25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHfFE İKÎ 30 Ocak 1968 CUMHURİYET BATIULAR ve TURKİYE Prof. Dr. Besim Üstünel Siyasi Partilerin GORUŞU MILLI BAKIYE ••••••a ilgi çekici bir kitap Çok ilgi çekici bir kitap okuyorum. Ankara Üniversitesi tlâhiyat Fakültesinden Doç. Dr. Taşar Kutluay «Sıyonızm ve Türkiye» adı altında Dr. Theodore Herzl'in hepimize ibret dersleriyle dolu hâtıralarını yayınlamıs. Dr. Herzl, siyonizmin babasıdır. 1860'ta Budapeşte'de doğmustur. Dünya Tahudilerini Filistin'de tophyarak bir. devlet kurma hareketinin lideridir. Bu yolda günbegün notlar tutmnsrur. Hâtıralann tümö iki bin savfa tutmaktadır. Doçent Dr. Yasar Kutluay daha çok Theodore Herzlin Türkiye devlet adamlanyla yaptıği konusmaları, yazısmaları. pazarlıkları ele slarak siyonizmin gelismesini anlatıvor. Filistin o zamanlar Osmanlı yönetimindedir. Babıâli'dr Sultan tkinci Abdülhamit padisahtır. Ve Doktor Theodor Herzl'in şu politikayı tutturduğu görülmektedir : 1 Filistin Mev'ut Topraktır, Tahudiler iki bin yıl sonra oraya döneceklerdir. Ve Tahudi devleti kurulacaktır. Irk bu yöne sevkedilmelidir. î Bu iilkü çevresinde hiitiin dünva Tahndileri toplanmalı, maddi mânevi eüclcrini birlestirmelidir. Büyük Tahudi kapitalistleri para vardımı yapmalıdır, büvük devletlerin yetki kademelcrinde bnlunan Tahudi asıllı politikacılar bu dâvayı desfeklemelidir. 3 Osmanlı tmparatorluğu müzavaka icindedir. Sultan Abdülhamit mali bakımdan toneaya bastırılır. Saray çcvresindeki pasalar. beyler, nazırlar rüsvetle satın alınır. Theodor Herzl kendi acısından eercek Mr ülküciidür. 1895tpn ölSmüne kadar bu dâva usrnna npfc* »larpl; vasar. \ > 1904 vazında bir kalb krizi geçirip de doktorlar kendisiııc kesin istirabat verdiklerl zaman nmarsamaz: bu yotda ölür. Siyonizmin babasına ıröre. pırtl.iS"i.i kadar borçlu Osmanlı ImparatorluSu veryiizü Yah«ifliliRi i'r tsr>il ii«tiine bir pazarlıga oturtulabtlirdi. Bn voldaki ç a b a ' m sonnnda Ahdiilhamit'le konusmaya muvaffak olan Theodor Herzl, ilk kabulünü, hitıra defterindc söyle anlatıvor : • Her şeye kavustum Dün hiçbir sey yazmıya fırsat bulamadım. zira sabahtan Sarava çağrıldım ve ak^am çeç vakte kadar heyecanla bekledim. Sulfanla vaDtıeım bu ilk konuşmavı hemen yazamadıgım için tazeliCİni kaybetti. Cumasabahı saat 10^a dikkatlo tvıvalet yapıp. frağımı giyip. Mecidiye nişanımı taktım. Wellisch ı)e Yıldiz Sarayına gittik. SeUmhk sırasında fevkalâde emniyet tedbirleri alınıvordu. Bir yaver gelerek sefirlere mahsus kabul odasında oturmsk i«ter miyim diye «ordu. Orada diplomatik erkân da bulunuyordu. Bunlar yalcıa mesafeden u?akta oldugundan daha aptal eörünen kimselerdir.» Ve Abdülbamit'i sövle çizivor Theodor Herzl : « Sultan tam resımlerinde Körrtüğüm şekilde önümde duruvordu Bira? kı»?. 7avf. büyük kemerli burunlu. düzgün sakallı, titrek sesli. Ûzerinde Selâmlık merasiminde »ivd'gi büvük üniforma vardı, nişanlannı takmıstı. Bana elini uzattı. oturduk. Az sonra «andalyeme iyîce verîesip rahat bir şekilde oturdum. O. bir divana oturmus. kılıcını iki ayağı ara^ına almıstı. tbrahim bey va «ıta5ivle kendilerine Yahudilere karsı davranıslan dolayısiyle medvunu sükran olduğumu söyledim. Sultan şöyle dedi '. Ben öteden beri Yahudilere dostluk gosterdim. Gerçekten «adece Müslümanlara ve Yahudilere itimat edcrim Diğer tebaamla avnı şekilde hiçbir zaman samim! olmamı«ımdır » Bnndan sonra konuşmasına drvam edrn Doktor Herzl, Türklye'nin horrlardan kurtnldu|u zsman, o zamanki knvvetinin iki mifli cfic ka7anacatinı ifade ediyor; Sultan bn konnd» yardım iiteditindf divor ki : « Bunu vapabilecegime lnanıyorum.» Abdülhamit mnallâkta bnlonan millî borçlann konsollde edilmesi konusuna tecivor. Rerzl devam edivor : • Bunun ne demek olduğunu »orduro. MaIeste anlattı: Konsolidasyon. eski'ini kapatmak için verilen yeni borçtur. bir vıl önceki zaran kapatmak üzere l'e 1,5 milyon lira verilir ve tamamı düzeltilmis olur. Bütün konsolidasyon pro.ie«ı S hakkında bilgı verilmesini rica ettim Ben şehirde yapılması müm { kün gelismeleri anlattım. Meselâ. altmdan en büyük gemilerin bı ! le geçebilecegi bir köprünün Haliç'in agzına yapılmasını ileri sür S düm Majesteleri benim bu projeler üstünrfe durabileceğimi, önce " devlet borçianndan kurtulma konusuna kendimi hasretmemi rica " etti. Konuşmamız iki saatten fazla zamandır devam ediyordu. Tam " istediğim yolda cereyan etmişti.» S iSyltan A'bdülhamit hakkmdaki intünim, o n u » »ayıf, korkak • fşfcBt rvi tabiatlı bjr irisan olduğudu»v»,f,,.,., S ! £ J ,m. Doç. Dr. Tasar Kutlnay'ın «Siyanizm ve Tfirklre» adlı eıeri S çok meraklı sayfalarla doln ve pek yararlı bir kitaptır. O çafın S komprador saltanatı, Herzl'in hâtıralannda acı çizgileriyle gSrünü S ror ve bugünler için ibret verici dersler okunoyor sayfalar ara S •ında.. • Tarihimize efildikçe bugünkü halimizin Abdülhamitin komp S rador saltanatırıdan da beter olduğuna inanıyorum. Çünkü hiç ol S mazsa Abdülbamit çesitli yabancı kuvvetler arsnnda manevralar S vapmak imkânlanna sahipti, bngün ise bir tek vabancı nüfozuna S kayıtsıı şartsıı ııjınmış bulonuyorn7 • G eçen hafta Amerika Birlesik Devletlerl, İngütere ve diğer Batılı iilkelerde önemll bazi ekonomik kararlar alındı, gelişmelcr kaydedildi. Buıüarın, sadece >dı geçen ülkelerl dejil, çok daha genis bir toplulufcu «dış politika» ve «ekonomi • poıitikaları» açısından etkilemesi söz konusudur. Ben bu yazımda, bunlara değinmck, ne yönde bir gelişmeyi hazırladıklarını açıklamak ve Türkiyenin bu eğilimler karsısındaki tutumunun ne kadar ters düştüğünü ortaya koymak istiyorum. Başkon Johnson'un yeni politikası SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESt ÖĞRETİM ÜYESİ gedeki fngiliz üslerinin biçbir şekilde kullanılamamış olması, bunlann anlamını yitirdiğini açıkça ortaya koymuştur. Ayrıca, Rusyanjn bu bölgede özellikle Suriye, Mısır ve diğer Arap ülkelerinde 18'dcn fazla askeri iis tesis etmiş olduğu bildirilmektedir. Bo gelişnıeler, Ortadoğu'da yeni bir dengenin kurulduğunu ve farklı bir «stratejinin» uygulanacağını açıkça göstermektedir. Amerika ve İngiltere ile Sovyet Rusya arasında bu konnlarrfa gizli görüşmelerin ve pazarlıkların yapıldığı samlmaktadır. eçen hafta açıklanan önemli karariardan bir diğeri İngilterede iki büyük sanayici kunımun birleşme kararıdır. Dünyaca tanınmış iki dev firma «Leyland Company» Ue «British Mo•ors Holding» birleşmişler ve böylece kamyon, otomobü ve otobüs üretiminde Avrupanın cn büyük ve en güçlü kurnluşu haline gelmişlerdir. Bu birleşmenin maliyetleri azaltıcı ve prodüktiviteyi arttırıcı önemli etkileri beklenmektedîr. Bu sınai entegrasyon ne ilk ne de son sayılmalıdır. Yalnız İngiltereye has bir gelişme de değildir. Ortak Pazar ülkelerinde lie görülmektedir. İnjUterenin Ortak Pazar'a girebilmesi. giremezse oradan gelecek rekabete davanabilmesi; Ortak Pazar ülkelerinin ise süper devletlerd<>ki baş döndurücü teknik gelişmelere ayak uydurahilmesi ve Avrupanın «havatiyetini» konıyalıilmesi Avrupalı firma yöneticilerini ve politikacıları b . yönde kararlar almaya zorlamaktadır. İlmî araştırmaiann ve teknolojik buluşların dev adımlarla ilerlediği süper devletlerden yani ABD ve Sovyet Busya'dan gelen rekabet karşısında Avrupalıların bütün Imkânlannı birleştirseler bile başarılı bir sonuç alacakları şünheli gözükmektedir. Bu durum, Avrupabları daha rasyonel ve daba bilinçli bir poütika izlemeye zorlamaktadır. Secim Kanunu ve Rejim Faruk ÖNDER MİLLET PARTİSt GENEL BAŞKAN VE\tLİ tidara gelmenin tek ve şereOi yokundak koyma tefebbüsO olarak ka lu da hak, adalet, fırsat eşitlıği bul ediyor ve bu sebeple bu kanuve ahlâk prensipleri içinde yapınun çıkmasma mâni olmaya çalışılacak seçimlerdir. yoruz. Esasen iktidarın bundan evMemleketimizde demokratik revelki Seçim Kanununu degıjtırme jim henüz sağlam bir şekilde teteşebbüsünü de bu mucip sebeplermeline oturmamış, bütün vicdanle engellemiş. Meclisteki mücadelelarda teminat ve vecibesini bulanin, rejimin âkibetiyle alâkalı olamamıştır. Kanaatimizce onu teh cak kadar sertleşmij olması üzeridit eden pek çok cereyanlar ve ne o gunlerde esen kötü havanın hastalıklar hâlâ mevcut. Bu se yatıştırılması maksadıyla da bazı bepledır kı biz Millet Partüiler, zecri tedbirler almaya lüzum görmemleketimizde tek partinin ne müştük. iktidara gelmesini ve ne de iktiYoksa, Parti olarak bizim milU darda kalmasını memleketm sartbakiyeye ihtiyacımız yoktur. Biz larına uygun bulmuyoruz. KurtuTürk milletinin bu defa hakiki deluş yolunu da koalisyon hükumokrasi âşıkları olan milliyetçi dümetlerinde buluyoruz. ıüst kimseleri çatısı altında toplaYeni Anayasamız bir ihtilâlin mış bulunan Millet Partisine teveceseridir. Bu ihtilâlin çeşitli secüh gösterdiğinden ve bir kere de beplennden birı de memlekette onu deneyeceğinden emin bulunuPilhakika bunlar doğrudur. FPpartizan bir ıdarenın kurulmuş yoruz. kat asıl vatanperverlik bunlar! olduğu göruşüdur. Partizan idareiktidan teşvikleriyle bir çıkma7a Esasen millet nazarında itibarını lerm kurulması elbetteki tek parkaybettiğini anlayan her iktidar. Se soktuktan sonra söylemek degıl. ti iktidan ile çok daha kolay çım Kanununu değiştirerek zorla mümkun olur. Anayasaya aykın ıktidar tehlikeli yola girmeden ev iktidarda kalmayı tecrübe etmis ve bir kanunu iptal edecek bir Anavel kendilerine gerekli ikazlan bu maksatla daima elindeki imkânyasa Mahkemesi bulunması ria, yapmaktı. ları, kendi lehine olacağını umduğu hislenne ve ıhtiraslanna ınağlup hükümleri Seçim Kanunlarına sokbir çoğunluğun verebıleceği kamak için kullanmıştır. Fakat h « rarları tam olarak önleyemez. Kadefasında da Seçim Kanunları ile nun ıptal edilinceye kadar geçeBiz M.P. olarak daha oynayanlar Ebu Cehil gibi kendi cek zaman içersinde tahribatını sırasında ikazlannuza başlıyarak kazdıklan kuyuva kendileri düimüş yapar. Bır iktidar Anayasaya ayhukümet programırun tenkidindp, ler. Fakat kendilerine hsvır getirmi kın kanunlar çıkarmadan da zubütçe müzakerelerinde ve muht> yen bu yol memlekete de hayır ge lum ve istibdat yoluna saparak lit vesilelerle yaptığımız açıklama tirmemi}tir. kaba bir kuvvet saltanatı kurabive konuşmalarda gerek Meclis 'sdr lir. Ve Meclis faaliyeti, murakasüsünden ve gerekse bütün vaUn besi ıktıdarda bulunan partimn sathında defaatla bu husus üstünbaskısı altında mefiuç ve tesirsiz ka de durmuş ve hükümetin aldı^ı labilir. Faraza bir çoğunluk doğruters tedbirlerl" zengini zengin !aluk esaslarından ayrıldığı ve kendisi kiri fakir yapan yn'nış iktisadi po emennimiz odur ki tarih bu bane mensup Başbakan ve Bakan'.alitüca ve devlet eliyle taraftarlankımdan tekerrür etmesin. rı himayeyi parti menfaati icabı nı zenginleten, bizden olan cenBiz Millet Partisi olarak işte bn saydıgı takdirde mevcut Anayasanetlik, olmayan cehennemlik züv prrnsip uftruna milli bakiyenin kalk ya rağmen Devleti soyanlann ve niyeti ile demokrasiyi tehlikeye masını istemiyoruz. Seçim Kanunu. zulüm yoluna sapanlann bile vadüşürdüğünü ve komünizmin innun aksayan taraftan olabilir. Fakasından tutma imkânından mukisafına müsait bir zemin hazırhalefeti mahrum edebilir. Bir bır kat bunu dnzeltecefciz dive iktidann lanmakta olduğunu, demokrasiye kanun esprisini katledecefi endljesız, Başbakan veya Bakanı böyle bağlı olanlann çok samirni ve sini gecmi» tecriibrlerhnize mürte. bir ekseriyet daima kurtarabilir. dikkatli davranmaları gerektiğlni niden duydu^umuz içindir ki tâdil O halde bugün için memleketiaksi takdirde asırlık gayret ve edilmcsinin karşıtina eıkiyornz. mizde koalisyon hükumeti hâlâ ıstıraplann eseri olan demokrabır zarurettir. Ve koalisyon idaHer fırsatta mıllî iradeyi ileri tık düzenin öldürücü tehlikelerîe releri bizim gibi milletler için en sürenlerin milli iradeye daha cok karşılaşabileceğlni. saltanat rejiıdeal idarelerdir. faygılı olmaları icap eder. Müll mlnl. tek partili otoriter idareyt Kanaatimizce mevcut Seçim Ka bakiveyi kalrtırmak suretiyle baj evvelce deneyen milletimiz içm nunu bu bakımdan ihiiyaçlarımıza k^ narti'Te verilmis bulunan demokrasinin son tecrübe oldurn ıvi şekıide cevap vermektedir. hircok vatanda? oylannı kendi ğunu bu da yıkılırsa hangi nam Çünkü bu kanunla kullanılmış omatlup hanplerine vazarak Anaile işe başlanırsa başlansın de lan biitun vatandaş oyları kıyvasanın deL'i'tirilmesi yollarını mokrasinin enkazı üstünde Kurumetlendirıldiğı gibi tek partinin ik aramak memlekette hem kendilelacak rejimin komünizme muncer tıdara gelmesi de mümkün oiabilrini ve hem de demokratik reolabileceğini ve bunun sonunun mektedir. Ve nitekim bugünkü ıkiımin «onu olabilir. Bu itibarla Türkiye'yi bir müstemleke baline tidar mevcut Jcaaun. ile tekbaşına ıktu*şT'4»#ncunlan tamimi olarak koyacağuu ileri sürerek kendileridon>nkr?civ<» hach iseler denen' ni ikaza çaJışrmştık. Ancak biz yal iktidara gelmiştir. Fakat bu ka*«i</VM*rt tfkrar Menemele te nız tehlikelere işaret etmekle ka! mınudeğiîtMir çe twy«C«*jm>2 hü kiimlerle koalisj'on hükumetleri ku cphhıis ptmektrn vazgeçmeli ve madık. Alınması gereken tedbirrulamaz bir hale getirerek memie«prim kanıınlannı bir tarafa bıler i de her defasında açıklayarak ket mukadderatını bir parti iktidarakın avlarrfır, sıra bekliyen ve partizanlıktan sakınmasmı, sosval rma terk edilmesini âdeta mechuri mcmlekete çok daha faydalı olaadalet ve sosyal güvenliği tesis etkılarsak o zaman işaret ettiğimiz hılecek Keçim kanun]annı bir mesini, hak ve adalet yolundan aytehlikeler derhal su sathına çıkar. an önce Meclise eetirtneü ve milrılmaması lüzumunu ve bilhassa Ve artık bu kanunu degiştirmek letin itimadına lâyık olduğunu zümre saltanatı kurmaya hevesleve tehlikeyi izale etmek de kolay ispat için fskir fukaranın beklenümemesini her fırsatta tavsiya kolay mümkun olamaz. dıği bu kanunlsrı çıkarmaja uğetmistik. Kanaatimizce vatanperrajmalıdırlar ver bir muhalefetin en blrinci vazıfesı, tehlikelere işaret etmekla beraber ikazlan zamanmda ya;ımak ve doğru voJu da göstermettir. Alparslan TÜRKEŞ umhuriyet Halk Partisi Liderı sajin Inönü Konya il kongresine gönderdiği mesajla aylardan beri sürdürdüğü cali bahar havasını mevsime uyarak şiddetlendirmiş ve gunlerdenberi doğru yolda olduğunu söylediği iktidarın teh lıkeli bir yolda olduğunu ima ederek «zamanın ihtiyaçlan, şimdıye kadar bildiğimiz büyük çaba ısteyen devlrlere benzemez. M\M mücadele devrinde olduğu kadar gelecek günler önemli ve tehlikeIidır. Millî mücadelede düşman meydanda ve kurtuluş yolu zor, ancak herkesın anlayacağı kadar belli idi. Şimdi tehlikeler aynı dp recede büyüktür. Ancak apaçık or tada görünmez.» diyerek adeta ye ni bir cihat ilân etmiştir. C G eçtigimiz hafta, Amerikan Cumhurbaşkanı Johnson, 1968 yılımn ilk üç haftası içinde ikinci defa, önemli bazi ekonomik kararlar alacafını açıkladı. 1%8'in birioci günü açıkladigı kararlar «doları kurtarmak», yani onun devalii asyonunu önlemek için alınmış kararlardı. Kısa ve uzun vadeli tedbirler niteliginde olan bu kararlardan başlıcaları şunlardı: • Yabancı sermaye yatınmlan kısılmakta ve «fızik kontroller» konmaktadır. • Dış turizmin azaltnası istenmektedir. • Dış yardım programında kısıntı yapılmaktadır. • Gelişmiş ülkelcre açılan kredilerde 500 milyon dolarlık bir kısma yapılmaktadır. • Dış ülkelerdeki Amerikan savunma glderlerinde (Vietnam hariç) kısıntı yapılması isteniyor. Baskan Johnson'un yılbaşında açıkladıgı bu yeni politikanın Amerikan dış ödeme dengesmdeki mfizmin açıkların kapanmasına ve gürekli «altın kaçışı» nı önleyeceğine muhakkak nazan fle bakılmakta idi. Oysa bu tedbirlerin açıklanraasından sonra dahi, iki hafta süre Ue. Avrupa borsalarmda dolar uzerinde yapılan spekttlâsyon durmamış ve «altın kaçışı» devam etmistir. şte, Başkan Johnson'un geçen hafta açılüadığı iki yenj karar bu nedenle alınmıştır. Bunlardap biri Amerikada vergilerüı °i 10 oranında arttınlması teklifidir. Senato bu tekiifl kabul ederse Amerikan ekonomisindeki enflâsyonist baskı kontrol altına alınacak ve doların iç ve dış defcerinde istikrarın sağlanması kolaylaşaeaktır. Ikinci tedbir, dolann karsılığı olarak • 25 oranında altın bulundurma yükümlulüğünü » koyan kanunun kaldırümasıdır. Bu kanunu kaldırmakla, ABD para otoriteler) tedavüldeki banknotların karsıhfı olarak belirli bir miktar altın rezerv olarak tutmak zorunluluğundan turtarılmış obnaktadır. Böylece, Amerika serbest bırakılan 1214 mılyar dolarlık altın rezervinin bir kısmını kullanarak Avrupadaki spekülâsyonu durdurabilecektir. Gerçekten bu son tedbirin etkisi derhal kendini göstermiş ve geçen baftanın sonunda dolar üze* rindeki spekülâsyon durmuştur. Fakat, altın üreten kumpanyaların hisse senetlerinin fiyat artışları hâlâ devam etmektedir. Başkan Johnson'un iki hafta ara Ue böyle Snemli kararlar almak zorunda kalması ve özel» jjikle «savunma, giderlerind6)>t dahi kısıntılar yapması, bjr bakıma ekonomik kurallann ne kadar gfiçlü olduğunu, kendini empoze edebHAİtini' gSstermektedir; bir bakıma da dünya ekonomik dengesinde ve koşullarında önemli değişikliklerin mevdana geldiğini işaret etmektedir. •>•• •••• •••• •••• ••aa •••• • ••• • •aa • ••« •••• •••• İkaz etmistik •••• •••• Tiirkiyede.... atılılar bu yeni koşullar karşısında eğitim politikalarından araştırma politikalarına, ekonomik politikalarından savunma stratejilerine varıncsya kadar pek çok konuda yeni kararlar alırlarken, veni efilimlere kendiierini uydurmaya çshşırlarken Türkiye ne yapmaktadır? Türkiyeyi yönete.Jer nelere önem ve agırlık vermektedir? Bu noktada ayrintılara girmeye ve uzun boylıı tahliller yapmaya lüzum görmuyorntn. Sahr başlan olarak, önemli gördüğum bazı noktalara işaret etmekle yetinecefim: A tngiltere parasınııı değerini düsürdü ve 16 ülke onu izledi. Bu kararlar Türk lirasının zaten zavıf olan durumunu büsbütün güçleştirecekti. Fakat. Türk resmi çevrelerinin bu gelişmeler karsısındaki tek reaksiyonu «Türkiyenin dıs bnrç yükü azalacaktır» diye iyimser! bir demeç jayınlamak olmuştur. Sanki Türkiyenin dıs borçları strrling ile değil de Türk lirası Ue ödenecekmiş gibi... O Başkan Johnson'un yeni politikası Türkiyeyi direkt olarak değilse bile endirekt yoUardan etkiliyebilecektir. Böyle olduğu halde, Türkiyede ekonomik politikayı yönetenler bunu da küçümsediler. Dojar gibi kuvvetli bir parayı kurtarmak için. Amerika gibi bir süper devlet dahi ciddi tedbirler almak «ınınluğnnu hissederken, bizimkiler. sanki Türk parasının durumu dolarınkinden daha sağlammıs gibi bir rehavet içine girmi^lerdir. A tngiltere ve Amerika gibi dünya devletleri askerf masraflarını kısmak karannı aldıkları halde Türkiye zaten çok yiiklü olan savunma bütçesini 1968'de de ölçüsüz bir şekilde arttırma hevesine kapılmış gözükmektedir. Yarım milyonu aşan insanı silâb altında tutmanın, ekonomik alandaki olumsuz etkileri bir yana bırakılsa büe, bizzat milli güvenliğimizin saflantnasında uzun vadeli düşünmek şartiyle isabetli bir politika olmadığı bir türlü kabul edümemektedır. Oysa, tngiltere ve Amerikanın yeni tutumları Türk yöneticilerini uyaracak niteliktedir. O Batının büyük sanay] kuruluşlart, de* firmalan bile güçlerini birlestirmek mecburiyetini hissederken, biz Türkiyede yeni cüce »mai tesisler kurmaya çalısıyoruz. Ya da a$ın hünayeci tedbirlerin arkasında, pahalı maliyetlerle ve kalitesiz üretun yapan özel firmalann tekelleşmelerine yol açıyoruz. Hem de Türkiyeyi yakın bir gelecekte Avrupa Ortak Pazarına üye yapma hayatleri ile oyalanırken bunlan yapıyoruz. A Batı Avrupa ülkeleri ilmi araştırmayı vc teknik gelişmeyi hızlandıracak nnemü tedbirlfr alırken ve «eğitim sisteminde» radikal degişîklikler yapmaya çalışırken, biz Türkiyede, Türk toplumunu «endüstriyel toplum» olmaya hazırlamak amaciyle! her yıl düzineler ile «İmam Hatip Okulan» açarız; liselere mecburi din dersi koyanz; gericüiği ve tutuculuğu beslemek Içîn resmî re gayri resmî her kanaldan vararlanmaya çalışınz. T şte batüılaşmak çabası içinde Türkiye ile • Batı ülkeleri arasmdaki yeni gelişmelerüı kısa bir karşılaştırması. Doğu Blokundaki yeni eğilimleri ve gelişmeleri avrı bir vazımda ele alacağım. < • • •• • ; ? • ? • • • : • •• • • •••• ••>• •••* Sonuç: Î • ••a iiii •••a •*•• •••a • •ta • aia • ••a • aaa aaaa :::: •••• Mr. Vilson'un kararları eçen hafta togilterede de önemli kararlar * açıklandı. Bunlardan bir kısmı tngillz Hükümetinin yeni tasarruf kararlarıdır; bir kısmı ds bazı özel firmalann birleşme kararlaridır. Her ikisi de önemli bazı yeni eğilimleri ortaya koymaktadır. Başbakan ffilson'un geçen hafta açıkladıen ve devlet harcamalarında;ı 700 milyon sterlirtg yeni kesintilerl öngören kararları, bir yandan bizzat İşçi Partisi içinde 20'den fazla milletvekillnin başkaldırmasına yol açarken, bir yandan da dünya politikasına ve savunma dengesine yeni bir biçim vermektedir. Çünkii, bu ölçüde bir ta»arrufu gerçeklestirebilmek için İngiltere Süveyş'in doçusundaki biitün üslerini Basra K»rfezindeki ve Czak Doğudaki askeri tesislerini kaldırmak karannı alnuştır. Sterling'in durumunu kurtarmak için iki «» önce alınan °i> 14,3 oranındaki devalüasyon kararının yeterli görülmemesi karşısında ve onu desteklemek amaciyle askeri masraflarda yapılan bu önemli kısıntı büyük anlam taşunaktadtr. Bir kere bu karar, eski imparatorluk devrinin kapandığuıı ve tngilterenin kendi kabuğuna çekibnek ve bir Avrupalı filke olmak zorunda kalacağını göstermektedir. Ortak Pazar'a girebilmenin buna bağlı olduğunu tngilizler de arttk anlamaya başlamışlardır. Ekonomik şartlann empoze ettiği bu politlka ayrıca dünyada politik şartlann ve «askeri strateji» nin değişmesinden de etkilenmiş olabilir. G*rçekten, son Ortadoğu bunalımmda Arap ülkeleri petrol üzerine ambargo koyup, Batılıiara ham petrol vermeyi reddettikleri zaman. bn b81 İİİİ K«ndak YARIN: CKMP Genel Ba^kanı ••••••••••••••••••••«•••••••••••„...taaaıaaaılBllBa aaaa • aaa :::: Sayın Inönü, Du mesajlannda Iktidar Partisinin, seçim kanununu degiştirmek çabalarına da değinerek bir iktidann «Milli ırade ve demokratik rejimüı taraftarı olup olmadığını belli eden bir tek işaret vardır: Seçimle iktıdara gelen, seçimle iktidardan düşmeyi kabul ediyor mu? Meselenin mıhenk taşı budur.» Buyuruyor ve ilâve ediyor: Iktidara gelinceye kadar milli iradeden bahsedenlerın Türkiye'de bir kere ıktidara gekukten sonra bir daha gitmemek için türlü marüetlerin yoluna düştükleri gorülmüştür. Bu mütalâalar da doğrudur. Hat f tâ 1961 yıh seçımlerinde tatbık ! edilen seçim kanunu da Halk Par I tisinın ekseriyetinin teşkil ettiği ' Meclis tarafından bu espiri için ! de hazırlanmıştır. Sayın înönü' ! nün bu cümlelerine kanaatimizce I şu hususlan da ilâve etmek gerekır. Demokrasilerde iktidardan düs | menin tek yolu nasıl seçim ise ık ııgun iktidar pamsınin getirmek ıstedıği ve bizim rejimin âdeta bir teminaü saydığımız milli ba kiyeyi, kaldıracak kanun, milyonIarca vatandaşın Mecliste temsilcisiz bırakılabilecek ve belki de millet içinde azınhkta bulunan bir partiyi tek başına iktidara getirerek çoğunluğa hükmetmesinı saâlıyacak bir nıtelik taşımaktadır Böyle bir çoğunluk kurulduktan sonra sıra belki de Anayasaya geleeek ve işte asıl o zaman rejim de tehlikeye düşecektir. Bu sebeple Seçim Ka nununu değiştirme teşebbüsünü re jimin istikbalıne ve hayatiyetine bir B AY5E ÇAKIROĞLU 1 (İngiüzce ÖJretmeni) J ORHAN r.ÜRSOY \ (Mimar) /] lanlr 281968 ^ ^ / Nişanlandık y Faşizmi Geiiren Kanun Tasarısını Açıklıyoruz Cumhuriyet 929 57. sayı • Faşist Zorbaların Kanlı Hazırlıkları # Amerikan Üslerinin Beyni Olan K?rargâhın İçy'üzü • TİP İlericiler Toplantısına Nıçin Katıld'? # Amerika'dün Kaçan Bir Ajnerikan Gencinin ANT'5) Demeci • Sefalet Ülkesinde Vehbi Koç un Düğ'inü... • Yaşar Kemal'in Orhan KemaJ Ustüne Yazıa... Cumhuriyet 914 Çıktı DANON ve DANON Müessesesı, Kurucusu Aylâk Musa ROBERT J. DANON'nun Vefatını derin teessürle bildirir. Manajans: 140/930 Morrıson'un Asma Köprüler Tuzağı TVasfaington Protesto EdilmeÜdir Türk Eğitiminde EraperyaJist Etkiler Öğretmenin Savaşı Faşist Saldırılar Arrtı Marksizm ve Edebiyatı Kapitalist Üretim Yordamı 11. Sayı çıktı DENÎZ KUVVETLERİK0MUTANLIG1 Seyir ve Hidrografi Dairesi Beşkanlığından DENİZCİLERE VE HAVACILARA bildirilmiştir. BİLDİRİ 7 SAYILI 12 ilâ 20 Şubat 1968 tarihlerinde 09.00 ile 17.00 »aatleri arasır.da aşağıdaki noktaları birleştiren saha içinde seyretme demirleme, avlanma ve bu sahanın 10.000 metreyeiadar olan yüksekliği can v e mal emniyeti baJcunından tehlikelidir. KABADENİZ İSTANBUL BOĞAZ1 ÖÎTERİ K 8 v e K 9 SAHALARI 1 inci nokta : E. 5832 No. lu Şile fenerinden 008 derece v e 17.5 mil mesafede enlemi 41 derece 28 dakika Kuzey, Boylanu 29 derece 40 daklka Doğu 2 nci nokta : Enlemi 41 derece 50 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 40 dakika Doğu olan nokta. 3 üncü nokta : Enlemi 41 derece 50 dakika Kuzey Boylamı 30 derece 58 dakika Doğu. 4 üncü nokta : Enlemi 41 derece 28 dakika. Kuzey Boylamı 30 derece 58 dakika Dogu. DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLK DÜYUBULtm. (Fasm: 10815/922) Cumhuriyet . »25 Cumhuriyet 9I3 TEŞEKKÜR 14 Ocak 1968 Çarsamba günü aramızdan ebediyen aynlarak 26 Ocak 1368 Cuma günü öğle namazını mütaakip airesun'da ebedl i'tırahatgâhına tevdi edilen Giresun eşrafından sevglli babamız: TEŞEKKÜR Vefatiyle bizleri sonsuz acılar içinde bırakan sevglli ve kıymetli kardeşimiz, emekli hava subaylarından, • İ.E.T T. Ka dıköy Şubesi Fen Amiri Nimbüs RESA ÜLKÜ'nün hastalığı suresince Hsö ve yardımlarını esirgemijetı sayın doktorlarımıza. akraba. dnst ve arkadaşlarımıza, cenaze toreni ne ijtfrak ıdeıı t.fi.T.T. fdaresi. Türkivt If Bankası A.S.. Eren koy Kı? Lise*l carrlasına ve celenk töndererek. biz^st evimiz» gelerek. telgr»t telefon ve mekhlpla «c#mızı oavlajan kıymttti «kraba. dr=t ve Takınlarımıza. bilhassa Ücüncü Kolorduca göıterilen yak;n alâkaya en 'c ten tesekkürlerltn'z) areederiz. SADİVK RİRİM Vr'a İILKÜ Cumhuriyet 916 ASIîM KARADENİZ (Asım Salim) 'in cenaze törenine katılmak lutfunda bulunsn ve evimi«e gelerek veya telefon ve telgrafla acımızı pavlasarak bizleri tesellt eden akraba, dost ve bütün yakınlanmıx« minnet ve sükranUrımızı anederiz. AH»8İ tdına oglu Ahmet A. Karadeni*
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear