiytk bir paüama gücüne karsılık AmerlkaiUarın da mekanlk ve elektronik sistemlertndeki ustunluk dikkati çekmektedlr. Kıt'alar arası roket yapımmdaki basanlı sonuç nedenl}ie Ay'a gitme yansını kazanan Amerlkalılar nukleer denızaltı silâhlarındakı a\antajı da Ruslara kaptırmak lstememektedirler. Bununla beraber son yıllarda Ruslann da nukleer denizaltı yapımmda bir llerleme gosterdikleri anlasümaktadır. Şu halde her iki ülkenin silâh yapımı bakımmdan teknolojık alanda buj uk bir gelisme go» terdiği inkâr edilemez. Bunun daha ne kadar devam edeceği ve taraflara ne getireceği merakla beklenmcktedir. Sovyet halkının bir kısmı buna karsıt olduğu halde doğustan ideolojik on >apı>a sahip kimseler alman savunma tedbirlerini dahi yeterii bulmamakta, sılâhların arttınlmasında i&rar etmektcdırler. Yapıian sılâhlar geleccktckl bir savaş için olmajıp, V'arşo\a Paktı uye devletlerlne satıldığı gibi So\jetlerin bir gun iıcüncü dunya ulkelerinin askerî araslarını sağlamak suretnle ticari alanda buyük çıkarlar elde edeceğini so\lemektedirler. Taraf bulan bu goruşle Ruslar bir taraftan operatif nedenlere ulasacak uçak, roket, savaş ve hattâ uçak gemıleri japarkcn Batıya nazaran noksan olan taraflarını tamamlam»\a çalışmaktadırlar. Bojiece aradaki mesafeyi kapatan Ruslar moral ve dinamizm faktörlerlnden başka askerî coğrafya ve strateük konu lara da onem vermektedirler. Silâh >apımmdakı bu hızlı tempoyla yakuı bir gelecekte Ame rikan savunma gucunden buyuk bir endişe duynayacaklannı belirten Sovyetler dunyadakl yerlrrini alarak kuvvet gösterislne devam etmektcdirler. Bununla beraber bür dıınyanın yaratılmannda Rus silâhlanndan ziyade Sovyeüerta iyi niyet ve bariKil gorüsü blzim içtn »nemlidlr. Ancak. Brejnef doktrinl dejfcmediği ve bugiınkü militan sartlar devam ettiği muddetçe dunya banşınm sağianmasmdaki zorlağu anlamada gucluk çekmemekte. güvenlik tedbirlcrindeki gevşemenin zararlı sonuçlar vereceğine inanmaktayu. Bu nedenle güvenlik ve askeri alanda almacak tedbirleri soylece ozetlijebiliriz 0 Saldırılara karşi koyma prensipı, A Kuvvet hedefleri prensipi. 0 Anlaşmalarda eşitlik prensipi, A Milli güvenlik prensipi. Kuçuk ulkeler gelecek her türlu tehlikeyi kendi imkânlanna gore kurduklan klâsik ordularla onlemeye çalısmakta Iseler de, nukleer EÜâhlardan joksun bulunmaktadırlar. Askeri anlasmalar içinde bn silâhlardan dolaylı olarak v ararlanmalan «ozkonusu olmakla beraber pratikte tam bir esltllk sağlanamamaktadır. Ger çek bir savunmanın ve modern bir askeri sevk ve idarenin uvgulanması nukleer silâhlara sahip olmakla mümkün olacafına göre iki büyüklerin tekelinde bulunan atom stlâhlan büyfik tartışmalara yol açmakta, taraflann goriisü guven vericl blr nitelik tasunamaktadır. Guttükleri savunma poUtlkasıyla askeri maksatlannı gizlemeye çalısmalan gerçeklert zedeletnekte, bartsı ddd! surette tehlikeye sokmaktadır. İR saldınyı karsılamnda yeterii guee n hip bulunmayan ulkeler askerî anlasmalara gitmektedlr. Kendi füvenllklerinl (arantl altma almak lsteyen Avrnpa ülkelertnden banları NATO ve Varşova Paktına girmeyl mlllî çıkarlanna daha uygun bulmuşlardır. Bunlardan NATO uzunca bir sure once kurulrous olmasma rağmcn guven verici olmaktan ve Avrupa bolgesindeki butun gerginlikleri onlemektea yoksundur. Atlântik Anlaşması Varjova Paktına nazaran politık >onden daha etkili olmakla beraber Doğu blokundaki temel Ui$kilerl lyice tanunamaktadır. Doğu ulkelerinin askeri gucü Varşova Paktuıın esas unsurunu teskil etmekte, üye devletleri birbırine zoria yaklafbnp bağlamaktadır. Buna karşıt NATO anlasmasının bir parçasmı teşkil eden müjterek silâhlı kuvvetlerm bir saldm halmde harekete geçirilnw*l ve mtittefik ülkeierde üslendirilmesmdekl temel goriış millî sevki idare kadrolarmı blr ara>a getirmekten ve veterli bir etki gostermekten uzaktır. Bu Hibarla milli bir ordunun yerini doldurmamakta ve büyük bir hojnutsuzluk doğmaktadır Her iki askerî anlaşmantn yararlı taraflar! ve sakmcalan olduğu için kuçük ulkeler jmvenliklerini snğlamada güçluk çekmektedirler. Askeri anlasmaların stratejik olçüiere uvgun olarak vürütulmesl ve süven verici olması için her şevden evvei kuvvet indlrimine gıtmevi zorunlu kümaktadır. Tütengil'in kitabı 1 Silâhlann Sınırlanması G LVENLİK politikasınuı askeri alanda etkili olması İçin silâhlarm sınırlanması konusu onem kazanmaktadır Her iki ulkenin stratejik silâhlann sınırlanmasi yönunde gerekli tesebbüso girişmeleri halinde basanlı vonuçlar elde edileceğine btıvuk umudumuz vardır. Nitekim. bazı konularda özcllikle roket «avar denemelerinin durduru!ma<iı (1963) uvduların askeri maksatlara gore kullanılmaması (1967) üzerinde bazı anlasmalara gidilmis i«e de tam bir kontrol mumkun olanıamıştır. Şiındiye kadar ba<iindan oğrcndiğimise göre SALT konferansının birincı safhasınuı sona ermcsi dolayısivle «ilâhsızlanmanm uç kademede gerçekleseceji anlasılmaktadır. A Kıt'alar arası roket ve uzak mesafe bom bardtman uçaklarınm >apnnmı durdurmak, A ^ok edid silâhlann yaprmını dondurmak. A Oria mesafe roket yapımını bnlemek. Tamamiyle stratejik kuvvetleri içine alan bu silâhlarm en önemlisi süphesiz atomdur. Dun yanın guvenHği yonunden evvelâ bu sllâhlar ortadan kaldınlmalı ve kuvvet politikasından vazgerilmelidir. Atom anlasmaMnın lmzalanması halinde taraflann bir arava gelrnesi dunva nazanndaki itibarlarını arttırarak ve küçük ülkelerin guvenlni kazanarak bansm bir teminatı olacaktır. Korku verine esenlik gelecek, DoğuBatı demeden biitün insanlann birlik ve beıaberlik içinde yasamalan sağlanacaktır. Dr. Cavit Orhan Tütençtt'in Istanbu» Üniversitesi tktisat Ta ! kültesi vayınlannda yeni bir kitabı çıktı. «Az gelışmenın sosyoio • jısı» adım taşıvan bu eser, uyanan Türkivede büyük bir ihtiyaca • cevap vermekte, ve bu değerivle yauıız üniversitelinin dreil her ; meslekten aydın vatandaşın kitabı niteligini kazanmaktadır • Bugün kövde. kasabada. şehirde. memleket tistüne tartısma • lar süregelmektedir. Bu tartışmalann çözümlenmnen vanlan bıze • kadar yansır. Okur mektuplanm açtığınız zaman soru ustüne Ş soru yığılır: • Türkivede okuryazar oranı ne? • Kadınlann kaçı okumayazma bilir? • Adam başma ne kadar et düşer? • Dünyada kaçıncıyu? S Kalkmıvor tnuyuz? i Zaman zaman, bu sorulan birleştirerek razıiar yamnz Ama ; yetmez.. sorıı dalgaları bitmez.. gerçeklerin her çe\reve işlemesı g zordur... Politikacılar sabahakşam nutuk atıp vatandaşı saçırt • maya eabalarlar, fabrikalann temel atma törenlerinde, kurbr.ların • kanlarını çiğnıverek, bismillâhla inşallah arasında, gozlcnnı kırp ; madan valan sövlerler: • Yeni bir Tiirkiye yaratıyoruz• Türkiyeye bir Türkive daha katıyoruz; D P iktidan daha mütevan idi Menderes «nuılu ufuklar» dan . soz açardı. Şimdikilere «eserlere eserler» katıvoruz iddiası da vet • medi. «Türkiveye bir Tuıkive katmak» volunda Meşhedî Cafer'e • parmak ısırtan nutuklar atıp, rtıangalda kül bıraknııvorlar Bi • zim Fılipinci demokraside «politika» kelimesının karşılığı «yalan» • olduğuna göre gidişata şaşılmaz. J Ama bir de «bilim» var. S Bilime göre, bilim adamına göre, Türkive nedir, nerededir? J lıısan r.erede olduğunu ve nfeTeve eittığini öârenmek içm çev ; resine bakınır. Bir ülkenin nerede olduğu. ve nereye gittıği de S çevresivle kıvaslanınca bilinir. Cavit Orhan Tütengirin kiUbmda S Türkiyenin dünya ulusları arasındaki durumunu saptavan bol bol • rakam. istatistik ve analiz vardır. Bütün ulusVarın hızlı WT kal Ş Innma vanşına çıktıjh ça&ımızda. bir adım Ueri. iki adım geri, • mehter marşıyla yürüverek «kalkımyoruz» dive nâra atmak. sah • tekârlık meydanmda dil peşrevine çıkmıs politikacıların marife • tidir ki «bılım» karşısında iflâs etmektedir. S Cavit Orhan TOtenginn kitabından bir çok veni gerçek ö| ; renecek ve pek çok soruva cevap bulacaktır aydm vatandaj J Sbzgelişi Türkivede üniversite kapılanna öçrenci yığıldıkça, ve • her Til on binlerce kişi sokakta kaldıkça: • Bu ne biçim ls, herkes yüksek ofcrenim mi yapacak? diye i yakınıru. • Oysa rakamlann dili baska bir değer biemektedir dunıma • 100 bin nüfusa karsılık vuksek Bğrenim görenlerin savnsı Daho • mey'de 2, Angola'da 14, Habeşistanda 21. Afganistanda 22, Ceza • virde 70. Kuvevtte 85. Tnnusta 132. tranda 145. Türkivede 353, ; Portekizde 389 Kubada 432. Belçikada 565, Suriyede 590, Arna ; vutlukta 594, Misırda 594, Tunanistanda 750. Bulgaristanda 1.124 • Japonyada 1^85. tsrailde 1.488, Sovvetlerde 1.789, Kanadada U 3 * . l Amerika Birleşik Devletlerinde 3^45 tir. S Görülüvor ki Türkivede yüksek öğrenlm ctlızdrr. Üstelik 353 S rakamır.a özel vüksek okullar rezaletinin sürüp gitmesl paha<:ına S erişilmistir. Ve siyasî iktidann üniversite gençliğini düşman bel S lemesi de ışin çabasidır. • Gene" Tütengil'in kitabında eğttim durumunu saptayan bazt • rakamlara göz atalım: J «1965 nüfus sayımına gore 6 ve daha yukan yastaki okuryazar • oranı yuzde 48 72 dir. Bu oran erkek nüfus İçin yuzde 64 04 ol j duğu halde kadmlar içln yüzde 0 2 82 dir. Şehirlerde okuma yaz • ma bilenlenn oranı yüzde 66 92 ye ulaşırken köylerde yuzde • 3853 e kadar düşer Baska bir deyişle okumayazma bılmiyenler J yüzde 5119 olup erkek nüfusta bu oran yuzde 35.86 iken kadın S nüfusta yüzde 6711 e vanr. S Türkiyedeki 2 100 mimara karsılık yurt dışında 500 TUrk mi 3 m a n vardır Bir mtmar devlete 150000 lirava mal oUnaktadır S Yalnız tıp egittml süresmde devlete maliyetl 400 000 lıra civarında Ş olan bir hekimin yurt dışma gıtmesi önemli bir kayıptır. Bugün • hekimlerimizin yaklasıK olarak yuzde 30 u dış Ulkelerde bulun • maktadır» • Tütengil'in kitabında GZ tane tahlo vardır. Bu tahlolarda Tür • kiye, dünva ülkeleriyle kıvastanmıştır. Genel olarak ele alınan J <az gelişmişlik» içinde ülkemizin durumu saptanmıştır. Bu bilgi j lerie politikacılann nutuklannı karşılastırdığımız zaman aradaki J uçurum meydana çıkmaktadır. Kitabın az trclivmişlik sosvoloji j sine bakış açısı bir baska jj»n konusaducr Biz bugün eserin ay S dın vatandası uvancı ve v«ndırıcı ymrfrlarma^ p^rmak b*stık. S Yanmızı bltirirkent "*~ • Türkiye kalkmıyor mu? sorusuna da blr dana cevap verelim • Tnrkiye kalkmıyor. ama öteki ulosUra göre, koşan insanla Ş rm yanmda yurüyen insan gibi kalkınıyor. Kendi eski halimize • r»re kalkmrvoruz. dBnyay» göre geri kalıyoruz ki bn gıdişin • gereek aalamı Tttrkiyenin kalkmmayıp gittikçe daha geri kal • dığıdnr. Sonuç G 1956'den beri bn konuda genls tartışmalar yapan Sovyet Rusya ile Amerika milli eıkarlan vonünden dunya egemenliğinln etkisi altında kaldıklarından henuz bu >eni gbrusu benimseyememislerdir Ruslann güvenlik anlayısı sosyalizm dunvasındakl baskıyı devam ettirme ve garantl altına alma gerçeğme dayanmakta daha ziyade uluslararası bir nitelik tasımaktadır. Nitekim, 1961'de Avnıpanın güvenliği konusuna değincn Brejnef herseyden önee smıf jnücadelesine işaret etmekte ve bunun uzerinde önemle durmaktadır. Amerikanm güveni^lt politikası da empcryalist smırlar Jçinde f elljtr ' rilraekte, para ve süâh zomyla yürttrülmektedlr. EÇMİŞE baktığunız zaman barışvn sağlanması ve devamlıhğı uzak btr hedet gibi Korünebllir. Ancak, bir savası önlemek bn hedefe ulaşmakla mumkundur. Yıllar boyu beklediğimiz hurnyete kavusmak içln insanlann her turiu fedakârlık >apacağına bu arada oldurücu silâhlardan vazgeçmek suretiyle bu çok önemli probleme bir çözütn yolu bulacaktanna Inanmaktayız. Son gelisen olaylar ozlenen bansm çok uzak olmadığını göstermektedir Aksl davTanıj her seyi kavbettirebilir ve gerilerimizde hiçblr şey bırakmadan blzi tekrar ta» devrine goturebilir. tç ve dıs politikamızi bu gör«s içinde degerlendirip. yürütmemlz ve bnna dikkat etmemiz gerekir. Esasen bütün ulkeler mali bakımdan büyük külfetler yükleyen bngunkü silâhlan daha fazla genisletip, çogaltmak lstemedikleri gibi atom föyle dursua. klâsik dlâhlarla dahi bir zafere ulasmanın eskiye nazaran çok zor oldnğunu anlamış bulunmaktadır. O halde dünya bansi içtn ortam hazırdrr, daha fazla beklemeye ve tereddüt etmeye lüzum yok tur. UNDEISI UNE Kendi kendini mahveden düzen Amerika'nın eski Savunma Bakanı McNamara, Kopenhagda Dunya Bankası toplantısmda konuştu: mevzu 5u idi; «Nufus kontroluna butun gayretimizle devam etsek, az gelişmiş memlekeüerde blnde kırk olan çoğalmayı binde yirmlye indirsek, bundan tam yüz elU y ü sonra. >ani 2120'de dunyaıun nüfusu 15 mllyar olacak. Bugün uç buçuk milyar olduğumuzu duşunecek olursak, kurenln nasd tık neles hale gcleceğini ve bu kalabalığın ne gibi korkunç meseleleri beraber getireceğinl gozden uzak tutmamalıyız. 212«'de 15 mllyar olacağız. eğer nufus kontrolunu temin edecek olursak! görünuşte dunyanın bu işi başarabUeceği de çok şupheli. Eskiden nufus avarlamalan iki doğal mekaninna voluyla olurdu. I) Bulaşık ve oldurucü hastalıklar, 2) Savaşlar, tababet, bulasıcı hastalık yoluyla nüfus ve gıda ayariaması usulunu ortadan kaldırmca. ortada jalnız savaslar kaldı, ama ne yaparsanız yapın;.. Onümuzdeki savaşlarda atom bombası da kullansanız yine doğal çoğalmanın getireceği problemleri halledemezsiniz. Insan atom bombası ile olse, olduğunden fazla çoğalmaktadır. Hesaba bakjn, bugün uç buçuk milyar olan dünya nüfusu 2120'de onbeş milyar olacak.* Buraya bir nokta koyduktan sonra, şimdi de muletierin savaslar Içln sarfettikleri paralarm yekununa goz atalım. Bunun toplamı dunyada 1S0 miljar dolâr. İster MUli Savunma butçesi dejiniı, ister ideolojik korunma tahsisatı dejiniz, ne derseniz dejiniz. Bu jekun 180 milyar dolârdır. Bu 180 miljar dolârın içinde, dolajısiyle savaş hazırlığı için yapüan masraflar gbrunmemektedir. Bayındırhğın savaş duşünceleri Ue yaptığı jollar, hava mejdanlan, tadyo ve propaganda masraflan Savaş ve sllâh işine elverişli olacak endustri v.b. Bu masrafların içinde kâinata, uza>a bâkim olarak dunyaya sahip çıkmak için yapüan masraflar da yoktur. Bu 180 milyar dolârın içinde her ferdin, yann kendini koruyabilmek için yaptığı belirsiz hazırlıklaruı masrafı da goze gozukmez. Halbuki sava» ve olum içüı asgarî 180 roilyar veren milletler, fakir toplumlan gelistırmek, ortadan açlığı kaldtrmak için hayır sever olma yolunda >alnw 7 milyar fedakârltk yapmaktadırlar, Bu durum karşısında McNamara'ya, tıpkı onun karşısında imişiz gibi kulak verelim. Bakm ne dlyor: •Bana oyle geliyor ki, bu manzara, bu nispetsiılik, deliliğln, çügınlığm tam ifadesidir. Hem çok korkujorum ki, bu detilik ve bu ÇÜgınlık şifa bulmaz bir çılgınlıktır. Halbuki aslvnda boyle bir felâketl önleyememek için ortada hiç blr clddî ve maddî sebep yoktur. Dunya yuzundeki insanlan mutlu lolmak için aklın gosterdiği yol çok açık ve saym Ahmet Emin Talman'ın kullanmayı sevdıği bir deyim ile pek berraktır... Engeller ne tabiatta, ne ekonomide, ne sosyolojidedir. İnsanlan insanlığa kavuşturmaktan alıkoyan engel, insanlann kafalanmn içinde habis bir ur gibi yatmaktadır. Silâh fabrikalannm ve ölüm endüstrismin hesaplan nedense insanı mutlu kılmak isteyen hesaplann çok ustünde ve onlara çok egemcn olarak insanln kafasında >er bulmaktadır. Ammavelâkin! saym okuyucnlar!., Bu böyle giderse ve dunyanın polıtikacısı. mühendisi, sosyoloğu, seçmeni, diktatöriı, gerçeği gormezler v e> a gorurler de kendilerüıde bu felâketi onley ecek moral enerjiyi bulamazlarsa hlç şuphe etmeyiniz, McNamara'nm korktuğu başınııza gelecek, sosyalistl, faşisti, demokratı, çok gelişmişi, az gelişmişi bir gun hep beraber mahv olacağız. Ve ijin kotüsu ovlesine mahvolacağız ki. ondan sonra artık «bu islere sen sebep oldunl. diye kimse kimseyi suclayamayacak. Eğer yann bir baska dunyada bir tarih yazılacak olursa, bizimkinden «budalalar, kendi medenijetlcri İle kendilerinl yıktüar!. diye bahsedecek. sahip olduğn I S T I Ş jttcönü yeterii tralmamıa T « mevcut ekonomik güçler de hlç bir zaman arzulanan her şeyi temine imkâa vermemistir. Esasen, kuvvet thtlyaçlanmn tesbitinde rol oyntyan, millî gayeler, bn f»yeleri elde etmek için lzlenecek poütika, muhtemel düsmaaU rm savas güçleri, harekftt •lanlannm genişliği ve tabii 5zellikleri, desteklenecek kuv« vetlerin ve korunacak hedetlerin büyüklüğü, mikt*n ve dağılışı gibi, çeşitli faktörlere göre yapüan kuvvet hesaplannda, çok zaman milU ekonominin gücü dışında ihtiyaçlarla karşüasılmaktadır. Bu nedenledir ki, her devir. de, savaşlarda en önemll rolö oynıyan saut, «IMb ve «raçlara önceük vererek, mümkun olan en iyi savaş gücüne sahip olma yoluna gidilmesi gerekmiştir. Bu ihtiyacın ortaya koydugn gerçek ise, silâhlı knvvetler arasında makul hir dncelik sırası esa> sma dayanan doğru Wr polltikanın kararlaştınlmış olması zorunluluğudur. Silâhlı kuvvetler politikası ve hava kuvvetleri T arih boytmca Mç Mr ftlke ••••••••••••••••••••••••••••••>•••••••<•••••••••» .'îıııııııuııuuuıuııııııiiiıiiiııııııııııııııuııııniıiııııııııııiMiııııııınııiH ıiMiiiımmmımmmmıuı. I § 1 A r r u p a d a n döndü ve h a s t a l a n n ı kabüle başiadı. = İ T E 1 : 49 55 50 I frtimtimııuıırnıımıııııııııııınıımıııııııııııınıiMiıııııııııııııııııııııının'iınıııııııiMinııımııuııııınııııııı ~ Cumhurıyet 10025 Çocnk Hastalıklan Mütehassısı Dr. NAZIM GEDIK § YAZAN Seviettin KÜBAL EMEKLİ HAVA GENERALÎ değeri lMnci plana düşmüş ve boylece hava kuvvetleri, ozelhkle tkınci Dünya Savaşından jeter derecede ders almış bulunan ulkelerın sUahlı kuvvetler polıtıkasmda en onemli yeri kazanmıştır. % 2025 oranının yeterii görülmesı. yurdumuzda izlenen sılahb. kuvvetler Dolitıkasında karacılığın esas ahndığından ve Hava Kuvvetlerine sereken Önemin verılmediginden hlç bir şüphe bırakmamaktadır. »ek, Tunan hava kuvveüerlnln gelisme ve güçlenme dunımuna daha iyi degerlendlrebülriz. Görüşler S örnekler Mukayese O E SKÎ DEVÎRLERDE StLAHLl KHVVETI.ER POtfTÎKASI: Havacıhğın, savaşlann kazanümasında başta geîen sınıt olduğunu kabul ettırmesinden önceW zamanlarda devletleT, c o t rafl durumlanria, mllll gayelerıne ve dolayısiyle savaş güçleri. nin yapısına gore, «Kara devleü», «Denla devleti» veya «Kara ve deniz devletl» glbl Isimlerle tarlf edillrdl. Bu deyimlerle, o devletin savunma ve saldırgan pohtikasmı, genellikle kara, deni« veya hem kara ve hem de deniz stratejlsine dayadıgı anlamı k&stediUr. bundan da, sil&hh fcuvvetler politikasında kara veva deniz kuvvetlerine öncellk ven i a ğ i veya iki kuvvet arasmda bir dengenin kuruldugu aniaşıhrdı. HAVACILIĞrN StlAHLI KtTV VETLER POLtTtKASINA ETKtSİ: Hava smıfının, kara ve deniz kuvvetleri gibi bagımsız bir kuvvet haline gelmesi, evvelâ silahU kuvvetler polltikasında U çüncü bir Iruvvetin de dikkate ahnması zorunlulugunu ortaya koymuştur. Bu arada, havacıbkta hızla elde edilen gellşmeler, her SGvden »nce bavalara hftkim bir devlet olrfıa mpcburiyetinl kabul «tt'riisind^n kara veya EÛtStK EKON'OMİK GtÇ, TEKI ÜLKELERDEN ÖRNEKLER: Silâhlı kuvvetler polîtikası en açıK ve kesın ıfadesini kuvvetlerın bütçe nisbetlerinde bulur O halde. çeşitli ulkelerın ızledıklerı poUtika ıçınde hava kuvvetlerine verdikleri önemi değerlendırmeye yanyan en doğru esas da, milli savunma bütçelerinden hava kuvvetlerine aynlatı ödenek nisbetldır. Son 10 yılhk ortalamalara göre bu nısbet Amerikada ^o 45, îngîltere ve ttalyada "a 40, Yunanistanda lse °o 38 dır. Demek oluyor ki, bu ülkeierde, mılll savunma butçeîertnin 1^3 taden fazlası hava kuvvetlerine tahsıs edilmelc surettyle, bu sımfa en yüksek öncelik derecesi verılmekte ve getiye kalan 2/3 den az kısmı bölüşen kara ve deniz kuvvetleri itanci pl&nda mütalaa edılmektedlr. TÜRKtYEDE SÎLAHL1 KÜVVETLER POLtTtKASl: Yurdumuzda, son 10 yılın ortalamasına göre, MilU Savnnma bütçeslnin '/« 60 ını Kars Kuvvetleri, •/. 13 tlntl Denla Kuvvetleri ve */• 17 sini Hava Kuvvetleri almaktadır. Deniz ve Hava Kuvvetlert bütçeleri toplammın iki katı Bdenegin Kara Kuvvetlerine tahsis edildigini gösteren bu nisbetlerden, Silâhlı Kuvvetler poUtikamızm karacılık esasına dayandıgı anlaşıbraktadır. Ancak, bilindigi Uaere, TUrk Silâhlı Kuvvetleri avnca Müttefık Aslreri Tardımlan İle de desteklsnmektedir Uvgulanan politikayı değerlendirmede hataya du.rme> mek içm, elbette bunlann da da Sılısmı dikkate almak gereklr. Maamafih ahnan vardımların da çoftunlukla K«ra Kuvvetlsıi ne tahsisl ve Hava Kuyvetleriud S ilâhlı Kuvvetler politlkamıa ve Hava Kuvveüerimlze venlen önem derecesinl Amerika, îngiltere, ttalya ve Yunanistandakl durumla mukayese et tığımizde. bızde sürdürülen karacılık zihnıyetine karsılık, onlarda görtiş blrligi halinde hava kuvvetlerine ön plânda yer venldığmi gbrmektevlz Onlann bu kuvvete tahsis ettikleri bütçe nısbetleri. aritmetik olarak. bizdekmin ikl kattndan fazla» bir değer göstermektedir. Pert başına düşen eayri B*O njilll hasıla ve savunma hareamalannın gay ri safi milli hasılaya oranı bakımlarından da memleketimize nazaran derece derece üstün durumda olan bu Ulkelerln hava kuvvetlerin* tahsislerinde bizımtane oranlaı görtllen nisbet fark lan, aslmda daha büyük değerler tfade etmektedir. Bu durumu daha da açıkhğa kavuşturabılmek İçin, eenel sartlar itibariyle bize yakın durumda olup, Kıbrıs sorenundan dolayı «aman zaman karşı karşrva geldlğımiz Yunanistan ile mukayeseyi blraz daha derinleştirelim. Bu Ulkede hava kuvvetlerine aynlan milU savunma bütçe nisbeti, TUrkiyedekinin 254 katıdır Pert başma düşen gayri safi mill! hasıla. btzdekinm takriben 2 5 mislidir Savunma harcamalannın Bayrt safi milli hasılaya oranı lse, Yunanistanda •» 5.2, / Türklyede H 43 tür. O halde. bu faktörlerin de hesaba katılma siyle, Yunanistinda hava kuvvetlerine verılen önem, bizim Hava Kuvvetlerimize verdlğımız öneme oranla 67 misll değer taşıyor demektir. Yunanlstanın da müttefiklerden askefl vardım al. dığmı v > bunun tahsısinde de ay » ai polltlkajı üledijlnl düşUnür ilâhlı kuvvetler politikası ve hava kuvvetlerine verilen önem bakımmdan, yukanda örnek olarak üıcelediğimia Amerıka tngıltere. ttalya ve Yunarüstan gibi Ulkelerle aramtzdakl büyük farkın baslıca nedenl, bu konuda değişik gorüş ve anlayısta olmamızdır. tzlenen polltlkalann ıfade ettiği ar.lama gore; onlar, savaşlan kazanacak ve milli gayeleri sağlıyacak esas kuvvetin hav» kuvvetleri olduğu gercegıni kesmlıkle kabul etmışlerdır; biz tse, hâl& karşımıra çıkacak hava kuvvetterinin gücünu ve tesirlerıni hesaba kat"Tksızın, sahip olacagımosı sandıgımız hava desteği altmda, güçlü kara kUTvetlerimİ2İe millî güvenhğımlz için her türlü savası kazanabilecegımlzi hayal etmekteyiz. Oysa. savasılacak dusman hava gücü kadar, desteklenecek kara ve deniz kuvvetlerinin de büyüklüğü, o nlsbette güçlü hava kuvvetlerinl gerektirmektedir. Bir çok devlet gibi, Yunanistan da hava kuvvetlertne Ön plânda yer verip, hızla1! geüştinrken, bizim, mevcut hava kuvvetlerimızin idamesine dahi yeterii sayılamıyacak sınırlı bütçe tahsısleri ve müttefık yardımları ile vetinmemiz, Yunanistana oranla sahlp bulunduğumuz kuvvet üstunlüğunü de zamanla aley himıze çevirecek ve Kıbns İle bırlıkte Anavatanın da geleceğini etküeyecek derecede tehlikeli blr tutumdur. Görümyor ki. b61gemiBlekl çeşitli tehditler bir yana, yalnız Kıbns sorunu ve bundan dolavı Yunanistanla çattsmalanm» yönünden bıle olsa artık modası geç miş katı karacılık politikasını terketmek ve hava kttvvetlerimt ze gereken öneml vermek zorundavız Bu h\:susta yarjüacak en doŞru lş, harekât ve silâh sistem leri anallzleri ile, savunmamız İçm en müessir ve en ekonomik savaş EÜCÜ terkibinl bulup, daha da pedkmeden, bunun gerektirdigi kuvvet hedefleritn gerçek le^tlrecek yeni blr silfthh kuvvpticr rmlHlka«ı karnrlastırmak ve icap eden ek mall destek de MÎLLÎ SARAYLAR MÜDÜRLÜĞÜNDEN (DOLMABAHÇE BE$İKTAŞ) l Aşagıda cin» ve mıktarı yazılı 9 kalem elektrik atnpulü (2490) Sayılı Kanunun 31 nct maddesı gereğince eksılttneye çıkanlmıstır (250 adet 220 X 40 W, 600 adet 220 X 60 W 325 adet 220 X 75 W, 1000 adet 220 X 100 W, 600 adet 220 X 150 W, 150 adet 220 X 200 W. gücündeki Tungsten flâmanh norroâl ampul, 100 adet cıva buharlı balastsız 160 W, 100 adet cıva buharlı balastlı 125 W ampul ve 1600 adet 220 X 40 W buji ampül) 3 Muhammen bedeli 37 40625 Ura olup rouvakkat teminatı 2 805.47 hradır 3 Eksiltmesî 21 Ektm 1970 güna »aat 15 00 de Mılll Saraylar Müdürlüğü îhale Komisyonunda yapılacaktır 4 Şartnamesı tstanbul'da Müdurlüğurnuzde, Ankara'da T.B. M Meclisı Levazım Miidurluğünde görülebihr 5 îsteklüenn Kanunt şekılde hazırlayacaklan tekltf mektuplannı ıhale saatinrfen bir saat evvehne kadar makbuz karsılıgı komisyon başkanhğına vermeleri lâzımdır. Poıtada gecıken mektuplar kabul edilmez İLAN (Basın: 21867/100191 HURDA (ÇEÜK PİK BUAT PiRİNÇ KONDANSE BORUSU • SARI) SATILACAKTIR LE.T.T. İşletmelerinden: 1 Yukanda yazılı hurda malzeme satışma ait teklıf mektuplan 19/10/1970 günu saat 15.30 a kadar Metrohan 4. cö katta bulunan Levazım Müdürlüğüne verüecektir. 2 Şartnameler bedelsız olarak Levazımdan alınabilir (Basın: 22000/10031) saglanarak, en kısa zamanda uygulamaya geçmektir. ditlere karsı, tnflll güvenlik ve bütünîüğümüzU her eeçen gür daha bUyük tehlikelere marus bırakmaya razı olamıyacagunız; göre, Hava Kuvvetlerimize yeteı derecede veT verecek ibövacı uygun blr silâhlı toıvvetler bün yesini orsanize idame ve aelis tlrmeyi öngören veni blr silâhl kurretleT poWlkası tesbit etmek tesirieri ozun zamanda görülebi leeeği lcln en kısa zamande uj eulamava Keçmek ve venl kur vet bünvesinin gerekt1rwep el flnansman ihtiyaçlannı karşıls mak îorunda oiduSiımuM kaJbı etmek p»r»v«r Edehiyat Faküliesi Dekanlığindan: Fakültemiz Turkıyat Enstıtüsü Kütüphauesıne bir memur ile Sosval Antropolojı Kürsüsüne bir Asıstan alınacaktırAsistanlık vonetmelı§mdeki şartlan haız isteklilerin pırecpklen vabancı dıh belırten bir düekçe ile 23 Ekım 1H70 tarıhınp kadsr Dekpnlıga müracaatlan duvurulur (Ea^m 22202/10030) Y deniz devleti glbl kavmnlann ukandaM açıklama ve lncelemelerden anlaşıldıSJ üzere havacılığın Bneminl takdir eden ulkeler. silâhlı kuvvetler po lıtikalarmı bu kuvvete öncelik verecek şekilde tesbit etml<:leT buna karsılık TUrkivede silfthb kuvvetler polltlkası karacılık P sasına tstinat ettirilerek. bu po litlka İçinde hava kuvvetlerin» vertlen de6er. kara kuvvetlert nlnklnden hemen hemen 1/4 oranmda dtlsük olmustur Bölgemlzde nula gellşen teb Sonuç S O N
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear