Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE DÖRT' 24 Ocak 1988 Seni sordu Hiç defişmedi, dedim, Bildiğin çibi... Anlıyordu. *En önemsiz konulardan şiir çıkarmasinı bilen, iuygularımızı yepyeni bir dil ve eda ile işleyen. tıpkı şiirinde olduğu gibi yaşayan bir insan Yazan: BAKI SÜHA EDIB06LÜ Onun çe>ıtn vomeıuu oelırı :neye çalışan bu yazıyı, çok senlen, çok popüler olmuş, özelıkle unutulmaz, gızlı aşkları tli3 getıren «Gızlı Sevüa» şiıriyle ıtirmek ıstıyorum. Bu şıır de o\ın bir başka yönünü açıklama\ yeter kanı^ındayım ııauı Dir Msvgıllıı ıaıUı Vedi sekiz sene once. Dün yolda rastladım Sevindi beni «nrüııce. Sokakta ayak üstü Konuştuk ordan burdan Evlenmiş, çocukları olmuş Bir kız. bir oğlan. Mesutmuş. kocasını seviyormu}^ Kenriilerininmis evleıi, Bir suçlu giW ezik, Sana selâm sdyledi. Yarın NECATİ CÜMALI BBHÇBT NECATİGİL Şairimiz son yıllarda benim dt »ürekli alkıtlarla t«krar cttiriltefi'ikirn üzerıne radyo oyunları di. Tiyatro : yazmaya baflamıj ve bu alanda bu Ya?a! Bravo! Sen çok yaç» Sen kfiçük kıx ve bir f»ıete yük bir bajarı »ağlamıştır. Radyohocam! Sesleriyle çınladı durHangisi oltırsa olsun. larımızın oyun arjivlerinde 20 yt du. «Sen çok ya*a hocam!» dıöperdim ellerini kötüye eekinmesft yakın telif, tercüme oyunu vardu yenler hiç süphesiz Behçet NeÇocukluğunu satıyorsun. Bunlardan bir kumı yabancı dilıe catigü'in öğretmen oltfuğunu bire d« çevrilmit, Almanya'da Uady lenler, belki de Kabatas Lisesi'Behçet Nec»tijil va Televizyonlarda oynanmiftır ndeki öğrencileriydi. Ama ne de Nec«tigil. kazandığı bu bajanlar ü olsa büyük bir kalabalık BehBehçet Necatigil'i 1950 den bu zerin* b u t önemli romanlan, tarıçet'in »iirlerini sevmi», zevkine yana 1952 de mi, yoks» 1953 te hi ejerleri Radyo oyunu haline go varmıstı. Bugün 52 yaşında olan mi tanıdım, nerede ve nasıl tatirmiş ve Arkası Yarın serilerinin r Behçet Necatigil bizim kuşak nıdım bugun kesinlikle hatırlapertuvarmı bir nayli ıtnginleşt" içinde edebiyatımıza kcndine özmıyorum. Onu ne zaman düşünmiştir. gü bir fiir anlayııı getirmi» ve sem gözümün önüne şu sahne kabul ettirmis olan bir sanatkârFakat hemen söyliyeyim ki, bu ç> gelir: Yine o yıllarda bizim Ededır. En önemsiz konulardan snr başarılı, verimli ve büyük kitlele bıyatçılar Birliği adına Tepebaçıkarmasını bilen, ahsılagelmiş rin tiyatro «vk ve eğitimine yöne! sı'nda Dram Tiyatrosu'nda. bir söyleyişlerden ve benzetişlerden rni? olan çalısmaları Behçet'in eski |ür gecesi tertiplemi$tik. Müzikuzak, yepyeni bir dil ve eda si gibi sık sık îür yazmasına, |iir k > li, konuşmalı, zengin bir şiir geiçinde günlük yaşantılarımızı, tapları çıkarmasına ister istemez bir cesi... Fakat hepimizde bir enev içlerimizi, yalmzlıklanroızı, ölçüde mâni olmustur. Ama bu çadişe vardı: Acaba geeemize kırk, saklı duygularımızı işliyen NeUşmalar, jiirden ayrılıs, şiiri ağır clli kişiden fazla gelen bulunur catigil, tıpkı şiirinde olduğu gıağır terk ediş değildir. Behçet de BU? Koltuklar bomboş olursa, bi, yaştyan bir inıandır. Şimcri tıpkı Ahmet Hişim gibi, Ahmet yahut da gelenler »rka arkays. ögretmenlik yaptıgı Çapa YukHamcH Tanpınar gibi îiirin disiplini okunan siirlerden sıkilıp kaçartek Egitim Okulu'nun dıtında, one girmiyen fakat gerçekte birer larsa halimiz nice olur? nu kalabalık yerlerde, toplantışiir unauru olan duygu, düıünce ve Program saat 2Vd« başlıyacaklarda gormek pek mümkün degörüşlerini radyo oyunlarma ıcrtı. Her şey hazırdı. Üçbes arğıldir. Ancak sevdiği birkaç arpi|tirmif ve böylelikle hem okunan. kadaş Beyoğlu'nda aksam yemekadaşıyla pek teyrek olarak • hem dınlenen, çağımızın istediği, ğimizi yedikten sonrs. 20.30'a oturup sohbet etmesini, birkaç aradığı bir ozan haline gelmi|tir, doğru Tiyatro'nun önüne geldik. kadeh içme«ini sever. Butün Nitekun <Yıldızlara Bakmak* adlı Bir de n« görelim, mahşerl bir Eunlerini ögretmenlik yaptığı oradyo oyunu baîindan sonuna kakalaba.Uk içeri girmek için kakullarda ve evinde çalısmakla dar şiir yüklü bir e«erdir. Ondan pıları zorluyor. Bütün biletler geçirir. Çok mukemmel bir ba sonra yazdıkları, hattâ tercüme ettukenmi?, tek bir koltuk kalmaba olduğu için işi gücü evine bir tikleri de şairin düz yaztda, |iir un ıni".. Ekserisi genç oltn bu kaseyler taşımaktır. Çarşı pazar ıslurunu ön plânda tuttuğunu iıpatlabalığı idare etmek oldukça mülerınden çok iyı anlar. Alış velayan kuvvetli birer ömekür. him metele. tçlerinden birkaçı rişlerde malın iyisini kötüsünBu arada sırası gelmişken bir gö yuksek tesl« bagırıyor : den büyük bir titizlıkle ayırdetrüsürnü belirtmek isterim: Günümesini bilir. Bos zamanlannda, Paradids yer yok mu, yanmüzün »airi artık kendini sadece tatil günlerinde kollarım sıvar lara landalye koyamaz mısınız? şiir formları. fiir düzenleri içinde mutfağa girer, nelis yemekler Hepimu heyecanUndık. Bütün hazfeden bir ins«n değildir. Klâsik pisirir. Biriki d'eft yaptığımıı endişelerimiz kaybolmus, yüzle»air anlaynımız, sadece mısra düzen kır gezintilerinden bilirim, sofrimize ideta gururla bir tebesleven, fil di»i kulesi içinden çıkmak ra hazırlamakta, salata yapmaksızın, sosyal anlayıs ve akımların süra gelmişti. Birdenbire ne olta pek mahirdir. Hele yemek datamamen dısmda .Şairâneliklerle» du, nasıl oldu, aramızda uslu u«ğıtırken evinde çocuklarına yap uğraşan bir hayalci idi. Çağımızın lu, her zamanki haliyle boynu çairi. büyük kütlelere sesini duyutığı gibi kimsenın hakkım kimbükük duran Behjet Necatigil rabilmek için toplumun bütün meseye geçirmez. yıldırım gibi fırladı, koşarak giselelerine, dertlerine. eğilim ve zevk çeyi açtırdı, cebindeki bos makBehçet'in ev islermde bu delerine kulak vermek zonındadır. buzları çıkarıp önüne »erdi, basTecede becerikli oluşunun, do Fakat bütün bunları ele alırken, ladı ikiıerbuçuk liradan bılet ğuştan kabıliveti yanı sıra, esiişlerken şiiri bir yana atsın. kuru, kesmey«... Hepimiz hayret içinnin de kendisi gibi bir öğretmen sanats'.z yazılar yazsın demek istedeydik. Sankı kırk yılhk gişe olarak günlerini dısarda geçirmiyoruz. îçinde sanat ve şiir unsumemuruymuı fIW elleri mekik mis olmasına baglamak lâzımdtft ru olmayan, harcına sanat karışma dokurcauna jsliyoı, paralar ahDaha evvel de söylediğim fîbi, yan hiç bir eser, uzun ömürlü olayor, paralar bozuyor, ıtıal toranşairimiz öğretmenli|i dışında boş maz. l?te bütün bunları düşünürİar» cevaplar veriyor, önün» yıken, Behçet Necatigil'in çahşmalazamanlarını değışmez ve bozulğılan paralan desteliyor, sonra rını zevkle, hayranllkla izliyor, maz bir program içinde geçirir. önündeki küçük çekmecey» südaha ileri yıllarda topluma çok daRad^o için piyesler, Arkası Yaratle iıtif ediyordu. ha yartrlı bir şair olacağına inanırınlar hazırlar. Tercümeler yaO akşam programı bu yüzden yorum. par, sözlükler düzenler, okul kibiraz geç baslattık. Dısarda hiç Çu küçük şürini okuyalım: tapları tertipler ve nihayet hakımse kalmacîı. Behçet'ın sattığı yalım: vasını bulduğu zaman yelkenini biletlerla kıca zamanda Tiyatro' açarak çok sevdiğimiz şürlerini da iğne atacak yer yoktu. GeceNe olacak sonumuı rıin maddi tarafı kurtulmuş, Ede yazar. Evinde oldukça zengin bir Deyip duruyoruz. kitaplığı ve arşıvi vardır. Bu kibıyatçılar Birligi'nin katasma umdugumuzun çok üstünde ge taphkta ve arşivde bir şair ve Millet kendi derdinde lir sağlanmıstı. Gariptir, o ak edebiyat hocm için n« isterıeG«ıetelerde okuyoru»/ niz, ne ararsanız bulunur. Ve sam Behçet, kendinden hiç de HaydutUr, eskivalar Behçet'in kmfaıında her aradığıummadığımız bu becerıkliliğinin Cumhnriyet devrinde. nı birikt dakika içinde bulablüzerine bir de sahnede hepimilecek yanılmıyan bir fihrist varlin üstünde büyük bir başarı kallk şürlerinde çok daha hissl dır. zsnmıjtı. Okuduğu birkaç şıir ve konuları mahdut olan Necati RULMACA 12345678V .ırır. 9 İnsan lerdı, tarlaüa ye yapılan nareket. 6 Bir sıfat :işıp beslenmemızi sağlıyanlar takısı, bir kadın adı. 7 Bırıne bir akıcı maddci Ukır hkır iardan. yutmaya mecbur YLKAR1DAN AŞAĞ1YA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ederek. 3 Ye1 Hakıkatte tıpatıp uygun ter reuktar va olmama hali. 2 Eski Türk Irn| sayıda, «söyledi* paratorluklnndan, Anlamlar ve mânaiina bir çe mânalar (eski usul çoğul). 3 kim. 9 «Sevİsvıçrede bir gol ısmi bızde bir gilinin gosterdlkadm adıdır, bir sırn açığa vurğı havaılık va rna harekeü (eski teran). 4 aldırmazlığa ka«İphk bukme aracı ele geçır!» tlan!» karşılıgı karşılığı karma bir emır, bir ıabulmacaniD iki sözlü bir ekı. 5 Dünyanın en buyuk aksr mir sularından, sofra başına oturulup BEHÇET NECATIGI1 gil. son yülarda gönlünü ve gözlerini topluma çevirmiş, hiçbır giyasi egllime kendini kaptır.nadan, bİT insanlvk bir dünya şalri olarak gerçekler içinde kaderlerimizi işlemeye başlamıştır. Su • Güçsüz DHek» şiirim hangt dile çevınrseniz çevırin, hangi ülkede okursanız okuyun insanlar üzerinde ayni etkiyi yapacaktır: Kim devirdi bu k»lın kütükleri Nazlı san başaklar toprajına? En verimli tohumlan serpmeliydi ömriin en güzel çafına. î o k etmek gerekirdi yokluklar TOksulluklar kendini topıumda öulan Dir şair. Kendisının de söyledığı gibi sessizce duvar dıplennden yurüyen, alaca karanlıklarda, parklarda dolaşan, fakat evinin yolunu asla şaşırmayan bir sanatkâr. SOLDAN S.\G\: 1 Bir çiçek bir böcek bir ba lık ve buyük farelerin taşıdığı ad 2 Belden aşağı giydiğı elbıse sinin a!t kısmı riizgârla havalanan (bir söz bir takı sonra yin» bir söz). 3 Hanımların göz ve kirpıkleri için kullandıkları süs maddelerinden, herhangi bir go revi icra. 4 Isim, elektrik ce reyanı almaya mahsus delikli yer 5 tllerımizde mudürlükleri bj lunan zabıta teşkılâtı kolu ve va tandasın huzurunu sağalma işı 6 Beklenmedık zamanda başı na gelen felâketin yarısı, karma bir soru takısı. 7 KalabahK yerde edilirse pek de anlasılmd dan güme gider, tersı bir erkek adıdır. 8 Çevnlınce «buyük ba badan geçme insan vlicudU kır mızj suyu» manasma iki soz oe DUNKU BULMACAıN.N HALLEDİLMİŞ SEKLİ NASTL HALLEDİLECEK \ukarıdaki rakaralı bulmacada *«• dece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 tajıc sonuç vardır. B<rç kalan 13 karenin içine l den 9 a kadar uyçun birer rakam kojarak ve topIUIIM. çarpm». cıkartma, bolme işareHcnne dikkat ederek soldan çrtğa ve yukarıdan a^ağıya bulmacada göstfcrilen sonuclan bulunur Bira» vaktinizi alır ama, bos vakünizi husv» geçirmiş olursunu*. ı. ır!••••! ı nMi^M •• ıi ıı »ıı<ı»mınBin W1LL1AM SAROYAN 18 DÜNYADA BİR GUN BİR OGLEDEH SOHRA Ç vt n T A R I K D U R S U N K. t it : aın neıer olduğunu sormuş. .Onlann mı?. demiş anne. «Bu, kucak çocupuj şurdaki eşik çocuğu, avluda o>nayanmki avlu çocuğu, ağaca tırmanan oğlanmki ağaç çocuğu. »ımdıcılt ortalarda göıünmeyip babası nereye gıderse ardın <>nu izleyeninki babasınm çocuğu; Bahriyedekinınkı d» Bahriyedckl çocuk.» «Gerçek değil, değil mi bu anlattığın babacı m?» «Bir dergide okumu«.tum ben de.» .Çocuklarına sahici isimler vermsmif olamaılar değil mi?» .Öyle görünüyor, tabii her birinin bir ısmı vardır Rnse Muscnt. Kulağa pek ho» gelmıyor ama her halde «Telefon çocuğu'ndan iyidir, her halde... «•Telefon çocuğu» da his f*M âeİ& h a n i S e n nasıl buluyorsun peki?» «Telefonu severim.» «Eğleneeli değil mi?« «Eh, yalnızsan. bebeklerinl» çen« çalmaktan yo rulmuşsan. bir de bağırıp çağırmaların bayan Mac Dougal'in tepesini attırmıssa ha ha ha, dınüyot dediklerimi babacım farkuıdayun tabii teleforua konıi'mak eğleneeli olur.» •Kimlere telefon ediyorsun bakalım?» • Aıkadaşlarıma.» Çocuklara mı yani?» «A, tabii babacı'm, tabii çocuklara. Sen hariç •E. «Telefon çocuğtı». söyle bakalım, başka ns fikirlerin var?» •Meselâ «Şekerleme çocuğu» da olabılirım. bayılırım nkerlemelere. «Çirkin çocuk» olmam d» mümkün. Çünkü çirkin mi çirkinim.» • N'e zamandan beriymiş bu?» «Her zaman.» Kıkırdadı yine. «Hiç bile. Çok güzelsin.» «Hadi canım babacı'm, sen güzel nedir bilmiyor. sun herhalde » • Neymiş güzel bakalım?» • Olâganüstüluk. Annem gibi». • Tsmara, ama olağanüstü olağanüstüdür, güzelHk de guzellikt.r. Bunlarm ıkisi de ayn ayn jeyler. Sen guzelsin asıl.» «Çirkinim.» «Niçin peki?» •Çünkü öyleyim.» «Rosey, güzelsin sen diyorum.» • Gerçekten böyle mi sayıyorsun bıbaeı'm?» ' «Evet. Çünkü öylesin.» «Öyle miyim, gerçekten mi babacı'm? Ben hij Bannvyordum.» «Öylesin diyorum, unut artık ötesini.» • Ama nasıl unuturum ki? Ben evin her yanı ay» nalarla dolu. her dakika kendimi görüyonjm on» larda.. • Pekâlâ, ben de seni bundan sonra «Benim çocuğum diye çağırırım.» «Yok babacı'm, «Benim benim benlm çocuğum» olsun, daha hoş!» • Senın dediğin gibi olsun, peki...» •Unutma, yarın beni güzel yerler» götüreceksin. Ayrıca akşam telefon etmeyi de unutmazMn değil mi? Et de nerelere gideceğimizi bana anlat» •Peki Rosey, olur!» Kızından sonra, Sam Zolotow'u aradı. • Broad\vay'e yeni bir numara için mi g«ldin ifep?» diye sordu Sam. «Pek değil Sam. Benim burda kaldığım: nerden öğrendın?» • Laura söyledi, Sardi's'deydi o da. Senin New York'ta olduğunu. yeni bir oyunun için prodüktörlerden biriyle anlaşmak üzere olduğunu anlattı uzun uzun. Bana biraz daha geniş bilgi verebilir miein bu konuda? Uzun zamandır tiyatro sayfamızda adtn geçmez oldu. Nedir hikâyenin aslı astarı?» «New York'a bir prodüktörle görüşmeye g«ldiğim doğru.» •Adı ne onun?» «Kesin bir anlaşmaya vardığımızda açıklarırn sana. Simdilik ortada fol yok yumurta yok henüz.» •Peki bir soru sana, kupa maçlarmda hangi ta'îimı tutuyorsun?» •The Dodgers'i.» «Belirli bir nedeni mi var?» .Yok. En iyi takım da ondan.» .îlk iki maçını kaybetti ama.» .Olacak »rtık o kadarı.» «tlk iki maçını kaybedip kupayı almıs hir taiim göstersene bana..» «Fikstürün n'o'acağım kestiremem .tabii Noldu bugünkü maçlar?» «Son haberlere göre «Dodgers» yenmişmiş Ama ilk iki maçını vermesi, gelecek için adamın umudunu kırıyor.» «Eğer bugünkü maçı da alrmşlarsa, sırada dördüncülüğe çıkarlar.» .Eğer gerçekten almışlarsa tabii» dedi Sam. • Evet, hep öyle yaparlar zaten. Neden olmasın değil mı?» (Aruası vsr) tlaka.»' • • > tçine düstükleri. Belll bir yastan sonra nasıl olsa artıyor Hayatuı güçlukleH. Gençlerden ölümleri gerekirdi. Ne diye lehir olsun simdiden İÇtikleri. BelU bir yastan »onra nasıl olsa göriir Eöz Siyah servilikleri. Valnız a$k olmalıydı onlann Acı diye Mldikleri, Nasıl olsa yaslanınca Aşkın da biçllkleri. Bu küçük, acı, buruk dilli şilrde şainn bıraz da kendisi \ar tabıi. Ortadan biraz uzunca boyu, sayıf, çelimsiz yapısı, haîifçe bazan saga, bazan sola bükuk boynu, bir rüya âlemıne dalmiş gibi bakan gözleri ve sâkin mizacı ile toplumu kendinde, 06 25 06M 07 00 07 05 07 30 07 45 07 50 0«OO O 15 Ü O8.4S 09.00 09.15 09 30 09.40 Diçi Botıd MOOESTY BLAtSE Acılıs. prosram Cıunavdın 1 Kove habcler Giınavdın II HabTİer ve hava durumu I^tanbulda bJS"i Ilânlar ve hafif müzlk Haflf Ba1» muJ!!*l Eeraber ve solo sarkılar Fehmi F.ie orkeatrası Sabah turkuleri Vlvolonsel sololan S»z eserleri Ev icın ıooo Ara haberler 10 05 Pivano sololan 10.20 S. Kutbavdan strkılaT 10 40 Arkssı varın 11 00 Sabah konserl 11.45 EKoneardan sarkılar 12 00 Ara haberlfr. ilanlsr 12 18 N.Ertastan turküler 12 25 Küeuk orkestra G Güvenliden »arkılar 12.40 Haberler ve R.G. de buKün 13 00 S^z eserleri 13 15 Reklâm nrosramları 13 30 Z Aoavdın orke«tr»sı 14.00 t.Cavırlıdan sarkılar 14 15 14.30 Âsık Daimiden turküler 14 45 D»ns orkfstraları 15 00 Ara haberler 15 05 Z Taskentten sarkılar 15.20 Radvo oda orkestrası 15 40 Klâsik Batı müziÖ 16 00 Okul radvosu 17 00 Ara haberler 17 05 Mevdan faslı 17 30 Kov oda»ı 17 50 Reklâm Droeramları 19 00 Haberler ve hava durumu 19 35 M Yıldırımdan sarkılar 19 50 Aile sohbeti 20 00 Yurdun sesi 20 30 Örnekierle tivatro 21.00 24 saatin olavlarl. llinlar 21.10 Aksam konıevl 21 40 Solistler eecidi 22 00 Beklân Droeramları 22.45 Haberler 23 00 PUklnr »rnsında 24.00 Kaoani İSTANBU1. IL RADYOSU Acılıs ve oroeram Diskote&imizden Kucuk konser Genclere müzlk Senfonik müzik Hafif muzlk Aksam konseri Genclerle beraber Orjeralardan secmeler Htfif müzlk Gecc konseri Caz m\ızi8i Bir sarkıcı Hafi? Batı miizlW Proıram ve A N KARA GartH Tiffffony JIFFANY JONES Jones Acıhj proeram Gunavdın I Kdve haberler Gunsvdın II Haberler ve hava durumu Sabah müzıği Ankarada buffün Her telden • N'.Dadaloeludan turküler BesinBeslenme Sabah konserl Arkası varın Ara hıberler. Uânlar Okul radvosu ı Haftf muzik MErsesten sarkllar Konser saati Ara haberler. llânlar K.Koldastan türküler Kıbrıs saati NTokathoâİM v« M. Crüverden sarkılar Haberler ve R.G.d* bueun Hafif müzik Reklâm Droeramları N Ertastan turküler F Kozinoğludan sarkılar Albümlerden secmtler Ara haberler Okul radvosu M Ervürekten türkuler N.Ersötden sarkılar Pltklar araıında Ara haberler tlinlar Yurttan seıler Köv odası Reklâm oroaramları Haberler ve hava durumu O Türenden türkuler Uvkudan dnce Silâhlı Kuvvetler taati 5 Derandan nrkılar Spor derglsi Kücük konser 24 ı«atln olavlsrı. Ilinlar NMII bövle oldular? E. toolulu^undan sarkılar Hafif müzik TBMM saati H»berler Konser »»lonundan Gece v»riitn» dolro • İşadamlarınm yiyip içmelerini seyretmek insamn içıni karartır.» Kuçüğü: • Bana kalırsa üzerinde iyi bir izlenım bvraktınız.» dedi. «Bendeki ise şöyle böyle..» dedi Yep. .Hakkında ne düşünüyorsunuz? • • Benım anladığım kadan, produktörlüğünü yapıp para kazanacağı bir oyun arıyor. Sözleşmeyi, hele mad delerının tıeler olduğumı çprmedefi kışiliği üzerinde konuşmak boşuna. Biraz bekTeyelifri, Vnlarız.» Büyük karde^: «Onla iş yapmalı... dedi. «Ama bu, kolay da değıl hani. Ne vereceksek ona, çok çarpıcı olmalı.» «Çoğu gereksız olur.^ • Birşeyler düşüneceğiz artık.» Kardeşler, bir taksi çevirip bindiler. Yep bir baçına yine yayan otelinin dönüş yolunu tuttu. Nıyeü odasına bir an öncesi kavuşmak, yatağa sırtustu yatıp bütün günü öyle geçirmekü. Anahtarını alukcn bir dolu gelmis telefon notlarını da verdiler. Odasma çıktı. Venedik pancurlannı açtı. îkindı güneşi koca koca yapıların üzerinden doğru ilerlıyordu. Gelen notlara kimlerin aradıklarma dair baktı: «New York'tan Sam Zolotow. Kızı. Zak. Henry Hyam'ın bürosundan. Yeniden kızı. Teletonu açtı, kızuıı buldu. •Sen misin babacı'm, öylt sevindim ki! Yarm cumartesi, Van yine Kitty Delmonico ile maça gidecek. Ben kalacağım.» .Yok canım. sen de gidiyoreun merakianma.. B*n gelip alacağım seni.» «Öyle mi? Nereye?» «Nereye gitmek istersin bakalımî» «N'ereye gıdeb'üiriz ki?» • Nereyi canm çekerse.» «Sence nereye gidelim?» •Bırlikte bir oğle yemeği yçriz, bir matine ç«keriz; Central Park'taki hayvanat bahçesine de gidebiliriz. İstersen Modern Museum'a da gideriz, tablolan seyrederiz. Ordan sonra bir sinema daha. Eskisinden bir filim buluruz kendimize. Biliyor musun; ben senin ya^ındayken bir filim nasıl çekiliyor yakından görmüstüm. Istersen bana bırak, nereye gideceğimizi ben kararlaştırayım. İster misin?» .İsterim babacı'm. Sen kararlaştır, gidelim lkim iz » •The New Yorker'i açıp nerde ne var, bir güt«l öğrenirim gimdi. Sabahleyin seni aranm. konuşuruz yine.» «Yok, bu gece ara.» •Peki, bu gece olsun. Hiç kaygılanma, hârika y«r icr bulacağım, gidince çok jaşıracaksın.» «Yaşa babacı'm! Çok teşekkür ederim.» • Birşey değil Rose Muscat...» «Ah. ne isim ne isim! Öyle değil mi babacı'ırn? Rosekıkırdadı burda Muscat yine kıkırdadı» «Evet, söylenişi biraz zor galiba..» «Muscafi söylerken bir takılma oluyor, evet Ama Rose! Rose! Rose ismi, Muscat'le hiç bağdaşmıyor.» «Nesi varmış ki » «Neb'leyim, var birşeyi işte..» • Sen bir ismin sahibine uyup uymadığı konusunda verilirken uzun uzun düşünülüyor mu sanıyorsun >oksa?» • Siz öyle yapmadmız mı?» «Hadi canım, kim öyle yapmış ki?» «Madem sen öyle diyorsun, ben de öyle diyeceğim bundan sonra. Ama senin ismin benimkinden güzel.» «Güzel olsun diye elimden geleni yaptım da ondan. Fakat yine de memnun değil im ikisinden de.» •Ne demelere bana Rose adını verdiniz?» «Aileden bir isimdi o.» «Öyle mi?» «Evet. Babamın annesinin, yani baba annenın ismiydi Rose.» «Peki ya Van'mki?» «O da annemin babastrundı.» •Hep böyle mi yaparlar yani?» «Asağı yukarı.» •Ba^ka yolları da var mıdır?» «Tabii, hem de pek çok. Sayun Müdürlüğü bundan dört beş yıl öncesi bir rapor yayınlamıjü, hatırlıvorum: O raporda Alabama'nın bir yerlerinde yasayan bir aile çiftçi bir baba, bir anne, altı mı yedi mi ne çocuk baflannda. Sayun Müdürlüğü her on yılda bir sayım yapar, yüz yetmiş beş milyon ulusu tek tek sa yar; ilk isimleri. göbek adları, soyadlarıyla birlikte cetvellere geçirir. Bazı insanlarm hele, birden çok isimleri olur. Ama bu Alabama'daki aile hiç kimsç. ler» benzemiyordu. Sayım Müdürlüğünün görevll me muru kalkmış, o ailenin oturduğu çiftliğe gitmiş. Ba ba, o sır» tavlada çalifiyormuj; «ıne de sallanfaçlı sandalyasma oturmuş, kucağuıda en minik çocuğuyla sallan babam sallanıyormuş. Bir ikincisi, eşiktc bağırtıyı koparmaktaymı?. Bir başkası avluda oynuvormu?. bir diğeri de ağaca tırmanmışmış: biri de bahasıyla tarlaya gitmij, en büyükleri ise BahFiyedeymij. Memur, anneye yazmak için çocukların isimleri