Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8AHİFE DÖRT fetepede Uralanaıt kSfkfln en üjt katında »Beyaz» imâline (eçildifi (üaden itibaren, Nacirenin herecanlı, kuşknln hayatı yeniden baflsdı.. Remzl on* mrtık iyiee bağlsnmış görttnüyor, bfitfin ıırlannı biç çekinmeden yanınd» ortaya »eriyordo... Çıkan malların tiimfi, Marıilyay» çeşitli yollardan ıcvkediliyor. bedelinin bir kıımı orada, bir kısmı lıtanbnlda alınıyordu.. Bazen, altınla ödeniyordu, eroinin karçılıgı.. Bu, nmnmiyetle, BeyrotU yapılan ahfverişlerde olayordn.. tl T« katiller tarikatinın prensip leri lörleydi: 1 Hiç Dir şeyrioğTUdeğildir ve herşey ciizdir... 2 Başkalarını öldürmek Cen net» gitmenin birinci »»rtıdır!.. Î7 Temrouz 1968 CTTMJTURİYET S YILMAZ ÇETINER Esrarlı şerbeller içilen bir cennelî... B Yalnız Kapalı Çarşıda limdi (ünde 4050 kiloluk altın «atısı yapılır.. Etibank latmaz bunları. Feki o zaman kütçe altın yıllardır nereden, nasıl temin edilir hiç düjündünüz mü? V*ktiyle eroincilerin idare ettiği altın pıyasasını, bugün dışarıya Baz Morfin tatanlar ellerinde tutmaktadırlar... Sonra, diğer takas esyalan; kahve, jilet ve saattir.. Türkiyede pıyasayı istila eden bunlar, uyuşturucu maddelerin karşılığı olarak getirilir ve böylece para dubla edilmif olur.. Eroin, esrar ve afyonun asıl tüketim yeri Amerikaydı.. Franladan oraya satıhyordu bütün mallar.. Avrupada 50 bin lira olan B e yaz zehir, Yeni Dünyada 200 bin liraya müsten buluyordu.. Devletin ve bir çok hayır kurumlannın milyarlarca dolar «arfetmelerine, Narkotik büroların bütün gayretlerine rağmen Amerikada uyustu'ucu maddelere olan tutku gün geçtikçe artıyordu.. Orada Homoseksüellik, eroin. esrar ve T^SD üe atbaşı yarıs ediyordu.. Kısa bir süre önce Harward Üniversitesinde yapılan t r arastırmada öğrencilerin beşte birinin cSeyaz» kullandığı çıkmıştı ortaya... Şimdiye kadar 37 bin hasta üzerinde deneylere girisen Dr. Oberia Dempsey bu konuda son derece kötümserdi.. Amenkanın daha en az 50 yıl bu âfetten kurtulamıyacafını Ileriye sürüyor ve bunu ispatlıyordu genç ilim adamı.. ini kanştırarak «Şpeedhall» dıye bir başka ıçki ;ıkarmış!ardı ortaya.. Bu kanşımın en iyi sarhoşluğu verdıği, bütün dünya dertlerini unutturduğu propagandası yapılıyordu ıçicıler arasında.. Yine resmi m3ka»n)ara göre, bugün Amerikadı 3312 kişide 1 kişi uyuşturucu madde kullanıyor.. Ama bu rakkam 1914 yılında her 400 kişide 1 kişiydi.. Esrarla idare edilen devlet Eroin yaparken duyduğu korku vapurla karşıya geçorken bir eziklik, bir ürperti duyuyordu içinde!.. Bu, araçlgrı eîine ahncaya kadar devam ediyordu.. O zaman kendini top^rhyor, işini bitirmeye çalısıyordu.. Naciye burnunu tülbentle örtmesine rağmen, lâboratuardan çıkınca doğru helâva kosııyor.. öğüre, öğüre kusuyordu.. kasıkları ağrıyordu bu aracia.. Fakat kafası, rakı sofrasından kalkmış gibi dumanh oluyordu.. eraber olduğu sırnda. Remziyi esrara tutkustından vszgeçirmeyee çalıştı ama, adam kadının sözünü dinleyecek, sıhhatini dü^ünecek durumda değiJdi. Baksana dıyordn.. Babs Musa 75 yafjinda demir gibi.. daha uzun yıllar çok kimseyi günderir öbiir tarafa da kendisi verinden kıpırdama/.. HâJâ esrar içîyor... Ama o başka.. sen!.. Remzi yaııağını okşııyor... Bunlan öğrenemcdîn mi. a kızım?.. diye siıem edivordu Naciyeye.. Sankız, kurukafa gibi degildir.. dimaçını parlatır.. yaşatır ınsanı.. atalarımız esrarla memleket idare elmişler!.. Duymadın mı hiç!.. Sonra gülmeye ba;;.yor.. eliyle sanp, tükürüklediîi çıfte Uâğıttan bir kaç nefss çektiriyordu... kusacağı geliyordu Renç kadının.. tiksinerelt dostunun dediğini yapıyor sonra dışarıya çıkıp parmaçı ile iu^mağa çalışıyordu sessiz sessız.. Naciye bu arada öğretımişti Sarı kızın hıkâyesıni.. u tarikata girebllmek içln fedai olmak iizımdı... Hv san Sabbah ile fedsiler *rasında ise bes altı fcademe d»b» vardı. Fedai seçilen kimse: deli kanlı, çok yakısıklı ve ^üzel olmahydı. Bu nitelikleri taşıyan aday seyhin huzuruna gö'türülur, orada kendisine esrarlı ıtrbet içirilirdi.. Hasan Sabbah tarikat içinde Şeyhülcebel». Yanl seyhlerin dağı, yeyhlerin en büyüğü idü. B Eroin ve Hombitas karışımı... ederal Narkotik Büronun tahminlerine göre, Amerikadaki 60 binden fazla eroInmana hergün daha binlercesi katılıyordu... (Aslında 1 milyona yakındır yansından fazlası zenci ve yüzde yirmisi kadın olan toksikomanlann çoğu NewYork civarında oturmaktaydı... Tütkiyede Haşhas tarlalarından çıkarak, Suriyenin kızgın çöllerini asan, Lübnan veya Fransadaki lâboratuarlarda işlenen eroin Mafia çetesinin eliyle Amerikaya gidiyor... ve 5onra New Yorkta süt yeya ekmek sibi sessizce dağıhyordu.. Harlem.. 96. Cadde ve Brodwayda köşe başlarıydı satıcıların yerleri.. Poliı bunlan gayet iyl biliyordu.. «Küçük Bomba> anlamına gelen Homlitas adıncia bir zehir bugün Amerikada binlerce insanı pesinden sürüklüyordu.. Hombitas ile eroini, bazen de koka F emzi ile Naciyenin beraber çalıştıkları şebe'ıcnin bir kolu Beyrutta.. atm asıl merkezi ltalyada idi.. Onlar îstanbulda malı teslim eder, ordan sonrasına kîrışmazlırdı.. Parasını ödememek gibi bir durum pek öyle kolay kolny olraazdı.. Bunu ancak, kapkaççılar ynparlardı ki, Remzi'niD işi yoktu onlarla.... Göztepede aşağı yukarı syda iki üç imalât yapılıyordu.. Hcr defasında lü12 kiio üsyaz zehir çıkartıyordu Naciye.. Eline bir hayli para geçiyordıı ama, har vurup harman savurııyordu yine.. Çocuğu ile kardesıerinin geçimini ayırdıktan sonra, su gibi harcıyordu kalanını .. Boğazdaki lokanta srda her akşam yiyip ıçtiktsn sonra Beyoğluna gazinolara çıkılıyur.. ve oradan gizli kumarhanelere gidiliyordu. Naciye, Remzinin bakara oynamasını seyrediyordu sadece.. Eroinde olduğıı gibi, bunda da direniyordu... Sekiz ay.. on ay.. on iki ay devam etti ayni hıyat.. Genç kadın artık zıvanad.ın çıkmrştı!.. Ama, Mal yapmaya gireceği gün ler, eskisi çibi heyecanlı ve ürkek oluyordu.. Büyükderede kafayı çekip. eğlemlikten «onra R lardı. Hasan Sabbah admda bir adam 1090 vılında «H:'şiş» devletini ve tarikatım Irurmuştu... Şarki Ismailiye, Batıniye, Melâhide. Elmutiye gibi adlar taşıyan bu tarikat çok ncaip pren sipler kabul ettirmisti mensuplanna.. BaşkjJarını öldürmek, cennete gitmenin oırmnı çartıydı.. Bundan dolayı «Haşişin» lere katiller devle'i denmişti.. Hasan Sabbah tranın Rey şth rinde doğmus ve •jgıenimini en yakın iki arkadaşı Ümer Hayyam ve Nizamülmülk il e Nişapur medresesinde v:ıpmı?tı. Du arada kan kardeş olan üç genç ölünceye kadar biribırlerine y*.r dım edeceklerine xöz vcrrruşlfrdi aralarında.. Omer Hayyamın ünü dört bir yana liagılmış. Niza mülmülk ıse Alparılanın ve Meliksahın Başbakanı olmuştu. Hasan Sabbah da arkartaşımn yardımıyla Melıh Şahın müsavırligini yapıyordu... Yakısıklı delikanlı, ssrhoş olup kendinden geçtikten ionra cennet gibi süslü, güzel bir bahçeye çıkanlır... Az sonra gözl*rini açınca essiz manzara il« karşılaşarak hakikaten cecnette olduğunu sanırdı.. Fedal delikanlıyı genç kızlar yan çıplak elbiseler içinde bahçede dolaştırır, ona her türlü ikramda bulunur ve yin e esrarlı serbetler içirirlerdi.. Hasan Sabbahın cennetinde olanlar dışanya aksetmezdi hiç!.. Kapıcılar. hizmetçi ler hep sağır ve dilsizdiler.. Bir kaç saat sonra. delikanlı «Şeyhülcebel» in huzuruna götürülürken, esrarlı şerbetin dozu arttırılır. fedaî adayı yarı baygın bir vaziyette oturtulurdu.. Kendine gelince hatırı sorulur, cenneti bejenip begenmediği hakkında cevıp istenirdi.. Bu arada, verilen emirleri »a dakatle yapacağınv, icabında canını fedi edeceğine dair delikanlıdan söz ılınır.. EJer, şeyh isterse, babasını bile öldürecek hale getirilirdi.. Hasan Sabbah: bir gün yaban cı devlet elçilerine, neler yapa Tophane'de esrar içerek «dalga» ya giren Kasımpaşalı (E bileceğini göstermek için; kadın erkek, yüzlerce fedainin uçurumdan atlamalarnn istemişti.. Hepsinin gözleri önünde, kendilerini yüzlerce metre aşağıya yuvarlayıp ölen insanlar dehşet içinde bırakuuştı yabancıları.. Hasan Sabbah bu devleti ve ) dünyanın farkında değildi... tarikatı 36 yaşındayken kurmuş lâ inançlarını devam ettiren tu.. 1256 yıhnda llhanilerin or Hasan Sabbahın mürıtlerine taya çıkışına kadar rievam etti rasianmaktadır.... «Haşiş» in cinayetleri.. Bu arada fedailer tarafındnn bir çok Yarın: Hükümdar, kıymetli bilgin. öldürüldü.. Nihayet 166 yıl sonra Sen benim annera devlet haritadan silindi ama, tadeğilsin rikatın döküntüleri kaldı. Doğuda, Hindistanda veya Iranda hâ Aradan bir süre 4«<,'tıkten sonra Hasan Saobah ariacaşı ve kan kardeşi NizamüiraüSkü Başbakanlıktan devırip yerıne g*çmek istedi.. Ve bu vüzden lmparatorluk içinde ti'turuimadı... Isfahanda, oaşka oır nrküJaşı Ebül Fazılın yanın.ı gidorek orada Selçuk ı;cvletı nleyhıne faalıyete başladı. CDül Fazııl, Hasan'a, her <abah KJİıvaltıda ve oğlen yemeklerinde teskin edici, afyonlu ılâçlar verivor. ancak bu şekilde onu uysailaştırabiliyordu... Bir ara Hasan Srfbbah Mısıra gitti.. Orada Fatimiler kendısine iyi bir mevki Vrtrdüsr.. lltifat ettiler.. Fakat ad:ımı poıtikaya karışıp. herlccsı »iribiıine katınca Mısırdan ra kovuldu!.. Nihayet, trana dönüp jıizli tarikatım kurdu. Hile ile onCe bir kaleyi, sonra ii^erlerıııi eline geçiren Hasan Sabbah küçük bir devlet meyd.ına getirdi kısa bir süre içmde ... Bütün Avrupada ün satan katilier devle IST 06 "5 Ou.so 07 00 07.05 O7.r.O 07 45 07.M 08 00 08.15 08.20 08.45 06.00 09.15 09X5 09 50 10.C0 10.03 30 20 10.4u l'.OO 1145 12.00 12.05 12.25 12.40 13 00 13.15 13.30 14.00 14.15 14 30 14.45 :C05 15.20 16,(jo 16 15 16.35 17.00 17 05 17.30 17 50 19.00 19.5 19.45 20.00 20 30 2050 21 00 21.10 21J0 22 00 22.45 23 00 23 55 18 55 17.00 17.30 18 00 18 30 19 15 19..70 20.15 21 00 2i 45 22.00 23 00 23.30 01.00 A N B ÜL J 123456789 Hasan Sabbah farikafının içyüzü... N uslümanlar ılk defa Iran seferi «ırasında esrar ve afyon ıçme âde'ini bulmuş Dişf Bond MODESTY BLAISE Garth Acılıs ve Drosrram Oünavdır. l l ı Ki've Haberler Günavdın (II) h a b e r l e r v e hava d u r u m u İstanbul'da b u e ü n K ü c ü k ilânlar v e müzik Hsfir batı n ü z i B i S a z eserleri S. Köktüık'ten sarkılar F Eee Orkestrası N Merctnlı'dan lürküler Ev lcir. \ ıvolcı.se! soloları Ovun havaları Ara haberler Hafif Baıı müziSi Ö Kale'den sarkılar Arlasi varın Sabah kcnseri I DoSru«oz'den »arkılar Ara haberler ve ilânlar M Akkus'aan turküler Kücük Crkestra M Demirkıran'dan sarkılar hoberler: Resmi Gazete E. Kongar'dan ş»rkıl»r Reklâm Drocramları O Avsar Orkutrası Solistler ceçidi F Akel Orkestratı Türküler Cccuk Bahced Yaz Okulu T Yaiiucelik'ten sarkılar Yavlı calıılar toolulufeu Solcdar. solova Ara haberler Erkekler Falll Köv odası Reklim Droeramları Haberler ve hava durumu G. Ersel'den sarkılar CeDheden mektuDİar Yurdun tesi Simdiki aklım olıavdı Hahtanın sarkıcısı 24 caatin olavlan RereD Blreit'ten »arkılar İzlfrıimci müzik Reklâm orocramları Haberler Plâklar arasında Çzetler: oroeram: k t o a n ı ı İSI^NBUL İL RADYOSU Acılıs ve Droıram Di.'koteBimiıden Kücük konser Gtr.clere müzik Senfonik mtizik Radvo İle Fransızca (21. dert) Aksim konseri Genclerle beraber Ooeralardan »ecmeler Hafif müzik Gece konseri Caz rouziSİ H&fiî Batı müzlK Fronam v e k»oanı» 9 SOLDAN SACA: l topluluklanndan birinin mensuya başlama nareketi» dir. bu, para verilen veya bilet satıYUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Kendisinden rakı veya şarap lan yer. 7 Son Osmanlı padigibi şeyler çıkanlan esas madde şahlarmdan biri, hayvan gıdası. 8 Tersi «kar(karma söz). 2 Yunanistand3 nı tok olmayan bir yarımada, cuma günleri mibal yapıcı haynarelerden verilen. 3 Tesbihvan» anlamına lerde bulunan kısımlardan, her iki sözd'ir. 9 ne niyete yenilirse o tadı veren Bir soru takısıyemişlerden. 4 «Lezzetine bak nın tersi, «orta da öyle kabul et!» karşılığı karçalışma devrema bir emir, bağırsaklar (eski si esnasında öbir tıp terimi ve eski usul çogul). denmesi gere5 Kaşıntı veren parazitlerden, yoksullara para yardımı yapma OaokH OulnucaniD ken hisse» mâişi. 6 Romanyada yasayan halk «ekiı nasına iki söz. 1 Afrika kıt'asının en güney kısmına düşen sivri çıkıntüı noktaya verilen ad (iki söz). 2 «Adam akıllı sarhoş duruma girmiş familya efradı (iki söz). 3 «Bazan idrar yolunda 'oplanıp sancı yapmaya sebep olan bir çeşit kum birikintlsine verilen ad» (iki söz). 4 Küçük çocuk yemeği, yanş beygirleri besleme yeri. 5 Tersi bir edattır, Asyada büyük bir çöl. 6 Dengell lnsanlan idare etmege yarayan kuvvet, deniz avlanmasında kullamlanlardan, ber derds karşı bulunamayanın dörtte lkisi. 7 «Erkeklere mahsus bir çeşit ayakkabı yahut kadınlara bazı zaman başörtiisü vazifesi gören şeyi imal et!» mânasına iki sözlü bir emir. 8 «Büyük çaptaki bir cins agaç» anlamına iki söz. 9 Üye, tersi «sof ra basaıa geçip atıstırma DÜNKO BULMACANIN HALLEDtLMfŞ ŞEKLÎ NASIL RALLEDİLECGK YukandaJd rakamJı bulmacada Mdecc 4 tane nnntıtm (ipucu) ve b tane soooç rardu Boş kalan 12 karenin içine 1 den 9 a kadar uysrun birer rakam koyarak ve top» laraa, çarpma. çıl'artma, bölme işaretlerine nikkal ederek «odiin sağa ve yukarıdan aşağıya balınarada göslerilen sonuçlan bulunu*. Birıu vaktinizi «lu ama, bof vaktinizi hoşçu peçinni; olursuuua Yozm: MAURICE DEKOBRA BERİN KURTBAV; Annc Mariel 59 Schurmanns caddesinde. Sondan bir önceki ev. Çabuk tanırsınız.. Kapısı beyazdır. Bu bina Jacobus Halvan'mdı. Ezeli nişanlısma verdi. Pretoria' da bulunduğu zaman onu orada görmeğe gelir. Apeidom, Mrs. Sandra'mn hâlâ ?ehirde olup olmadığını öğrenmek istedi. Komıser bir dosy^ya baktıktan sonra, o sabah, Halvan ile buluşmak üzere Johannesburg'a gittiğini bildirdi. Bu seyahat Apeldorn'u memnun etmişti. Yerinde yapmak istediği incelemeleri kolaylaştınyordu. Aynı akşara, güneş batmadan, verilen adrese giderek evi kolayca buldu. Geniş, çiçeklerle süslü bahçeye fjirdi. Bekçinüı kulübesiriin önünde durdu. Adam. Viljoen adında yaşlı bir Afrikanderdi. Mavi gözlü, nasırlaşmış eli, sevimli bir tnsan.. Apeldorn onunla kendi dili ile konuşmağa başlaytnca çabucak ahpap oldular.. Mrs. Sandra seyahatte oldugundan, bekçi yalnızdı. Difer işçiler, evden iki yüz metre uzakta, kulübelerinde yatıyorlardı. Apeldorn ziyareti için bir sebep uydurmuştu. Duyduğtıma göre, Mrs. Sandra, bölgemizdeki kazılardan çıkan antika eşyaya çok meraklı imiş.. Onu ilgilendireceğini sandığım bazı şeyler göstermek istiyorum. Lâftan lâfa geçerek, konuşmayı ev sahibesine getirmislerdi. Geveze olup konuşma fırsatını her zaman bulamıyan yaşlı kapıcı açıldı: Oh.. Mrs. Sandra getirdiklerinizi alabilecek dunımdadır. Hatta en pahalüannı bile.. Onda eksik olan para değU.. Yok canım.. Tabii.. Müstakbel kocasının cebine elini uzatması yeter.. Demek doğru.. Jacobus Halvan ile.. Pretoria'da herkes söylüyor.. Ondan çok daha genç.. Fakat atalar sözü vardır ya.. Altan her 'capıyı açar.. Apeldorn, Pretonia Atlısı hakkında daha çok bilgi almak istiyordu. Ahpapça bir sesle adamın ağzıru aradı: 'ma.. genç bir kadın milyoner de olsa vaşU bir koruyucu yanmda, daha eenç bir erkekto te selli aramaz mı? Piposunu çiğneyerek gevezelik eden Viljien göz kırptı: Mrs. Sandra'mn kaideye uymadığını slze kim söylsdi? Yftni? Hiç.. Hayahnda demin bahsettiginiz gibi biri var da.. SaU mi? tetnl daha da alcaltaıak, kapıa A N K A R A 06 25 O6.,".O 07 00 07 05 07.30 07.45 08 00 08.05 08 10 08.40 09 00 09.20 09.sO 10 05 10.25 10.55 11.15 11.30 12.05 12 20 12 21 :2.?0 13.00 13 15 13 30 1400 14.15 14 4.) 15.00 15.05 15.30 15.45 16 05 16 45 17.30 37 ^n 19.00 1930 1»35 19 50 20.05 20 25 20.40 20.35 21 00 21.10 21 30 22.50 22 « 2300 23 45 23.5^ 16 ?5 17.00 17.30 18 00 18.30 ıs.in 20.00 20.30 2100 22.00 22.30 3*00 21 ?0 2100 01.00 Acılıs v e orocrun Günavdın (K Köve haberler Günavdın (II> Hi'berler ve h a v . durumu Saba^ müziii Ankara'da bueün Kücük ilsnlar Si.rl.ilar ve ovun havaları A Akkılıc'dan turküler Etjinler Beslenme Sabah konsrri Arkası varın S Erorhan'dan türküler Alburalerden secmeler G Akın'dan sarkılar Cocuk bahcesi Kocser saati T. Encin'den turküler Kıbrıt saati Kücük Uinlar Sarkılar Haberler Reand Gazete Hafif müzik Reklâm o r o e n m l a n Türküler Cesitli müzik Y KiD'den sarkılar Ara haberler ve ilanlaı Plâklar arasında M Sünbül'den türkülo R Bireiften sarkılar Yaz okulu Cesitli müzik Köv odası Reklâm nroeramlan Haberler ve hava durunu Kücük ilânlar Y AİDdoean'dan törköleT SUâhlı Kuvvetler Saati S. Tegrcen'den sarkılar SDor IVreiîi Kücük kcnser Bir varrnu bir rokmuî 24 »aatin olavlan ve Uâıılaı CaSdas Türk tiiri Brkekler toolulufu M Erdal'dan türküler Haberler Gece konıeri Çece vansına dotru Ozetler oroıram ve kaoanıs ANKARA t t RADYOSU Acılı? ve orotrrsm Sevilen melodller Oda müziSi Cesitli müzflc Senfonik mflzfk Radvo iîe ln«ili«e« (21. dersi Ak«»m konseri < Cesltn f.îkelerden haflf müzik (, Son haftalann rerlrdlB îtalvadan müzlk Gece konserl Onlü » l t a t v e teoluhıkltr Geee varısına dofcu Gece r # müllk Prcrram ve T n a a ı t ı Bu <ter ONK Coorrierji Aiansından «ttın •lınmıatır Tiffany Jones TIFFANY JONES fnşaat ve Nakine Yüksek Mühendisleri Aranıyoı Etibank Alüminyum Tesisleri Grup Müdürlüğü Ankara Merkez Teşkilâtında çahştırılmak üzere: a Bir tecrübeli İnşaat Yüksek Mühendisi ile, b Enaz on yıl tecrübeli bir Makin» Yüksek Mühendiii işe ahnacaktır. Ücret 4/10195 sayılı Kararnameye müstenid Yönetmeliğe göre ödenecekrtir. İlgililerin: ETİBANK ALÜMİNYUM TESİSLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ Ankara adresüıe müracaatları rica olunur. (Basuı: 21528 A. 9291/8291 ochroeder admda bir Alman.. Üç haftadır hiç »eğilse dört akşam bizim hanımı görmeğe geldi.. Sağ eözden sonra, solu 'a 'irparak: Her defasında Jacobus Haivan seyahatt* idi.. Öyle ise iyi anlamışım. Peki bu Schrortsr burada oturmuyor mu? Viljoen kollannı havaya kaldırdı: Elmascı izin venr mi? Böyle biri olduğunu biliyor mu ki? Evet, ama ne döndügünü anladığını sanmıyorumApeldorn da kapıcı ile beraber gülmeğe basladı. Sonra, önemsiz bir şeyden bahsediyormjş gibi. 1u mes'ut delikanlı demek şehirde oturuyor? Transvaal Otelinde. Güzel kadınların sırtından geçinea başıboş biri olmalı... Hayır.. İyi bilen biri, ırdunun istihbaatınds Elıştıgını söyledi. Apeldorn sıçrariı Büyük bir hayretle: N'? diyebildi.. Ldt aramızda. bir şey anlamıyorum. Bu eve kaç kere girdiğini gördüm. Pek de yakısıklı bir adam. Sanşın.. Uzun boylu.. Fakat anlamadığım bir nokta var.. Hangisi? ;Ter zaman İngilizce lronuşan bu Schro'îder'i, o makamtara Halvan'ın tavsiye ettiğini? Mrs. Sandra'ya kur yaparak teşekkür etmesi biraz gariD kaçıyor.. Doğru.. Çok garip.. Ama Viljoen, bir *Ovan^aki anlar kadar, bu dünya garipliklerle d o ludui.. Ben de çoktan anlamaktan vazgeçtim.. Ne ise, Mrs. Sandra döner dönmez. antikalanmı göstermek için tekrar eeürim Çck teşekkür ederirn. Apeldorn kap.cıya veda ettikten sonra. vaMt ''.aybetmeden Transvaal Otelinin volunu uttu. Şehirdeki en iyi oteldi. Antrede eezindi. nagij'di. salonda gruplar hallnde oturan müsteriIsri. arasında dolaştı. Birden. •iniıormal! b*r Mm?n subayı ile dama oynayar tir sivile görii takıldı. Oate iyi görebilmek için biaz vaklaştı. Karşısınc'aki sar n adam, Mrs. Sandra ile ara binen insandı. Bir gazete alarak, konuştuklanm duyabilmek üzere yakınlanna oturdu. tngilizce pörüşüyorlar, fakat ciddl bir şey söylemlyorUrdı. Apeldorn tekrar antreye döndü. Resepsyonda büyük bir ilfln asılı idi: (Arkaaı var)