23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5AHİFE tKf 23 Ocak 1968 CUMHURİYEI ÎRUVA ATI Dr. Dündar SAĞLAM on günlerde Türkiye Kıbns olaylan De ç*lkalamrken, Fransada yayınlan»» bir ki(x) Avrupa kamu oyunda geniş yankılar dırmıştır. Kitap, Ortak Paıar ülkelerinUe bfiyüyüp genişleyen Amerikan sennayesi atırımlarının üye devletler ekonomisinde y*frı problemleri incelemektedir. Sugün Ortak Pazardaki Amerikan yatınm14 milyar dolara ulaşmıştır. Buna bfr o kaolan sermaye dahU degildir. Amerikan Tit Bakanüğının verdiği bügilere göre, 1966 da rikan yatınmlannın artış hızı, Amerikada 7 iken, bunun dışındaki ülkelerde °i> 21, OrPazar ülkelerinde ise °,« 40 olmuştur. Ann>ı sermayesi gelişmek için »on derece uygun ;emin bulduğu için sür'atle genişlemekte te palı firmalar rekabet edemedikleri için tastehlikesi ile karsı karşıyt bulunmaktadırUr. Yüzde 10 n Amerikadan net dolar transferl şeklinde finanse edilmişlerdir. Diger bir deyişle Amerikan yatınmlarının yüzde 90 ı Avrupa kaynaklan ile beslenmiştir. Esasen Amerik» ödemeler dengesinin yülardan beri açık vermesi büyük ölçüde sermaye transferini mümkün kümamaktadır. Demek oluyor ki Amerikan firmalan, Avrupa para ve sermaye piyasasuıdan genis 51çüde yararlanarak, Avrupa toprağı üzerinde gelişmektedirler. Bilindiği üzere, bir ülke ekonomik ve siyasi yönden çok güçlü ise, bu ülkenin dış ülkelerdeki yatırımları plâsman şeklinde değil, o sek törde kontrolü eüne geçirnıe amacı ile yapüır. Bu sebepledir ki meselâ Avrupalı sermaye Afrikadaki yatınmlara plâsman şeklinde değil, tabii kaynaklan istismar ve ekonomik iktidar amacıyla gitmiştir. Bngün Avrupa Ue Amerika arasındaki sermaye alış • verişi de bu karakteri göstormektedir. Avrupa sermayesi Amerikadaki yatırımlara malî plâsman şeklinde iştirak ettiği halde, Amerikah firmalar Avrupadaki yatırımlarda, ekonomik kontrolü ele geçirme amacı gütmektedirler. Bunun en yeni örneği, İngiliz otomobil fabrikası (Rootes) sermayesine, 1964 yılında iştirak eden Amerikan Crysler firması, 1967 yılında fabrikanın tamamına sahip olmuştur. tşçi Partisi iktidarda iken gerçekleşen bu durum, prob lemin önemini bize göstermektedir. Amerikan yatırımlan, gelişmiş ülkelerde tekno Iojik yenilikler getirdiği halde. az gelişmiş ülkelerde bunu da yapmamakta gıda sanayii gibi hafif sanayi kollarında inkişaf etmektedir. orun çok büyük, cevabı ise baslt değildir. Tarih bize öğTetiyor Id sıhhatü milli ekonomiler uzun sürede'ı yabancı sermsyeden kurtulmah ve kendi öz sermayelerini bunlara ikame etmelidirler. Amerikan fîrmalannın Avrupaü firmalara nazaran üstün oluşunun sebepleri nelerdir? Problem ayn bir Incelemeye konu teşkü edecak kadar geniştir. Bununla beraber kısaca şunlar sayılabilir: Teknolojik üstünlük, modern pazarlama asullerl (Marketing), rasyonel i?letme orçanizasyonu, finansman strüktiirü. egitim, firma büyükliigü, Aşağıdakİ tablo büyüklük yönünden Amerikan firmalannm üstünlüğünü ortaya koymaktadır. YILLIK SATIŞ HACMİ 500 MtLYON DOLARI AŞAN ENDÜSTRİYEL ŞİRKET SAYILARI 1961 1965 ÜSA Avrupa Dünvanın gerl kalan Ulkeleri Toplam 97 27 22 14fi 134 41 49 224 % Beyler meşgui imişler :::: ... 83 •••• •••• ı ••• •••• •«•• • ••• •••• !••• •••• •••• •••• •••• • »•• Universite özerkliği Prof. Dr. Hikmet BiRAND asınımızda yazdan beri Cniversite ustune bir çok yazılar çıktı. llk çıkanlara, sanıyorum kı, Ankara'da geçen yaz açılan Hacettepe Üniversıtesi kurulus kanununun hazırlanış ve yürütülüşündeki özellik(l) vesile oldu. llkin Rektörlerimiz toplandılar, konuştuktan sonra Hacettepe Üniversitesinin getirdiği değışiklikten duydukları kuşkuyu, bilmem neden, bir bildiri ile açıkladılar, gaüba geç kaldılar. Rektörlerın bildirisini, MilH Egitim Bakanının, memlekette değişik düzenli Üniversiteler kurulmasında bir «akınca görmedHğini büdiren demeci, onu da eski ve yeni Üniver'itelerin öğretim üyelerinin yazıları izledi. llk çıkan yazılarda Anavasamızın guven B Fransa*da ı ugün Fransa'da petrol dagıtımının *b 40 ı, ' tarım makina ve teçhizat üretiminin '» 65 1, komünikasyon sektörünün »o 65 i, sentetik ;uk üretiminin • 45 i, elktronik beyin üre• nin, "o 80 i Amerikan firmalarının kontrolü ıda bulunmaktadır. Amer>'van yatırımlan da• k Ueri bir teknoloji ve hızlı bir gelişim ve o şim içinde bulunan ekonomlk sektörlerde ırı göstermektedirler. Fransızlara ait Sfanca nobil fabrikasının Chrysler tarafından, elı*kik makinalar üreten (Machines Bull) un Geıl Electric tarafından satın alınarak Amerifirmalarının hâkimiyetine girmesi, fizerinde atle durulacak olaylardandır. Amerikaya karsı tutumn herkesçe bilinpn ısa gibi bir memleketteld bn gelislm, diger ık Pazar ülkelerinden daha büyük bir bn de bulunmaktadır. Fransanın 1963 yılnıdan itibaren aldıgı kı»ıt:ı tedbirler sebebiyle, General Motors Strav rg'da tesis edeceği fabrikayi Almanya'da nuş, Ford firması Belçikayı, Phllips Petron firması da Bordeau yerine Benelüz ülkcıi seçmiştir. * ransa 1966 dan itibaren engelleyid tutumundan vazgeçmek zorunda kalnuştır. Çürv komşu Ortak Pazar ülkelerine nazaran tekıji, pazarlama ve diger yönlerden dezavanduruma geçmiştir. Esasen kisıtlayıcı poligütmek Ortak Pazarın kurulus felsefesine de ırı düşmektedir. Roma anlaşması Ue kurulan OrUk Pazar îrikan yatırımlan için ea güzel ortamı teşkil ektedir. Bu gelişün böyle devam ettigi tmkle, çok uzak obnayan bir gelecekte Avrupa nomisinin Amerikan hikimiyeti altına gîr> muhakkak gibidir. Bu ise Avrupa medenli ve kültürünün de »ona ermesi demek olacakFransız düsünürlerinden birtnln dedigi tiAmerikan yatırımlan tarlhteld Tnıva Atı gibi ak Pazar ekonomisj Içlae girnekte ve onun unu hazırlamaktadır. •••• •••• •>«• Büyük 8orun •>•• :::: •••« •••• •••• :::: ::•• •••• •••• •••• altına aldıgı universite özerkliğinin Hacettepe Üniversitesi kuruluş kanunu ile zedelenip zedelenmeriıSı eleştirilmiştir ki «orun sonunda Anayasa mahkemesine eötüriümü^tür. Bilmiyorum ama, Üniversitelerimiz kendi yüksek varhklarıyla ilgili bir sorunun aydınlanması içm Anayasa mahkemesine basvurmak durumuna raı düşmeliydi! Son çıkan yazılarda ise, artık Üniversitelerimizin yönetimi eleştirilmektedir. Öyle sanıyorum ki bu da Üniversitelerimizin ele almakta gene geciktikieri daha onemli bir sorun, hattâ sorunlar körcTuiSümüdür. Hümanizma ve reformation :!: •••' ! Nasıl besleniyor? r ?in llginç olan yanı Amerikan yahrımla' rının nasıl beslendiği, nasıl finanse edüdiir. Bir kaynağa göre (Snrvey of Current BnPSS) 1<H)5 yılında Avrupa'daki Amerikan yatıJannın, YHzde 55 1 Avrupa sermaye piyasastndan Istikraz ve kredl, İTüzde 35 1 yabancı fllkelerde kurnlan lşletmelerin sağladıklan otofinansman ve *vnıpa devletlerinln verdlkleri «übvanstyonlnr, Büyük firmalann araştırma, teknolojik bulu$lar yönünden Ustün olduklan bilinen bir gerçektir. Sonuç tak Pazar ulkeleri arasında O gittikçe büyüyen bu fle Amerika seviye far iiî teknolojik kı (Technolojie Gap) yakın bir gelecekte kapanacak gibi görünm'rınekiedir. Avrupa ülkeleri hirleşik bir politik*txle»«r«1t bu gidisi önterenualerse, yahut tngiliz Başbakanı Harold VVUson'un dedigi gibi Amerikayla rekabet edebilecek biiyiik teknolojik güçler ortaya koyamadıklan takdirde \meikan firmalarının Avrupadaki hâkimiyeti devam edecektir. ::: niversite venı fikir akımlarının kaynagi olduğu için eün ışığına çıkardığı yeni düşünce ve gerçeklerden önce kendisi etkilenir ve tutumuna yeni hir çekidüzen verir. 14. ve 15. yüzyılda kurulmus olan Üniversiteler hümanizma. 16. yüzyıldakiler «Reformation» ve karşıt akımların etkilerini yansıtırlar. 17. yüzvıl, Üniversiteler için bir duraklama ve okullaşma dönemi olmuş ama 18. yüzyıldaki aydınlanma, daha sonra idealism akımları ve müsbet bilimlerdeki gelişmeler, Üniversitelere bir silkinme, politik ve dinl bagları çözerek özgürleşme volu açmıstır. 19. yüzyıl başlanna kadar, bizim medreselerimizin benzeri olan Üniversitelerin ödevi, din ve cîevlet işlerini yönetecek raemur ve hekim yetiştirmekti. 19. yüzyılın ikinci yarısında müsbet bilimlerdeki hızlı ilerlemeler ve uygulamaları, endüstri devrimi, sehir U lesmeler, Oniversitelere meslek ve araştıncı bilim adamı yetiştirmek ödevini de yüklemiş, Üniversitelerin proğramlarma ekonomik alanj da kapsavan yeni öjretim dalları eklemıstir. Sosyal ve ekonomik gelişmeler, Üniversitedekilere paralel olarak amaçları sınırh olan yüksek okullann kurulmalarına da yol açmıştır. Endüstri uygulamalarını, yapıcılık dallarını gelistirmek amacı ile kurulmus olan Yük;ek Teknik Okullarından Teknik Üniversiteler gelişmi? ve 20. yüzyıl başlannda proğramlarına temel bilimler öğretim ve arastırmalannı da alan bu kurumlar klâsik Üniversitelerinkine eşit bir statüye kavuşmu^lardır. 19. yüzyılda aynca Marfen Mühendi^liği. Veteriner, Tarım, Ormancılık, Ekonomi. GÜ7Pİ Sanatlar, Sosyal Bilimler gibi özel ihtisas egitimi veren Yüksek Okullar da kurulmus ve bunlann çogu sonradan Fakülte olarak üniversitelere bağlanmıştır. Üniversitelerin gelişiminde geçirdikleri herkesce bilinon bu asamalan özetle hatırlatmam, bi^im Üniversitelerimizin bu geli'me içindeki yerlerini belirtmek içindir. Görülüyor ki bizim, 1948 dan, yani memleketimizde modern Üniversiteler kurulduktan bu yana yerli yersiz, çoğunluk eereksiz .tartısıp durduğumuz Üniversite özerkliği 18. yüzyıl fikir akımlannın getirdigi ve tâ 19. yüzyıl başlannda gerçekleştirilen bir anlayıştır. Bu anlayıs (özerklik) Üniversite kavramının avrılmaz hir özü olarak Üniversiteler tarihinde çoktan tartışılmayan konular arasında yerini almıştır. Bizim. üniver«itelerini model olarak alrlığımız Batı memleketlerinde artık kimsenin aklına, Üniversite özerk mirfir, değil midir diye bir soru gelmeyeceği gibi özerklikleri bizimkilere göre daha da sınırh olan o Üniversitelerin de ne özerkliklerinden, ne de onun kısıtlanma ya da zedelenmesinden Wr endiseleri vardır. midirT Bütün gelişmeler göstermiştir ki değildir. Çünkü Üniversite, herşeyden önce bir kadro, normu tek ve üniversel olan iiniversıter, bir kadro varsa kurulabilir, varsa kurulmus olan da, kurulacak olan da Üniver'ite olur. Böyle bir kadrova sahip olabilmek ve memleketi gerçekten bir Üniversıteye kavu^turmak için devlet. doeni«u, elind'en geleni yapmıştır. 1933 de Atatürk'ün yaptığı Üniversite reformu, 1948 da memlekette ilk defa modern Üniversiteleri kuran 4936 savılı kanun son önemli denemelerdir. 4936 Savılı Üniversiteler Kanunu yalmz özerkliği degil, sözü geçen akademik kadroyu yetiştirmek için gereken sistemi de getirmistir. O si'tem. ki onu Üniversite özerkliği geliştirmi*tir, dogru. dogdo*ru «earazsız ivazsi7» uygulandığı takdirde geçerHqi. veterligi. vararlılıçı denene denene belli olmuştur; ve kanıma pöre, bizim için özerkliC'in kencTinden de önemlidir. NeHir çünkü Üniversite özerkligi! Öğretim. arastırma ve yönetim özgürlügü değil mi! ÖŞretim ve ara$tırma özjrürlügü. ki ö^erkliğin n?üdür. memleketımizHp fiilen hep var olagelmistir. Kime, hangi öğretim üvesine ne okuttugu, ne arastırdıgı sorulmustıır "mdive kadar! Yönetim özgürliigüne Kelince, o. Üniversitelerimizde 21 senedir uvgulanmaktadır ve bakınız, S'mdi sikâvet konusu odur; gazetelerde görüldüğü sibi Üniversite yönetimi hakkında açık oturumlar dü^enlenmektedır. H Aylâk Musa , İMÖNÜ, A P KJE EVUYA niversıte özerkliği, bilindiği gibi, öğretim, araştırma ve yönetimin politık ve çesıtli dunya görüslerine karçı özt;urlüğudür. Üniversiteyi devlet kurar, işlemesi ve bilimsel görevini bsşarabilme^i için zamajgjmızda çokpafialıyâ çılçan öd"eneğini devlet verir. Bu yüzden devletle Üniversite arasında çok yönlii ilişkiler d'e olur; ama devlet. üniversitenin iç düzenıne, akademik organlar tarafından yönetilmesıne karışamaz. Karışmaz, çünkü bılimin kendme özgü bir kanunu olduğunu ve bir bilim kurumu olan Üniversitenin ancak o kanuna göre yonetilebileceğıni bilır. Üniversite ozerklığinin nedenı, özeti işte budur. Bir bilim kurumu olan Üniversite, bir kanunla para da olursa kurulabilır. Ama ya bilim! O hangı kanunla kurulur! Üniversiteyi kuran kanun bılımi de kurmava yeterli u Öıerkük acettepe t'nıversıtesi kuruluş kanunu. Üniversite özerkliğıni güven altına almıs olan Anayasamızı zedelemiş midir. bilmivorum. bu bir hukuk sorunurlur. herhalrTe Hacettepe Üniversitesinin hukuk doktoru pâyesi ile de müserref Rektörü bilir, ama bu memlekette gelismesi, ycrlesmeti uğruna bunca emekler harcanmıs olan sistemi varalamıstır Bundan dolavı sosyal CPrçeklrrine göre düzenlenmis MılH ESitim politikası olan bir memlekette amacı heüi ve sınırh bir yüksek okul denemesi yapı labilir ama, bir Üniversite dene j mesi nslâ... "»nt (1) Haeettepe ÜnirersHesi Rektörü, bn özelliktekt hünerini, anlasılan, marifet sanmış, çünkü Akis derrfsinin nsta yazarlarına grimularla hikâye etmis ve derji, snnma yazısında, bn hikâveyi bizim tekr.irlıvsmavacafcımız bir de yimle tanınlamıstır. (Akis, Savı 685, Sah. 3, 5 Ajtmtos 19fi7) Manisada yayınlanan Hürsöı gazetesi bir açık otnrnm « Tütün sorunu nedir? Tütün ekicisi somürülüyor mu?» II Belediye Nikâh Salonunda yapılan tartışmaya Adalet Parüsl katılamadı. Bu Adalet Partisi, Büyük Millet Meclisinde tütün meseleslnln konuşulmasıuı engelli.ven komprador partisidir. Manlsadakl açık otoıuma da gelmemiş: « Bizim yoğun çahşmalarımız bu gibi açık oturumlara katılmamızı engeller> diye bir de cevap yollamış. Vay eidinin partisi! Büyük Mecliste tütün ekJcisinin derdlni konuşraıyan ve konuşturmıyan bunlardır. Her ay 3S«» banknotu cebe atıp, sonra da sümürülen. horlanan, eıilen ekicinin dâvasına sırt çeviren bunlardır. açık tartışmadan kaçanlar bunlardır. Adalet Partill politikacılann «yoğun çalışmaları» neymiş? Ankaranın gece kulüplerinde viskiyi çektnek, knlis dedikodulanna çalçene katışmak, kokteyllerde ve ziyafetlerde büfeye hücum edip atıştırraak, seçim zamani oy almak İçin abdestsiz namaz kılmak. nutuk atmak. hâııı yağma'dan bir an geri durmamak, gobrk şişirme seferberliğindp en ön safta bulunmak... İşte budur Adalet Partili politikacılann yognn çalısmalarıT Sişkin cüzdanlarıyla boş virdanları aynı deriden Imâl edilntiştir bu politikacılann.. Eğcr bu zatlnrd.ı bir damlacık vazife duygusu olsa, ve eğer devlet hazinesinden aidıkları parayı bir nebzecik hak etmek için kaygı duysalar. tütün ekicisinin pcrişan haliyle ilgilenirlerdi. Ama zahmete giremiyorlar beyler! Ne Mecliste ele alıyorlar tütün dâvasını. ne de Manisada açık oturuma katılıyorlar. Çünkü mâlüm ya .yoğun çahsmaları» var!. Kıbrıs'ta soydaslarımızı kasap gibi öldüren Yunanlılann faşist cuntasını tanıraak da bu «yoğun çahşmalardan» birisi. Amerikan efendileri: • Tanıyınız'» demiş, tanımışlar. Yeryüzünde Yunanistanı birinci lanıyan devlet biz olmuşuz. Eloğlu Kıbns'tan askerini çekmez, aramızdaki anlaşraayı uygulamazken kimbilir hangi gizli pazarhguı hesabmda ve hangi oyunbazlıkta Kıbns Türklüğünün kaatillerinl tanımak için acele etmişiz. Baska ne gibi yoğun çalışmaları varmıs ki Adalet Partisi politikaeıları Manisaya kadar zahmet edememl«ler? Tütün sömürüsünü konuş, mak >orgunluğuna katlananıamışlar? Devlet memurlarınm yüzde Sfi'sı 50fl liradan az maaş alıvor. ve yıllardan beri personel reformu askıda.. Acaba memurlarm derdine bir çare mi düsünüyorlar AP liler? Acaba mcmurlann ve sürüm sürüm sürünen emcklilerin insan gibl yajamasını sağlıyacak bir çalışmaları mı var? Ne gezer! Simdi hangi göbekliye gidip torsannt, bir kasını lndlrip ötekini kaldırarak: Ne >apahm efendim para yok. bütçe müsait değil.. diyecekrlr. Köylünüıı. işçinin. esnafın. küçiik memurun derdine çare aranmca vallahi de billahi de para yoktur. Ama komprador kodamanın İJine gelince bir işaret parmağı uzanır. zile basar. ve sıppadak verir emri: Beyefeııdinin istediği krediyi hazırlayın, Fişmekân Bankasınm Inıum Müdürüne benim tarafımdan telcfon edin. bir de kota meselesi var. bana hatırlatın! yarın bizzat meşgul olacağım. Memurun yaşaması için para yoktur, işçinin nefes alması için para yoktur, ekicinin derdine çare olacak para yoktur, ama kompradora geldi mi sıra. çclsin banknotlar altmışaltılık iskambil kâğıdı gibi... 31 adet tütün ihracatcı firması işte bu sebeple devletin bankasından altı yüz milyon lira alıp domuz derUindcn cüzdana yerleştirip, ve sonra tütün ekicisinin karşısına çıkıp belini büker zavallı emekçinin.. tstanbuldaki sıram sıram yalılar. apartımanlar. sefahathaneler. kâsaneler, lüks gece kulüpleri, ikiyüz bin liralık arabalar, akıl almaz saltanat, dolce vita, yemekle bitmez milyonlar. Avrupanın. Amerlkanın jet sosyetesine parmak ısırtan hızlı hayat. Türkiyenin parasızlığından ve yoksulluğundan . Ne yapalıtn efendim fakir milletiz, fakir olduğumuz içindir ki herifçiojtlu on milyonluk villa yaptırıp damına da yüzme havuzu oturtuyor. parasız olduğumuz için tstanbulda haftada bir yeni gece kulübü açılı>or. yoksul bir millet olduğumuzdan kompradorlar Anadolunun zenginliklerini yabancı kapitaliste tezgâhlayıp milyon milyon üstüne koyuyorlar . Hepsi fıkaralıktan bunlann. . Istanbulda Ankarada izmirde rezaletin damskasında gobek şişirenler. tütün ekicisinin di\asıua neden ilgi göstersinler? Bu konulara eğilmezler onlar. . Küçük memurun beşyüz liradan asağı almasına da karıjmazlar. Amerikah dostlarıyla birlikte pahalı gece kulüplerinde ya hey çekip sonra da tütuııcülere haber gönderirler: Daha önemli işlerüniz var bizim. gelemeyiz! Türki>ede gayrimilli politika cerahatli bir yara gibi ijliyor. emperyalizra milletin belini bükuyor, tütün ekicisi de bu sömürünün içinde heiâk olmaktadır. •••••••••••••••••••••••••••uaja.ısşşuaıaa#«a*aa m m ı ı 10. Sayı Çıktı Nato Meseltsini Doğru Koyalım Türk Solu Örgütten Yanadir Türkij e'de Emperyalizmin Yeni Yöntemleri Dar Boğazlar Basit Yeniden Üretim Değer Kavıamı Üzerine. İstanbul Dağıtım: Fuat Büte Tel: 27 89 49, Ankara Umum Gazete Bayileri Kooperatifi. Ege Bölgesi Dağıümı: Orhan Özşişman, Izmir. Tel: 38 786 Anadolu Dağıümi: Sabri Özakar, Cağaloğluİstanbul 27 23 68 Cumhuriyet YARIN : Üniversitelerimize düşen ödev Yurt ve Dünya oiaylanna ışık tutan tek siyasî dergi EŞ KİŞILRR ZİN'CİRl... (Baştaki olay Adam) SÜLEYMAN DEMİREL Akbaba'nın yeni romanı: S I PA \azan: MUZAFFER tZGÜ i» 56. sayı çıktı % Devrim Stratejisi Üzerine Açık Oturum • Niçin Meciis'te Ziyafet? t A\har'ın İnönü'ye Cevabı • l'eni Çinin Ralkınması # Faşist İspanya Ne Durumda? # Emniyet Mü(iürlüeü'nde Bir Dayak Oiayı 0 Necdet Onur'un Tahliyesi. Cumhuriyet 69S Cumhuriyet 6S6 Inşaat Yaptırılacaktır AZOT SANAYİİ T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN: MEVLID Biricik sevçıli eşim, nnnemiz UOKTOK DEVLET OPERA ve BALESİ TEMSİLLERİ 27. Ocak. 1968 Cumartesiden itibaren Opera Binasında NADÎRE ERKSAL'm vefatınm kırkmcı gününe raslayan 24 Ocak 1968 çarşamba günü ikindı namazından sonra. Ankara Hacıbayram Camiinde azız rvıhuna Mevlidi Şerif okunacaktır. Akraba, dost ve arzu edenlerin teşrifinl rica ederiz. Eşi : İzzet Erksal Çocukları : t'nal Norman, Kemal Erksal (HAS: 222/687) T. Ziya Kırbakan Deri, 8 a v Te ZBhrevi Rastalıkları %1<.'t«h4«<ıi«ı tıtlklSI Carl Parm^kk»pı No 56 Tel l 44 10 73 VEFAT Bireclk eşrafından merhum avukat Fazıl Kemal Sözmen ve Nefise Sbzmen'in sevgili oğulları, avukat Nejat Sözmen'in kıymetII eşl, Fazı! ve Yalçm'ın babaları, Seyitler «Ilesinin daroadı, Nihal Sözmen. Nigar Alaca, Nevin Osmanoğlu tlhan Sörmen ve S«vim Mermerclojlu'nui) a|abeyleri Nlhat Sözmen'in »mcaz«de ve Ahmet Denlz'in dsyızadelerl, Hasan Sözmen, Selâhıt tin Alaca, Sabrl Osmanoglu, Bft*n Mennercloğlu"nun kaymb! raderleri, Hasan AlilwkâM. Dr. Orhan Kavçııt'un bacanak l«n, SBsmen. Mlrkelâm ve Mlr. Kelâmojîlu allelerinln «mcazadeleri. Tiearet Bakanlıgı, Dış Tlcaret Dalresi mensuplanndan 1 11.000.000. (on bir milyon) muhammen bedelli Samsun Sun't Gübre Teâsleri çelik depolan inşaata, birim fiat esası üzerinden ve mahdud müteahhit arasında dâvet şeklinde, kapalı eksiltmeye çıkanlaeaktır. 2 Inşaat müddeti takriben bir sene olup isteklilerin: En az bir defada benzeri bir tesiste (400) tonluk çelik inşaat yaprnış v« teslim etmiş olduğunu tevsik eden belge vesair refaranslarmı, b) Banka kredi referan» mektuplarau c) Montaj için gerekli en az: 1 adet 25 tonluk gezer vinç 2 adet 500 lt Uk betoniyer 1 adet agrega yıkama eleme tesisl 3 adet vibratör adet satıh vibratörö vesair husust teçhizat!, mukaveleye e s u teşkfl «tznek üzere, bclirtir teçhizat bcyannameaini, d) Mevcut ve istihdam edilecek teknik personel beyannannesini, •) Müetaahhitlik kamesi suretinl, Dilekçelerine ekliyerek engeç 30 Ocak 1968 sah günü saat 17.30 a kadar Haberlegme Müdüriügümüze posta İle vey» bizzat teslim etmeleri gerekmektedir. 3 Azot, bu 1} için yeteıHl gördüğü miiteahhitlere, dosya almaları ve eksiltmeye lstirak etmeleri hususunda aynca dâvet mektubu gönderecektir. tdara müteahldtlere dâvet mektubu göndermeraekt* serbeorÜr. «) KAYIP Pasomu ksybettinı. HOkümsOzdür. Mvktedlt Sunnı Cumhuriyet «85 » • ••• • • • • • • ••»• • » •»•»o»• • • • • • • • • • • • • » » • • • • • • • » »» • •• »» »» »» • • • • • • • • • • » [ MİLLÎ PITANGO Yine Setvet Yağdıracaktır. i i Evet, YARIN, Milî Piyango Çekilecektir. İ Yüzbinlerin, on binlerin sahibi olmanızı dileriz. <> »»»••••»•»»•••••>»•••»•••»••»» YARIN 24 OCAK'. YARASA (üperet 3 Perde) Not : Biletler 23. Ocak. 1968 tarihinden itibaren Opera ve Büyük Sinemadaki gişelerimizden temin edilebiür. (BMtn: 10640 A. 44S/RRS; J. STRAUSS NEJAT SÖZMEN 21 Ocak 198S günö Ankarada Hakkın rahmetlna kavu$mu( • tur. Cenazea! 33 Ocak 1M8 8«lı gOnfl 6ğle namazım mOtcakıp Şl?ll camlinden alınarak Zinclrllkuyu mezarlıjına defnadllaeaktir. Tanrı nhmet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear