25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
' 25 Eylul 1968 CUMHURİTET •••••«•>>••••••••••«• MİKROBİYOlOJİ'nİn BAŞIANGICI Prof. Dr. Ekıem Kadri UNAT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESt ÖĞRETİM ÜYESI stanbul Belediye Sarayında vapılan Türkıyede Modern Mıkrobiyoiojının Maurice Nıcolle tarafmdan kuruiuşunun "5 ve Kuduz Enstıtıisünün 80. yıl donümlerı münasebetiyle Uluslararası Mikrobiyoloji ve Kuduz Simpozyumu» adlı bir bilim şöleninde ilk Türk mUcrobiyologlarının emek ve başarılannın bir Fransuja mal edilmiş olduğunu oğrenmis bulunayoruz. Gerçefin ortaya çıkması için Türkiyede mikrobiyolojinin başlangıcına bir göz atmamız gerekmektedir. Mikropları ilk görenler bunlara hayvancık adını verdiğinden mikrobiyoloji zoolojinin içinde gelişnıeye baglaımş ve mikroplar da zoolcji derslerinde okutulmuitur. Bundan dolay» Osmanlı İmparatorluğunda mikrobiyoloji ile ilgili en eski bilgilere tıbbi zooloji kitaplannda ra.stlanmaktadır. Meselâ Maearlı Dr. Abdullah beyin bliimünden bir sene sonra 1876 da muajvini Dr. Hulıısi bey tarafmdan bastırılan «Fenni Hayvanatı Tıbbiye» adlı eserinde. Dr. Hüseyin Remzi beyin tercüme ve telit kitaplannda bu durnmu görmekteyiz. 100 köyiü çocuğundan 11. 34 erkek, bir kadın ve 22 uçuş t împaratorlük Hekimleri tiklp etmişlerdir. Meselâ Robert Koch'un verem basilini buluşundan 3 sene sonra tstanbulda hastalann balgamında bu mikrop aranmağa başlanmıştır. Pasteur'un S temmuz 1885'de ilk defa insana tat bik ettiği aşınm kuduza karşı koruyucu ©lduğn dünyaya yayıhnca bunu öğrenmek ve Türkiyede tatbik etmefc üzere 188«'da Tıbbiye Mektebi hocalanndan Dr. Aleksandr Zoeros Paşa. Dr. Hüseyin Remzi bey ve Baytar Hüseyin Hüsnü bey Parise gönderilmiştir. Sultan II. Abdülhamid'in yolladığl birinci Mecidiye nişanmı Pasteur'e ve 1000 Osmanh altını tutarındaki bajhşını da bir enstitü kurmağa «alışan ilgililere teslim etmişlcrdlr. Bunlar Parlste 5 ay kalnuşlar. kuduz aşısının hazırlanışını ve tatbikini. ayrıca bakteriyolojideki yenilikleri, lâboratuvarlarda cal>ş»rak ve hıısusi dersler alarak öğren mişler. kendi bilim alanlarıyle ilfrili incelemeleri yanmıstar ve dönü;te bunları Türkiyede tatbik etmijlerdir: «manlı tmparatorluğu hekimleri AvrnpaO da mikrobiyolojinin ilerleyişini yakından nun üzerine Paris Tıp Fakültesi muallimlerinden Sağlık tşleri Genel Müfeftiş Muîvini Dr. Andre Chantemesse Türkiyeye yollanmıştır. u yazılanlardan anlasılacaği üzere Dr. Maurice Nicolle ve haUâ Dr. Chaatemesse Türkiyeye gelmeden önce yurdumuzda mikrobijoloji okutulmakta. kuduz ve çiçek asılan hazırlanmakta ve mikrobiyoloji muayeneleri yapılmaktadır. İstanbula 1893 Eylülünde varan Dr. Andre Chan temesse Tıbbiye Mektebindeki bakteriyoloji laboratuvarmda Prof. Dr. Hamdi, Dr. Zühtü Nazif ve Bah riye Hastahanesinden Dr. Angelos ile birlikte çalısnııjtır. Dr. A. Chantemesse 25 Kasım 1893'de Tıbbiye Mektebinde verdiği konferansta kendisinin srelrnesinden önce Dr. Zühtü ve Dr. Rifat'ın kolera etkrnini tecrit ederek salgını teşhis etmiş olduğu»a şahiflik etmekten kıvanç duyduğunu bildirmiştir. Dr. Chantemesse gereken ilk işleri yaptırmıs, lüzumlu sağlık tedbirlerfni bildiren bir rapora padişaha sunmuj ve bakteriyoloji işleri için ayn bir lâboratuvar kurulmasını tavsiye ermiş ve bunun projesini vermistir. Sultan II. nci Abdülhamid gtrekli tedbirlerin aluıması ve bu ara Tıbbiye Mektebi bahçeslnde bakteriyolojihane yapılmasım emretmiftir. 1893 kasunında Dr. Chantemesse Parise dönmüş ve Pasteur Enstitüsünde bir preparatb'r olan 31 yaşındaki Dr. Maurice Nicolle ayda 130 altm maas ve senede 40 gün izinle Askerî Tıbbiye Mektebinde Mikrobiyoloji Profesörü ünvaniyle tstanbula getirtilmiştir. Dr. Maurice Nicolle ilk aylarda kar$ılaştıfi zor lukiarı Pasteur'a bildirmiş. bunun üzerine Pasteur İstanbulda Fransız Sefiri Paul Cambon'a yazdığı mektupta Dr. M. Nicolle'ün Parise geri gelisinin Osmanlı İroparatorluirunda Fransız nüfuzu için bir başansızhk olacağını ve 1870 den beri ilk defa bir Fransız Profesörünün İstanbula yerleşmiş olduğunu, Dr. Nicolle aynlacak olursa onun yerinl İstanbulda bulundufu bilinen bir Avustnryalı bakteriyoloğun alacağını, bu sebepten sefaretin bütün nüfuzunun kullanılarak Sultan'la görüşülmesini ve anlasma icaplarının yerine gctirilmesi için çalıjılmasınt rica etmiştir. B 18 MART 1965 TILINDAK1 UÇl'ŞTA, SOVİETLERİN \ OSKHOD2 VZ\X GEMÎSÎNDE İKt ASTRONOT BULIVÜYORDU: BELTAYEV VE LEONOV... DÜNYA, BUNLARDAN LEONOVUN, GEMtTt TERKETTIGİNÎ VE UZAÎDA «YÜRÜDÜGÜNÜ» ÖGRENlNCr: HAYRETLER İÇÎNDE KALACAKTI VE LEO.VOV, LZAYDA TÜRÜTEN İLK İNSAN OLACAGLM D t YDUGü Gt'N YAPTI GI TEMSİLÎ RESMİ, DÜNYAYA DÖNDÜKTEN SONRA BASINA VERDİ. Zoeros Paşa oeros Paşa kuduz tedavi müessesesinl 1M7 yılınm ocak ayında acmağa muvaffak olmuş ve Pastear metoduyla İstanbuldaki ilk asılama nm neticesini 3 haziran 18«7 de Cemiyeti Tıbbiyel Sahaneye bildirmiştir. Bu bakımdan 1968 senesi Ku duz enstitüsünün kuruiuşunun 80 inci yıh değildir. Zoeros Paşa, Kuduz Enstitüsüne bir bakteriyolojl laboratuvarı da cklemiştir. Böylece «Dersaadette Daülkelp ve Bakteriyoloji AmellyathanesU adi verilen bu müesseseye Dr. Celâl Muhtar, Dr. Ahmet Sadi bey... gibl gencler muavin olarak verilmişlerdir. Bu lnboratuvarda İstanbul solannın. Istinyede yapılan buzların. civar daîlnrdan eetirilen k»rlan n jrribe tutulan hastaların balgamlannm ve Izmit civarında çıkan sığır vebası salgınıııda hayvanlarm bakteriyoln.iik muayeneleri yapılmış ve netlcelerj yayınlanmıştır. ~" Diğer taraftan Dr. Hüseyin Remzi bey Parlste gördüğü tarzda Darazitoloji öğretimine başlamış. ayrıca Hüseyin Hüsnü beyle birlikte 1888'de mikrop adlı 106 sahifelik bir eser yayinlamı;. 1889'da memlekette modern çiçek aşısı müessesesinin knrnlması gerektiğini savunan lâyihayı kaleme almıs. 1890da Kuduz tlleti ve Tedavisi» adlı bizdeki ilk kuduz kitabını bastırmış ve yine nynı sene kolera etkenlni yerinde incelemek için Halebe eönderiUnistir. Bagiinkü anlamda bizim iik mikrobiyoloğumuz olan Dr. Hüseyin Remzi bev 1892 de çiçek aşısı müe«sese«ini (Telkihhanei Sahâne) acmağa muvaffak Oİmuştur. Bakteriyolojihanei Şahâne •£ akteriyolojihanei Şahâne 18S4'de yeni bt•*•* nada açılmıstır. Bu müessesede direktör olarak Dr. M. Nicolle ve yardımcısı olarak Dr. Zühtü Nazif çalısmağa başlamışlardır. Kısa bir süre ön ce bilffisinin sağlamlığını Dr. Chantemesse'e kabul ettirmif ve onunla birlikte çalışmış bulunan Dr. Ztth tü Nazif bakteriyolojihanenin ilk zamanlarının yü künü Dr. M. Nicolle ile paylasmıştır. Bu zat 1896 yı lı sonunda Dr. Hüseyin Remzi beyin vefatıyla açılan Telkihhane Müdürlüğüne tâyin edilmiş. ne y a . zık ki birkaç ay sonra Türk Tunan Harbinde Tesai yada tifüse yakalanmış ve genç yaşında ölmüştür. Açıbşından kısa bir süre sonra Nişantaşında bir konağa tafinan Bakteriyolojihaneyi Dr. M. Nicolle basarıyla idare etmiş ve her üç ayda bir Askeri Mektepler Nâzırı Zeki Paşaya çalışma raporu termistlr. Bakteriyolojihanede hejdm ve veterincrl» '"Tp* Irurslâr tertip edilmiş, bulaşıcı hastalıklarla ilpilf tahliller yapılmış ve 1893'den itibaren difteri scrumu, Âdil bey geldikten sonra da sığır vebası serumu hazırlanmtştır. Osmanlı împaratorluğunda fonksiyonu bakımından bir benzeri bulunnuyan bu müesseseye zaman zaman yeni elemanlar tâyin edfJmis ve bunlann arasmda çok değerli bakteriyologlar yetişmiştir. Bu müessesede bazı araştırma lar yapılmış ve bunlann sonuçlan yaymlanmıştır. Bu calısmalann en değerlileri Âdil beyle birlikte yapılanlardır. Türk veteriner hekimlitinin bu mümtaz bakteriyoloğu Fransada Nocard'ın yanın. da yetlsmis, 1895'de yurda dönünce Baytar Mektebine hoca olmus ve 1897'de ek görevle Dr. M. Nicolle'e muavin tâyln edilmistir. Z usça'da «araç» anlamına gelen «Zond» u, su feünieıde duymayan kalmadı. 15 Eylül günü aya doğru yola çıkmış, 17 Eylül'de kendi yörüngesiııi düzeltip 19 Eylüle kadar ayın yörüngesinde dolasmıştı. Ve Zond 5 yapma uydusu, 22 Eylülde, Hint okyanusunda, Güney A'rika ile Avusturalya'ya esit uzakJıkta bulunan bir noktaya indirıldi. Zond5 derjemesine ilk tep> ki, Amerikan Uzay Prograrnı Şeii James Webb'den gelmisti: «Aya gidip dönebilen bir araçls deney yapılmsn, dünvadaki knv. vet dengesini defistirecek olaydır.» R SOIA hU ISPAT m\ RUSYA I AMERİKA LEONOV katılmışlardı. Zond5 le Sovyetlerın aya varma programı «Soyuz« (Birlık) tamamlanırken, gerek Sovyet. gerekse Amfcrıka' nın uzay adamîarımn li<;tc«i gözler onunden geçıyordu. 6ELVAYEV 35astronot 22 uçuş O Ynri Gagarin Dünva y5rünçesinde 1 tnr yapmıs ve Vostok1 uydusnyla 1 »aat 48 dakika sonra dünyaya inmişti (12 .Nisan 1961). (f) German Tıtov 25 saat 18 dakıkalık uçuşuyla 17,5 tur yapan Vosrok2 uzay gemisinin kaptanıydı (6. Ağustos 1961) 0 J o h " H. Glenn İlk Amerikan uzay adamı, 4 saat 55 dakikada 3 tur vapmıstı (30 Snbat 1962). d) Scott Carpenter 4 saat 56 dakıKçda 3 tur. (24 Mayı» I9C2) A Andrian Nikolayev 94 saatte 64 tnr. (11 Afustos 1962). (S) Pavel Popovıç 70 sant 57 dakikada 48 tur. (12 Ağnstos 19G2) • VValter Schirra 9 saat 13 dakikada 6 tur. (3 Ekim 1963). (8) L. Gorden Cooper 34 saat 20 dakikada 22 tur (15 Mayıs 1963) O Valeri Bikovski 119 saat 6 dakikada 81 tur (14 Haziran 1963) $8) Valenüna Tereşkova tlk kadın astronat (70 saat 50 dakikada 48 tur) (16 Haziran 1963) O Konstantin Feoktistov Vladimir Komarov BorLs Yejerov • İlk üçlii uçuş. 24 saat 17 dakikada 16 tnr (12 Ekirn 1964) (î?) Pavel Belyayev Aleksl Lex>nov . ilk ikili uçuş. 26 saat 2 dafcikada 17 tur O Virgil Grissom John Young • 4 saat 53 dakikada 3 tur. (23 Mart 1965) (3) James Mc Divitt Edvard White 97 saat 56 dakikada 62 tur. (3 Haziran 1965) Q Gordon Cooper Charles Conrad 7 gün 22 saatte 204 tur. (21 Ağustos 1965) 16 Frank Bormann Jamss Lowell 13 gün 18 saatte 206 rur. 17 VValter Schlrra ^ o m a s Stafford 25 saat 51 dakikada 15 tur. (15 Aralık 1965) 18 N e ü ' Armstrong David Scott 10 saat 42 dakikada 6,s tur. (16 Mart 1966) 19 Thomas Stafford • Eugvne Cernan 72 saat 20 dakikada 44 tur. 20 John Young Michael Collins 70 saat 46 dakikada 43 tur. (18 Temmuz 1966) 21 Charles Conrad Richard Gordon 71 saat 17 dakikada 44 tur. (12 Eylül 1966) 22 James A. Lovell Edwin E. Aldrich 94 saat 34 dakikada 59 tur. (11 Kasım 1966). 1 zayda dolaşan insanların listesı budur. Görüldüğü gı'oı, uzaydaki dsney saatlen ve turlar. zaman ılerledikçe değişik bir geüşme ıçine gırmektedir. m Zond5 deneyinin önemi, Tass Ajansının bir habennde gizli imadan açığa çıkmaktadır. Tass, bundan önceki diğer dört Zond denemesinin aksınetr^|oad5 in, ^ovy'et kozmpndîJarıjikJuaiErcevTesrmle do!a?tırîrMfWe*!wr~"çesıt kabin taşıdığını ima etmişti. îngiltere'deki Jodrell Bdnk gözlemevi de. Zond5 ten alınan insan seslerinin, beş ayn dalga üzerinden geldiğini belirtiyordu. Yani Zond5 uzay istasyonundaki teypler. dünyadan gönderilen insan seslerini kaydedip, dünyaya yansıtabiliyorlardı. Kısacası, dünya ile ay arasında konıışmanın mümkün olduğunu anUmıştı Sovyetler Bundan önceki Zond serisi denemelerinden başarılı olanlarla, şu noktalarda çalışma yapılmıştı. • Zond? (3t Kasım 1964). Bu uydn fflnes yörüngesine girmis ve Mars'ı hedef almiftı. • Zond3 (18 Temmuz 1965). Planetler arası araştırma yapmış ve ayın fotoğrafını çekmişti. • Zond4 (Tarihi belirsi;) 1968 Martında atıldıfı «Sylenen Zond4 Batıh kaynaklars gört, Zond5 în görevini başarmava çalışırken aya düşüp parçalanmıştı. Böylece Zond5 denemesi geldi.. Tass Ajansı, Zond5 in kaydettiği başarıları şöyle özetlemiştı: Ayın çevresinde dönmek, Ayın yakınındaki kozmik bölgede araştırma yapmak ve yervüzüce ikinci «Kozmik hızla» dönerek yumuşak inişi başarmak. Zond5, belirtildiği aıbi atmosferin aerodinamik frenleme kesiminde balistik bir yörünge izlemiş ve saniyede 11 kılorcetre suratle atmosfere girmısM. Avusturya. yuvarlak rakam 7 milyon nüfusltt bir ülkedir, Batı Almajıya 56 milyon. Isviçre 5.5 milyon.. Ve Türkiye 32 milyon niifusa sahiptir. Bu ülkelerin Renel nüruslarım da orana rurarak aşağıdaki rakamlar üstünde düşününüz: Orta öğretimde öğrenci sayısı Türkiyede (1964 yılına göre) 475.368'dir. A\Tisturya'da (1931 yılına göre) 79.137'dir. Batı Almarjya'da 1.295.*84"tür. İsviçre'de (1959 yılına göre) 140.284'tür. Şimdi aynı yıllarda orta deırceli teknik öğretim durumun» bakalım: Orta öğretimdeki teknik öğrenci sayısı Türkiyede 82.7r7'dir, AiTisturya'da 79.271'dir, Batı Almanya'da 1.916.774'tür, İsviçre'dc 395^74'tür. Demek ki Türkiyede orta dereceli teknik öğretim 7 milyon nüfuslu AvusUırya ile başabaş gitmekte, 5,5 milyon nüfuslu İsviçre'den çok geride kalmaktadır. Ve işte bövle bir Türkiyede, iktidar, milletin gözlerinin içine balia baka «Her ılde bir imarn hatıp okulu açacağız» diyebilmektedir. Türkijede çalışan nüfusun yüzde 76,5'u tarım kesimindedir. Türkiyede tarım teknisyeni 5.000'den azdır. Oysa Türkiye Ziraatçiler Cemiyeti ihtiyacın en az 60.000 olduğunu belirtmiştir. 1967 1968 ders yılında Tarım Meslek Okullarındaki öğrenci sayısı 2733'tür. Kap;ıtılm;ı>a haşlanan Teknik Tarım ve Bahçıvanlık Okullannda ise geçen yıl 1024 öğrenci bulunmakta idi. Ama, 2 milyon nüfuslu küçücük İsrail'de 151 Tarım Okulunda 23.000 öğrenci okumaktadır. Ayrıca bütün okulların 6, 7 ve 8 inci sınıflarında uygulamalı tarım dersleri vardır. Bulgarist^n"da 187 tanm okulu vardır. Yuposlavva'da 132 tarım okulunda 24.951 öçrenci buIunmaktadır. Türkiyede 1972 yılında mühendislerde 16.000, teknisyenlerde 34.000, tarımda 7.000. sanatkârlarda 520.000 kişilik bir iasangücü açığı belirecektir. Ve işte böyle bir Türkiyede A.P. iktidan milletin gözlerinin içine bakarak: Her üde bir imamhatip okulu açacağım... diyebilmektedir. Okuma cağındaki 5 milyon köyiü çocuğundan en az 2 milyonu Ukokuldan yoksundur. İlkokula giderek diploma alabilen 100 köylü çocuğundan l'i eğitime devam edebilmektedir. İşte bu insan kırımında bir talihle orta eğitimini sürdürebilen köyii çocuguna yalnız öğretmen okulu İle imamhatip okulu kapı açmaktadır. Askeri ortaokullar özellikle kapattırılnıış: yatılı sanat okullannın. teknik tarım ve bahçıvan okullannın kapılanna kilit asılmıştır. Köy Enstitüleri nin zaten ocağına incir afacı dikilmişti. Bu durumda en zeki kihîiı çocuklan karanlıkta boğulup gitmekte. ilkokul bulamıyan 2 milyoıi köylü çocuğu dışında ilkokulu bitiren 100 köylü çocuğundan 99'u karanlığa dönmekte ve l'i imam olmak zorunda kalmaktadır. Vc bu acıklı nıanzara içinde: Hı.r jie bir imam hatıp okulu açacağız... diyen siyasi iktidar kodamanlarının bir teki dahi çocuğunu imam . hatip okuluna göndermemckfedir. Hükumetin Bakanlannı bir bir ele aldığınız zaman hiçbirinin çocuğunu imam yapmak hevesinde olmadığı gdrülrnektedir. Bu konuda yapılacak bir anket ilgi çekici sonuçlar verecektir. Faruk Sükan'dan tutunuz. Millî Eğitun Bakanı tlhami Ertem'e. Mehmet TurRut'a ve Turizm ve Tanıtma Bakanı Kürsad'a kadar cümle AP. politikacısı çocuklarını imam yapmak niyetinde değildirler. Buna rağmen 2 milyon köylü çocuğu okulşuzken ve ilkokulu bitiren her 100 köylü çocuğundan biri için imam olmak âdeta talih sayılırken bu sayın bayların vicdanları pek rahartır. Adalet Partisi iktidarının yukanda tablosunu çizdiğimiz eğitim politikası rasgele bir siyaset değildir. Bu siyasi parti. Türk milletini uyutmakla ve hurafetlerin baskı<ı altına almakla gorevlidir. Adalet Partisinin yiınittüeü hurafeye dönük eğitimin ve: Her ilde bir İmam hatip okulu... ilkesinin sâf İslâm inancmdan ileri geldiğini sananlar aldanıyorlar. Bu eğitim Atatürk düşmanlığı üstüne biııa edilmiştir. Türkiyede sâf köylü çocuklarintn İmam hatip okullarında Atatürk düşmanlığıyla beslenerek yetiştiğini bilenler çoktur. Aradan on yıl daha geçerse her ildeki İmam hatip okullarında beyinleri yıkanmış saf köylü çocuklan millet hayatında alabildiğine güçlü bir potansiyel yaratacaklardır. Bu tehlikeyi görmemek için kör olmak gerekir. Bu tehllkeyl bilen her vatandaşımız iktidar partisi ileri gelenlerini nerede görürlerse yakasına yapışmalı ve sormalıdırlar: Köylü çocuklanna lâlk eğitim imkânlartnı neden kapatıyorsunuz? Niçin köylü çocuklan İmam oluyor da, zenginlerln çocuklan ioıamlığa heves etmiyor? SU kendi çocuklannm niçin İmam . hatip okuluna göndermiyorsunuz? Askeri ortaokullan ve tarım okullaruıi neden kapaftımz? Eğer İslâma çok âşıksanız ve Müslümanlığı çok seviyorsanız, Basbakanlık veya Bakanlık koltuğunu bırakıp hnamlık yapmayı niçin düşunmüyorsunuı? Bu sorular karşısında Adalet Partisi ileri gelenleri dut yemij bülbüle döneceklerdir. •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••«••0 İlk müstakil ders smanlı împaratorluğunda bakterivolojinin gittikçe ö'nem kazandığı anlaşıldığından Askerî Tıbbiye Mektebinin ders çroeramına 1889 tarihinden itibaren müstakil bakteriyoloji der»I konmuş ve bunun hocalığına Paris'te bu ilmi tah sil etmiş olan Dr. Hamdi Aziz tâyin edilmistir. Ktsa bir süre sonra Sivil Tıbbiye Mektebinde de aynı zat bakteriyoloji okurmağa başlamıştır. Ayrıca genel pafoloii muallim moavini Dr. Zühtü Nazif ve Patolojik Anatomi muallim maavini Dr. Rifat Hüsamefrin Bakteriyoloji tahsili icin Parise gönderilmlşlerdir. Bunlar 1892 de memlekete dönmüsler ve Dr. Rifat Hüsamettin 1893 de Baytar Mektebi bakteriyoloji hooalıçına atanmıştır. O Bir başka gerçek *'•'' ürkiyede mikrobiyoloji tarihinde unutul. maması gereken bir bajka irerçek de Dr. ™ M. Nicolle henüz tstanbulda iken açılan ve Türkiyede bakteriyolojinin gelişmesinde ve yeni bakteriyologlann yetiştirilmesinde büyük etkiler yapmıs olan iki bakteriyoloji lâboratuvaruıı idare eden iki hekim yâni GUlhanede Dr. Deycke ve Hamidiyei Etfal Hastahanesinde Dr. Ömer Fuat da Dr. M. Nicolle'in yanında yetişmemişlerdir. Difer taraftan Dr. Nicolle daha TUrkiyeye gelmeden bakteriyoloji hocası olan Dr. Hamdi Aziz Tıbbiye mektepleıinde bu ilmi öğretmeğe devam etmiş, bakteriyoloji lâ boratuvarını gelistirmiş ve bu alanda tercüme ve telif eserler vermiştir. Telkihhane Dr. Zühtü Nazif beyden sonra Dr. Rifat Hüsamettin bey tarafın dan idare edilmistir. Kuduz Enstitüsü Dr. Zoeros Paşanm idaresinde 1889'a kadar kalmış. onun yerine önce Dr. A. C. Marie ve 1900'de de o zamana kadar kuduzla hiç meşpul olmamış 29 yaşında bir hekim, Dr. P Remlinger direktör olarak sctirilmiştir. Dr. P. Renılinger kuduzu yurdumuzda öğrenmiştir. MEVLİDİ SERİF •i • •*•• Sovyet «İlk» leri Izay yansında bütün «ilk» lerin Rusya'dan gelmesi ü zerine, 1965 yılında, tngiliz gazetesi Sun, vukandaki tabloyn okurlanna sunacaktı. Gerçekten de, ilk yapma uydu Sputnik, uzaydaki ilk dünya canlısı Laika, ilk güney yörün^esine giren uydu Lnnik1, Ay'a ilk temas eden Lnnik3, Ay'ın görün meyen vüzünün ilk fotofrafları, uzaya çidip dönen ilk canhlar Strelka ve Byelka, uzaydaki ilk insan Gaçarin, ilk kadın Tereskova. ilk üçlü nçnsun kabramanları Komarov, Feoktistov ve Yegorov hep Rustnrlar... rü Sir Lovell de «Zond5 denemesi, büyük bir ıhtimalle aya Rusların Araerikalılardan çok daha önce yaklasacakları aıılamına geliyor. Zond5 in dunvaya döndüriilmesi, birkaç ay içinde aynı çeşitten bir araçla ay çevresinde insanların dolasabilecegini şöstermektcdir» iı .du GRlPİN LABORATUVARI ile PURO TUVALET SABUNU ve ; FAY FABRİKALARI sahip ve müessisi ECZACt Necip Akar'n vefatınm 11 inci senei devriyesi münasebetiyle aziz ruhuna ithaf olumnak üzere 27/9/1968 Cuma giinü, ö'|le namazını müteakıp Beyazıt camiı şerifinde Hacı Hafız Nusret Yeşilçay, Hafız Zeki Altın, Hacı Hafız Ali Gülses, Hafız Azız Bahrıyeli, Hafız Hüseyin Top'un işti raklerıyle okutulacak Mevlidl Şerife, arzu eden. ak raba, dost ve din kardeşlerimizin teşrifleri rica olunur. AİLESİ Dr. Maurice Nicolle'nın Türkiyeye Relmesini hazırlavan olay 1893 ağustosunda fstanbutda beliren kolera salgınıdır. Bu salguıın oldukça hafif ?cy retmesinden dolayı hckimlerin bir kısmı hastalığin kolera olmadığım iddia etmeye basjamışlardır. Bu durum karşısında büyük bir komisyon kurulmuş, şehrin bütiin sularının muayenesi için Tıbbiye Mek tebinde yeni bir bakteriyoloji laboratuvarı açılması kararlastırılmıştır. Bu sırada iki Türk bakteriyo loitu Dr. Zühtü Nazif ve Dr. Rifat birbirinden ayn olarak bastalann dışkılarından kolera mikrobunu ayınp salgının kolera olduğunu kesin şekilde «rtaya koymuşlardır. Diğer taraftan Sultan II. Abdülhamid beliren saleina karşı ne gibi tedbirler alı nab'leeeğini Pasteur'dan sormuştur. Sultan. aldığı cevapta bildirilen tedbirleri tatbik edebilecek bir hekimin gönderilmesini Pasteur'dan istemiş ve bn. Sonuç örülüyor ki Türkiyede mikrobiyoloji bir çok ilim adamının bin bir zorluk içinde ve sırasmda hayatlarını tehlikeye atarak yaptıkları çalışmalarla başlamıs ve onlann basanlarıyîe gelij miştir. Bu bakımdan Türkiyede mikrobiyolojinin kuruculuğu şerefi, haklar çiğnenmeden, tek bir kişiye verilemez. G •••• • ••a •••• •••• •••• *••• •••• •••• •••• Artık sıra ayda •«•• ••*• •••• B ochum gözlemevi nıüdürü Kaminski'ye göre, «Ruslar. içinde üç kişi bulunan bir kabinle ay manevrasına girişebilir artık..» Jodrell Bank gözlemevi raüdü Yeni Ajans 527111217 20J*inci Şubemiz u Bugün (25 11968 Çarşamba) etinize girdi. şubsmizeait P.ir a»tronotun heyecanını yendikten sonra, sayılamıyacak kadar çok düfmelerle doiu kumand.. tablosuna eğilmesi gerekir. Bu tablonun önüne nzayda otnranların sayısı 34'ü erkek, l'i kadın olraak üzere 35 kişidir. Evet, bütün belirtiler ve yorumlar aynı noktaya ıtavanmıştı: Ayın yoln artık ınsanUra açılmıştı. Bu yol pek kısa değildi ve varı lan yere kolay gelinmemişti açıkçası... Uzayda insanlığı temsıl eden. 20 nci yüzyılın en güç ve en zevkli mesleginin sshiplerı «stronotlardan, 35 i bu denemeye Ve bugün, Zond 5 deneyi ile. uzayda 2966 dan beri göriiimeyen insanların. veniden göruneceklen müjdesi geliyor. Hedef aydır artık... Bu eıma ne olabilir? Ekşi elmama? Amasya elmasıını? Biz elma diyelirn, sız bulun... Manajans: 2736/1122; ?a*(»1 Özel Site KoJeji Müdürlüğünden 1 Velilerin devamlı istekleri üzerine yeni açılan Orta, Lise sınıflarma gündüzlü ve yatılı kız ve erkek öğrenci kayıtlarına devam edilmektedir. 2 Okulumuzun bütün sınıflarmda takviyeli Fransızca, Ingilizce ve Almanca lisanlar) okutulmaktadır. Sayın velüere duyurulur. Müdiriyet Adres: Mecidiyeköy, Gayrettepe Tel: 48 42 69 Curnhuriyet 11242 Ölel ve ayrıca yılın 7,S milyon lira tutarındaki ıkinci ikramiye Sayın Mevduat Sohîplerine bol sanslor dılem Yarın: SONUÇ Moran: 2155/112521
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear