24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİPE DÖRT 6 Ağustfls 1967 CUMHURÎTET Siz Istanbulda şampanya biz de burada tapanca patlatayruz! M Yılmo ÇETİNER Çay diyarında tabanca sevdası öylerde aksao» elmak fiıereydi. Çay bahçelerinde kadın, erkek çalifan herkes, bfitttn günün yargımİTi|iniı çıkarmak için evlerine dönüyoria agır agır. Ufak çoenklar çıfhk atarak birbirleriyle yerlerde ynvarlanıp şakalaşıyor, bü yökler çayın politikaamı konasayordn yollarda... K Bu sırada, karsı tepelerin ağaçlan arasından arka arkaya belki 8, belki de 10 defa atılan tabancanın sesi herkesin bakısını. dikkatini o tarafa çekti. Fakat herşeye rağmen; ne büyük bir korlnınun izlerini, ne de telâşını gönnek mümkün değüdi hiç kimsede... Olay yadırganmamıştılBir kaç dakika geçti geçmedi ilerimizde, patlamalar başladı... Ve bumumuza kadar geldi barutun kokusu. N e var, ne oluyordu böyle... Muharebe mi başlamıştı? Çocuklar mantar tabancası atıp eğleniyorlar desek. Ses bu kadar siddetü olmazdı. O halde? Gülerek bize bakan ihtiyar bir köylü yanımıza yaklaşarak teskin etmek istedi heyecanınaızı. TeUsUnmsyın dedi. TelâsİMtmvvra... Karşı köyden bir şarjür bosalttUar... Biıimkiler d e ona karşılık veriyor!... Selimlagjyornz!... ütün Karadeniz illeri böyle ya... Rize'lilerin de en büyük merakı, en vazgeçemedikleri sevda tabancaydı... Genç bir çocuk kendini bildiği andan itibaren ne yapıp, yapıp beline takacağı tabancayı tedarik etmenin yollarını arardı. Çaydan önce de aynı hastalık vardı bu diyarlarda. Ama *. Yeşil Altın»ın bulunmasından sonra herkes birbiriyle yanş eder hâle gelmişti: B de bana yardım eden küçük çocuklara, para vermek istediğim zaman acaip acaip yüzüme baktıklarını, hatti ayıplayıp: Ne çıkar ımca, valizini tafimana. yardım ettiysem... Veya Gidip gazete getirdiysem nolur? Dediklerini, onlarm tok göz lüliiklerini ğım... hiç unutamıyaca abanca deyip geçmevin. Bir hayll pahalıydı bunlar. Rize köylerinde yapılanları Avrnpadan gelenlere nazaran daha ncnzdn ama yine de 400 500 liradan aşa|ı satılmıyordu. Î «Röstemin 8 lik tabancası var. Benim daha büyügü olmalı... N'için yok desinler!... «A köyünde herkeste otomatik tabanca var. Bizira köy niye eksik olsnn? Niye A köyfl fakirdir desinler? Zaten bu DESİNLER DEMESİNLER kelimesine dayanıyordu Rize'deki bütün sosyal hayayt... H e r k e s gururluydu. Herkes izzeti nefsine düş kündü. Yok demesinler, fakir demesinler, Namaz kılmaz demesinler, Camileri harap ve küçük demesinler, diye hiç kimse mâli taiatının çok üzerine çıkmaktan çekinmezdi... Cebinde 10 lirası olan adam, yeni tammış olsanız bile sizi lokantîda görsün, masasına davet eder, binbir ikramda bulunurdu... Rize'nin içinde veya köylerin Dışardan felen 23 bin liralık otomatik tabancalar ise 15 kurtunn boşaltıyordu bir anda... t?te, çaydan eline para geçen müstahsilin en önemli harcama yeri . cTabanca Pazarı»ydı!... Sonra kurşun... Onun da yerlisi ve yabancısı vardı Birinin sesi az, diğerinin kı hızlı çıkıyor. hu da sahipleri arasında bir şaka, bir rekabet konusu oluyordu... Tanesi, 1.5 liraya satılan yerli kurşunun. 4,5 liradan yalvar yakar aranan yabancısının her köye ne kadara mal olduğunu acaba tahmin ediyor musunuz? Düğünlerde gecede 78 bin liralık... Kurşun atıldığını söylüyordu Rizeliler. Köşe başlarında leblebi gibi. gizli veya açık kurşun alıp satanları gören polisler bazen dayanamaz: Yahn bari gözlerimizin önünde yapraayın şu işi, derlerdi:... Doğduğu, yetlştiği topraklardan aynlmayan Hüseyin Varlı, Gafur Şhnşek israinde bir köylüsü ile bahçede sohbet ediyor ay diyanna, Yeşil Altın'ın hcr yıl getirdiği mılyonlar ca lira ne oluyor? Nereye sarfediliyor bütün bu paralar?... Tabancadan, kurşundan başka müstahsilin ödeme yaptığı yerleri şöyylece sıralayabiliriz: Daktorlar... Avnkatlar... Eczacılar... Insaatçılar... Terziler... Sinemalar. Sigara, içki ve bir de tstanbnl gezmeleriî... Ç Evet Rize'li bunların hiç birinden kolay kolay vazgeçemezdı... Meselâ, Karadeııizin bn mutlu ilinde en fazla içilen siçaralar Bafra ve Harmandı. 6000 kilo Bafra. 1500 kilo Teni Harman, 600 kilo lenice, 200 400 kilo da difer sigaralar Ayda 4000 litre Rakı. 2000 litre diğer alkollu içkiler satılıyordu Rize'de... Yani, şöyle böyle 150 bin liralık içki, bir milyon liralık da sıgara... Şehirdeki arsaların. apartmanlarm çoğu köylülere aitdı. Ayrıca ufak ticarethaneler işletiyorlardı çarşıda. Çay bütün bır sene müstahsili oyalîmadığı. boş zaman bıraktığı ıçin pek alâ diğer bır i?e yetışebiliyordu çalışmaya. kazanmaya gönlü olanlar... Yaln'.z, bütün bunların arasın da acaba «vergilerden ne haber!» diyenleriniz de olacaktır? Zira, bana çay diyarının bazı çaycıları da ayni noktayı hatırlatıp üzerinde durdular! Çay mahsulü 30 bin liranın üzerine çıkınca devlet vergi alıyordu... Ama onlann da bir kısmı çayhğını aile içinde karısına, çocuğuna bölüyor, her bir bahçenin gelirini 29 binden yukarıya çıkarmıyordu. Tıpkı bunun değişik jekiilerini, büyük şehirlerde yapan bazı tüccarlar gibi... Fakat herşeye rağmen «Adil bir sistem kurulsun bız hepimız vergi verelim» diyordu Rize'liler... ağ yollannda dolaşa dolînihayet Azakhhoca köyüne gelebildik. Burası merkez sayılıyor. Yine yüksek bir tepenın üzerinde kurulan köyün ismi Azak denizi civarından gelen bir Hoca v e ailesinden k.almış... En iyi mahsul veren çayhklarla dolu etrafımız... Zaten insanlarının giyiminden. gölgelerinde oturduğumuz evlerin ya pısmdan, taşından. toprağından Çay bahçeleriyie süslü Rize köylerinde sıhhatli yüzlü çocaklaı lste Azakhhoca köynnün çocuklan anlaşılıyor zenginliği... Gayri ibtiyari; Orta Anadolnyu hatırlıyomm... Dofs ve Güney Dofnnnn canlı cansu bü tün manzaralan fözlerimin 8nüne geliyor... Mağara gibi yerin altına gömülü, penceresiz evlerde yaşayan solgun yüzlü insanlar... Ve rarazlnkt»n knrn knpknru kalmıs, çatlamış topraklar... Cnmtaorbaskanı kim biliyor musun? Kısa bir dnrma, tereddüt ve sonra cevap: Biiiyon... Padişah!... Ama burası Karadeniz... Burası Rize... Yeşil Altın'ın bulunduğu yer... Anadolunun bir baj ka ucu... Oralan değill... Köyün eski muhtarı Hüseyin Varlı ve Safur Şimsek ile gölgede oturmuş konusuyoruz... Her parti iktidara gelisinde köyün yolu değişmiş, 2 kilometrelik yolu 15 kilometre dolandırmışlar. Ve şimdi, üç yolu varmış Azaklıhocanın... Sonuncu kestirmeyi de Hüseyin efendi bitirtmeye çalıyor. Herneyse... Şöyle veya böyle, ama, tek yolu olmayan Anadolu köyleri yanında bir tanesinin de üç yolu bulunsun canım... Ne çıkar? Fazla mal göz çıkartmaz ya!... Hüseyin Varlı, akılh, tatlı söz lü ve basını takip eden bir ihtiyar. Kendini doğdugu topraklara adamış... Imkânı olmauna rağmen ayrılmıyor oradan... Konusuyoruz... Konusuyoruz.. Başka bin yaklaşıyor yamma, tabanca seslerini tabanca sevdalılarını anlatıyor bana... Ne lürora var bunlara, paranızı havaya atıyorsonu! diyornm... Adam alaylı, alaylı yüzüme bakıyor... Siz diyor. tstanbnl'ds Şampany> patlataysnnaz... Biı bnTada tapanca patlataynu!... Bn da pizum zevkimaz!... Duyuyor musunuz? Artık gözü açılan vatandaşın, uyanan köylünün cevabını... Pek çok an lamı var onun bu sözlerininl... Akşara rüıgârı, çay bahçelerınin nefis ve ılık kokusunu, serınlığini getirdi yammıza... Sadece bu kadar değil. oradan tat lı bir ses akıyor kulağımıza... TAPANCAMIN SAPÜNI GÜLLE DONATACAGIM GüLLE DONATACAÛUM B U L U Ş T Ü G D M Ü Z FERE, SEVDŞTÜĞUMUZ TERE TURBE TAPTURACAGüM... D Dişi Bond M O D E S T V [ .UA.yıP l N E BLAISE ** Kediye verdim kılçıği hissettum kendumi komprador!.. İ S T A N BU L M.25 0«.30 06.45 08.50 07.30 07.45 07 50 08.00 08.15 08.45 09.25 03 40 10 00 10.30 10.45 10.50 11.?0 11..70 1İ.00 jHHll Tiffany Jones TJlfANY M a l k O Ç O ğ l U konu veresim: AYHAN BAŞOGLU BEYAZGUL Acılıs ve üroeram Ovun havaları. Konusma Türkülcr Habeıler ve hava durumu Istanbul'da bueün Küeük tlanlar ve müzik Ovun havaları Sabah ve müzik Istevin calalım Tarih savfaları Mutlueiller Plâklar seslcnivor Pa?ar sohbetlcri Kısa abcrler ve ilanalı Miııvatur müzik Bizi rinler misiniz? Sevdiin'ıZ asrkılar Üc cizai. üc olsit 12 "5 Kücük ilânlar 13.30 Yufdtın sesi kadınlar korosu 13 00 Haberler ve hava durumu 13 15 Reklâm Droâramları Kısa haberler 15.00 Sarkılar 15.10 1.V30 Pazar Ronseri lfi.00 Sarkılar 16.15 Lâtin Dunvasır.dan melodıler 16.45 Kısa haberier ve iiânlar 18.50 Melodi zinciri 17.35 A Sezain'den tkrkkler 17.50 Reklâm Droeramları 19.00 Haberler ve hava durumu 19.30 H. Tasan'dan türküler 1945 Türk mı.i7;Bİ Droeramı 20.20 Kücük ilânlar 20.25 Radvo kitaDİıSından 20.45 Gecen hafta 21.00 24 saatln olavları 21.05 Sizin icin sectiklerimiz 21.40 Sarkılar 22.00 Reklâm Droeramları 22.15 Haberier ve hava durumu 23.00 Sizlerle beraber 23.55 Günün haberieri 2400 Kaoanı 1 İSTANBVL İL RADYOSU 09 55 Acılıs ve oroiram 10.00 Sizin icin 1C.30 aKrısık sololar 11.00 Sevieln sesler 11.30 Vslsler ve DOİkalar 11.45 Akordeonla melodller 12.00 Gecmis elınlerin sevüen ses leri 12 30 Koncerto saati 13.00 Cesitli melodiler 13.30 San soloları 14.00 Tatil melodileri 14.30 Minratür müzik 15 00 Caz ^aati ;5.?.O Gencler icin 16.00 Pazar konserl 17.00 Cav saati 17?,0.Kucük konseı 1S.00 İvi aksamlar 18 30 Senfonik müzik 19.00 Hafif müzik 19.30 Aksam konseri 20.15 Genclerin sevdikleıi 21.00 San reDertuarından 21.30 Dünvanın dört bucaeından 22.00 Tatil aksamı icin 22.30 Gece konseri 23.00 Sevilen ooere.ler 23.30 Hafif sarkılar 24.00 İstanbul'da £?ce varısı 01.00 KaDanıs. BJJKMACÂSI SOLOAN SAĞA: 1 tstıklal marsımîzın eüftesinı yazmış olan buyük ve milli şairimiz (üç isim). 2 Uenışliğı. öğretmenı, üçımcu zaman yerlerınden ^n eskı takinı. 3 Kıreç taşı, Ağaç kesmeye yarayan araç. 4 Anlamı. bır nota, su, vahçi hayvsn yuvası. 5 Yukseklıklerı aynı rlan yerler, devam ettirme. 6 Başına bır harf gelirse buyük baba. Anadolu Ajansının kısaltılmış ?skh, süzel janatların tumü. 7 Bır harfın okunuşu, yetim ve emeklilerin aylığı (çoğul). 8 Bir erkek adı, bır nota, bir nevi karışık aşıya verilen ısım 9 Bazı kelımelere ulanarak soy, sop özelliği bildirir, Atalarımızın sütünden xımız yaptıkları hayvan, tprsinden okunuısa sıcak memleketlerde yetı^en bır meyve olur. Sonuna bir harf gelirse bir deniz aracı olur. 10 Çocuk < 1 ı > ğurmus dı.şı. 11 Savaşma, bır tarafa eğılmış, bir harfın okur.usu. 12 Bir şeyi mamul hale getıren (ıki kelime). 13 Kırlarda kendi kendıne yetışen bitki. rr.erhsmet duyma. her za man olmayan. 14 Tersinden okunursa balık tutmaya yarayan araç olur, mektubum, kasları gür ve. siyah olanlara bu ad takılır. 15 Yanardağdan fışkıran. unsurlar, hissediş. 16 Ümıt et anlamma bir emir, çıktıcı yer. bir çogul takısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Onbeşıncı yuzvılda 9119 beyitlık Muhammediye yazarı olup Hacı Bayram'm rr.ürit'erı arasma girmiş ve eseri birçok dillere çevrilmiştir 'iki isim). 2 Genişlik, birbirinin ajnı o 1 2 3 4 8 6 7 8 9 1O 1H213141516 1 16 lan, bir göz rengi, yemek. 3 Bir olayı kısa şekilde anlatma şekli, eskiden lise ayarında öğretim yapan okul. 4 Bulaşmış (eskı terim), bıkmak. 5 Rahatına düşkün, renk renk. 6 Karnı doymuş, yemek, lersınden okunursa bükül anlamına emir olur. 7 tvedi, hepsi birden. 8 Bir şeyin üzerini kalemle çizelemek, bıtmemış. 9 Duman lekesi, eksikFiz, ıcra'nın yarısı, bır harfin okunusu. 10 Yaradılışla ılgıli, güzel sanatların tümü, alışmış olan. 11 Saatle ölçülen soyut kavram, keman yayı. 12 Hususi olmayan, Eski Türklerde ve Orta Asyada ruhlarla ilgili olduğuna inanılan din adamı (çoğul hali). 13 Argoda pusuda anlamına geür (çoğul halı). Bir nehrimizin adı. 14 Sonuna bır harf gelirse Ermeni erkek adı olur, başına bir harf gehrse tayyareden bununla atlanılır, gümüş parlaklığında demır sertliğinde bir maden. 15 Ye mek işini yaparım, eskiden ya zıdakı mürekkebi kurutmak ı çin kullanılan ince kum, Kafkas dağları civarında yaşamlş biı kavim. 16 Büyük anne, neşvinuma bulur. FRİEDRÎCH DÜRRENMATTi 17 Sonra başı yukarda, gururlu, yoluna devam etfi. Yanında kocasıysa yıkılauş bir haldeydi. Aal. den müthiş ihtiyarlamıştı sanki. Matthai bütün alay gelip geçinceye kadar besIedi herkes giyimli, koyu renklere bürünmüş.. Etraf güneş içindeydi ve herşeyin üzerine bir sessiziık inmişti. Kimseden çıt çıkmıyordu. Sadece kilise çanJarının sesi, at arabasmın tekerlek gıcırtısı ve parke ^löşel: köy yo!unda ilerleyen cenaze alayuun ayak patırtıları... Matthai «uçak alanına», diyerek tekrar ototnobiline bindi. Felîer'le vedalaşıp pasaport Kontrolundan geçtikten sonra bekleme odasmda Matthai bir gazete aldı. Gazetede Gunten'in resmi vardı ve Grirli Moser'in kâtCi olduğu yazılıydı. Bizzat Matthai'nın de resmi çıkmış ve Ürdün'e atanmasına dair bir yazı verilmiştı. Bu atanmanın şerefli bir terfi olduğu söyleniyordu. Lâkin Matthai, yağmurluğu kolunda dışan çıfetığı zama' alan terasasmın çocuk dolu olduğunu gördü; bir okul dolusu çocuk! Besbelli uçak alanmı gezip görmeğe getirilmişlerdi. Pırü, pırıl giyinmış küçük kız ve oğlan çocuklan ellerindeki rnendil ve bayraklan saCayarak heyecanla konuşup gülüşüyor ve gümüş renkli dev uçakları havalamp konnıalan karşısında çığlıklar kopanyorlardı. Matthai biran durup onlan seyretti, sonra beklevTn uçağa doğru yürüdü. Bu zamana kadar diger yolcuların hepsi binmişti. KapıdaXi hostes Matthai'nin biletini almak için elini uzattı. Lftkin o tekrar durdu ve arkasına baktı. Terastan neşe ?e heyecanla eı sallayıp duran çocuk güruhuna baktı. «Hostes hanım,» dedi. «Ben bu uçakla gitmiyorum. Ve geri dönerek terminal binasına doğru yürüdü: çocuk dolu terasm altmdan geçti ve dışarı çıktı. * * * Matthai'yi Pazar sabahına kadar görmedim. Görüştuğomuz zaman da haylı sınırliydi. Durup riuTurken hışraa i' açılmı=tı Dış Işteri Bakanlığmdan te.efon etmış.erdı. Ürdün Hükumeti Çeviren: NİHAL YEĞİNOBAU ANKARA Acılıs ve Gove haberler Gıınavdın Sarkılar Haberler ve hava durumu nkara'da bueün KJcük ilânlar Ovun avaiarı Kucuk ilânlar Dinlevici isteklerl Maeazin İstekleriniz mikrofonda Sarkılar . Levleein bmrü Kısa haberler ve ilânlar TAürklüer B:zi dinler misiniz? Bri sizden. bir bizden Evfelden müzik 12 25 Kücük ilânlar 1230 Vtırttan sesler 13.00 Haberler ve hava durumu 13 15 Cesitli müzik 13.40 Sarkılar 14.00 Cocıık bahcesi 14.15 Reklâm orosramları l.î.15 Kısa haberier ve ilânlar 15.20 Baslama Takımı 15.35 Trafik 15.5 Dans kulübü 16.15 Sarkılar 16.35 Cesitli müzik 16.55 Kısa haberler ve iiânlar 17.00 Türküler 17,30 Tarla dönüsü 17.50 Reklâm Droâramlan 19.00 Haberler ve hava durumu 19.30 Kücük ilân'ar 19..",5 Cesitli müzik 19 50 Turizm 20.10 Sarkılar 20.10 Sarkılar 20.10 Sarkılar 20 30 Ünlü solistler, önlü orkestralar 20.55 Uvkudan Bnc« 21.00 24 saatin olaylan 21.05 Gecen afta 21.20 Soor dereisl 21.40 Caz müriSi 22.10 Müzik dünvaM 22.30 H. Ovlum'dan türktiler 22.45 Haberler ve hav» durumtı 23.00 Gece konserl 33.45 Gece varınna dotru 33,55 Günün haberlerl 34.M K ı n n ı ı 06 25 07.00 05.30 07.05 07.30 07.45 03.05 0S.10 08.25 08."0 09.00 09.20 10.00 10.20 10.45 15.50 11.10 11.15 11.25 protestoda bulunuyormuş. Federal konsey benden bilgi istemişti. Halbukı ben bilgı verecek durumda değildım. Zıra Matthai'nin hareketlerıne benım de aklım ermıyordu. «Otur,» dedim. Resmi ve soğuk halimin onu ürküttüğünü sanıyordum. Oturduk. Sigara yakmadım ve ikram etmedım Bu da fenasına gıttı. «Federal Hükumet, Ürdün Hükümetiyle bir anlaşma imzaladı,> diye sözüme devam ettim. Bu anlaşmaya sen de imzanı koydun, şimdi Ürdün'e gıtmemekle bu anlaşmayı ihlâl etmiş oluyorsun. Ikimiz de kanun adamıyız. Daha açık konuşmama herhalde hacet yok. Matthai, «Yok,» dedi... «Onun için hemen ılk fırsatta Ürdün'e hareket etmen: isiyorum.» «Gitmıyeceğim.» «Neden?» «Küçük Grıtli Moser'in katili henüz bulunmadı da ondan.» «Seyyar satıcı değil miydı diyorsun?» «Değildi.» «Eiimızde itirafnamesi var ama.» «Maneviyatı kırılmış olsa gerek. O uzun sorgu, ümıtsizlik, herkes tarafından terkedilmiş olduğuna manmak.» Matthai yumuşak bir sesle, «Suç biraz da bende,» diye ekledı. «Adamcağm bana güveniyordu ama ben ona yardım etrrnr dim Ürdün'e gitmek telâşındaydım.» Tuhaf bir durumdaydık. Aramızdaki eski samimilik kaybolmuş, üzerimize gergin, resmi bır hal gelmişti sanki. Matthai, «Bu dosyayı gene bana devretmeni istiyorum. sef.» dedi. «Bunu yapamam» diye cevap verdim. «Hem zaten sen artık bizden değilsin, Matthai..» Matthai hayretler içinde bana bakakalmıştı. «Beni atıyor musunuz.?» «Ürdün'dekı görevi alabilmen için istifa et•fiğini unutuyorsun. Onlarla olan Kontratından dönmek istiyorsan, o senin bileceğin şey. Ama biz seni şimdi yeniden aramıza alırsak bu hareketini onaylıyoruz anlamına gelir. Bunun da imkânsız olduğunu herhalde anlarsm.»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear