23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE ÎKİ 15 Andık 19«8 ve NEDENLERİ T nsan, hayatı boynnca hnrnr lçinde yaşa» mak ister. Huznrla varlığını devam etti•ebilme imkftnı arasında nkı bir baglılık bulnnluğunu düsünur. Bnnnn içln her yerde, özellike, haıatının önemli bir kısmının gectigi yerlerle, mcslek, aile çevresinde sürekli bir tauzurun •er almasını arzu eder. Buna rağmen, biitün insanlar içinde Taşalıkları çevrelerde, ailelerinde her zaman beklelikleri tanznra kavusamazlar. Daima özlemini lavdukları hnzura bir tfirlü ulasamazlar. Durnadan yakındıkları huzursuzluktan, huznrsuzlu;un yarattıgı üzüntülerden, nkıntılardan, bunalıoı etkilerinden nzak kalamazlar. \ lle hnznrsuzlngunun meydana gelmesinde, ~ ^ de\am etmesinde, çoğu zaman ıstıraplı bir ıayat sekline yol açmasında eslerin kendi varıkları, birbirleri ve çocukları ile ilgili olnmsnz lüsünceleri, duygulan, bn düşünceler, dnygnlar le deŞerlenen davranışlan, ilişkilerl geniş ölçüle rol ovnamaktadırlar. Bütün çaglardaki insanlsnn varlıklarmda • er alan, sosyal havata intibakta daima etkileriıi gösteren bazı insan özellikleri, evrensel intan özellikleri vardır. tnsan için hersey ve herkes kendisine göre lir sey, bir kimse anlamını kazanabilir. tnsan, urbirinı izliyen bütün hayat çağlarında, çocukugunda, gençliğinde, yetişkinliğinde, hattâ yasılık e\resinde herseyi; herkesi kendi varlıfcı ;ibi Eormek, yarfilamak eğilimini dnyabilir. rter baskasında bir başka kendisiyle karsılasabilir. Baskalariyle ilgili yargılarında kendi varlıfına ait değer »lçülerini knllanabilir. Bütün bunlann da sonncn olarak insan kendisini setebildiÇi, sayabüditi. beğenebildiği ölçüde baskalarında sevilebilecek, sayılabilecek, beğenilebilecek bir şeyler anyabilir, bnlabilir. Çesitli nedenierle kendisini sevemiyen, sayamıyan, begenemiven insan baskalannı da sevemez, sayamaz, beğenemez. Baskalarının da her bakımdan kendisi gibi oldnklanna inanır. Kendisinden daha fazla sevilebilecek, sayılabilecek. beğenilebilecek varlıkların bnlunduklannı düsünmek istemez. Daha doğrnsn istiyemez. Daha az bir kendisi bilincinin ıstıraplariyle karsılasmamak için daha çok başkalan inancına ulaşmaktan kaçınır. Kendisini yeren, yermek zorunluğunu duyan insan için yer yüzunde yerilemiyecek bir kimse yoktur. tnsanı başkalarına ulaştıran yol kendi varlıgından geçen yoldnr. Baskalariyle kurdugu ilişkilerde insan daima kendi varlıgımn etkilerinl duyar. Içdünyasında kendisiyle çekisen, çatışan insan dıs dünvada baskalarivle kolay kolay anlaşamaz. tnsanın baskalariyle anlasmasını zorlastıran şey, kendisiyle anlaşmakta zorluk çekmesidir. Bir insanın başkalan karsısındaki dfisüncelerine, duygulanna, davranışlarına bakmak snretiyle kendi varhgı bakkındaki görüşlerinl anUyabiliriz. Anlıyabiliriz; çünkü, insanın başkalantaakkındakidüsünceleri, duygnları ile kendi varlığı hakkındaki dnşünreleri, dayçnları arasında bir baglılık vardır. fnsan baskalannı anlatırken kendisini de anlatır. Baskalannı yanfilarken kendisini de yargılar. Daha verinde bir deyisle Inssn için bir başkan bir ba«ka kendisi olabilir. Ailede Huzursuzluk Haiıs ÖZGÜ yarattıgı BzOntOlerden, acılardan knrtnlabilmek, onlarda daha az bir kendisiyle daha eok birer kendlleri bilineini meydana getirmemek için kendisini sevmiyenlerin, saymıyaniann, beğenmiyenlerın, istemiyenlerin yanlannda bu lunmaktan kaçınır. Onlan yanından nzaklastırmanın çarelerini arar. Onlan sevmediğini, saymadıgını, begenmedıgini, istemediğini anlatmaîa çaüsır. Onlarla anlasamaz. Geçinemez. Onlan öfkelendirecek, sinirlendirecek sekilde hareket eder. Şu insan hakları Gününe göre Zaman az, tebrik çok Karaborsa ikileşiyor Futbolumuza benziyor Kime niyet, kime kısmet •!•• • *•• •••• • ••• •••• «••• •••• • ••• DOnkü Peyamı Sabah'tan > bugünkü Peyamı Sabah'lara Son günlerde fimmetçi basında Abdülhamit Oe Vahdetttn propagandası aldı yürüdü. Abdülhamit, t'ln Hakan diye yadediliyor.. Vahdettin'in satılık bir padişah degil, vatan kahramanı oldngn ileri sürülüyor. Bn fikirleri söyleyenlerin ve yazanlann, Atatttrk düşmanlıgında ve aşın Amerikancılıkta birleştiklerini nnntmıyaIım. Tflrklyede bnndan lonra hllâfetin ve padişablıgın gerf «Bneceglnl nmmak hayaldir. Gerçeğe aykın degerlendlrmelerl» meseleyi ters yanından tntmak istemiyomz. Ama padisabçılık Szlemlnin köksüı bir hayal oldnğnnn söylemek de yanlıştır. TUrklyede geçerll herbir akımın tarihî kökeni vsrdır. Mürteoiler, padlşahçılık özleminde propaganda yaparken mülî knrtulnş hareketinin karsısındaki cephenin mozaiklerinden birisini yerli yerine otnrtmava çalısıyorlar. ÜmmetçiUk akımının Snnd! Arabistan'a nsanan ncn Vahdettincilite baglanan 8teM ncnvla ahenk haündedir, ve şeriat rejimlerinin Ortadognda destefi Anelo Amerikan polltikamdır. Atatürk buna kar«ı çıkmıs adamdır. Sarasun'a ayak bftmr batmaz, 22 mavıs'ta Sarava göndermek için dflzenlediğl raporda hflkmünü bıcak keskinliÇiyle vermistir : « Türklüğün yabancı mandasın» r* kontrolün» tahammülü yoktur.» Vahdettin tarayına avkın bir dOsHneedir bn... f!m4! bbM kalkıp Snnd Arabistamnda yabaneı nüfnrana karşı bir Itf sîylese. devleti ellnde tntan Arameo (Amerikan • Arap Petrel Knmpanyası) üç dakikada o adamı toz eder. Snnd Arabistanı blr yanda seriatle vönetilirken, öte yanda Amerikan ettemenliîi sflrmektedir. rmmetçilik, yabancı bovnndnrnğnna «evet» dlyen meslektir; milliyetçilik ise «hayır» diyen... Nitekim Atatürk Î2 mayısta «Tfirklüğün yabancı mandasına ve kontroliine tahammülü yoktur» drrken Sarav baska tfirlO dösünüvordn. Bu tarihten bir yıl sonra padisah hükflmetinin Adlive \azin Ali Rüstü efendi Tnnanlılann Anadoln «harekitı» Ozerine bir tstanbnl gazetesine sn «mülâkat»ı vermistir : «Soru Hükumet Yunan Ordusu tarafından yapılan harekâtı protesto etmek niretinde midlrî Cevap Hiürumrtimiz, Mustafa Kemal taraftarlanm rettnen mahkum etmi? ve hılâfetle vatana hain oldujunu il&n eylemistir Binaena'eyh vazifesi, âsüere lâvık olduğu cezavı vennektir. O halde, kendi programırmza dahil bulunan bir hareketi ney« protesto etmeli? Soru Bu hareket güçlüklerie karsılajacak mıdır? Cevap Hayır. Bunun da sebebi şudur M, Mustafa Kemal Ordusu, öterien beriden toplanrnı? haydutlardan, sabıkahlardan ve sırf yağma hissiyle hareket eden birtakım sahıslardan mürekkep, teşkilâtsız, inzibatsız, mümaresesiz bir ordudur. Soru Fikrinizce harekât uzun sürecek miT Cevap Asker değilim, fakat intibaım su merkezdedlr W, General Paraskevupolos'un ordusu şimdi surat ve şiddetle harekâta devam eyliyecek olursa birkaç haftada Ankarm surlan Bnünde bulunacaktır. Soru Bazı haberlere g5re Mustafa Kemal taraftarlan arasında anlaşmazlık basgöstermiştir.. Cevap Bu söylentilere dair henuz bir resmt havaffl» almadık, fakat, doğru olduğuna kaniim. Zira vilâyetler ahalisi, harbln o sğır tecrubesinden sonra bütün kuvvetivle banş ve sükun istemektedir. Halbuki, Mustafa Kemal, her çesit fedakârlıklar ve yoksuLluklar usulünu ilelebet devam ettirmekten başka bir şey iıteraiyor. Soru Erzurum Ordusu Kumandanı Kâzım Karabekirtn Mustafa Kemal ile münasebetini kestiği ve bu vilSyett» istiklâllni ilân ettiğine dair dolaşan söylentiye ne dersinizT Cevap Buna dair hiçbir bilglm yoktur.» «Peyamı Sabah» gazetesinin 12 temmuz 1920 tarfhll sayısında çıkan bn konnsma pek 11 gi çekicidir. Babıili'de o zaman yayınlanan bu gazeteleri de birtakım insanlar alır ve okurlardı. Bn gazetelerin de fıkracıları vardı. Bn fıkraeılar, her sabah kaleml ellerine alır, Mnstafa Kemaleilere «komünist, bolşevik, allahsız» diye hficnm ederlerdi. Şeriatçılık ve flmmetçilik baskısı, Meşratiyet devrine rahmet okntnyordn. Ne kadar ilginçtir ki, 191Tde Adllye Neıaretine baglanmıs olan şer'i mahkemelerle evkaf mahkemeleri, 4 mayıs 1920' de tekrar Şeyhülislâmiıia baglanmış, irtlea, işgal halindekl devlette daha da koynlaşıMm.' ÇünkO Anglosakıonlar girdikleri fllkede mürtecileri tesvik ederler. Son günlerde alabildiğine gelişen İrtlea akımlannın kaynağı da yabancı devletlerde bnlnnmaktadır. Snnd Arabistanı, komprador kapitalizmiyle seriatın kncaklastığı ülkedir. Türkiye'de de mürteciler, tkinci Dünya Savaşından sonra Amerikanın memlekete ayak basmasiyle azmışlardır. Bn azgınlık satılık Vahdettin'i vatan kahranıanı ilftn edecek kadar pervans gelismektedir. Ve 1968 Türkiye'sinde her labah Tflrk vatandaşı, Peyamı Sabahiann bngünkfl nfishalanyla karşılasmak tatihsiziigtne ngramaktadır. Ü8tünlük mücadelesi irçok ansurlann baskalannı sevmekte, saymakta, befenmekte, istemekte güçlük çekmelerinin, başkalan ile anlaşamamalarının, kolaylıkla boznşmalannın, çekişmelerinin, çatısmalannın en önemli nedenlerinden biri de aşırılıfa kaçan üstünlük arzusndur. Baskalarının karşınnda, yanında daha çok bir kendileri olmak, baskalannı daha ax bir başkalan gibi görmek isteraeleridir. Bunnn da sonncn olarak, baskalarının bağımsızlıklarına, özgürlfiklerine önera vermemeleridir. Kendilerini baskalanndan yararlanabilen, baskalanna eğemen olabilme nitelikleriyle donanmış ve böyle bir hakka sahip bir özne, baskalannı da kendilerine göre bir yaşama şeklini benimsemeğe mecbur bir özne nesne gibi düsünmeleridir. önemsizliklerinden yakındıkları varlıklarım onlan önemsizlestirmek suretiyle zenginlestirmefe ngraşmalarıdır. Başkalannın kendileri gibı ve kendileri kadar iyi düıünemediklerini, duyamadıklarını sanmalandır. Kendilerini daha yeterli görebilmek için baskalarının düsünrelerini beğenmemeleridir. Duygulannı yadırgamalandır. BAGIMSIZLIK BAGLILlGl: Her insan, yası ne olursa olsnn, ba|ımsız bir hayat şeklini arzu eder. Bağımsızlığı yeterli bir hayat gticünün somnt bir belirtisi, ifadesi gibi sayar. Bagımsızlıgı, inancı ölçüsünde ve hayatının her devresinde olabileceğı bir varlık haline gelmek imkânını elde eder. Başkalannın bağımlılıklanna saygı gösterir. Başkalan ile anlaşabilir. Çevrelerine intibak edebilir. Bütün insan havatı şekillerinde olduğn gibl »ile ocafında da huznrn saglamanın en önemli sirlanndan biri de eslerın karşılıklı olarak bagımsızlıklanna sayfi göstermeler'dir. Birbirlerine, birbirlerini küçültmek snretiyle egeraen olmaia çalısmamalarıdır. tnsanın önemliliği bilincinin güçlülügü ölçüsünde başkalarına yer verebilecegini, küçük gördü^â herşeyi ve herkesi kendislnin yapmak istivemiyeceğini, kendisinin yapmak istemediği kimselere karşı yakınlık dnyamıvacağını, sevmedikleri kimselerle de bir arada bulunmsk arznsnnn dnyamıyacagını bilmeleridir. tnsan bütün hayatı boynnca sadece begendi|i, yeterlilitine, önemine inandıgı şeylere, kimselere karsı yakıniık dnyar. Onlann kendisinin olmasını diler. Onlan kaybetmekten çekinlr. korkar. Kendisine ait olan şeylerin, kimselerin değerleri, önemleri ölçüsünde değerlenir. Kendisinin olan şeylerin önemsizlikleri, değersizlikleri ölçüsünde önemsizleşir. Değerinden birşeyler kaybeder. Kavbetmis gibi olnr. Biz sadeee kendimizle, kendi basımıza bir kendimiı degillz. Takınlarımızla beraber de bir biziz. Takınlanmızla beraber bir bütünlük meydana getiririz. Bişkalarının, hattâ kendimizin onlarla ilgili düsHncelerimiz, dnvçnlanmıı ile kendimizt değerlendiririz. Begenilen ve begendlgimiz bir kimseye sahip olmakla Bvünürüz. Daha dogmsn, bn gibi hallerde kendimizi beğeniriz. Kendimize ait bir şeyin, bir kimsenin begenildiğini. övüldfigttnfl gerdfignmBz zaman sevinmemizin nedenlerinden biri de kendlmlrin de beienildigini, «vüldügünü dnymamızdır. Kendimizi böyle birseye, bir kimseye sahip olabilecek bir varlık halinde görmemizdir. Tersine olarak bizim olan bir şeyin, bir kimsenin yerildiğini anladığımız zaman üzfilmemizin bir nedeni yerilmis olmamızdır. önemsiz birseye, bir kimseye sahip oldngnmnra dflsfînmemizdir. Kaynakları B Şa insan hakları :::: •••• •••• ••*• • 1M • ••• •••• •••• «•*• • ••• ••*• • ••• • ••• • ••• • *•• •••• •••• •••• •••• •••• •••a ::: :::: •••• •*•• •••• !:•: • ••• usya ve Rusyanm müthiş pençesi altına aldıjh demir perde gerisl memleketleri hariç, dünyanın hemen her yerinde, çeşit çesit dalgalanoıalar, ayaklanmalar, kanşıkhklar var. Grevler, boykotlar, işgaller gırla gidiyor. Sâkin, mesnt, rahat bildirimiz, her işi tıkınnda, tsviçrede bile, geçen gün, Parlâmentoyn bastılar. Tani her yerde herkes bir şey istiyor. Bn «sey» bir «hak» dır. Ama ne hakkı, nenln hakkı? Dofcrnsnnn isteneniz, okuyabildieim kadar, yerli ve yabancı gazetelerde, dinieyebildiği kadar radyolarda, bunn, şöyle bir derli topln anlatana daha rastlamadım. Franaa bir ihtiUU, şündilik eeçirdl. Geçirdl ama, yine her an bir «şey» ler bekleniyor. ttalyada, hem de ekonomisinin en İyi olduğn bir zamand», hayat baştan başa felce nğradı. Hâlâ düzelmiş bir şey yok. Hele, Afrika ve Güney Afrika, maazall^h. Devletlerin içi böyle, devletlerin arası (Çekoslovakya misall) böyle. Aksi bir tesadfif, tam bu hengime sırasında, geçen hafta, «tnsan Haklan» nın 20 nci yıldönümü büytik merasimlerle kutlandı. Her yerde türlü türlü toplantılar, nutuklar, karşılıklı tebrikler, teşekkürler birbirini kovaladı. «tnsan Haklan» gitgide, yalnı» bunlara kalacak galiba. Duramdan Syle anlaşılryor. R miş. tki yfiz ahbabı da kendisini riyarete gitmiş. Hep tebrik etmisler. muvaffakiyet dilemişler. şimdi, gelin. kolay bir hesap yapalım. Bir saatte 60 dakjk, bir günde de 24 saat olduğuna göre bu eder günde 1440 dakika. Her telefon (çalması, açılması, konuşmasiyle) en azından 3 dakikacık sürse, demek, yeni Bakanımız 30 statten fazla tele'on basuıda kalmış. Bunun içinde, 200 oldugnnn s5ylediği, ziyaretler yoL, yemek lemek yok, nyku hiç yok. Haydi, biz yine iyi niyetll olalım da, Bakanım'iın 24 aaatini *i e, yani 1 gününfl 2 ye çıkaralım. Yine tutmuyor. Tetmez. tnsan. mübaıâga ederken, karsısındakinin bazan bir hesap merakına tutulacagını da düşünmell. Maanıafih «hükfimetin en genç Bakanı» nı biz de bnracıkta tebrik edelim. Dar zamana bnnca tebrild «agdırdıktan sonra*. bizimkine de, bir göz atacak vakit bulur, insallah! *** düpedfiz, çamnr gölfl oluyor. Klm yaptı bunu? Hangi nsU (!) teknisyenler hazırladı plânını? Hangi devlet mütehassıslan (!) oe biçim kontrol ettiler? Türkiye yağmur yağmıyan, yahut, çok az yağan bir memleket olsa, hadl neyse, diyecegiz. Ama, İUlm meydanda. Ekseriya Iflznmundan da fazla vagıyor mübarek. O halde? Topragı killl de suvu mn çekmez? Yoksa, yer altmdan su akımı (yani drenaj) tertibatı mı ihmal edildi? Daha yoksa, başlangıçta yüzme bavnzu olarak düşünüldü de, sonradan mı, futbol sahasına çevrildi? Bn orunu. yalnız, kendi aramtzda oynasak, inşaatt? oynandıiı besbelli olan oyun gibi, belkl alışır gideriz. Amk, lkide bir yabancı takımlar geliyor. Çoğn zaman da bizimkileri tepe tepe yeniyorlar. Son miUI macta en hoçuma giden şu oldu: tdarecilerden biri «çamur biri berbat etti, demiş, yoksa kazanınhk.» Sevsinler. Hiç şuphesiz, yagmur yağmasaydı, avnl muhterem zat «kuru saha bizi mahvetti, diyecekti, çamur olsa kazanırdık.» Karaborsa ikileşiyor $ • ••• •••• •••• *•• Gunune gore iyaset aleminde öyle acayipUlclere, öyle antikalıklara, öyle tuhaflıklara rastlanıyor M, sormayın. Bir günün kahramanı, ertesi gUn vatan haini, daha ertesl gün de ylne kahraman oluyor. Mart havası gibi bir şey oldu slyaset. Bir gün güneşli, bir gün kar la kanşık yağmurlu, hemen arkasından ya fırtınah. ya da yeniden gUneşll. Metoorolojicilerin, takvimcilerln bile akıUan ermez bu aya. Stalin'i tabil biliyorsunuz. Toprağı bol olsun, pek hoyrat bir diktatördü. Memlekette asmadığı, kesmediği, fırınlara koyup pişirmedlği, kalburüstü, klmseyl bırakmamıstı. Ama kahramandı. Almarüan da yenmlşti. imdiye kadar «karaborsa» denen ticaret usulü, hep bildiğlmiz gibi, dış memleketlerden, gümrügün görmiyen gözünden kaçınlarak içeri sokulup satılan mallar Uzerinde lslerdi. Eloflu binbir çeşit akıl sır ermez (yahut erer!) yollardan kumaş der, çakmak der, mobilya der, hattft otomobil der getlrtr, piyasays sürerdi. Buydu karaborsa. Veıylsi de yoktu Ustelik. Bahane güzeı ama, rezaiet de ortada. Ve usulen, bundan kimse de sorumlu degil. Esascn, yine usulen, •orumluyu arryan da yok ya... *** K'HM niyet, kime kısmet ğrencileıin fakUltelerl, yiltaek okullan. hattA liseleri «lşgal etme» harekef erinin bir hoş tarafı çıktı. geçen hafta, ortaya. Haziran ayında, Olgunlasma Enstitüsünü lşgal eden kız ögrencilerin dâvalan asliye ceza mahkemesinde devam ediyor. Bu kızlar, yazıldıgvna göre, çok gUzelmişler. Mahkemeye de pe't cicill bicili elbiselerle geliyorlarmı?;. Bu durum etrafa yayüınca, bir takım genç erkekl*r kalabahgı da, dfivayı yakından izlemeye baslamış. S O Diğer bir faktör nsanlar arasında kurnlan İlişkilerde rol oy> nıyan difcer önemli bir faktör de insanın baskalannı kendisiyle ilgili düsüneelerine, dayçularma, davranışlanna g5re değerlendlrmesidir. Baskalariyle bn de|erlendlrme şekline göre bir iliski kurmak imkânını bnlabilmesidir. Gerçekten insan, kendisini sevenlrri, sayanlan, begenenleri »ever, sayar, beğenir. Daha çok sevilebilmek, sayüabitmek, beğenilebilmek için onlarla daima bir arada bnlunmak arzusunn dnyar. Onlan kendisini daha çok sevmeğe, saymağa, beğenmege teşvik eder, zorlar. Onlan sevindirmenin, memnnn etmenin çarelerini arar. Kendisini onlann Mvgilerinden, saygılanndan, övgülerinden yokınn edebilecek davranıslardan »akınır, Onlann tsteklerini yerine getirmeğe, istemediklerini yapmamafa çalısır. Onlan daha çok kendlsinin yapabilmek için daha çok onlann olmaga çalışır veya öyle görünür. Tersine olarak, İnsan kendisini sevmiyenlerl sevemez. Saymıyanlan sayamaz. Beğenmiyenleri beğenemez. Bunn olağan saymamız gerekir. Gerekir; çflnkü, insan sevılmemesinin, sayılmamasının, be|enilmemesinin nedenlerini bir yandan kendisinde, öte yandan da baskalarında arar ve bnlnr. Kendisini sevilebilecek, sayılabilecek, beğenllebilecek bir kimse gibi göremedigi için üzülür, acı duyar. Kendisini sevmekte, saymakta, beğenmekte zorlnk çeker. tnsan başkalannın kendisiyle ilgili düs&ncelerine, duygnlanna, davranışlanna göre bir kendisi görüsüne nlasır. Kendisini her an baskalariyle beraber değerlendirir. Baskalariyle beraber yaratır. Başka bir deyisle insan, başkalan kendisi için ne ise kendisi için odur. Başkalan tarafından arandığimız, istendiğimiz, sevildiğimiz, sayıldığımız, beğenildigimiz zam'anlardaki dnrumnmnzn başkalan tarafından yerildiğimizi gördüğümüz zamanlardaki dnrnmnmnzla karsılaştırdıfımız zaman bnnn daha iyi anlıyabiliriz. Bnndan baska İnsan, kendisini beğenmekte kendisine zorlnk çıkaranlardan kolaylıkla sognr, nefret eder. Onlan kendisini oldngn gibl görmek istememek, dolayısiyle kendisi bakkında iyi düsüncelere, dnysnlara sahip olmamakla kınar, snçlar. Daha aı bir kendisi duygusunun t aaaa »aaa • ••a • ••• «••• • aaa :::: «••a SO N U Ç er yerde bnznr anyan H ğnnarznsnna dnyar. Bninsan, hntnrsvzlnyer aldığı yerden bir an önce nzaklaşmak yeri bir bütün olarak algılar. Üzüntülerinden, sıkıntılarından bn yeri ve bn yerde yaşıyan insanlan sornmln tntar. Onlardan sognr. Hattâ, nefret eder. Bir arada bulnndnğn sürece onlarla anlasamaz. Kolaylıkla bozuşnr, çatışır. Kendisine ıztırap veren evine gitmek istemez. Hnznrsuzlngnn kaynagını eşinde anyan anne, baba çocuklarına da baglanmakta zorlnk çeker. Onlan kendisine ıztırap veren bir kimsenin birer devamlan, parealan gibi görür, değerlendirir. Onlan da sıkıntılarının, aeılarının devam etmelerinde rol oynıyan birer varhklar şeklinde tanır. Bütün bnnların sonnçlan olarak, onlara karsı sert, kıneı bir sekilde hareket etmektea nzak kalamaz. Onlann varlıklannda sevmedigi, nefret ettigi eşini cezalandırmağa çalısır. Aile bnznrsnzlngnnnn en zararlı etkileri çocnklarda göriilür. Hnznrsnzlnk içinde yaşıyan çocaklar, özellikle, duygnsal bakımdan gerektigi gibi gelişemezler. Çesitli ve sürekli rnh karısıkhklan, sarsıntılan gösterirler. Gelecekteki hayatlannda bilinç altlanndaki annelerinin, babalannm hayâllerine göre hareket etmekten nzak kalamazlar. Kendileri için oldngn kadar, başkalan, özellikle knracaklan ynvalan için bir hnznrsnzlnk kaynagı olmaktan kurtnlamazlar. tnsan çocnklnÇnnda yasadıklannı her zaman yasamak zornnlngnnda kalabillr ve baskalanna da yaşatmak eğilimini dnyabilir. :::: • «•a •••• • ••a • aa* :::: •>•• »•«• • ••r • aat • ••ı • «•ı • •• • ••I Son camanlarda yayınlanan haberlerden, memleketimizde, bir ds «iç karaborsa» türedigi anlaşılıyor. Hem de glttikçe gelişiyor galiba. Tekel yapısı filtreli sigaralar piyasada yok. Ama, odamına göre, paket başına, resml fiyabndan 70 100 kurus fazlasına kıydınız mı, lstediginiz kadaı var. Bazı tütUn ekicileri de, resmen srttıklannın yanısıra, nefls tütünler yetiştiriyorlar. bunlan kendi aletleriyle sigaralık hale getiriyor, ve bilinen Kyatlann çok Ustünde, özel kişilere satıyorlarmış. Bu da bir başkası: Bir ceşlt elektnk saatinin yerlisini yapmaya başlamışlar. Yerlısi olunca ithali yasaklanmış Ama, ithal edilirken, Adam ölünce, muhteşem mera 55 liraya satılan bu saatler, şimdi simle, Kxzıl Meydanda yatan Le çıkmış 125 liraya. O da, bulunmuyor bahanesıyle, el altından, tanil nin'in yanına uzattılar. Sonradan. bu merasimde bulu tutturabildigıne bir fiyatla satılınanlar, kendilerinin ne büyük bir yormuş. Bu ış böyle gifierse, ki gidecebel&dan kurtulduklannı anladılar. Stalin'i vatan haini ilân ettiler. Ce ğe de çok benzıyoı, «dış karaborsedini de Lenin'in yanından aldı sa» derken «iç karaborsa» da alıp viirüyecek Ve zannederım, artık lar, götürüp bir yerlere attılar. Şimdi şu hale bakın: BUyük bir başka herhangı bir borsaya luzum kalmıyacak. Rus şaıri dehşetli bir makale yaz*** mış. Stalln adına bir tapınak (Turkçesi: Mfibet) yapılmasını Istiyormuş. Busyada herkes, her istediginl yazamadığına göre, demelc, boyla bir cereyan var. Bakarsınız yaparlar da. Siyaset bu. Anlaşılan llk şartı, n stadyum rezaleti de nedir bir gün kahraman, bir gün hain, böyle Allah aşkımza? Her ya*.son^ ylne kahraman olmaya kat murda. saha, bir çamur gölü lanmak. halini alıyor. Halini alıyor degO, Kolay da degll. *** tlgl hayll Uerlemls olacak kl. bunlardan bazüan kızlardan beğendiklerine, evlenme teklifinde bulunmuşlar. Genç kızlar memnun. Hattâ, aralannrT «Allah raza olsur. bizi mahkemeye verenlerden. Kötülük edeliı.. derken lyilik ediyorlar» şeklinde konuştukları bile duyuluyornu.s. Valla fena değıl Yalnız ayni kızı gözüne kestiren sekiz on genç çıkarsa, iş, biraz sarpa sarar gibl gorünüyor. O zaman da, korkarım, evlenme dairelerinın işgali icabedecek! SAYI$TAY BAŞKANLIGINDAN Denetçi Yardımcısı Almacak 1 Sayıştay Başkanhgınca aşağıdaki nitelfiüerl taşıyanlar arasından yazüı ve sözlü sınavla denetçi yardımcısı alınacaktır. A) Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinde gösterilen genel nitelikleri tasımak, B) Hukuk, Siyasal BUgiler, Iktisat Fakülteleriyle tktisadl ve Ticarl îlimler Akademilerinden veya öğretim itibariyle bunlara denkligi Milll Egittm Bakanlıgınca onanmış yurt içi veya yurt dışmdaki fakülte veya yüksek otullardan birtni bitirmiş olmak, C) Giriş sınavuun baslıyacagı tarihte 31 yaşından gün almamış olmak, 2 Yazılı smavlara 20 Ocak 1969 pazartesi günü saat 930 da başlanacak ve müteakip günlerde de devam olunacaktır. 3 Yazılı smavı kazanarüar Sayıştay Başkanhgınca tesbit edllip duyurulacak günde aynca sözlü sınava tâbi tutulacaklardır. 4 îsteklüerin lüzumlu belgeleri en geç 11 Ocak 1969 günü mesai saatt sonuna kadar bir dilekçe ile Sayıştay Başkan * lığına vermeleri veya o gün ve saatte Sayıştay Başkanhgında bulunabilecek şekilde taahhütlU olarak göndermeleri gerekir. 5 Yazılı ve sözlü sınavlann konulariyle, sınavlarla ilgili dıger hususlar ve ibrazı gereken belgeler bir talimatla tesbit edilmlştir. Bu talimat Sayıştay Başkanlığından alınabilir vey» istiyenlere P.T.T. vasıtasiyle gönderilebilir. 6 Sayıştay denetçilerinin yükselme süreleri üd yüdır. Aynca aylıklanna ilaveten ödenek alırlar. (Basın: 29403 A. 16559 15380) FutbolumNza benziyor ° Tar!kZ. Uerl, Sae re Baatalıklan Mütrhassın Istlklil C^a. Parmakkapi No. «S f e l : 44 M Î3 B !••• '••• • •• • •• ıaaa )••• ıııı • •• Zaman az, tebrik çok eni Tekel Bakanımınn (kablne nin en genç Bakanı) bn msr kama ıretirildigi duynlnr dnynhnaz, evine bin klşi telefon et Y ılbernetikj nedir? Bu kelimeyi büiyor musuımz? Hic duydımuz mu? Sibemetik, feza çagında ortaya çıkan yeni bir ilim dahnın adıdır. İleri ülkelerin üniversitelerînde, şimdi bu konuda öğretim yapan kürsüler var. Artık siz de Sibernetik konusunda bügi sahibi olabilirsiniz. Hem de Turkçe olarak... 500 kitaba bedel bllgileri bir araya toplayan dev bir eser yakında piyasaya çıkıyor. Yarın daha fazla bilgi vereceğiz. Manajans: 373/15390 İLANEN TEBLÎGAT 13 967/8304 Samsun Gazı Caddesi No: 68'de iken, halen Adresi Meçhul Borçlu Cevat ÖZLÜ'ye: Guney îüıalât Koll. Şti. Vekili Av. Yaşar önol'a bonoya istinaden 2535.50 lira alacak, İcra masrafı, kanuni faiz ile lcra ücreti vekâlet ile birlikte tahsilı ıçın yapılan lcra takibinde adresinize gönderılen Ödeme emri bilâ tebliğ geri gelmiş, yapüan polis tahkikatı neticesinde adresiniz tesbit edilmemiş olduğundan, ödeme emrinin kanuni süreye 20 gün ilâvesıle ilânen tebliğine karar verılmiştir. Ödeme emrinin gazetede Uân edildiği tarihten itibaren yukanda yazılı borç ve masrafları iş bu ilânen ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 30 gün içinde ödemeniz, takibin dayanağı senet kambiyo senedi niteliğine haiz değilse 25 gün içinde mercie şıkâyet etmeniz, takip dayanağı senet altuıdakı imza sıze ait değilse yine bu 25 gun içinde aynca ve açıkça bir dilekçe Ue İcra Dairesıne bildirmenız, aksi takdırde lcra takibindeki kambiyo senedi altındaki imzanm sizden sadır sayılacağı, imzaruzı haksız yere inkâr ederseniz 100 5000 liraya kadar para cezası ile cezalandırılacağmız, borçlu olmadığınız veya borcun itfa veya imhal ettiği edildiği veya alacağm zaman aşımına uğradığı hakkında itirazmız varsa bu sebepleri ile birlikte 25 gun içinde tetkik merciine bir dilekçe ile bilrfirerek merciden itirazınızın kabulüne dair bir karar getirmediğiniz takdirde cebri icraya devam olunacağı, itiraz edilmediği ve borç ödenmedifi takdırde 30 gün içinde 74 üncü maddeye göre mal beyanmda bulunmanız, bulunmazsanız hapu cezası ile tazyik olunaeağınız, hiç mal bevanında bulunmaz veya hskikata muhalif beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılacağınız Tebliğat Kanununun 28 ve müteakip maddeleri gereğince ödeme emri yerine kaım olmak üzere ilânen tebliğ olunur (Basın: K620 15381) Istanbul 13. îcra Memurluğundan: OPERATÖR ÜROLOG Süreyya fttamal Sıraselvtler 105'4 (Taksim) S. 15 19 Telefon: 44 57 44 Satılık Tıbbî Müstahzarat liboratuarı Ciddi bir »ıhhî sebepten dolayı ruhsat ve l^letmeleri lle beraber devren satılıktır. MÜracaat: Saat 1912 arası. Tel: 49 43 43 Üâncılüc: 33 Doktor Op. Ziyaeddin Maktay Knlak, Bnnn, Bo|s«, A | » Çene, Cerrahisi Mfltebasmsı Taıkim Rcceppa+a Ca4. t/1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear