23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE DÖRT trol etH. Sonra, geçt! (Hrekslyonun başıııa. Kontağı gevirdi, gâvurun malı gümbür gümbür ötüyordu, gazladı... Gâvurun malı yılan gibiydi mübaıek. O dağ yolunda, kıvrıla, kıvnla öyle çıkıyordu kl... Üç çeyrek saatte Kavsar'a gelmişti. 5 0 rakundan 7 0 rakı0 0 ma ulaşmıştı göz açıp kapayanadek. Hadl îstanbul şoförieri gelslnlerdi de, kamyon direksiyonu sallasıniardı Kaz dağında. Şoför Arif, tomruk yükleme alanuıa geldiğinde, yiüdeylcller kannlannı doyuruyorlardı. Usta bir manevra İle, tomruklara yaton bir yera sokuldu. Yükleylcilere, «Kolay felsin.. Afiyet olsnn, bal, börek olsun agalar» dedl.. Ilgınlı Ahmet, «Bugün daha erkencisin abeyttn» diye »eslendl Arife.. Aril, öylo oldu demedl ama, haflfçe gUlüm»edi. Gitti, tomruklann Uzerine çöktü... TUtün tabakasuu çıkanp, bir •igara sardı ve yaktı. Mis gibi çam kokusu ve lnsanı üşütcn serinlik vardı. Sarma cigarası, kalın parmaklarındaydı. Yükleyiciler de kannlarmı doyurmuşlardı. 3 Kasım 1969 CUMHTJRÎYET Rakım 766 mctra... çınark han göründU. Birer cıgara tdp lendiriyoruz. Türkmen tbram, kimleri taşunanuş Kaz dağın» şimdiyedek. Hepslyle müştere* anılan var Türkmen t'oram'ın.Hepsi de lyi insanlar, konu#> kan... VE BİR ORMAN MASALI Iri lomruk Azrail olmuş, dörl çocugu bobasız bırakmıştı IT Y&rmış, bir yokmus diy» başlar masalımız... Sonra, sıyah önluklü, beyaa yakah çoctücluğumuzu hatırlanz. Sonra, kerpiç yapılı, basık tavaruı, duvarlan beyaz badar.alı okulumuzu. Gıcır, gıcır öten tahta merdivenlerinl, aydınlık »ımfımızı, blzlere orman masallan anlatan öğretmenimizi... Hiç ders yapmamak TB hep crman masalı dinlemek Isterdifc öğretmenimizden. Ama, na yazık kl bu istegimiz her zaman karşılanmazdj. öğretmenlmiz gür sesiyle, «Şiradl derslmiz Hsyat Bilgisi» der ve bize yenl yenl şeyler öğretirdi, Dersin bltlmine beş dakika kala tüm sınıf, tüm gücümüzl» ortalığı çırüatırcük : BALTALAR ELtMlZDB TJZUN İP BELİMİZDE BİZ GtDERtZ ORMANA HOP ORMANA... Hikmet Çetinkaya B B BAĞIŞLASINLAR ıman Karakoçak W Iş günft çalısırdı ormanda. Gündeliji üstüste 15 liraya fellrdi. 6» 1 gününün ötesinde, 5 llra fflndeli? |ine i> arardı ama bulamazdı. Halil Akçay, 17 AE 859 pl&kalı kamronun •»hlblydl. O da memnnn degildt hayatından. Ama, Osman'» göre yaşantm dah» iyleeydi. Kamyonn devriUe, klm bskardı bir daha yü«flne... Çok şeyler ıdylenmls ve çok «eyler yanlmıjtı «ORMAN INSAM» fiterine. Tualar, lstekler kâğıt üzerinde kalraış, yıflar, yıllan koTSİamıştı. Her yıl lrtatistfkler yayınlanmıştı. Istattıtiklerde neler, neler yokta 7 mllyon orman kSylüsfl re orman msanı ban çerrclerce «nçlandınlıyordn. Onlar çalıımaı, aylak gezmeyi «everlerdi. Orman yakarlar, keçi otlatirlar, kaçak odnn keserler, araa. O «jel Çftbf ?n ormanda» dentldigtnde lardı .. Elbet bonların bir nedenl olmalıydı... Orman Gcnel Mfidürlügünce, orman bakımı için Bdcnen par» her yıl 339 milyon Uraya yakındı. Ama, orman lnsanmın yıllık gellrl İse, İM Ilranın biraı fiıerlndeydl. Her yıl, 100'e yakın insan tomrak altında kalarak ölürdfl. . Aracı, tefecl ve üçkâfıtçı kerectc tflcearlan ise milyonlar vnrordu. Yilrflrlflktekl Orman Kannnn aygnl>nmas, orman lnsanı kendl kaderl ile basbasa bırakılırdı. tşte blı bu yaıı dlzisinde, bilinen, fakat yıllardır fizerinde dnrnlmayan ve es gecilen noktalan dile getirmek Istedik. Belki, orman insanının tfim ljteklerini, taaaUnnı istediklerl gibi anlatamadık. Bafışlannlar... BİR GARİP ÖLMÜŞ DİYELER Şoför Aril Tek, 400 llra alırdı ayda. Ev kirası vennezdi. Gazete okumaz, radyo dinlemez, içkl içmezdl. Hayatında ya bir kez, ya iki kea gitmişü slnemaya. «Haydi ağalar, başlayalım yüklemeye» dedi, sarma cıgarasıru lâsîik kundurasıyla ezerken. Yüklejiciler, yavaşça kalktılar ve yürüdüler... Her biri 300400 kilo agırhğındaki tomruklan en ilkel ıısul lerle yüldüyorlardı kamyona. ölümü göze alarak yapıyorlardı bu işi. Ama, onlar için öltim, ölümsüzlük müydü ne bilinmez... Bir tomruk 1 dakikada yük0 lenirdi. Aslında bu i^in lamanı yoktu. Tomruklan Kalkın Orman îşletmesine götürme lşinl Arif Tek'in .beyi» almıştı üzerine. Metreküpü 2 lira mı, 2 0 5 lira mı ne... Yükleyicüere de para\n Arif'in beyi öderdi, metreküpü 3 liramı, 4 lira mı ne... «Ha aslanun... Hop...» «Ha yiğidim hoooooop .» «Haydi, haydi geldi.. Hooop..» Tomruklar yüklenmeye başlanmıştı. Arif Tek, karşıdan sejTediyordu yüklemeyi. Dayanamadı her Eaman olduğu gibi, gitti yanlanna yardıma koyuldu. En irl tomrugu yüklemeye çalışıyorlardı. Kamyonun kasası İle toprak arasmdaki kaydırmalar esniyordu. Ha gayret diyordu içinden Arif, diğerlerine güç vermek için bağınyordu. Tam o sırada bir gürültü, bir çığlık koptu. Çekme halatı kopmuş, 45 yaşındaki, 4 çocuk babası Arif Tek o iri tomru&un altmda kalmıştı. Başı, vlicudu ezilmiş cansız yatıyordu şoför Arif. Gür.eş, kara çam ormanlarmın dallan arasında gölgeler çiziyordu.. Bir çrup yükJeyicl... Hlçbiri konıışmak lstcmez... Biraz üsteleyeceksiniı kl dudaklan aralansın. Gündelikleri 1015 lira arasındadır... Oysa şehlrde blr inşaat amelesl 25 lira alıyor. (Fotograf: İlhan ARDA) tanlı ömer efendi, gür bıyıklarıyla o>nuyordu. Günlerden 8 Temmuz 1 6 Salı idi ve Türki99 ye Cumhuriyetinin Başbakanı Süleyman Demirel, Edremit Cumhuriyet Alanından halka hitap ediyordu. Biz de, bizi Kaz dagına çıkaracak olan Türkmen îbram'uı clpinin tamirden çıkmasuıı bekliyorduk. Ve sayın Başbakan Demirel, her cümlesinl «Bunun bundan başka izah t a m yokrtur» diye bağhyordu. Kalkınh ömer efendi, «Dofru söylüyor Başbakan. Arifçik öldüğfi fle kaldı. Tok izah tarn» deyiverdi.» başka 45 yasuıdaki 4 çocuk babası Arif Tek, her sabah olduğu glbl yine erken kalkmıştı y&tağından. GUn ışımma, en azın dan ikl çajrrek saat Tsrdı. Y«r yatagında uyuyan çocuklanm teker teker öptü, lonra abdest alıp sabah namazını kıldı... Her zamanki gibl yine Tannya dua etti. Tek arzusu kam yon lahibt olmaktı. Ama 29 yüdrr el kapısında çalışırdı. Tann yürü kulum dememişti bugüne degln, belkl bundan sonra derdl. Ekmek çıtarmu geoedan ha nrlamıstı kansı. Gittl tal &olabın içinden aldı. Gölge gibl sokak kapısından dışanya süzüldü.. Aı ileride duran kamyonun kaputımu açtı, bir gtizel kon Türkmen Ibram, sıkı sıkı sarıldı direksiyona. O Kaz dağını karış, kanş bilirdl. Yazkış demez insan taçırdı. Adamın gözüne bakü mı, neyin nesi, kimin fesl anlardı. Tam 7 can, yeşil boyalı 5 model dpe ba2 kardı... Havran'dan Kaz dagını sanyorduk. Kaz dağmda koyu, koyu bulutlar, Balıkesir'e lnlyor. du. Türkmen Ibram topukluyordu... ••• lr varmı», blr yokmuş dly« baslıyor masalımız.. Rakım 800 metre. Mls gim çam kokusu... B\a glbl su.. Burası Kaı dağuun (1da d*ğı) dogu yakası. Batı yakasm da Truva savaslan olmus. Dünyanın en güzel kadını seçt ml HekabCnin oglu çoban Paris tarafından yapılmış... Truva atı, bu ormandaki agaçîa> dan yapılnuş.. Çmarlı Hanın lçinde birkag kişi. Yaban, yaban süzüyorlar bizi.. tlhan, «Bizi ormancı filân sandılar» diyor... Küçük çocuk, «Ne içeceniı?» diye soruyor. Çaylar gellyor, çaylar g t diyor... Kendimlzi tamtıyoruz, niçin, neden geldlŞimizi anlatıyoruz.. Gözler açılıp kapamyor. Çıt çıkmıyor. Sonra, tatlı blr sohbet.. Sonra eşyalanmızı bir köşeye bırakayoruz... Mis gibl çam kokusu... Bu» gibl su... Az İleride yıkılnus bir bina. îçinde çocuklar evcilik oynuyorlar zaar... Blnanın bir yüzünde kömürls İM yazı yazümış : «Ata blnmiş eşekler, millet sizden ne bekier?.» «öl Amerika...» Ilhan, binanın yazüı yürünün resmini çekiyor. Sonra kesim bölgesine doğru yöneliyoruz... YARIN: Y1LIN SEKtZ AYI BOŞ ı ( .ÜÜÎ:::::;::::: •••••«••••«••••• • •••••••••*••••• !!!!!!!!!!!!!!!! • • • • • • • • • • • • • . •..... «........•..;;...•..•• • • • • • • • • • • • • •• .....• ;........ ..:..... ... . ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::n:::::::::!:r::;!::: MODESTY BUUSE Melih Cevdet Anday ÇIKAN KISMIN ÖZETı Kentte olafcanüstü dnrnm »ürüp gitmekte, garip bir hava esmekte, faldınlar, kıyamlar, baskınlar birbirinl kovalamaktadır. Cansıkıcı, bezdirici oldnfn kadar ürkütüeü bir gelişmedir ba. Kirase yannından emin degildir. Bütün ümitler, gelmesi beklenen gizli bir emre bağlanmıştır. Bir türlü gelmeyen gizli erarl gabırsıılıkla bekleyenler arasında bir de kahvebane sahibi vardır. Çünkü saldınlar sırasında kahvehanenin büvük camı mnntazaman kınlmaktadır. Kahvect o gün, gedikli mfişterilerden biriyle bn konoda tartısırken yeğeni çıkagelir. Dnl bir kadmla evlenmek niyetindedir... Fakat dayısı, gizli emir ?elmedikçe onn dünya evine sokmanın dognı olmayacafi kanmndadır. Kısa blr lstiaareden aonra kahveet gitll emirle ilgili bir haber gelip gelraedifini 6grenmek İçin çırağını o civardaki bir gazetenin kapıcısın» gönderir. Gazetenln eonektar kapıeın, kendini kapıeıdan ziyade ranhabir «aymakta, nygnnsnx bir olay (Srdügünde «G*l de yazma» diye löylenmektedir. Çıragın lornarı öıerine bir jeyler ÖSrenmek amacıyla Idsre Müdürünün odasına glrer. Orada Tertip Dairesi Şefi, Nfîdflrl» tBrtışmaktadır. Odsda gitar meraklın müterdm F.rdal da vardı. •âam ••••••.•••• ; •••••«••••••••••••••••••••• • ••••• ••••••••••••••••••••» • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • îSiiiiîîîs •••••••••••••••••••••••••••••••» • ••••••••ıtıMıııuniHaıuınıaıl ••••••••••ı••••••• • • • • • • " • a • • • • • •• S 3 BAŞKA ÇARESI YOKMUŞ • îte böyle» dedi. «Aıiretk, Ifaribanlara yardım eder'ken sizlere ömür...» Hiç sesiml çıkarmadım. Kal TEŞEKKÜR Ankara Hacettepe Hastanesi Nöroşirurji bölümünda eşim Nebahat Kırzıoğlu'nun servikal ameliyatiyle tedavisini büyük bir hazakatle yapan: Saym Doçent Dr. A y kut EERBENGİ. Dr. Eşref TEL, Dr. Işık GÜREL, Anestezl bölümü başkanı Dr. özdemir DEMİR ve hemşire Suna Ziyal ile, emekleri ge çen bütün hemşire ve hasta bakıcılara, geçmiş olsuna gelen sayın Rektör Prof. Dr. îhsan DOGRAMACl İle eşleri ve kızkardeşlerine, yakınlanmıza, dostlanmıza, öğ retmen arkadaşlanmıza, öğrencilerimiz« ailece minnet ve teşekkürlerimizi sımanz. Dr. M. Fahrettin Kirzioflu Cumhurlyet 13231 4 Ama o anda içine bir kurt düjtü; emlr geldi d» onun haberi olmadı ise? Böyle bir durum büjük bir tâlihsizlik olurdu onun için, arkadaşlarına kar. şı da, ailesine kar?ı da rezil olurdu hiç yoktan. Birden ciddileşti. Sen dur, dedi çırağa. Yıkıla yıkıla öyle yürürdü lçeri girdl, idar« müdürünün kapısını vurdu. Kulağı iyi duymadığı için, içerden «gir» dediklerini tahmin ederek »ftı kapıyı. tdare müdürü, masasında oturuyordu; sağına düşen pencereden ikindi güneşi pencere jaluzi ile örtülü olduğu için kesik kesik içeri düşüyor, bu kesik'erden biri onun yüzüne, biri masanm 6nündeki koltukta oturan dizgi atelyesi şefinin yiizün» dizgi atelyesi şefi bu yüzden sol elini gözüne siper etmişti biri de, dipte, idare ır.üdürünün soluna dü şen koltuktaki mütercim Bay Efdal'm yüzüne dBşü yordu. Bay mütercimin kucağmda bir gitara vardı. Veü'nin içeri girdiğini kimse fark etmedi. Mütercim Efdal. iri solgun >üzlü. alt dudağı aşı ğ; sarkık, göğsü içeri çökmüş. haîifçe göbekli, bakış'.arı acıma uyandıracak kadar kederlî bir adamdı. Kentin düzeni yerinden oynadığı günlerde bir sinir rahatsızlığı eeçirrniş, bu yüzden bir yıl hastahanede yatmış. hastahaneden biraz şişmanlamiî bir halde ve bu kederü bakışlarla çıkmıstı. Basmdan geçenleri, önceleri herkese, V\r anlattığîna bir daha anla tırdı. Apartımanlann önüne sıkıştınlmı? bir gençlik grupunun arasında kalmıştı, gençlerin kendilerini ssvunacaV hiç bir araçları yoktu ellerinde. i?te bu durumda kanunsr.z baskmcılarm silâhlı sopah saldınlsrma uğramışlardı ve kaçacak bir yerlerl de yoktu. Âsayisi Yerleştirme Olağanüstü Teşküâtı mcnsupları, olana bitene seyirci kalmışlarcîi. fakat bu seyirci'erin sonradan hangi kılıea girdiklerini mü^ercim Efdal çok acı Ö&renm'.stî. Gençlerin. canlannı kıır:armak için çaldıkları kapılar açıimıyordu. Bir pivanirt arkadasının evinden elinde gitarası ile dönrreltte iken bu gnıpun arasma siriveren mü. fercim Efdal. korîoanc durumıı görerek yardım için Âsayisi Yerlestirme Olağanü^tü Teşkilâtı memurls" ri ba&ırmağa başlamıştı. Fakat karabasanlı bir d ı« gibi. hiç biri onun sesini duymuyordu sanki ^a nrıcılar onu çevirertk ellerindeki sopalarla vurTis! başladılar. Mütercim Efdal, bir ara gözlerinin o^ur.de bıcaklann parladıjhnı da gördü. O ise, ken d «rıi değil. her şeyden öncç çaîgısmı korjmak is *T" ?ti ve sopalar kalkıp irdikçe. bıçaklar gözleriı r dibinde parlayıp »öndükçe. usta bir jonglörün rr.ehareti ile, fritsrayı bir basmın üstüne. bir ayakls rin arasına. bir arka=nna. bir yamna alıyor, hem de çekilmeye çalıştyordu. Böyle dayak yiye yiye, her an öîüm tehlikesi ile burun buruna gelerek. dakı merkezine kadar geri geri sokııldu. Kendini ora va atmak son umudu idi. Fakat oraya girdiği halde saldırıcılar ardını bırakmamışlardı. Binanın içinde dSiiiiiiiiil; T i f f a n y J o n e s TIFFANY JONES ::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::".:::::::::«"«:::ÎÎ": • •»••••••••••••••••a«ıiflfl « * * * >* * ...•«....,,,.........••......••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a» aaaaa aaaaa aaB aa i aaaaaaaaaaaaaaaaaaıt a İse trtık kimden dayak yediğinl anlayamaz oldu. Asayiüi Yerleştirme Olağanüstü Teşki'.âü memurlarına. «Buraa neresi?» diye sormak istiyor fakat ağ zından burnundan boşanan ve gözlerini örtecek ka dar yüzünü kanlayan kanlar içinde onlan kıpkırmın gorüyordu. Günler sonra bir akıl hastanesinin tek karyolalı bir odasında kendine gelmiş ve ilk işi. çal gısıru aramak olmuştu. Çalgıdan kimsenin haberi yoktu. DoktoTİar, hastabakıcılar, kendine gelir gelmez çalgıdan söz açan bu hastanm büsbütün kötü duruma düştüğü kanısma vardılar. «Calgı bulunur. Nasıl bir çalgı bu?» diyerek oyalamağa başladılar onu ve bir yıla yakın tuttular hastahanede. Bir teyzesinden başka kimsesi yoktu. Onun evine gitmek üzere taburcu edildiği gün: Gitaramı verin benim.. diye yalvarrr.ıştı. Hastabakıcılardan biri de, güldüğünü gö»termemeye çalışarak: Bir daha eelişinde alırsın, demişti. Mütercim Efdal: Ben bir daha karakola gelmem, diye cevap vermiçti. Adam da: Burası karakol mu? diye sormuşru, çevresindeki öteki hastabakıcılara bakarak ve gülümseyerek. Mütercim Efdal, bunca zaman yattıgı yerin bir hastsne olduğ'jnu unutmuş gibiydi, oradan aynl» cîıktan «onra bi'e. bir süre. ha?'a aylannı bir karakolda geçirdiğini söylemişti ötekine berikine. Efendim büyük büyük ksrakollar yapmijla»; her yere... diye an!atıyordu. \erelere? diye soranlara da: Her yere îşte... diye cçvap veriyor. kentta büyük hastanelerini, bankalarını. yöneticilerin O » turdukları yerleri, büyük otelleri, elçilikleri sayıp döküyordu. Bir gün bir arkadaşma, o arkadasının oturdu» ğu apartımanm kspısından ayrıhrken: Sen bu karakolda mı oturuyorsun? diye sor« muştu. Sonra sonra bıraktı bu karakol !âfmı, blr büyük yapıyı Eösterip «Efdal bey, burasi nedir?» diye alaylı alayh soranlsra cevap vermez oldu Vm yeni bir gitara satın aldı. unutfu başmdan eeçen acı nlavları, çevirilerine ve şitaras'.na gömüldü. Mütercim EfHal. gazetede en iyi idare müdürü ile anlssivnrıhı. fdsre müdürii gerçi sar.at*an anlayan biri değildi. hele bstı müzisinden hiç hoslanmazdı. aralannda bir ruh ve kafa henzerliği vok» tu, ama Efda! bpy oda?ına eeldisincie idare müdürü 01a bir kahve fövler ve kendi işlerine d^lardı. tşte böyle zamanlarda mütercim Efdal. oturduğu yerd?n cna. yavaş bir sesle. çevirdiği ya» pıtları anlatır ve yeni oirerdiîi gitara parçalarını şurar.ndan burasından çalardı. (Arkası v»r) MEVLIT Sevgili kızım, KonuvereSim:AYHAN BAŞOĞLU || TIJMA CASüSÜ Biricik annemlz REZZAN YALÇIVın ölümünün birinci senei devriyesi olan 4 Kasım 1969 Salı güni! Aksaray Hacı Bayram Kaptanî Camiinde (Aksaray Deneme İikokulu arkasır.da) öğle namazını mütaakip okunacak mevl:di şeriîe arzu eden akraba, dost ve din kardeşlerimizln teşriflerini rica ederiz. Annesi ve çocnklan • »••»»•••• •••»•»»>•«)•• DÜRIÜİ X Tarık Z. Kırbakan: DERI 8AÇ ve ZÜHRKVİ X Hastahklan Mfitehaansi • tstlkJâl Cad Pannakkapı X No: M Tel: 44 1 71 J 0 ••••••••••»•••••••••• •••••••»•»••••!»••••••••••••••«>••••••»••••• İNGİLİZCE'YÎ ÎNGILTERE'DE • MODERN îngiltere'de Eğitim ve Bilim Dairesince tasdikii olan bu şöhretli okul, 1 6 yılında yeni bir müfredat programı uygula99 yacaktır. Hazırlık kısmından başlayarak ileri ieviyelere kadar 8 Haftalık Yoğun Ingilizce Kurslan birblrleriyle irtibatlı be? kurs haîinde hazırlanmıştır. Kurslarm baîlama tarihleri Ocak, Mart, Nisan, Haziran, Ağustos ve Eklm aylarındg olmak üzere altı dvfadır. Aynca yenilik olarak ilâve edilen «Milletlerarası Ticaret, Bankacıhk ve Iş Organizasyonu» Kursundan da yararlanmak roümkündür. Pitman Ingilizce Okulunnn Londra, Cambridge, Edinburg ve Oxford'daki 1 6 Yaz 99 • Okulları hakkmda da tafsüâth bilgi veren 1969 TILI BROŞü> • RÜNÜ ISTEYlN'tZ. Müracaat adreçi : M. Steven, B. A., PrinX elpal. The Pitman School of Fnçlish, 4 Goodee Street, Lon6 • don V I 2AQ, ENGLAND. VP PİTMAN tNGİLÎZCE OKULÜNDA ÖĞRENÎN İSTANBUL ŞEHİR BELEDİYESÎ TİYATROLARI Yeni Komedi liyatrosunda 5 KASIM ÇARŞAMBATJAN ÎTİBAREN Misafir Italyan Rejisör RENATO PADOAN'ın SAHNEYE KOYDUĞU YALANCI Biletler satışa çıkanlmıştır. Goldoni'nin «>•••••••»•••«>••••»••••»•••••••»•••••••»••>• : 3087S/13210) (Basın: 24724/13223)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear