Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHÎFE DÖRT 25 Evlul 1967 Yalnız Üsküp mü Bütün Mmkedonya öyle. Üskupten, şıir lestıvalınin yapılacağı Ohri feıyılarına gıderken yoi boyunra ta rıhımızin hâtıralariy! e dolu jehırleri gezip gordük: Pirlepe, Koprülü, Manastır, Resne! Manastır. bu jehirlerin en büyüğü en uygarı. Türkiye zamanında da öyle imiş. Selânık ve tzmirin eski hallerini andırı yor biraz. Manastırda Ataturk' un okuduğu askerî idadi binasını gordük. Olduğu gibı duruyor ve gene askeri oKiil ve kışla olarak kullanüıyor. Bir de ev gos terdiler. Delikanh idadi ı'.ğrencısı Atatürk'un bu evde bir Makedon kızıyla aşk macerası geç mış diye anlatjrlarmış. Ama Atatürk'le Manastın birarada ha tırlamak sıze başka bir şeyi daha hatırlatmıyor mu? «Manastırın ortasında var bır havuz..» Atatürkün sofrasında sık sık söylemekten hoşlandığı o *evimli Rumeli türküsünü! Gerçekten de var bır havuz Manastırın ortasında. Yanında da büyük bir camı. Bu camınm sadırvanıymış eskıdeıı havuz. Bu tun bir tanh canlanıverıyor insanın gözlerinde... Manastırda bır fie tıyatro bınası var ana cadde üzerinde. Onu da Baikan savasımtan sz önce Manastır valısi Atdulkerim paşa yaptırmış. Bu bınada unü dünyaya yayılmı? Sarah Bernardt'ın da oynamıs olduğunu söyledi bize Ismail Tevfık Bey. Manastır Türk okulunun müdürü olan bu değerli öğ'etmen vaktiyle Manastırdaki Fran sız lisesinden mezun olmuş. ' Üç gunu Belgratta, sltı gunü Üskupte ve beş günu OhriStruga'da geçen bu yolculuk, zevkh olduğu kadar da yararlı oldu. Bu yolculuğun en biiyük kısmının Makedonyada geçmesi bır talih eseriydi benim için. Yırmincı yüzyılın başından, hat ta daha eski zamanlardan beri Balkanların kaynayan kazam gözüyle bakılırdı Makedonyaya. Batı ülkelerinde karışık meyva salatasınm adı «MacedoineMakedonya» dır. Karışık olduğu için belki. Balkanların altı ulusu birbirine girmış bir halde içiçe yaşar bu bölgede: Sırplar, Bulgarlar, Türkler. Rumlar, Arnavutlar, hattâ Ulahlar yani Romenler. Şimdi slâv a=lından olan halka Makedon diyorlar. Eskiden yoktu bu ad. Sırplar hal kın Sirp. Bulgarlar Bulgar olduğunu iddia ederlerdi. Yunanlılar bir yandan, Arnavutlar bir yandan, en çok da Bulgarlar hak iddia ederlerdi bu topraklar üzerinde. Bulgar komitacıları, Tıirkler zamanında Türklere karşı ğiriştikleri mücadeleyi Sırplar zamanında Sırplara karşı sürdurmüşlerdir. Bulgarlann Balkan antantı dışında kahşımn başlıca sebebi d e Dobrucadan çok Makedonya üzerin deki istekleriydı. Zamanlar değişti, Sırplık Bulgarlık kalktı. Makedonyada çoğunlukta olan hıristiyanlar kendılerine Makedon adını taktılar. Yorgan git akedonya Federal Cumhuriyeti Ya zarlar Birliğinin ağus tos sonlannda Ohri gölü kıyısındaki Strugada yapılan şiir festivaline katümak çağnsını. doğduğum şehir o lan Üskübü, depremden sonraki haliyle görmek, oradaki Türk dostlanmla görüşmek, Ohri gölünün iki şirin yazlığı Ohri ve Struga kasabalannı tanımak imkânını sağladığı için severek kabul ettim. '' Manastırın ortasında N var bir havuz!,, yaşatan başlıca iki bölge BosnaHersekle Makedonya'dır. b o ı na • Hersek'in Müslüman mahalleleri görünüş,leri bakımından gerçi Batı Anadolu kasabılarvnı andınr ama Bosnalılar Türk çe bilmezler. Orada sadece Müs lüman geleneklendir yaşayao. Üsküp ve cıvan ise öyle değil. Rumeli Türk uygarlı^ının mer kezi olmuş eski Kosovv vilâyetimiz. Hâlâ yüzbm kadar Türkün ve bir o Kadar da Türkçe bilen halkın yasadığı verler. Bu rada bir Türkün kendini tautır sa yabancılık duyması imkân«ız dır. Türkiyeden gelenler en ficak bır sevgi ve vakınlıkla çevrelenıp ağırlanırlar. Makedonya Türkleri, bütün Balkan ülkelerı içinde. azınlık haklanna, tam bir dil ve kültür özgürlügü içinde saygı gö»terilen tek imtıyazh Türk topluluğudur diyebilıriz. Ikinei Dünya Sava}indan önce de öıgürlükleri vardı ama, i!k oftrenim lerini bile Türkçe yapmak hak kından yoksundurlar. Burü.ı 8 sınıilı i!kokullarınd«n başka Türkçe öğrenim veren liseler de var. Türkçe gazeteleri, dergileri. kitaplan çıkıynr. Onlardan daha kalabalık olatı Arnavutlarm da kendi gazete ve dergile Türkçe öğrenim tı kavga bitti. Şimdi Makedonya barış ıçinde yaşayan bir anlaşmış ınsanlar ulkesidır. Çocukluk hatıralanmla do!u Üskübun şimdi haylı değişmiş görünüşüne bakarken haüralarun hesabına acıdım ama orada yaşayanların hayat seviyesi bakımından sevindım. Depremden sonraki üskübü, nedense. halkı çevresine yapılmış barakalarda yaşayan. ortası hazırlanmış şehir plânının yürurluğe konraasını bekleyen boş bir arsa olan. bir şehirden çok şehir taslağı hîlinde bulacağımı sanıyordum. Oysa, yalnız iç yolları geniş ve düzenli asfalt bulvarlar halinde yapılmakla kalmamış, harap olan bütün önemli ve tarih! eserleri. camıleri, hamamları, çarşıları restore edilmiş, yıkılan eski bi Üsküp, üçüncü büyük şehir MANASTIRDA BİR CAMİ naların yerinde büyük ve kunt bloklar yükseltilmiş. geleceğe umutla bakan bir sehir halinde buldum. Üskübü yarı yanya boşalmış bulacağımı sanıyordum. Oysa deprem öncesi 180 bin olan nüfusunun şimdi 350 bini bulduğunu ve bu rakamla Belgrad ve Zagreb'ten sonra Yu goslavyanın üçüncü büyuk şeh ri olduğunu hayretle öğrendım. ri, okulları var. Gene de Türkiye özlemi, oradaki Türkler için >üyük bir çekim gücü içinde etkisını sürdürüyor. Her yıl oinlerce Türk oradan kopup anayurda göçuyor. Bu göç hareke»inde din taassubunun rolü var ama daha çok TürkivedeJtı akrabalann teşvikleri agır basıvor. Bugün Makedonyada yaşayan Türklerden çoğunun yalnız uzak hışım lan değü, anabarjakardeş gibi en yakın akrabalan Türkiyede yaşıyor. Doğdukları topraklardan koparak uzdklarda yeni bir hayat düzeni «urmak zorunda kalmanın acı«ı ile en yakınlanna ve sevdiKlerine Kavuşmamn sevinci paıvalıyor yureklerini. Çok şükur artık eskisi gibi pasaport ve vize güçlükleri kalmamış. Eskidcn bir vize alabilmek için aylarca kon solosluk kapüannda sürünen inlanlar şimdi yılda birkaç defs aşındınyor Türkiyenin kapılarını. İşe yarayan felâket O buyuk felâket üskübe çok yaramış. Yalnız Yugoslavya'nın değil dünyanın her yerinden akan yardımlar bu şehre o kadar bol ve zengin inıkâr.iar sağlamış ki, Makedonyanın hatta Yu goslavyanın daha başka bölgelerinden bu şehre bir insan akını başlamış. tşte şehre dört yıl ıçinde bu büyuk nufus artı?ını sağlayan da bu iç göç hareketi olmus. Şehir dışırva, kiloınetrelerce u zayan yeni sokaklarda, hazırkalıp evler kondurulmuş. Geçici barakalar değıl, her turlü me deni konforu olan mükemmel ve dayanıklı. şirin evcikler küçuk bahçeler içinde sıralanmışlar. Üskup istasyonu binası yandan fazlası yıkılmış, bir harabe halinde tarihî bir hâtıra olarak bırakılmış. Depremden durmuş saatı hâlâ beşı beş geçıjor. Makedonya Yugoslavyanın en bol Türkü, en çok türkçe konuşanı o!an bolgesi. Anıtlarımızı. olduğu gibi dilimizi de acaba ne kadar zaman için? • yadigâr bırakarak ayrılmışız bu güzel yerlerden. Ama bır Türk, Yugoslavyanın hiçbir yerinde bel ki Bosna hariç görmez burada gördüğu ilgı ve sevgivi. Üskubün başlıca mesire gazinoları hâlâ Konak, Değirmen, Saray adını tasıvor. Niyazi Beyin evi önünde Resne'de Hürriyet şehidi Niyazi beyin evi önünden geçtik. Ohri de Türk, devrinin hatırlalariyle dolu şirin bir yer; bugün Yugoslav turizminin belli başlı merkezlerinden biri. Ohri ' gölünün karşısı Arnavutluk. Stu , rugada Arnavutluk sınırından ' yedi kilometre ötedeydik. Otuz dan fazla yabancı müşteri çı j kınca bir günlüğüne Arnavutlu | gu gezdiriyormu? otobüsler. Adam başına 13 doUra. Ne yazık [ ki mevsim geçmiş ve yabancılar I azalmıştı Ohride. O yüzden kaldırmıslar sefer» leri. Yoksa bu kadar yakımna gelmişken Arnavutluğu da bir dolaşıvermek gerçek+en ksçınlmaz bir fırsat oUcaktı. Yugoslavya içinde eski Türk uygarhğının çeşitli örneklerini Kültür özgürlügü Eskiden kültür özgürlükleri olmıyan yada bu özgürlügü kul Unaralr güçte bulunnuyan Balkan Türklerinin anayurda göçmeleri dü»ünce»ini tavunurdum. Türkiyemizin de nülusa ihti yacı vardı o sıralarda Bugün 1? tersine dönmüştür. Bir yandan biz fazla gelen ve tehlikeli bir hızla artan nüfusumuzu nasıl besliyeceğimizi bilcmiyor'iz. Al manva'ya. Kanada'ya. Avusturalya'ya goç edenle; teşvik edi yoruz, bir yandan rla Balkanlardan nüfus ithal ediyoruz. Yok o!ma tehlikesi hiç değilse Yugoslav Türkleri için söı konusu değil şimdi. Onun içın, yer lerinde kalmalarım. orad^ eski Türk uvçarlık ve külturünün yartıgân halinde vesamalannı vpg bu!uvorum. Ama olaylar bizim yada mantıgın istekîerine uvmuTor her zaman. Ohri'de bir ickili açık hava lokantasında hep bir agızdan Rumeli türküleri söyler.irken masamıza çağırdığımız bir yerli bahçıvanm, biraz da kr<fayı çekince coşup bır aSızdan «öylenen türkulere katılırken hir yandan da sık sık vprirdcn fırlayıp <Abe cevahir!> yemişsiniz beni. üldürmi^ınız 1 » diye fevinç çığlıklan atışını ömrümün sonuna kadar unutamıyacd''ır,ı. VAR«N Doğu ile Batı arasında Yugoslav köprüsü Yakın ilgi Sarıkamış Askerî Salınalma Komisyonundan: Kağmnan Gamizonu ihtiyacı için (40) Ton «ığır eti kapalı zarf usulü ile satın alıntcakfar. Muhammen bedeli (300.000) lira olup geçici teminatı (15750) liradtr. Evsaf ve farüar Ankara, tftanbul Levazım Amirliklerile Komisyonda mesai saati içinde görülebilir. îhalesi 12 ekim 1967 perşembe günü saat 11.00 de yapılacaktır. 2490 sayılı kanun gereğince hanrlanacak teklif mektuplannın ihaleden bir saat önce Komisyon Baakanhğına verilmesi (arttır. (Basın: 23128) 11301 Ilaftalık bulmacanın halledilmiş şckli fiULMACA MODESTY BLAISE İSTANBUL 06 25 06 30 Ifl.45 06.50 07.00 07.05 07.30 07 45 07.50 08.00 08.20 08 40 09 00 09 10 CS.30 09.45 10 00 10.15 10.25 10 *0 11 00 11 05 1150 12.15 12 30 13.00 13.20 13.30 14.00 14.20 14 35 l«50 15 40 15 55 16.00 16.40 16.SS 17.00 17.15 17.20 17.50 19.00 13.45 20.00 20.13 20.30 20.45 21.00 21.05 21.25 21.45 22.00 22.45 23.00 24.00 16.55 17 00 17.30 18.00 18 30 19.00 19.30 20.15 21.00 21.15 21.45 22.00 23 00 23.30 24.00 01.00 Acılıs. orocram Turkuler Konusma O>un havaları Kove haberler Sabah melodileri Haberler ve hava dururnc I«tsnbulda bueün Hafif müzık Bu sabah sizınle Radvo hafıi M. orkestras' Sukran Akından »arkılar, Anneler i d n Taneolar C. Cevhercicekten türküler Keman soîoları Müzlk kutusu Tarım dünvajnıl Saz eaerleri Arkası varın Kısa haberler Sabah konseri llhan Feyman orkestrasl Dort ses. dört saz Mevdan faslı Hab«rler. R.G.de burun Hafif müıik ReklAm Droeramlan Selma Ersözden sarkıla»1 N. Kovuturk orkestrMi Solistler eecidl Konser saati M.Ovhanlıdan turkulff Kısa haberler Okul radvosu Cocuk bahce^i Hafif müzik Her ülkeden bir demet Kısa haberler Karma fasıl Heklâm oroaramları Haberler ve hava durumu Gumımuzün melodilerı M Ervurekten türküler Yuksek oirenım «encliîl ve sorunları Haiif mıızik Sonat faati 24 saatin oiavları Ekonorri dunvamız Erkekler korosu Anılarla Ataturk Heklâm Droeramları Haberler ve hava dunımu Büvüfc besteciler Kaoanıs IST4NBUL IL RADYOSU Acılıs ve Droetam Sizin için Kucuk konser Ivı aksamlar Senfonik müzlk Turkiveve hos «eldiniz Aksam konseri Beraber secelim Dört njzeârın getirdiâı e ı eiler Koncertolar Fransızca sarkılar Gece konseri Caz müzisı Cesıtli melodiler Gece varısı icm Program ve kaDanıs 123456789 Urdan. 9 Bir soru edatı, kötü. Avrupa ırkı mensuplan (çoğul>, TIIKARIDAN AŞAĞIYA: ota. 7 Bir • ? 6 7 89~ şart koşma eda1 Yemekten önce alınan az tı, bir soru eda miktarda alkollü lçldnin alafrantı. 8 Irgat giga adı. 3 Aralannda yarenlik bi çahşma duru etmekle me«ful olan. 3 «Uzakmu. 9 Tersi ta bulunan yemek» manasına lkl «satışa arzedılsöz. 4 Bir emir, tersi eski dilmış eşya» dede «kanşUrma ve altüst etraea managına gelir. 5 Eski küıç mektir (eski tegibl korkunç bıçaklardan, Öteı rim) masallarHnkrO msanların nimet bu iiyelerine karın meşhur daBulnucajnn dar gelir de teperler. 6 Hind hailedtlmh <ekl) V rf f a nyı/Jones T SOLDAN SAGâ: 1 Osmanlılık devrinin ilk zamanlannda yazdığı tarihl eserle ta rıhe geçmiş bilgin ve edeblyatçılarımızdaxı (ad) ve rütbeslnl gösteren unvanı). 2 Nakdl kredi bulmaya çalışma (iki söz). 3 Bir yurt içerisindeki azınlıklarm adı eskiden böyle idl. 4 Tersi atmosfer olaylanndandır, «lsi önemle görmeye ve yapmaya baçla!» ro&nasına iki söztU bir emir. 5 Çevrilince «birinci derece değil de ikinci derecede ebemmiyetli» anlamına eski bir terim belirir, bir erkek adı. 6 Çok yerru? veren ağaca çocuklar taraiuv dan sık sık atılanlar (çogtü). 7 Çok meşgul adamın başında sürU ile bulunan, bir zaman parçası, bir çeşit sporcu sandalı. 8 N o ta, olaganustü yaratık veya olay Evvelki günkü bulmacanın halledilmiş şckli NASIL HALLEDİLECEK Ynkarıdakl rakamlı bulmacada sadece 4 tane uıahttt (Ipuen) ve 8 tane sonuç vardır. Bo S kalan 12 karenio içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve toplama, çarpnıa, çtkartma, bötnıe isarellerine dikkat ederek soldau İ» v e jnkmndan asajhya bulmacada göstertlen sonuçlan bulunuz. Biraz vakttniıi aiıı ama, bog vaktinizi ho;ça geçirmij olursunuz. F. W. KENYON Çeviren: Vohdet GÜLTEKİN içki içiyor, aşağılık türküler söylüyordu. «Doktor» dediği ;u Lavender de son edindiğı dostuydu, George'u o akşam ona bira almaya göndcnı «'.i. Lavender zayıf, uzun boylu. dalgın goıunus!ü bir adamdı. Kendine cerrah süsü veriyordu ama, çıkıkçıdan başka bir şey değıldı. Yalnız, Catherine Byron'un ona büyük bir güveni vardı, oğlunun sakat ayağını iyi etmesi içın rıcada bulunmuştu. Lavender, uzanıp testiyi aluken: «Geç kaidm, Byron> dedi. May Gray de. testinin ağzından biralar aktığım görünce: tNe savruk çocuksun sen!> diye haykırdı. Lavender: .Çıkar ayakkabını. dedi. Oğlan oturdu. sağ ayağından ayakkabısını ağır ağır çıkardı. Yeniydi bu, çünkü büyümuş, Londradan gönderilmiş olan özel ayakkaplar ayağına uymaz olmuştu. George yaşına gore büyümekte olduğunu gördükçe ayağmm da kendiliğinden iyi olacağını ummuştu ama, sonradan acı blr uır.ut kırıklığına oğramıştı. Bir ara. ayağının iyi olması için dua da etmişti ama, şimdi. içıne bir acı çokmuştu, artık dua falan etmiyordu. Çorabı Lavender kendisi çıkardı, «doktoı« çantasından kendi icadı olan tahta bir âlet aldı. George gozlerini başka yana çevirdi, kııını kıpırdatmamaya çalıstL Lavender'in «makine» dediği bu şeyin iki parçası vardı, ıkisi de oyuktu, oyle ki yan yana getirilince çocuğun ayağının biçimini ahyordu. Adarr., isi bir an önce bitirmek için sabırsızlanarak. aleti çocuğun sakat ayağına taktı, tel gıbi b:r çehk şeritle ikisini birbirine bağladı. «Hadi sen îimdi git, Byron. Mıllicent sen: bekliyor.» George topallaya topallaya odasına doğru yola koyuldu. Her adımı ayrı bir işkence oluyordu. Millicent, kara gözlü, al yanaklı on beş yaşında bir kız, George'un yatağının yanmdaki sandalyede oturuyordu. încil'i açmış. kucağma koymuş, lâmbayı da yakmı?, ciddi ciddi okuyordu. Dudaklarında hazıı bekleyen bir gülümseyişle, başını kaldınp baktı. «üzan. George. Daha rahat edersin.» Millicent bir komşu kızıydı, Catberıne oğlunu kilisedeki din derslerine götürme ödevini de ona ver mişti. George daha okuma bilmediği için de Mil'.icent ona încil okurdu. Çocuk yatağın üzerine uzanıp da gozlerini kapayınca kız Davut'un ı.ıizmarlarmdan onun en sevdiği parçayı okumaya başladı •TaniJ benim çobanım, yoksun kalmam b:r =ey*" den. (Arkdsı var) A N K A R A 06 25 07 OO Çorum ili Daimi Komisyonu Başkanlığından 1 Özel İdareye ait Figani (Beke) kablıcası müstaciri sözleşme hükümlerini yerine getirmediğinden mukaveiesi fesh edıtnuş olmakla mezkur kablıcanın geride kalan müddetinin ıhalesi müstecirin nam ve hesabına 6.10.1967 cuma günü saat 15 de kapalı zarf usulü ile ihaleye konulmujtur. 2 Senelik rüsumu 25001 lira, kalan işletme müddetine göre muhammen bedel 45838.98 liradır. Geçici teminatı 3437.92 uradır. 3 Şartnamesi mesai saatlerinde ll Daimî Komisyon Kaleminde görülebilir. 4 Tâliplerin belirli gün ve saatte 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesine gore hazırlıyacakları kapalı zarfı ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilı Daımi Komisyon Baskanlığına vermeleri, postada vukuu bulacak gecikme kabul edilmiyeceği ilân olunur. (Basın: 23144) 11292 İstanbul Levazım Âmiriiği (2) No. lu Satınalma Komisyon Baskai.Iigu.dait. Sirkeci Demirkapı Kapaîı rart suretiyle üç kalem kapaklı bakır tencere helvane satm aimacaktır Tahmini tutarı (50.655) lira olup geçici teminatı (31851 liradır thalesl 11 Ekim 1967 carşamba günü Sâat 11.00 de vapılacaktır Teklif mektuplannın ihaleden bir sact evvel Kom. na verilmesini, postadaki gecikmeler kabul edılmez. Şartnamî. evsaf Ankara, tzmlr Lv. ÂmirlDtlerinde Vc nümu^FM ile birlikte Kom. da görülebilir. Miktarı Adet 38 28 25 Sap: 1696 C 1NSt Tntan Ura 07.05 07.30 07.45 0S00 08 10 08 40 09.00 09 20 09.35 09 40 10 00 10 40 10 55 11 15 11.30 12.00 12 15 12.25 12 30 Kapakh Palar Tencere Helvane No. 1 26.600 Kapakh Batar Teneere Helvane No. 2 15.680 Kapaklı Bakır Tencere Helvane No. 3 8.375 (Basın: 23026) 11303 1 L A 1S 27 Evlul 1967 carşamba günü saat 14.00 de açık pazarlıfc suretiyle 45 ton pamuk telefi, 22 ton üstüpü, 9 ton parça bez 300.000 tnetre (temiz, hata'a h&m ve mamül) bez ile 10 kaU m hurda saüşa çıkarılscaktır. Fabrikamız mallan satıp satmamakta veya dilediğine satmakta serbesttir. Eskişehıı Basma Kabrikası Mürfürlüğü (Basın: 22963i 11298 MİLÂNO FÜARI SAHASINDA 40INGI MİLLETLERARASI BİSİKLET ve MOTOSİKLHT SERGİSİ'ni ziyaret ediniz MtLÂNO, 1422 Ekim 1967 diiuyada 3 ve 3 tekerlekli taşıt imalâtıuın muazzam vttrini Yabancı zıyaretçiler için tercüman sağlanır. Muracaat. A.N.C.M.A. Via Mauro Macchi 32 • Milano (ttalle) (.Basuı: 30276) 11283 13 00 13.20 13 30 14.00 14.15 14.35 14.55 15.00 15.15 15.45 15 55 16.10 16.30 16.55 17.00 17.30 17.50 19.00 19.45 20.00 20.20 20.40 20.53 21.00 21 05 22 05 22 25 22 25 23.00 23.45 24.00 Açılış.. program Köve haberler A.Senoam ve M.Tocerden sarkılar Haberler ve hava durumu Sabah müziBl Ankarada bueün Her telden Türküler eecidi Bir kitao. bır olâk. bir olav Sabah konserı Kısa haberler Arkası varın Okul radvosu Sevım Suerden sarkılar Melodiden melodive Cocuk bahcesi Konser saati Yıldırav Cınardan türkuler Kıbrıs saati Kügük ilânlar Beraber ve solo sarkılar Haberler.. R G.de bugun Cesitli müzık lîeklâm Drozramları Cocuk bahcesi N. Ersozden sarkılar Bueun icin sectLklerımiz Kısa haberler N Bavramdan türküler Konser saati Plâklar arasında A. Ekber Cicekten turküler E. Savından sarkılar Cesıtli müzik Kısa haberler Yurttan sesler Köv odası Reklârn Droeramlan Haberler ve hava durumu Olkü YorükoBİudan türkuler Birlikte dusunelim G Gökselden sarktlar Kücük knnıer Uvkudan önce 24 saatin olavları Mikrofonda tivatro B takımından turküler ve ovun havaları C. Bolvadinden sarkılar Haberler ve hava durumu Ooera albumünden Gece variîina doîru Kacanıs ueorge da umutlanarak gülümsedi. < Ben bur'da kalırım, anne.» . Öyle sey olmaz! Nottingham'da oda tutanm, seru orada bırakırım May Gray'le.» John Hanson söze karıstı. • Burası azbuçuk onarılsuı, bir süre için kira ct bulunur. sizin de para gıkıntınız azaljrj George'un içini gene bir öfke kapiadı. Onun masallardaki şatosunda bir yabancı oturacaktı ha! Bir çey soylemeden, sandalyesini arkaya itip kalktı, topal laya topallaya çıktı, koruya gitti. Joe aramaya gonderilince onu orada buldu. Gelin Yolu'nda kozalak topluyordu. Kürek istedi, geürilince bir parça toprak üzerinde otlan temizledi, toprağı gevsetti, tersyüz etti, kozalaklardan birini oraya dikti. Yeri belli olsun diye de yerden bir dal ahp sapladı. < Benim ağacım... benim kendi mesem. Geleceğim, bujiıduğünü göreceğim.» Sonra ailenin tarihi sözünü hatırladı, sesine bir güç, bir kıvanç geldı: «BjTon'lara güven!> Nottingham Şatosunun yanmdaki dar yolda bir kaynaşmadır gidiyordu. Oradaki evlerde oturanlar perdeleri aralayıp gözetliyorlar. daha cesurları, daha iyi görebilmek için, baglannı uzaüyorlardı. Şimdiye kadar kaç kere olmuştu, şimdi gene oluyorfu. Küçük Lord Byron, şu kavgacı Bn, Byron'un on iki yaşındaki oğlu elinde bira testisi, köpüren içkiyi dökmemeye calı$arak. topallaya topallaya yoldan aşağı iniyordu. Komşulardan biri: «Rezalet!» dedi. Bir başkası: «Ayıp, çok ayıp!> diye söylendi. George, renk vermemeye çalısaraktan, B. Gill'in evine geldi. Arraesi, John Hansonia Lendra'yt gitmeden önce, orada oğluna. hizmetçisine oda tutmuştu. Durgun bir bahar aksamıydı, yolun üzerin» alacakaranhk çökmeye baîlamıştı. George basını kaldınp kızıllaşıp kararan gökyüzüne baktı. Evt girip de işkenceli bir gece daha geçirmeyi zaten istemiyordu ya, şimdi büsbütün istemez oldu. Bir erkek sesi sert sert: «Byron 1» diye seslendi. George aceleyle kapıyı açtı, üst kata çıktı. May Gray o ufak oturma odatındaydı, B. Lavender de oradaydı. Onu bekliyorlardı. Catherine gittiğinden beri hizmetçi kızda tuhaf bir değifiklik olmuçtu. George bir komjudan îşittigine gSre, pek avareleşnüjti. Arabacı oğlanlarla düjüp kalkıyor, onlarla