Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE DÖRT 21 Ocak 1968 CTJMHUKtYET ^933 ' lerde şiir alanında verimli ve güçlü bir hava esiyordu Yaşar Nabi Yazan: BAKI SUHAEDIBOGLU nında dokumuştur. Bır Cahıt Sıtkı Tarcanı, bır Ahmet Muhip Dranas, bir Fazıl Hüsnü Dağ (arca. bır Orhan Velı Kanık hep ou tezgâhdan geçmıslerdır Ya ar Nabi'nin bır şairdergı sahıbı Jİarak Turk edebivatına hızme • bu bakımdan çok büyüktur. 1 Yaşar Nabi, bu alandaki hıznetlerini son onbeş yıl ıçıı.de i a h a da genışletmış. kurdupu Varlık Yayınevı ile her türde yüzlerce telif, tercume eser yavınhyarak T ü r k i y e ' i i n okuma seferberlığine ve eğıtım zevkıne daha büyuk olçude v a r a r h olmuştur. Başta kendisi olmak üzere, •ıeş on kişilHc b i r kadro ile basardığı bu ışler, Mılli Eğitım Bakanlığını kıskandıracak, imrendırecek bir nitelığe yükselmıstir. Onun ıçın yazdığım su satırları burada tamamlarken, şaırliginden bır hâtıra olarak tek bır örnek, sevdiğım bır örnek vermek ıstiyorum Fakat ufnklanm ne (ün ne ay aşıyor, Dalgalar bulutlardan inmıyor bn deniıde, Bekliyornm, fırtına dinmiyor bn denizde, Bu denizde en ıssız karanlıklar yasıyor. Ve ben simdi avdınlık sabahlar beklivorum. Ümidi yelken s;ibi açarak bir çemiye Sonsuz mesafelere doira aVıl"îa»n dive Bir gflıel KÜn, bir sükfln, bir b»har bekliyorum. cecik, zayıf, uzun boylu, gözlüklü adam, âdeta yemez içmez dünyaya sırf yazı yazmak için gelmiş bir ma 19331934 yıllarında edebiyatıkine midir, nedir? uzda hissedilir bir kalkınma, özel îkide bir odaya girip çıkan ellekle şiir alanında verimli, güçlü ri matbaa mürekkebi ile kararmış ir hava esiyordu. mürettipler, mürettip yamakları öŞimdi hepsi de ellisinden yukan nündeki kutudan sahife sahife yaaşta olan Ahmet Muhip Dranas, zı ahyorlar, hiç bir şey söylemeden âzıl Hüsnü Dağlarca, yaşasaydı onlan dizmek üzere mürettıphaneye da, o yaşlarda olacaktı Cahit ıtkj Tarancı, Şevket Hıfzı (Rado). götüriiyorlardı. amit Macit Selekler, Feridun FâYaşar Nabi, hem benimle konuıl Tüîbentçi, Reşat Cemal Emek şuyor, hem de yazılanna devam ıbi şairler, Yaşar Nabi'nin Ankaediyordu. Ben arada bir: ida kurduğu Varhk Dergisi'nin et Sizi meşgul ediyonım. bana »fında toplanmışlar, kendinden ev müsaade ederseniz, diye kalkacak el gelenleri dev adımlarıyla aşan olduğum zaman, hemen gözlerüu eni şiir örnekleri venneye başlayazıdan kaldınp: ıışlardı. Hayır, hayır .. Ben böyle çalışı Varlık Dergisi çıkmağa başladığı rım; biraz beklerseniz şimdi yazıla ıllarda ben Antalyada bir lise öğrımm sonu gelecek diyordu. Bir amcisi idim. Yaşar Nabi'nin der ralık, Ankarada kimlerle tanıştığıısine şiirler yolluyor, kendisine mı, şair ve yazarlardan kimleri gör lektuplar yazıyor, merakla cedüğümü sordu ve hiç beklemediaplannı bekliyordum. ğim bir anda, kendisi hakkında şuO zamanlar bir bankada çalışan rada burada dedikodu yapılıp yapıl e tek başrna Varlık Dergisini çımadığını öğrenmek istedi. aran Yaşar Nabi bir yığm işi ara O zamanlar Ankaranın îstanbul nda bana üç beş satırla da olsa Pastahanesine, Ankara'nın bütün efcruplar yazıyor şîirlerim hakşair ve yazarlan devam ederdi. Ben Lndaki fikirlerini bildiriyor, beğen de birkaç kere bu sevimli yere Yaklerini yayınhyor. beğenmedikşar Nabi'yi görmeden evvel uğrarini de sonradan bana tenkit etmış, Sadri Ertem, Nahit Sırn Örik, ek üzere saklıyordu. Daha yüzüAhmet Muhip Dranas, Feridun FâJ görmuş, kendisiyle tanışmış de . zıl Tüîbentçi gibi ünlü kişileri taİdim. nımıştım. Gerçi bu tanıdığım şöh retler, bir dergi sahibi ve az çok 1934 yılınm yaz aylarında Ankahırslı bir şöhret arayıcısı olarak Ya ı'ya gitüm. llk işim Yaşar Nabi'ye şar Nabi hakkında dedikodu yap|ramak oldu. O günlerde çalıştığı mkadan ayrılmıs Hâkimiyeü Mil mıyor değildiler. Fakat bunlarm hepsi zararsır dedikodulardı. Hele ye (Ulus) gazetesine girmişti. Carahmetli Nahit Sım örik, özellikştığı odada rahmetli Nurettin Arle ortak olduğu Varlık Dergisinden tm (toplu iğne) ve Hikmet Girayaynldıktan sonra Yaşar Nabi hak1 birlikte oturuyordu. Beni gayet kında tıpkı dantelâ örer gibi tatlı âzik, sâkin bir tavırla karşıladı; tath dedikodular yapıyordu. Genç lasastnın yanmdaki sandalyaya 0şairlerden bir kısmı da, şiirlerini ırttu. Varlık'ın arka sahifelerine attığı Yaşar Nabi, çahsüğı gazetede için genç patronu çekiştirmekten kralar yazıyor, tercümeler yapıgeri kalmıyorlardı. Başlıca dedikoordu. Fakat onun asıl işi, tutkudu konusu, Yaşar Nabi'nin dergı1 Varlık Dergisi'ni 15 günde bir ye israrla başmakale yazması, seviç aksatmadan muntazaman çıkar diği şairlerle sevmedigi şairler ara ıaktı. Bunun dışmda şiir yazıyor, sında kendi ölçülerıne gore tarafiyes yazıyor, inceleme ve seyahat itapları hazırlıyordu. Hemen he girlik yapması idi. len boş bir dakıkası yoktu. Kendi Birkaç saniye düşündükten sonenditne bir an düşündüm: Bu in ra kesin ve inandırıcı bir ifad» ile: Hayır, hakkınızda dedikodı. yapanlara rastlamadım, yapsalar ds ne çıkar, şöhretli insanlarm arkasından çok söz söylenir diyecek oldum. Yaşar Nabi bir aralık kâğıdı ka lemi bıraktı, derinee bir nefes aldı, hissettirmiyen bir öfke ve kırgıc lık içinde: Ben hepsini bilirim, onlar ded kodu yapmadan rahat edemezler dedi. Edebiyatımıza, şiir kapısmdan «Yedi Meş'aleciler» le birlikte gı ren Yaşar Nabi ilk yıllarda 1928 den bu yana Kahramanlar, Onar Mısra, Üdmiz gibi şıır kitaplan yayınladıktan sonra, zamanla bü tün edebi türleri denedi. Roman yazdı, manzum destan yazdı, in celeme ve gezi kitaplan çıkardı tercümeler yaptı, makaleler, fık ralar yazdı, kısacası denemedıği tur kalmadı. Hattâ siyasî makaleler bile kaleme aldı. Zannımca genç yaşında şöhretin kapılarını zorluyor, çok kısa zamanda mem leketimizin her yermde, her yonuyle tanınan bir isim olmak istiyor. Fakat zaman zaman denediği bu türlerin hiç bırinde israr etmedi. Onun en büyük israr ve inadı ki çok inatçı bir mızaca sahiptir bütün gücüyle kendını Varlık Dergisi'ne baglamak oldu. Tam otuz beş yıldan beri hiç aksatmadan çıkardığı Varlık Dergisi ile Yaşar Nabi'yi ben, bir zamanlar çıkan ve 50 yılhk BEKLtYORUM En güzel rüyaları andıran ençinlrre En genis ümitlerle açılmak istivonım. Gözlerinin içinde bilmediğim bir yere Günlerce gitsenı, çitsem ve dönmesem diyorum. ZİYA OS1VIAN SABA 8 9 10 111213141516 YAŞAR NABİ la yaşatabılmelerıdır. Varlık Dergisi, tıpkı Servetı Funun gibi edebiyatımıza birçok şaır, hıkâyeci, eleştıricı ve denemecı kazandırmıştır. Hatta bıraz ilerı gıderek diyeceğım kı, Varlık Dergisi çıkmasaydı, bugün her biri ayn bir söhret olan şair ve yazarlanmız kendi istıdat ve kabiliyetleriyle baş hıkâyelerını, makalelerini ister, onların tanınması ve sevilmesı ıçın bır bırlerıne veyahut daha yaşlı yazarlara tenkıtler vazdırır, kısacası edebıyatımızın pazannı hareketh ve canlı tutmasını bılırdi. Gıinümüzde ısmini duyduğumuz genç ve orta yaşlı şaırlerın hemen hepsi Varlık Dergisı'nın sahifelerı arasından doğmuş, ün yapmış ve hâlen pek çoğu da ona bağlı kalarak bu eskı ve vefalı ilk göz ağrısından aynlamamıştır. Hiç şüphesiz Varlık Dergisi bellı başlı bır «Edebl Okul» aracı değildi. Ama bir değil, belkı de bırkaç edebî okul onun sayfalan arasında kendilığinden kurulmuş, yeni Türk şiiri en güzel, en uzun ömürlü olacak örneklerini onun tezgâ «Edebiyatımıza Yaşar Nabi'den herhalde çok şey kalacaktır» bir ömre sahıp olan Servetı Funun Mecmuası'nın başyazarı ve mes'ul müduru Ahmet Ihsan' a benzetınm. Fakat hemen soylemelıyıtn kı, Ahmet thsan'dan edebiyatımıza hıçbır >>ey kalnıamıstır; ama Yaşar Nabi'den her halde çok şey kalacaktır. Ancak bir bırlerine benzıyen tarafları bir dergiyi inatla, sabırbaşa kalacaklar, büyük kıtlelere mâl olamıyacaklar, daha doğrusu Yaşar Nabi'nin israrlı. titız ıstek ve takiplerinden mahrum bulundukları için bir saman âlevi gibi sönüp gıdecekler dı. Çunkü Yaşar Nabi, kıymet verdığı, istidat ve kabiliyetine inandığı genç arkadaşlarına mek tuplar yazar, israrla şiirlerini, Dişi Bond MOOESTY BLAISE ELll/VAri.* 1 Ü M C*fLA£l l'yı" TAMlEtM^ C >\ 1 fi" BUf&JA ( tİLJ 1 •*iHÖ İi 1 vi 1?*« 06 25 06 30 07.00 07 05 07.30 07.45 07 50 08 00 08 15 08.45 09.30 10 00 10.30 10.35 10.55 11 00 12 00 12 20 12 30 13 00 13 15 15 00 15.10 15 30 16 25 16.00 16 45 17.00 17 05 17 20 17.50 19.00 19 35 Garth 19 40 20 00 21 00 21.10 21 25 21 45 22 00 22 45 23 00 24 00 Acılıs. Droeram Gunavdm ı l ) Kove haberler Gunavdın (2ı Haberler ve hava durumu Isıanbulda burun Ilârüar ve haiıf muzik Ovun ha\ aları Cesıtli muzik Istekler Cocuk saati Ara haberler. ilânlar Bili tHMer misinÜJ ' " Saz eserlcri , ~ , ; ^ ( , r rjr,.^ Hafif muzik Konser vavınj Gecen hafta Hafıf muzik. ilanlar Yurdun S. K. Korosu Habreler Reklâm Droaramları Ara haberler. üânlar RızaRıtten sarkılar Pazar konserı Karısık sololar Sarkılar ve saz eserler! K Ko'da«tan türküler Ara haberler. ilânlar I Sıral orkestrası Cesitli Turk müzıSi Reklâm orotrramları Haberler ve hava durumu Hafıf müzık Kentten kente Hafta sonu 24 saatin olavlart. ilanlar S.Ersözden sarkılar Soor dereisi R Sonmezocaktan sarkılar Reklâm programları Haberler Plâklar arasında. SOLDAM SACA: 19 Ocak 1968 d e ölen Mılli Mücadele kahramanı ve A!a türkün sınıf arkadsışı Orgeneıalimız. 2 GorünJugu gıbı. Temiz yürekle. 3 Huyüklenmız ve onların büyükleri, bir seyı yapmak için söz verme, cıldı yumuşatmak için ıtullanılır. 4 Sefır, Güzel San'atların tümü. bir sıfat takısı, Başka. 5 Cnvan, Boş inanç. fl Mekanda veya duşüncede yer alan. Pullu imzalı hesap pusu'ası, ırmak ve deniz kıvılarında bulunan ufak ve sert tanecıkler 7 Unsur, bır topluluğa gır anlamında bır emır. 8 Alına.n parasımn en kuçuk parçası, asker, yan yana ve art arda dııran $eylerın topu. 9 Sonuna bır lıarf gelırse olabılırlık anUTıına gelır. yabancılar gırmesın dıye bahçe duvarlarına konur. 10 Demır yolu katarı, kalın kumaş, duman kırı. 11 Kımyevı enerjıyı elektnk enerjısıne çevıren cıhaz, adam soyan, belirtı 12 Bağışlama, vazıt. anlam vükletılen. 13 Üstun eser, hemcınsının en iyısı, sı : ometrenın kısaltılmışı. 14 Ba$:na Dir harf gelirse gıysının boyun kısmı olur, değıştırme, başına bır barf gelirse yüksek ve silindir biçU mi yapı olur. 15 Tersınden okunursa Alşımı olur, sonuna bır harf gelirse belirlı bir zamanı olan anlamına £elır tersınden okunursa göz anlamına gelır. 16 Zırhlı araçlara karşı kullanılan sılâh (ıkı ısım> YUKARIDAN AŞAĞ1YA: 1 Tanzımat devrı yazarların dan olup Molıere'den adaptelert ile ün yapmıstır 2 Bır nota, Mınarenın üzerinde hılâl bulunan en yüksek veri, bır kadın adı. 3 Hastalara verüen kjm' yevî madde, cısımlerı aydınlatan ışığın görme duvgusunda meydana getırdıfii etki, Aretme. 4 Lâmbada bulunur, Kul lanma suresi, bır hirfın okunuşu, Manganez'in «mpesı. 5 Sonuna bir harf geltrs» benzer olur, ufuklar. başkanhk 6 Bır renk. Akan yıldız. Macarıstanın başkentinin son yansı, Nâzıler zamanında Almanyada hususî yetiştırilmış askerlerın kollarında veva yakaldrmdskl ısaret. 7 Bir din kıtabı, bır çesıt el ilânı 8 Z^rflarda olur, tbre'nin yansı. 9 lsmın ustası. Mineli. Fakat. 10 Gnrp. hısım, emır veren. 11 Yabancı, tersinden okunuraa bır renk olur, tanık göstererek dogrusunu meydana çıkarma. 12 Bır nota, Memleket, benzeri 13 Vıldızlara verilen oır ödül sıcak hale gelmek, TerMnden okunursa bır harf olur. 14 KötuKıkte yardım etme, bazılan Cızümü çöpüyle bunu da Kapıyla yer. 15 Soru zamiri Panayır, başına bır harf gelirse Htp bulunan olur, tersınden okunursa şehır olur. 16 Müsiümanlarca kutsal sayılan su, yankı yapmadı. W1LL1AM SAROYAN 15 «Sekiz yaşında gazete satıcılığına başladım.» «Aşağı yukarı kırk yıl önceydı herhalde.» • Mumkündur.» •Ama hâlâ demir gibisin maşallah.» •Öyle gösteriyorum ama, pek farkında değilim, bildiğım yok hiç. Dün gecem çok kdtü geçti. Şimdi de ağzımdaki bütün dişler sızım sızım sızhyor. Hepsi de çürüdu gahba. Yıllar oldu. çurüdüler.» «Dışler adamm katilidir valla'i. Ağzımda köprülerden dolgulardan geçılır gibi değil benim de. Şey, bırşey soyleyebılir mıyim Yep9> •Ne gıbi?» «Küçuk ajTintılar üzerinde durup da Allah aşkına hır gür çıkarma sakın. Rol dağıtımıydı, müzıkü falan fılan, nasıl olsa kendiliğınden yoluna girer.» «Oyunun gerektirdiği şeyleri istemek hakkım değil mi?» «Tabii canım, ben de o konularda yardımcınım se nin. Ama sen az buçuk deli bozuklardansındır. Seni yakından tanımayan birileri, yüksek perdeden konuşmalanna bakarak kızmış, küplere binmişsin sanır. Nerden bılecekler asıl kişiliğini? Sonra seni ıyice de tanımıyorlar. N'olursun alttan al biraz, yumuşak ol. Boyle diyorum diye de aptaldan sayma beni sakın. Bilirsin, eski arkadaşınım. Arada düşmanlık değil. ba ri8 olsun, dostluk olsun istiyorum.» «Ya'u, benim yüksek sesle konuşmamda "bir sakınca yok ki. Dobra dobra konuşuyorum, hepsi bu. Açık seçik konuşmazsan karşındaki ne dediğini nerden anlasın! Nutuk atmıyorum ki, her zaman böyle konuşurum ben; iş konusunda da, çalışırken de, sanat tartışması yaparken de..» •Ama toplantı salonundan da duyuyorlar şimdi seni.» «Duysunlar, n'olacak! Burda değil miyim yani? Tâ San Francisco'lardan kalktım geldim. Fısıl fısıl mı konuşayun? Olmaz öyle şey. Ben alıştığım gibi konuşurum. Duyarlarsa n'olurmuş ki?» «Kızdın. küplere bindin sanırlar. Herhalde farkındasındır Yep, yeni yeni kuşaklar geliyor üstümüze; gelmeleri bir yana, onlardan önceyiz diye de burun kıvınyorlar bize. Soğuk duruyorlar. Bıtti, tüken di artık, gözüyle bakıxorlar. Tabıi, sen aldırmazsın boyle şeylere, ben de biliyorum bitmiş, tükenmiş fa lan değüsin..» «Yaşa. Nerdeyse üzüm üzüm üzülüyordum ben de.. Piper ağız dolusu güldü. «Neyse...» dedi. «Bu kadar traş yeter herhalde. Ashnda benim derdim kendime yetıyor. Yâni bızimki ile demek istiyorum. Ben senin mutlaka önümüzdeki bir programda yer alman gerektiğini savundum. Berikiler hem çok para ister, hem de dert açar başımıza dediler senin için. Yola getirene kadar göbeğım yarıldı. Sana da sâkin ol diyorum bu yüzden. Evet. Böyle olsun istedim. nedenini de soyledim. World Alhe'ın sana ihtiyacı var, hepsi bu. Belki bu bir ku mar ama, olsun! Ben, senin güçlü birşey yazacağma inamyordum, nitekim öyle de oldu. Hadi, gırelım!» Toplantı bir saatten fazla sürdü. Yep, oturduğu yerden öylece aptal aptal söylenen leri dinledi. Can sıkıntısından ölme raddelerine geüyordu nerdeyse. Iki üç lâf etti, oturdu, yalnızca dın ledı konuşulanlan. Piper'la kendisinden başka dört erkek. iki de kadın vardı. Iki erkekle kadınlardan bi ri az sonra çekip gittiler. Toplantıya katılan herkes okumuş yazmış takımındandı, büyük üniversitelere gitmişlerdi. Hele bazılan lngüiz, Avrupa kolejlerinde de eğıtilmişlerdi. Hepsi de mutlu kişilerdi işte. Yani donuk, kuramcı, tutkusuz ve vurdumduymaz. Yep, onlara bakıp: •Bir dümen tuttunnuşlar, gidiyorlar...» diye düşündü kendi kendine. Toplantıdan sonra vine yürüye yürüye oteline dondü. Odasma çıktığmda uiacık tefecik yaşlı İrlandah oda hizmetçisini daha çalışıyor buldu. Kadıncağız onu görünce işini hızlandırmaya koyuldu: •Acele etmeyin lutfen..» dedi, masasına gitti otur du. O arada kadın süpürgeyl hahnın üzerinde bir iki gezindirdi çabuk çabuk. i?ini bitirip çikarken yumu DÜNYADA BLR GÜN Çeviren: T A R I K D U R S U N K. Yep. San Francisco'dan gönderilen postayı gozden geçirdi: Faturalar, okurlardan gelmis mektuplar; lise öğrencilerinden, öğretmenlerden, şundan bun dan. Üniversitenin biri de bir konuşmaya çağırıyordu onu; konu, yaratıcı yazarhk ustüneydi; 250 dolâr teklif ediyorlardı. Yatağa uzandı, gozlerini yumdu, Yan uykuda yan uyanık Zak'ı, Zak'm babasının kaysı şeftali bahçelerini hatırladı, derken telefon zır zır etti. Temsilci Larry Langley'di: «Inşallah uyandırmamışımdır sizi?» «Yok, hayır..» •Gelecek çarşamba saat onda Zamlock'ın bürosunda buluşmaya ne dersin?» «Bugüne n'olmuş, çuvala mı girmiş?» •Belki oyun üzerinde şöyle bir düşünürsünüz demiştim de. Meselâ bir iki yerini düzeltmek gerekir: Başmdan, sonundan ya da ortasından bir yeri. Verdiğimizde her şeyi noksansız olmalı.» «O da neden?» «Eh, bunlar iş adamı, tâcir hepsi. Paralarımn nereye, nemene bir şeye yattığmı sıkı sıkıya bılmek isterler.» «Niye herifi bugün aramıyorsunuz da tâ çarşambalara bırakıyorsunuz?» «Düşündüm ki.. > • Siz telefon etmezseniz ben edeyim istersenit. Seve seve yaparım bunu.» «Yok, yok. Sakın ha, n'olur! Bırakm, herşeyi biz hallederiz. Bugün olmasında bir sakınca yok mu size göre?» «Olsa ille diye niye direteyim değil mi?» «Ben, siz Zamlock'la karşı karşıya gelmeden önce iyıce bir düşünür taşınırsınız dıye kurmuştum. Ayrıca şunu da söyleyeyim. bunca yıldır temsilci lık edenm Zamlock'un hazırladığı şimdiki gibi bol ke seden bir duruma hiç rastlamadım.» «Ne durum hazırladığı bilmiyorum tabiı. Ama mutlaka karşı karşıya gelmek istiyorum onunla..» «İnanm bana, müthiş bir durum ..» «Bakın, bu tür konuşmalan dün yaptık sizinle. Sizi pek ilgilendiriyor olabilir, fakat benim umurumda değil. Ben buraya bu adamla buluşup konuşmaya geldim, arada sözleşmenin maddelerini ve fiyatı da halletmemiz gerek. En iyisi, siz bulun onu bana.» «Şu anda bürosunda mıdır, kestiremiyorum. Ama bir arayacağım. Şehir dışına da çıkmış olabihr.» «Eğer öyleyse, arayın bulun. İki aydır New York'a geleyim diye yalvarıp duruyordu. Nerdeyse atlasın gelsin o da.» «Bır bakayım, sonra yine sizi ararım.» Yeniden gozlerini yumdu. fakat bu kez ne kaysı ağaçları vardı, ne de şeftalner lik dönemlerıne doğ ru gıtmışti. K?ç yaşındaydı? Sckız falan anca. Neresiydi? Bir gelincik tarlası. Her yer gelincıklerle dolup taşıyordu, arada obür yaban çıçeklen yama gibi duruyorlardı, mavili, beyazh, kırmızılıydı. Kız kardeşlennin en küçüğu on on dört yaşlarında an ca vardı o, iki candan arkadaşı biri Asur'lu bir kızdı, obürü de uzaktan yeğeni oluyordu onu da aralarına almışlar; yalnız onu mu? Asur'lu kızın küçük oğlan kardeşi Joe da vardı yalnayak başı kabak sabahın erinde yürüyorlardı. Kızların fikri; gtlıncik toplamak, topladıklarını demedi üç beş ku ruştan satmaktı. Oğlanlar. kızlara hem yoldaşhk edıyor, hem bır yandan gelincik toplamalarına yar dım ediyor, bır yandan da kazasız belâsız evlerine donmelerini sağhyorlardı. Bu toplayıp satma fikri de, gelince tarlalarmda dolaşırlarken ansızın kızlar dan çıkmıştı. Kızlar güle oynaya Cahfornia şarkılan tutturmuşlardı. Hoplayıp zıplayanı bile vardı. Bir araya gehyorlar, tıpkı fılimlerdeki gibi şarkı söyleyen kız lar korosunu taklit ediyorlardı. Joe da onlan taklit ediyordu; Yep, gülmekten kınlarak gelincik tar lasının tam ortasına düşüyordu. Dünyada sabah ol maktaydı, güçlü bir aydmlık her yani sarmıştı; bütün renkler capcanlıydı, vahşi gelinciklerden iç ba yıltıcı bir koku havaya yükseliyordu. Onlaruı her biri acaba nerdeydilpr şimdi? £VET.. AMA S M E KlİMSİMf MF ?«••" Tifffany Jones [TJFFANY JONES ÎSTANBUL IL RADYOSU 09.55 Acılıs ve proîram 10 00 Dıskoteklerımızden 10 30 Karısık sololar 1100 Sevılen sesler 1130 Akordeonla melodiler 11.45 Valsler ve DOİkalar 12.00 Melodi dizisi 12 30 Koncertc) jaaU 13 00 Hafıf muzik 13 30 San soloları 14 00 Cesitli muzik 14 30 Sonat saatı 15 00 Caz muzıği 15 30 Gencler ıcın 16.00 Pazar konseri 17.00 Cav s&atı 17.30 Kücuk konser 18.00 Genclere muzik 18 30 Senfonik muzik 19 00 Hafıf muzik 19 30 Aksam konseri 20 15 Genclenn sevdıkleri 21 00 Üıüu ses sanatcıları 21 30 Dunvanın dort bucaemdan 23 0 23 30 24.00 00 30 0100 22 00 Tatıl aksaraı 22.30 Gece konseri Kaoanı* için Caz saatı Hafıf sarkılar Istanbulda eece varısı Hafıf muzik Frouram ve kaDanıs ANKAKA 06 25 06 30 07.00 07 05 07.30 07 45 03 00 08.10 08 30 09 00 09 20 10 00 10 05 10.25 10 45 11.10 11 15 12 00 12 20 12 30 13 00 13 15 13 30 14 00 14.15 15 15 15 20 15 35 15 55 16 25 16 40 16 55 17 00 17 30 17 50 19 00 19 35 19 50 19 5î 20 15 20.35 21.00 21.10 21.25 21 45 22.10 22.30 22.45 Acılıs. Droeram Gunavdın II) Kove haberler Gunavdın (2) Haberler ve hava d u r u m u Sabah muzıei Ankarada buffun O\un havaları Dmlevıcı ıstekleri T. ToDerden sarkılar Dmlevıcı ıstekleri Ara haberler ilânlar MaSazin S. Erorhandan türküler Levleeın ömrü Bizı dinler misinlz? Dilekleriniz Sectiklerimlz Gecen hafta Hafıf muzik Yurttan sesler Haberler Hafıf muzik Sarkılar ve O. havaları Ülkeler ve cocukları Reklâm Droeramlan Ara haberler ilânlar Ovun havaları Sarkılar CesitH müzik Ü Yöriikosludan türküler Hafif müzik Ara haberler. ilânlar Tncesaz Ocakbaşı Kekîâm Droeramlan Haberler ve hava durumu M Candan turküler Bilsi kösesi Sevilen scsler M Sarvasardan îarkılar Fransadan müzik 24 saatin o l a v l a n . HSniar 4sık Vevselden türküler Soor dereisi Bir bestecimlz v a r Müzik dünvasından haberler Yerll orkestralar Haberler İ L ÂN PTT Genel Müdürlüğünden Teşkilâtımızda çabşmak üzere 29 Ocak 1968 pazartesi günü saat 14 de test ve mülâkat usulüyle yüksek tahsilli personel almacaktır. Lisan bilenler tercih edilecek, çalışmalannda başarıb olanlar dıj memleketlere de gönderilecektir. İsteklilerin kanunî nitelikleri haiz, askerliğini yapmış, 35 yaşını bıtirmemi^ olmaları, 27 Ocak 1968 cumartesi günü mesaî saatd sonuna kadar Gene! Müdürîük Personel Dairesine müracaatları lâzımdır. Fazla bilgi 10 62 42 numaralı telefondan ahnabilir. 'Basın: 10378 A. 278/618) Istanbul Kandilli Rasathanesı Müdürlüğünden 1 Kandilli Rasathanesi Danjon Astrolabı binası inşaatı işi 2490 sayıh kanun hükümlerine göre açık eksiltme usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Işin keşii bedeli 29.000. liradır. 3 Eksiltme Vaniköy'ünde Kandilli Rasathanesi Müdürlüğü binasında toplanan thale Komisyonunda 26/Ocak/1967 cuma günü saat 14.00 de yapılacaktır. 4 Eksiltme şartnamesi ve diğer evrakı Kandilli Rasathanesi Müdürlüğünde görülebilir. 5 Eksiltmeye gırebilmek için isteklilerin: A 2175. lıralık geçicı teminatını herhangi bir mal sandığma yatuarak makbuzunu komisyona ibraz etmesini» B 1967 yılına ait Ticaret Odası belgesini, C Müracaat dilekçeleri ile birlikte verecekleri, eksiltmeye çıkarılmış ulan ış tutaruıın yansı kadar bir işın kabuiünü yaptırmış olduğuna dair iş bitırme belgesini ibraz suretıyle VUâyet belge Komısyonundan alacaklan yeterlik belgesını Komisyona vermeleri lâzımdır. 6 Yeterhk belgesi alınması için son müracaat 23/OcakA968 salı günü mesai saatı sonuna kadardır. Telgraf la müracaatlar ve pottada vâkl gecUaneler kabul edilmez. Keyfiyet ilan olunur. Tiirkiye Smaî Kalkınma Bankası A.Ş.'nden K:sa bir müddet evvel satışına başlanmış olan Mensucat Santral T.AŞ. nin B tertibi tahvillerinin tamanu tasamıfçu şehıslara ve müesseselere satılmıştır. Mensucat Santral T.A Ş. tarafmdan, yeniden üıraç edilmlş bulunan C tertibi 5 milyon liralık; hâmiline muharrer; % 12 faizli ve 5 sene vâdeli tahvillerin satışına 15 Ocak 1968 tarihınde başlanmıştır. Bu tahvillerin tahakkuk etmiş faizlerile, resülmal itfa b«dellerinin vâdelerinde ödenmesi Bankamızca garanti edilmiş olup, gişelerimizde ödenecektir. Tasarruflarını değerlendirmek isteyenleıin, BankamU Kay 33 00 Gece konseri