23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE İKİ î Harfran 1968 CUMHURÎm "DEVlEL'BlLve ANAYASA MAHKEMESİ Prof. Dr. llhan ARSEL irkaç yıl önce yine bu gazetede yayınladığım u bir yazıda Anayasa Mahkemesinin, g«nellikle, kendi yetkl smırlan İçerisinde hareket ederken pek çekingen, pek ürkek davrandığını, bn yetkileri Anayasa çerçevesinde genişletme yönünde ciddî denebilecek gayretlerde bulunmadığını, halbukî bulunması gerektiğini; çoğu zaman Kurucn Meclis'in iradesiyle kendisini bağlı gördüğünü, halbuki buna zaruret olmadığını, zira referandum yolu ile halk tarafından oylanmış bir Anayasa'nm uygulanmasında Kurucu Meclis'in niyet ve maksat larını öğrenmeğe mâtuf bir dayanak arama ihtiyacında olmadithnı. belirtmiş; ve bu Yüksek Mahkeate'nin, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlara gö re değil, fakat «içinde bulunması gereken» sartlara göre Anayasa'nm denetimini yapması lüzumu üzerinde durmuş ve bunu yaparken de memleketin demokratik hayatının yaratıcısı olmasını ve bu sebeple mümkün mertebe geniş yetkiler iktisabından ka ••••«•••••a • •!• • ••• •• » • • ••• >••• Sıcaklık yükselecek cçtiğimiz haftanm hava olayl an mevsimine uygun düştü. Az yağışlı ve sıcak günlerle baharın son haftası da tamamlandı. Yurdumuz, kuzeyinden kötü hava aynınlan ile doğıı bölgeleri • mizde çöreklenmiş olan bir alçak basıncın etkisinde bulunuyor. Fransa'da olan bitenler... 1 I B çmmamasını temenni etmiştik. Yeni eğilimler kadar genelllkle deyimini kullanmak kolay olmasa da. Anayasa Mahkemcîi'nin, bu yönde bir eğilim gösterdiğinl izleriz. Filhakika Anayasa Mahkemesi: Önüne getirilen dâvalarda Anayasa'ya aykınlık iddiaları'nın mucip sebepleriyle ve bu sebeplerin dayanaklariyle kendisini bağlı telâkki etmediği gibi, iptâl istemine dayatılan Anayasa hükümlerini dahi bir kenara iterek çoğu zaman dâvayı, o meselede iş görebilecek olan diğer Anayas» hükümlerine göre halletmekte; Cl) Bazı ahvalde lafzi tefsirin de dışına çıkarak kanunu Anaysa'nın ruhuna ve hukukun genel pren siplerine göre tefsir ederek dâvayı buna göre sonuçlandırmakta; (2) Bazan bir metnin Anayasa'ya uygun olup olmadığını denetlerken o metnin yasama meclislerince çu veya bu nitelikte sayılmış olmasiyle kendisini bağlı görmemekte ve onu kendi hukuk ve adalet anlayışma göre nitelendirmekte; (3) Bazı hallerde kanun koyucu'nun gerçek nlyet ve isteklerinin ne olduğunu tâyin ve tesbit. ve «takdir» yetkilerini değerlendirmek, ve kanunun kamu yararına uygun düşüp düşmediğini ölçmek • «nretİ3'le Anayasa'ya aykırılık meselesini hükme J~" bağlamaktadır. (4). T J iitiin bunlar Anayasa Mahkemesi'nin, bazı J t > vesilelerle, ne derece geniş yetki imkânları ve serbestisi içerisinde hareket etmekte olduğunu göstermek bakımından ilginçtir. Bu imkân ve serbestinin, memleketirnizin Anayasal ve siyasi hayatının gelişmesi bakımından lüzum re önemi süpheslz ki son derece büyüktür. Yirmi yılı aşkın bir süreden beri Anayasa hukuku ile yakından meşgul ol tnus ve Devletin temel organları arasında yargı'nın üstünlüğüne gerçekten inanmış ve hele Anayasa Mahkemesi gibi hürriyetlerin bekçisi olacak bir kunıluşun savunuculuğunu yapmış kimse olarak bu tezi her daim yaymağa çalışmışızdiT. Ancak ne var İZfrkl bu yetkji1gea.i«.lemes/tıin hissî, keyfî ve indi öl«üler içerisinde vuku'u ihtimallerine de yînf *toym * a "inutlak m'ançla karşı fcbymuşuzdur. Devle*lh aiier her hangi bir organı gibi «ayet Anaysa Mahkemest de objektif kıstaslara ve llmî ve hukukî ölçülere al dırış ermeden, ve birçok sahalarda muhtaç bulunduğu tecrübe ve bilgilere yabancı kalarak kendisinl geniş yetki iktisabı maceralanna kaptıracak olursa manevî otoritesini ve prestijml yitirme gibl hiç blrimizin temenni etmeyeceğimiz durumları Ister iste. mez yaratmı? olur. Bu konuya ilerde tekrar döneeek ve Yüksek Mahkeme'nin yukarda işaret ettiğimiz bazı kararlannın tartışmasını yapacağız. Fakat jimdilik üzerinde durmak istedieimiz iki mesele var: Bunlardan birisi, Yüksek Mahkeme'nin, bazı konularda giriştiği yetki dcnemelerine. bunlar kadar ve hattâ daha da önemli diğer bazı konularda, hiç girişmemesi veya girişmek istememesi ile ilgilidir. Diğerine gelince, bu da, Anayasa Mahkeme sinin, bu memleketin demokratik gelişmesi bakımın dan hayatî denebilecek kadar Hizumlu olan prestij ve otorîteyi, ancak ve ancak kendi tutum ve kal a ı l a n sayesinde muhafaza edebileceği meselesidlr. £~ '• karara O tarihten bu yana geçirecekbağlamış olduğu hükümleri gözden olursak, her ne aynı hassasiyeti, ayn! alerjl'yi, .Devlet» İle «Hşl» nin karsı karsıya kaldıği her defasmda göstersin; sadece göstersin değil, fakat aynı zamanda klsl hürriyetlerinin Devlet'üı «eşltsizlik» yaratan ağuhgı altında ezilmesi hallerini önlesin. îtiraf etmek gereklr kl bu konularla ilgili ban kararlarını okuduktan sonra Yüksek Mahkeme'nin yetki hamlelerine, kişi hürrlyetlerüıla himayesi maksadiyle tevessül ermekten kaçındığı Intibauıa kapılmamak mümkün değildir. Bir fikir edinmiş olmak için meselâ bazı evlenmeleri idarî merciin iznine bağlayan kanunun Anayasa'ya uygunluğunu öngören kararını ele ala lım. Jandarmada müstahdem bulunan temditli erat İle gedikll erbaşların, mensup bulundukları komutanlıktan izin almadıkça, evlenmelerüıi yasaklayan kanunu Anayasa'ya uygun kabul ederken Yüksek Mahkeme'nin dayandığı gerekçe şudur: «Temditli erat durumu bir kamu hizmeti durumu, ve görülen hizmet de bir kamu hizmetidir. Kamu hizmetinin gerektiği gibi yerine getirilmesi için kayıtlayıcı hükümler koymak hukuk kurallarına uygundur.» (5) Yine aynı sekilde yabancı kadmla evll kişilerin memur olamıyacaklannı ve hattâ yedek subaylık haklarını dahi kaybedeceklerinl ön gören ve X X ncl yüzyıl hürriyet anlayışiyle çatısan kanun hükiim lerini Anayasa'ya uygun sayan kararlannı da bu kategorlye sokabiliriz. (6) Keza, görevlerini ifa sırasmda işleyeceklerl suç lardan ve meselâ kiş) hürriyetlerin] iblâlden dolayı Devlet memurlarmın. tdarece verilmlş lüzumu muhakeme kararı olmadan, yargüanamıyacaklarını öngören kanunu Anayasa ile bağdaşır kabul eden kararını da buraya ilâve edebiliriz. (7) Değil yalnız «Devlet . Kişi» münasebetlerinde, ve fakat bazan, «Siyasi parti Kişi» münasebetlerinde dahi, biraz yukarda partl çıkarlarına karşı besler olduğunu belirttiğimiz alerjiyi göstermekten kaçınmıştır. O kadar kaçınmıştır ki 1965 tarihli bir kararında: «Anayasam:z siyasi partilere üstünlük tanımıştır» mülâhazasiyle. kişi'yi, siyasi partilere feda ihtimallerine dahi cevaz verir olmuştur. (8). Yüksek Mahkeme'nin bu ve buna benzer karar larını. Anayasamızın Kisi'ye tanımak istediği yer ve değerle muvazene haline getirmek blraz zordur. örülüyor ki birçok hususlarda cömertçe el attığı yetkilere, kişi'nin varhğmı her şeyin iistünde telâkki eden. onun irade muhtariyetini esas alan. kişi'yi hiç bir suretle Devlete feda etmeyen ve kişi'ye âzami hürriyet sahası bırakan Anayasa hükümleri konusunda. Iltifat etmemektedir; ve bu oldukça mânidardır. Biitün bu tutum ve davranışlar. Anayasa Mahkemesi'nin tahteşsu'urunda (bllinçaltında). Devletin kişi için değil fakat aksine kişi'nin devlet irin yaratıldığı, ve bu itibarla devletin kişi'ye üstün olduğu. kişi hak ve hürriyetlerinin. Irabında, devlete feda edilebileceği «çizli» fikrl'nin yattığı zannını bizlerde uyandırmaktadır. Bundan dolayı değil midir kl bütün takdir ve saygı duygularımıza rağmen Anayasa Mahkemesine serzenişte bulunmaktan kendimizi alamıyoruz. Fakat söylemeğe hacet yoktur kl bu serzenişler sadece "iyiyi «daha lyi. görme arzusundan doğmaktadır. Biz istiyoruz ki Anayasa Mahkemesi, yeni Anayasamua hâkim «Devlet. fikrini Batı felsefeşine ve antâyışma gSre uysutasmf Devleti, biziro îçhı tapılacak bfr e$fy iett, tekat mutluluğumuzn aagtaya cak lüzumlu bir vâsrta olarak görsün (9); Devletin nlhaî gayesi'nin ne kişlye tahakküm etmek ve ne de onu korku yolu He sınırlamak olmayıp, bilâkis kişiyl her çeşit korkudan âzade kılmak suretiyle, tam bir güvenlik içersinde yasatmak; kişileri hür düşünce istimâline ve hür düşünce yolu He hareke te ve gelişmeğe sevketmek: vatandaşlan ne kendile rine ve ne de başkalarına zararlı olmayacak, bilâkis yararlı olacak davranışlara sürüklemek: ve hii'âsa tek bir cümle ile, Spinoza'nın dediği çibl. Gerçekten hürriyeti sağlamak olduğunu bilsin. (10) ve bütün bunları icraatiyle ve kararlariyle bize ve devlete öğretsin. (11). • •a» »••• • ••• :::: •••• *••• •••• G •;!! •;!! SSSI Yaz mevsiminin ilk haziran haftası için yapılan tahminieri bölgelere avırarak özetlevecek olursak: •••• •••• •••• •••• Deniz Mevsimi Bugün 1 haziran... Yaz ve deJ niz mevsiminin birinci günü, Belli belirsiz gelip geçen ve az yağışlı günlerle tamamlanan ba j har mevsimi arduıdan özlemini çektiğimiz deniz mevsimi de gel ' di. Bundan böyle, yağışı az, güneşi bol ve sıcağı yüksek günleri ile yılın en güzel mevsimini yaşayacağız. Durmadan çalışan, didinen ve yıpranan vucudumuzıin da dinlenmeye hakkı vardır şüphesiz. Bünyemizi revizyona çek i yemizi çekmenin en müsait mevsimi yaı / dır. Guneşin faydalı D vitamln j şin lerinden istifade edebilmek için vücudu bol güneş altında bırakmak ve bu arada denizden de ye $ teri kadar istifade etmek mümkündür. Hattâ lüzumludur da... Ancak. bütün bunları yaparken bazı şeylere dikkat etmemiz icap ? ediyor. ? Birçok hastalıklann rakipsiz | ilâcı olan güneş ışmlarından yararlanırken doktor tavsiyesine uy mak birinci şart. Güneş ışınları S dozunu bu tavsiyeye göre almak | gerekir. Güneşin çok faydalı bil j diğimiz ve D vitamını de getiren ışınları kemik hastalıklarına, ge lişme kısırlığına, deri hastalıkla rına çok yararlı olduğu kadar za rarlı da olabilir. Her ilâç gibi, ve her ilâcın yeterinden fazla kullanıldığında zararlı olabileceği gi j bi... Vücudumuzu güneş ışınlanna terkederken bir anda ve uzun sü re kendimizi bırakmakla cn azından deri yanmasını meydana getirir ve daha fazla daha da önemli hastalıklar getirebilir. Güneş ışınları ile vücudumuzu karart ^ mak gcnçlerin bir süsü olarak görünürse de bu süs için sıhhatimizi kaybetmek doğru olmaz her hal«Je. Bdirli mmanlarda ve be' 5 lirli süreler içinde, aaar. azar yan mak en doğrusu olacaktır. Deniz banyosu İçin de aynı dik kat ister. Birdenbire denize girmek ve saatlerce suda kalmak değil de, ilk günden az başlayıp gün be gün çoğaltarak, vücudu alıştıra alıştıra banyo yapmak daha normal ve faydalı olur. Bazı klişcleşmiş öğütlerle güneş ve deniz banyoları zamanla sınırla nır«a da bıınların her bünye için deaişik olduğunu ve bir kıstas ola mıyacağmı belirtmek yerinde ola cak. En iyisi insanın kendi bünyesine göre ve ihtiyatla hareket ederek en normal süreleri bulması ve ona göre hareket etmesidir. Evet okuyucularım, deniz mevsimi de geldi. Yılın en güzel üç ayı nı en güzel sekilde değerlendirehilmeniz dilek ve tavsiyelerimlz olsun. Bol güneşii günler efendim. • ••a • ••• >••• • ••• >•*• • MARMARA BÖLGESİ: Beklenenden biraz fazla yağışı ile haftayı tamamhyor. Sıcaklık dağıhmı da evvelisine nisbetle daha duşük olmuştur. Bulutlu ve yer yer haf if sağanak yağışlı üç gün daha görülecek ve pazartesi gunünden itibaren bulutlanma azalarak hafta sonuna kadar önemli bir olay görülmeyecektir. Sıcaklık yükselişi beklenmektedir. Deniz suyu sıcaklığl 20 dereceye yaklaşacaktır. • DOĞU BÖLGESİ: Kuzey kesim lerinde daha etkili olmak üzere yer yer yağış ahnmaktadır. İki gün daha durum değişmeyecek ve ardından bol güneşii günlere girilerek hafta sonuna gelinecektir. Hafta sonunda yeni bir yağış daha geçirmesi muhtemeldir. Geçen haftadan daha sıcak bir haftaya hazırlanalıra. G Sonuç • EGE BÖLGESİ: Yer yer ve hafif yağış alıyor. Durumunu pazar gününe kadar koruyacak ve ardından parçalı bulutlu ve az bulutlu gunlere girilerek hafta tamamlanacaktır. Geçen haftadan daha sıcak ve az yağışlı bir haftaya hazırlanalım. Ege sahillerinde deniz suyu sıcakhğı 23 dereceyi aşacaktır. Deniz banyosu için müsaittir. • KARADENİZ BÖLGESt: Değı}ik bulutlu ve batı kesimleri yer yer yağıjlıdır. Doğu Karadenizde sıcaklık yükselirken batıda düsüş hissedilmektedir. Anca!: durum, haf ta boyunca batıdan doğuya geçecek ve bütün sahil boyu sıra Ue yağış alacaktır. Sıcaklık dağılımı geçen haftadan daha yüksek olacaktır. •••• özgürlük deyince Türkiyede. Meşrutiyetlerden beri akla gelen ilk ülke Fransa'dır. Jön Türklerden artakaian bir alışkanlıkia Fransayı özgürlüklerin vatanı sayan Türk aydmı ne yazık ki madalyanın öteki yüzünü görememiş. kendi smırları içinde bakımlı bir özgürlük bahçesi düzenliyen Fransanın sömürgelerinde eli kamçılı bir yönetiml sürdurdüğünü unutmuştıır. * Oysa insan özgürlüğü bir tümdür. Özgürlük ile sömurgecılik bağdaşamaz. Yoksul ülkelerden sağılan kârlarla anavatanda yürütülen kapitalist özgürlük geleneği elbette yıkılacak. yerine çağunum sosyalıst özgürlük anlayışı oturacaktır. Fransa işte bu dcğişimin bunalımları içindedir. Bizler Fransız demokrasisine hayran kişileriz, ama Fransanm daha pek yakm zamanda iki savaştan yenik çıktığmı unutuyoruz. Bunlardan blrl Cezayir MIUî Kurtuluş Savaşı idi. öteki Vietnam... Fransa kabuğuna eekiliyordu. ama iç yapısmda gereken reformlan yapmadıkça bunalımdan bunalıma düşeceği kesindi. Ne var ki sarsıntı. kimsenin beklemediğl bir zamanda başlamış, hesap edilemiyecek olayları birblri ardına dizivermiştir. Bu olaylar dizisini anlamak için olayları yaratan güçleri tanımak gerekir önce.. Bu güçleri üçe ayırabiliriz: 1 GENÇLÎK: Fransada yüksek eğitim gençleriiin sayısı yarım milyonu aşmıştır. Bu gençler bir yandan tüm insaıılıîi kapsıyan blr özgürlük anlayışına sahip çıkarlarken. öte yanda ka»italist toplumun plânsız gidişinde geleceklerini karaıılik görüyorlardı. piplomalarını aldıkları zaman işsiz kalmak korkusu bir yana. eskimiş jsullerle yürütülen bir eğitim icindeydiler. Genç gönüller. kapitalist loplumun adaletsizliklerine isyan edivor. Asyanın ve Afrikanın yoksul insanları hesabına da çarpıyordu. Tum partileri komünist ve sosyalfctinl de katarakyürürlükteki düzenin bir aracı olarak görüyorlardı. 2 SENDİKALAR: Fransız işcisini uzun süreden beri bilinçlendiren örgütler olarak toplum hayatında önemli roller ojıamaktadır. Sendikalar.. Elleıinde çenel çrev gibi nıiithiş bir silâh va"dır. Ama Fransız işcisinin mucadelcsi. Avrupa seleneğine uygun olaraf çoğunlukla ücretleri artırmak yolunda yüıümüştür. Fransız kapitlisti de yeryüzü pazarlarından sağladığı kârlarla emekçilcre tâ\ iz dajıtıp yürürlüktekl düzoni sürdürmck yolunu bulmuştur. Sendikalarm üderlerl komünist ve sosyalist partileriylc dirsek temasları içindedir, ve fcbirliğini yürütürler. Ne var ki sendikalar içindcki genç işçiler, korıünlst ve sosynlist partilerine karsit bir havaya üniversite Kencli.ü ile leraber girmiştir. ."! SOL FEDERASYONU: Bu federasyonda konüııist ve sosyalist partileri vardır. Fransız Komünist Pnrtisi iktidnra «rim yoluyla geçmek ilkesini kahul etnıis. ı o cok partili düzen icindı komünist iktidarın çarelerlni araştırmıstır. Bu hesap sosyalistler ile komünistler arasında işbirlfğine varmıştır. Komünist ı o Sosyalist Partilerin devrlmci Fransız ?ençliğine karşı tutumları ürkek ve mesajelidir. Secimlerde sereken çoğunluğu kazanncakları inancndadırlar: aıketler ve arastırmahr da bu inaııcın sercekleşeceğini haber \ernıektedirler. İşte durum böyleyken tüm partileri ve sendikalan yürürlüktekl düzenin birer parcası savan devriınci gençliğin hareketi patlamıştır. Gençlerin içinde çeşitli eğilimler vardır: Mao'culardan. Tıoçkistlere ve anarşistlere kadar... Toplum düzeninin siyasi partilerle lirlikte eskldigl ve tiimden değiştirilnıesi gerektiği iddiasıvla ortaya afclmışlar, Paris sokaklarına barikadlarını kurmuşlar. Cniversitelcri işgâl etmişlerdir. Genelerin eylemine Fransız işçileri de kendiliklerinden katılınca sendikalar \e partiler hareketin cerisinde ve dışında lalrmk korkusuyla karar almak zorunda kalnıışlaıriır. Başını gencliğiıı cektiği hareket bütün Fransayı saran bir genel eylem nitelîğine dönüsmuştür. Bunun üzerine General De Gaulle: Olavlar Fransadaki büyük değişim dileğini heliHiyor, reform gereklidir. Doğrudan doğruya halk oyuna (referanılum'a) başvuracağım reformlar için.... onaylanırsa yapacağım, onaylanmazsa çekileceğim.... demiştir. Ne var ki Sol Federasyonu. Generalin çıkışını bir manevra saymış, referanduma hayır dcmiş. grevlerin, gösterileriıı ve iş yerlerinin Işgalinin devam edecegini bildirmiştir Gerçi sendika temsilcilerl ikti^ann müzakere masn«ına oturmuşlardır. ama eylem durmamıştır. Daha kısa deyişle Generalin mutareke teklifi kabul edilmemiitir. Bunun üzerine De Gaulle onceki gün yeni bir karara varmış: Referandumdaıı \azgeçtim, Anayasa gereğince Parlâmentoyu fesh ediyorum. serimlere gideceğim... demiştir. Ihti>ar kurt, bu davranışıyla Sol Federasyonu ile gençlerl ve genç işçileri birhirinden ayırmak politikasını tutnıuştur. Çünkü Fransız Komünist ve Sosjalist Partileriniıı ilkesi seçimle iktid.ua geçmektir. Eğer partiler De Gaulle'ün secim kıırarına rağmen genrlikle birlikte eyleme devam ederlerse devriınci yolu tutmuş olacaklardır. Eğer temel stratejilerine uygun yolu kabul ederlerse De Gaulle'ün teklifine yanaşmak zorundadırlar. Olaylara neredcn bakılırsa bakılsın kapitalist dünyada dile gelen büyük değişim gereğlnin zorlaması ve sarsıntısıdır. Bn sarsıntımn Fransayı Amerikanm kııcağına atması düştineejf zayifttt'" FVansada ağır basan güçler ülkeyi sağa değil sola çekecek kuvvetlertfir. Bu olaylann bir ibret dersi de gençlerin yaşlıları silkelemesi, ve koskoca bir toplumu peşinde süruklenıesidir; her halde yarınki Fransa, dünkü Fransa olamıyaeaktır. •••* •••• Kişi ve devlet vvelâ birinci husus üzerinde diiralım. Y u n karda ıemas ettiğimiz karpJar tetkik ve t d lil edileceU olursa göröiür lj anayasa Mahkemesi bazı siyasi kuruluşların davranışlarına karşı şiddet li bir alerji beslemekte ve çoğu zaman sırf bu se~beple yetkilerini en son noktalara kadar götürmek ' ve yaymak ihtiyacını duymaktadır. Alerji besledijii bu davranışların başında «siyasi partilerin çıkarla.rı» e ile ilgili olanları gelmektedir. Daha başka bir,'d yimle Anayasa Mahkemesi, pek haklı olarak, siyasi partilere karşı, tıpkı toplumumuzun rfnde kuvvtt diyebileceğimiz a>dın bazı mihraklannda oldujpu gibl, tabiî bir ürkeklik, bir güvensizlik hissetynektedir. Hiç şüphesiz ki memleket çıkarları yeri/ne parti çıkarlarına yönelmiş davranışlara karşı Wöyle bir haleti ruhiye ve hassasiyet içerisinde harefclet etmesi sebebiyle hiç kimse onu muaheze edeme*!, ve etmeyi de aklından geçirmez. Ancak gönül hrzu eder ki E Bk. 1.DC.1964 tarihli ve K. 1964/61 sayıh karar. Bk. 12.VII.1965 tarihli ve K. 1965/42 sayıh karar Bk. 19.11.1966 tarihli ve 1966/46 sayılı karar. Bk. 27.VI.1967 tarihli ve K. 1967/20; Anayasa Mahkemesi'nin bundan beş on gün önce verdıği ve Seçim Kanununun bazı maddelermin iptali ile ilgili kararı ilerde, kararın gerekçesi elimize geçtikten sonra söz konusu yapacağız. (5) Bk. 5.IV.1964 tarihli ve K. 1965/24 sayılı karar (6) Bk. 25.XH.1964 tarihîi ve K. 1964/77 sayılı karar (7) Bk. 14.XI.1967 tarihli ve K. 1967/36 sayılı karar (8) Bk. 5.m.l965 tarihli ve 1965/13 sayılı karar. (9) Bk. Bertrand Russell Les Dernieres Chances de I'Homme (Fransızca tercümesi) Sh. 219 (101 Bk. Spinoza Ethics. III, App. 27 (II) Her ne kadar 22.XU.1964 tarihli bir kararında Anayasa Mahkemesi, hususi hukuk munasebetlerinde Devletin hususi hukuk hükümierine bağ lı olmasının asıl olduğunu ve bu sahada kişilerden ayrı bir üstünlüğe sahip olmadığını belirtmiş ise de. kişinin sadece hususi hukuk münasebetlerinde değil, fakat asıl bunun dışında Devlete ve topluma karşı korunması gereken hürriyetleri bulunduğu düşünülecek olursa bahis konusu bu kararm (E. 1963/166, K. 1964/78) yukandaki göriişümüzü cerhedecek mahiyette olmadığı âşikârdır. (I) *2> (3) (4) • ••• ıttı • ••• • *•• • ••• • !•• • *•• • ••• • ••a • *•• «••• • ••• • ••• • *•• •••* • İÇ ANADOLU: Bulutiu bir haf taya giriyor. Öğle saatlerinde ve ısın ma ile meydana gelebılen yağış, bu hafta da gorülecektir. Hafta başmdan itibaren ve çoğunlukla kuzey ke sjmlerinde etkıji olmak üzere bir kötü hava ayırımı geçilmesi ve ıkı gün süreli yağış ahnması beklenıyor. Haftayı güneşii ve sıcak olarak tamamlayacaktır. • AKDENİZ SAHtLt: Bol gOneşli ve sıcak bir haftaya giriüyor. Haf ta başında ve kuzey kesimlerinde sağanak şeklinde düşmesi beklenen yağış sahili etkileyemiyecektir. Geçen haftadan daha sıcak bir haftaya hazırlanalım. Akdeniz sahillerinde deniz suyu en mükemmel günleri içindedir. Tavsiye olunur. ••••o YANKILARIYLA BİRLİKTî: GÜNÜN ŞİİRİ ŞE3ISİ BELLİ'nin yurt çapında ilgı uyandıran ANAYASO v e diğer memleketçi, cuygulu şiırleri. Doğunun dertlerini dile getiren eser. Fiyatı: 3. TL. Bütün Kitabevi, Mermua ve Gazete Bayüerinde bulunur. KÜLTÜR KİTABF/Vİ. Ankara Cad. 62. İst. Cumhuriyet 6062 A N A V A SO TEŞEKKÜR İ Maden Çavuşu babam ! TEŞEKKÜR . Gecirdiğim hastalıgı toşhis ve en yakın '.lgiyle tedav» ederek hayatımı kurtaran Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültest Dahiliye Doçenti Kardiyoloğ sayın • GÜNEYDOGU BÖLGESİ: Bir alçak basınç etkisinde bulunuyor ve bölge içinde yer yer yağış alınıyor. Hafta başından itibaren bulutluluk azalacak, sıcaklık yükselecek ve haf ta sonuna kadar da önemli bir hava olayı görülmeyecektir. Geçen haftadan daha sıcak ve az yağışa bir hafta bekleniyor. TEŞEKKÜR Sevgili varhğımız Özlem Özkoral'ın geçirdi|i rahatsızhğmda, yerinde teşhisleriyle bizi sonsuz huzura kavuşturjn. ügi ve alâkalarını esirgemiyen, başta: Gureba 2 nci Cerrahi Kliniği Traumatoloji uzmanı V ELf AYDIN'ınj •••• •*•• •••• • ••• •••• İ::İ ölümü sebebiyle, Maden Tetkik jj Aram a En^titusü Cenel Mudur i ve mensupları ile. bırlıkte çah 5 ; tısı kamp şefi ve arkada«larına, ; yaptıkları yardım ve fedakârlık S lara, Ankara'da cenaze işlerinde ; bana yardıma koşan akraba ve S tanıdıklara, cenaze torenlndc bu j lunanlara, «cımıza iştirak edip * başsağlığm» gelenlere, yazı gon ; dererjere ajTi ajrı teşekkür e * derlm. S OJln: Ahmet Sezal Aydın ; Cumhuriyet 6039 ; • • • » • • • • • • • • • •• • • • • • t • • •• • • • • • • • • • » • • • • • • Doç. Dr. Ziya Sezgin'e ayrıca, Sosyal Sigorta'ar Kurumu Sultanahmet Dispanseri Çocuk Hastalıkları uzmanı Dr. Neşet Avtan „ ve kalb cerrahı aayın hastalığım süresince her türlil yardım ve llgilerinl eslrgemiyen Kektör sayın dekan sayın Doğan Karan. de . kan Abdullah Kenanoğlu'na, Kardiyoloğ Dr. Çevket Uğurlu, dahiliye servisinin doktor ve hemşirelerine, özellikle sayın Dr. Hasan Aydogan, Dr. Ünsal Birol ve hemşirelik direlctörü saym Nebahat Büytikoktay ile EÛper^'ayzır Semiha Özdem. hemşire Birean Baykan. Gülnfhal Yemen. Nevrlde Onay. Birsen B e cerir. Emine Özayrancı. Sevgl tsna'ya ve hastalığım «aıresince evlme. hastaneye gelmek, tele fonla aramak lutfunda bulunan akraba ve dostlarıma mlnnet ve çükranlarımı sunarım. , MUletvekiH Z4RİFE KOÇAK Cumhurlyet B08« Evlenme cüzdsnımı kaybettlm. Hükümsüzdür. Sakin* Tabbua Cumhuriyet S003 Dr. Aydm Aytaç'a Dr Fatma Sevim Kozak'a Dr. Ertuğrul Ozver'e sonsuz şükran ve minnetletimizi alenen sunarız. Fethi ÖZKORAL Cumhuriyet 6086 ve röntgen uzmanı Dr. Ihsan Doğrfimacı'ya j M E V Li 7 ebediyete intikaHnin birinci yıldonlimü dolayı slyle 2 Heziran 1968 Paıar günü (yann) Fatih ca[ milnde öğle namazını müteaklp memleketirnizin değerli Hafız ve Mevlidhanlanndan îbrahim Ç«nakkaleli, Fevzi Mısır, Hüseyin Geredeli, Abbas Nazaş. tbrahim Sansar, Mahmut Hataylı, Nurettln Sağlam, Dursun Akteraîl ve Mehmet Orhan Gehzell, Ismatl DSnij tarafından aziz ruhuna ithafen Kur'anı Kerim ve Mevlldl Serif okunacaktır. Arzu edenlerln tejrifleri rica olunur. Eşl: BeUcıı Noyın Cumhuriyet 8059 MÜSTAFA NOYAN'm KıymetH efim • •• • • • • » • • • • •• •• • • • • • »» • » • • • • •• • • • • » • » • • • • • •a SUREYYA 31 Mayıs Cıınıa günü açıldığını sayın halkımızm ! bilgisine a r z eder i 4 • • • • • • • •• • • • • •• • • • • • • • • • • • ••••»•••••»••••••••••• Cumhuriyet 6061 Nimbüs VEFAT Tunus Vekili merhum Ömer Arvay ile merhume Kuriye Nefîse'nin kızlan, Nail İlter'in refikafa, Ula«tırma Bakanlığı Müsteşarı Femıh Üter ile Ferhan Çakaloğlu ve Ükay İlter'in anneleri, Gül Taygun'un anneannesi, Neşe Tülin İlter'in babaannesi, Avukat Mustafa Çakaloğlu'nun kaymvalidesi, Dr. Fikret Taygun'un büyük kaymvalidesi Salihatı Nirvandaa Diyarbakır Valiliğinden Tahmlni keşif Mur. Teminatı 1h a Ie nIo bedeli Ura kr. Lira fcr. Tartlı) Saatl Şekll Cmanm 50000 00 3750 00 10.6.1968 11.00 Kapaü Buz dolabı "700 00 277 50 » 10.00 Açıi Diyarbalor Ortaolrulunun yukanda yazılı onanm ve bir adet buz dolabı ihaley» çıkanlmıştır. thale belli edilen gün ve saatte Diyarbakıı Ortaokulu Müdürlüğüride yapılacaktır. Şartnameler tatll günleri hartç mesal saatlert dahllinde her gün okulda görülebüir. îsteklilerin 1968 yılı ticaret odası vesikalan, yeterlik belgeleri, muvakkat temliat veya makbuzlan, 2490 sayılı kanun hükümleri gereğince hazırlıyacaklan teklif mektuplannı Ihale saattaden bir saat evveline kadar Komisyona venneleri üfn olunur. Postadakl gecikmeler nazara ahnmaz. (Basm: D. 33018421'6053) CSnsi Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı 1 Hazirmn 1968 cumartesl günü (BUGÜN) öğle namazmdan sonra Fatih Camü Ş«rifinden almarak Merkeş Efendideki Aile Kabrtne defnedilecektir. AİLESİ MAHBUBE SAIME ILTER Cumhuriyet 6061
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear