Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE DÖRT tt 26 Kasım 1969 CUMHURİYET Türk«9*e Wr fcart atmafc oldu Taşkent'te iki yüzlülük yok....Politik eğilim kadar din de serbest,, Taşkent 'ten YENt TAŞKENT: «ATA YURDU» özbekıstan'm Başkenti Taşkent, daha doğrusu yer yer Kerpiçkent. Derken bir deprem, az ölüyle kerpiç evleri halletmiş ve «Kardeş Camlrariyet»ler kollan sıvamışlar kısa zamanda yüzbinlerl banndıran konutlar yapmışlar. Yenl bulvarlar, caddeler, tiyatro blnalan, çocuk bahçelerl ve Taşkent birden çehre değiştlnnlş. LAGMAN YEMEĞİ U SATTRLARI yazarken, açıkçası kamım acıktı ki yemekten dem vuruyorum hep'.. Ama bir nevl erişte ile yapılan Lağman yemeğıni unutamayacağım. Bdyle lezzetli yemek az bulunur. Bız Lâğman'ı başka şekilde yaparız, hani hastalanınca falan, burada ters yerden oluyor Lâğman ve lezzetli bir yeyinti oluyor. Gerçı arada bir harf farkı var ama, epey neşelendirdl sofrayı bu benzetiş. «özbekistan»ın Başkenti Taşkent yaşiı bır şehır aslında, yaşı şöyle boyle 2000 yıl falan . Eskiden Yakındoğuyla, Hındıstan ve Çin'i bağlayan kervanyolu üzerindeydi. Şimdi Afganistan, Pakıstan, Endonezya'dan gelen uçaklar Taşkent'ten geçıyor. Yeni doğan Taşkent, eskiyi yanl tajihl yoketmemiş, yenl ve eski kucak kucağa. banş içinde yaşıyor. KültUr saraylan, parklan, müzeleri, tiyatrolan ıle hareketli bir Başkent. Bunun yanısıra llim Akademisl. savısız enstittl, araştırma lâboratuvarlan, üniversitesı, yuksek politeknik, tekstil ve tanm, öğretmen okullanyla, iki müyon kltabıyla Millt Kitaphğı kl, İçinde en nadide el yazma kitaplan, 16. Yüzyıldan kalma, çinılerle bezenmiş Kukeldak medresesi, Kafaii Şaşi'nin kabri, aym asnn en güzel mimarl orneği Barak Han medresesi Taşkent'i "Isteyen ibadetini yapar9l mm AĞUSTOS 1960 günü kalI m kan uçakta nefis bır kah• • valtı yaptıktan biraz son ra. hostes komutu verdı, tablaları çıkardık ve yemek geldıl Sonra meyva sulan, maden sular: servisi başladı. Uçuyordule özbekistan Cumhuriyetıne doğra. Ortalık kararınca yeniden yemek yedık!.. Canımız sıkzlmasın diye olacak durmadan yemek veriyorlardı, bız de yapacak iş olmadığından yıyorduk. Saatlerimiz allak bullak olmuştu, ileri alıyor, gerı alıyor ve yemek saatine rastlayan zamanda da yıne yemek yıyorduk!!.. Ne zaman geceyansı oldu anlamadık, benım saat 19 30'u gostenyor, arkadaşların saatı, 23.30'u1.. Taşkent Havaalanında önce b:r sıcak karşıladı bızi, ardından kor.ukls.ri olacagımız meslekdaşlarımız. Sabah uçagında bır kışılık yer vardı. bız arkadaşımızı, bayan Yalçın ı sevketmiştık Taşkent'te ve bizden önce gıdıp daha çok goreceği ıçın Taşkent'i, biraz da kıskanıyorduk. Hakimov M:ad genç bır çevırmen, yayınevınde çalışıyor, bülbul gibl konuşuyor dıhmizi. Bavullann nakli falan derken havaalanınıran lokantasma götüruldük, orada da sofra hazırlanmıştı ve bir genç kız. personel, iskemlelerintizerindeuyuyordu, uyandınldı ve yeniden yemek yemeğe başladık!.. Sordum ba ne yerneğ: dıye, akşam yemeği imiş! Uçak'a yedık dedık akşam yemeğıni, Mıad'da çıkamadı ışm ıçınden. Uzun surdu yemek, horozlar ötuyordu ve bızler Reşat Nur.'den. Azız Nesın'den, Orhan Kemal'den, Nazım dan, Sabahattın Alı'den, Sarnım Kocagoz'den, Okfay Akbal dan Yaşar dan, Nevzat Ustun'den Rıfat Ilgazdan. Melıh Cevdet'ten konuşuyorduk. Bu yazarlanrruz yabancı yazarlar ıçınde en çok okunanlar arasır.da. Taşkent'te değıl, sanki bır zamanlarm, Babı Âlı ie Meserret kahvesindeydım' B M İAD, şlmdi Rıfat ügaz'ın «Ha Babam Sınıfunı çeviriyor. Ne var ki zor bir çeviriymış bu. ögretmenlere takılan «matrak» isimler için Miad kollan sıvamış, bütün okullara el altından haberler salmış, bğretrnenlere takılan adları tespit ediyormuş, ona gore Ha Babam Sınıfı'nın öğrencileri öğretmenleri Özbek «takıntısı» olacak ve çeviri daha tatlılaşacak. Fotoğraf, tarını ilâçlama tarih ve uygarlık kuyor. uçaklarından birini gostermektedir. Bunların her parçası Taşkent'de yapılıyormuî, uçagın önündeki arkadaşımız Fikret Otyam'dır. «Bizi anarsınız» dıye zorla ver mıstı Yusufovlar.. Bız de arabamızdakı Turk şeylerınden sunduk, fotoğraflar çektırdlk hep beraber. Kan koca kaşla goz arasmda yeni elbiselerını gı> mi^lerdı.. «Yine gelin. ev müsait, hanımlarınızı da getirin, biz severiz konuğu, yine bekleriz..» Eller sallanıyordu arabanın ardından. Bır dev kamyon, bo şalmış bır d'aireye yeni sahip getırıyordu.. Orta Asya'da gide gide devlesen, en zengin Cumhuriyetlerden bırinin baçkentinden ha valanırken ajağılarda kocaman kocaman yapılar, tarlalar, sulama kanallan, tüten ba calar görüyorduk.. Miad'ın elinde bir kitao, vur dumda patlamış, bir parçası da buraya dusmuş bir şıır kitabı.. «Insanın yürefine iniyor bn siirler.ji dıvordu Mıarf, Ahmed Ârif'ın şiırlerı ıçın. Piyes istıvordu Miad, «Gönderin piyes. kitap, kitaplar, oynayalım, çevirelim» ve defterıme adresinı yazıyordu: «SSSR Taşkent Ulitsa Nevai, 30 tzdatelstvo Gafur Galam Hakimov Miad» Adres ters de olsa bıze eort postacı buluyor sahıplerını.. Horozlar öttfyordu, kalkalım dedık. Buranın horozlan da samansız ötüyor ama, rejlmden olsa gerek kesmiyorlar falan derken, horoz seslerinin televiıyondakl bir tanm saatinden geldığlni gbriip duyunca sıcak Taşkent gecesıne, pınl pınl yıldızlı göğüne kahkahalanmıı yilkseliverdi. Peride Hanım, Bayan Yalçınia bekliyordu otelde. Fende Hanım mahalli gazetede yazar. Nilüfer Yalçın, şöyle bır dolaşayım demış, lâf atmış çapkın Taşkentiiler. Eh bundan doğal ne olabilir, ata yurdu değü ml? îlk işim MHP Genel Başkanı yanşma so DAİMİ SERGİ B Mtl«COÇOİ|lli AYHAN BAŞOGLUj CASUSU URADA da Özbekistan Cumhurıyetının kalkınmasını gosteren daimi bır sergı evi var. Traktorler, elektrık motorları, tekstü ürunleri, renklı pamuk, yemışler, meyvalar ve tanm uçakları Bu araçlardan en çok pamuk kutlusünun kabuklarını duşüren nıakinaları sevdım. Bızım pamukçular da severler sanınm. Gagarın anıtı şehrın en güzel yerınde. Mıad bızı halk bahçesine göturdu. Bızım Gençlık Parkının ağbabası falan. Her taraf Lenın ve hevkeller, çayhaneler, pe>kelerınde yeşil çay ıçen kadmlı, erkeklı gruplar, yan gele zevdı hepsı. Karpuz pazarına gıttık, kendimı Tarsus'ta sandım. Karpuzlar. kavunlar dağlar gıbı yığılmış, bır yandan cartlak cığer kebaolan. şışler, bol duman et kokulu. kbîtecıler ve karpuzlann arasmda uyuyanlar, entarılı gıysıler. Nakışlı takkeler. Medreselerde namaz, nıyaz. «Cami işi serbestî» dedi Miad «Ya komünizn. ne oluyor birarada?,» «Bizde ikiyuzlülük yok» dıye tamamladı cumlesını Mıad, «Biz de iki >üzlülük yok, hem komünistlik hem din. Isteven ibadetini japar, inancını sürdürür, kimse neden demez, ama komünist ajırır bunu, ne kanşır ne de kendi işine kanştınr.» YARIN : VER ELINI B AK Û Melih Cevdet Anday 24 Belki bızlerden daha guçlü olmamız istenebilir, kızmam buna. Sizlerin de karşı olacağınızı sanmıyorum. Ancak şu da bır gerçek ki. eleştırmenımizin belki açıkça soylemeden zayıf olduğunu ima ettığı «kentle bağlantı.ya karşın, sergilerimiz karşı yanı çıleden çıkarıyor, uzerimıze saldırıyorlar, tıyatrolarımız delırtıyor onları. kaba güce başvuru. yorlar, siirlerimızı okudukça kuşkudan hasta oluyorlar. Yaz:k ki, bu korkunç tepkiler karşısında bile biz bırleşemiyoruz Işte tam anlatmak istediğım yere Reldım. Yıvoruz birbırimızi. Bu sozleri hepsınden dıkkatle dın'.iyen Kutlu idi, hevkeltıraş Nızam sözlerini biürince onun yanından aynldı, bir cıgara yakarak düşünceli düşunceli do'.aşmağa başladı. Ama bir yandan da konuşulanları dinlıyordu. Onun bu hali heykeltıraş Nızam'ın gozunden kaçmamıştı. Kansınm arkasmdan baktı bir süre. Hevkeltıras Gonül: Birbirimizi yedigimlz smü beni rahatsız etti, dedi hevkeltıras Nizam'a. Heykeltıraş Nizam kansuu bıraktı, Gönül'e baktı. Niçin? diye sordu. Sesinden. heykeltıraş Gönül'ün diyeceklerini merak etmediği açıkça anlaşılıyordu. Ama bunda heykeltıraş Gönül'ü kücük gormek anlamı da yoktu, aklı karısında idi o anda. Çünkü, dedi heykeîtıraş Gönül. saldırılar karşısında birleşmek düsüneesi, eğer bizi sonunda onîara benzetecekse hiçbir ise yaramaz, daha kotü olur Siz demin. özü ne olursa olsun. sanatm her çesidıne karsı bir dusTianlık olduğunu söylüyordunuz. Bovlece sanst burada kendıliğinden görevini yapıyor ve rolünü o>nuyor demektir. Nedir bu rol? En azından, sa!dırıcılan kurmak istedıkleri tek sesli kentı ve kilitli kafalar topluluğunu açığa Çikarması. Bizim zayıfhğımız gıbı gorunen, gerçekte gucümüzdur Hevkeltıras Nizam: Övledır ama. dedi. yerimizi unutursak. savaşımızın bılincinde olmaz=;ak onlann ekmeğine yağ sürmüş oîmaz mıyız' Sergimızi belki yarın açacağız ve canla başla korvıvacaeız Bunun için de bize gerpkli ol?n inpncta birlp«meli deeil miyiz? Elestırmen Hulusi çulumseyerek: Brleştıricihk görevini çok iyi yspıyor Nizam. dedi. Gülümsemesi kimsenin gözünden kaçmamiîtu Kutlu uzaktan: Ama p'ılmek niye? diye seslendi. înanmıyor musunuz ona? Eleştinnen Hulusi: Yalnız birbirimize değil, dedi ciddi, dışımızda bir şeye de inanmalıyız. Bugün için nedir bu? Beklenen Rİzli emir. tşte onun için demin ressam Ulkü arkadasa. vaDitlannızda beklenen gizli emrin hiçbir izi gorünmüyor, demi;tim. Ressam Ülkü: Onu bekliyoruz ve ne olduğunu bilmiyoruz, dedi. E'.eşürmen Hulusi heykeltıraş Nizam'a baktı. Gordünüz mü, dedi, ne bekledığıni bilmıjen bir kimsenin inancı! Heykeltıraş Nizam, ressam ülkü'ye döndü. Bilmiyor sayılmayız, dedi. Ve sakalmı sıvtzladı düşünceli düşünceli Bu konuda fazla konuşmak istemedığıni belli edıvordu böylece. tşte tam o sırada Siyasetçî Ahmet girdi içerl, hızlı hızlı heykeltıraş Nızam'm yanına gpldi, koluna girdi onun. oradan ayırdı, bir köşeye sürükledi. Ötekiler önce ikisinin arkasmdan ve birbirlerme baktılar, bir heyecan dalgası geçti yüzlerinden. Hevkeitıraş: Geldi mi' diye sordu. Çok müthiş bir şey, dedi Siyasetçi Ahmet onun kulağına. Emir nri? dedi hiykettıraş Nizaıtr. ' Hayır. dedi öteki. emtr gelmedi. Gecıkti pene. Ve gecikmesi çok iyi oldu, büyük bir talıh ıla kurtukduk komplodan. Müthiş bir şey Dinle .yi dinle beni! Bütün srkadaşlara Berektiğı biçımde söyle. mühendis Fasih yoktur artık. Hevkeltıras. Nizam çok saşırmıştı. Ne demek? diye sordu. Öteki: Üç gün gazetede emri bekledik, dedi. Cok mü'hiş bir şey oldu.. Mühendis Fasih isyan etti, emre inanmadığını bağıra bağıra snvledi. «Emir yok, emir vok» d»di ve çıktı çitti Anlıvor mu=un durumu1' Bu. hiçbir sev değilse bir intihardı Fakat ben ihanet olduâvı şüphesin" Hiistiîm ilk anria. thanet olduğnna inanıvnrum Belki emrin gecikmeii de bu vüzdendir Cok dikkat etmeliyiz. Aram'zda bir hain bulundueundan kııskuds idim cnktandır. Simdi icim rahatladı. Bir hainimiz var artık. Güzel deeil mi* Ben şimdi başka arkadaslara durumu anlatmava gidiyo'um Seni vsnn eöriırum. Böyie dedikten sonra gene geldiei gibi acele aeele kapıya yollandı. O zaman hevkeltıraş N'zam arkasmdan koştu onun. kamda vakaladl. Az önce burada A.Y O T den bir müfettiş vardı. dedi durdu. Oysa. «Mühendis Fasih'i sordu» dıvecektı birden vaz geçti bunu söylemekten Evet? diye merakla bekledl. Hevkeltıras Nizam: Sergiyi bir an önce acmaya teşvik etti bizi dedi. Acaba neden dıye merak ettim Siyasetçi Ahmet: Maksadı emrin gelip gelmediğmi öğrenmektir, ü*t vanı bof söz, dedi Ve gitti. Kutlu merakla kocasmın yanına geldi. (Arka.il var) BUNDAN ÖTESİ t tınd»* ^ ••••••••••••••>• ••••••••a••••••• ••••«•••••>•••« ••••!••••••••••• BakMal »i ı • •••••••••••a••*•••••••••••••• ......»...•••••.••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• ••••«•••••••••••••••••••••••a ••••*••••••••••«•••••••••••>• iimıı •••••IIMMHIIIII II ••••••««••••••••••••••••••••* • • • • ln • • • Hi i •••••••• ••«•••••••••••••••••••••••••• gıreceğinden, b i r "Taşkent' h soforun evıne gırmekte iavda var.. Yeni yapılarda bınlerce lnsan vaşıyor. Bır evı görmek istedık, soiorumüz altı çocuklu bır meslekdasından bahsetti. ama ı=tedığımız bır apartmana gırıp seçeceğımız bir ka pıvı da çalmamızın mumkun ol tfuğunu sovledı ve Yusufov'un e\ıne daldık Bajan Yusııfov gazete satıcısı, candan ko nuksever bir kadın, bizden ya nı.. DiSer Cumhurıvetler, özbekı^tan halklarına armağan ettıler ya bınlerce apartman, onlann bir katında oturuyorlar . Hani altı çocuklu. sonra sofdr. Tam istenildıği gıbi. Vur fukarahk, yoksulluk edebıvatma.. Tıpkı bizim ev döseme zevkim z. Ortada bir masa, ustü örtu'u. Yanda bır büfe içinde kırılacak e^valar. cam. kristâl, fmcan falan. Yerde hah, duvarda keza . Koltuklar. iki radvo biri'îi portatif diğeri has met'ı Sonra yatak oda'i, kar yolalar. uzeri Özbek halk sanatırm er gürel orneklerinden.. Ko«ede televizyon.. Salo run 'anmda mntfak, bir fırın, ufak bır buzdolabı, çelık lâvaho. musluklar falan. «NE KAZANIRSIN?» u^ufov 15 gunlu£unu yeni almıs, bordTOSunu çıkardı, burusuk .. Bır takım rakamlar, arkadaslar sıkı sıkıya ıncelediler.. Fazla mesai falan. toplam 293 ruble oluvor a; lığı. «Çalısırsan, çalıstı|ın kadar para alırsın, doksan rub lelik çalısırsan o kadar alırsın.. Hanım da 90 ruble kazanır.» Yusufovlara evı Devlet vermış. «60 metrekareiik vasama sahamızda dört oda var. Depremden önce pederin eski evin de kalnorduk. Sdyle 20 metrekare falan.. Buraya ",5 ruble ddüjorum, gaza 1,5, elektrik de bir iki ruble tutnyor.. Hep si onyedi, onsekiz rubleyi buluyor.» Baian Yusufov, oğuilarıjia oğunujor, gozlerı ışılıjor anlatırken. Okuyor bebeler, juk =ek okullarda. Kend:sı ve oğulları gazetelere geçmıs, başarılarından otüru, zarflar ge tırıyor, açıyor bunları, gazete kupuılen, diplomalar, teşekkurnameler fa'an. Bu ara mut fağa dalıyor, kara çay ve de > eşil çaylar sunuyor kulpsuz mavi beyaz fıncanlarda.. P:de ler çıkartıyor, ekmekler çıka rnor ellerıyle koparıp kopaııp koyujor tabaklara, tore.erı boyle.. Sonra kııstâl birse\ler getiri>or, cam kırığı gıbi; vekpare, bu kristâlleştirılmıs bal şekeriymış, sonra kesme sekeri. Kadın çırpınıyor akşam yemeğe kalın size Özbek pılâv; yapayırn dıye.. AM.. Y istanbul Ozel Idore Kocamustafapaşa Tahsil Şubesi Şefliğinden Adı ve soyadı Mahallesi Bilinen adresi Yeni açüan yol H. Evhat Cad. iki Yüzlü Çe?me H. H. Çeşme Teceddüt Sok. Inkilâp Cad. > ••••«•••••••••a ••••••••••••••a •»«•••>•«•••••• ••••••••••••••• •ıııııııtıııııı Tifffany Jones •••••••••••• ••••••••••••••••••••••••••"•••••••;;s; sSîîî«! !Sîîîî !•••••••«••••••••A !••••« • ••••••i ••••••••>•••••••••••••••••••••••••;ÎÎ; SÎÎÎÎÎS Î!ÎÎ;Î !••••••••«••• ••••••••••••••••••••••••••••••••••;ÎS; •••••••••••.••••••••••••••••"•••••••• ••••• •••••••••••a Hesap No. Ödeme emrinin Tarihi No. Dönemi Cinsi Eyüp Durmuş Hacı Evhat mah Hüseyin Miroğlu . Abdurrahman » . Vıktoria » • Cemal tnebey mahallesi » 1 Ayşe » 1 Serife > 1 Sadık » 1 Teyfık > a Sadettin > a Nikola Emine Sadettin Ahmet Tayyar Abdullah Arım Hakkı Zıya Teyfik Ahmet Hilmi Hamdi Emin Nikola Katina Halas Çarçi MoUa Şefık Remziye Polikiremi Ninıet Selâmi > > a> > > a> a a a a I «••*••••••••••• «•«•••••••••••a •aııııııııııııı aAaaaaaaaıaaı narth ,• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •• • • • • • • «••••••••••••••••••••••«••a•••• '••••••••••••*•••••••••••••«•••«••< » • •• •••••••••••••••••••••• ••••••••••••••••**••••** •••••••• ••!• •«•«•••••••••••••••••••a ••••«•••••••••••••••••••••••••• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •••«••«••»•••••••••••••a ••••••••••••••••••••a•••••>•••••••••••>•••••••••••••••«•••••]• ^••••••••••••••••(••••••••••••l••••>•«•••••«•«••••••••••••••• » » » » » > a a I I a a Hacı Hüse;fin » > » » > a a 1 1 a » 3211 3 ?1 5 22 3212 59 38 25 '10/969 3215 • T. Hasan Paşa 38 52 » 3216 » 44 54 » 3218 > 70 59 » 3219 • » 9 60 » 3220 55 74 » 3224 K. Langa 5 80 > 3225 L. Bostan 48 120 > 3231 B. arkası 23/1 İ K > 3234 N. Kemal 31 130 » 3235 33 131 » 3236 V. Camil 61 136 » 3237 107 144 » 3239 62 146 » 3240 N. Kemal 21 200 » 3247 Langa Bostan 48/1 226 3250 ağa mah. S. Cad 343 13 27/10/969 3256 • » » t. Bey 31/33 25 » 3263 > > N. Kapı Kumsal 78 28/10/969 3282 • > > • 36/40 81 » 3285 » » Oyogosti 4/10 125 > 3404 > > Muallim Fevzi 8 195 3433 15/VI 377 24/10/969 3199 964 Arsa 3202 4/6 403 > 3203 77 405 » 3206 19 418 26 1 2 » 3210 Bır arkad"as, fncara bakıvor. «Kocam getirmisti» dıvor, «Bunların esini, bizim evde var..» Çıkartan eII"nTi?dr;riıçay fıncanları, kâğıtlara sanh.. Kocamustafapaşa Özel İdare Vergi Dairesi Tahsil Şefli^i mükeUeflerinden olup adı ve soyadlan ile verginin nevileri yukarıda yazılı bulunan mükelleflere posta ile gönderilmiş olan ödeme emirleri dairece bilinen adrederinin yanî.ş olması veya yurt dı?ınds bulunmuj olmaları sebebiyle geri gelmiş olduğundan kendilerine s ü r e ile kayıtlı tebliğ yapılmak üzere ilân tarihinden başlıyarak bir ay içinde dairemize bizzat veyî» bilvckâle müracaat etmeleri mek tupla veya telgrafla açık adreslerini bildirmeleri bu süre sonunda tebligat yapılmış sayılacağı 203213 savılı kanunun 10310B ncı maddeleri gereğınce ilâıı olunur. (Basın. 26068J 14137