26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
fiAYFAD* :CüMHDBtYET: 27 Ekim 1970 Mustafa Kemal Yunan ordusu hakkmda kesin bilgiler istiyor 22 tJSTAFA Kemal'in emrindeki bir teşkllât o l m k bis îsttnbul'da çalışırken, Afcadolu'd» da Türklüğun ölüm kalım savaşı olanca fücüylt »ürup gidîyordu. İMİ BEN İDARE EDİYORDUM GİZLİ TESKiUTI'NI Olüm Kalım savaşı Tarihln en kanh meydan tnuharebelarindea blrl olan «8akarya Meydan Mnbareberf» ni kazandıktan ıcnraki günlerdeyiz. Sakarya yenilgisindcn »onT» Yunanhlann Zakiaehir Aiyon hattına çekllip taakimata giriftikleri haberlerini alıyoruz. Gazi Paıa, tstanbul'dan öğrenmelc istediği flzh bilgiler lçin bize emlr verir veya verdirırken lüzum gördükça Anadolu harekâtı hakkında da bize aydınlatıcı bilgi ulastmyorlar*. Bütün isaretler Mustafa Kemal ordulanntn taarruza geçeceğini, öz yurdumuzda düşmanı söküp atmak için taarruz nrasınm bize geldiğini gösterfyordu, î»te bu günlerde bir cece Ankara'dan bir çlire aldık. tmza yerinde Kurmay Binbası Tevfik Bey*in adı vardı. (Rahmetli Tevflk Bıyıkoğlu, Cumhuriyet'in ilâmndan tonra Atatürk'ün G«nel Sekreterliğini yapmıjtır.) Şlfre subayımmn çözüp getir* <Hği ve Gazi Pa;a*nra çok önem11 bir hususu emrettiği telgraf bugüntu dille ye özetle «öyleydi : «Felâh Oropn Başkanhğına lstanbnl Batı Anadoln'da, Eskişehir Afyon hattına çekllerek yerleşen ve bnrada esaslı tahkimata giriştiği anlaşılan Yunan Orduso hakkında kesin bilgi edlnilmesi lüznma hasıl olmuştar.» Bu şıfreyi Mustafa Kemal Pata da lmza etmistl. Fakat, bir emniyet tedbiri Olarak Mustafa Kemal'in imzası ayrıca tifre edilmişti. Anlasıhyordu. îstenllen de, yerine getlreeegimiz görev dfe çok önemliydi. İ0 MUSTAFA KEMAL'iN MIDAt Görev kime verilecek? UNAN Ordusunun son di> rumu hakkında bllgı edinmek lçin teşkilâtta gbrev vereeeğim arkadaşı tespit yonünde, çalışmalara başladım. Bütün arkadaşlan ve imkânlannı teşkilât dışındakl ajanlanmızı bir bir inceleyıp gözden goçirdim. Aşağı yukarı sonuo olarak şu durum belirdi: ö îngiliz îstihbarat Karargâhındaki ajanınuz Pandikyan Efendi, bu hizmet için düsündüklerimden biriydi. Fakat, Yunan Birlikleri Y N • İNGİLtZLER, Bostancıdaki gizli merkezi bastıklan sırada tclgraf makinesi. dikiş makinesinln altında durnyordu. İççalcllerin çaldıfrı kapıyı. Ekrem Baydarın o gıınlerde Mektebi Fünun1 Bahriyei Şahane (Denis Harb Okulu> öğrenclsi olan kardeşi Sun Baydar açmıştı. Halen Gölcuk Tersaneslnde kılavuc kaptan olarak çalışan emekli deni* subayı Sırn Baydar, tatil gunlerinde Felâh grupunun şlfrelerinin çözulmesine de yardım A Mısırlı Handa faallyetta bn. . lunan Italyan Işgal Siyasi Mü ediyordu. Fotoğrafta, Sırn Baydar ve agabeyl Ekrem Baydar görülüyor. messilliğinde çalışan ve teşkılâ(Fotoğraf: Tulay DİVITÇIOGLU), tımızdan olan değerll bir arkadaşımız vardı: ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••aıaaııatlllllıai111* •••••• Hüseyin NaiU Bey. Fakat, o sıralazda Antalya"yı tahliye etmişler. bu bölgedeki lşgalden vaz geçmişlerdi. Baü Anadolu'da da istihbarat kuruluşları yoktu. Yalnız, Istanbul" da Karadeniz Boğazuıda, ÜskUdar'dan Kanlıca'ya kadar olan kıyı şeridini kontroUaıı altında bulunduruyorlardı. Yunan bırlik lerine dair, Hüseyin Naili Bey, belkl baa bilgiler elde edebilirdi. Ama, bu bilgiler de kesın ve doyurucu olmaktan usak olacaktı.. Q Fransız İşgal Kuvretlerl Karargâhı ile temasta olan Hi lali Ahmer Cenüyeti Başkanı Hamit Ber Fransız Komutanının şahsi dostu idi. Fakat düşündüm ki; bu arkadaş mevki itibariyle bu bilgileri elde etmek lçin bir şey söyliyemez. Fransız Komutanından isteyemezdi. Asker olmavan bu arkadaşın böyle bir istekte bulunması komutanı müşkül durumda bırakan apaçık tatsız bir olay olabilir dl. Halbuki, Fransız îstihbarat Şubesi MOdürü olan Fransız subayınm SenSİr'den (Ftansa Harp Oknlu) sınıf arkadaşı olan Yüzbaşı Kemal vardı. Daha önce de tanıtmış tun. Yüsbaşı Kemal «Fransız Kemal» diye snılan bir arkadaşımızdı, kendisi istibbaratçı oUrak yetiştirilmediği halde kısa zamanda bu yolda tarafımızdan yetiştirilmiş çok degerll bir arkadaşunızdı. Evet, Fransıa îstihrabat Şubesi MüdUrünün smıf arkadaşı olan arkadaşımız Yüzbaşı Kemal bu işl vapabillrdl. Aynca, Baü Anadolu'daki Tunanlılann işgal altmda tuttuğu her şehrimizde Fransızlar bir İstihbarat subayı bulunduruyordu. Bu batamdan Yunan ordusu ve bu ordumın EskişehirAfyon hattındakl konuşu, tabkimatı hakkında Pransızların genis bilfrlleri olması normal olarak düşünülebilirdl. Kesin olarak karanmı verdim. Yunan ordusu hakkında Gazi Mustafa Kemal Paşa"nın istediği bilgileri bize Yüzbaşı Kemal Pransız tstihbarat Karargâhından temin etmelidir. Görev yaptıracağım fcişiyi tespit etmlş ve huzura kavuşmuştum. nin Eskişehir • Afyon hat tandaki konu? ve faaüyetleri ne dair bilgiyi ondan alamı yacağunı hemen kestirdim Çünkü, Tüzbası Bennett, fngiliz Îstihbarat Karargâhınıc bu tecrübeli Başkaaı Yunar Ordusuna ait bflgileri öyle masa üzerinde açıkta bırak» cak bir istlhbaratçı değildi Pandikyan Efendi vasıtasıyla kasalarını açtınp alsak bile durumdan derhal Yunan Or dusu Baskomutanı haberdaı edilecek ve tertibatını hemen değiştirecektt Böyle olunca da hem elde ettiğimiz bilgî bir işe yaramayacak, hem de bu karargâhtaki ajanımn Pandikyan Efendi desifrf olacaktı. Ayrıca, şu hususu belirtelim, gerçi Pandikyan Efendi bizim için lunan Ordusu hakkında bazı blljiler elde edebilirdi. Fakat bu bO giler yeteTli olmayacagı gibı pek lokal kalırdı. Bu sebeplerle Tunan Ordusu hakkında elde etmek istediğim bilgiyi bu karargâhtan alamay» cağımı anladım. konu ve resim: A Y H A N BAŞOGLU endülüste isyan :ANU/Ul asSt/v< UrbâN. cSmetJe. bir İPöfcire tfCeK .yAveu1 Mİ 11 •1 ı J J \ Fl FAKIR BAYKURT 40 «Susun oturun!» dedl Hafızınki. «Bütün bunları çaresi bulunur. Yalnız paldır küldür furuşmayı bırakın. Bu yaptığınız bem sizin için kötü, heml de Kabak Musdu için. Herifin adını mı çıkaracaksınız bu gidende? Adam gözel gözel Relmiş, bakıp boyuttuğunüz kız evlâdına talip olmuş. Siz de dutturmuşsunuz şişgdbekii, mişgöbekli, bir sürü lâf. Yakışmaz bu. Tecaret sahabı adam. Onca eşi dostu, tanıdıgı var. Yarın biri götürür kuiağına koyar, çok ayıp olur. » «Kulağı kopsun!» dedi Havana. «Havana bak!» dedi Hafızınki. «Şinci bir 15t deyecem, gönlün kınlacak. Ne oluyorsun bre avrat? Cenaza mı çıkıyor evinden? Bir ha>ırlı iş bu gelip gittiğimiz. Olursa yarın bize doa edersin. Olmazsa sirinkl sizde, Kabak Musdu da orda. Hem Kabak Musdudan bize ne canım? Bu işin olması asıl sizin için eyi. Çok blrinci bir şey. Emme kafanız aksi ..» Cemalinki: «Dangır dungur konoşmaları eskiden heç bilmezdin Havana! Gelene gidene hoşgelişler ederdin. Şinci heç! Unuttun her in&anuğı. Şak. bizim de kendimize göre işlerimi» var. Evlmizin geleni gideni var. Konuşacağımou kenufup fidelim. Yarın bizim de oğlumuz, kızımız var. Bizimki sana bir komsulok. Biziın yaptığımız komşuluğa karşüık, yarın da sen bize yaparsın. Vanşına gelişim, tarana aşına bulgur aşun. Şinci bu meselemeyı kesip atalım Havana. Veli, sen de dinle. Hcrif epey masarıfa girdi. Bütün altınları, dakılan almış. Üç beşibirlik, d8rt gremis, bissürü Cumnriyet, Reşat zencir altını almış. Urbayı ne zaman göreceksiniz? Nerde göreceksiniz? Kabak Musdu diyor ya Ankarada, ya Boluda. Kızılcayı istemem diyor. Bunun gününiı bir belli edelim. Ikincisi, düğünün günü belli edelim. Yani bu iş nasolsa olacak, bir gün önce olsun, hepimiz knrtulalım. Tamam mı Havana?» Koca kapı dögftldü. «Kalk bak Dürü!..» diye dışarı bagırdı Veli. Kendisi kıpırdamadı. Uzattı ayaklarını, daha bir kaykıldı ardına. Dürü dışarda kıpırmadı. Kapı daha gür dögüldü. «Velââââ, Velââââ. .» diye de fln geldi. Veli, tt Omarın sesini tanıdı. Toparlanıp kalktı. Gitti kapıyı açtı: «Ne var ulan, ne diyorsun?» diye sordu. «CamaliD e\e kadar gel!» dedi Omar. «Birez konuşalım diyorlar.. » «Kim diyor, kim var Camalm evde?» «Musdu geldi Kayadibinden. Evciye geçecek. Görüşclim de öyle geçeyim diyorj» Hafızınki: «Yani bunları nasolsa konuşacaz. Bir an önce konuşmaoın ne »akınrası. ne dokancası var?» diye sordu yeniden. •OTBH Veli, tt Omann yanına dflsfip Cemaün eve XV. OKU HAFIZ OKU «tTrbayı Ankarada gönnek en eyisi bence!» dedi Hafız. «Benim Için tark etmez!» dedl Kabak Musdu. «DüğünOn gününü kararlaştırırsak, urba görmeye ne glln gideceğimizi, okuııtu işıni ne gün haUedeceğimizi kararlaştırmak daha kolay olur. Bunlann bepicini düğün gününden çıkaracaz!» dedl Cemal. Bir takvim çıkardı ceketinin cebinden. «Perşembeden başlatıp Bazar gtinii sona erdlrmekör tabi en eyisi. Onümuzde Cumuriyet Bayramı var. Ondan önce, ondan sonra, yada tam onun üstüne olmah bence. Daha on gflnden fazla var. Geciktirip durmanın geregi yok!» Takviml soktu cebine. «Dediğin günlerde fırtana felln gösteriyor mu takvim?» dedl Omar. «Fırtana gösteren takvimlerden değil bu. Bem ne fırtanası? Zemheri değil, hamsin degil! Gürfn başındayız daha!» dedi Cemal. «Güneşlik bir gün olsun, fırtana İstemem!» diye bafırdı Musdu. «Yaren yoldaş toplansın. Tamçalsılar turnlsnn. Irakı cofralan kurulsun. Çohık çocuk bisirttiğim et aşlarının basına o1 4uı .«uıı şöyle nohotlu mohottn, lçtrıe de bolcan sovan. Yağmur tolu istemem o gun. Gcreğirse güleş felân da duttururuz, duru bir gün olmalı düğünün olacafı gün...» «Ne diyorsun bu dediklerimize Velikul?» dedl Hahz. «Valla siı bUirsiniz. Benim başun dalgalandı birez.» «Canım Veli. bak kardasım. Sen de birem hoş dut avradmı. üz mâmele yap. Pat küt, pat küt.. Böyle el şakalannı kaldır kardasım!..» «Kanunda karı dövmenin cezası böyuk!» dedi Cemal. «Her neyse? Şinci bu işlerde anlaştık mı?» dedi Musdu. Anlastıksa, ben de ona göre porguramımı raparnn. Bin bir iş başımda benim de! Yani, düğün dernek derken, esas öteki ışleriıni de aksatamam. Kayadipli Hüsnü dürzüsflnü gine bulamadım. Oduna gitti dedi avradı. Çıktım oturdum evine. Bekle bekle bekle gelmedi! Bereket Selvere ki fazla cammı sıkmadı. Neşeml açtı çabnk. Yanl çok işim var. Ankaradan deri pevnirl istediler. Kılsız olacak. Kılsız peynir bakacam birez. Oricinal peynir maraklısı bu Ankaralılar. Küp peyniri var, ondan vereyim dedim. Getir görelim dediler. Geredenln meşşur pevnirinden alıp götürecem yann. Daha olmadı Mudurnu. Seben vanlarına kadar uzanacam. tşime gellrse bol sipariş verecem. Seben vanlarından bal da alınm bulursam. Kso eün var dedin Cnmurivetimizin bayrımına, bir daha bak bakayım şu takvime?» (Arkası var) DİŞİ BOND TlFFANY JONES T/FfiuWV SON/.AVtAElU EM BU YARİN YÜZBAŞI KE>IAL EN BÜYÜK GÖREVtN PEŞİNDE... 62 tBak evlâdım... Aynl anda iM «işi birden göremeyiz değıl ml? .. Sen önce gıt. şu arabayı kaybet... Haydi...» Chandler ufak bir tereddüt anından sonra çıku. Mish pencereye yaklasmış, o nun hareketlermi lzliyordu. Arabaya binip uzaklaşUğınl gör « • • • •• • « • • • • • « • •• V MFVLIT Kıymetli, gili v« blrlcüc varlıgımu GARTH SA.UVECDIKCE SEM ASAG.IVA !•••••••••••••••••••••»aı ebedlyete tatikabnın ddrdüncü yıiddnümü dolayısiyle aziz ruhuna ithaf editaek Ozere 28 Eklra 1970 Carşamba günO Yenimahalle beşınci duraktakl camlde ikin. di namazındao sonra okunacafc Mevlıdı gerıfe akraba, dost ve arkadaşlan Ue «mı edenlerin teşnflerl rica olunur. Eşi: EmekU Genenl Hamit Tümer Kızlan: Helek Ehnan Kâmuran Oknnnısoğliı Oğlu: Nejat Tümer Cumhurlyet 10688 FATMA TÜMEK'in da ^"'•""•••'«»•••••«•••••••••••ı•«•••••••• Doktor Operatör ürolop AYLÂK MUSA Süreyya ATAMAL SınsetvOeı « • I T A K 8 tM Tel > M tl M KOLERADAN KORUNMAK İÇİN; • Elinlzl sabunla yıkamadan ağzınıza sürmeyıniz, • Sokaktan evınıze girerken ayakkabuHzı çıkarbnız, • Evınizdeki sineğl yokedloiz. Sonra etratına Dakmdı. Masaran üstünde bir sişe viski duruyordu. Bardaga biraz boşaltıp Perry*ve yaklaştı: «Şumı ıçersenia tena olmaz. » Benld bardagı nemen kavradı, bu nefeste devirdl: «Kaltak kan.. Tabancayı nasıl aldığının. nasıl ateş ettiğinin farkına btle varamadım..» Bir süre dudaklannı yaladı, dilini damağında saklattı: «Pıstık gibiydi... Şeker ml şeker.. > Böyle söyledikten sonra gözlerl yumulmuş, tekrar kendınden geçmişti. Mish. yaralınm ter lçinde kalan yüzünü gözüntl kuruladı. Köşedeki radyoya doğru vürudü. dügmeyi çevirdı. Sonra mut fağa yöneldi. Küçük kovalardan bırine sıcak su doldurdu. bir paçavra buldu, salona döndü, yerdekJ Ran lekeierini siidi, temizledi. Koltuktaki iekelert de silmek fçin uzun uzadıya uğraş tı ama tam mânası ile muvaffak olamadı. O aralık radyodaîa caz müziği ânlden susmuştu Spikenn sesl duvuldu: «Paradise City îstasyonundan vavınladıgımız dans müzl& proşrramma ara vererek şün i di sizlere gazinoda vulcu bulan blivUk soygun konusundaki son haberlerl sunacagız. Polis, soygunctüardan üçünün tam tarifini elde etmiştir...» James Hadley CHASE rürkçesa ŞehbaJ AYGEN Bu cümleden sonttı spiker, Mishin. Chandlertn ve Perry. nim tartfinj yapö: «Bu adamlar tehlikelldlr. Çayet kendilerini tesadüfen gîV ren olursa derhal Paradise City Emniyet MUdürlütüne biidirme Udir. Telefon T777... Tekrar © • dıyoruz: 7777JI Kızgm bir davranışla radyoyu söndürdü, bir viskı doldurup tçti, mutfağa yollandı. Buzdolabı bomboştu, gıda maddelerl dolabı da tamtakır. DUsünceU bir tavırla ensest ni kaşidı. Yiyecek hıç bir şey olmadjğını farkedınce karnı büsbütiin acıkmıştı. Salona dönüp endişeyle Perry*ye bakö... Karnını barutla doldurmuşlardı.. Kurşun yag tabakasını delmiş. bağırsağını parçalamışta. Bu durumdakl bir yaralının vakit kaybetmeksİEin ve en kestirme yoldan has tahaneve götürülmesi gerektıgini Mish çok ıyi bilivordu Fakat tmkânsızdı tabil .. Lâfı bile edilemezdl. Biraz önce kendine geldığinde bir şeyleT gevelemıs, ates edenin bir kız olduğundan bahsetmişti ama, ne demek istedigini. feızın kım olduğunu anhvamamıştı Mish.« Sayıklıyordu ber balde. Bardagms viskl «SolduruTJ bir sigara vaktı Pakette sadece lkl adet kalmıstı Bildi5i hütün küfürleri hırsla sıralamava koyıUdu... YOksek sesle vapıvordu bu İşl. Yirml dakika kadar sonra ChandleT salon» eirdiglnde onu bir koituSa eömtitmUş düŞünür vazlvette bulacakta. «Yohmda Rittt mi7... «Gizledim arabayı. x Chandier'in cok bozuk çaldıgı sesinden bellivtH... dip tararmda Mr tepe. tepenin ardında oyuğa benzer bir yer buldum Orava soktum arabavı...i! diyen Jess, hep ayni kızeın ifadeyle lâfım sUrdürdO. «Dönerken aklıma ne eeldi bniyor musun Mish OmitslB bir durumdayız Her şeye boş verip otellerimize dön sek çok daha iyl olacak Bir mtktar paramız da var Ne der Mish. naberl alşlerini gıcwdataraktan dinlemişti. BOylece festival başlıyor demektl... Ve de kaçıp ksvalamaca taslı... Gazinonun servis kapısından sorumlu durumdakl şu ttöyar pöründügü kadar bunak ve man kafa d3ğilmiş meger... süuı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear