26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SATFA DÖBT: rCDMHÜRÎTET: 29 Ekim 1970 Yabancı basında Y sık sık kullanılan cümle LERE GELMİŞTİRJ» . BEN İDARE EDÎYORDUM GİZLİ TESKİL&TI'NI Ki 1 MUSTAFA KEMALİN BAVDAM «TAARRUZ SIRASI TÜMP S AKARYA Zaferinden sonra yabana basında yukankl cümle T9 hüküm sık sık ku.lanılıyordu. BMm Isteğlmlz de buydu. Yerll basında ve halk arasında da «Yunanlılan karsı taarruı sıraaı bizde. îatano», bu gerçekleşecek» sözlerl söylenip duruyordu. Fakat, ne zaman, nereden taarrus edaeektik? Ingiliı glzll servisinin Anadolu'daki ajanlannm edlndikleri bılgilere göre, TUrk Ordusunun taarrus güctl yoktu. lkmal kaynaklan çok dardı. Böyle olunca Ingilız askerl çevreleri kısa blr süre sonra taarruıu mumkUn görmüyordtL G«rçi tngiHrinrin tespit ettlgme göre uevrln MU "Taorruz sırası Türklere geldi,. bir taarrua basan sağlayabilirdi. Amma, Tılrk Ordusunun cep hedan yapacağı böyle bir yarma taarruzu bu tahldmat karsısmda lntinar olurdu. 1! Savunma Bakanı Kâzım Paşm, ordunun lkmal işleri içln büyiüs gayretler sarfediyonlu;; ama, onun şahst gayretl lle bu la yürümezdi. İnglliz ajanlan sunu da tespit etmişlerdi: Doğu Anadolu bölgesinde bazı kur'alar daha yenldea sllâh altına alınmıştı. Aynca, Doğu' da laşe ikmali de yapüıyordu. Aynca, EskisebJr Afyon hattına çekilen ve tabklmat yapan Yunan Ordusunun sağ kanadı Afyon'un güneyindeki sarp, geçlt vermez Ahır Dağlanna davalıydı. Sol kanat ise EsMseblr ve Kuıeyi havalisl bem dtis, hem açık arazlydi. Buradaa yapılacak Mnstafa Kemal'in kırmay gezisi U durumu yerfl • yabana b&sın, uzun uzun tartısryordu. îşte bu mralarda Gazl Paşa, yaninda devrin Genel Kurmay Baskanı Fenl Paşa, Cepbe Ku B mandanı Ismet Paşa, ötekl komutanlar ve kurmyalar olduğu halde Eskisehlr • BUecik • Sapanca îzmlt istikametinde blr kunnay gezisine çıktı. Bu dognıltudakl &rasrji, geçlt veren yerlerl, yolları ve köprüleri lnceliyor ve bur&larda askeri tatblkatlar yaptınyordu. Mustafa Kemal'in bu bölgedekl ineelemeleri ve askerl tatbı katlar tnglliz ajanları vasıtasıyla Istanbulda Bennett karargâluna ve Entelljans Servis karar gâhlanna blldirilmlşti. Ingilizlerin bu askerl istahbaraü, Bata Anadohı'daki Yunar. Ordusunun Bas Komutanına mutlaka ulaşbracaguu kolayca uüşunebllirlz. GUnler geçiyor ve Mustafa Kemal'in Bilecik Sapanca • tzmlt navalislndeki Kurmay Gezl ak ve incelemelerl derana ediyor du. Artık kimsenln supbesl kal mamıstı: TUrk Ordusunun taarruzu bu istikamette yapüacak ve hedef Istanbul olacaktı. Mustafa Kem&l ve ötekl Paşalarla Kurmayları buralarda boşuns dolaşmıyorlardı. tngiltz tstüıba ratına Anadolu'dan gönderilen raporlar böyleydi. Ve blz bu ra porlan gunU gününe elde edj yorduk. Haslafa Kemal beni İzmil'e çagırıyor rulüyot... ,„ ııiHHMiıııııııııııııııın •• ıııııın ııııııııııınınıııııın J •.•*'•••'. B M t t l i C O O O g İ M 4 konu veresim: AYHAN BAŞOGÛn; I OndÜlÜSte İSyflti U günlerde bir gece Mustafa Kemal Paşa'dan aldıgım bu sifrede görüsmek Uzere beni îanit'e çağırdığı emrediliyordu. Gazi Paşanın bu istek ve emrinl süratle yerine getirraek için nazırbğa başladım. O zamanlar Istanbul • Îzmlt arasında işleyen tek araç trendi. Fakat Izmit'e giderken yol ustündekl Tuzla Köprüsünün yansı tngilizlerde, ancak öbür yans: Milll Kuvvetlerin elinda bulunuyordu. Yani Tuzla'ya kadar olan saha îngilizlertn kontrolu altındaydı. Anadolu'ya gi den trenleri tngilizler, Tuzla Köpnlsünde mutlaka son bir defa daha kontrol ediyorlardt. Mustafa Kemal'in Gizli Teşkilâtını idare eden bir insan olarak çok tedbtrli hareket etmellydim. tzmit'e gıdebilmek çin kendimi bir köylü kılığına sokmak bana en emin yol olarak göründü. Hemen yırtık • pırtık blr köylü elbısesl ve omuzuma atacak bir heybe tedarik ettim. Birkaç gün de sakal traşı oünadım. Perlşan kıyafetU heybesi omuzunda bir Türk köylüsü olmuştum ista. FAKİR BAYKURT eefa eektiriyorsun?» demedl. bnnun Içto!» «Eferim ulan Habz!» dedi Veli dıjardan. Havana: «(Çok isine geldl tabU Kepçekulak!)» dedi Içlndcn. Ulugu} evdeydi gene. Oturuyordu. Havana otuVluguş: «Bütün kitaplan kendhıire yondun d«w ruyordu. Veli de dışarda nacak sürtüyordu. "Varuı U Hahz!» dedi. oduna gidecekti. Ama kulağı Içerdeydi. Hafızm Veli, nacağı alıp girdl lçeri: «Ulan Ulugu» kalkt» Durüye vcrdiği öğütleri dinliyordu. Ulugnsnn ikldiye bağırdı. Kalk, vallaha keserim seni! Ulan §ede bir çıkıp gelmesine sinirleniyordu. »Evi yok mu nto evln düneğin yok mu ulan? Geliyorsun bu«bu kır kahbenin! Müdeem burda! Bir gün kolunya, ven ven ven ven, boyna benim kızın zeynini b»» dan tutup farlatacam ajşaya. Kovaca» ayıp olalandırıyorsun ulan'...^ cak...» Uluguş baktı, elinde nacak, gözlerl de yuval»» «Buba hakkının ana hakkından ağır gelmesi nndan oynamt}: gibi, koca bakkı da buba hakkından agırdır. Eğeı •Xe o? Katil mi oiacan deli Vell • dedi. Naki dünyada secde iki olsaydı, birl Allaha, birl de cağa ne nttzüm? Bir sıkımlik canun var benim. An kocaya olurdu. Mâşar jrünü, AUaha itât edenleı gibi bir feyim. Al da sıkıver, tamam olsun. Kanım yalnız bir gün, bir tek gun aorguya çekllecekler. m» v»r da nacaklan geliyorsun? Kan filân kalm»İtât etmeyenler yüz elli gün! Bir de kocasma itât dı bende. Kuradum glttim. Ben geldltn burda H«edenleri sor bana Dürü! Onlara heç sorgu nıal yok ftn düüiyormn. Onun nâlet »öılerinden hıssa çıkan. anladtn mı? Onlar dogrudan doğruya cennete giyorum. Kötü blr şey ml yapıyorum?» decekler. Cenaballah ak plcamasını geylnmiş, nalınNacagı bıraktı, kaldırdı Uluguşu. Kaldırıp knlarını da dakmış ayaklanna, gbıel kıı bıyjklarmı rakladı iylce: «Seni merdivenlerden aşşa yuvarlakıvratmış, hemi de kammı felân cloyurmanıış olayacaktıra emme, vazgcçtim!» dedi. Ellerini kollarak karşılayaeak, kocaman kolnnu uzatıp açacak rmı, bacaklaruu birleştirdl. Ufacık bir çamaşır çı cennetalânın gıtanüj kapısını. «Glr kızım!» deyekısı gibi koltuğunon altma yerleştirdi, lndl merdieek.... venlerden. Avludan geçtl. Açta koca kapıyı bb? elljr. Ulupu?, tek dizinln fistüne doğruldo: •(Uydurn le. Köy içine çıktı. «Muhtaaar, ulan ırzı pınk vonun donuz herif!)» dedi içlnden. Sonra, «Allahı muhtar! Al sa köyfin delishıi!... Bir Umâber yap da Kabak Musdunun koluna aldın Hafız!» diye ba da Masâr Osmana yotla bunu. Yolla da kurtulağudı. lım ulan...» Bıraktı oraya toprağa. Dışarda Veii, (Bak bak, bak ulan koskoea kftllugus yavaşç» açıldı, toparlanıp kalktı aya» TÜn hocasına dik geliyot! İki kanş yanğına bakm» jra. Veliye bakıp güldü: «Allah senden razı olsun dan imatmn işine kanjıyor «idikll!») dedi içinden, Kepçekulakh Vell sağol!» dedl. «Kendime kal«a Hahz: <Bu dediklerimln hepsl biret ilimdlr iki saatta inemezdim buraya. Kucakladın da gettCluguş! Cenaballahı onun bunun koluna alamara riverdln, Allah razı olsun!» ben. Ben anca kitabm yazdıklanm, ılfanbı söyle. «Ulan valla kessem eamm aennazsana!»dedt, diklerini konuşurum. Kendi karnımdan uyduralçeri yürfidU Vell. mam, soyleyemem» dedl. Uluguj ardmdan bağırdı: .Vellll, ax dur heU •Eferim!.. Söyle öyleyse!. dedl Ulaguf. Veli!» •Bak tu kıı donnznn küstahlığın» !• dedi Vell Vell tapuun eşlüade durdo, ellerml beUM yeniden. koydu: «Söyle bakalım?» dedl. Ben, ben canaballahm koyduğn yüee nizamı •Nacağı eylce sürttün blledhr mi? Şu benim tnw söylüyonım ba yavnya Ulugu;! Yann yovnıel kıpanı bulamadım körolası! yamette ba dediklerimhı hepsi çıkacak. Bak kıBulsak da bir de onu bilesen bari! Evimta önfln n Dürü; bak ben sana anlatayim..^ ne, kocamm oldüğü yıl diktlğim payam fidanı bö> Dürü, yere eğik başını nsulea kaldırdt. Ananyüdti. Kocaman oldu. Dlbtode arsrz otlar çıktı. On« na baktı yan gözle. Sonra Ulugusa kaydırdı gbrülan ke^ecem a Vell!» nü. Hâfıza bakmadı. •Ulan ne sidikll avratsm be! EUnlen dut'da •Bak sana anlatayun. Blr adam varmus, yokyoluver otlan. Tırpan ne gerek ulan?» Yürüdfl •nılun biriymiş. Kansı da hâtunumnş. Cenaballah lçeri. bu avrada bü mertebe verecekmlş emme, hafif blr Uluguş kapanan kapıya baktı: «ZeylnsU dellU smamadan geçlrmek Isteyormuj. Bir gün kocasi blr dedl. «Deli noolacak?» misafir alıp gelmlj eve. Kadm kalkmi}, gayfa blşinniş. Töbe! Gayfası yokmn?, ada çayı biçirmij. Veli ynkarı çıktı: Sonra zufra çıkarrnış. Bnlgur aşı fclân blçirmlş ya«Bak Havana, bu deli karryı blr daba bu erni biliyor rausun? «Blr garpuz getir de kes bakade gdrmeyeeeğim!» dedi. «Gelmeyecek! Gelirat Iım!> demlş kocası. Avrat gidip bir karpuz getirkeserim valla. Seni de ayağımın altına alır. btt miş. «Bu eyi değil, başka getir.» demlş kocası. Kadaha çiğnerfan bak. Biliyorsun geçen gün nanl dm gitmlş, gene aynı garpuzn getirmij. «Bu da eyi çiğnedim! Komşular gellp kurtardüar. Gine öyU değil, başka getir!» Kadm gitmi$. Gbıe aynı garpuyaparım valla» dedi. zu getirmiş. Neden aynı garpuza getirip duruyor? Havana çjğnini çekrl: Çünkü yoğumnş evde başka garpuz. «Yavu, bu da «Bana ne Uluguştan?» dedl. «Cv senin, kefy eyi değil, bunu götür başka getir!» demlş gine koUluguşun. Gelirse dutar kolnndan atarsm gm«, cası. Gitmiş. gine aynı garpozu gerjrmiş. Emme deBen nasıl derim koskoea kanya gelme buraya, memiş ki «Evde baska garpuı yok!» Misaflrin yagit diye?» nmda kocasını heç mârup etmemlş. «Ba blrez eyi, «Deyeceksm! Hemi de gellrse kucaklayıp ate» çok eyi. Kes bakalım bunu!» demiş. Kadm garpuzu caksın. Bana iş btrakmayacaksjn. Sana bu kadaı kesmlş koymuş misaflrin, hemi de kocasmın önüsöylüyonım!» ne. Cenaballah bu avradı doğrndan cennete yollaŞakir Hafız araya girdl: mış Dürü! Vallaha billaha! Neden deyecek olur«Gelsin gitsin yavu, heç bakmaym. Gelsln, 1» san, çünkü kocasmı heç mâçup etmedi. «Senin etediği gibi konuşsun..» vinde garpuz kamyonlarlan mı da bana böyle eza (Arkaaı vaH ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a 42 İzmit yolunda ATDARPAŞA'dan UçÜncU mevkl bir bilet alarak omuzu heybell köylü kıyafetimle Îzmlt trenine bindim. Kısmen heyecanlı bir yolculuktan ve Ingilız kontroiunu rahatça atlattıktan sonra tzmit istasyonuna ulaştım. Istasyonda kokında Osmanlıca (AyınP, yani AJ>: A* keri Polis) yazıli pazubentl bulunan bir kaymakamın (Yarbayın) trenl dikkatle incelediginl gördtlm. Yaruna sokuldum. Pek baklı olarak Yarbay benimle ilgılenmeden trenden Inenlere d ü kat edıyordu. Yarbaya bu şey soruyormus gfbl yapârak kendimi tamttım. Mustafa Kemal Ordusunun bu ylğit askerl Yarbay, sevinçle bana bakü. Soğukkanlıhğını koru yarak: « Efendim Gazi Mustala Kemal Paşa Sapanca'da. Sizinle orada görüşecek. Vasıta hazırladık, sizi bekliyorlar. dedl Hazır bekletilen taşıta srrtınv da heybemle bindim ve hemen Sapanca'ya hareket ettik. Mustafa Kemal, Sapanca'da bir çardak alünda Fevzi ve îsmet Paşalarla oturmuş sohbet ediyorlardı. Kendüerine geldi ğim haber verüdi. Kabul ve iltlfat buyurdular öğle yemeği hep birlikte yenlldi. Ancak, yemekten sonra Gazl Mustafa Kemal Paşa, «Ekrem Bey, sizinle bana tahsis olunao evdetd yatak odasında glzli görüşeceğim» dediler. Dedikleri yere birUkte gittik. Gazi Paşa'nın yatak odası kaldığı evin üst katuıdaydı. Alt katta ve merdiven ağzında sıkı tedbir alınnııştı.' Yaverler nöbet tutuyordu. Gazi Paşa, üst kata klmseyi çıkarmamalannı tekrar emrettt Büyük Komutan Mustafa Kemal, kimsenin bulunmadığı bu görüşmede bana, daha önce bah settiğim Yunan ordusuna ait taf silâtlı harita fotokopisinl sordu ve soyle dedi: « Ekrem Bey, îunan Ordosuna ait gönderdiğiniz tafsilâtü harita rotokopisine, paşalardan ve kumandanlardan hiç Idmse inanmadı. Bu kadar tafsilâtU bir haritayı nasıl ve nereden ele seçirdiıüî?» Eskişehir Afyon nattında tah kimat yapan Yunan Ordusuna dair genis bilgiyi Fransızlardan nasıl elde ettığimizi ola,nca aynntısma kadar Inerek anlattım. HI DİŞİ BOND §Kİ SAAT SOHBA UAST&NEDB . . . BULOUM: PUOENİ*. DU... PUOEMİX'İN Miyv«S BUKİL) .E M E M "• ••" 20bO TlFFANY JONES 64 Lolita ona bir numara ver» miştl. Hatırlayabilmek için g5z lerini yumarak bir süre düşündü. Ya Paradise City 9911 di ya da 1199. Hangisiydl acaba?.. Sonuncu numarada karar kıldı... Münasebet kurduğu karfınlann telefon numarasmı öteden beri gayet iyi ezberler, bir daha da unutmazdı. On bir d"oksan dokuzu çevirdi, bekledi. öbür tarafta zil durmaksızın çahyordu, bu tarafta da Jess sabırla bekliyordu. Nihayet açıldı. Lolita'nm ta kendisiydi: «Buyurun efendîm...» Chandler, arkadaşı Mishten yana olumlu bir işaret yaparak konuşmağa başladı. Bir baritonunkini andıran kalın sesine en tatlı tonu vermiş, anlatıp duruyordu. BEŞtNCl BÖLÜM Olaydan sonrakl günün Bğlen üstünde polis şefi Terrell, gazinoda vukubulan soygunun tablosunu noksansız bir sekilde çizecek kadar bilgi toplamış durumdaydı. Her şeyi bütün aynntılart ile biliyordu. önüne gelen raporlar, telefon ve teleks konuşmaları, P.B.Î. merkezleriyle kurulan çeşitll temaslar sonucu eld'e edllen par çalar birbirine eklenmiş, baskm ve soygun bir bütün şekHnde meydana çıkmıştı. Çete mensuplannın klşllikleri de buna dahildi. Gazinodaki elektrik kontrol odasmda bırakılan sandığm üstünde ve içindeki &letlerde blr sürü parmak izi bulunmus, kıyaslama için Washington'a gönderilmişti. Gelen eevapta Mish Coüins'in fotoğrah, kimliği ve bütün sâbıkalan vardı. Servis kapısının iç tarafmdaki kapıcıya ait camll kulübede rastlanan panoak lzleri de aynı i«.leme tâbi tutulmuş, neticede bunlann Mafia'ya bağlı ünlü kaatillerden Jack Perrv'ye »it oldugu anlaşılmıştı. îhtiyar Sid Regan, Jess bakımdan bıtmlş, boşalmış gibi bir hali vardı. «Gel bakalım Beigler... Fır sattan istifade ederek durumu bir kere daha gözden geçire» lim...» Şef, biraz düşünceli görünüyordu. Lâfım sürdürdü: «Çetenin dBrt elemanı biz» ce malum... BurJardan biri öldü... Bir de beşinci var ara yerde... ölüyü blr tarafa bı« rakaUm... Diğer üçunün de nasıl birer tip olduklarını kapıcımn yaptığı tarlfe göre biliyoruz... Fakat beşind... Kimdir, neyin nesidirî... îstediğin şeye bahse girerim... Soygunu düzenleyen bu beşinci adam, bence... Kamyoneti de o kullanıyordu... Pakat blr tek Allahın kulu kendislni görmedi..; Ortalık kanşır kanşmaz ve de silâhlar patlamağa başlayınca kirişi kırdı... Şimdl aklıma ne geliyor biliyor musunî.. Suç ortaklanna madik oynamak için mi tüydü, yoksa daha önceden anlaştıkları için mi böyla yaptı dersln?.. Meselâ söyle bir plân yapmışlardır... Bir ak* 1 GARTH YARIN Gazi Paşa, «Taarruza geçeceğiz» dedi James Hadley CHASE TOrkçesi Şehbal AYGEN Chandlertn "de tarifini yapmıştı ama bu sonuncusu hakkında parmak izi ve »abıka fişi bulunamamıstı. Terrell, küme halindekl raporlan masasının bir kenanna iterek kahve kabına uzandı: «Biraz da kafamızı dinleyelım artık Joe... Kısa süreli bir istirahatl hakettik »ayılır degil mi?.» Beigler, mis gibi kokan kahvesini aldı, bir sigara yaktı . Çektiği nefesi keyifle havaya üfledi. Soygun haberinl altfığı saniyeden itibaren bir an bile boş durmamış, devamlı olarak çalısmıstı... Hem de nasıl Her AYUK MUSA SUT : 100 Krs PA6TA. 150 • S06İS: 125 : 25 • 4BMUT' So • UzüM silik mi çıktı?. Herkes hemen oracıkta başının çaresine bakacak sonra da belirli bir yerde tekrar buluşacaklar. Lewi« çahnan paranın iki buçuk milyon dolar oldugunu söylüyor...Büyük bir servet... tnsanın baŞinı döndürür... Herifcioğlunun da başı d'öndüyse arkadaşlannı yüzflstü bırakıp kayıplara kanşmıştır.» ı Beigler de aynı flkirdeydl: , «Dile kolay... ÎH buçul "lilyon dolar... Nereye götürmüş olabilir bu parayi?...» «Marcus. geç vaktt evt dönaüğünde onu bitkin vazlyet te bulmuş. Şok geçiriyormuş.. Su anda da doktor baş ucun daymış . Biraz kendine gelij konuşma veteneginl bulunca o layı anlatmış, babası da bemeı bize telefon etmiş . > (Arkası far] Bevlerbevi Eekiâm.../1OTJ1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear