25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 Ocak 1968 ClT]VIHTIKtTET SAHİFE ÜÇ ABERLE R llilllilllllll illillll I'IIİİIT talıııriye/çiler, Inıam'ın bir KAHtRE, (a*. Radyolar) | rtadogn Ajaıtsı, San'a kayI naklı bir haberinde, Imam Bedr'in Bakanlanndan Ahmet Nasr El Siagi'nin San'ads Jdam edildifini bildirmektedir. Yemen'de yeni çatışmalar Ajans, Siagfnin, Yemen'in Batı kesiminde kıralcı kuvvetler» komuta ederken yakalandığını ve askeri bir mahkemece yargılandığım belirtmektedir. • Bu arada Cumhuriyetçi Yemen Içişleri Bakanı Albay Abdullah Bereket, Ortadoğu Ajansınm San'a muhabirine verdiği demeçte, «bir Yemen rırhh birliğinin, cuma günü San'anın kuzeydoğusund'a başkenti bombalatnak için yerleştirilmiş büyük bir topu imha ettiğini» söylemiştir. «Arapların Sesi» Radyosunda yayınlanan bu demecinde Albay Abdullah Bereket, Yemen zırhlı araçlannın, toptan başka makinalı tüfeklerle cephane taşıyan bazı kamyonlan tahrip ettiğini belirtmis ve «Topu knllanan askerlerin bepsi. kiralık askerlerdi. öldüriildüler» demiştir. Cezoyir tanın Panoraması "Ne siyasi İMehmet Barlos | nede ikfisadi demokrasi,, Ortanın Solu ve NATO diyor S C CEZATÎR, ( M . ) ezsyir Ulnsal Knrtnlnş Cepbesioin orfanı olan «Revolution Africaine» gazetesi, Cezayir'in demokrasi çörüşünü açıklayan yazısında özetle söyle demektedir: «Cezayir siyasi demokrasiyi de (Batı demokrasisi), iktisadi demokrasiyi de (komünist demokrasi) reddetmektedir. Cezayir bu iki demokrasi (tıiçimini, halkmın geleneklerine ve felsefesine uygun kılığa sokarak uzlaştırmaya çalışmaktadır ve bunu yaparken yabancılardan tavsiye kabul etmiyecektir.» «Revolntion Africaine» gazete ei, Cezayir'de demokrasinin nasıl olacağını ilk kez açıkladığ) bu yazısma söyle devam etmektedir : «Bizler, devrimci ve Cezayirli olarak, hiç şüphesiz siyasi demokrasi ile iktisadi demokrasiyi nzlaştırmayı baska herkesten daha iyi gerçeklestiririz. Birer Cezayirli olarak kendi sornnlarımızı kendimizin ve kendi aramızda çözmemiz gerekir. Devrim, bizim için, yenl bir toplnmsal iktisadi düzendir. Bn düzen, geleneklerimizin ve felsefelerimizin soylu, etkili ve 20. yüzyılın dinamigine nyabilecek yönlerine saygı göstermek anlamına gelir. Bn düzen, aynı zamanda, geride kalmıs zamanlann yapı ve anlayışlannın köklü dönüsümleri anlamına gelir.» adece iç politıkamız için değil, dıs politikamız bakımmdan da, haftanın en önemli olaylanndan birisi, sayın Inönü'nün Türkiye NATO iliskilerini ortanın solu anlayı^ı içinde yorumlamasjydı. Inönü, •özellikle genç, aydın T» memleket sever kosaklana» dinlemesinl istediği Istanbul konuşmasında, CHP nin dıj politika göriişünü gu temel noktalar içinde belirtmişti: A Hiç bir ülkenln dıs politikası. dünya poliıikasının temel felsefeleri dısında mücerret bir olay değildir. hadiseler arasmda İs'anbul köpriisii O stanbul köprüsünü ben oldnm 1 f olası istemlş, müdafaa etmt J I şimdir; çünkü luzumuna m U ç o k inandığım bayındırlık işlerinin basında bn köpru relir.. Nedense bizimkiler bnna bir türlü yanaşmadılar. Ve maaleset şimdi İstanbul köprüsii muhalefet için zararb, iktidar için faydalı fakat ne de olsa münakaşaü bir mevzu oldu. Halbuki aslında bunun hiç su götürür tarafı yoktur. O kadar yoktur ki bu sene pek fazla esen lodos fırtınalan bir hafta siirse İstanbul şehri elektriksiz, fabrikalar, müesseseler v« ikametgâhlar yakıtsız kalır; çfin. kü bizim petrolümüz Anadoln yakasmdan gelir Ona da lodos mâni olunca her şey durur. On be» gün evvel bu tehlikeye yirmi ddrt saat yaklaşmıştık. Unutmamalı ki Türkiye endüstrisinin yüzde 55 i İstanbulda, Türkiye nüfusunun beşte biri İstanbul ve hinterlandındadır. En büyük liman, en büyük şehir, en büyük merker burasıdır. Bunu ihmal etmek Türkiyeyi ihmal etmek olur. Böyle işlerde ne bölgecilik, ne partü cilik makbuldür. Bana uzaklardan mektup gelir: Yazıklar olsun sana! Anadola sefalet içinde iken sen köprü istiyorsun! Bu lâflan şimdi parti edebiyatı arasına soktular. Herkes rahatça söylüyor. Herkes İstanbulun sırtından bak anyor. Ama herkes fırsat bulunca soluğu İstanbulda almakta ve oranın nimetlerinden İstanbuilulardan fazla faydalanmaktadır. Buna göre bu ana şehre biraz daha tnülâyim muamele etmekte sade vicdanî zaruret d©gil, aynca fayda da rardır. Ve eger İstanbula çakılan bir çivi Anadoluda bir derde deva oIacaksa bırakalım çöksün bu şehir.. böyle midir?.. O zaman Türkiyede ne tiyatro, re otel, ne han, ne hamam... Tabiî memleketler böyle imar edilmez. Böyle kalkıo. maz.. Her yerin bir kısım thtiyacı öncelik alır. Köprü bunlardandır ve bir İstanbul dâvası asla değildir. Ne var ki münakaşalaria vakit geçiyor ve geç kalıyor ve yapılmasını istlyenler için büyük bir başarı, istemiyenler için de âdeta hıyanet oluyor. Ve sonunda sağduyu her ikisinin de payuu veriyor. Politik partilerimizin zayıf taraflarından biri de halk psikolojisini ya bilmemeleri, ya da on» kulak asmamalarıdır. Bunun da her zaman cezasını çekmişlerdır. Son günlerde köprünün ihaleye çıkarılmış olmasına pek sevindim. Ben tstanbula akılan her çividen çok memnun olurum ve ona ge> len zararlardan fena halde yaralanırım. Çünkü aslını saklıyan baramzadedir ben doğma büyüme İstanhulluyunı ve tstanbuluu en eski bir semtinden, Üsküdardanım. Bununla da iftihar ede> rinı. Ne is« bpstask böbürlenmeyi bırakalım da gelelim mevzua: Başbakan Süleyman Bey galiba Sanayi Kongresinde Türkiyenin her gün dsha ileri gittiğinl, geliştiğini ve gelişeceginl büyük bif inanç ile İfade etti. Sözlerinl radyodan dinledim. O günlerde İstanbulda bir gün kar yağdı. îanm saatlik bir de fırtına oldu. Şehir saatlerce elektriksiz kaldı. Hem Anbarlı, hem de Anadolu elektrik hatlan kırılmıştı. Ve geco fabrikaların elektriğini kestiler; şehre verdiler.. T^rkostaki motopomplar da işlemediğinden susuzluk da oldu. Fabrikaların ou vüzden uğradıkları milyonlarc» zaran söylediler ama rakam aklımda kalmadı.. Elektrik İdaresi başta.. herkes ziyan etti. Derken bir lodos oldu.. bu sefer de hatta bir yıldırım düştü. Şehrin büyük bir kısmı cereyansız kaldı.. o geçti. Lodos devam et ti.. etti. Anbarn tarafındaki gaz depolanndan denize uzanmış em me borusunıın ucunı lodos götürdüğü gibi, denize atılmış iskeleyi de götürdü.. ve İstanbula akaryakıt gelemedi.. bir gün daha sürse idi.. Avrupa tarafı akaryakıtsız kalacak, foel oyl, mazot ve benzin ile işleyen her şey duracaktı. Bu satırlan yazarken gene (odos bütün hızıyla esiyor.. ve hâlâ tstanbul bu tehlikenin tehdidi altında yaşıyor. İstanbulda bir yağ> mur, biraz kar meselâ bütün telefon şebekesini, elektrik scbekesini bozar. Neden bilmem trafiği de perişan eder. Hayati âdeta dağıtır.. meselâ ekmek bulunmaz.. meselâ gaz bulunmaz.. derken bir günde hayat iki misli pahalılanır. Şöyle bir soruşturun. Bu söylediklerimin mübalâğasız hakikat olduğunu göreceksiniz. E böyie bir lod?s, bir yafmnr, bir süa ile boznluveren düzene gelişmis diyebüir miyiz?Bence hâdise şu: Bir şey lâzım! Aman yapalım^ kim yapsın?.. falan.. filân.. yapılıyor.. eksik yapümış.. ekleniyor.. ekleniyor. Aaa! Biz lodosun bu kadar aert eseceğini hesaplamamıştık' rtbi lâflar.. Dlyeceksiniz ki: Her yerde ruzgâr, yağmur eser.. Ama her yerde bu nisbette hayati sekteye uğratmaz.. Bizim her işimiz günlök.. tesislerimiz de öyle.. bunlann ıslahı uzıın iş.. bari bnndan sonraklleri böyle bir lodosU. beş santün karla bozulmıyacak ve memleketin maddi mânevi şartlanna nygun ciddi sekilde yapalun da.. her rüzgârda yureğüniı oynama•ın.. ve tabiî yeni köprünün de her türlü rüzgâr ve akıntılara dayanacak şekilde yapılmasım dilerim. Sonradan: Biz demedik mi?. Buraya kOprü obaaz! diyerek insa kusumnn fikrin •akaUıtına yormay» kalkmaamlsr. 24. ULUSLARARASI FİLİBE FUARI 22 Eylu! 1 Ekim 1968 Nâsır, Hüseyin'le göriişiiyor KAHİRE, (a.a.) rdtln Kıralı Hüseyin Ue Birleşik Arap Cumhuriyeti Devlet Başkanı Cemal Abdünnâsır, Başkan Nâsır'ın köşkünde resmi görüşmelertne baslamışlardır. Genellikle güvenillr kaynaklar, Ikl liderin görüşmelerinde Ortadogu sorunuyla Kıral Hüseyin'in hata başında Suudi Arabistan'ı ziyareti sırasında Kıral Faysal ile yaptığı göriişmeleri ele aldıklannı bildirmişlerdir. Göriişmede B. A. C. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Zekeriya Mu hiddin, Başkan Nâsır'ın Dışişleri Damşmanı Mahmut Fevzl ve Dışişleri Bakanı Mahmud Riad ile Ürdün VeUaht Prensi Hasan ve Başbakan Behcet Talhuni hazır bulunmuşlardır. Başkan Nâsır, daha sonra Kıral Hüseyin serefine bir sriyafet vermiştir. Ü 0 Dünya politikasının temeli, Amerika ve Rusya arasındaki nükleer dengeye dayanır. Dengedeki farkhlaşmalar, politikadaki dalgalanmayı getirir. O Niikleer tehlikenin büyüklüğü, bir dünya savaşmtn çıkmasmı önleyecek tedbirlerin büyüklüğünü de doğurmuştur. Herhangi bir müttefik ise, çirişeceği savaşta yalnız kalıp, konvansiyonel silâhlarla çatışmak zorunda kalır. O tki niikleer devlet arasındaki devletler kendi selâmetlerini ve hayati menfaatlerini ittifak vecibe lerinin şartlarınm çok üstünde, dünya denge kuralları içinde sağlamak zorundadırlar. Aslında, hiç bir siyasi tertip tam bir emniyetli yol göstermez. Tek güven yolu, hep haysiyetli davranmak, herkesi bık tıran bir tahrik politikası gütmemek ve genel olarak haklı dâvaları kabil olduğu ölçüde. barış yoluyla çözmeye uğraşmaktadır. Görüldüğü gibi, Ortanın Soiu'nun bu günkü dış politika anlayışında ilk ele alınan, NATO ve Varşova Paktı tipi kuruluşlann dünya poütikasını şekillendirmeleridir. înönü, dolayh olarak, «Bn politikayı yaratmak bizim isimiz değil. fa kat haysiyetli olmak görevimiz» diyor. Fuırın loplarn almnı : B1O OOO m» TeShır alanı : 1S0.O0O m1 '967 yıhnd» Fuara katılan ufka'arın sayın : 49 Zıyaretçi tayısı : 520.000 Uzmailar ıçm 5z*< gunlar Uhsıs «dîlmltflr. Fuar saat 8 ıla 18 arası gazilsbılır. F<lıb« Fuan.Uluslararmsı Fuartar Bırlı0Enln Sorunun cevabı Ulusıanıra,, Fil't» Fuan Sulgarıstan Talgraf • PanaJn Plovdıv Bulganstan Tıorat Odası, 11 a, Al. StamMlısky Uluslaransı Fılıt» Fuan Şub«l Tavsılatlı bilgı ıçın muracaal adresi : BulgsrtHan Tkarat AtasellJİ lıtmnbul.Talafan : 41 75 3f Biafra askerlerfnin yaşları 1516 LAGOS, (IJI.) ( B a s ı n : 3O451/44J; Rus entellektüelleri gençlere eğilecek San Fransisco'da Fairmont Oteli önttode toplanan 500 kadar öfrenci, Vietnam savaşını protesto amacıyla gösteriler yapmıslar ve bu arada öğrencileri dağıtmaya gelen polis kuvvetleriyle aralannda çatışma başlamıştır. Dean Rusk'ın Otel'de konuşma yapacağmı duyan gençler, prolesto Için toplanmışlar ve polis kendilerini dağıtmaya çalışınca, ellerine geçirdikleri şişeleri polise atarak, karşı gelmişlerdir. Resimde gençlerden bir kaçını sürükleyerek olay yerinden uzaklastıran polis görevlileri görülüyor. S Havana Kongresi soncr erdi H HAVANA, (a*.) avana'da toplanan «Kültür Kongresi» nin sonunda, «Ha1 vana Çağınsı» adında bir çagn yayımlanmıştır. Bütün dünya «yazar, bılim adamı ve sanatçıları» na yapılan bn çağrıda, dünya aydınlarından emperyalizme karsı mücadeleye katılm»ları ve bn mücadeleyi şiddetlendirmeleri, knrtnlnş mücadelesinde kendilerine düsen payı yüklenmeleri, istenmektedir. Çağrıda özetle şoyle denilmektedir : «70 ulkeden gelen ve Havana Kongresinde birlesen biz aydınIar, emperyalizme karsı mücadele eden bütün Dloslarla, özellikle kahraman Vietnam halkıyla faal dayanışmamızı ilân ediyornz. Dünya aydınları için Isveç'feki bildiri kaçak Amerikan yayınlandı askeriarinin sayısı 14 e yökseldi STOCKHOLM, (ajı.) kisi 26 araiıkta Amerika Birleşik Devletlerinden, diğeri 3 ocakta Almanya'dan gelmis olan Amerikalı 3 yeni asker kaçagı, «Vietnam Ulusal Kurtuluş Cephesini Destekleme Grupu» tarafından düzenlenen basın toplantısında tsveç'te bnlnndnklannı açıklamıslardır. Üç genç adam tsveç'e turist olarak girmişlerdir. Bunlardan Amerika'dan gelenlerinde kendi pasaportlanmn bulunduğu, Almanya'd'an gelenin ise sahte bir belge taşıdığı görülmüştür. Amerikalı üç asker kaçağı, 21 yaşındaki LawreDce Bertheaud, 22 yaşındaki Kenen Fulks ve Robert Tench'dir. Üç kaçaktan sadece somıncusu Vietnam'a gitmek mecburiyetinde idi. Fulks, birlifini 1967 yılının oeak ayında, Bertheand ise aynı yılın haziran ayında terketmişİerdir. Kaçaklar avlarca Amerika Birleşik Devletlerinde saklandıktan sonra, Kanada'nın Vaneonver şehrinde birbirlerine raslamıslar ve nçakla Stockholm'e fitmeye karar vermislerdir. Bnrronghs ise, Mannheim'de bnlnnan birligini terketmeyi 1 ocakta kararlaştırmıs ve daha Snce tsveç'e sıgmdıfını işittiği diger Amerikalı gibi bn ülkeye gelmeye karar vermiştir. Böylece Isveç'e gelmis olan Amerikalı asker kaçaklarının sayısı 14'e yfikselmistir. Bertheauld ve Fulks, Amerikalı kaçaklarla Isveç'li Avukat Hans Goeran Franck'ın ilgilendiğini gazetede okumuşlar ve Isveç'e gelir gelmez kendisini bulmuşlardır. Burroughs ise, sokakta, Vietnam lehinde pankartlar taşıyan gençlere başvurarak «Ulusal Kurtuluş Cephesı Hareket Grupu» ile temasa geçmiştir. Basın toplantısında her üç kaçak da kendilerini «asker kaçagı değil, fakat mülteci» kabul ettiklerini söylemişlerdir. Asker kaçakları Isveç'te ne yapacakiarını bilmediklerini, tahsillerine devam etmek istediklerini, ancak bu arada hayatlannı kazanmak üzere ne iş olursa olsun yapmağa hazır bulunduklannı ifade etmişlerdir. MOSKOVA, (a.a.) ovyetler Birligini meydana getiren 15 cumhnriyetten en bfiyüfü olan Federal Rns Cnmhnriveti kültür sorunlannın ele ahndıgı konferans, çalısmalartnı tamamlamıştır. Konferans cnma günn Moskova'da açılmıştı. Moskova Radyosu, Federe Rus Cumhuriyeti entellektüelleri konferansının, bütün Sovyet entellektüellerini «genç knşaklar fiserinde ideolojik etkiyi artırmaya ve gelistirmeye» çağırdıgını belirtmiçtir M ıjerya tstihbarat Komiseri Anthony Enahoro, federal birliklerin 15 16 yaşlannda Biafralı «askerler» esir aldıklarını ve 1011 yaşindaki çocuklar için dikilmiş üniformalar ele geçirdiklerini açıklamıştır. Enahoro, «Askerler Abakiliki'de üslenen Biafra knvvetleri arasında avaklanma oldnğunn söylediler» dedikten sonra Bonny bolgesinin, cephenin en faal kesimi olduğunu, federal kuvvetlerin Dawes Adası ile Port Harcourt'a doğru hücumlanna devam ettiklerini belirtmis ve bazı Biafra cephaneliklerinin imha edildiğinî ve birçok âsinin öldüruldü§ünü ileri sürmüştür. ^P^. CJ ELEKTRİK ENDÜSTRİSİ A.Ş. Gebzede kurulmakta olan elektroteknik alanda Türkiye'nin en büyük ve modern müessesesinde Alnrıan teknik müdürümUzün CPU'DCTirDİ OCIMtC I t K I olarak çalışmak istermisiniz ? vOya DAKTİLO SEKRETER Emin bir İ9 yerinde dolgun bir Ucretle çalışmayı arzu edermisiniz ? Almancanızı en iyi şekilde kullanmak istermisiniz ? VEFAT „. , Petriçli merhum Ahnjet Şükrü ve merhume Fahire Hanımın oğlu, Şeref Sağlam'ın kıymetli eşi, Cavit Sağıam, Maide Altay "e merhunı AU Nejat Sağlam'ın sevgili babalan, Mehmet Ali Riza Sağlam, Teşrika Arvay, Sabri Gençsoy, Mustafa Gençsoy; Tahsin Gençsoy'un ağabeyleri, Neclâ Sağlam ve Tarık Altay*ın kayınpederleri, Gaye, Enls ve Merve Sağlam'ın sevgili büyükbabaları, Melâhat Eğilraez, Nr.ran Seyvan ve Ahmet Sağlam'ın amcaları; Em. Orgenerai Fahrettin Altpy ve Emin Arkayl'nın dünürleri Sağlam Ticaret ve Sanayi T. Ltd Şirketi Kurucularından O halde P. K. 954 Karaköy İstanbul adresine tercihan Almanca yazıh olarak müracaat etmenizi veya 49 28 04, 49 20 56 ya telefon ederek şahsen görüşmek üzere randevu almanızı rica ederiz. (İlanciui: 4456/440) ABOÜLVAHİT SAĞLAM KaJckın rahmetine kavuşmuştur. Aziz naaşı 15 Ocak 1968 Pazartesi (Bugün) öğle namazını müteakip Şişli Camiinden kaldırılarak Edirnekapı Şehitliğinde bulunan Aile kabristanındaki ebedî istirahatgâhına tevdi edilecektir. Çelenk gönderilmemesi rica olunur. Eşi ve Çocuklarî yıldız Cumhuriyet: 464 İNGİLİZCEALMANCAFRANSIZCA MEKTUPLA ve PLÂKLA i Her ders 1620 sayfa ve 1 lira, Plâklı metodlar 50120 lıradır. Oersleri bitirenler LONDRA PARİSve BERLİN e göndertlır. Broşürümüzü veya 5 liralıh damga pulu gönderered ilkteşdefsimiznsteyiniz. J k | # J B â l g f t B # t t İ j B YAHANCI DİLLER ENSTİTOSO 1 İ H 4 I H I E • • • • Vti C M IRV T nto. 1 3 H R I E İ T N U U H İE 3 A BV S A 8 L (Reklâmcüık : 147/432) Inönü ve lideri olduğu ortanuı so lu için haysiyetli dış politika içinde, Türkiye'nin yeri nedir? Bu sorunun cevabını şöyle alıyoruz: «Biz NATO'ya dahiliz. NATO, ar tık. dünyadaki anlattığım barış fel sefesi içinde işleyecektir. O kuralIar içinde güvenliği, faydası vardır. Bizim NATO'da bulunmamu Sovyet Rnsya için bir temel mesele değildir. Bunu Sovyet Rnsya tnese le olarak almamaktadır. Nitekim, So\yet Rusya ile iyi ilişkilerimiz Amerika için de bir temel ibtilâf konusu değilidr. Biz NATO'da kalacak mıyız, kal mıyacak mıyız? Bu sorunun cevabını «Türkiye'nin yüksek menfaatleri nerededir» sorusunun cevabında aramalıyız. NATO'nun bize, hiç mübalaga etnıeksizin, sağladığı men faatler vardır. Bu NATO İçinde kal mazsak, hiç bir bedelle diğer biz tertip içinde veya tek başımtza aynı faydayı sağlayamayız.» Bir yorumda da gayet iyi belirtü diği gibi, bu son İstanbul konuşma sıyla înönü, CHP ve TİP arasmdaki farkı iyice belirtmiştir. NATO içinde kalmak ve NATO dışına çıkmak. bu iki sol kanat partinin uzun vâdeli stratejilerini ortaya koymak tadır. Fakat tnönü, dış politika konusunda AP ve CHP farklılığını belirlememiştir. AP hükumetinin, bel 11 yorumlayıj şekilleri başka da ol sa, dVs politika uygulamalan, son Înönü konusmasından başka değil dir. Ve artık birisi, «CHP dış politika konusunda ne istiyor?» diyince, ce vabınızın eksik olmasına sebep yok tun «Biz NATO meselesinde, bu se beplerle, mevcut ikili olan veya ol mayan bazı anlaşmalardakl hata ve eksifclikleri düzelttirerek. bu ittifakın yeni şeklinin içinde kalmak fikrüıdeyiz. Duzelmezlerse ne olur?. Türkler tahrik ermiyen, fakat, varlığını ve menfaatlarını korumasını bilen bir milletttr. Her darnmda kendilerini kurtarma yolunu bulurlar. Bunu buradan dünyaya hatırlatınm.» Şimdi bütün mesele, AP nin bun lardan farklı ne istediğini bulmak ta .. «Amerikan emperyalizmi, egemenliğini gelistirmek amacıyla, askeri, siyasi, iktisadi ve kültürel saldırısını genisletiyor ya da güclendiriyor. Bu, özellikle Kore, Laos, Kamboç, Kongo, Arap dünyası, Portekizin Afrika sömörjeleri, Veneznela, Bolivya ve öbür ülkelerde kendini göstermektedir. Kapitalist ülkelerin emekçileri de, yine aynı iktisa* di siyasetten dolayı sömürülmektedirler. «Amerikan emperyalizminin dünya çapındaki taarruzu, çeşitli derecelerde baska ülkelerce de desteklenmektedir ve bn taarrnz, ynkanda adı geçen olnslan bir kölelik ve iktisadi, toplumsaF ve kültürel yönlerden biraz gelişmislik altında tutmak amacı gütmektedir. «Emperyalizmin nlusları egemenliği altına alma tesebbüsü, en kabasından en sinsicesine kadar türlü kılıklara girmekte ve siyasi, askeri, iktisadi, ırkçı, ideolojik ve kültürel olarak her seviyede kendini göstermektedir. Bn tesebbüs, korknnç mali kaynaklara dayanmakta ve emrinde, kültür kurumları kılıgtnda gizlenmis propaganda şubeleri bnlondurmaktadır.» BU PARÇALAR S I N C E R DE YAPILMIŞTIR SİZE EN OOZGON VE AKICI DİKİŞİ VERMEK IÇlN butün SINGER Diki$ Makinalarının parçaları SINGER'in yüksek entemasyonal standart* larına göre hazırlanır SİZE YILLAR BOYU EN İYİ ŞEKİLDE HİZMET EDECEK olan SINGER Dikiş Makinalan piyasadan gelişigüzel toplanmış parçalarla yapılmı$ fair dikiş makinası değildir. Bütün SINGER OİKİŞ MAKİNALARI SINGER FABRİKASINDA HAZIRLANIR. SİZE EN RAHAT ÇALIŞMAYI SAĞLAMAK İÇİN hazırlanan SINGER Dikiş Makinalan kolay ve seri dikişi en iyi şekilde temin eder. SINGER Dikiş Makinasını kullanırken dikişler su gibi akar. SİZE KOLAYLIKLA TEMİN ETTİÖİMİZ SINGER Diki$ Makinasr YEDEK PARÇALARININ % 90'ından fazlası yerli imalât olarak SINGER'in 680 mutehassıs elemam taraîmdan Maltepe'deki SINGER Oikis Maki, nasi Fab[ikasında yapılroakiadır. GELİŞİGÜZEL PARÇALAROAN YAP1LMIŞ BİR OİKİŞ MAKİNASI OEĞİL, SINGER OİKİŞ MAKİNASI AUNIZ. GÖVENECEGÎNÎZ TEK ÎSÎM GÜLGÜN Ue SÜLÜN Maden Y. Müh. TANER SUBASI evlendiler. 14/1/1968 Gönen Cumhuriyet 459 y PaleontoloS AYHAN NAZL1 ile Maden V. Muh. GÜLTEKİ\ GÜNGÖB Gabin Maratonu (ÇALINAN TOPRAK)TA (Üâncıük .../442) nisanlandllar. SINGER (Moran: 183/430) Ankara 14 Ocak 19S8 Cumhurıvet 462
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear