26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SATFA DÖRT: :CUMHURİYET 1 Ekim 1970 Işıkları dikkate almayan yaya ve şotörlerin vay haline Eıgun BALCl Trafik dediğin böy/e olur C KVRSDB 'yıtninlanım bir dtidtlk sesi... Karsımda neredsn bittiji belinia bir poHs memuru... Elinde de sipsak resim çeken polorald kamera. Bir yandan elindeld resmimi •allıyor, bir yandan da, bağıra bağıra bir şeyler söylüyor. Millet basunıza toplandı. Benso polista soylediklerinden bir şey aniamıyorum. Naaıl anlayayım lü?. Olay üd haftalık gezi için gittigim Romanya'da geçiyor. Bükres'te son günümde otelda hesabı ödedikten sonra elimde valizim havaalanına, gitttek Uıere dışan çıkmıştım. Taksiler otelm önündeki meydanın karşısındA. Biraz geç kal dıgım içln, aerde de îstanbulluluk w ya, sağa sola pek dikkat «tmeden karsıya geçeyim dedim... sen misin geçen?. Meğer kırmm lâmba yamvorrous ve polis o anda resmimi oakrnis. Adamm haUerinden benl karakola götürmek istodiğbü •ezinUyonım. Nitekim de öyleymis... Fransjaea bilen bir Ro> manyalı, «Si»e ceza kesecek, karakola dâvet ediyor» dedi. H l Uç&ğin da 1,5 saat kadar var. Bir sürü dil döktük, «turist» dedik, pasaportu, uçak biletini gosterdik, nihayet insafa geldi de bıraktı. Fakat ardırndan hâlâ resmi sallayıp, bir şeyler bağınyordu. Son giinü, Romanya. lılarm neden yaya geçiUerinin yarım metre bile dışına çıkmadıklannı anlanuştım. Doğrusu, Bükreş'te daha uzun süre kalsaydım, ben de çıkmazdım. çok dikkatiml çekecek noktslardan biri de bu olacaktj. Yem yesil bir tilke Romanya.. Sadece köyleri ve faılan değil, şehirleri de öyle. Adamlar bir kanş boş toprak parçası bulur bulmaz heraen bir ağaç, ya da eiçek dikmişler. Bununla da yetinmemişler, o koca koca blok apartımanlann balkonlaruu da saksı ve sarmasıkla bezemisler. Bükres'te öüellikle büyUk caddelerde çiçeksia apartıman görmedim diyebilirim. Ama bu oluşum kirni aman soğuk sakalara da yol açıyor. Bir binanın kapısı önünde durur, ya da bir kafetaryada otururken iniden •nsenizden asağı buz gibi suyun indiğini hissedebilırsiniz. Basmızı kaldırdığınızda üst katlardan birlnde yenl sulanmış çatlak bir saksıdan »ıpır sıpır damlalar aktığıru görürsünüz. Fakat yaan başında Istikl&l caddesinde 20 yaşında bir gencin tepesine koca bir balko nun düştügünü hatırladıkça, doğrusu böyle ufak tefek soğuk şakalara pek sinirlenemiyor lnsan. 4 kelime ile Bükreş B Yemyeşil R OMANYA"ya ikl hafta önce gelmiştim. lstanbul Bükreş uçakla 1 saat sürUyor. Havaalanı Bükres'ten yanm saat kadar uzakta. Genis asfaltın iki yanı da, agaç, ağaç, agaç. 15 günlülc gezim boyunca en ANA, Bukres'i dört kelime ile tanımla derseniz, tereddütsüz, trafik, blok apartıman, cadde ve yeşillik, derim. Saat gibi işleyen bir trafik, sırayla blok apartıman, geniş caddeVer, bol ağaç ve çiçek. Bunlar arasında biz Türkler açısından en göze çarpanı da trafik. Mübalâğasız, her köşe başında trafik lâmbalan ve yaya geçitleri var Bükreş'te. Ve halk, yukanda da isaret ettiğim gibi, bu geçitlerin yanm metre bile dışmdan yürümüyor... Şoforler de öyle... Stefan'ın özlemi Kt yıl sonra den mühendis diyor Stefan; sını yudumluyor. Üniversiteçıkacağım» sonra biraStefan, 23 MtlliCOgOğİM 1 konu ve resim :AYHAN BAŞOĞLU [ 1 GndÜlÜStB f$yfll. \ • DİŞİ BOND yaslarında, saçlan alnn» dtişen, zeki bakışlı bir Teknik Üniversite öğrencisi. Bükreş'in sokak üstUndeki sayısız lokantalanndan birinde otunıyoruz. Yer bulamadıgından masamda oturmayı rica etti; arkadaşlıgımız da böyle başladı. «Peki eiine ne para geçecek?» diye soruyorum. Baştnı sallıyor biraz keyifsiz: «Stajyer olarak çalıştığım dönemde (2 ya da 3 yıl; 1400 Lei (Romanya parası; 18 Lei, 1 Amerikan dolanna, yani devalfiasyondan sonra 15 T.L.*na esit), sonra 2000 Lei» diyor. 2000 Lei'nin satın alma gücü hakkında bir fikir verebilmek için bazı eşyalann fiyatlannı söyleyeyim size. Bükreş'te gördüğlim dükkânlarda bir erkek gömleğinin fiyatı 58 «Lei» ilâ 90 «Lei» arasında değişiyordu. Ayakkabı fiyatlan da 115 ilâ 210 «Lei. arasında Hazır elbiseler adamakıllı pahalı: 800 ilt 900 Lei. Yemek fiyatlan ise gayet ucuz. Kaldığım otelin lokantasmda genellikle borç çorbası. garnitürlü biftek. salaU ve biradan ibaret ÖJle yemeğim için 2022 Lei öderdim ki, oteUn Bükreş'in en buyük caddelerinden birinde, pahalı sayılan oteller arasında idl. Ama daha uoıza kann doyurabilecek lokantalar çok. Hele gerek Romanya ve gerekse Budapeşte'de çok revaçU olan (self»ervice) usulU ile, ayakta y«nen büyük lokantalar var U, buralarda köfteden balıga, tavuktan, pilâv ve tatlıya kadar her çeşit yemegi bulmak mümkün. 810 Lei (6 T.L.) verdinia mi, raükemmel karnmıa doyuyor. Ü* telik halk pahalı lokantaya da gitse kesesine uyının yiyecek bulabiliyor. örneğin, knldıStm otelin lokantası genellikle tunstlerin yemek yedikleri ve Bükres Btandardına pftre ueus sayılmayan bir yerdi. Buna reğmen öğleleri ayaklannda çizme, kasketli isçUer, ya da polis memurlan, dantel gömlekli şık Italyan turistlerinin yaruna oturup biralannı içer. sosis, ya da lahana yerlerdi. Bükres/te Athena Palace, Embassador ve Lido gibi sade Romanyahlarm değil, fakat kesesine güvenenlerin bile tereddUtle yaklasacmklan lüks birkaç turistik otel var. Ama bunlarm dışinda g(5rdüğüm kadan ile, herkes ber yere girebiliyor ve oturabiliyor. Şehrin ea büyük caddesi M»ghereu'daki kahvelerde özel otomobilli şık turistler, mahalll kıyafetleri Ue şehre inmis köyliiler, öğrenciler ve profesörler yan yana oturuyor, kahve içiyor, ya da dondurma yiyorl*r. Şık insana rastlayamıyorsunuz caddelerde, takat eski, püskü, sefil giysili kimseyi görraek de mümkün değti. • Bükreş'tekl büyük mcydanlardan blrt. Sol tarattaJd yapı kongre binasıdır. Meydan, fotografta da görüldüğü ğibi yemye«ll... Cadde re kaldınmlan teml*. blok apartunanlar da zevkli... FAKIR BAYKURT Tüylü tüylu yüzünü. s»n saçiannı, göküf 8*»'«rfni «eveyim. Ilyim yiyün! Ylyim; onu bu evin n«nımı edecem. Onu şehere götürüp kömme banyoiann içinde çimdirecem. İrterse heç ffetlrmeyeeem oralardan. Gençlik Bahçasınu» içindekl sallangeçlere bindirecem. Maraş dondurmalan alıp yidire. cem. Taksi tomafUlerinin içinde, blr Çankaya, bir BaraJ, bir Çankaya, hir Baraj, boynna gezdirecem... Cinli Kâmile de otursun borda~> •Kâmileee!» diye bağudl. •Ne var Musdu?» dedl Kâmile bulasıklarm ba' «Dilinl eMek «n« «tksnn! (Ne var Mosdn) UUn biı buyut detsln cinli cenabet! dedl içtaden. Dıjmdan btrsey demedi. Dese neye yarayacak? Olmamıj olmsmıj da îimden sonr* mi olaeak? Bekle olur! «Bir gayfa yap gel de karşıma otur. Konujacak lâfım var sana. Aı sckerli olsun. Canın Utiyorsa kendüıe de yap. Barabar içeri».. Çabuk gelsin diye bcklraaey* bajladı avr»<liKSmlle hulaşıklan boyadı beeerdi hemen. tWlik cezveyi de sürdü bir yandan. «Anam anam anaml^ çektl eğilip kalkarken. «Cavu: zızüar kotüriim etti benl daha kırkıma basmadan! Anam anam anam!..» Tepslyi bir daha sildi, bir daha kurnladı. Fincanlan parlattı. Cerveyi taşırmadan aldı ocaktan. Bir elinde tepsi, bir elinde eesve, yü. rüdü Musdonnn yanut». «Anam anam ananı!..* Once cezveyi koydu, »onra tepdyi, yere. Köpüklü doldurdu güzelce. «Su da ifter misin Mnsdn?» diye sordu. «tsterim! Bir de sn getir, keyflm tam olsun!» •Gctireyim...» dedl. «Anam anam anam!~» çekti fidip gelirken. «Anam anam anam!.^ Suyu getinli: «Al bakahm!» dedi. Musda içti: o• • s «Bir de cuvara yakayım, atej getir!» Kâmile, kmlıp dökülerek atefi de getirdL «Çök gayri koca kan!. dedi Musdu. «Otor dlzinıin dibine. Sana l&f konusacam. Cuvara vereytm mi? Hadi vereyim de yak bir tene. Biliyornm İÇmiyorsun emme jlnei ic, eyi ftüı. ViüsgeçUlerdea. Anıarikan cuvarasıdu. Zızüarma, sinlrine fsyda* sı olar...» «İçmem ben cuvara!» dedl Kâmile. «Ben cnvara içen avratlardan nuyım? Zızıma sinirime de kanşıp durma fazla. Bir ben miyim nıılı, sinirliî» «Kanştığnndan değil ulan] Lât konujacas. Blrden parlamayasm deye böyle aöylüyorom. Emme daha lâfı açmadan ağznnı bajUdın. Ulan bir akı) avratsm ki! Beri bak, vallaha yatınr keserim seni! Kıtır kıtır keserim de adın gazatalara feçer. Lifunı sağa sola çekip zeynlmi dağitma benim. Dedlklerimi eyi dinle. Ben Gökclmenden kn alıyorum!» Kâmile, yanı başma yıldınm düşmüş gibi sar. sıldı. Kahvesinden ilk yndurau alacaktı. Ell havada kaldı. Ama belli ebnedl sanıldığını. tyl kötfi içti kahvesinl. Başını yere eğiv bekledl kocaa n« diyecek. Yıllardır iyice kofalhuuniftı her baskıya küsküye. «Fena blt fcız değil. Anasj bubası asalatli, Da» mm başında fordüm biliyon mu? Anası bulgu» sermiş. Bu da biı ayva almif eline. Yiyormuj. Bak, kızma Kâmile! Valla kurrulamadun arkadaşların, ahbaplann dillnden*. «Evlen evlen evlcn!... Ba}'mm etinl yidiler: «Yeter artık her l'l Kâmile yenKemlzin başına yıktiğm! Yordun yıprattın hatnnu. Yoksul ol»an hadt neyse. Emme değilsin. Paran da var. Servetin hakeza! Lort gibi bir adamsın hamdolsun. Senln gibi adama evin içinde çlvt hanun gerek. Dul bir (elln filân alayım detne *akın!» dedUer. Alscaksan ku «1, ne görüne ıend« görsün. Kâmile yen^em «lıjrırsın gözelce. Kocalığm önünde, gençliğin sonunda bir sefa süt Musdu!» dediler. «Kefenln eebi yok arkadaj! Irakı içmedikten, tütün Içmedlkten, e*U kannın üstün* yeni bir kan •lmadıktan sonra ne yapacaksın pa« rayı?» dediler, İ«ta bSyle! ÇıUamadım sözlerinden. Seni emeklly* sevketmtye karar verdlm Kâmile t Tabil bunu zirf tenin eyilifin İçln yapıyorutn! Irftt olacaksın ömrünun burasuıda. Arkadajlar diy«rUr W, «Yengemlı o nzılan slnlrlert hep »enln kapıda buldu. Çok eziyetll bir evln var. Gelenln gidenln çt>k. Tek mvrat düny«d» döndüreme» o koca evi. Kâmile yengemizin yanına bir yardımeı sart!...» diyoTİar. Ne lamandıt töylerler bunu. Ben, de h« hı der geçerfan. Emme çek üstelediler. En son bngün Gökcbnenden geçerken ciamın başında o kızı gördüm, karanmı verdlm. Tabii ıcn de çok memnun oldun bana. Memnun oldun ki hemen gU dip lazı göreeeksin. Begeneceksln. Sonra düğün için ne hazırlık gerekiyorsa yapacaksın. Bana kal. sa düfün felân istcrnem. «mma gorum, düğün neyimis? Emme ayıp olur. Adımız böyük. Kabak Musdu dedin mi herkes ayağa kalkıyor. Devcciyle konuftağumusa kapıyı böyük yaptırmışu. Dıığüne Kelenleri eyi «çırlayacaksın. Ben de senin hatırın için tamçalgı furduıacam. Üç gün, üç gece çaldıracam. Heml Evcide, hemi Gökçimende. Çünkü ba bir kızdır. Düğün ona gerekli. Bundan sonra senl*ırât ettirecem Kâmile. Elint acaktan soğnğa çaldır. mayaeam. Otortaeam eeağın basına, yün hırkanı geydifeeem, «abah kalkınea su söyle olacak, ba böyle olacak, emirlerlnl vereceksin, o da yapa» cak!. Hipi modası S TlfFANY JONES TEFAN «nlattı: Romanyalı gençler armjmda bir ara hipiler gibi uzun saç bırmkmak modası ahp yürümUş. Sonra « ay tadar önce polis sokaklarda ne kadar uzun saçlı genç varsa toplamış, 3 numara makinayT vurmuş kafalanna. O gün bugün Romanya gençlyi hipi özentisüıe veda etmişler. Stefan yakmıyor bu oluşumdan. «Polia benim saçıma ne kanşır?» diyor. Saç uzatma, seyahat etme özgürlüğü istiyor. Bir de otomobil sahibi olmak özlemi içinde «Ama otomobil alacak parayı biriktirebilmek İçin 50 yasına kadar çalışmam gerek, o yaştan sonra otomobili ne yapayım?» diyor. Romanya'da 5 yıl önceye kadar tüm özel mülkiyet yasakmış. Fakat bes yıldan beri durum değişmiş. Bir kat ve otomobil sahibi olabiliyorsunuz artık. Yalnız öyatlar adamakılh yüksek. Küçük bir kat 100120 bin Lei dolayVarmda. Devlet, isteyen vatandaşlara taksitle kat veriyor. Ev kiralan ise ücretlerin % 15'i oranmda Otomobillere gelince: Fransız Renault firmasımn yaptığı, Romanya'da monte edilen «Daci«1300» arabalan var. Fiyatlan 70 bin Lei. Dört kapılı sade, kullanışh arabalar. Bir de Rus yapısı Moskoviçler var ki, bunlann fiyatlan daha düşük, 58 (54 bin T.L.) bin Lei. Fakat Moskoviçierden pek memnun değil Romanyalılar. cDacia» yı tercih ediyorlar. Bu otomobilleri de taksitle almak mümkün. Ama bu gibi Kşisel mülkiyet dışmda kâr getiren tüm mülki yet devlete ait. Köşe başlanndaM küçük tütüncü dükkânlarmm bile sahipligi devlette. Stefan, «Sosyalist sistemde kişinin kişiyi çalıştırması, başkasının emeğj Ue zengin olmasi kabul edilmez» diyor. Sonra devam ediyon «Fakat hiç olmazsa küçük tütüncü dükkânlannda özel mülkiyeti tanımaü.» 5 yü önee kat ve otomobil mülkiyetinin büe olmadığını ba tırlatıyorum kendisine. «Dofnı» diyor, «ZenEİnleştîkçe kendimize güvenimiz arttıkça, sistem Ama gene de kız arkadaşınJ özel arabası ile gezdirmenin, pahalı bir lokalde viski ısmarlamamn özlemi içinde Stefan Afzmı açıp sSzeflk konojmuyordu Kâmile. «Eski muhtar Camalın evine çağırtıp konujtuk, bubaııylan, İmam Şakir Hafu da varıdı. İl Omaı yoğuda yalnıs. TabU bu ilk konuşma. «Veıdim arkadas, al hayrınt gör!» demez kimse. Fakat ver. mem de demedi. Çok yumusak konuştu. Camallan Şakir Hafu da iistlerinc görev aldüar, eylce sıkı. layacaklar herifl. Basaracaklanna güvenim çok. Bnnu başardılar mi, birer laylon yağmurluk ala. cam kendilerine. Tabiî onlarınki yerlisinden olur. Benimkini çıkanp geydim önlerinde. Hafızın ağıu nın suyu aktı biliyon mu? Erlik varlığman avrat! Paran olunea elin işliyor. Elin işleyince kafan ijliyor. Hamdolnın durumnm çok eyidir, emme ginc de bir tedarik görmem sart. Sağdaki soldakl alacaklart toplayacam mahanaylan. Kayadipli Hü;nü. yü bnlacam y»nn gidlp. Yedl yüz lirayı alıp eit> U, bir daha görUnmedi. (Arkası vaı) (•••••••••••••••••••••••••lllllllllllllllllfllllllllllllllll aıniı... Görevınız, sorumluluk denen şeyi idrakten ibaret...» Lepski kaya gıbı tarafsudı: «Evet çavusura...ıı diye tekrarladı. Terrell oturduğu yerde hafifço doğrulmustu. Lâfın daha faz la uzaraasına meydan vermek 11 temedıgı ber halınden beUıydi. «Anlaştık Tom... Gıdebihr sini«... Bu gece sızden hiçbir haber çıkmamaaını candan dıU yorum...* «Ben de aynı arzuyu duyuyorum efendim...» Lepski döndü, kapıya yoneldı, açü, çıktı, kapadığı Hanada doğru yuroruk sallar gibi yaparak merdjvenlerı ındı. Charlıa diğer bir çavuşla gevezelik ediyordu: «Joe seni bufevUistagörünce nayr&n olmuştur.. İddiaya gurerim... Nesıne ıstersen...» Tanner hern böyle söylüyor, hem de hmzıı tavırlar talunarak gülüyordu. Lepski, onu yukardan aşağıya şbyle bir süzdü: «Ne zannettın ya?.. Tabıi.» Kravatını bir kere daha du«elttı, gomieğınin kol agızlarınj çekıştirdı, ceketının Juğmesıni İlikledı ve Tanner'ıo hayretten kocaman kocaman acılan gözları önünde sokaga ındı. orada bekleyerı oolıs arabasına aüadı. *•* Tara gec« varısıydı. Harry Lewıs, çalışnıa masasmm ustundekı butun Kağıtlan gozlerden bırme yerleştlrerek kilitledı. bürosundan çıku. Sekreteri de birkaç dakıka once ışmı bıtirmiş, eve gıtmıştı Şimdi Lewis, kumar salonla* nna vnip genel durumla rahav ça ilgilenemlırdı Bılhassa Cum&rteai gecelen oyun bu saatlerden sonra adamakü.ı nızlanıyordu... Aynca, bu gecenın bir özelliği daha vardı... Yenı gelen altm babalannın kıyasıy» oynayaeağı muhakkaktı. Sabahıa üçüne kadar bınncı Katta dolasacak, masalan feontrol odecek. aksaklıgın zerresme btr le meydan vermeksizln ışlerın tıkınnda gıtmesınl sağlayacak, sonra da lüks vUBsma dön«» cekti. Asansöre binip oırmr sata lndi. var) 36 «Ne olmuş yani bir sinema yıldızına benziyorsarn?.. Hem lât aramızda sana blr çey söyleyeyim mi Charlieî.. Çu anda Hollywood kodamanlanndan bi ri beni görseydi?..» Charlie önce kalın dudaklanm büsbütün kalınlaştırarak ona baktı, sonra okkalı bir kahkaha attı: «Hollywood kodamanlanndan biri şu anda seni görseydi, füm çevirmeye tövbe ederdi muhakkak... Söyle bakaüm, ne oluyorî» Yenl bir şeyler mi var?..» «Bunu bana değü şefe sor. Söylenecek gibi bir şeyse o söylesin sana...» Lepski, böyle fconustuktan sonra zarif olmasına dikkat ettiği adımlarla tersyüzü döndü, Terrell'in yanına çıkmak Uıere merdivene yöneldi. Terrell ve Beigler kendisini gördüklerinde şaşktnlıklannı belli etmemeğe çalıştılar: «Tekmil venneğe geldim efendim... Dört adamla gazinoya gidiyorum... Başka bir emriniz var mı acaba?..» Terrell'in tombul yanaklannda hafif bir tebessüm ürpermis Ü: «Bu kıyafet çok yakışmış size... Tebrik ederiro...» «Gerçekten öyle...» diye Beigler lâfa kanşü... Elblse slzin mi, kıra ile mi aldınız?..» Lepski, olduğu yerde taş kesllmisti birdenbire. Terrell telâşla araya girdi: «Ne farkeder canımT. Benim başka bir diyecegim yok Tom... Gözünüzü dört açmalıSHIIZ... Tabapcanızı aldınız mıî» Beigler'den yana dönen Lepstd, onu mânidar bakışlarla süzdükten sonra cevap verdi: «Aldım efendim...» «Lewi8 biraz telâslı nedense.. Sebebini anlayamadım. Bir şey olacağı yok ama sis gözünüzü yine dört açarsmız... Bu gece gazinoda milyonlar dö necek...» «Siz hig merak etmeyin efendim... Biz gerekenl yapanz...» «Bundan emlnia satcn... Ben saat yanma kadar burada GARTH James HadJey CHAŞE Türkçesl Şehbal Ai'GEN yım... Joe ise bütün gece kalacak... Şayet beklenmedık bir şey olursa... Sızm gibi bir arkadaşa ne yapılması lâzım geldigini söylemeye lüzum vok değil mi artık?» Lepski bir bas işaretiyle şefini onayladıktan sonra: «Sia hiç merak etmeyin efendim...» diye tekrarladı. Beigler yine lâfa kanşmıştı: «Sırtınıza hokkabazcasma blr elblse giydinİB diye siz de kendinizi oradakiler gibi müyarder sarup kumar masalanna yaklaşmak, pahalı içkilerle kafavı çekmek, kadinlara da iltifat yagdırmak hevesme kapılmayacaksuuz değil mi Tom?» Lepski bir kere dah» onayladı: «Siz hlç merak etmeyin ça vusura...» «Sonra Jamea Bond tanrlan takınmakt&n da va» geçmelisiniz Tom . Siz bir polis U.2I9 AYLÂK MUSA VARIN: 30 BİN BLOK APARTMAN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear