23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE İKt 17 Nlsan 1968 CUMHURİTET •••••••«•••••••••••"•* Toplumsol refah Sirofejimiz luran TAN demedikleri refah ve mutluluk özlemi içinde yirmi birinci yüzyıla sahip olma armindedirler. Asrın başında köylü subay birliği ile bağunsızlık savaşlarının ilkini basanya ulastıran ve halen köylü bir ulus özelliği gösteren Tflrkiyemizin bir bakıma köylülerin kalkınraası demek olan ioplumsal kalkınmadaki tutum ve davranışı tarihinin buyurduğu ve retirip Anayasasma koyduğu buyrak çizgisinde midir? Yoksa köylülerin kalkuıması blr kSrdüğtimde mi düğümlenmiştir? Köy kalkınması konusu bir kaç yıl önce Türk basmında enine boyuna tartışması yapıünış ve fakat son yülarda eski çekicillfini yittrmJs bir konudur. Bn fikrin bugün ne dereceye kadar eyleme çevrildiğini ve hangi yönüyle hayata aktarılmaya çalışıldığını aramada, üzülerek söyliyelim ki, Türk düşünürü kendini geregl 8 W * » * <rıımlu görmemektedir. Toplumun temel dâvası olan köy sorunn, ancak radyolsrda yapılmn ve siyasî iktidann anlayışı paralelinde kalan bir takım yaJınkat soyutlamalar biçiminde balka takdim edilmektedir. /k caba bn konu niçin böyle savsaklanmıstır? * " En uygun bir yöntem bulunmus ve bunun uygulamasında şakır şakır bir başarı gösterilmis de ondan mı acaba? Elbette değil. Son yıllarda nazarlann dıs olaylara çevrllmesiyle, Türkiyenin iç bünyesinin enine, boyuna ve derinliğine irdelenmesi yanda kalmıstır. Dıs politikanın kuvvetle etkisinde kalan iç politika devrimeilerin Istekleri yönünde bir yol* girememiştir. öte yandan, konunun vanlış ele »Iınısını ve kasden yanlış yorumlamşı kamu oyunu yanıltmıştır. Halk, toprak reformuyla ya da toplum kalkınmasiyle Türk toplumunun topyekun kalkınması öneriliyor diye bir paradoks içine sokulmuştur. Böylece sarayileşmemizin önünde geçilmez engeller haliode duran toplumsal yapı ve insan toprak ilişkisi ustalıkla halktan jpzlenmiştir. Okuryazar olnuyan köylülerin dâvaya sahip çıkmamalan ve köy »orunundan hoslanmıyan çirkin politikacının yaptığı demagoji, yalıuz toplum kaJkınması yöntemini soysuzlaştınnakU kalmamış, üstelik konnya el atan aydını tedirgin etmenin yollanm balmustiır. snmız, ileri anlaraıştır A ülkeler içinseülkeler için bir refah, yoksul B ugün herkes yığın kör. U, köy dünyasının bir bağımsızlığa kavusma «.v önünde bir çıkmazlar vardır. ndır. Bu «mazlum mjlletler» simdiyedek elde eTarımsal karakterin, elverişsiz bir sosyal dokunun, düşük ve yetersiz bir eğitimin ve Ueri ülkelerin yardım adı altında attığı türlü çelmelerin ortaya çıkardığı çetin durum sanayileşmeye engel olmaktadır. Bizim yaptığınuz bir hesaba göre ise 37 geri kalmış ülkenin son on yıldaki girdi çıktası şöyledir: 1956 yı bu ülkelere döviz giriş ve çıkışı için, a>n ayrı olarak, 100 rakamının başlancıç yllı olarak kabul edersek, on yıl içindeki döviz jririşi (iktisadj yardımlar dahil) 143 e yükseldiği haJde, döviz çıkışı (borç ödemeler dahil) 386 ya fırlamıştır. Bu ülkelerde kurulabilen montaj sanayiine en gtizel örneği Türkiye vermektedir. Yamalama endüstrisi de diyeceğimiz bu uygulama ile kalitesiz maUar pazarları doldurmuş, asgari yatırunlarla yüksek menfaatler sağlanarak, milli değerler yurt dışma transfer edilmiş, yeni doğan bir ekonomi için öldürücü etki yapan tüketim mallarınm üretilmesi yolu daha çekici bulunmuş ve giderek ekonomimiz tahribata sürüklenmiştir. Mesele bu noktaya getirilince, haklı olarak, hangi kalkmma modelinin tercih edileceği, di?cr bir deyimle tarımı esas alan bir kalkmma alternatifinden başka bir yolun kalıp kalmadığı sorulacaktır. 1967 Istatistiklerine göre, nisbi gelirdeki psyı '• 30.4, faal nüfustaki payı ' . 72^ olan ilkel tarım karakterinin modern teknolojiye komuta edemiyeceği ortaya çıkmaktadır. Ancak hafif sanayiin mükemmel bir pazarı ve büyük sanayiin desteği olacak tanm, kendine dayanarsk kurnlan ve sonra da bu dayandığı ilkel kır hayat tarzmı yıkacak olan endüstrinin emme basma tulumbası olacaktır. •> in yıldanberi dağlann doruklarına çfkilmiş, •* eşkjyadan, verpden, zulümden... uzaklarda kurulmuş köy hayatı zaten kendiliğinden yıkılmaya baslamış, bozJardan, dağlardan kopup gelen uısanlar kentlerin etrafında milvonlann sefalet çeıaberlerini kurmuşlarriır Bu açıklamadan sonra her halde toprak reformunun, toprak koopratifçiliğinin, devletin komuta edeceği modern hayvancılığın ve bağımsız ekonomi politikasının anlamı daha bir anlaşılıyor. Gerçek toplum kalkınmasının bu reformlar kanaviçesi içinde miimkün olabileceği tanıtlanıyor. • ••• •••• •••• • ••• Kamu yararına uygunluk siyasî tercih meselesidir Bülent TANÖR ANAYASA Bu bır siyasî tercih meselesidır. Genel ahlâk meselesıne gelince behrtmek gerekir ki. demokntyasanın 11. md. sine ratik devlet. toplumda mevcut dayanarak düsünce hürribır ahlâk felsefesının bekçısı deyeti sımrlantbilir mi? ğildır. O sadece toplumun ortak Şimdiye kadar, düşunce hürri ahlâk kurallarının sağladığı madyetınin muhtevaca sınırlanamidî duzenin, sulh ve sükunun bcyacağı yolundaki görüşümüzü, zulmamasından sorumludur. De20. md. ile diğer bazı rnd. lenn mokratık devlet, şu ya da bu ahsınırlayıcı hüküm getirmiyen ifa lâkî gorüşu, toplumun ahlâk öldelerine dayadık. Fakat iş buçülerini tenkid ettiği, bunları denunla bitmemektedir. 20. md. oin ğiştirip yerlerme yenilerını koymutlak bir hürriyet getirdiği şekmayı istediği için afaroz edemez. lındeki görüşümüze karşı pekalâ O sadece bu türlü devrimci bir denebilir ki, «Anayasanın bir ahlâk anlayışının açıklanmasırın hürriyete çizdigi sınırları göre ya da uygulanmaya kalkışılmasv bilmek için, sadece. o hurriyetın nın. toplumun günlük hayatında duzenlendıği md. dekı özel kasomut ve apaçık bir kargasalığa yıtlama sebeplerine bakmak vetsebep olma ıhtımalinin çok açık raez. Bu türlü sebeplerin yoklubir sekilde ortaya çıkması halinğu halinde bıle, 11. md. deki gede önünu kesebilır. Bir başka denel sınırlama sebeplerine dayanıyışle, genel ahlâkın korunması larak iş bu hürriyetin de sınırda, aslında, kamu düzeninin yani lamasına gidilebilir. Zira 11. md. fızık ve maddî düzenin, banşıo Anayasadaki bütün hürriyetleri ve toplum huzurunun korunmakucaklayan ve hepsi için geçersından başka bir sey değildır. li bir genel kuraldır. Bu sebeple, düşünce hürriyeti de (kamu yararı, genel ahlAk, kamu düzeni. sosyal adalet ve milli güvenlik) sebepleriyle (md. 11/2) muhtevaca da Binırlanabilir bir hürriyettir.» amu düzeni kavramı, öteBöyle bir görüş karsısmda yakılere nı^betle daha çok ıspılması gereken çey, 11. md. deki lenmış ve kapsamı daha iyi be genel sınırlama sebeplerinin anlam ve muhtevalannı tek tek ın lirmış olanıdır. «Kamu düzeni» nden anlaşılması gereken husus, celeyip açıklamak ve sonra da bır toplumda maddi bir karısıkbunların düşünce hürriyetinın lık ve duzensizliğın olmaması, muhtevasma ideolojik sınırlar aksine sulh ve sükunun sürüp getirmeye elverişli olup olmagitmesidir. Bu kavram böylece, dıklarını tespittir. toplum halinde yasayışın en h«Kamu yaran kavramı, belki de yatî ve asgari temelinin. yani fisayılagelenler içinde muhteva zik yapısının korunmasını sağsı en genij ve kaypak olanıdır. lar. Aslında denebilir ki, diğer dört Bu böyle olunca da, belli bir kavram tek tek ya da toplu haldüşunce sısteminin. diyelim ki, d e kamu yaran kavramı içersıne bir siyasi, sosyal ya da iktisadl gırerler. Bu böyle olunca da, dü ideolojinin açıkLanması, »avuuulşünce hürriyeti gibi, hürriyetleması, tavsiyesi ya da kurulu dürin en temel ve aynı zamanda da zenin temelinin tenkidi şeklinde en narinini, «kamu yaran» dıye ortaya çıkacak düşünce açıklason derece esnek ve kaypak bir maları önceden ve genel olarak, gerekçeyle sınırlamaya kalkışyani kaide koyan işlemler yomak, aslında onun özünü zedeluyla sınırlanamaz. Çiinkü, bu gllemekten başka bir şey değıldır. bi düşuncelerin, sırf açıklanmakO halde. demek gerekir ki, her Ia toplumda bir kargasalığa sehangi bir düşüncenın en asırı bep olacaklan önceden, kesinlikgibi görüneni de olsa sırf düle ve genel olarak ileri surüleşünce plânında kaldıkça yanı mez, Duşünce açıklaması eyleeyleme davet, kışkırtma nitelıği miyJe, toplumun maddî düzenikazanmadıkça kamu yararına nin bozulması olayı arasında bir aykmhğı üeri snru;)«m«z. Bir du îuiyet ^311 soyut olarak kunılft.juncenin. kamu yjjranna . uygun maz. •Befli bir düŞttndenin açıkolup olmadığının araştınlması işi lanması, bu düşunce soyut plânda bir hukuk meselesi teskil etmez. yıkıcı veya devrimci dahi olsa, mutlaka ve zorunlu olarak kamu düzeninı bozar diye bir genelleme . I ' yapılamaz. Düzenin bozulması ya. ESIK GÖRKEY da bozulma ihtimalinin çok açık bır şekilde ortaya çıkması için aile raya başka bır takım unsurların Ocvlet Operuı unatçısı da girmesi gerekir. Meselâ mücer PEKİT AKW ret olarak, devrimci ya d« yıkıcı niganlandılar. bir düşüncenın açıga vurulup s.v 1« Ni«n 1M8 vunulması, ancak, yıkıcı ve devrimci bir eyleme davetin ya dj bir kışkırtnıamn .a yapılması v» Cumhuriyet 3899 bu somut çağnnın da o somut »v layda toplumun fizik dengesini altüst edecek derecede açık ve yakın bir tehlikeye yol açacak ağırlıkta plması halindedir ki r a ~mu düzeni bakımından bir sakınca getirebilir. Fakat bu somut tehlike halinin takdirı ışi de somut ve idarî bir işlem olduğundan. ka nun koyucunun, belli bir takı/n düşuncelerin açıklanması ya da savunulmasının kamu düzenini bozacaklan gerekçesiyle bunlan açıklanıp yayılmaktan alıkoyabılmesi mümkun defıldir. Kaoru düzeni kavramı bir Anayasa Hukuku meselesi olmaktan çok bir idare hukuku, bir idari takdir ya da ceza hukuk meselesidir. Görülüyor kl, toplum hayatmuı asgari temelleriyle ilgiU ve *on derece dar ve apolitik bir kavrarn olan kamu düzeni, siyasî kontenjanslann dışında kalır. Bu yüzden de, yürürlükteki siyasî rejim modelinin gerek temel teori5ine. gerekse pratiğine karşı il«ri SEMBA AKKANAT sürülebilecek fikri itirazlar ya c W ) ile teklif edilecek yeni ideoloijk alterHALİL KORKUT natifler kamu düzeni kavrarrunı ilgllendinnez, dolayısıyla kamu Evlendiler düzenini de sarsmaz. Bu kavrama K«dıköT böyle dar ve sınırlı bir alan tanımak, onu, tabii niteügi olan cnuCumhuriyet 3917 hafazakârlık töhmetinden de kurtaracak ve fikri gelişmelerin engelleyicisi olmamasını sağlayacakör. Kaldı ki, çagdaş kamu düzeni kavramının hedeflermden biri de. Eçim Zinnure Türk'ün hastalıfertlere fikren azaml gelişme ve ğını teshis ederek »meliyatını serpilme imkânlan sağlamak ve bujük bir hazakat ve muvaffakişi hürriyetlerinin kullanılmasını kıyetle yap»n, ameliyattan sonteminat altına almaktır. Çünkü ra alâka ve ihtimamını esirge sağlam bir kamu düzeni, ancak. meyen büyük insan gerçekten hür ve bağımsız birimSayın Profesör Doktor ler üzerine kurulu bir toplumda SERMET AKGÜN'e kök salabilir. HLK€K€ ASlSTANl gibilerden.. yani, maddl ya d»ı muhtevaya ilişkin bir sınırlama yerine, şekli bir düzenleme.. Bu durumda da yasaklanan husus, düşüncenin güttüğü hedefin kendisi degil, fakat düşünceyi açıkJamada tutturulan yoldur. ı HUKUK Amerika, TOrkîyede iç politika meselesidir Bazj tanıdıklar vardır; «Amerikaya çok dokunuyorsun yanlannda.^» derler bize.. Doğrudur! yazılarımızda Amerikaya çok dokunuruz. Çünkü bugün Tiirkiye. A.B.D. niifuzu altuıdadır. Biı bu nüfuzu kırmak, ve Türkiyeyi Gari Mustafa Kemal Atatürk çağındaki şerefli durumuna getirmek ülküsünün bir neferiyiz. Ne var ki bu ülküye bağlanmasak da Amerikayı dikkate almadan bir iç veya dıs politika yazısı yazamazdık. Sözgclişi bngün efitim üzerine yazsaydık: Avrupa okumakla kalkındı; Batı Usesini Türkiyede kurmadan kurtulamayız. Okumak iyi şeydir! Tüm yurt çocuklarım lâik eğiümden geçirmeli... gibisinden tekrarlana tekrarlana cıvığı çıkmış altıüstü olmıyan kolaylıklan bu köşeye dizseydik, Babıâlinin, artık yazarlıktan istifa ederek ketebe sınrfına intisap etmis gardrop medeniyetçilerinden biri olurduk. Gerçekten de Türkiyede son 18 yılda 12 Amerikan eğitim projesinin nygulandığını düşünürsek, yaz • boz tahtası haline gelen Milli Eğitim alanında Amerikaya ilişmeden yazmak mümkun müdür? Türkiyede, Amerikaya karşı vaziyet almak bir dış politika değil, iç politika meselesi olmustur, oldnrulmuştur. Eloğlu'nu mühürlü mumla dâvet edlp. başköşeye oturtmuşuz. Eloğlu da devlet içinde devlet kurmuş. Nasıl kurmuş: 1 Amerikayla Türkiye arasında sayısınm 52 olduğu söylenen bir alay ikili anlasma vardır. tktisadî, ticarî, askeri, hukukî alanda, A.B.D. ine bir sürü kapitüler imtiyaz vermişiz. Gene Amerikan temsilcilerinin hazırladığı Fetrol ve Tabancı Sermaye Kanunlanyla bu lmtiyazlar dısında lmtiyazlara imkânlar açmışız. 2 14 Bakanhğımızda kilit noktalarını göz altında tntan Amerikalı uzmanlar devletin içine kadar girmislerdir. Yüksek kademede herhang) bir karan, Amerikanm bilffisi dışında almak mümkun değildir. 3 Türkiye sınırlan içinde elinde yüz milyonlarca Türk lirası tutan yabancı devlet Amerikadır. Bu hak kendisine bir ikili anlaşma ile verilmişitir. Bis Amerikanm yolladığı tarım fazlası ürünlerinin Türk lirası ile karşılığını Amerika hesabına Türk bankalarına yatırıyoruz. Yüz milyonlarca Iiranın Türkiye içindeki kontrolu Cooley fonu adıyla Amerika emrlndedir. 4 Petrol, Demir Çelik, otomontaj, lâstik gibi en hayatî sanayi kesimleri Amerikan kontrolu altmdadır. Bu kıunpanyalarla bankalanmızm bağlan, ve Türklyedeki Cooley fonunun da aynı havuzda buluşması Türkiyedeki Amerikaya devlet içinde devlet gücfl veriyor. 5 Türkiyenin kalkmma plâm. ve dış kredileri «Yardım Konsor siyumu» na bağüdır. Yardım Konsorsiyumunda baş patron Amerika olduğuna göre kalkmma plân ve projelerinin yürürlüğe komnan A merikanın beğenmesine, onaylamasma bağlıdır. 6 Bütün silâhlarımızı, tankimız, toptnnuzu, tüfegimiıl, nçafımızı. denizaltılarımızı. muhriplerimizi Amerikadan ahyoruz. Bunlardan önemli kısmı Amprika ile aramızdaki mevcut 14 Eidm 1958 anlaşmasına göre verilir. Ve bu anlaşmaya göre Amerika istediği an elimizdekileri kendisine geri vermek zorundayız. Milli Savunma stratejimiz kökünden Amerikaya bağlıdır. 7 Türkiyede Pentapon emrinde askeri atomik üsler ve sayısını bihnediğimiz (2030 bin olduğu söyleniyor) Amerikan askeri vardır. Bu üslerden Türk milletinin hayatım tehlikeye sokacak davranışlar Türk hükümetinden habersiz yürürlüğe konur. 8 Türkiyede Amerikalı NATO mensuplarma kapiraler hukuk ımtiyazları verilmistir. Bunları Türk hâkimi yarçılavamaz. Türkiyedeki Amerikalı Türk postasuu kullanmaz, Türk jumrüğunden geçirmez getirdiği esyalan... 9 Türkiyede mevcut 122 yabancı kumpanyamn en kodamanlan Amerikandır. Bunlar Türk milli pazannı tekel yolnyla kapatıp yüksek fiyat uygulayarak sömürmektedlrler. Bn sömürdükleri parayı da yeniden sermayeye kstıp güçlenmek, çok kısa sfire içinde daha büyük sömürüye yönelmek imkânmı bulmaktadırlar. Hali pörmeUHmiz böyle iken Türkiyede Amerikaya karsı vaziyet almak hâlâ dış politika meselesi mi sayüıyor? Eloğlu gelmiş harimi ismetimize girmiş, evin içinde fink atıyor, yatak odalannda balvet oluyor, biz camdan dışan uzak ufuklara bakıyoruz. Yazımızı bitirirken bir noktaya daha işaret edelim: Türkiyede Amerikaya karsı olmak için Marksist olmak gerekmez, sosyalist olmak gerekmez, solcu olmak gerekmez.. milliyetçi olmak, Atatürkçü olmak, şerefli vatandaş olmak yetişir; hattâ Türkiyede Amerikan niifuzun» karşı çıkmak insan olmanın kosuludur. U :  Sosyal adalet osyal adalet kavramı da, düşünce açıklamalarının sınırlanmasını saglamaya yetecek bir sebep olamaz. Bu tasıvvur dahi edilemez. Sosyal adalet kavramına en aykırı düşen 18 ve 19. yüzyıl liberalizminı savunmn'î ve yaymak, belki çağdısı bir düşüncedir ama, herhalde Anayasv mızın böyle bir düşüncenin açıklanıp savunulmasını yasaklamak gibilerden bir düşüncesi yoktıır. Bu kavramm bu maddeye, sos5"al reformlara karşı ürkeklik duyan muhafazakâr karakterli Temsücler Meclısi üyelerının tavsiyesi üzerine girdiği hatırlanacak olursa, sosyal adalet kavramıyla düşünoe hürriyetinin düzenlenmesi meselesi arasında uzakyakın bir bafın da olamıyacağı kendiliğinden ortaya çıkar. Son olarak mfllî güvenlik knvramını ele alalım. Bu kavram belli bir siyasi statünün korunup sürdürülmesini degil, milli savunma ve milli strateji gibilerden as keri nitelikli konulann çok dar bir alanını kapsar. Bu bakımdan, belli doktrinal görüşlerin, siyasi fUdrlerin miUl güvenlige aykırı olduklan için yasaklanması da diisünUlemez. Kurulu düzenin sosyal ve iktisadi tablosunun, sınıf yapısmın tenkidi ve temel yapının kök İU bir şekilde değiştirilmesinin savunulması milli güvenlige zarar verecek bir davranış olarak görulemez. Aksi halde, milli guven'uK kavramı ile, dış tehlikeye karşı bütün bir milletin savunmaya gsçmesi degil, hâkim zümre ve smıflann bencil çıkarlan kasdedilraış olur. «Milli» kelimesinin ise, sınıfları da aşan bir anlamı olduğu besbellidir O halde, milll güvenlik kavramından eğer hâkim smıfla rın ya da siyasî iktidann güven'i ğı anlaşılmıyorsa, milli güvenlifi korumak gerekçesiyle de, şu ya da bu doktrinin açıklanıp savunulrtıasi değil, ancak, mjİU savunmar 5 jııngereyerine somut zararlar vereh davranış ve ifadeler yasaklv nabilecektir (Askere gitmemeye teşvik. ülkenin başka devletİTe l kısmen ya da tamamen verilmesi * " yolunda propaganda ve kışkırtma yapmak gibi...) Milli güvenlik kavramının, memleketin askeıi stratejisi ve askeri ittifaklanrın j tenkidinin yapümasma da hiçbT şeküde engel olamayacağmı belirtmekte fayda vadır. llll • ••• >••• S :::: •••• Fizik yapının korunması K Meselenin düğümü K esinlikle belirtmekte fayda vardır Jd, k»y ve köylü sorunu, krndi geleneksel yollanndan geçmek zorunda olan ve düzeni mevcudu garantileven bir yasal katıhkta tutmak istiyen bir takım Intucu çevrelerin çözümliyeceği is değildir. Bunlar sorunu hem yüzeyinden anlamada ve hem de bu tür bir kalkmmayı bir çesme yapımı, bir okul yapımı ve bir toprak tevzii meselesi şeklinde görmektedirler. Sonra da kendi anladıklannı yererek, «Biz toplumu toplum kalkmmasiyie değil, barajlarla, fabrikalarla kalkındıracağız» dive nutuk sdylemektedirler. Sankl ötekiler b«raj. fabrika istemiyormuş gibi yapılan böylesine bir mufsiata, oi&a t>lsa rmnların urünlerinden Mmletrfri, ne BlçSde vararfândığını BM» Wr «ür« haHnn göıünden saklamaya yarar. Oysa, gerçeklerimizi derin bir serinlnHilihfc, geniş bir hoşgörü ve rahat bir serbest tsrtışm» ortamı içinde ele alır, nsa vurmada, deneyci ve karsılaştıncı bir yöntemin nygulanmasında nmimî olabilirsek, ancak o zaman bin yıldır çözüm bekliyen Anadolu sorununu Idşisel çıkarlanmtzın ve basit particlik oynnlanmızın kısır dönrüsünden kurtarabiliriz. Bn takdirde sorunlanmızın iç ve dış iiişkilerinl doğru teşbis eder, başanlı çdzüm yollanm bulabiliriz. Demek oluyor ki refonnları devrimciler feodal kalıntıların yaptığı gibi yalın ve yüzcy den bir anlayışla ele almamaktalar. Reformları, biz, toplumun sosyal refah devletini kendisinln kurması için ve özgürlük ve eşitliğin en güzel ;«• kilde özfimsendiği bir yeni halk cevherine kavuşması için pratik bir »raç olarak kabul etmekteyiz. Bundan sonraki tenkidler bu noktadan yapıla! •* Sonuç U^ ürkiye günümüz dünyası içinde kesin bir başkalaşma karığına girmek ve yeni bir biçime dökülmek üzeredir. Her türlü oyunlara, zorbalık denemcleritıe rağmen Türkiyenin refah stratejisi yeni olgulann getirdifi yeni bir devrim stratejisinin eşiğino gelmi^ bulunmaktadır. . Bu strateji ister istenıez toplumun temeli olan iöylüyu fiuctklamak zorundadır. Barış, özgürlük, refah. sosyal adalet üibi nmdeleri geri kalmış ülkelerde bir «tedrici devinim» sürecinde gerçekleştirme umudu artık boş bir hayalden ibarettir. Bans, özgürlük, refah ve sosyal adalet ancak yeniye ve ileriye kesin atılımlarla mümkündür. Bu uoidelere «reform» ilkesini de eklemek gerek. Sürekli olarak ilerleme ve tazelenmek olgusu içinde kesin kararlan gercekles tinnek yoln, geri kalmış ülkenin ulusal lcalkınma stratejisi olarak kabul etmesi gereken bir çıkar yoldur. r 16 •rttıo auinn.A :::: •«•• • •«• • ••• • *•• • ••• • ••• • ••a Müduriyet Sekreteri Aranıyor İstanbul Amerikan Kolejlsri Müdürü için Türkçe ve Ingilizce ile daktilo ve steno bilen tecrübeli SEKRETER aranmaktadır. Şahsen Miiracaat: ROBET ROLEJ İDABE MVDÜRLÜĞÜ, Bebek. İlâncılık: 6256/3931 ••• Sınır koymamaktadır ütün bu hallerin incelenmesi bir kere daha şu gerçefi ortaya koymaktadır. 1961 Anayasası, siyasi, iktisadi ve sosyal doktrinlenn benımsenmesine, açıklanmasına, savunulmasına, t p l kin ve tavsiyesine. kısacası düşür,celerin muhtev >sına hiçbir sınır koymamaktadır. Anayasanın sınırlandırmayı imkân dahilinde tuttuğu husus şn ya da bu doktrinin bir alternatif olarak savunjlup tavsiye ve telkini değil, kişilerin toplum düzeninde açık ve vakın bir tehlike yaratacak yer, ?aman ve şekillerde düşünce açıklamalannda bulunmalarıdır. ü^ünce hürriyetini tınırlamak esitliğe de aykırı düşcr. Belli bir ukım düşünce sistemlerini benimsemiş kimse!«ri, bu düşünceleri açıklayıp yaymaktan alıkoymak hukuk ve kanun önünde eşitlik ilkesine de u'kın dusmektedir. Anayasamız'n 12. md. si «Herkes.. düsünce (ve) felsefl inanç ayınmı gözetilmrk sizin kanun önünde eşittir.» d»mektedir. Bu böyleyken birtakrm kimseleri (sen neden böyle düsünüyorsun da şöyle düşünmüyorsun) dercesine, düşünce ve kanoıt lerini açıklamak hakkından yoksun mrakmak, bu gibi kimselerle dıgerleri arasında olmak gerefcen eşitliği zedeler. Gerçl başka bajı hususlarda, degişik dünya görüş lerine sahip yurttaşlar arasında kanunl eşitlik ükesinin uyguıanmadığını gösterir örnekler yok de ğüdir. Meselâ, antidemokratik ve antilâik düşüncede olanlar bj inanç ve kanaatleıini bir siyasî ey lem kılıfı içersinde yaymak ve ge liştirmek hakkına sahip degildıvler. Fakat dikkat edilmesi gereken husus şudur ki, bu eşitstîıiji Anayasamn bizzat kendisi öngörmeitte ve bu kategon kimseîer için siyasî eylem hürriyetinin aztı bizzat Anayasa tarafından ortadan kaldınlmaktadır. Oysa ayni Ana yasa, düşünce hürriyeti îçin b6yhsine istisnai ve esiteizligi bizzet kibul edici bir tutum takmmamik ta, çeşitli düşüncelere sahip kitn seler arasında her'ıangi bir ay; nm gözetmemekte, bunlardan bir tasmı için düsünce hürriyetini ".x sıksiz tanırken, diğer bir IUSTI için bu hürriyetin özünü ortadan kaldırma yoluna gitmemeKtedi. O halde, düşuncelerin muhtivasina konacak kayıtlann ister isfemez Anayasanın kabul ettigl eşlt' lik ilkesine aykın düşeceği oeydandadır. B Makina ve Kimya Endiistrisi Kurumu Genel Müdiirlüğânden: CURUF YE AftAYIŞ SATIŞI KIRIKKALE PİRlNÇ FABRİKAMIZDA MEVCUT, TAKRfBİ MİKTARLARI ÎLE ÎHALE TARİHLERİ AŞAĞIDA YAZILI 2 KALEM MALZEME KAPALI ZARFLA TEKLİF ALMA SURETİYLE SATILACAKTIR. Malzemenin Cinsi Miktarı thale günu ve taati 35 Ton 29/4/1968 Saat 14,0 ALÜMİNYUM OKStT 50 Ton 29/4/1968 Saat 14,0 BAKIR TUFALI Şartnameleri Genel Müdürlüğümüz Malzeme Satış Müdurlüğunden. Kırıkkale Pırinç Fabrikasından, Gaziantep ve İstanbul Mağazalarımızdan temın edılebilir. Talipler mesai saatleri dahilinde malzemeyi yerinde görebihrler Kurumumuz 2490 sayılı Kanuna tâbi değildır. (Basın A 3757 14197) 3906 O Ölümünün Birinci Yıldöniimünde SATIS ELEMÂNLARI Asgari 3 sene piyasa tecrübesi olan, askerliğini yapmış, 35 yaşını geçmemiş, Lıse mezunldrı aranıyor. Inşaat malzemelen satışı üe ilgilenmiş olmaları tercih sebebidir. Fotoğraf ve tercümei hâl ile cP.K. 171 Karaköy» e muraI caat edilmesi rica olunur. ADIYAMAN YAÜUGİNDEN: Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Relsliğinin 1 Adıyaman Kabta Orta Okulu 8 derslikli ilâve pavyon inşaat! 2490 sayılı kanunun hükUmlerine göre kapalı zarf UEUIÜ ile eksiltm.îye konulmuştur. 2 İşin keşif bedeU (431.327,19) liradır. 3 Eksiltme Adıyaman Bayındırlık Müdürlüğünde 6/5/ 1968 pazartesi günü saat 15.00 de İhale Komisyonunca yapılacaktır. 4 Eksiltıne şartr.amesi ve diğer evraklar mesaî saatlerinde Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin: A (2100310) liralık geçici teminatını B 1968 yılınE ait Ticaret Odası belgesiıü C Müracaat dilekçeleriyle birlikte verecekleri (eksiltme şartnamesinde belirtilen ve usulüne göre haznlanmış olan) plân ve teçhizat beyannamesini, teknik personel beyannamesini, taahhüt beyannamesini, Bayındırlık Bakanlığından almiş olduklarj (C) grupundan keşif bedeli kadar işin eksiitruesine girebileceklerini gösterir müteahhitlik karnesinın ashnı ibraz süretiyle Bayinduhk Müdürlüğünden alacaklan yeterlik belgesini teklif mektuplariyle birlikte 2490 sayılı kanunun tariflerine göre zarfa koymalan lâzımdır. 6 İstekiiler tekJif mektuplarını 6/5/1968 pazartesi günü ihaİ3 saatinden bir saat evvel İhale Komisyonuna makbuz karşıhğında vereceklerdir. 7 Yeterlik belgesi alması içir son müracaat tarihi 3/5/ • 1968 cuma günü saat 17.00 ye kadardır. Telgrafla müracaatlar ve postada vâki gecikmeler kabul edilemez. Keyfiyet ilân olunur. (Basm: 14255/3902) TEŞEKKÜR CHRYSLER SANAY! GENG ELEMÂNLAR ARIYOR İkhıci Dünya Savaşm dan sonra Hitler'in yıktığı Almanya'yı bugünkü parlak ve kudretli hale getircn adamm hayatı AOENAÜER Büro islerinde çslıştınlmak üzere, İngilizce Jaüen, faal elemanlar alınacaktır. Daha evvel böyle islerde çahşmış olmak tercih . sebebidir. Üeret tatzninkârdır İsteklilerin Ankara Asfaitı Km. 40 Çayırova/Gebze adresine bizzat başvurmalan rica olunur. Moran: 871 2932 Ankara Tıp Fakültesl Birinci Cerrahi KJiniii doktorlarlndan Dr. Bahaettin KoTUcu"ya, Dr. Özdemir Yav»baçay« derin şukranlerımı sunanm. Eşi: Dnnnnı Naci TÜRK H«ris Rek: 1228/3929 Tenkif yasaklanamaz u halde, en aşın olarak vasıflandınlan düşuncelerin da hi açıklanma ve savunulrtrv sinın ya da kurulu iküsadî, sosyal ve siyasi sistemin temelinin tenkidinin yasaklnması Anayasamız bakırnından raümkün değil dir Bir başka deyişle, Anayasamız dii süncelerin muhtevalanna göre sı nırlandırılmalarmı öngörmektedir Anayasaya ve özellikle 11. md. nir ikinci fıkrasına göre yapılabile cek tek sınırlama, şu ya da bu dü şüncenin yasaklanması gibilerd'>n bir rauhteva sınırlaması degil, fa kat, bir fikrin kamu düzeninrte mutlaka bir kanşıklığa yol açabı lecek biçim, zaman ve yerde açıs lanmasıdır. Kitleyi eyleme teşvik tahrik, suç iolemeye davet.. görültUlU ve rahatsız edici blr şekUdj ya da lbadet yerlerinde ldeo!ı> Jik ve siyasi propaganda yapmak $ 19 NISANDAN ITIBAREN CİHAD BABAN Kitapçılardan isteyiniz. Okat Uğur Yayınları Guncer Han Birinci Kat 5/6 Ankara Cad. Istanbul Cumhujıjet 3915 Başbakan ve Uşağı MİTHATPAŞA TİYATROSUNDA\\ Yazan: B. Fekete (Komedi 3 Perde) Çeyiren: Yöneten: A. Öymen Yalın Tolga Biletler satışa çıktl. Adres: Mithatpaşa Cad 51 Tel: 17 09 70 (Heris Reklâm: 1220/3937) VEFAT Kemahlı Ali Sağıroğlu'mın esi, Trabzonlu Ali Dervis ve Hayriye Maral'ın evlâdı. Habia, Remzrye, Güzide, Atilli Sağıro^lu'nun anneleri, Vüce Atasev ve Ayşeeül SağıroğJu'nun kayınvalidesı İS 4.1968 de Hakkın rahmetlne kavujmujtur. Cenazesi. Fatih camiinden 17.4.168 Çarjamba günü bğle namazını müteakip kaldırılacaktır. EvUtları Not: Çelenk gönderiîmemesi ric» olumjr. Cumhuriyet 3914 Şaziment Sağnoğlu YARIN : Şekil ve usul yönütıden düzenleme yapılabilir I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear