14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT 19 Eldm 1968 CTJMHURİTET Kahveleri içerken, «Baa kimesneterin» binlerce dönüm topragı nasü eld» •ttüüeriDs dayandı •öyleyişi... Hep ecdattan kalmış, dededen, babadan kalmış bu topraklar.. Zengjn olan, zengin olamayandan Batın almış «Parasıynan»!" Bir müyonerden söz ediliyordu: «Bizim bi komşu var, Kayseri'den birlüte gelnüşler ommla.. Blrisi yanez içmez, perasım birik.tirir, dügüin üstüua dujjüm atarken, bizımki saaa muza gidermiş. Pünya bu, şimdi bizimkl bir köşede, aç değü, defcü ama beriü milyonlar içinde göçüp gitti. Bizımkinin, «imanıp belvrinde eli keser tutar imiş.. Marangozluk lalaa eder hâlâ, karjunı doyurur.» Oturduğumuz evin tundurnı*sından ova, alabilcüğine uzuyordu.. Parüülar çıkıyordu cvaâan, buram buram.. Öğle sıcağı ba* tırmışü Allahına kadar:.. Uzandıi pamui tarUd&ns&.. Gittik, glttlk, bitmlyordu tarlalar... Tıpln DSİ'nin kanftletlert gibi. Kanaletlerin yanına kurulmuştu toplama ırgatlannın çadırlan. Dinleniyorlardı. Kadınlar, kanaletlerden su alıp kapkacak, çamaşır yuyuyorlardı gülerek'.. Erkekler gölgelere uzanmışlar.. TJyuyordu kimi.. Bir tanesi önüne bir ıbnk koymuş namaz kılıyordu. Kimi de yangele zeydi, cığara içiyordu. Bacılar, ulak kardeşlerini çınlçıplak ediyor, kanaletten aldıklan suyla yıkayordu bebecikleri.. Orüarsa basıyoTdu îeryadı. CAN PAZARI dın hamur yoğurur, ekmek eder. Bir öksürük kaplar parauk tarlasıru. Bebecikler uyurlar üstleri başlan açık.. Ince ince öksürürler. sıkıntıyla dönerler sağa sola. Kaşınırlar. Güneşle beraber sinekler de uçuşur, dolanırlar bebeciklerin gözlerinde, ağızlar, gözlerin kenannda, sonra konuverirler. Burunlara konarlar, her bir yana konarlar.. Tül tül mavi dumanlar, kara dumanlar yeni bir günün işaretidir, ömürlerden bir gün daha yittiğinin işaretidir. Tarhana, bulgur, un çorbalan kaynar iki taş arasmda, kara ten cerelerde.. Hatay'dan gelen tşçUer, ekmeklerinin arasına «eytinyagını akıtırlar, basarlar içine kırmın blberi. Kör bogazlar doyurulur. Cıgaralar savnılur. Kadınlar kaplan, kacaklan yıkıp yuyarlar. Söküklerini dikerler, soyleşirler bir yandan.. Güıı biraz daha dikUir tepcye. Isıcak bastırmaya başlar. Sabırsızlamr insanlar, pamuga bir an önce girmek için.. Geceden çig dü«ar pamuga. Pamuğun kuruması gereklidir. Nemli pamuk klloda f&zla çeker. Böyle toplanırsa Ustelik kalltesi bozulur. Klm ister düşük pamuğu? Pamuk ırgatlan, iepetlerlni, torbalarını, çuvallaruu sırtlarlar. Yeni bir gün başlamıştır. Gün batanadek çalışılacak, pamuklar toplanacaktır kilosu yirmibe? kuruştan, nafaka çıkanlacaktır, kadm erkek.. Gün dikilmi$tir.. Pamuklar ilk sıcagı almıştır, kurumuştur. tnsanlar dökulür tarlalara.. Sabahın ilk kuvvetinde, İlk lşe başlamada fazla pamuk toplanır.. Güçlüdür insanlar, eller; etten birer makina gibidir sabahlan.. Bele bagn torbalar sabahlan riaha çabuk dolar. Çocuklar makbul degildir toplamada. Pamuk bırakırlar koıada. c;ekerken yere düşürürler çoğunluk.. Yapraklı, pis toplarlar.. Gün, tepeye dikildlkçe eller eskl gücünü yitirir, voltajı düçmüş makina gibidir artık.. Paydoslar iple çekillr.. Sovan ekrnek, domates hıyar, yahut yazılar. FIKRET OTYAM ORHAN PEKER Zamanın behrinde eli keser bulgur pllivın» kaşıklar Turulur, döjlerden akıtüa akıtüa sular içilir ve uyku bastınr, uyunur.. Fınn sıcağinda bol bol terlenir, avurtlar.daha bir çöker.. Sakallar daha bir uzar.. Insanlar yemek değil, kendilerini yerler.. Güçlerini yerler.. Ailecek toplanır pamuklar, ytta kilo toplayan insan vardır bunl&nn içinde ilk işe başlandığı «aman.. Sonra gide gide duşer bu rakam.. Otua küoya kadar!. Yirmi kUoya kadar. Elli kilo olsa ortalama, bir günde onıkibuçuk lira eder!. duenler, GUn patladı. Gün erken patlar Çukurova'da. Tarlalann kenarlarındaki çadırlarda, savanlarda, alayçiklerde bir hareket başlar gün patlayınca. însanlar, ellerinde ıbnklarla bocutlarla uzaklaşırlar yattıklan yerlerden. Kadınlar çalı çırpı toplarlar. îki taş üzerine yerleştirilmiş tencereler ateşe vurulur. Kimi ka Yöni bir gün başlar Çukurova'da Bir, lers U harfi idi Ters U harfi glbi olmuştu delikanlı. Sırtındaki o kocaman sepeti daha önceden getirdiği pamuklann üzerine boşaUırken. Ağayı bekliyordum tarlada. Umutluydum işin olacağmdan. Pamuk ırgatları, kadınU erkekli çalışıyor, çalıştıkça dökülüyordu gide gide.. Arkın kenanna oturmuştum, oturmuş ta kaşınıyordum. Bir çocuk ağladı çadırdan, Bavandan. Savan, ucu çatallı iki Bond MODESTY B! A1SE . Tıffany Jones iTIFFANY JONES 5** w ^ ö ^ | » ^ ^ s Malkoçoğlu BUDİM KÖPRÜSÜ ağacın ortasına uzatümış, çatallann içinden geçen ağacın üzerine örtulmüş bannaktır. İki ug açıktır, »erin olsun diye. Yel, bir yandan girer, çıkar öbür yandan eğer olursa.. İçinde çul döşekler, kaplar kacaklar, destüer. Baktım savandan yan«. Cüız, kundaklık bir bebecik basıyordu cayırtıyı. Çukurova'nın o belâlı kara sineklerden biT takjırn «tçtima> etmişti çocugun yüzünün her bir yanında. Kişeledim. Euna kişelemek denir, şöyle kibarca kovmak degil. VınUyordu çocuk, yırtıruyordu!. ÇaUl çatal çıkıyordu sesi kimi zaman, aglamaktan. Gün iniyordu yavaştan. Altı yodi yaşlannda bir oglan çocu • YAVRUCAK DCRMADAN AĞUTOEDU gu gitti bebecigin yanına. Bir bisikletle oynuyordu. Bisiklet bühaaa...» tobüsler homurtularla çıkıyordu bıtan güne yürüdüm. diğimiz cinsten, büyükler için. Kaşmdı.. garajdan.. Sonra Ara ve bizi traya ?eArka lâstigi paramparça, içinde Dokunsam ağlayacaktı.. • öyle ml% d«di yanımda y«tiıen arkadaj geUJiler ardımdun. hava yok. Sicimlerle tutturulmuş Akşama kadar «dolanmış», ha\tan.. dış lâstik! Oglan, kızrmştı belli. kacılar varmıs, cıgarasına halka «Ne Sylemlsi?. Salladı bebeciği. beriki daha baattırıyorlarmış. Onları seyreU «B^ılamazlar mı derslnT» îki saat sonra Setbaîi'nda, ror gırmaya başladı:. Oğllh çıfttt samiş.. Bir bulantı yükselmiş için«N'eyi buUmazltr lanî» ganlara düTülü işsizler, iî bula vandan, batan güne karşı hayden.. Acıktığının, ekmek yeme«Ohu...» mamışlar arasındaydım. Herkes kırmaya başladı: diğinin farkına varmış o zaman.. «Kimi yahu?» o gün başına geleni hen.sphrüeEkmek alayım demiş, fırının ka«Anooooo.. Anoooo..» «Paramı çekeni!. Bulamazlar rine, yak\nlarına anlatıyor, anpısına varmıs.. Elini bir atmış ki Kim duja, kım geleî mı dersin?» latıyor sonra derin derin düşüncebine... celere vuruyordu.. însanm kol«Paranı mı çektiler?» «Peki nörecegin şimdi gardaç.» ları uzasa, biraz daha uzasa, «Heee» çekti... «Vardım bekçlSes vermedi... yattığı yerden, birai ötedekı ye.. dedi, (Ulan tende ne para «Ut beee» ciedı birisi ötelerde, YAR1N yan yana duran "abrikaları aolsun ki çeksinler ac it!). Adam hızhca. Baktım. Ara Güler. Mabelledik de vardık yanına, hani kinasım yere çeviımis Bir ağ vuçlayabilirdi, milyonluk fab01 hastahk devam rikaları.. belki ne bileyim yak*lat makalama da orads.ı geliyor. Hsm ediyor efendim... lar didim.. Tam yedi bııçuk liYıldızh gök kubbede yine bir nasıl ağiama? üyle haykırarak raydı, çıkmda.. Getti.. Getti uçak geçiyordu homurtularla. Odeğil beriki gıbv. lçini çeke çeke, kısık.. Alttan iki dişi çıkmı?tı, açıktı aŞzı Kara finekler alt d.ud«|mın üatür.den yürüyor bebecigin diîlennin «iıbıne doğru »okuyorlardı o bet kalalarını, »alyalara.. Sağ görünün yaşlarında, cılk yaşlard» daha fa?laydı.. Burnunti» bir takımıî. Kışkışladı Ara, olmadı. eğildi, eliyle kışkı«ludı!.. Kaçırabildi bir kumını. sonra Çkt diy» bir resim çekti. Bizi tarlaya getıren »rltada», « Onu yini Çağanoı'u daldırmayacaktık» 51 çok ötelerde tanışıjl» kocuşudedi. Karabatak: Uçurumun duvanru yokladı, bir «ünger bile yordu. Dolajmaya ba^'.adım ark« Görmedin mi a kardeş! Dalma, dedik de ağyoktu. Daha derine inmeyi tasarladı. Ate?oğlunlar arasmda. Sonra viTdum t»rlamakh oldu. lnsanın yüreği dayanmıyor. İnsan dan gene marpuç istedi. Ama Atesoğlu yukardan, laya. kırk yıl dalgıçbk ettikten, üstelik de sakat oldukçık işaretini verdi. Verirken de Ateşoğlu, «BırakYammdakinin torbasına doltau sonr* dalmak çok tehlikelidir, kendisi de bilisan hiç denlzden çıkroayacak!.. Hadi yeter!» dedli duruyordum ptrouju.. yor. tfte ben artık dalmıyorum. Ama gel de bana Alis de: «Alacaklar mı kantsrı.'» dedl sor. Gönül bu ya, her dalanı gördükçe ben de dal « Demek ki benden sonrakine «ır« gelmiftlr yanımdaki. maya can atıyorum. Dalmamak işkence oluyor. Ha ki, Ate«oğlu bana <çık> diyor. Zaten yükümü aldım. ni ya seksenini eşan ve erkeklikten kesilen bir ada «Cxk» ettim.. «Bılmem KoAUah vere de bundan sonraki dahjlarım da bu ka ma, kucağını mavi mavi açan ve gel gel bana caaanuşuyorlar, bakalım.» dar verimli olsun» diye düşünerek hava isteyip hanım, diye yalvaran diinya güze'i bir peri kızmın fifledi. Sudaki bir mantar gibi yüıe çıktı. «Çalıjmıjın »en psmukta» deaçık kollarına adamm kendini kaldırıp atamamasıKayığa »lınınca dalgıçlar onu tebrik «ttiler. di. nın ifkencesi olur ya, dalmamak da onun gibi bir Atefoğlu: «Ne bildin?» ijkence oluyor. Allah vere de zavallı Çağanoz vur«, Bu süngerler arasmda Uk kopardığın han«Has topluyorsun.» guna uğramasa yine. İlk daldığımda onu tanıdım gisi?» diye sordu. Aliş de, fil kulajı olduğunu löy«Has» toplamay» devam etAkdeniz'in birinci dalgıçlarındandı» dedi. içini çekleyince, Dalgıçlar: tim. ti. •A1U o ilk sünger »enuıdir. Onu hAtıra olarak Birisi haykmyordu. Çağanoz'un dipte kalma süresi tamamlanmca, sakla. Evlendiğin zaman onu (•line hediye edersin» «N'oldu yav?» Ateşoğîu yüze gelmesini işaretledi. Yavaş yavaş yü dediler. «Faydo» ettiler» dedi yanımze çıkarılırken on kulaca değin her kulaçta beş daÖteki dalgıçlar da sırayla daldılar. Son dalif tıdaki. kika dinlendirüdi. Sonra yüze getirilip kayı|a ahn ras Çağanoz'undu. Çağanoza skafandar formasını İki elini beline getirdl, iyi bir dı. Herkes merak içindeydi. Miğferi çıkarıldı. kayıkgeçirdiler, daldı. Vakü gelince Atejoğlu, ona deniz gerindi batan ?une karşı. ta çıt yoktu. Çağanoz yine sızılardan ve kaşır.tılarden yavas. yavaş çıkmasım bildirdi. Çağanoz birka; Bir başka kıpırtı vardı şimdi dan yakındı. »üngerle çıktı. Oturttular, miğferini çıkardılar. Çatarlada.. Öbekler. kimi çuvalh, ğanoz'un benzi soluktu. Onun önemi yoktu. Bir gün Denizcileri umutsuzluk sardı. Birkaç dakika kimi sepetli, itımı torbalı vurönce Göbekoğlu'nda heyecanlanmış, ondan sonra da kollarını ve ellerini ovduktan sonra yine miğferini dular kantara dojru.. Pamukepeyce yürümüş, uzun süre de yüzmüstü. Benzinin başına geçirdiler. Güneş batıyordu. Acaba Çağalannı kendi yerlenne boşalttıuçukluğu bir gün önceki yorgunluğundan olabilirnoz'un dünyada göreceği son ışık mıydı bu? Cünkü lar. Sonra hararlann ıçine gırdi di. Ama belinde ve bacaklarında hafif ağrılarla kabu kez dipte üç saat kalacaktı. Giıneş batarken, Cadelikanlılar, pamuklajı çiğneye şmtılardan yakınmca 1 değişü. Hiç kimse konuş5 ğanoz da denize ve geceye indirildi. Kayıkta kimse rek doldurmaya oasladılar.. Son muyor. bütün yüzlerde belli etmemeye çalışıyornin gözlerine uyku girmedi. Beklediler. Çağanoz'u ra mı? Sonra kantar kâtibı bir larsa da büyük bir üzüntü okunuyordu. Ate^ğlu, acaba diri mi ölü mü çıkarpcaklardı? Boyuna hava deitere yazmaya başladı küotahemen başma miğferin konmasını söyledi. Otuz ku pompalıyorlardı. Kulakları da heo denizdeydı. Çarını.. Ben olsam elbetta doğrulaç derinliğe inmiîti sünger toplarken. Gene o değanoz'un salıverdiği hava boncukisrı deniz yüzünsunu yaıardım. Kımbilir, belki rinliğe indirildi. Çağanor bunun ne demek olduğude fokurdadıkça Caganoz'un ölmedieini ve yaşamak r o da öyle yaB'y° dur.. Hani jok nu biliyordu. Kayıkta Ateşoğlu, elde saat bekliyor ta olduğunu anhynrlardı. Deniz yüzü tam üç saat şeyler anlattılar da.. du. Zavallı Çağanoz da otuz kulaç derinlikte yapafokurdadı durdu. Üc saat tamamlanmca Çağanoz'u yalnu bekliyordu. Otuz kulaç deniıin baskısı altınyukarıya aldılar. So^ııktsn donmuştu. B'i cioava tu Traktöre bağlı naylorıa yükleda, acaba iyi olacakmıyım, sakat kalacak mıyım, tuşturup ağzına verdüer. Aradan yedi dakika geçniyoTdu hararlır.. yoksa deniz vurgunundan ölecek miyim, diye düjü ti, Çağanoz'un ne ağrıs!, ne de kaşmtısı vardı. SeVe gün, kızılhklar içinrte ovanüyordu. Gövdesine giren gazlan terlemesi için ge \"inç)e çeneler çözüldü. Herkes bir şey söylüyordu, nın dibine doğru iniyordu. reken sürede denizde kalması lâzımdı. Atesoğlu Ka Karabatak: rabalağa: ( A rli^sı var) İki saat sonra... «üf DENİI GURBETÇİIERİ Irgatbaşı can dosL Irgatbaşı yaklaştı yamma.. «Kal bu gece burada» dedi.. «Allah ne verdiyse yerik.. Sabaha Allah kerim..» Yalvarıyordu konuk etmek için,. Yorganımın üzerine oturmuştum. Kadınlar çah çırpıian hemen tutuşturmuşlardı. Bebeler, analarının memelikten çıkmış pörsüklerine asılıyoTİardı çatlak, valama dudaklarıyla.. Süt arıyorlardı!. Yalancı emziğin sahi oisi, sütsüz.. Gün aaha bir kızıllaşıyordu. iniyordu, iniyordu, sonra pamukların hizasma vanverdi.. Ve ckantar kâtipllği» de olm«dı!.. Yorganımı nrtıma »Tjrdum ı«* •«••«••••••• •»•«••* TEŞEKKUR vefatı dolayısiyle cenazesinde bulunan, çelenk gönderen daire, müessese ve teşekküllerle dostlara, bizzat evimize gelerek veya telgraf, telefon, mektup'a acımızı paylaşan akraba, arkadaş ve yakınlarımıza ve son ina kadar titizlikle alâkasını esirgemiyen kıymetli Dr. ERTUöRtlL BARAN'a minnet ve şükranlanmızı iunarız. OMAT, ÇÎÇEKDAGl, ; ÜNER AtLELERt : (Cumhuriyet 12443^ S ŞAHENDE OMAY'uı Çok kıymetü annemiı I L N İslanbul Erkek Lisesi Küdürlüpnden. 1 (800) yatılı öjJrencimizin yemek artıklan açık artırma Ue satılacaktır. 2 Açık artırrna f>rXlf\§&% Salı günü saat 10.00 da Şişli, Hâlâskârgazi Caddesi. İstanbul Okullar Saymanlığı binasında yapılacaktır. 3 SatJİacak yemek artığı \ Kasım I96g tarihlnden itibaren 8 ay içindir. Her ay için tahmini satış fiatı 300 lira olup 8 ay için cem'an 2400 liradır. İsteklilerin 180 lira muvakkat teminat yatırsaıs olmalan şarttır 4 Şartname Okulcla görulör. (Basın: 26463/12424)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear