02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFEDORT Türklerin bu hlzmetine karsılık Fransız Kıralının tutumu nristiyan ülkelerine taarruz ederek kan dokmesi, Avrupada aleynte bir ceıeyan yarattı. Kendisini lânetlemek isteyenlere karşı, Fransız Kıralı, himayesmi gördügü Türkler hakkında su beyanatta bulundu: (Vakıa TUrkler, bizim için kâfirdir. Bizler iman etmiş hristiyarüanz. Bununla beraber onlann satvet ve rauvaffakiyetlerının devam etmesini, hattâ artmasını temenni ettiğimi gizleyemem. Zıra. Türklerin sevket ve kudretle rinin armasını isteyişim, Türkle rin hayır ve selâmetleri içın olmayıp Dünyaya büyük belâ olan Sarl Ken gibi amansız bir düşmanın şerrinden hristiyan devletleri ve milletleri vikaye etmesi içindir.) (1) 30 Eldın 1968 CUMHURtYET PARİS TE T t RKLERE TAHSİS EDlLEN İLK EI.ÇİLİK BİNASI suva, gerek oğlu II. Henry'nin sıkısık zamanlarmda Türklerin yaptığı yardıma mukabil, Fransızların da Pırene cihetinden Ispanvolları tazyik eylemesini istedı. İstanbul'daki Fransız Elçisi Fransuva de Nuay, bu isteği Kıralına bildirdiyse de aldığı cevap atlatıcı oldu. Fransızların mustar durumlarındaki. Türklerin büyük yardımlanna uygun düsmeyen bu cevap Türk idarecilerini pek üzdü. Fransızlar, iç harb ve mezhep kavgalarından ahalinin perisan ve yorgun oltfuguru ve mali sıkıntıları bıılun' duğunu bildirerek Turk isteklerini müspet karsılamadıiar. Ancak. bu harbe Turkıye aleyhine katılmamakla buyük hizmet ettık'erine kani bulunduklarını Sadrazama büdirdiler (2). Bununla beraber, Türkler, Fransızların yardımı olmaksızın, Tunus'u geri alarak kendi topraklarına 15T4 yılında ilhak ettiler. histan büyüklerini, kardeşimin Kıralhğını kabul etmek üzere Padişah tarafından Lehistan'a özel bir elçi gönderilmeçini saflayınız. Padişahın delâleti sayesinde kardesim, Lehisrfan Kıralı olursa her veçhile Türkiyeye minneüar kalacaktır. O da benim gibi nimetşinaslığı anacak, dostâne ve hürmetkârâne hareketten geri durmayacaktır.) Fransa Kıralının. II. Selim'den di legi kabul edildi. LehHan'a hususi elçi ile mektup gönderilerek Henry Danju'nun Kıral intihap edümesi için tavsiyede bulunuldu. Türklerin himaye=i ile Henry Daniu Lehistan Kırallığına intihap ettinlHiy se de. ağabeysi IX. Charles'm ölümü üzerine III. Henry ünvanı ile Fransa Kıralhğını tercih etti. Ancak Fransa Kıralı sıfatiyle Le histan'ı da topraklarına katmak üzere Türklerden tekrar yardım iste di. O günlerde II. Sultan P»lim ölmüş Sultan III. Murat padişah olmuştu. Fransa Kıralı Henry Lehistan'ı Fransa topraklarVqtp"iadl ğınHqr üzçiin bulunuyordu. Elçisi Jil dö Nuay'ı (4^ geri çekmek sure tıyle Türkiye'ye kırgınhğını açıkla mış oldu. Barbaros'un 8 Fransız tebasııun kadılara müracaat etmeksizin vasiyetname tanzimlne selahiyeüeri olduğu kabul edlldi. 9 Fransız tebalaraun emvali metrukeleri üzerinde Türklerin hakkı bulunmadığı vo bunlann Konsolosluğa teslim edihneıi kabul edildi. 10 Taraflar arasında esirlerta serbest bırakılarak bundan sonrakl harblerde de ele geçeceklere esir muamelesi yapılmama8i karaılaştanlda. Bu kapitülâsyonlar, 1535 yüından, 1740 yılına kadar 7 defa yenilendi. Bunlar tarüüeriyle söyle sıralanabüir: Ikinci kapitülâsyon 1369 yılında tkinci Sult&n Selim tarafından Fransa Kırah IX. Çarl zamanında verilmlştir. Fransaya deniz ticaretlnde bir nevl lmtlyaz tanınmıştı. Üçuncü kapitülâsyon 1581 yılında Sultan III. Murat tarafından Fransa Kıralı III. Henry'ye verümiştir. Bu kapitüUsyonda, her ttirlü tc&rifatta ve muamelelerde Fransıs elçilerlne öncelik hakkı tanmmıştır. Yazan: Taha TOROS vasıtasıyla daimi olarak Şarl Ken aleyhine Türklerle bir anlaşma zemini aramaktaydı. Neticede Fransız hükumeti Baron de la Gardı'yi Kanuni'nin ayağına gör.dererek 1541 yılında bir anlaşma yapmaya muvaffak oldu. Bunu takiben Barbaros, 1543 yılında 150 parça harb gemisi ile Akdenize açıldı. Hattâ gemısıne, Fransa Kıralının. Kanum'ye gönderdıği özel temsılcisi. de la Gardı da almıştı. Bu özel temsilci, Kanunl Pultan Süleyman'ın I. François'ya yazdığı bir mektubu da götüriiyordu. Kanuni, Fransa Kıralına bu mektubunda özetle şöyle söylüyordu: < .. Sen H, hristiyan kınülannın meşhur ve muteberisin.. Sefirinin istidası üzerine, bütün levazımatı ile mücehhez bulunan donanmamın Akdenize çıkmasını, kaptan Hayrettin Paşa'y» irade ettim. Sizlerde savaşı istediginiz gibi başardıktan sonra, havalar fenalajmadan, donanmamj iade eyleyesiniz... Şarl Ken'in hilesinden kendini muhafaza eyle. Düşmanların ile muharebeve muktedir oldugunu kabul ettirmedikçe sulh yapmamay» dikkat eylesin. Ban» riayet edenlere Vlu Tanrı yardım eyleyip muzaffer küıcun Ue himayem ttzere olasın » Barbaros Hayrettin Paşa, Akdenizi yararak Marsilya'ya vardı. 1544 yılında Nis'i zaptedip Tulon'da demir attı. Yardım isleği François öldükten sonra tahta geçen oğlu II. Henry de babası gibi Türklerin himaye ve yardımından faydalanma politikasını güttü. Kitekim Bâbıâliye arzuhal gönderip, Şarl Ken'in sıkıştınlması için 5060 harb gemisi rica etti. Sinan Paşa kumandasında bir donanma gönderilerek bu yar dım yapıldı. Trablusgarp işgâl edildi. Bir taraftan da Turgut Reis Andre Dorya'yı sıkıstınp mağlup etti. Aynca, 155253 yıllannda Piyale Paşa kumandasmdakl Türk donanması Fransızların yardımına gönderildi. sefere çıkışı Dördüncü kapitülâsyon 1517 tarihinde Sultan III. Mehmet tarafından IV. Henry'ye verilmiştir. Beşinci kapitülâsyon 1614 yıUnda Birtncl Sultan Ahmet tarafından yine IV. Henry'ye bahşedilmiştir. Eski imtiyazlara ilâveten Kudüs'e gidecek rahiplerle Fransanın Türkiyede katoliklerin hamisi olarak tanınması hususlan yer almıştır. Altıncı kapitülâsyon 1673 yılında IV. Sultan Murat tarafından XIII. Louis'ye tanınmıstır. Bu Itapitülasyonda mezhep hlmayesl genişletilmış, Fransanın deniz ticareti artırılnuştır. Yedincl kapitülâsyon 1740 tarihinde I. Sultan Mahmut tarafından XV. Louis'ye verilnıiştir. Bir maddesine göre, hukümleri ebedi olarak kabul olunmuştur. Fransızlara verilen Imtıyazlardan sonra, Kanııni Sultan Süleyman'ın Fransa Kıralına muvakkaten donanmasını vermesi ve onu ezeli düşmanı Charles Quint'e karşı himaye eylemesi ve kahraman deniz arslanı Barbaros'un bu konudaki yardımlan Türk • Fransız tarihlerinin kaydettiğl en buyük dostluğun örnekleri arasında yer alır. François îstanbul'daki elçisi Monlük ve onun halefi Rekson Kırala rapor II. Henry kazaen öldükten sonra halefleri, uzun müddet Türklerden yardım istemediler. Fransada iç ve mezhep kavgalan vardı. Hattâ Haçlı Sefer zihniyeti yeniden uyanmaya başladı. Türklerle dostluk kurulmasının Hıristiyanlığa aykırı olduğu gerekçesıyle on seneden fazla, tstanbula sefir gönderilmedi. İstanbuldaki sefarethanede Petromol adındaki maslahatgüzan bı rakan Elçi De la Vinyl memleketine döndü. II. Henry'nin yerine Kıral olan II. Fransuva'ya Türkler için bir rapor verdi. Dikkate şayan olan bu raporda Fransız El çisi diyordu ki: ( Türklerle daima dost kalınmasım tavsiye etmekliğim, menfaatimiz içindir. Bununla beraber. bu dostluğun gerektiği zaman terkedilmesi, bazı şartlann tahakkuku ile mümkundür. Fransaya avdetimin sebebi dt bu görüşü izah içindir. Dünyanın tepelenmeye müstahak mahluklanndan olan Türklerle dostluğun devam ettirilmesi mi, yoksa bu dost luktan vazgeçilerek Almanlan ve umumiyetle Hıristiyanlan okşayıp hoşnut etmek mi siyasetimize uygun olacaktı/? Bu hususun hü kümdarlık yüksek meclisince görüşülüp kararlaştınlması maruzatımm esasını teşkil etmektedır.) Türkler, Fransanın bigâne tavırlarına ve muamelelerine hiç ehemmiyet vermediler. Eski muamelelerini asla degiştirmediler. Hatta IX. Charles'm ruşto erip devlet işlerini bizzat idareye başlaması üzerine Kanuni Sultan SU leymanın hususi tebrik mektubunu hâmilen, Parise bir elçi bile gönderdiler. IX. Charies'in ricası Sokullu'nun teklifini müspet karşılamayan Fransızlar kısa zaman sonra IX. Charles'ın iki ricası ile karşılaştılar. IX. Charles Turk padişahından. elçisi Dö Nuay vasıtasiyle ulaştırdığı dileğinde, küçük kardeşinin Cezayir Kırallığına geçirilmesini bildiriyordu. Sokullu bunun mümkün olmadığını daha ilk görüsmede Fransız Elçisine bildirdi. Kısa bir müddet sonra IX. Charles küçük kardeşi Henry Danju'nun o sırada boşalan Lehistan Kırallığına intihap ve tâyinini II. Sultan Selim'den rica etti. Ayrıca müşterek düşman olan Ispanya •leyhine, deniıden yardım yapılmak üzere Tulon'a 200 parça harb gemisi gönderilmesini istedi. Fransa Kıralı, III. Sultan Selim'e gönderdiği mektubun önemle takip etfilmesi için, sefirine de şu talimatı verdi (3) : ( Dostluğumun temızlığine ve samimivetine dair teminat vererek tahakkuku tek arzum olan lsteğımi Padiçaha kabul ettirmenizi rica ederım. Emelim. kardesimin Lehistan Kıralı olmasıdır. Padişahın bunu yaptırmaya muk tedır olduğunu bilirim. Bunu yapar ve beni tatyip edecek olurea pek müteşekkir ve minnettar kalırım. Bu hususu bütün maharetin.zi kullanarak başarıya ulaşmız. Le Y ARIN : III. Henry'nin mektııb ve ricalan (1) Gizo • Fransa Tarihi. (2) O sıralarda Fransanın Türkiyeye^karsı takip eylediği politikanın'ana hatları şöyleydi: Türkiyevi oksayarak idare etmek, Kudüs'teki mukaddes mâbetlerin muhafazasiyle Hıristiyan hacıların karadan ve denizden ziyaretlerini saglamak. Papa'nın raemleketine Türkleri tecaviiz ettirmemek, Fransızların Türkiye'deki ticarî mtnfaatlerini sekteve ujratmamak, Türklerin askerî yardımı sayesinde Almanya !mparatorunun serrinden korunmak. (3) Mecmuayı Talimat IX. Charles'ın İstanbul'daki sefirine yazdıjh 30 Kasım 1572 tarihli mektubu. (4) Fransa Elçisi Jil dö Nuay, İstanbul'daki eski Fransız Elçisi Frasuva de Nuav'ın kardesidir. Bazı taribçilerimizin, bunların sovadına bakarak, tek sefir imiş gibi göstermeleri hatalıdır. Fransız sosyetesi, eski Türk Elçilerinin kavuklarım. mocla olarak şapkalarında yıllarc» yasattılar Diçl Bond MOOESTY BLAISE t/pc^ı cryu£ vy^J^v MIKİ İÇfvjDBMDE y GartK 11 Sokullu devri Fransızlann başı sıkıştığmda, manen ve maddeten büyük yardım gördükleri Sultan Kanuni Sü leyman ölünce, oğlu II. Sultan Selim zamanında da Fransızların mizaçgir bir elçi göndererek ticari menfaatler saglamak için Türk lere yaklaştıklarım görüj'oruz. De la Vinyi'den sonra on yıl geçtiği halde, IX. Charles'ın devrinde eski dostluk baglarını ihya etmek, siy&si ve iktisadi menfaatler saglamak gayesiyle 1566 yılında İstanbula Klot de Burgi'y. elçi olarak gönderdiler. Sadnfizam Sokullu'nun büyük guvenini kazanan yeni Fransız elçisi ananevî dostluk hissiyatından faydalanarak eskisinden daha mü saıt hükümleri kapsayan yeni bir anlaşma yapılmasında başarüı oldu. 1569 tarihinde yapılan bu anlaşma, 1535 yıhndakine nazaran Fran sızlara tanınan imtiyazları genişletıyordu. Anlaşmada, taraflardan birinin hükümdarmın vefatı halinde, işbu anlaşmanın hükümden düşeceğine dair eski madde kaldırıldı. Fransa sulannda dolaşan butün ecnebi üccar gemilerine Fransız bayrağınm çekilmesi kabul edıldıği gıbi, Türk sulannda da aynı hükümlerin carı olması onaylandı. On seneden fzla Türkiyede oturan Fransız tebaasının vergilerden muafiyeti daımî muafiyete çevrildi. 61 Bunun için de iki yalancı tanık lâzımdı. Kövde mec zup dedikleri, kafadan sakat iki kişiyi kadı çağırdı, Kur'an üzerine and içerek yalancı tanıkhk etme lerini isteyince, onlar «Kur'an bizi çarpar» diyerek tanıkhk edemiyeceklerini söyledıler. Kadı küplere bindi: • Ne biçim müslümansımz, müslümanlığı bilmiyorsunuz! Cenabet olanın yemini tutulmaz. Onun için sizi Kur'an çarpmaz» diye adamları payladı. Onlar da: « Efendim, evli değiliz ki cenabet olalım da gusül abdesti almadan yemin edelım» diye dayattı lar. O zaman kadı: «Amma da budalaymışsınız. Cenabet olmak için mutlaka avrat mı lâzım. Kendi kendinize cenabet olamaz mısınız? Ya da, tarlalarda başı boş bir dişi eşek bulamaz mısınız? Allah! Allah! Koca adamlar sınız. aklmız yok mu? Küçük çocuk değilsiniz ki si ze ağıl öğreteyim. Hem de Elhamdülillah müslümansımz. Müslümanhğm şartını şurtunu bilmenir gerek.» deyince, tanıklar birbirinin yüzlerine baka rak bön bön sınttılar. Yalancı tanıkhk etmeye razı oldular. Hacı Dümberekoğlu Muhsin yargılandı. Tanıklar, kadı'nm ezberlettiği dersi güldür güldür okudu lar. Güya Imdad, sarhoş olarak kahveye gelmiş, dik tiği eğerin parası kendisine cömertlikle ödendiği halde, bıçak çekip, «Para!» diye Muhsin Bey'e sal dırmıştı. Muhsin bey de kendisini savunmak için tmdad'ın bıçakh sağ elini tutunca, debelenirkçn İmdad kendi bıçağıyla sol elini yaralamıştı. Eninde sonunda Dümberekoğlu Muhsin Bey beraet etti. Öksüz'ün lmdat da Muhsin Bey'in canına kasdetmek suçuyla üç yıl dama tıkıldı. Muhsin Bey, yargı odasında kollarını kabarta kabarta, o dolaylarda es kisinden çok daha zorba kesilmek üzere yürüyüp çıktı. İmdad. hapishanede sakat eline baktıkça eskisi gibi saraçhk edemiyeceği için gözleri dolardı. Hapishane'de edindiği yârenlerine: « Hele günümü doldurup çıkayım, ben ona gösteririm. Onu gebertmezsem anam a^Tadım olsun» derdi. Gününü yitirince. sakat koluyla, düşük gündelik le rençberlik etti. Yemedi, içmedi, para biriktirip bir tnartin tüfeği aldı. Sağ eii, sağ kolu sağlamdı ya!.. Tüfek tetiğini çekebilirdi. Arada sırada fırsat buldukça, Martini sakladığı yerden çıkarıp, dağa gider atış idmanı yapardı. Artık neye nişan alırsa vuracağına emin olunca, gidip Muhsin'e pusu kurdu. Muhsin, Öksüz îmdad'ın gizlendiği yere gelince İmdad dışarıya fırladı. Dümberekoğlu'na: Tıffany Jones TIFFANY JONES « Ulan kahpenin dölü kıpırdama! Şimdi sana parayla beni dama attırmanm ne olduğunu göstere ceğim!» dedi. Ate? etti. Muhsin yere düştü. İmdad da dağlara tırmanıp kayboldu. Eh, kaderiyfli artık dağlarda yatıp kalkıp eşkiyahk etmek. Oysa Muhsin ölmemişti. Kurşun, sağ kolunun gövdesine eklendiği yeri paramparça etmişti. Artık sağ el ve kolunun hayrı kalmamıştı. Dümberekoj Iu Hacı Haşim'se «llla da oğlumun öcü alınmalı» diye direnip duruyordu. Öfkesi ve kendisinin de oğlunun da öldürülmesi korkusu cimriliğini yendi. Jandarmalara, bekçüere ve başkaca silâhşörlere etekler dolusu para harcadı. Ama Öksüz'ün Imdad'ı bir türlü öldürtemedi. İmdad da doğuşUn haydut olmadığı İçin adam öldürmeğe eli varmıyordu. Öte yandan açlıktan öl« cek hale gelince, kışın aç kurtların köy ağıllarına dadanmaları yollu, koyun keçi, kimi yol da peynır, bazlama, tavuk, ne bulduysa çahp yiyordu. Bir kex bir tavuk aşırdı. Dağ tepesinde ıssız bir yere çekildi. Tavuğu yolup pişirecekti. Tavuğu önüne aldı, hem ağlayası, hem de gülesi geldi. Neydi durup dururken başına gelen bu belâ! O gün de arasara olduğu gibi sarraçlık damarı pek kabarmıştı. Ama İ5te dağ başında, ne falçeta, ne kendir, ne ibrişim, ne kıl, ne de bir deri parçası vardı. Dağ doruğu, önünde de bir tavuk! Gözlerinden şakır şakır yaş lar döküldü. Yabancı bir dünyada dağ başında acı bir yalnızlık duydu. Oysa içi insanlara güzel şeyler vermek özlemiyle doluydu. Kendisinin bu özleminin kendisi farkında bile değildi. Çünkü kendisinde bu özlem. soluması kadar doğaldı. Ara sıra da vazgeçeyim bu çocukluktan, gidip teslim o'.ayım, diyor du kendi kendine. Alnıma kara yazıyla kaç yıl damda yatmak yazıldıysa, gidip yatayım. kurtulayım bari bu işten, diyordu Ama bu Dümberekoğlu Hacı Hâşim Ağa denilen dürzünün ne kinli deve olduğunu bilmez miydi. Onu damda parayla öldürtürdü. Bunu düşunürken irkiliyordu durduğu yerde, «Hayır! Hayır! Teslim olmak, canıma kıvdırmak için. kendi ayaklanmla kasaphaneye gitmek gıbi olur,> diyordu. Ve gene tutturuyordu soygunu. Ama ne var ki, bir gün obanın birinde tek başına oturan ihtiyar bir kadınm küpüne tâ aşağıdakl kuyudan EU getirip do'.durmuştu. Başka bir evd» oturanın eşek scııerini onarmıştı. Şunun keçilerin» bakmış, buna da elden gelen bir yardımı yapmıştı. Böylece d«laylarda tanınmış ve sevilmişti. Günler geciyordu. İmdad da yavaş yavaş içini açıyordu, derdine yanıyordu. Öyle oldu ki o dağ dolaylarında gün geçtikçe ne olduğu ve neden gizlendiği artık herkesçe öğrenildı. Tam o sırada İmdad Cennet Kı za rastgeldi. ' Arkası çarl s.«SFS oaeua ajrdı,Yi3\raw\\&a. Mukabil istek Türk Donanmasının Inebahtı'da tahrip edilmesinden cur'et alan Ispanya Kırah II. Filip Kılıç Ali Paşa'nın bir müddet evvel fetheyledıği Tunus'u, 90 parça gemi ile ku^atıp aldı. Sokullu. Tunus'u istırdat etmek içın bir taraftan harp hazırlığına başladı, bir taraftan d'a gerek I. Fran Tekel Genel Müdüriüğünden: BİR HAUlVSÎZİ NİZ VAKNg OlPU, 1/16568 1) Maltepe Sigara Fabrikasında Yeni Harman sıgaralarının paketlemesinde kullanı'mak üzere bir grup halinde: 2 Adet Sürgulu paket makinası 2 > Selofan Sarma makinası 1 » Grupman makinası. Bu makmalara ait otomatik irtibat techizatı ve yedekleri teklif verme suretiyle ve pazarhkla dış piyasad'an satm alınacaktır. 2) Ihaleye ıştirak etmek isteyen firmalar ilân süresinin hitammdan evvel en çok 2.12.1968 Pazartesi gunü akşamma kadar fennî sartnamenin muhtelıf maddelerinde belirtildiği gibi Ingi'.izce, Fransızca, veya Almanca lisanlardaki orijınal ve Firmanın yetkilıl'îri tarafından imzah ve Noterlikçe tasdiklı türkçe tercümelerıni, sair lüzumlu katalog vesaireyi havi tekliflerıni dort nüsha halinde Satınalma Komısyonuna tevdi edeceklerdir. 3) Şartnameleri her gün Komisyonumuzda görülebileceği gıbi, bedelsiz olarak temln de edılebilir. 4) Bu i«e ait Muvakkat teminatı 29.700, TL.'eıdır. llln olunur. (Bsnn: 28908/130721 TAUNUS OTONUZA DOŞEME KILIFLARI Osmanbey Şair Nigâr Sott. Uo. 74 İstanbul Trl. •)• 40 05 r Heriş: 704/13032 Teknik Eleman Aranıyor Sanat Enstitüsü makme bölümö mezunu, tercihan ılâç fabrikasında çalışmış,. askerliğini yapmış otuzbeş ya?ından büyük olmıyan tecrübeli bir eleman aranmaktadır. Taliplerin tercümeiballeri ve bir fotoğrafla birlikte el yazüariyle yazılrmş bir dilekçeyi P.K. 16 Levent adresine yollamalan. tlâncılık: 9442/13091
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear