23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SABİFE DÖRT tun «ayıflamıs olan anayurdun yenıden kurulması odevıvdı. Bir Osmanlı subayı, muzaffer bir kahraman olan Kemal Atatürk'ün e?siı erdemi, bunu görebllmesi ve bu ödev için kendlnden beklenen büyük cesaret Te öngörüyü göstermiş olmasıJır. Emeğin ve ticaretin hor görüldüğü, işbilir olınaniB bir «gfivur oynnn» sayıldığ: ve askerlik alanmdaki erdemlerin, kabul edilmis biricik erdem 51çüsü sayıldığl bir toplumda Gazi Paşa, bir sivil Cumhurbaskanı sıfatıyla üniformasını çıkarmış ve halkın karsısma silindir sapka ve frak'la çıkmıstı. Toplumsal sembolizmin ustası olarak Atatürk, bu yeni göriinüşü ile. Türk halkına kutsal savaşın kahramanlık çaSının 5ona erdiğini; ülkenin kalkmması ve halkın yasama sevivesinin yükseltilmesi alanmdaki çetin, âcil ve şatafatsız ödevlerinde ustalık. tutum ve çalıskanlık gibi sağlam buriuva deserleri çagının b 15 Kasun 1969 CTJMHURİYET .Türkçesi: H i l t n i Y a v u ; em karakteri icabı, hem de askerhk mesleğınden gelmiş olmanm bir sonucu olarak sert bir otokrat eğilimi taşıyan Mustafa Kemal, bütun bur.lara rağmen hukuka ve ahlâk dürüstlüğu ilkesme saygı gösterraış, siyasal ve insancıl alanlarda erdem blçülerinden şaşmamıştır. Mu=tafa Kemal'in gerçek büyukluğu. onunla kıyas edılemiyecek kadar küçuk, ama ontfan çok daha fazla gos•teris meraklısı birtakım liderlerle karsılaştınldığı zaman, olanca açıklığı ile meydana çıkmaktadır. Mustafa Kemal'in diktatorlüğü halkm, gbzetlenme korkusuyla çevresini kolladığı; kapılarınm her an polis •tarafından çalmacağı kaygısıyla dehşete dustuğu: toplama •kamplannm. sonu beili olma:yan karanlık ve tehdıtkâr bir kılıç gıbi tepede saüandığı bir thktatörluk değıldır. Gerçi devrımcı değişiklikler sırasıncfa cumhuriyeti kurmak ve korumak için kuvvet yoluna başvurulmus ve baskı tedbirîerine gidilmisti. Ama devrımci değisıkhkler koklesir kokleşmez bu tedbırler kaldırılmış ve 1926 yılındaki idamlardan sonra halkın. can güvenliti ya da özel hjrriyetler konu«unda hiçbir korkusu kaimamıstı. Rejim aleyhtan siyasal faaliyetlerın yasaklandıgı ve gazetelerın sıkı hır hukumet denetimi altında bulundurulduğu Joğruvdu. Ama bunlann dışında soz hürr:yeti oldukça genis. dergi ve H Atatürk ve Diktatörlük konusundaki yorumlar kitap basımı ise nispeten serbestti. Kemalıst rejımin taban ve tabana yakın sınıflara mensup tenkidçılerıne ses çıkarılmıyor; ama yonetıci seçkınler (elite) sınıfından biri rejimi eleştirmeye kalktı mı, eski bir Osmanlı geleneğine uyularakya valilik ya da uzak ülkelerdeki büyukelçıliklere gönderilmek suretiyle cezalandırılıyordu. Sert tedbirlere pek seyrek başvuruluyor; bu da çoğu zaman sert bir muhalefete karşı uygulanıyordu. KARŞILAŞTIRMA rtsdogn'daki öteki Muslüman ulkelerde daha sonra behren askerî rejımler, ba21 kırr.selerce, Kema'.ist rejimle >akından ilgili gorülmüş. ve bunlann Mustafa Kemal'ı ve O'nun devrimim örnek aldıkları ilerı sürülmuçtur. Oysakı Mustafa Kemal rejımi ile burılar arasında hemen hemen hıçbır benzerlık voktur. Ataturk, O bir hukumet darbesiyle sıpm isı iktıdara gelivermiş genç bır devrimci subay değıl; buyük, çalkantılı ve derin bir ulusal buhran ıçmde, ulkenin kaderine adım adım sahip çıkmaya neredey«e kendini mecbur hissetmıs bir general, bir pa«aycfi. Yepveni düşıincelere sahip olmakla birlikte Mustafa Kemal ve arkadasları, gerek statü ve gerekse alıskanhklarıyla Osn«anh yönetici seçkinler sınıfına (elite) mensuptular. împaratorluğun yıkılmasından \e Osmsnlı sülâlesinin sürgün ecılmesmden sonra bile, ne zorla boyun eçdırmek, ne de populer olmak için yaltaklanmak gereğini akıllarına bile getirmeden. halktan güven i«teme ve bu guveni alma yetki ve gucunu gostermişlerdi. Mustafa Kemal ve arkadaşları, boylece, Avrupa diktatörluklerinm ve onların başka yerlerdeki takhtlerinin yaptığı gibi, demagojinin ve zorbalığın çirkin goz yıldırma metotlarına ba«vurmadan, babaca (paterna list) bir öncülukle ülkeyi yonetmeyi başarmıslarcfı. MİLLİYETÇİ VE POZİTİVİST OSMANLI Ataı .<. aslında bir Osmanlı suba>ı, muzafter bir kumandan olduçu halde. vakti ğinde sivil bir Cumhurbaşkanı sıfatiyle uniformasını çıkarmış, halkın karşısına silindir %apka ve frakla çıkmıştı. tunluğüne, büyuk denetim ve baskı metotlanna rağmen, niçm bızzat kendı düşusünü hazırla^m ve kabul etsindı? Bu konuda çesitli gorüşler öne surulmustür. Şüphecı Turkler kı, çok şüphecıdırler bütun bunlann bir yanlış hesaptan ileri geldiğini söylüyorlardı. Onlara göre, C.HP. yönetıcılerı seçımlerin kendi lehîerıne sonuçlanacağından emmdıler. Supheciler «Eğer C.H.P. bunun böyle olscagını bilseydi. serekli tedbirlerl alırdı» diyorlartîı. Bu gerekçe, hiç şüphesiz, yüzeyde ve yetersizdır. Çünkü Türkiye'deki gözlemcilerden büyük bir kısmı, aylardanberi hür ve serbest çartlar altında yapılacak seçımlerin Demokratları buyük bir çoğunlukla iktidara getireceğinı görüyorlardı. Akıllarının almadıgı, Türkiye'de gerçekten hür ve serbest seçimlerın yapılması ihtımaliydi. Halk Partisi önderîerının, kamu oyundakı eğilimlerı bilmemelerine imkân yoktu. Üstelık 1950 seçımlerı. soyut ve kopuk bir olgu değil, yıllardan beri demokra^ı alamnda yapılan d'enemelerın sonuncusu özelliğindeydi. GERÇEK BÜYÜKLÜK Â tatürk'un gerçek buyukluğu, gerçekten buyuk olan basarılarında değildir. Onun gerçek büyüklüğu, bu ilerlemelerin bir yerde yeter, bir yerde de yetmez olduğunu anlamıs olmasında; askerî görevın bitmesinden sonra, çok daha başka bir görevin yerine getirilmesi gerektiğini gormiiş olma«ındadır. Zaferle taçlandığı 1923 yılında, önüne, b i r kumandanı yeni zaferler ardında kosmaya, ya d a milliyetçi * bir önderi yeni ihtiraslara kapılanmaya gö'türebilecek cazip f'.r^atlar çıkmıştı. Ama Mustafa Kemal, butün bunlara sırt çevirmiş, ve doğrusu. büvuk kahramanlarda az gorülen gerçekçilik. serinkanlılık ve itidalle. halkinı bu gibi hesapsız serüvenlere karşı uyarmasını bılmisti. Çıinkü bundan. sonraki odev. geri kalmıs ve uzun savas vıliarından sonra büsbu S ivasal çorüsleri ölçu=ür.cfen Mustafa Kemal, Jön Türk ideolojisinin. daha doğru bir deyimle. bu iâeoloiinin milliyetçi, pozitivist ve Batıcı kanadmın mirasçısıdır. Mustafa Kemal'in hayatında ikl inanç büvük rol ovnamıstır : Turk ulusuna olan iraneı ve ilerlemeve olan inancı. Ona göre gelecek. uygar olmava bağlıydı. Uygarlık, onun için çağdas Batı uvgarlığı anlamma gelivordu. Mılliyetçiliği olçülü. sagd'iyulu ve sağlamdı. Onun mıllivetçiliğinde başka ülkelerin hakları va da özlemlerini küstahca basamak yapmak. ya da ulusal gecmişin sorumluluklarını marazî bir biçimde recfdetmek söz konusu degildî. Birçok Teformcunun aksine Kemal Atatürk, modernleşrr.enin yüzeyde kalmasımn bir riegeri olmadığını çok ivi biliyordu. Ona gore Türkive, çağımız uluslan ara^ındaki yerini alacaksa, toplum ve kültür yapısmda temelli ve köklü değisiklikler kaçmılmaz bir biçimde gerekliydi. Atatürk'ün politikasının bazı noktalannda ne blçude basarıh olduğu, ve bu noktalarda ne ölçüd'e sağduyulu davranıldığı konusunda gorüş avnlıkları vardır : bazıları, reformların büyük kentlere ve kentli sınıflara uvgulanarak s,nırlandırıldı5ını ve bu reformların halk çoğunluğunu teşkil eden kövlü sınıfır.da büvük bir değisiklik varatmad'.ğından sikâyet ederken; bazıları da, reformlann çok kesin, sert ve âni olduğunu ö'ne sürmiisler ve bu sçrtliğin. din ve kultur geleneklerinden kopmava sebep oldVğumı belirterek, bur.un etkilerinin genc kusaklara zarariı olduğunu iddia etmislerdir. Bu iki sö'rüsten hangisi seçilirse seçilsin. Türk tarihinin en karanlık çağında Kemalist devrimin Turk halkına veni bir havat ve veni bir umut getirdiğine: halkın gücünü ve kendine olan güven ve savgısınl veniden kazandırdığına: ve onlan sadece bağımsızhŞa değil, ama ondan daha değerli ve daVıa natîir olan VıürTİvete kavusturdusuna hıç suphe voktur. YARIN. Amerikan nüfuzu Konuvere,inv.AYHAN BAŞOGLU CASUSU Melih Cevdet Anday Ve ikinci kez sarsıntı geçırdi; karanndan, dönse mıydi yoksa? llk sarsıntı, Asayışı Yerleştirme Olağanustü Teşkilâtı Direktörlüğünün kapısına gehnce olmuştu. cDoneyım.» demişti içinden, ama dönememişti. Verdıği karar, ağır b i r karardı, evet, bunu biliyordu; ama son günlerde h e r şey ağırlığını yitirmiş gıbiydi. Kötülükler hayal sımrlarım asabilir v e böylece hayalden de manılmaz, t ü m gerçekdışı b i r nitelık kazar.abilirlerdı. Düzensizlık, aklı aşan b i r d u zen oluverirdi. Küçük b i r ö r n e k ; kapıdaki m e m u r a , «öteki kasınızı da traş edin!» diyebilmelıydi ve adam da hiç şaşmamalı idi buna. Şaşacak ne vardı sanki! Şaşacak hiçbir şey yoktn. Hangı katta olduğunu sorup öğrendikten sonra A^ayişı Yerleştirme Olağanustü Teskılâtı direktorünün odasına yollandı. Kapıtfa, otomatık tüfeklerir.i çekmiş. i k i m e m u r bekliyordu. Onlardan birine: Direktörü goreceğim, dedl. Memur, kad'.nın yüzune bakmadan, b i r eliyle arka=ındaki kapıyı a ç ı p : Gırin, dedi. Girdıği yer, küçük b i r bekleme odası i d i ve içeride kimse yoktu. Duvar k e n a r m a dizıimiş iskemleler, b i r maroken kanape, dipte ü s tü bomboş metal b i r masa, b ı r cıgara sehpası. Cıgara sehpasının üstündeki tabladan y a n a r bir cıgara, örtunün ustüne düşmüstu, ortüden dumanlar çıkıyordu. Kadm seğirtti, cıgarayı ortüden alıp tablada söndürdu, brtüyü bastiTdı. Cıcaravı t u t a n parmaklarını etekliğine sildi. (Kım bilir kimin t u k r ü ğ ü d ü r dive düşündü, sonra dfa, şunun y a da bunun tukrüğü olma=ı önemli değil, sadece t u k r ü k olması yeter dedi kendi kendine.) Nasıl da sakindi simdı Oysa az sonra Asa>ı^i Yerlestirme Olağanustü Teşkilâtı direktorüne açacağı konu, kaç kez çıldırtacak gibi olmustu onu. Ama başka çaresi yoktu. G u r u r u n u yıkmalı idi. Pencereve do§ru yürüdü. Artık iyice ba«mıs olan karanlığı tarayan projektorler damları aydınlatıyordu. O avo*ınlanmalar sırasında kadın, karşı damların uzerinde makineh tüfekler gdrdu. Derken damlara «ürünürcesine b i r uçak geçti, düşünüvormus gibi. Çok geçmeden de, dikis makinesi sesıne benzer b i r sesle b i r helikopter. «Çok gürültülü b i r kent oldu b u rası.» diye düşündü. Kısa b i r süre sonra, direktörün oda kapısı açı'.dı. içeriden üç m e m u r geri geri çıktılar; daha kapıyı kapamadan, içlerinden biri kadını gordü, görünce gerdanını çıkardı. Direktörle m i görüşeceksmiz? diye sordu. Kadın: Evet, dedi. Kapıyı açık t u t u p b u y u r ettiler. Kadın içeri girdi. ötekiler kapıyı dısandan kapadılar. Direktör odanm t a m ortasıno*a, ayakta i d i . Oda nedense ıyı aydınlanmamıştı. Kaüın gozlermı kıstı bu yüzden. Direktör: Ne ıstıyorsunuz? dedi. Kadn: Sizinle görüsmek lstıyorum, dıye cevap verdı. Asayişl Yerleştırme Olağanustü Teşküâtı direktörü bıraz sertçe: Izm kâğıdınız var mı? dıye sordu. Hayır, dedi karfın. Dırektör: Izın kâğıdı sormari.lar mı size? dedi. Hayır, dedi kadın Direktör bır süre düşündü, kadını süzdü, çenesım kas^riı, sonra koltuğu gostererek: Buyurun, dedl. Kadın oturtfu, nedense direktörün de otur* masını ıstedi içınden ve o anda bır kez daha sarsıldı: Kaçıp gitmelı mıydı voksa? Kaçabıhr miydi? Olamaz. Tutarlar, çevinrler. gene getirirler Asayisi Yerleştirme Olağanustü Teşkilâtı direktörünun karsısına ve o zaman durumu kim bilir ne kadar kötü olur? Nelerden kuşkulanırlar, nasıl soru yağmuruna tutarlar onu! Ve en kötüsu. sımdi söylemeyi düşünduğü şeye de inanmazlar. Yoksa şimdio"en başka biT konu mu bulsa? «iki gecedir pencerelerim kurşunlanıyor, uyuvamıyorum, bir nöbetçi kovun bizım sokağa » Evet, böyle bir şey söyliyebilir. ama sonra, eve dönünce yeniden içme düseceği ijkenceyi düsününce, bu gibi geçicı, korkakça çarelerin yetersizliği ve güçsüzlüğü derin derin sızlattı vüreğınl Kökünden çözmeliydi vaşamının sorununu. Asayisi Yerle«tirme Ola§anüstü Teşkilâtı direktörü, arkası kadına dönük, duvarda asılt duran bir haritavı uzun bir süre ıncelerfikten sonra, masasına geçti, oturdu. Sızi dinlivorum. Yası kolayca kestirilemeyen adamlardandı direktör ve sanki bundan ötürü, mesleeinde benzeri olmavan bir basanva erışmıscesine gurur duyuyordu. (Ya da kadına öyle geldi) ve butün dünyavı bır daha değismemecesine diızene koymuş da artık hiç bir korkusu kalmamış gibi gözlerini kapah tutuvoTdu. (Ovşa kadın o sırada tabancasmı tabancası voktu ya çıkarabilir ve direktörü basit bir çılgınlıkla vurabılırdı.) Demek direktör kendini herhangi bir saldırıya uğraması nedense olanaksız biri gibi görüvordu; onunla karşılaşan ancak geriler, korkar, sinerdi; yaradıhsındakl, o*oğusundaki dırektorluk cevheri veriyordu ona bu gücü. Kadın sakm bir sesle: Beni bir geneleve yazdırmanızı ricaya geldim, dedi. Direktör bos bulundu. düsünmeden: Genelevlerin kapatıldığını bilmivor musunuz? deyiverdı. Sonra, kendme gelcfi, bır şaşkınhk geçirdi, uzun uzun baktı kadına. (Arkası var) KEMAL'DEN SONRA KEMALIST CUMHURİYET nstafa Kemal'den sonraki Kemaüst Cumhuriyetın, demokrasi alanınria beîki de en öneTnli olavı. 1950 mayısında yapılan, gerçekten hür ve serbe^t seçimler ve bılnun sonucunda muhalefetin iktidara gelmesidir. 14 Mayı<; günü Türk halkı sseçim sandıklarının basına gitmis, ve 8 5 milyona yakın seçmenden yüzde 88'i oy kullanmıstu Bu «eçimler «onucunda kurulan Mecliste D.P.'nin 408, C.H P.'nin 69, Millet Partisi'nin 1, ve bagımsızlardan da 9 milletvekili vardı. 27 yıllık kesıksiz bir idareden sorra C H P. iktidarı teslim ediyordu. Peki ama. Halk Pariisi, uzun ve rakipsiz üs M • • •• • • • • • • « • • • • • • •••••••a> •••••• •» • • • • • • • • • • • • I ' • • • • •• • • • • • • • • • • • aa•«•••aaa*«a«a*W •• «••• ••••• •• •• •• •• •• •• • • • • ••••• ••• ••••••••••••••• •«•••aaa*«a«a*W • •«•••• « •••• •• •• •• •• •• • • • « •• ••• •« ••• •• •• •• •• •• •• • • « • • ••• '••••••••••••••«••••••IM • ••• ••••• • ••ı u a ı i M i ı '••••••••••••••«••••••IM • • •• • • »» • • • • • •• • • • • iMiuaıiMiı ••• • •• • • • • •• • • ••••tMiııııtıı«tıııııııııtııııat«ı«tfiııiBiaıtıtifiaaıt«ıtı«tı««ıtıııııııııift«ıt«ı •••••••••••••III «••aaaaaaaaaaaaı aaaaaaaaaaaaaaaı aaaaaaaaaaaaaaaı GartK >••••••••>••#•••••••••••«••••••••••••••••>•••••••••••••«•••••••••••••••••••••••«•••••••»«••••••, '•••••«•••••••••••••••••••••••»••••••»•••••^•••••••IIIIIIIIIIIIIHIUllllllMIIIUtllllllll' • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • « • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • «l • • • • • • • • • • « • • • • • ( • • • • • • • • • • • • • • ( • • • • • • • • • • • • • tl mmm99mmmmmmmmmm»mmmmmm»mmmmmmmmmmm*9m»»9»»maa»9mmmmmmmmmmmmmm9ummmmmmmmmmm*mmmmm9mmmmmmm^um TC. Devlet Demiryolları İşletmesi Merkez Ahm ve Salım Komisyonu Reisliğinden: Sıvas Demiryol Fabrîkalanmızda imâl edilecek 400 adet UICK K V vagonu için V 65870 adet çam kalas satmalınacaktır 1 Yuksnda miktan yazılı malzeme kapalı zarî usulü ile eksütmeye konulmuştur 2 Tekliflerin en geç 3'12/1Ç>69 Carşamba sünü saat 15, e kadar Ankara'da Genel Müdürlük binasmdaki Malzeme Dairesinde toplanan Kornisyonumuza gelmiş veya verilmiş olması şarttır. 3 Bu ise ajt şartnameler TCDD'nin Ankara'da Merkez. İstanbul'da Sirkeci, tzmir'de Alsancak. Adana'da tşletme. Eskişehir Sivas ve Adar>azar'ında Dmv. Fab. lan veznelerinden 25 TL. mukabilinde ternin edilebilir. 4 TCDD ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen yapmakta ve tercih ettigi talibe yapmakta tamamen serbesttır YURT tÇt DOKTORA BURSLARI Türkiye Bilimsel ve Teknık Araştırma Kurumu, müsbet büimlerin temel ve uygulamal: dallannda öğretim yapan fakülte ve yüksek ofcul bölümlerinden mezun olup; yurt ıçinde matematik, fizikl ve biyolojik ilimler, mühenrJislik. veterinerlik ve hayvancılık, tan m ve ormancılık ile ilgili konularda doktora ve tıbbın temel bihm dallannda akademik bir konuda ıhtisas çahşması yapmak ısteyenlere ayda brüt 1.000. T.L. uarsılıksız destekleme bursları verecektir. Burslann dağıtımı için aşagıda sartlar konulmuştur. A. Türk vatandaşı ve 30 yaşını eecmemis olmak. B. Bir üniversite ve vüksek okulu bitirmiş olmak ve doktora çalışmasına fiilen başlamıs bulunmak ve bunları resmî belgeler ile tevsik etmek. C. Yeri ve tarihi ilerde bîldirilecek seçmt sınannda başan göstermek. D. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kummu Doktora müracaat fonnunu (TÜBtTAK • BAY • Form D • 1 68? doldnrulup gerekli belgeler ile beraber aşağıdaki adrese en geç 7 ARALIK 1969 jrönüne kadar EÖndermiş olmak. Pormlar Kurum adresinden şahsî müracaat ile değil. valnız yanlı müracaat ile en geç 29 KASIM L969 saat 13Oü'e kadar istenebiHr). îlgilenenlerin gerekli form İçin, Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Bilim Adarru Yetişürme Grubu Sefcreterliği, Bayındır Sokak No 33'6 Venişehir/ANKARA adresine müracaatlan Hân olunur. fPostadaki gecüorpler dikkate alınmaz) (KKİM 19B8) t B a s ı n : 25297/13733) TURKIYE BİLİMSEL VE TEKNIK ARAŞTIRMA KURUMU TURKIYE BİLİMSEL ve TEKNIK ARAST1RMA KURUMU LİSE BURSLARI TUrkiye Bnimsel VB Teknfk Araştırma Kurumy Llse 1 tnd ve Fen 2 nci sınıflannda okuvan kaabiliyetll ögrencılere karşılıksız 250 TL. destekleme burslan verecekttr. Müracaat şartlan ve müracaat formlan Lise Müdürlüklenne eönderllmistlr îlgilenenlerin en geç 14 Mart 1970'e kadar Lise MüdürlÜKlenne müracaat etmeleri duyurulur. (Basin: A. 1775924735.13730) llllllllllllllüllllllllllllllllülllllll
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear