Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE ÎKJ 50 ETMI 1968 CÜMHURtI B T ••••••••••••• ••••••»* Süfle bulaşan tıastalıklar Prof. Dr. Ekrem Kadri UNAT CKEHAHPAŞA TIF PAKÜLTESt ÖÖRETİM ÜTESİ nsanm tabH gıdalarmm en tnnkenmıeH MK yılan süt, bir çok mikroplann yasamam ve ttremesi içüı de uygun bit besiyeridir; bu sebeptan gerekll tedbirler alnunazsa insan saglıgına çok zararlı blr duruna felebllir. Hastalıksu bir hayvanın memesindekl fftt mikropsuzdur; fakat bona viieuttan çıkarken n e me başına yakm borucuklardan bir kaç mikrop kansabilir. Hâlbaki bir çok hallerde bir yodum sütteki mikrop aayın bütün dünyadaki insanlılAnn sayısindan daha fazla olabilmektedir. Süt, baslıea fu tarzlarda mikroplanır: Q Veremll, brusellozlu, Q hummalı... nemesi tltihaplı hayvanlann sütlertne ba ttfıklan yapan mikroplar geçebilir. veyı haj IKILI ve SILAHLI • S •••• •>•« •••• • >•• •••• «••• :::: Geçmiş zaman olurkL Hayalı cıhan değer.. dedim elimdeki bir kitabın sayfalann» bakarak. Elimdeki kitap Ismail Arar'ın çok yararlı bir derlemesldir. 3 Mayıs 1920 günü Büyük Millet Meclisince seçilen ilk !er« Vekilleri Heyeti'nden baslıyarak 1S«5 seçimleri sonunda işbaşın» gelen Süleyman Demirel hükumetine kadar gelmis geçmiş bütün Cnmhuriyet hukumetlerinin programlarını bir araya getirmiş tsmail Arar; kitabın sonuna bir de son elli yıllık tarihimizin cetvelinl çıkarmıs. Böylece arastırma yapmak isteyenlere iyi bir kaynsk sağladıfı gibi, 48 yıllık yakm tarihin panoramasını seyretmek Uteyenlere güzel bir fırsat hazırlamıs. Gerçekten de, Burçak Yayınevi'nin çıkardığı «Hükumet Programlan» s>dh kitabın sayfalannı kanştıranUr, isteT istemes : . Geçmiş zaman olur ki hayalı cihan değer..» demek zsrnnda kalacaklardır. Fethi Okyar'dan Ismet Pass'ya, CelSl BayarMan Adnan Menderes'e kadar nice Basbakan, Meclis kürsfisfinden : Yapacağız, edeceğiz, sağlıyacağız, yükselteceğiz, olacaktır, kurulacaktır, basarıiacaktır... diye konusup durmusUr; kfmblHr ne heyecanla ve kimbilir ne de gururla Ama bugfln çevTemlıe söylece baktıSımızda söylenenlerin boslukta, vaadlerin askıda kaldığını anlamak için pek zabmete lüzum yoktur. tsmail Arar'ın kitabmda beni en çok çeken, Adnan Mendere»' in 29 Mayıs 1950'de Meclisten okodngn hükumet progranu oldn. Okudnkça «hev çidi çünler, hev..» dedim kendi kendime M Mayıs 1950'de seçimleri kazanarak iktidara selen Dpmokrat P»rtl d«vullu znrnalı dümbelekli bir sevinç içindevdi; özrürlük perisfnin kanatlan altında mutlulu?a d o f m vükseleceğimlzi ı«nıyordak. Büyük Iâflar edilivorda. Bazı kisiler : Tarihte ilk defa, bir diktatör, kendi lste|iyle ve serbest geçimlerle iktidan terkederek demokrasiyi knrmnstnr.. diyordn. Demokratlar sövlivecek kelime bulamivorlardı neseden... Herkesin etekleri lil calıvordu. fste bn hava içinde açıldı Meclii ve Adnan Menderes kürsüye çıktı, aldı kâçıtlarını eline, okumay» basladı : « Büvük Mi'let Meclisinın muhterem âzaları; Dokuzuncu Büyük Millet Meclisinin miilî tarihimizde »lacağı yer her bakımdan büyük olacaktır. Tarihimizde ilk defadır ki, yüksek heyetiniz millî iradenin tam ve serbest tecellisi neticesinde millet Vnukarideratma hâkim olmak mevkiine gelmi? bulunuyor (.: ) Bu tarihî günün hâtırasım yalnız partimizin değil, Türk demokrasisinın bir zafpr günü olarak vadetfiyoruz.» Tabiî bu sözlfr alkı.olarls karsılandı. Adnan Mfndere» pmgnmı oknmava devam etri. Vaadlerini ne kadar tuttugnnn anlamak için proeramdakl sn cümleve bakmak veterlidfr : « Demokrasi prenMplerine gore tabiî bir hak olarak tanıdığımız grev hakkını sair demokrat memleketlerde olduğu gibi, içtimaî nizamı ve iktisadi ahengi bozmıyacak surette kanunileştireceğiz.> Demokrat Parff, bn sBzflnü 10 yıl yrrine fetlrmemli; gnr *akkını perçeklestirmek, bir ihtilâle, 27 Mayıs Devrimine kalmıstır. Grev hakkını dahi vermiven bir ySnetim Batı demokrasist sayılabilir mi? Tabiî hayır. Adnan Menderes'in yönetiml ols« olsa. Sark demokrasisi dive adlandınlmava Iâyıktı. Nitekim 1950 hfikftmet proeramında Menderes şn sSzleri de okuyacak ve şiddetle alkışlanacaktı : « Bilhasça üzerinde duracağımız mesele memleketl lçinden yıkıcı a<:ırı sol cereyanlan kökünden temizlemek için icabeden ka» nuni tedbir'eri almaktır. Irticai ve ırkçılık gibi ayırıcı cereyanlan va^ıta olarak kullanan ve çok defa kendisini bu maskeler altında pi7İeyen asın solcu hareketlere karşı gereken bütün kanuni tedbirleri almakta asla tereddüt etmiveceğiz. Biz bugünün şartları içinde aşın sol cereyanlan fıkır ve viccfan hürriyeti mevzuunda mutalâa etmek gafletinde bulunmayaeağız. Bugün aşın sol cereyanlara mensup olanlann, mücerret fikir ve kanaat sahibi olmaktan ziyade yıkıcı cereyanların âletleri olduklanndan şüphemiz yoktur. ... bu ajanlan adalet pençesine çarptırmak için icabeden kıstasları vuzuh ve katiyetle tesbit etmek zaruretine inanıyoruz. Ancak bu suretledir ki, mizah veya siyasi tenkid kisvesl altında tutunmak istenen neşriyatın tahribatından memleketi korumak kabil olabılecektir.» Böylece «mizah ve siyasi tenkid» e dahi tahsmmfilfl olmıyan ve sol cereyanı tasfiye eden garip bir demokrasi başlamıştı memlekette Bunun adı Amerıkan güdümunde Filipın demokrasisi idi. Memleketin topraklarını ve millî kaynaklarını yabancılars satmak üstüne politika Menderes'i darağacına kadar götürdü. 1950'de Türkiyeye demokrasi geldi sanmıstık... Sol kanadsız demokrasi olmıyacafına aklımız ermemisti. Menderes vatanın ne kadar değerli sanatçısı varss içeri tıktı, sürdü, her soy yaymı yasakladı. Ama kendisi daragacını boyladı. Çünkü her şeyin bittiği bir yer vardır. Büyük aldanışlann sona d* büyük s c ı U r U bitiyor. t | Ş | Mikrop saeıa Inıanlann dıskılanyle, Mrarlarıyle, tükürukleriyle, balgamianyle ve tfi»Ükleriyle... aynca bunlarla plslenen ellerle, kaplarla ve sularla sütün lçine tifo, paratifo, çesitli mide bağınak bozukluklan, bulaşıcı sanlık. difterl, kızıl, anjin ve çıban... etkenleri getirUir. K | Süt, sagılan hayvanlann tâyleriaden, detMnden veya bunlann plsüklerinden, aynca yerlerden, kaplsrdsn, tozlardan ve Kİneklerden de mtkroplanabiiir. Kedi, köpek, fare ve kene gibl hayvanlar da pislenmede yarduncı olabilirler. Mikropların süte tesiri erem, bnlafieı sanlık, Q humması etkenleri gibl bazı mikroplar »ürte ureyeraezler, fakat uıun süre canlı kahrlar. Bir çok mikroplar Ise uygun şartlarda sütten beslenerek süratle çogalırlar; böylece lüt bir çok mikropları ve onların üreme mahsullerini ve zehirlerini havl bir nvı haline gelir ve neticede ekfiyebilir, kokusabilir. Mikroplar sütte sonsnz bir şekilde tireyemezler, bir sure sonra degisen ortama uyaraıyanUr ölmege başlarlar. Sütteki mikroplar sıeak havalarda daha suratle çofalırlar, bundan dolayı tüt yazın daha çabuk bozulur: soğukta İM mikroplaruı üremesl yavaşlar, hatta durur; bnannla beraber buz dolabında yani 510 C. dereeede bile eogalan ve sütü bozan mikroplar vardır. V lertade 1K31I69 yıllannda tfltle hnrale gelen 11« Hlgm tesbit edilraiştir. ürkiyede süt hiç bir zamaa, Amerika Birlesik Devletlerinde veya Büyük Britanyada •Iduğu kadar önerali bir hastabk bulastırma vasıUsı olmamıştır. Bunon önemli bir sebebi yurdumuzda sütun ısitılarak kabartıldıktan sonra leilmesi ve yoğurdon, tereyağının, dondurmanın ve bazı yerlerde peynirin bundan hazırlanmasıdır. Sütü ısıtıp kabartma tam kaynatma değildir, çiinkü süt kabarır kabarmaz ateşten çekilir, böylece kaynatmanın yapacağı zararlar önlenir. Her ne kadar böyle ısı'ılan sutlerin çiğken havi oldukian lezzeti ve C vltamini kavbolursa da hastalık yapabilen mikropları da ölmektedir. NineIerimbden bize kalan ba dezenfeksiyon metoda gayet basittir, blr ısı kaynagı ve bir söt kabından baska hiçbir âlete lüzum yoktur, aynca sütün ısttılırken kesilmesi onun içinde önceden fazU miktarda mikrop üremig olduğunu gösteren bir mlyardır. Buna karsılık birçok memleketlerde başarıyle kullanılan pastörlenıe için pahalı ve kanşık yapılı âletlere, oldukça ileri bir tekniffe, tesisleri kıısorsuz işletebilecek hilgili va güvenilebllir insanlara, iyl blr organizasyona. doğru çalışan bir kontrol sistemine ve lâboratuvarlara Ihtiyaç vardır. Pastbrlemede nfak bir aksama, meselâ su ve elektriğin kesilmesi, güğümlü sokak sütçıilüğünden daha kotü ve tehlikell bir durum yaratır ve büyük salgınlara yol açabilir. Meselâ 1927 de Kanada'da Montreal'da sözde pastörlenml* bir sütle 5M2 insan tlfoya yakalanmif ve bunlann 533 ü ölmüstür. Kusurlu pastörlemede salguı çıkmasına yardım eden önemli blr faktör, tesislerdes tam randıman alınabilmesi için muhtelif yerlerden toplanan sutlerin birblrine katılmasi ve böylece bunlann birinde bulunabllen hastalandıncı mikroplarra büyük blr halk kltlesine dağılabilmesidir. T iii! :: ayın Ecvet Guresın «îkılı ve Sılâhh» baslığıru taşıyan yazılarında, dünya banşının «ikilik ve silâhlar» üzerine insa edıldiğini belirttikten sonra, yazıyı şoyle sonuca bağhyorlar: «Komyueusa top, tüfek, tank, füze, roket velhasıl topyekun silâhlanma olan boyle bir düzen ne kadar dengede dnrabilir? Ve silâhlann gölgesindeki banş, ne kadar •ürebilir? Böyle bir soruya verilecek eevap fa olsa gerek? İki dev sömürucü birbirini yiyinceye kadar ya da iki dev sömürüeünün karsmnda sömürülmekten kurtulmak isteyen ülkeler birlesinceye kadar.* Bu vesile ile, bız de, konu hakkındaki görüş ve dusüncelerimızi belırtmek istedik. nik eserlere satmıstır. Evet, a«rımız yuksek bir mekânık, dolayısıyl» "naddi medenîyet asndır. Ancak, meydana getirıcisinın gayri medeni olusu, onu da medenıyetsizleşnrmiştır. Mesele, her ikısının de bu vasfı haiz olma meselesıdır. Barıs bu demektır. Aksi, bugünkü banş» benziyecektır. fukta parıltılar gorünmeye başlamıştır. Kolkola gırmiş üçlü savas aracının aksıyonu reaksıyonunu bulmaya, bellibelirsiz de olsa bulmaya başlamıştır. Bu olus. eşyanın tabıatı ıcabı, gun geçtıkçe hızını artıracaktır. Dunyanın mazlum milletleri bir taraftan «Çekoslovakya öldü» rlerken, diğer taraftan «Yaşasın Çekoslovakya» dıyebılecek uyanıklığa kavuşmuslardır. Aynı mılletler, bir taraftan cVıetnam cldu» derken, dığer taraftan cYaşasin Vıetnam» diyebilecek ses gucünü kendılerinde bulmaya baslamışlardır. Ancak, gönül ıster ki bu yeni aksiyon da uzak istikbalde, bugunkü aksiyon demek olan reaksiyonu dogurmasın. Bu da, dunya vatandasının, bugünlerden ders alıp almıyacağına bağlı olacaktır. Salim KOÇAK v Sonuç nun ilkelerine sözümüz yok. Lâkın müslumanlıkta bır takırn kaba sofulann, bu ulu ağacı çevrelıyerek, gelışmesine manl olduklan ve onu rtevamlı surette hasta düsurdiıkleri de su götürmez bir gerçektır. Hılâfet isteyen bir vaızı savcılığa haber veren rayın Kubah'nın ve onun gıbı davrananların bu topraklarda bır gun heykeii dıkılmehdir. Onlan uçbes azgın din yobazının tehdıt ve vuh'larına karsı yalnız bırakmayıp, Atatürk'çü ve ilerıci kuvvetlerın derhal harekete geçerek, bugünlerım Ata'ya borçlu Atatürk duş manlanna en ağır dersı venneleri gerekir. Ki bir daha baykuş. sesleri çıkmasın. Ay'a gidilemıyeceğini «Hadıs yazmıyor» gerekçesıyle kesıp atan bir tmamHatip Okulu tnezunu tanırım. Onun gıbı düşunenlere göre: Uçak Kur'anda yazılıdır. Atom yazılıdır. Olmus bitmış, elle tutulup, gözle gorulen her şey yazılıdır. Ve bunları kâfırler Kur'andan aJıp istifade ederler. Peki, ınsanlığa boyle faydalı seyler dururken, bız, bıze ait olan Kur'andan. yok yere, akla hayâle gelmedık kara tassupları neden üretıp dururuz? Hadi yobaz efendıler, iddıa ettığınız gibıyse, gelecekte daha neler olacağını cimdiden haber verın de, uygarlık adına bız de bırşeyler icadedelim. Yoksa âleme talkın veren sızlere, çağımız insanı, salkımı kolay yutturmaz artık. Açın onimcekh kafanızı da gun gorsun. Adam olun bıraz. îlle de gerıye geriye tepinmeyın. Hazreti Muhammet çağımızda olsaydı, sızlerı ummetlığe kabul etmezdı sarurım. tatürk ve O'nun ilkelen Kubah'nın omuzlannda yukselırken, siz 31 Mart artıkları her zaman bcylesıne alçalacaksınız. Zamanl ve sırası gehnce Atatürkçu kuvvetler, kara bereli, keçi sakallı başınızı ezmesmi bılecektır. Remzi ÜZAY tstanbul însanı hastalandırabüen mikroplar genHlikle buz dolabında üremez; ancak oda ve vücut sıcakIıgında eoğalırlar ve buna rağmen sütte fark edilebUen hiç bir degişiklik yapmıyabilirler. Bilindigl iizere yagurf ve p«ynir gibi raaddeleri hanrlanak Için süte katılan mayalarda özel vazife gören bazı mikroplar balunmaktadır. astahk yapteı mlkroplan havi sfitlerin ısitılmadan içilmeslyle insanlara hastalıklar bulasabilmektedir. Aynca çig sütten yapılan dondurnıa, peynir, kaymak, tereyağı gibl gidalann lcinde bu gibi mikroplar ayiarca canlı kalabllir ve bunlann yenmesiyle insana bulaşırlar. Bununla beraber meselâ peynirde zamanla mikroplar ölmege bajlar ve bu sebepten iki ay olgunlaımif peynlrlerin lnsanlar Için tehllkesiz olda^jh>"u lavnnanlar vardır; fakat peynirde hastalık Ityapıcı bazı mikroplar daha uıun süre canlı kalabilmektedlrler. Kâfl dereeede tsıtılmış »ütle yapıjan yoğurt, kaymak, tereyafı, peynir ve dondurma gibl maddeler, «onradan pislenmedikleri takdirde hastalık bnlastmna bakunmdaıı tehlikesizdirler. H e lütü kabartroa ve ne de pastörleme metodlan süttekl btitün mikroplan öldöremezler. Vurdumuzda ısıtılıp kabartılan süt hemen kullanılır. Buna karsılık pastörlenmif sütler, soİutulmus vasıtalarla etrafa dagıtılır ve kullanılıncaya kadar soğukta tutulur, yoksa pastörlenen sütün içinde canlı kalan mikroplar ürer ve sütü bozarlar. Aynca pastörlemeğe dayanan, fakat 51» Cderece üreycbilen mikroplar da vardır: bundan dolayı pastörlendikten sonra 24 «aatten fazla bekletilmis sütler makbul sayılmaz. Ba yetersizliğl ortadan kaldırmak için asın sicakIıkta ısıtma •uperisation» metoda kullanılmağa baslanmif ve hemen hemen bütün mikroplannı öldüren ba metod sayesinde oda sıcaklığmda bile sütün uzun müddet bozulmadan saklanabilme imkânı belirmiftir. Bununla beraber bu metodun da aksamadan knllanılması gerekir, yoksa tam steril olduğu iddia edilen sütlerle de hosule gelen salgınlar yazıbnıstır. Tardumuzda sevilerek yenllen yoğurdu, sfirün oda ncaklığında bir kaç gün saklanabilen tehllkesiz blr şekli olarak kabal edebiliriz. Yofurda dışandan karışabilen hastalık yapıcı mikroplar genellikle bunun İçinde çoğalamamakta ve hattâ bir müddet sonra ölmektedlrler. N unya barışının; emperyaUzm, somürgecilik v e sılâhlar üzenne kurulduğu, 20. yüzyıla gelinceye kadar hıçbır tarıh sayfasında görülmeınıştır. İki a y n emperyahzm, iki ayrı somürgecilik ve iki a y n silâhlanma, dunyanın mazlum milletlerini böylesine kukacı arasına almamıstı. Dünya vatandaşı, yaratıhsından 20. yüzyıla gelinceye dek, bugün uzerine barısı insa ettiğimizi sandığımız yukan d a sıralanan üç müesseseyi de isletmek ıstediji zaman bunu resmen yapmıs, seytanca ve budalaca aldatmacajara girışmemiîtır. Bugün, b a n | içinde mi yasıyoruz, yoksa savas içinde mı? Dünyada yalnız bir tür savasın var olduğu, cnun da sılâhların konusması demek olduğu öne sürüleznıyeceğine göre, bız, savas içinde olduğumuzu iddıa edeceğız; hem de silâhlı savastan daha çirkin, resmen ilsn edılmis bir savastan daha utandırıcı bir savas içinde olduğumuzu iddia edeceğiz! Herşey maskelenmis, maskelenen guçlere karsı çıkacak güçler uyusturulmus ve ban s içinde yaşadığına ınandırılan zavalh mılletler, vatan adlı kendi milll sahnelerınde, barısa davet âvâzelerıyle morfinlenerek samar oğlanına benzetılmısJerdir. D Akıl ve insaf Sonuç sağlam ve bol söt veren hayvan nesillerinin eoğaltilması, otlaklann ıslâh edilmesi, mandıralann sıhhilestirilmesl ve modern süt sanayiinin kumlması kalkmmamızda önemli rol oynryacaktır. Bir çok ülkelerin büyük sehirlerlnde her zaman ve her yerde bulunabllen tehlikesiz süt ancak pastörleme sayesinde temin edilebilmektedir; bundan dolayı bizde de ergeç bu yola gidilecektir. Bu bakımdan büyük sehirlerimizin civarındaki hayvan sahiplerinin kooperatifler kurarak bu amaca yönelmelerl teşvik edilmelidir; böylece onların daha fazla para kazanmaları ve aynı zamanda halkın daha ucuz ve daha iyi süt içebilmesi miimkun olacaktır. Aynca belediyeler de kendîlerinden beklenen kontrol vazifesini daha kolayca başarabileceklerdlr; zira her an ve her çeşit pislenmeye ve hileye açık güğumlü sokak sütçülüğünün kontrolü lmkânsızdır. Bütün bu iyl taraflanna rağmen pastörlemenm beklenen basanh sonucunu alabilmek için yukanda bildirilen sartlann tam olarak yerine getirllmesi lazımdır, yoksa medeniyet vasıtalan gereken sartlann bulunmadığı yerlerde hastalık ve ölıim saçabilirler; bunun bir örneği bizdeki tasıt araçlan ve onlartn sebep olduğu kazalardır. Türkiyesinde sütten bulaşabilen hastalıklardan konınmak isteyen herkesin her yerde başvurabileceği en basit fakat emin çare, sütü ısıtıp kabartarak kullanmaktır. Bu âdet ynrdumnıda sütten bulasabilr<ek hastalıklara karsı koruyucu bir melek obnus, beslenmemizde hiç bir aksakhk yaratmamıstır. Bu usulün faydası ve çiğ sütün zararları herkese öğretilmeli ve hattâ çiğ sütün kulianılması yasak edUmeUdir. Hastalıklardan korunma H alka lyl re tehllkesiz süt IçirebUmek Içia hayvanlann sağlam olması, sütlerinde insana zararlı mikrop veya madde bulunmaraası, sütle nğTasan insanlann mikrop saçıcı olmaması, süt aa£ma ijinin uygun yerlerde ve sıhhl sekilde (hatta otomatik steril âletlerle) yapılması, sütün çok temiz ve agzı dar kaplara konmajı ve pislenmemesi için gerekli tedbirlerin alınması, kullanılan her teyin kaynatılarak temizlenmesi, mlkroplann ürememesi için sütün 1( C. derece altuda rotulman, zararlı mikropların öldürühnesi için mtılması ve sonra kullanılıncaya kadar içine mikrop ve hile kansmasını önliyecek tarzda kapalı kaplarda ve sofukta saklanması ve böjrlee* •atılması ferekir. Ba sayılanlardan başlm sütün kalitesini düşüröcü hilelerl önliyecek, gereken resmî kontrollerin yapılmasını ve lüzumlu tedbirlerin alınmasını kolaylastıracak kanun, tüzük ve yönetmeliklerin de yürürlükte bulunması ve bunlann titizlikle tatbik edibnesi ve aynca halka gerekli safbk bilgilerinin öğretilmesi icap eder. Yukanda bildirllen bütün tedbirleri alabileeek imkânlara sahlp olan Amerika Birlesik Devletleri, Biiyük Britanya... gibi yerlerde bile hâlâ •ütle tifo, paratifo, dizanteri, ishal, besin zefairlenmeleri, kml anjin difteri, bulajıa sanlık, bruselloz gibl hastalıkJann salgmlannıa arkası kesilmemistir. Meselâ Amerika Birlesik Devlet Herkese «Yeter artık, olacaksa elsun bitsin!» dedırtecek kadar «avaşın özlemini duyuran, kurtuluşu savaşta arattıran bir sılâhsız savaşın, silâhhsından dalak'çkkiimez^oldVğunM» İBm iddıa edebilır? Eğer, barıs d*a savay da dünya insanınv ilgılendıren mües•eselerse, bugünku ne idüğü pek bellı olmayan barıs en nıhayet o insana resmen savaşı aratmaya başlamıştır. Aptal yerine konarak yasamaya devam etmektense, aptal olmadığını vereceğı zaferlı veya mağluplu savaşla ıspat etmeyı ıstemek derecesine getırilm^tir. ünya ınsanj son derece huzursuzdur. Mılletlerarası hu zursuzluk. mılletlerın kendı vatandaşlan arasındakı huzursuzluk ve mhayet kendısı ıle dığer kendısi arasındakı, yânı kendı ıçındeki huzursuzluk... Bu yaşantıya banş içinde yaşantı denemez. Amerıkan ve Rus emperyalızminin, sömürüsunun ve silâhının hükmü etkisiz bırakılmadıkça ve bunlann yerine bir uçuncu «Beynelmılel mıllet» ın zuhur etmesıne engel olunmadıkça, banştan bahsetmek. gerek milletlenn, gerekse insanl a n n bizzat kendi kendılerını zavalh yerine koymalarından başka bırşey demek olmayacaktır. Dünyamızın son yüzyılının gelisimine şöyle bir göz atınız: Eskıyle kıyaslanamıyacak kadar yalancılık ve aldatmacıhk yüzyıh olduğu görülecektir. Buna medenilik mi demeli, yoksa gayrl medenilik mi, gerçekten karar veremiyoruz. Ancak, şöyle bir hüküm herhalde en isabetlisi olacaktır: lnsanoğlu, zaten az olan medenüigin, 20. yüzyılda, emeğini ve zamanmı harcadığı mekâ urhan Felek «Akıl ve in. saf» başlıklı yazıtında Amerikan Donanmasının Izmir'e gelişi ile ilgili olarak yapılan gosterileri ele almış. bu arada bir emekli Albayın rr.ektubundan da pasajlar aktarılmıştı. Sözü edilen Emekli Albay îrfan özyurüu Izmirden gönderdiği ikinci mektubunda, tzmırde Amerikan Donanması aleyhır.de gosteri yapan gençlerin kuçumsenmemesini belirtmekte NATO konusunda «Şartlar bizl bövle bir pakta girmeyi zorlayabilir, Fakat takatımızın fevkinde bir şeyler vermeye ve bağımsızlığımızı büyük ölçüde zedelemeye mecbur edemezdi. Düfünenlerin, hissedenlerin feryadı hep bunlardan mütevellittir» demektedır. B A Afalürkçü imam • HTrırr^toı;Atatürk k"î^lîw4İ gelmesf aynca üzuyor insanı™ Genç bir vâızın lstanbul gibi bir kentımizde, camıde hutbeden halka seslenırken, şerıat hükumlerini istemesl ve bu kişının Islâm Enstıtüsünden diplomalı olması bence üzülünecek bir meseledır. Elbette bir toplura içerısınde a y n fikirler taşıyanlar olabılır. Fakat yıllarca din okullarında dırsek çurütmüş bir ınsanın 20. yüz yılda kalkıp da koskocaman bır Istanbul'dakı bır camıde halkın karşısında şerıat istemesi ayıptır dofrusu™ Kentlenn çok uzaklarındakl daf köylerınde bile, bugün oyle imamlara rastlanıyor kı, insan buolann söyledıklerıni duyduğu zaman ıçten bir sevinç duyuyor. Hâlbukı bu ımamlarımızın çoğunun ılkokul diploması bile yoktur. Ama camıde hutbede cemaata seslenirken «Ey müslümanlar. Bugün ondokuz mayıs. Mayısm ondoknzu. Büyük Atatürk'ün Samsuna çıktığı gündür bugün™ Eğer kırdokut vıl evvel o büyük insan Samsunda bir çunes gibi dofmasaydı, biz bagün burada namaz kılamayacaKtık. O dünya da esi bir dsha gclmeyecek kadar büyük bir insandır. Bnynrnn O büyük müslümanın rubu için dua edelim» dıye hutbede ayağa kalkıp uç kez cemaatla bıriıkte Ata'ya camıde hem de bir cuma gunu dua ettıren imamlara da rastladık. Evet bu Ataturk'çü ımamın yaşı haylı ıleriemış. Gıysılerı de oldukça solgun. Fakat kafasının içerısı de yepyeniydı. on zamanlarda Ataturk ve Ataturk'çuluğe açık saldırıların olduğunu okuyoruz cazetelerdç... Bılhassa bu saldırı D Emekli Albay Özyurtlu mektubuna özetle söyle devâm etmektedir: «Ismarlams yazıyorsunuı dedigim için bn ksdar ferysdı figan eylemeniz dogrn mu? Ben bir müşteriyim, beyenip beyenmemek yetkisine sahibim. SU Mtıcı durumunda ol^ağnnuzs gröre yszılannızı okurlarmız* beİendirmekle mükellefsiniz. Gazetenin ismi, kâgıdıııın renk ve kıvamı da bana bir dost tibi görünüvor. Netice olarak dıvecrğim şn ki: Atatürk rnillet nrferlıgini saltanat paşalığına tercih ettifi için büyüktü. Geride kalan bizler ber halde midemizi, kesemizi herseye tercih eder oldn^umuz içindir ki ons bir benziyenimrz huçüne kadar yetişmedi, çıkmsdı Saygılanmlaj» S ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••M' Törkiye'nîn En Büvük Kültür Mecmuosı Hayat TARİH Ekim sayısı çıktı MECMUASI Knbalı'nın SBÇU ayın î . Selçuk'un «Kubalı* nın Suçu» jazısı üzennde, durup duşünmesi gerekır tüm kalbur üstü vüksek rtıploma sahibi, yuksek yöneticilerimızın. Turkıyenın en u e n bir fehrinde, çağ dışı düşuncelere sahip dın gorevlilerinin bulunması hem uzucü, hem de Anadoluda milyonların din konusunda hrngi ellere teslim edıldığini göstermesi bakımından duşundürücudur. Sa yın yazarın dediği gibi: Bu gidis kötü gidiştir. Türkiyede her kademeden yüzlerce, müspet ılim veren okullar vardır. Cumhurıyetten bu yana sayılan daha da artmıştır. Ama hiç birisı ÎmamHatıp Okulları, Yuksek Islâm Snstitüleri kadar, kısa zamanda irticada, yobazlıkta, geriye donüklükte bu kadar yoğun eleman vermemiştir. Sıyasiler bunun aslını arayıp. bu gidişe «Dur» diyecekleri yerde «Siyasette irtica» içindedirler. Bır toplumun geleceği, şahsi çıkar uğruna ancak bu kadar harcanır simdiden. Büyuk Atatürk'ün uygarlık arabasına bindirip, en doğru yolu gosterdiği bu millet daha ne kadar bu yobazlann çelmelerine dayanacak bilınmez. Pilinen tek »ey: Bütün Muslüman toplumlan n yer yüzündeki acıklı halidir. Her seyi gâvur d«nilen, kâfir denılen uygar toplumlann kapusundan dılendikleridir. Din ve o S Bu • savıda : İzmir'in jşgali Faciası Padişaha sunulan gızlı raporlar dosyasında neler vardı ? • lstanbul Erkek Lisesi Asırfık tarihı olan olculun Szellik'erl. yetıştırdığı meşhurlar •«•• • • • « •••• • Almanya Nasıl Teslim Oldu Feld • Mareşal Montgomery Almanya'nın nasıl teslim olduğunu anlatıyor Aynca Kurtulu$ Savaşı'ntfa Sanklı Bır Mücahıt, İlk Daımi Türk Sefırı, Türkler'ın Hındıstan ı. Oaha birçok yazı, çok renkli resimler, yaymlanmamıj vesikalar. 100 sayta 250 kurus Moran (2184) 11497 Sonuç tatürkçüluğun karşısına çıkmış olanlar; bir dünya gorüşu olmavan zavalh kım selerdır. 20. yüz yılın hukuk kurallarını itıp devletın rejımını teokratik bir dunya gorüşüne bağ lamaya çalışmak, czgür duşünceden hiçbir şey anJamomak deuıektir. Bıraz da böyle Atatürkçüluğun karsısına çıkan genç insanlann kabahatı olmasa gerek. Çunkü yarım asırdır Atatürkçülüğü genç nesile bile aşılamayan büyüklerde de bu kabahatı aramak geıekır... MDkremin TEKtN Şeker Okulu ögretment Sakarya Nimbiis A ^ •• • • • """~¥¥aTT*Waf • ••••••• •••••• >•••••»»>•••»•••••••••••••••«••••••••!•» Millî Eğilim Bakanhğından: İst. Dz. Tek. Mlz. Sat. Al. Koms. Başkanlığından: 1 Kapalı zarf usulfl ıle îs^anbu] Deniz Hastanesi Strilizasyon mahalü elevatör onarımı yaptlrılacaktır. Kesif bedeli 28500 lira olup Becıci teminatı 21375ğ TL. 2 Keşif ve şartnameler, Komisyonumuzda, K.KJC. Ankara ve İzmir Lv ^nıirüklerinde bedelsiz görülebilir. 3 İhalesi 17 E3tim 1!)68 «rün« saat 11.00 de Kasımpasadaki Komisyonumuzc'a yapılacaktır. 4 İsteklilerin 2490 sayılı kanun hükümleri dahilinde hanrlayacaklan tekif mektuplarını ihale günü «aat 10 00 a kadar Komiî,vonumuza venneleri. TARIM BAKANLIĞINDAN Bakanhğunız ihtıyacı ıçin 2490 sayılı kanun hükümleri dairesind« kapalı zarf usulüyle aşağıda clns, mıktar, tahmini bedeli geçiei teminat mıktarı ve ıhale tarıhı yazılı ilâç satın alınacaktır. Eksıltme Ankarada Ziral Mucadele ve Zırai Karantina Genel Müdürluğu Saimalma Komıs>onunda yapılacakür. Tekîif mektuplannın en geç eksiltme saatından bir saat öneesıne kadar Komisyona verilmiı olması gerektir Postada meydana gelecek gecikmeler kabul edilmez. Bu ış» ait sartnameler Ankara'da Ziraî Mucadele ve Ziral Karantina Cenel Müdürlüğünden, tstantul'da Bölge Ziraat Mucadele Levazım Anbarlan Müdürlüğünden bedelsiz olarak temin eddebilir. Tahmini Geçlcl Tutan Teminatı TL. TL. 104.000 Yurt Dışına Gönderilecek Elemanlar Ba^dat Btlyükelfiliğimiz «mrinde (örevlendirilmek Czere, resm! okullardü gorevli ve en az 5 yıllık bizmeti olan iki öğretmen ile görevind* en az 3 yıl basan ile çalısmış devlet memuru bir kütüphaneci gonderlecektir Gideceklerın maaslan Türkiye'de kalacak, kendilenne Bağdat'ta 350 dolâr karçılığı aylık ödenecektir. İsteklilerin öğretmenlik için Üniversite Türk Dili ve Edebiyab, Arap Dili ve Edebiyatı veya Yük sek Okuı Türkçe Edebiyat Bölümü mezunu olmalan; Kütüphanecilik ıçin Üniversite Kütüphanecilik Bölümü veya Türk Dili ve Edebiyatı Bölümö mezunu olmalan, iyi dereeede Ingilizce veya Arapça bilmeleri, 45 yasını asmamıı, askerliğini yapmış (erkekler için) bulunmalan g«rekmektedir. Hüracaatlar, en g*ç 10 «kim İMS tarihlne kadar Milli Eğitlm Bakanlığı Oi| Münasebetler Genel Müdflrlfiğflne, okul, bans, yas, llsan, mctlek v« adraa bvlirtilmek turetlylt blrer dllekç* il« yapılacaktır. Poatadakı c*eikzo«l*r dlkkata alıamıyaeakar. (Bu»: A. 1 » 1 8 25185/11520) öünlerdir bekledığiniz elma y a n n evinize dY eîmalı günüdijr. r ^ Tekrarîıyoruz . 'Saklaıriboç'm efrnası parasızdır.5dklambaç gazetesinin sevgilı oku7ucxıları için duşündügu elma yaım sizin dvyor1. Manajan» (2823) 11495 ç Ctnsl H 10 DDT 114a Mlktan (00 ton thaJe GÜJIÖ Saatı 15.810 « Kkim 1968 10.30 .CBum: A. U1U . IM35) USU